23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
17TEMMUZ 1995 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Imar durumu 4 kat olmasına karşın bazı bölgelerde belediyeler 10 kata kadar inşaat izni veriyor Altyapısız ve 'imarlr' kentleşme• tstanbul'un sözde " Gecekondulaşma eğilimi var" denilen bölgelerinde imar durumlanndaki kat sayılannm birkaç misli yiikselen 'belediyeden izinli' iş merkezi inşaatlan, hem plansız ve altyapısız kentleşmeyi körüklüyorlar hem de su havzalannda yoğun ve kirletici yapılaşmaya öncûlük ediyorlar. OKTAYEKİNCİ lstanbuldaki son yağmur baskınından sonra mikrofo- nun başına geçen hemen tûm yetkililer, kentin plan- sız geliştiğinden yakındılar ve bu nedenle altyapının yetersiz kaldığını açıkladı- lar. Hele bu yetkililer. örne- ğin şimdiki tstanbul Bü- Beykoz üçesine bağh Kavacık bölgesindeki 10 ve 12 katfa bu dev iş merkezi inşaatlan, nazım planda havzası bölgesine sözde 4 katiı imar izni verüerek yükseliyorlar. yükşehir Beledıyesi ya da ilçe beledıyele- ri gibi göreve henüz 'yeni gehniş' ıseler bu tür saptamalanna 'önceki yönetimkrin ku- surlannT da eklemeyı ihmal etmedıler. Örneğin Recep Tayyip Erdoğan'a göre îstanbul yıllardır plansız bırakılmış, altya- pıya ıse hıç önem verilmemışti. Bu olum- suz birikımin yarattığı yagmuı felaketin- den de kendileri sorumlu olamazdı... Erdoğan'ın bu açıklaması, elbette ki yanlış değil ve yine tstanbul'un bugün karşt karşıya bulunduğu şehircilik sorun- lanndan tek başına sorumlu rutulması da doğru değil. Ancak gözden kaçan çok önemli bir sü- reç var ki o da şimdiki yönetimin, özellik- le 'plansız ve altyapısız kentleşme' konu- sunda öncekılerden hiç de geri kahr bir durumda olmaması. Tam tersine. tstanbul'un genel nazım plan ilkelerine aykın yapılaşma. bu kez çok daha özgürce ve hızla devam ediyor. Su havzalannda koruma hukukuna ve yi- ne nazım plan kurallanna aykın olarak kaçak binalann yanı sıra artık 'ruhsatiı in- şaatiar'da yükseliyor. Yeni belediye yönetimleri, eski yönetim dönemlerinde onaylanan, ancaİc şimdi yargı kararlanyla iptal edilen, iptal gerek- çeleri ise lstanbul'un kentsel yaşam kay- naklannı imara açarak tahnp etmek olan planlan düzeltmek yerine, ısrarla 'yürür- lükte" rutmaya gayret ediyorlar. Son ola- rak Şışli'deki eskı tETT Garajı arazisinde yaşanan tartışmada da görüldüğü gibi yi- ne planlama ilkelerine ve altyapı yetersiz- liklerine kulak asmadan, 1985'İerin proje- lerine dört elle sanlıp her boş bulduklan kamu arazısıne 'rant tesisi' kurmanın ön- ağaçlandınlacak alan olarak gösterilen su derliğini yapıyorlar. Bütün bu gelişmeler gösteriyor ki son yağmur baskınından sonra plansızhğın ve altyapısızlığın Istanbul'u yıllardır rutsak aldığını belirten 'yeni' yöneticiler doğru- yu söylüyorlar, ama aynı yanlışı bu kez 'yeni yöntemlerle' de sürdürmekten geri kalmıyorlar. Bu yeni yöntemler arasında ise yine ön- ceki dönemlerde onaylanan kimi sakıncalı imar planlanndaki. örneğin 4 kat imarlı yere 8 kat inşaat izni vermek, yani eski bir yanlışı en az iki katı yanlışla ruhsata Ege kıyısı, bir mutluluk reçetesi AYDIN ENGtN Mutlu olmak aslında. samldığı kadar zor değil. Hatta öğütlerime uyarsanız çok kolay. Şimdi dikkatle izleyin. Tek koşul kararlı olmak. Kararlı, ınatçı ve arsız. tlk önce yazıişleri müdürûnün, odasında yalnız oldu- ğu bir anı kollar ve içeri dalarsıruz. Bu sırada, sıradan bir muhabirin reddedilmeye alışmış yüzünü değil, araş- tırmacı-gazeteci denen tiplerin somurtuk ciddiyetini ta- kınmalısınız. Odaya hızlı adımlarla girersiniz ve yazıiş- leri müdürünün "Hayrola, ne var ?" filan demesine ola- nak vermeden söze girersiniz: - Şef, ağuiıklı olarak iç turizme dönük bölgeierde tu- ristik hareketlerin makroekonomik etkileri üstiinc bir araştrrma dizisi hazırlıyorum. Tatil dönemi başlamadan bir gözlem gezisi için şöyle bir kaç günlüğüne... dersiniz. Yemez tabii. - Abi tatil çoktan başladı. Bu bir. tkincisi ve daha önemlisi "Türkiye'de gençlik hareketlerinde değişen de- ğerler" konulu dizryi hazuiayacaknn. Hiç ses çıkmıyor ondan. Püskürtüldünüz. Odadan çıkar ama teslim olmazsınız. Ne demiştik: Mutlu olmak için ana koşul kararlı olmaktır. Kararlı. inatçı ve arsız. Kendi kendinize uGtdecegim yerde yüzen, plaj voley - bohı oynayan gençler elbette vardır. Onlan gözlerim. Bu göztemler. müdürün sözünfi ettiği Allah'ın belası diziye biraz renk katabilir'' dersiniz ve perşembe öğleden son- ra arabanın burnunu güneye çevirip gaza basarsınız. Mutlu olmanın kararlılık koşulunu gerçekten benım- sediyseniz Yalova-Bursa arasında. sollayanlan sollayan kamikaze sürücülere kafayı takmazsınız. Ama Bursa- Balıkesir etabında uzun bir konvoy oluşturmuş ve uzun yokuşu saatte 20 kilometre hızla tırmanan kamyon sü- rücülerine aynı anlayışı göstermezsiniz. Çünkü onlar şu anda 'mutluluğu geciktiren birer dûşman'dırlar artık. M)llarsınız. Solladığımz konvoy uzun olduğundan kar- şıdan gelen araçtan kaçmanız zordur. Kannızdan fırça yersiniz. Aslında sizin de bir trafik magandası olduğu- nuza ilişkin komplimanlar duyarsınız. Teslim olmayın ve gaza basmaya devam edın. Mutlu olmanın koşulla- nndan biri de arsız olmak değil mıydı ? Balıkesir'e vannca bu kez arabanın burnunu batıya çevirin ve gaza basmaya devam edin. Çilenin sonuna geldiniz. Sıkın dişinizi. Mutluluk tvrindi kavşağını ge- çince uç verecek. Kararlıysanız o da olur ve tvrindi kavşağını geçersiniz. Ege patlar. Savaş gibi, banş gibi. sevinç gibi patlar Ege. Hayır henüz deniz görünmemiştir. Ama artık sağı- nız solunuz zeytın, pımal, bodur meşe, mersin, böğürt- len ve kekiğe kesmiştır. Dört günlük kaçamak tatilin sonunda kaçınılmaz olarak gelecek olan "Abi kaç gün- dür gorünmedin gazetede. Neredeydin" sorulanna yanıt aramaktan vazgeçersiniz. Mutluluk koku. renk, ses ve rüzgâr olmuş damarlannızda yayılmaktadır. Az sonra, Havran'a ulaştığınızda mutluluğunuz taçla- nır: Ege, bütün denizlerin en eskısi, en güzeli ve büyü- Kimi denizler soğuktur. Ege serin. Kimi denizler dalgalıdır. Ege köpüklfi. Kimi denizlerde rüzgâr eser. Ege'de imbat lüsü kıyıya kadar sokulmuş zeytin ağaçlanyla öpüş- mektedir. Arabanın burnu yeniden güneye. Ama artık gaza bas- mak yok. Traktörlen bile sollamak yok. Ege'desınız Ege'de. Her saniyenin tadını çıkararak. ağır ağir Burha- nıye'yi, Ören'i, Gömeç'i, Ayvalık'ı geçersiniz. Ege. de- nız değil Ege, bir görünür. bir kaybolur. Ama siz hep bilirsiniz, sağınız, şu tepenin, o zeytinliklerın ardı Ege'dir. (Deniz değil Ege. Deniz bir çalkantıh sudur. Ege bir büyü, bir masal, ak köpüklü bir şiirdir. Farkı fark edin ve sakın unutmayın). Ayvalık'ı geçtikten az sonra Ahmova sapağına gele- ceksiniz. Arabanın burnu bir kez daha batıya. Ege ora- da sizi bekliyor. Arkadaşınızın evine eşyalannızı çabucak bırakırsı- nız. Selam sabahı kısa kesersiniz. Bir yandan konuşur- ken bir yandan mayonuzu giymeyi becermeniz gerek. Mutlu olmak kolay değil. Çaba ve hüner ister. Sonra kıyıya inersiniz. Kimi denizler soğuktur. Ege serin. Kimi denizler dalgalıdır Ege köpüklü. Kimi de- nizlerde rüzgâr eser. Ege'de imbat. Şimdi (An şimdi. O an geldi işte. Şimdi) yüzünüzü Midilli'ye dönün. Hani şu karşınızda uzanan, seslense- niz duyulacak, taş atsanız ulaşacak kadar yakında ve karşınızda uzanan Midilli'ye. Sonra ağır ağır yürüyün. Önce ayaklannız ıslanır. Sonra atın kendinizi suya. Yo- ruluncaya kadar, sert kulaçlarla açılın. Açılın, açılın, açılın. Şimdi durun. Karşıya bakın. Midilli. Sapho'nun adası. Varsa dağarcığınızda. Sapho'dan, o haz değir- mencisi bilge kadından bir kaç dize mınldanın: Kork- ma küçüğüm / Gel sanl bana / Bu gfineş, bu deniz büyü- Ifidûr / Korkma güzelim / Gel sanl bana / Sevghi, hazzı ve sevinci imhikleyelim / Burda güneşin atanda / zeytinin gölgesinde / bu denLrin kıyıstnda. Mıdılli'ye doydunuz mu, sağa çevirin başınızı. Kaz Dağlan ileride belli belirsiz. tster Paris'in kaz güttüğü yamaçlan düşleyin, ister Sabahattin Ali'nin Sankız Mermerleri'ni anımsayın. Sola çevirin başınızı. Az ötede, o burnu aşar aşmaz Dikili. Siz Ege sardalyası ile Marmara sardalyası ara- sındakı farkı bilir misinız'' Sorunun en güzel yanıtı Di- kili'de alınır. Aklınızda olsun. Ama o kadar. Siz Ege'nin koynunda ağır ağır yüzmeye devam edin. Bu laciverde çalan mavi su, bu ruhlan antan ak köpükler, bu yüzünüzü usul usul öpen imbat... Yazının başlığını anımsayın şimdi. Mutlu olmak ha ? Mutluluk bu değilse nedir ki ? Pazartesı günü gazeteye gidince Ege güneşinin yaktı- ğı yüzünüzün ve içlerinde Ege Denizi ışıldayan gözleri- nızin sizi ele vereceğini bilirsiniz ve artık bu umuru- nuzda bile olmaz. Yatın sırtüstü denizin üstüne. Midilli'ye bakın örne- ğin ve varsa dağarcığınızda Sapho'dan dizeler mınlda- run. Mutlu olmanın reçetesi bu kadar. Olanağınız varsa hemen deneyin. Yazıişleri müdürünün odasına güvenli adımlarla yürüyün ve... Yok beceremeyecekseniz, bu sabah bir gazetecinin sızler için gecesini gündüzüne katarak. yüzlerce kilo- metre araba kullanarak, yakıcı güneşte, ıslak ve rutu- betlı sularda çabalayarak hazırlâdığı bu yazıyı okuyun ve mutluluktan hiç olmazsa pay alın. Gazeteci bunun için teşekkür beklemiyor. Onun gö- rev bilinci gelişmiştir ve okuyucular için yapmayacağı fedakarlık yoktur. Hükümet, kamu işçisinin haftalık çalışma süresini 40 saatten 45 saate çıkarmayı hedefliyor Daha fazla çahşma, daha az prim îGtNEŞGÜRSON ; ANKARA - Kamu sektöründe çalışan 680 bin işçi adına sendikalarla pazarlık masasına oturan hükümet, 'ek ödeme' ni- ieliğinde ortalama yüzde 5.41 oranındaki îicret zammının yanı sıra çalışma süreleri- )ıi arttırma ve primleri kaldırmada ısrarlı 'f 'tumunu koruyor. Tanm Bakanlığı işyer- lerinde örgütlü olan Tanm-lş Sendikası, •27 idari maddede uyuşmazlığın giderile- memesi ûzerine, 3 gün önce grev karan kldı. Sendikayı grev karanna götüren an- }aşmazlık maddelen arasında, haftalık ça- lışma süresinin 40 saatten 45 saate çıka- nlması ve mevsim şartlarına göre yeniden düzenlenmesi; 3 saatlik fazla mesai öde- melerinin kaldırılması ve ikramiyelerin ."çabşılan süre ile orandlı hale getirilmcsi" pnerileri bulunuyor. i Tanm-lş Sendikası, Tanm Bakanlı- ğı 'nın 1034 merkez ve taşra teşkilatı ile Tanm tşletmeleri Genel Müdürlüğü ve bağh 38 tanm işletmesi müdürlüğünde çalışan toplam 22 bin 500 işçi adına Türk- Iş içınde ilk grev karannı 3 gün önce aldı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanh- f:ı'nın 'resen yetid beigesi' verdiği Tanm- ş Sendikası ile Tühis arasında. TtGEM sözleşmesi kapsamındaki 47 madde üze- rinde anlaşmaya vanlmasına karşın 26 maddede uzlaşma sağlanamazken Tanm Bakanlığı merkez ve taşra teşkilatı işyer- lerindeki pazarlıkta 54 maddede anlaşma sağlandı, 27 madde ıse uyuşmazlıkta kal- dı. Işverenin sunduğu, ancak Tanm-lş'ın kabul etmediği idari maddelerden bazılan şöyle sıralandı: - Sözleşme kapsamı dışında bırakılan pozisyonlara. sulama işçilerinin eklen- mesi. - Bir önceki mevsimde işyerinde çalı- şan mevsimlik işçiler, yeni iş mevsimi açıldığında, kıdem, ehliyet, liyakat du- rumu dikkate alınarak işe başlama ta- rihinden en az 15 gün önceden PTT ka- nalı ve taahhütlü mektupla işe davet edilir. Süresinde işe gelmeyen mevsim- lik işçiler, iş akitlerini kendileri feshct- miş sayılırlar ve geçmiş hizmetleri için işverenden hiçbir hak talebinde bulu- namazlar. - 'Mevsim gereği boş durumda kalan iş- çiler zorlayıcı sebeplerin olması halinde, ehliyet ve pozisyonuna bakılmaksızın, iş- verenin uygun göreceği işlerde çalıştmlır' ibaresinin eklenmesi. - Haftalık 40 saat olan çalışma süresi- nin 45 saate çıkarılması. - Çalışmalann izinle takas edilememesi. - Tabii afet halinde avans ödenmeme- si. - Işçilere 6 ayda bir el havlusu verilmesi hükmünün sözleşmeden çıkanlması. - Çalışma sürelerinin mevsim şartla- rına göre yeniden düzenlenmesi istene- rek İş Kanunu'na tabi olmayan işyerle- rinde işveren veya vekili yıllık çalışma saatlerini 45 saat üzerinden hesaplar. Sendika temsilcilerinin görüşünü ala- rak mevsimine, iş durumuna, işin ma- hiyetine göre yılın 3 ayı için 10 günde 10 saat, 6 ay için de günde 7.5 saat, 3 ay için ise 5 saat olarak düzenlenmesi. - Mevcut madde metninde bulunan faz- la mesai için önceden haber verme ve faz- la mesai ücretlerinin mutat ödemelerle bırlikte ödenmesı ^artı kaldınlarak geçici görevle başka işletmelere gönderilen işçi- lerin fazla mesai alması ve işletme dışı yük ve yolcu taşıyan araç sürücülerinin aldığı 3 saatlik mesailerin kaldınlması. - Işyerine geçici görevle gelen işçilere yatacak yer temin edilmesi hükmünün kaldınlması. - Işçinin yıllık izni mevcutsa, 7 işgünü idari iznin verilmemesi. - tşçilerin 52 günlük ilave tediye (ik- ramiye) alacağına iHşkin ibarenin söz- leşmeden çıkarılması. İkramiyelerin, çalışılan süre ile orantılı olarak öden- mesi. - Kamu kuruluşlarına ait dinlenme kamplannın satışı söz konusu olduğun- dan, bu maddenın sözleşmeden çıkanlma- sı. - İşyerlerinde memurlar gibi servis taşıtından parasal katkı yaparak yarar- lanılması. - Hastalık ve malulıyet halinde SSK hü- kümleri uygulanması. - İşçilerin işletme üretiminden fay- dalanmalarına ilişkin maddenin sözleş- meden çıkarılması. bağlamak da önemli bir yer rutuyor. Rumeli yakasından Ana- dolu yakasına Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'yle ge- çip hemen ilk çıkış olan Kavacık Köprüsü'ne ayn- lanlar, buradân Beykoz yö- nüne döndüklerinde kendi- lerini inşaat halindeki yeni bir gökdelenler bölgesinde sanıyorlar. Yan yana sıralanan ve her nedense hemen tümü betonarme karkas olarak kaba inşaat halinde satışa çıkanlan bu yüksek iş mer- kezi binalan, bulunduklan yeşil yamaçlann hemen ar- kasındakı vadiye gizlenmiş Elmalı Barajı'nın su topla- ma havzasına aıt 'koruma bölgesi'nde yükseliyorlar. Nitekim bu nedenle de yi- ne bu yüksek inşaatların yer aldığı kesimler. 1 '50 bin ölçekli 'İstanbul Nazım Ptam'nda 'ağaçlandınlacak bölge ve rekreasyon ala- nı'nda kalıyorlar. Su havzasındald iş merkezleri Biraz daha dikkatli ba- kıldığında Elmalı Bara- jı'nın yakınlarına dek uzandıkları hemen fark edilen bu altyapısız dev in- şaatlar, sözüm ona 1990 ve 1991 tarihlerinde onayla- nan 'Anadoluhisarı Islah tmar Planı'na göre beledi- yeden ruhsat almışlar. 'Sözüm ona' diyorum. çünkü bu tür planlara iliş- kin yasalara göre 'mevcut gecekondulan ıslah etmek için'düzenlenen planlarda 4 kattan daha yüksek imar izni verilemiyor. Oysa bu 10 katlı iş merkezlerinin yükseldiği alanda zaten ıs- lah edilecek gecekondular falan da bulunmuyor. Tapu kaydı tstanbul ili, Beykoz ilçesi, Kavacık Mahallesi 16/5 pafta, 987 ada olarak belirlenen bu imarh(!) inşaatlar, 1/50 bin ölçekli nazım plana zaten aykın olan 'düzmece' bir ıslah imar planındaki yine temelde yasadışı niteliİc ta- şıyan imar koşullanna bile hiç uyulmadan, üstelik 'ah- yapısı da tümüyle yetersiz' bir şekilde acaba nasıl böy- lesine 'özgürce' yükseli- yorlar? Bu inşaatlann belediye- deki ruhsat dosyalannda, 4 katlı imar durumu belgesi- nin dışında 'ilave 6 kat için' acaba başka türlü izin bel- geleri de mi yer alıyor? Yoksa bizim haberimiz yokken yeni bir yasa çıktı da tstanbul'un su havzala- nnda artık gökdelenlere de plansız ve altyapısız olarak ruhsat verilebileceğini mi hükme bağladı? Ruhsat dosyalan incelenmeli Öyle görünüyor ki bu ta- lihsiz kenti yönetenler, is- ter işbitirici ve liberal, ister demokrat. isterse de Al- lah'ın en sevgili kullan ol- sunlar. arazi yağması ve toprak rantı karşısında di- rençli olamadıktan sonra ne içme suyu havzalannı koruyabilecekler ne de yağmur baskınlanndan yi- ne bu kenti kurtarabilecek- ler. tSKt Genel Müdürü, çay bardağıyla yüzünü bu- ruştunnadan musluk suyu- nu içme kahramanlığını göstereceğine. önce gitmeli ve havzalardaki ış merkez- lerinin ruhsat dosyalannı incelemeli. Recep Tayyip Erdoğan ise eğer kalan 3.5 yılını da hep 'geçmişten yakınarak" geçirecekse, hiç değilse şu geçen 1.5 yıldan sonra yine o eski yanlışların şımdı 'ikiye katianarak' sürmesi- ne göz yummayı artık bir kenarabırakmalı... CUMHURIYETTEN OKURLARA ORHAN ERİNÇ Aydınlarımız ve Şanssızlığımız Ülkemiz, aydınlanmız yönünden şanssız bir dö- nemden geçiyor. Kimilerini, yasalanmızın hukuk ilkelerine ters düşen hükümleri yüzünden doğal yaşam ve üretim süreç- lerinden koparıp hapishanelere kapatıyoruz, kimileri de bizleri bırakıp gidiyorlar. Aziz Nesin'in ardından önce Mehmet Ali Aybar*ı, sonra da yazılannı Cumhuriyet'te de izlediğimiz Bil- ge Karasu'yu yitirdik. Çok bilinen birdeyimin Türkçesi ile 'bilineni duyur- mak' olacak, ama insan yinelemeden edemiyor. Ken- dilerini yitiriyoruz, ama yapıtları ile yaşamlarını sürdü- recekler. Gelecek kuşaklan, hem ülkemizi hem de inr sanlarımızı, tanıklık ertikleri dönemlerdeki gelişme ve gerilemeleri aktararak aydınlatacaklar. Geçen hafta verdiğimiz Aziz Nesin özel eki büyük ilgi topladı. Bütün çabalanmıza karşın telefon ve faks- lanndan Cumhuriyet'i bulamayan okurlanmız olduğu- nu öğrendik. ama isteklerinı giderememek gibi bir durumla karşı karşıya kaldık. Bu nedenle perşembe günleri verdiğimiz Kitap Ekimizi, bu hafta Aziz Nesin'e ayırdık. Aziz Nesin'in ozan, oyun yazarı, mizah yaza- n kimlıklerı ile yazınımıza armağan ettiği yapıtlanndan örnekler, kitaplannın tam listesi ve yazaryönü ve ken- disini anlatan dostları ile uzmanlann görüşlerini, bu perşembe günü Kitap Ekimizde bulacaksınız. Cuma günü de okurlanmıza ayrı bir armağanımız olacak: 'Mehmet Ali Aybar ve Sosyalizm özel Eki'. Ülkemızdeki sol görüşün ilk önderterinden olan Ay- bar'ı hem kendi yaşamı hem de sosyalizmin ülkemiz- deki serüveni ıçindekı yeri ile sizlere sunacağız. Sa- vaşım arkadaşları ile dostlannın kaleminden çıkan yazıların yanı sıra kızı Güllü Aybar'ın babasını anla- tan yazısı da özel ekimizde yer alacak. Ekimizin önemli yönlerinden birini de Aybar'ın özel arşivinde- ki fotoğraflann yer alması oluşturuyor. Babasının özel arşivıni kullanmamıza izin veren Güllü Aybar'a teşek- küıierimizi sunuyoruz. • Anayasa değişikliğinde kınlmasına alıştığımız umut- lar, yeniden yeşermiş gibi görünüyor. CHP Genel Baş- kanı Hikmet Çetin'in girişimi ile yeniden sağlanan olumlu havanın, bu kez başanya ulaşıp ulaşmayaca- ğını bir değişiklik olmazsa yarın yapılacak TBMM gö- rüşmelerinde ızleyeceğiz. Görüş birliğine ulaşılmasü- recini parlamentodaki arkadaşlarımız Türey Köse, Ayşe Sayın ve Dürdane Kocaoğlu izlediler. Bu ara- da TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk, CHP Ge- nel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Hikmet Çetin, ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz ve DSP Genel Başkanı Bülent Ecevrt'in anayasa değişikliğine iliş- kin görüşlerini de özel röportajlarımızla sizlere aktar- dık. • Süt Endüstrisi Kurumu'nun (SEK) özelleştirilmesin- deki yöntem, kamuoyunda tepkiyle karşılandı. Anka- ra Büromuz ile Ekonomi Servisimiz, üreticilerin ve çe- şitli meslek odalarının değerlendirmelerini aktanp SEK'in ülkemiz ekonomisindeki önemini yansıtan bir araştırma hazıriadılar. • Doğu ve Güneydoğu'da boşalan ya da boşaltılan köylerle ilgili olarak başlatılan 'Köye Dönüş Pro/es/'ni arkadaşımız Ayşe Sayın, tüm yönleri ile araştırdı. Projeye karşı çıkan üst düzey yöneticilerin görüşleri- ni de yansrttık. • Dünya Bankası, hazırladığı bir raporla PTT'nin Tsi- ne ilişkin özelleştırme çalışmafannı onaylamadığını hükümete iletti. Bunun üzerine Telecom'un satışı dur- duruldu. Bu özel haberimiz de arkadaşımız Esra Ye- ner'indi. • Etkinliği giderek artan mafyanın çeşitli sektörterde yaptıklan, haftanın Cumhuriyet gündeminde yer aldı. Turizmdeki mafyayı Evin Göktaş, gübrede adı pek duyulmamış olan mafyayj Ergûn Aksoy, servis araç- lan mafyasını da Yusuf Özkan yazdılar. Halil Nebi- ler de devletin boşluğunu mafyanın doldurduğunu ör- neklerie vurguladı. • Önümüzdeki pazartesiye kadar gönlünüzce bir haf- ta geçirmeniz dıleği ve saygılarımızla. TARSUS 1. SULH HUKüK MAHKEMESİ Sayı: 19953 Davacı Hamza Sever vekili tarafindan davalı Sedat (Salih) Gültekın aleyhıne açılan ızaleyi şüyu davasının yapılan yargılaması sırasında: Davalılardan Sedat (Salih) Gültekin ile Hatice Gülte- kin'ın yapılan soruşrurmaya rağmen adreslen tespıt edi- lemedığmden davalılara ilanen tebligat yapılmasına ka- rar verilmiş olup davalılann hissedâr bulunduğu dava konusu Tarsus Fevzıçakmak Mahallesi 224 ada, 72 par- sel sayılı taşınmazla ılgıli olarak davalılann duruşmanın bırakıldığı 3.8.1995 günü saat 09.00'da gelerek beyan- da bulunmalan veya kendılennı bir vekılle temsıl ertır- melen, aksı takdirde gıyaplannda karar verileceğinden işbu ilan dava dilekçesi ve duruşma gününün tebliğı yö- nünden davalılara ilanen teblig olunur. 24.5.1995 Basın: 26779 TASARRUF SAHİPLERİNE DUYURU GARANTt MENKUL KIYMETLER A.Ş. BİRİNCÎ YATIRIM FONU İÇ TÜZÜK DEĞÎŞIKLİĞİ Garanti Menkul Kıymetler A.Ş. Birinci Yatınm Fonu tçtûzügü'nün 1.2., 2.2., 2.3., 2.4.. 6.1., 7.4.. 7.5., 8.3.2., 8.9., 9.5., 11.1., 5.5. maddeleri yeniden dûzenlenmiş aynca. içtüzüğe 5.11., 7.14. maddeleri eklenmiş olup, onay talebiyle Sennaye Pıyasası Kurulu'na başvurulmuştur. Içtüzük değışiklığiyle bırlikte: a) Fon A lipi fondan A tıpı olmayan fona dönüştürülecek b) Kurucu, Garanti Yatınm ve Ticaret Bankası ile yapacağı aracılık sözleşmesine dayanarak katılma belgelennın alım sahmını ilgili kuruluşa yaptırabilecek. c) Garanti Yatınm ve Ticaret Bankası'ndan. yatınm danıştnanlığı hızmeti alınabılecek. d) Yatınm Fonu portföyünde bulunan sabıt getırilı menkul kıymetlenn degerleme gününde Borsa'da oluşacak ağırlıklı ortalama fıyatla degerlendinlecektir. e) Katılma beigesi satın almak veya elden çıkarmak isteyen yatırımcılar. Garanti Menkul Krymetler A.Ş.'nin merkezıne veya ilan edeceğı katılma beigesi alım satımının yapılacagı diger yerlere iş gûnlerinde 9.00 ile 12.00 saatleri içınde başvurarak, bu ıçtüzûkte belırtilmiş olan esaslara göre saptanan fiyat üzerinden alım ve satımda bulunabıhr. f) Fon A tıpi olmayan fona dönüştürüleceğinden dolayı. yatınm fonu portfoyünden ihtiyat fonu aynlmayacaktır. g) Devlet il özel idareleri, Kamu Ortaklığı Idaresı ve belediyelerin sermaye piyasası araçlannın toplam değeri, fon portföy değerinin en çok %100'ü olabilecektır. h) Özel sektör sennaye piyasası araçlannın, toplam değeri fon portföy değerinin en çok %100'ü olabilecektir. ı) Saklayıcı kuruluş olarak sadece tMKB Takas ve Saklama A.Ş. kullanılacaktır.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear