25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 12 TEMMUZ 1995 ÇARŞAMBA 14 KULTUR Hayal Bahçesi Yaz Etkinlikleri KültürServisi- Bakırköy Belediyesi ta- rafmdan başlatılan "Bir Dünya Kenti Ba- kırköy" projesinın, kültür - sanat - edebi- yat alanındaki geleneksel etkinliklerinin ilki 15 Temmuz 1995 Cumartesi günû, Moğollar konseriyle başlıyor. "Hayal Bahçesi 1. Vaz Etkinlikleri" adı verilen ve gelecek yıldan başlayarak ulus- lararası kımlik kazandınlacak etkinlikler 18 gün sürecek ve 1 ağustos salı gûnü "Nostalji Gecesi" ile kapanacak. EtkinlıkJer Yunus Emre Kültûr Merke- zi'nin bahçesinde üeretsiz olarak gerçek- leştirilecek. Etkinlıklerde aralannda Genco ErkaL Ankara Sanat Tiyatrosu, Müşfık Ken- ter'in de bulunduğu 18 tiyatro ekibinden 21 oyun ızlenebilecek. Moğollar, Bfilent OrtaçgiL, Cem Karaca, Kesmeşeker ın de yer aldıgı 14 ayn sanatçı ve müzık toplu- luğu canlı mûzikleri ile dinlenebılecek. Etkinlikler kapsamında yerli ve yabancı sinema gösterileri, imza günleri ve söyie- şiler. mask ve heykel sergileri ile birlikte "SeyiriikOyunlar ŞenHğr bölûmünde or- taoyunu, karagöz. meddah ve kukla gös- terileri sergilenecek. Iran îktidar sinemaya saldmyor KültürServisi- Iran'daki mollalann, ik- tidann lslami değerleriyle bağdaşmadığı ve olumsuz bir Iran portresi çizdiği gerek- çesi ile Iran sinemasına müdahale ederek, sinemadan sorumlu Kültür Bakanlığı'na Islamiyete yakışır bir yön vermeyi hedef- lediği bildiriliyor. "Ressalat" adlı tutucu bir gûnlük gazetede yayımlanan bir yazı- da, son yıllarda uluslararası festivallerde ilgi çeken. ancak ulusal ve tslami kimliği ihrnal eden ve Humeyni'nin önderliğinde- ki 1979 devriminin kutsal değerleriyle uyuşmayan birtakım filmlerin yapıldığı vurgulanıyor. lsim verilmiyor ama tutucu ve kökten- dinci basınin boy hedefınin, özellikle son yıllarda Batı'da en çoktanınan Iranlı sine- macı Abbas Kiarostami ile geçen yılın Lo- camo Festivali galipleri olan Ibrahim Fa- ruzesh'in "La Jarre"-(Su Kübü) ve Ki- anaucheAyyari'nin "Abadanh Adam" ad- lı filmleri olduğu biliniyor. 200'den fazla yönetmen, yazar ve oyun- cu, şimdiye dek sadece olumlu bir tslami currihuriyet imajına titizlenen, ama bun- dan böyle daha sıkı kjsıtlamalara yönele- ceği anlaşılan iktidara karşı yazılan bir açık mektupla, devletin sinema üzerinde- ki sınırlayıcı baskılanna karşı çıktı. La Rochelle Solanas toplu gösterisi Külrür Servisi- Aydın ve seçici tarzıyla benzerlennden aynlan ve Fransa'da 23. kez düzenlenen "Uluslararası La Rochelk Film Festivali"nde bu yıl Arjantın'lı yönetmen So- lanas'ın 6 fılmınden oluşan bir toplu göste- n düzenlendi. Fernando Solanas, Arjantin'dekı askeri diktatörlük dönemi boyunca, 8 yılını Fran- sa'da gecırdı. Demokrasınin. ifade ve yarat- ma özgürlüğunün şıddetli savunucusu Pero- nist yönetmen, ülkesıne döndüğûnde yeni- den mücadeleye başladı. Dıktatörlüğünün ilk dönemlerinde Carlos MenenTe destek veren Solanas, bir süre sonra şiddetli bir re- jim aleyhtan oldu. 1991 'de kendısınin yazıp yönetriği siyasal, şıirsel ve barok bir yergi niteliğindeki "Le Yfoyage", (Yolculuk). ikı yıl önceki tstanbul Film Festivah'nde de göstenlmışti. Yönet- men Solanas'in kavgası, kamera arkasında bitmiyor. llenci-merkez sol ağırlıklı partisin- den, 1993 yılında 4 yillığına mılletvekili se- çildikten sonrapolitik konumunu kullanarak sanatçıların yaratma özgürlûklerinin arttınl- masını ve kültürel çoğulculuğun destek gör- mesinı sağladı. Gunûmuzün "rüsvete ve te- levEzyona" bağımlı toplumlannın ısrarh eleş- tiricisi ve tıpik bir sol muhalif aydın olan Fernando Solanas ülkemizde. Yılmaz Gü- ncy'e adadığı "Tangotar* ve "•Güney" gibi fılmleriyle tanınıyor. Tiyatroculara disiplin cezası Kültfir Servisi - 38 sanatçı örgütü adına Kurucu Sanat Konseyi tarafından yapılan açıklamada, Devlet Tiyatrolan Genel Mü- dürü Bozkurt Kunıç'un uygulamalan de- mokrası ve özerklik arayışı içerisindekı sa- natçılardan öç alma girişimi olarak değer- lendirildi. Yapılan açıklamada sanat ortamı ile bü- rokratık yapı arasındaki ılişkinin yenıden dü- zenlemesi gerektiğini ıfadeeden Kurucu Sa- nat Konseyi, sanatçı bir kişiliğin bu tûr uy- gulamalar içerisinde bulunmasuıın son dere- ce düşündûrûcü olduğunu ve disiplin uygu- lamalannın durdurularak bu tür olumsuzluk- lan ortadan kaldıracak adımlann bir an ön- ce atılması gerektiğme dikkat çekti. Açıklamada. sanat kurumlannm özerkli- ğine inanan çağdaş, katılımcı ve demokratik bir Devlet Tıyatrosu için başlatılmış yeniden yapılanma sûrecine aktif olarak katılan Dev- let Tiyatrolan eski Genel Müdür Yardımcısı Külrür - Sen Genel Başkanı Dramaturg lzzet Polat Ararat, Istanbul Devlet Tiyatrosu eski Müdürü Murat Karasu. Antalya Deviet Ti- yatrosu eski Müdürü Mustafa Avkıran, Mü- dür Yardımcısı RenaOzcan, tstanbul Devlet Tıyatrosu Sanatçısı Orhan Kurtuldu ve Trabzon Devlet Tiyatrosu'nun 58 çalışanı- nın, Bozkurt Kuruç'un Devlet Tiyatrolan Genel Müdürlüğü görevine yenıden ıade edilmesı ile birlikte çeşıtlı dısıpf ın ve para ce- zalan ile cezalandınldıklan belırtildı. 240 sanatçının katıldığı 1. Genç Etkinlik Projesi'ne hem medya hem de gençler ilgi göstermedi 'Smııiarnı ötesmF arayan gençler altematifî sundıı IşıkAslan Kültûr Servisi- Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği (UPSD) tarafindan hazırlanan ve değişik sanat alanlanndan gençyarutıaları bir araya getirmeyi amaçlayan Genç Etkinlik Projesi 1-9 temmuz tarihleri arasında TÜYAP Istanbul Sergi Sarayı 'nda gerçekleşti. 240 sanatçının ürünlerinin bulundugu sergide ana tema ' sınırlar ve ötesi' olarak belirlenirken, düşünsel ve coğrafi sınırlar ele alındı. Beş ayn atölye çerçevesinde iktidar, suç, cinsellik, lâmlik, medya kavramları ve bunlann sınırlan sorgulandı. Etkinlik süresince plastik sanatlar, sosyal bilimler, edebiyat, gösteri sanatlan ve müzik alanlanndaki çalışmalar bir araya getirilerek MtNE PEKTAŞ (Sanatçı): Etkinlikte gönüllü olarak çalıştım. Amacımız, genç sanatçılan biraraya getırmek ve seslerini duyurmalanna olanak sağlamaktı. Bu tip çalışmalarda genellikle mekân sorunumuz oluyordu. Ancak bu defa böyle bir sorun yaşamadık. Tanıtım yetersizliği ile bağlantılı olarak, beklediğimiz oranda izleyici toplayamadık. Fakat bu ilk etkinJiğimiz olduğu için böyle bir sorun elbette yaşanacaktı. Üzüldüğûmüz nokta gençlerin etkinliğe yetennce rağbet etmemesi. Bunun dışında medya da yetennce ilgi göstermedi. Genç sanatçılardan alternatif sanat olaylannı desteklemelerinı beklıyoruz. BURÇİN BİÇİCİOĞLU (Sanatçı): Buradakı etkinlikleri birpatlama olarak değerlendıriyorum. Bize öğretilenin dışında alternatif bir şeyler sunuyoruz. Medyanın konuya bu açıdan yaklaşması gerekiyordu. ALPER UİAŞ (Sanatçı): Katılımcı bireyci toplumu oluşturmaya çalışan ve toplumun bu doğrultuda daha iyiyc yönelmesini amaçlayan bir etkinlik olarak düşünüyorum. Projemi 'Popüler düzen, riim elemanlannı kullanarak medya vesermaye kıskacında toplumu pasifize edip, kimliksizleştiriyor' mantığından yola çıkarak hazırladım. BtNNAZ AKMAN (Sanatçı): Etkinlikte yer aldım çiinkü ben bir sanatçıyım. Galerilerle yaşadığımız olumsuzluklan da düşünürsek bu etkinlik bizim için kaçınlmaz bir fırsat. TANER CEYLAN (Sanatçı): Avand-garde sanatçılann ticari kaygılannın olmaması. seslerini duyurabılmelerine ket \urmuştur. Bu ilginç bir panorama oluşturuldu. Genç sanatçılar sergi, panel, dinleti ve gösteriler aracıhğıyla hem birbirleriyle hem de izleyicilerle buluştular. Her yıl aynı tarihlerde yinelenecek olan 'Genç Etkinlik Projesi ne katılım için üstyaş sınırı 35 olarak belirtendi. Proje sorumluluğunu Hakan Onur' un, proje damşmanlığını ise Canan Beykal, Ali Akay ve Balkan Naci Islimyeli nin üstlendiği etkinlik TÜYAP'ın kathlanyla gerçekleşti. Uluslararası Plastik Sanatlar Demeği, bu et/anliğin düzenlenmesinin en önemli nedenini "Ülkemizde genç sanatçılann kendilerini ifade etme olanağı bulamamalan.alısılmış mekân ve Binnaz Akman Burçin Biçicioğhı bakımdan alternatif mekânlara ihtiyacımız var. AYLA GÖKDEMİR (Sanatçı): Medyanın etkinliklere ilgi göstermesini ve sanatın gelişimine destek vermesini bekliyorum. MURAT tPEK (Sanatç'ı) : Bu etkinliklerde kendimize kesinlikle oto sansür uygulamadık. Her türlü kalıptan uzak durmaya çalıştık. IŞIKASLAN (Sanatçı): Etkinlik,izleyiciler tarafından beğeniyle karşılandı. Bu, genç sanatçılar için mutluluk verici. En önemlisi de ticari amaçlı bir mekânda böyle bir etkinligin ölçülerin asılamadığı sanat ortamımızda kendilerine alan açamamalan, değişik sanat disiplinleri ile ilgi kuramamalan " olarak belirtiyor. Etkinlik konusunda görüslerini aldığımız genç sanatçılar, özellikle galeri bulmakta güçliik çektiklerini ifade ederken Genç Etkinlik Projesi 'ne izleyici katılımının ve medya desteğinin yeterli olmadığım belirttiler. Ancak yine de iyimserlikleriniyitirmeyen genç sanatçılar buprojeyi gelenekseüeştirme hazırlığı içindeler. 'Sınıriann ötesi 'ni arayan genç sanatçılar, 'Genç Etkinlik' pmjesini amacını vegözettiği hedefleri sorguladüar. gerçekleştirilmiş olması. Gelecek sene çok daha programh.amacına ulaşacak şekılde gerçekJeştireceğiz bu etkinlıgi. EMRE ZEYTİNOGLl/(Sanatçı): Bu sergide kendinden öncekilere göre kendini daha çok nske atmaya mecbur olan. konuşan, tartışan bir sanatçı grubu yer alıyor. Bu sanatçıların ortak noktalannı tesbit etmeye çalışmak, ulusal düzlemde 'özgün'lük aramak, siyasi bir manifesto beklemek son derece yanlış olacaktır. Çiinkü onlar, bugün kimliği tarifedilemeyen. ya da bilerek, bilmeyerek. yanlış tarif edılen bir toplumda yaşıyorlar. Tarif edemekleri alışkanlıklan, değerleri var Işte bütün bunlara bir anlam yüklemek durumundalar. Tüm çabalan buydu. CANAN BEYTCAL (Proje Danışmanı): Buradaki genç sanatçılann son derece akademik ve biçimsel bir eğitim tarzından geldikleri düşünülürse hiçbir kalıba girmeyen böyle bir projede yer almalan kanımca tartışmaya açılması gereken bir konu. BİLLUR APAYDIN (tzleyici): İlk olmasına ragmen çok başanlı bir girişim. YAGMUR BAŞAR (izleyici): Sergiyı beğendim. Çok hoş çalışmalar var. BÜŞRA ALGAN (tzleyici): Dûş gûcünü zorlayan, çok etkileyici bir etkinlik. OYAÖZCAN (tzleyici): Çağdaş sanat konusunda ilk olmasma rağmen çok iyi hazırlanmış. ENSEL OKÇUOĞLU (İzleyici): Özellikle medya atölyesindeki etkinlikler ilgimi çekti. Zevkle. özveriyle çalışılmış. Sanatçılan kutluyorum. Taner Cey lan Otto Dix 'in tablosu için turnuva Kültür Senisi- Otto Dfac'in savaş kar- şıtı resimlerinın en ünlülerinden bir ta- nesi Berlin'deki Neue National Galerie tarafından alınmayı bekliyor. Ancak şu anda New York'ta bulunan resim için galen. 15 temmuza kadar toplanması gereken 7.7 milyon Alman Markı'nın sadece 4 milyonunu toplayabilmiş. Pa- ranın gen kalan kısmının. The Friends of the National Gallery adlı kuraluş ta- rafından toplanması bekleniyor. Sanatçının 1920'Ierde Berlin'yken yaptığı resim, savaşm anlamsızlığı üze- rine acımasız bir eleştiri. 'Skat Oyun- culan' adlı resim, Berlin Dadaizmi'ni temsil eden bir başyapıt olarak görül- mekte. Gerçek objelerileyağlıboyanın kola- jı ile tablo, Birinci Dûnya Savaşı'nda- ki üç Alman ordu mensubunu deforme olmuş bir bıçimde ve geleneksel bir Al- man oyunu olan "skat"ı oynarken gö- rüntülemekte. Nationalgalerie'nin yöneticisi Dr.Di- eter Honisch, birkaç yıldan bu yana res- mı Berlin'e getırtirmeyi arzuluyordu. "\lman tarihi açısından son derece önemli bir resim. sa>aşın veaskeri deger- lerin şiddetli bir kınaması" dıye açıkla- mada bulunan Honisch, resmi bir an ön- ce Berlın'e getirmek istediklerini be- lirtti. Paranın gen kalan kısmını toplayacak olan Tîıe Freinds of the National Gal- lery, bu amaçla Berlin"de uluslararası bir skat turnuvası düzenlemeyi amaçlı- yor. Yanşmacılar katılmak için 2500 Al- man Markı ödemek zorunda. Bunun karşılığındatablonun üç boyutlubirrep- rodüksyonunu almaya hak kazanıyorlar. Aynı zamanda yanşmacılar, oyun sıra- sında çeşitli hediyeler de kazanabile- cekler. Buna bir C-sınıfı Mercedes de dahil. Turnuvaya katılmak için şimdiden rezervasyon yaptıranlar arasında Ber- lin Belediye Başkanı Eberhard Diep- gen, şarkıcı Max Raabe ve Daimler- Benz'in başkanı Matthias Benz de bu- lunuyor. Skat, Almanya'da ve orada bu- lunan Amerikan topluluklan arasında popüler bir oyun. Aslında 'SchafkopP (Koyun Başı) adlı oyunun daha da ge- liştirilmiş bir versiyonu ve geçmişi 19. yüzyıla uzanıyor. 32 kartlık bir deste ve 3 oyuncu ile oy- nanıyor. Her oyuncuya 10 kart düşüyor ve geriye kalan 2 kart ise masaya ters olarak konuyor ve bu iki karta "skat" deniyor. Oyunun. kozlan belirlemek için "skat" kartlannın açıldıği bir oyun olan "toumee'nin" de dahil olduğu 7 versi- yonu var. Tourne de puan sıstemi. kart- lann taşıdığı değerler ve onlann katla- n ûzenne kurulu. Oyuncular aynı za- manda, olası sonuçlar üzenne bahse gi- rerek ve tahminde bulunarak da puan toplayabiliyorlar. Bu Diyardan Aziz Nesin Geçti ATİLLABİRKİYE Aziz Nesin ile birlikte bir dönemi de kapattık. Bu hem edebi tarz olarak bir dönem hem de bir aydın tavn olarak bir dönem. Hem kitaplanyla hem de aydın çıkışlany la toplumumuzda bir başka ya- zar yoktıır ki Aziz Nesin kadar tanınsın. Ölümünün ertesi sabah minibüste. oto- büste, kahvede. çok çeşitli yerlerde Aziz Nesin konuşuluyordu. Aziz Nesin'in edebiyatçı kimliği, mi- zah anlayışı; öyküleri, oyunlan, yazjlan edebiyatımızın köşe taşlanndan biridir. Özgünlüğütartışmagötürmez. Üretken- liği de... Kitaplannın çok sayıda olması ve çok basım yapması, okurun ona olan ilgisinın ve sevgisinin yoğunluğunu gös- terir. Aziz Nesin, yaşamı boyunca, bu 'bit- mez tükenmez'yazma eyleminin yanı sı- ra yıllarca savaşım verdi. Düşünce öz- gürlüğü, inanç özgürlüğü, demokrasi kendi savaşımının teması olurken, bir yandan da hakça bir dünya idesinin pe- şinden koştu. Hiçbir zaman yılmadı ve hep savaştı. Ostelik inanılmaz bir cesareti de vardı. Hapisten, yargılanmaktan, polis copun- dan, ölümden, evet ölümden hiç korkma- dı. 12 Eyliil cuntasına karşı aldıgı tavır ve eylemleri yakın tanhimızin en önem- li olaylanndan biridir. Demokrasi ve in- san haklan için yaptığı eylemlerson yıl- larda saymakla bitmez. Hele hele 1989'da -74 yaşına rağmen- katıldığı aç- lıkgrevi... Aziz Nesin'in aydın tavnnı Sartre'ın- kine benzetebiliriz. Ne var ki kimse, ya- nı "büyüklerimız", örneğin de Gaul- le'ün "Sartre, Fransa'dır' dediği gibi bir şey söylemedi. Tersine içeri atmak iste- diler; kurşunlandı ve daha iki yıl önce ya- kılmak istendi. Aziz Nesin'in ölümünün '2 Temmuz 1993 Sıvas Vahşeti'nin yıl- dönümü günlerinde olması. herhalde bir rastlantı değil! Çoğumuz Aziz Nesin'in bizim vicda- nımız olmasının rahatlığı içindeydik. O nasıl olsa korkmadan söylüyordu. O na- sıl olsa söyler, direnir ve yapardı. Birçok konuda yalnız kaldı. Şimdi, ister istemez, şu soru geliyor insanın aklına 'Peki ya şimdi?" Kim Aziz Nesin gibi cesurca, korkma- dan birtakım söylenmesi gerekenleri en açık ve temiz biçimiyle söyleyecek ve onu yasama geçirecek? Çıkışlanyla ka- munun dikkatini çekecek? Aziz Nesin'i yitirmekle biraz da vic- danımızın sesini yitirdik. Ozüntü bu bağ- lamda çok büyük. Yoksa insan ömrü bi- timsiz değil, bir gün hepimiz yaşama gözlerimizi yumacağız. Ama şimdi kor- ku insanlık dışı davranışlann üzerine gi- debilecek miyiz? Aziz Nesin'in eylemleri, herne kadar tikel düzlemde de olsa -ki onun özgün- lüğü ve yaygınlığı bu tikel eylemlerdey- di-, bizim özellikle gericiliğe karşı ortak eylemlerimize önıek olmalı... Ulus olarak bir töremiz vardır; ölenin arkasından kötü konuşulmaz, sevinil- mez. Genellikle de kim olursa olsun, bu töreye sadık kalınır. Ama Aziz Nesin'in ölümü kimileri için bunun tam tersi... Belki de derin bir nefes alacaklar, belki de 'huzur'bulacaklar. Aziz Nesin ile bir dönem kapandı. Edebiyatçı kişıliğiyle. aydın tavnyla öz- gün bir kimliği vardı ve ne yazık ki bu kimlikle birkez daha karşılaşamayaca- Evet, bu diyardan Aziz Nesin geçti... NEW YORK'TAN İLHAN MİMAROĞLU Bilmediklerimden Bildiğim neler neler var ki bilmez olaydım. "şeyta- nın gör dediği" gibisinden gelip buluyor beni bun- lar. Oteyanda, biliyorolmam gerekenler arasında bil- mediğim yok yok. Süzgeç hep tersine çalışıyor. örneğin, Tarkan'ı biîiyorum da Kerem Görsev'i bilmiyordum. Istemeden bildiklerim küçültüyor beni hem de. Küçüle küçüle tam bir yüksüğe sığmak üze- reydim ki Kerem Görsev çıkageldi. Çıkagelen kendi değil, plağı. Bir tanıdık göndermiş, ilgilenirim diye. Eksik olmasın. Beni dost bilen hiçbir tanıdık, tutup da bir Michael Jackson göndermez. Ama Uç Te- nor'u gönderen çıkmıştı. Dostluk bozulmasın diye bunu soğuk bir şaka saymaktan ileri gitmerıiştim. Postadan çıktı Kerem Görsev'in plağı. Neye ben- zediğini pek iyi bildiğim günlerimden birini gün etti. Hem de nasıl olduysa, içimde bir Istanbul özlemi uyandırdı. Düşünemezdim böyle bir özlemi caz mü- ziğinin uyandırabileceğini. Plağın adı "Hands and Ups." Uluslararası geçer- lik açısından, plağa Ingilizce ad verilmesi işe yara- yabilir. "Eller ve Dudaklar" demek oluyor bu ad. Çal- gılardan kiminin elle, kiminin de hem el hem de du- dakla çalınması anlamına geldiğini sanıyorum. Gizli bir anlamı da olabilir. "Plak" dedim. Ya anlamıyorlar ne demek istediği- mi "plak" dediğimde ya da düzeltiyorlar: "CD demek istiyorsun, değil mi?" Silindirin yerini yassı yuvarlak aldığında, kınlır 78'in ardından, kınlmaz ve uzunça- lan 33 geldiğinde kullandığımız sözcük hep "plak"tı. Şimdi de CD ve o da plak. Kerem Görsev'in plağı da CD ve bir caz plağı. Hem de çok iyisinden bir caz plağı. Öylesine ki, CD çağında, eski caz plaklanndan CD'ye aktanlmışlar dışında, beni bu denli etkileyen bir caz plağını en son ne zaman dinlemiş olduğumu unutmuştum. Cazla içli dışlı olmaya başladığımız günlerde din- lediğimiz caz piaklanndaki çalışlan değerlendirmek için "ruh"tan söz ederdik hep. Şu çalgıcıda öyle bir ruh var ki! Ama öbürü daha da ruhlu çalıyor. Bir baş- kasında teknik iyi, ama ruh az... Iğneyle ruh çağırır- dık o günlerde. 78'lik bir Duke Ellington'a iğneyi koyduk mu gelirdi ruh. Bugün ruhla ruh çağnlıyor. La- zer denen bir ruhla. Arada bir de geleceği tutuyor. Bu kez geldi ve 53 dakika 12 saniye süreyle gitme- di. Bugünün cazı, eskimiş formüllerin, basmakalıp sözlerin, çalgıcısına göre ya iyi bir teknikle ya da ki- mi kez yeterli bir teknikten de yoksun olarak, robot türü yinelenmesiyle oluşuyor. Aynklıklar dışında ge- nel koşul bu. Amerikan yaşayışı, başka türtüsünün, "ruh" dediğimin ortaya çıkmasının dürtüsünü sağ- lamıyor olabilir. Türk yaşayışında henüz bu dürtü sönmemiş de olabilir. Bugün cazda "büyük adam", önemi boyutlar dışı abartılan VVynton Marsalis. "Ca- zı köküne götürüp geleceğıni bulduruyor" gibi çe- lişkili bir sözle övülen Marsalis'in, bu övgüyü uydu- ranın düşünemediği bir görevi var. Cazı köküne gö- türme çabası içinde kazdığı topraklarda bulduğu ce- setleri mumyalamak gibi bir görev. Cazın köküne ge- lince, o kök Türk toprağına dıkilmiş ve bitkisini ora- da yeşertiyor sanki. En azından çeyrek yüzyıldır cazda yeni bir aşama beklediğimize ve bu gidişle çok bekleyeceğimize göre, Kerem Görsev'in plağında da yenilik aramak gerekmiyor. Geleneksel bir caz bu. Cazın birbirini iz- lemiş aşamaları çoktan gelenekleşmiş olduğundan, bu kez 1950'lerin sonuna doğru oluşmuş bir gele- nekten söz ediyorum. Plağın tümü B. Görsev'in ken- di bestelerinden kurulu. Esinli ezgiler bunlar ve bes- te olarak ağır basmak yerine duygulu ve anlamlı do- ğaçlamaların dürtüsünü veren birer çevre oluşturu- yorlar. Çalgıcılann hepsi, kendi besteleriymiş gibi yo- rumluyoıiarbunlan. Mutlu olsagerek B. Görsev mü- ziğinin hem kendince hem de bu plakta birlikte ça- lıştığı müzikçilerce böylesine yaşatılmasından. Bestecinin çalışıyla piyano, şarkılar söyleyen bir çalgı oluyor. Bu lirik tutuma öbür çalgıcılar da kendi kişiliklerıni gerçekleştirerek katılıyorlar: Trompet ve flügelhornda İmer Demirer; trombonda Hakan Çi- menot; elektrikli gitarda Neşet Ruacan; saxseflo dedikleri ve saksofon sesi veren çalgıda Çınar Apay; parçalan paylaşan iki kontrabasçı, Oğuz Durukan ve Volkan Hürsever. Davulcu Can Kozlu kendini ustaca gizleyerek toplu çalışlara sağlam bir destek veriyor. Vurmalı çalgılarda da Hakan Beşer iki par- çada eşliğe katılıyor. Parçalardan biri eşliksiz bir akustik gitar solosu. Adı, "yanılgı" anlamına, "Mis- take."Toplu çalışlardan, eşlikli sololardan kurulu pla- ğın bütünlüğüne aykırı düştüğü için mi yanılgı? Ne ki Ricardo Moyano'nun çalışı öbür çalgıcılann ozan- sı tutumuna hiç de aykırı düşmediği için böyle bir so- ru kolayca unutuluyor. Bütünüyle, Türk şiirinin tadı var bu plakta. Bir Dağ- larca'nın, bir Orhan Veli'nin... özeti şu ki, caz gibi bize yabancı sayılan, gerçekte evrensel bir ortam- da, Türk müziğinin soylu bir örneği verilmiş oluyor. Biîiyorum. "Kaleminden kan damlayan yazar" di- ye adım çıkmış. Bu kez kalemimden alışık olmadı- ğım bir şeyler damlıyor gibi. Bal mı? Baldan hoşlan- mam. Vişne suyu diyelim. O da özlediklerimden ve bulamadıklarımdan. TYS, devletin baskısını kınadı Kültür Servisi - Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS) Yönetim Kurulu, devletin son günlerde kültür - sanat kurumlan, kumluşlan ve yazarlar üzerinde yoğunla- şan baskılannı kınama ka- ran aldı. TYS Yönetim Kurulu yazılı yaptığı açıklamada; geçen günlerde üç gün üst üste Ortaköy Kültür Mer- kezi'ne baskm yapılarak GrupYorum'lailgili 13 ki- şinin gözaltına ahnmasını, Ankara'da Yaba (Öykü dergisi) sahibi Aydın Do- ğan'm kesinleşen 6 aylık hapis ve 50 milyon TL pa- ra cezası yüzünden ceza- evine konulmasını, sanatçı Bilgesu Erenus un yaptığı bir konuşmadan dolayı as- ken mahkeme tarafından 2 ay hapis cezasına çarptınl- masını anımsatarak. bu gi- dişin, devlet eliyle yürütü- len ülkenin kültür sanat adamlannın, kurumlannın ve kuruluşlannın üzerinde- Ici bilinçli birpolitikaoldu- ğunun altını çizdi. Duyu- ruda, son bir yıldır 1994'te tzmir'de Arya Kültür Mer- kezi, Mayıs 1995'te Diyar- bakır'da Medkom, tstan- bul'da Genç Ekin Sanat Merkezi ve Yapı Sanat Evi, Haziran 1995'teGazi Kül- tür Evi, Mezopotamya Kültür Merkezi Izmir ve Adana şubeleri kültür evi ve kültür merkezlerine ya- pılan baskınlardan ve son olarak Ortaköy Kültür Merkezi ve Mezorxıtamya Kültür Merkezi Izmir Şu- besi'nin kapatılmasından söz edildi. Nisan 1995'te Genç Ekin Sanat Merkezi'nden Songül Yücel'in, Mezopo- tamya Kültür Merkezi sa- natçısı Gani Nar'ın, tem- muz 1995'te karikatürist TankTolunay'ın gözaltına ahndıklan da anımsatıldı. TYS Yönetim Kurulu, demokrat, sosyalist ve ile- rici kamuoyunu devletin küitür ve sanat adamlannı, kunım ve kuruluşlanna yönelik bu baskılannı kı- namaya ve durdurmaya yönelik etkinliklere çağır- dı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear