Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 8 NİSAN 1995 CUMARTESİ
14 KULTUR
Türk sanat müziği sanatçılannın çoğu, poptan farkı olmayan çalışmalar seslendiriyor
Türk mıısikisiııe ldııı sahip çıkacak?Doksanlı yıllarda arabeskin kaset
tirajlannı kendine çekip en fazla
kazandıran tûr hahne gelen pop, dı-
ğer müzik türlerinı de etkiliyor. Şu
anda gözde olan Türk sanat müziği
ve Türk halk müziği sanatçılannın
bırçoğu poptan farkı bulunmayan
çalışmalarla hayranlanna sesleni-
yorlar. Listeler de bunu gösteriyor.
Bu iki türe liste tahsis edilmiyor,
tüm çalışmalar 'kokteyl'ya da 'fiın-
lazi' denılen türde bir arada değer-
lendiriliyor.
Gençler halka ulaşamıyor
Oysa özellikle klasık anlamda
Türk musikisini radyo ya da
TRT'deki birkaç programda çok ge-
niş bir kitle izliyor, ancak bu şarkı-
lan kasetlerde bulmak olanaklı ol-
muyor. Genç kesim, kendine tek
müzık diye sunulan pop dışında
Türk musikisine ulaşamayınca bu
türün geleceğine kimin sahip çıka-
cağı sorunu başlıyor. Türk sanat
müzikısi yıldızları söyleşilerde,
klasiklere kasetlerinde yer vermek
istediklerinı, ancak plak yapımcıla-
nnın 'satmaz' diye buna yanaşma-
dıklannı söylüyorlar. Plak yapımcı-
lan ise kaset mahyetlerinin çok faz-
la olduğunu, bu nedenle tüketici
kitlesini genişletebilmek amacıyla
popa yakın Türk sanat müziğinden
yana olduklanru belirtiyorlar...
Pekiyı Türk musikisine kim sa-
hip çıkacak? Türk musikısinin son
durumunu, daha geniş kitlelere na-
sıl tanıtılabileceğinı bu camiayı iyi
taruyan isimlere sorduk:
tnci Çayırü (Konservatuvar eskı
öğr. görevlisi, ses sanatçısı): Genç-
lerin bu tur müzige ilgileri yok di-
yemem. Ünıversite korolanndan,
konservatuvarlardan değerli hocalar
gözetiminde birçok insan yetişiyor.
Yalnız daima kötünün verildiği bir
dönemde iyinin de verilmesi için
firsat yaratılmıyor, bu gençler halka
ulaşamıyor. tnsanlar da iyinin ne
olduğunu anlama şansını bulamı-
yor. Mukayese fırsatı olmaması.
CUMHUR CANBAZOĞLU
• Türk sanat musikisi yıldızlan, klasiklere kasetlerinde
yer vermek istediklerini; ancak plakçılann, 'satmaz'
diye buna yanaşmadıklannı söylüyorlar. Plakçılar ise
kaset maliyetlerinin çok fazla olduğunu, bu nedenle
tüketici kitlesini genişletebilmek amacıyla popa yakın
Türk sanat müziğinden yana olduklannı belirtiyorlar.
müzığe büyük zarar \enyor, ulaşa-
madığımız kocaman bir kıtle mey-
dana geliyor. Ben öncelıkle TRT
içindeki konserlerin dışanya taşma-
sı gerektığıne manıyorum. Kasetçı-
ler de lütfedıp klasik Türk sanat
müziği kasetlenne eğilsınler. Bu
müziğin de geniş dinleyici kitlesi
olduğunu görecekler. Tabıi basın da
Türk musikisini biraz daha öne çı-
kanrsa büyük yardırru olur bizlere.
Meral Uğuriu (lst. Dev Konser-
vatuvarı Türk Musikisi solistı):
Klasik Türk sanat musikisine vâkıf
olup onun gerektirdiği yolu kat et-
mek bir çile işı Bir iki klasik şarkı
öğrenıp son derece kötü yorumla
okumakla bıtmıyor bu iş. Bu ne-
denle şu anda assolist diye tanımla-
nanların Türk sanat müziği söyle-
yememekten rahatsızlık duydukla-
nnı sanmıyorum, onlar aslında ba-
sit formlu günlük eserlen okumak-
tan memnunlar. Bir de klasik müzik
konusunda TRT'nin polıtikası çok
değişken. Yayın anlayışı tamamen
günlük eserlere yöneldı...
Kültür Bakanlığı'nın da bu müzı-
ğe bakışını değiştirmesi lazım. Kül-
tür Bakanlığı kendi etemanlannı
nasıl değerlendirebıleceğinın far-
kında değil. Durum böyle olunca.
herhangı bir dış organızasyona
kimlenn gönderildığıni, ne tür mü-
zığın yabancılara tanıtılmak isten-
dığini hep beraber görüyoruz. Ben
genç nesilden fazla umutlu değilim.
Bu işin gerektirdiği büyük özverıyı
göstermeye hazır öğrenciye pek
rastlamadım.
Bekir Sıtkı Sezgin (İTÜ Türk
Mus. Dev. Kons. öğr. üyesi): Milli
eğitimin çarpık sisteminde yeni ne-
sillere Türk kültürünün özellikleri
iyi tanıtılmadı. Bu musikiyi tanıma-
yan çocuk, musiki zevki olarak or-
talıkta ne görüyorsa, onun üzerine
gidıyor. Özel TV'lerin değersiz mü-
ziği destekJedıği söylenıyor; ondan
önce TRT, bu zaafa uğradı. "Halk
bunu istiyor, biz de bunu verece-
ğiz"dedıler. Oysa halkı eğitmektir
önemli olan. Bu durumu firsat bilen
esnaf zıhnıyetlikişiler işi iyice de-
jenere ettiler. Üç beş kuruş verip
abur cubur şeyler okuttular; öz mi-
rasımızı istismar ederek durumu bu
noktaya getirdiler. Biz beş sene ço-
cuklara bu kültürü veriyoruz, gön-
deriyoruz. Gidiyorlar, müesseseler-
de çürük zihniyetli müzik yapmaya
mecbur ediliyorlar. Ama umutsuz
değilim, yeter ki mücadeleden vaz-
geçihnesin. Geçen yıl sadece bizim
okulun ses eğitımi bölümüne dokuz
yüz genç başvurdu. Diğer bölüm-
lerle bu sayı birkaç bine ulaşıyor.
Gençler kendilerine gelince Türk
musikisine meyletmeye başlıyor.
Devlet bu işe sahip çıkarsa bu sanat
güçlenerek geleceğe devredilebilir.
Toplum bir çöküş yaşıyor
Gönûl Paçacı (lst. Ün. Türk Mus.
Icra Heyeti üyesi-öğretim gör.):
Dünyanın her yerinde klasik müzik
ve gerisinde ciddi sanatsal kriterler
yatan işler az müşteri buluyor. Olay
ticarileştiğinde işin içine başka en-
dişeler giriyor. Klasıklerimizin kali-
tesı bugün ıstenilenin çok üzerinde
olduğu içın müşteri bularruyor. As-
lında her alanda toplum bir çöküş
yaşıyor Musiki daha önde olduğu
için dikkat çekiyor. Ama yine de
gençlerin faaliyetlerinden umutlu-
yum... Bir de geçmişte bu musiki
bir müddet yasaklanmış, insanlann
günlük hayatlanndan çekip alınmış
Bir nesil önceyi düşünün; ailelerde
ut çalanlar vardır. Giderek zengin-
ler piyano, daha az varlıklılar man-
dolin çalmaya döndüler. Yetişen ço-
cuk, Türk musikısinin seslerinı nor-
mal hayatında duyamayınca bir
kopma yaşandı
Slash'tan
bağımsızlık
denemesi'Arkadaşlaria aramızda eğlen-
mek için çahşıyorduk. Plak yapma
fikri sonradan doğdu.' Slash, Guns
N'Roses dışındakı ılk plak dene-
mesi It's Five O'Oock Somewhe-
re'in öyküsünü böyle özetliyor.
Arkadaşlar diye söz ettiği müzik-
çiler bu plak için Snakepit (Yılan
Deliğı) adlı grubu oluşturan, vo-
kalde Eric Dover(Jellyfish'in gita-
risri). ntm gıtarda Gilby Clarke,
davulda Matt Sorum ve basta Mi-
ke Inez (Alice in Chains).
Bu iyi hard-rock grubu 70 daki-
ka içinde 14 parçadan oluşan sert
müzik sunuyor dinleyene.Albüm-
den iyi bir hard-blues Neither I
Can, lıstelerde yükselen Hangers-
on, Aerosmith'in stilini andıran
Good To Be AHve, nıtelikli sözsüz
parça Jizz Da Pit öne çıkıyor. Bun-
lann yanında VVhat Do Vbu Want
To Be gibiler de puan kaybettiri-
yor. Organizatörler Slash'ten albü-
mü sattırması için büyük bir tur
düzenlemesini istiyorlar. Ancak
yalnız eğlenmek için kurduğu
Snakepit'in Guns N'Roses kariye-
rinde bir parantez olduğunu, son-
baharda yeniden Axl'la bir araya
gelip yeni albüm için çalışacakla-
nnı söylüyor Slash.
Ünlüler
Lennon'ı
yorumlayacak
Beatles
eskilerinin
yarattığı
ılgi Yoko
Ono'nun
bu konuda
iki proje
başlatma-
sını sagla-
dı.
Y o k o
Ono, John
Lennon'ın
bestelerini
seslendir-
meleri için
E 1 t o n
John, Da-
vid Bovtie,
Pearl Jam
ve tabii ki
Paul McCartney gibi ünlü müzik-
çılerle görüşmelerini sürdürüyor.
lkincı proje ise hayli ilerlemiş du-
rumda. Unlü rock yıldızlannın
menajeri Lindy Goetz'ün yönettiği
projede bu kez Red Hot Chili Pep-
pers, Candlebox, George Clinton,
Live, Flaming Lips, White Zombie,
Screaming Trees, Smithereens.
VVillie Nelson, Alice Cooper ve
Ozzy Osbourne, John Lennon'ın
bestelerini birlikte yorumlayacak-
lar. Bu albüm yaz sonunda piyasa-
ya sürülecek ve geliri hayır ku-
nımlanna bırakılacak.
Bu arada Beatles hayranlan, Fa-
nnelli filmınde kullanılan teknikle
Lennon'ın sesinin diğer elemanla-
nnınkiyle bir araya getinleceğı ye-
rn Beatles plagmı bekliyorlar.
6
Rock'çı ldıııliğiyle yaşıyorum'
Haluk Levent
Haluk Levent, bu yılın en dikkat
çeken isimlerinden biri. Kaseti ay-
lar önce piyasaya çıkmasına karşın,
yeni yeni keşfedilıyor gençlerce.
Konserlenni izleyenlenn yaş ortala-
malan on sekizle sınırlı değıl. Cin-
selliğinı sergıleyen şımarık pop
starlanndan bıkanlar, türkülerimızi
seslendiren, çevreyle, insanlıkla il-
gilı naif şarkılar söyleyen bu genç
şarkıcıyı çok seviyorlar.
llgınç bir müzik öyküsü var Ha-
luk Levent'ın. Adana'da bilgisayar
satarken her şeyi bırakıp Ortaköy'e
geliyor ve sokakta gitar çalmaya
başlıyor. önce kazandıklarıyla
Cüzzamla Savaş Derneği'ne yar-
dım edıyor, ardından Erzincan dep-
rem bölgesinde çalışıyor ve Türki-
ye'nin çeşitli yerlerinde kasaba ka-
saba konsefler veriyor.
Kendı deyimiyle 'Yollarda'adh
kasetınde anlattiğı gıbı rockçı kım-
liğiyle yaşıyor, hayallerinı gerçek-
leştiriyor, olaylara tavır koyuyor.
tlk kasetindeki Ankara, Ybllarda
ve Gökova'yla önemli yol alan Le-
vent, parçalannın büyük bölümünü
hazırladığı ıkinci kasetını sonbahar-
da piyasaya çıkarmayı planlıyor.
-Kaset neden böyle geç taıundı?
Kaset, Türk popunun patlaması-
'nın içinde yer almadı. Türk pop
yıldızlannı ekrana çıkaran televiz-
yonlar, benim ripimi beğenmediler,
galiba bebek yüzlü ınsanlar istiyor-
lardı. Kasetin altyapısı da pop ri-
timlerine benzemıyordu. 'Getirin,
başına bant, boynuna da madaryon
takıp ona bir imaj yaratalını'demiş-
ler. Dolayısıyla televizyondan yar-
dım görmedim. Kaseti önce üniver-
site çevresi sahıplendi. Bu kitlenin
sesı radyolara yansıdı, sonra tele-
vizyon fark ettı.
Kaclııı ozaıım ye
Elde bir akustık gitar, etkileyicı ses ve anlatılmaya değecek bir öykü.
Batı müzik pıyasasında gitannı kapıp yürekten gelen şarkılar söyleye:
kadın ozanlann yeri bambaşka. Bu hafta, sahnede daha çok fiziksel
özellikler arayan rocktan farklı olarak öykülerinin sıcaklığıyla yo-
la çıkan kadın ozanlardan söz edeceğiz.
Kadının seyredilecek, arzulanacak, sevilecek ve nefret edile-
cek meta olarak algılandığı piyasada, inceleyen, seven, düşü-
nen ve kişiliği olan kadın müzikçi kavramının yerleşmesinde
en büyük pay bu ozanlann şüphesiz.
Kadın ozan deyince akla gelen ilk isim folk şarkıcılannm
sembolü Joan Baez. Bob Dylan'la birlikte 'tarih yazan" Ba-
ez. yorulmadan dünyayı gezip insanlarla fikir alışverişini
sürdürüyor.
Rickie Lee Jones \e Joni Mitchell de üstün müzik ve
söz yazma yeteneğıne sahip iki isım olarak müzik tari-
(
hindeki yerlennı daha şimdıden ayırmış durumdalar.
Bir de Bonnie Raitt gibi müziğe bir ömür verdıkten
sonra ancak 90'larda hak ettiği yere gelen us-
talar var. Bu ekibe Carly Simon ile Carol
King de katılabilir. Usta kadın ozanlann mı-
rasçılan olarak son on yılda ortaya çıkan isim-
lere de bir göz atalım: Suzanne Vega, Tracy
Chapman, Toni ChDsgibi yerlerini sağlamlaştı-
ran yıldızlan, Tori Amos ve 'şanssız' Vîctoria
WilHamsizliyor. Bir adım geriden de country,
folk ve rock arasında gezinen Sara, --- '
Hickman, Brenda Kahn. Michelle
Malone ve Cindy Lee Berryhill geli-/
yor. Tabii yalnız yumuşak müzık
ve duygulu sözlerle ılerle-
yenler yok piyasa-
da. Kate Bush'ın
başı çektiği, Melis-
sa Etheridge,
Sheryl Crow gibi
sert söylemleri
olan kadın ozanlan
da katmak gerek
listeye.
Akorlar değişi-
yor, gitara elektrik
ginyor, ama onla-
nn da en az diğer-
leri kadar güzel
seslen ve anlatacak
'derin öyküleri'
var.
SÜRECEK
TORI AMOS
Little Earthquakes (1992)
Çok başanlı piyano arajmanlan,
çok iyi bir ses ve nitelikli parçalar.
Kate Bush'ın yardımıyla müzik
dünyası hırslı, yetenekli bir ses ka-
zandı bu albümle.
TRACY CHAPMAN
Tracy Chapman (1988)
Folk ve sosyal sorunlan bir ara-
da vermek için
yola çıkan Chap-
man, bu çabasını
kaliteli bestelerle de destekleyince
hem müzikseverlerin hem de plak
şirketlerinm gözdesı oldu.
RICKIE LEE JONES
Traffic From Paradise (1993)
Uzun süre dinlendikten sonra or-
taya çıkan olağanüstü müzikal yapı
ADINLARI
ve derin sözlerle
dolu 'sade' bir
başyapıt. Bu al-
büm Rickie Lee Jones'un kariyeri-
ni ummadığı ölçüde ileriye taşıdı.
JONİ MİTCHELL
Turbolent Indigo (1994)
Joni Mitchell, geçen yıl söyleye-
cek daha çok şey olduğunu göstc-
np, bu çalışmasıyla yeniden sahne-
ye çıkü. AJbüm, kısa sürede iyi sa-
tış grafiği çizerek Mıtchell'in aynı
kararlılıkta yoluna devam ettiğini
ispatladı.
BONNİE RAIT
Nickofrım(1989)
Bu albüm, Rait'e. ticari müzikle
sanatsal ağırlıklı müziğin bir arada
sunulabileceğini gösterdi ve ulusla-
rarası piyasanm kapısını açtı.
-Yaptığınız müziği hangi tûre so-
kuyorsunuz? Bir de parçalarda ver-
meye çalıştığını/ ortak mesajı öğ-
renmek istiyoruz—
Benim ilk kasette amacun, kendi-
mi tanıtmaktı. On binlik satışın çok
iyi olacağını düşünüyordum. Param
yoktu, amatörce bir çalışma yaptım.
Ama hedefimi çok aşıp satışı iki
yüz binlere geldi. Daha baştan beri
Anadolu rock yapmak için yola
çıktım. Çünkü bu müziği Anado-
lu'ya tanıtmak gerekiyor. lstan-
bul'da bir barda rock'ı yaşayamaz-
sınız. Rockın felsefesi halkın içinde
yatıyor. Kimse gitmemiş oralara.
Konserlerde karşılaştığım gençler-
den hiçbiri rock müziğini tanımadı-
ğını söylüyor. Şündi ikinci kasette
daha sertleşip hard-rock yapaca-
ğım. Mesajım polıtik değil, insancıl
temalar taşıyor. Örneğin Bosna der-
ken Müslümanlığa yönelik bir par-
ça değil, emperyalizme karşı bir
parça söylüyorum. Türkilerle zen-
gin kültürümüzü tanıtmaya çalışı-
yorum. Sorunlar karşısında tavır
koyuyorum bir rock'çı olarak.
-En fazla yardım konserlerine çı-
kan sanatçısınız. Bu konuda önemli
bir yozlaşına yaşanryor müzik dün-
yasında. Bu mekanizma nasıl yürü-
yor?
Ben katıldığım yardım konserle-
rinde toplanan gelirlerin nasıl kulla-
nıldığının peşine düşüyorum ve
yardımın anlamlı olabilmesi için 25
milyon orkesrra masrafından başka
bir şey almıyorum. Ama bazen öyle
şekillerde kullanılıyoruz ki insanın
morali bozuluyor Örneğin bizi bir
şekılde ücretsız sahneye çıkaranlar,
bir pop şarkıcısına aynı konserde
gizli olarak 200 milyon para veri-
yor. Bu ne biçim yardım konseri, ne
biçim dayanışma?
-Anadolu rock'la Türkçe rock
arasında ne gibi fark görüyorsu-
nuz?
Cem Karaca, Banş Manço. Edip
Akbayram, Üç HüreL MoğoDar gibi
ustalar. geçmişte. Anadolu'ya yüz-
lerini çevirerek çok güzel şeyler
yapmışlar, oralara gitmişler, kon-
serler vermişler Şimdiki rock'çılar,
geçmişte yapılanlan yakalayamadı-
lar. Türkçe rock kasetlerinm yüzde
90'ının ne dedığini anlayamıyorum.
Yabancı gruplann soundunun aynı-
sını getirmeye çalışıyorlar. Oysa
Avrupa'da sanatın, demokrasinin,
insan haklannın gelişmesiyle orta-
ya çıkmış bir sound o.
-ıkinci kaset ne zaman hazır ola-
cak? Neler dinleyeceğiz yeni çauş-
mada?
Yeni çalışmanm şarkılan üç aşağı
beş yukan hazır. Kasetin adı 'Op-
mek lsterdim'olacak ve eylülde çı-
kacak. tki türkü koyacağım, bir ta-
nesi 'Şarköy' adlı Trakya türküsü.
Şu anda türküler deyince akla yal-
nız Diyarbakır. Urfa yöreleri geli-
yor. Ancak diğer yörelenn de çok
güzel türküleri var. Aynca Üç Hü-
reller'den eski bir parçalannı isteye-
ceğim. 'Nereye Saklarsın' diye bir
parça var; trafik canavannı anlatan
parça var. 'Hocam'adlı parçada ise
eğitim sistemindekı çarpıklığı, öğ-
rencilere hocalar tarafından cinsel
tacızlen, çeşıtlı kaprislerle bir insa-
nın hayatıyla oynayanlan sevdiğim
bir hocaya şikâyet ediyorum.
UvlvUS
S E L M j
Telifte
son viraj
Artık işin ucuna geldik mi ne
dersiniz? Acaba uzun süreden
beri beklenen "5846 sayılı Fikir
ve Sanat Eserlen Yasası'nın
bazı maddelerinin değiştirile-
mesine ilişkın yasa tasarısı"
TBMM Milli Eğitim Komisyo-
nu'nun kabul ettiği biçimde
Meclis'ten geçerek yasallaşa-
cak mı? Işte bütün çözüm bu
noktada!
Çünkü, müzik dünyamızda
bütün bestecileri, söz yazaria-
nnı, aranjörleri, varsa editörleri,
prodüktörieri (yapımcı) ve ses-
lendirenleri (yorumcu) candan
ve doğrudan ilgilendiren bu
yasanın artık gerçekleşmesi ve
yürürlüğe girmesi kaçınılmaz-
dır ve zorunludur. Bu gereksin-
meyi, son günlerde yeni Kültür
Bakanı Sayın Ercan Karakaş
olumlu görüşleriyle dile getire-
rek umut vermiştir.
Pek doğaldır ki bu önemli
yasanın uygulanması, her şey-
den önce meslekleriyle yaşam
savaşı veren ve geçimlerini
teklif haklanna bağlanmış olan
gerçek yaratıcılan, yorumcula-
n, yapımcıları sevindirecektir.
Yoksa kendi kendilerini yeterii
görerek "asfronom//f"maddi
kazanç sağlayan bazı sanatçı-
lar buna kulak asmayabilirler!
Ne var ki dünyada müzik en-
düstnsı gelişmış bütün ülkeler-
de telif hakları, doğrudan insan
haklanna dayanan ve anaya-
salann zorunlu kıldığı bir varlık-
tır. Türkiye de bu konuda yeni
bir döneme gırmiş bulunmak-
tadır.
MESAM'dan atak
Türkiye Müzık Eseri Sahipleri
Meslek Birliği'nin (MESAM) ku-
rulduğundan bu yana yaptığı
çetın uğraşın semereleri, arada
bazı yanlış anlamalara, tüm
üyelerin konulara gereğiyle sa-
hip çıkmamalarına rağmen,
olumlu yönde alınmaya başla-
mıştır.
MESAM'ın 1 Nisan 1995'te
"Amelıyat Günü" adı altında
tüm üyelerine açık yaptığı top-
lantıda, önemli konulara deği-
nilerek bazı kararlar alınmıştır.
Şöyle kı: 5846 yasanın TBMM
Adalet Komisyonu'ndan geç-
miş olan son biçimiyle, bir an
önce Medis'ten çıkarak yürür-
lüğe girmesi içın çabalann sık-
laştınlması ongörülmüştür.
MESAM'ın Dünya Uluslara-
rası Telif Hakları Konfederas-
yonu CISAC ile başanya ulaş-
mış anlaşmalan doğrultusun-
da; özellikle anayasaya aykırı
olan 43. maddenin değiştiril-
mesi, TRT'nin tarife ayartama-
sı, özel TV ve radyoların öde-
melerdeki yasadışı tutumları,
mekanik haklar ile temsil hak-
lannın aynca korunması, basın
ve TV'ler gibi medya ile sıkı
ilişkiler, konserler ve diğer et-
kinlikler oluşturulması kpnula-
rında durulmuştur. MÜ-YAP
(Müzik Yapımcılan Derneği) ve
POPSAV ile MESAM'ın "kar-
deş kuruluşlar" olarak işbiriiği,
önemle dile getirilmiştir.
Türk pop müzigınde geçen haf-
ta liderlik koltuğuna Aydak adlı
kasetiyle İzel oturdu. Kayahan,
Benim Penceremden adlı yapıtıyla
ikincilığe inerken Aşkın \ur Yen-
gi, Kara Çiçeğimie üçüncü oldu.
Türk sanat müzigınde Bülent
Ersoy, Alaturka 1995'le yine binn-
ci. Muazzez Ersoy, TV programla-
nnın getirdiği destekle Sensizlik
Bu_ 'yla ıkinci. Ebru Gündeş ise
piyasadaki ilk haftasında Ben Da-
ha Büyümedim'le üçüncü sırayı
aldı.
Türk halk müzigınde satışlar
çok az. Lıstede değışıklik yok: 1.
Burhan Çaçan (Neden Geldim Is-
tanbui'a), 2. Songûl Karlı (Oralı-
yım Ben), 3. Nura>- Hafiftas (Şim-
di Oldu).
Yabancı popta Bruce Springste-
en, Greatest Hits'le 1 numara.
Ikinci The Cranberriers (No Need
To Argue), üçüncü Annie Lennox
(Medusa).
Klasik batı müziğinde Bet of
Classk'94 lıder.
¥ e n i l e r
- From Now On - Glenn Hughes
- The Lion King - Origınal M. P.
Soundrack
- Medusa - Annıe Lennox
- Without Walls - Tammy
Wynette
- Performs The Musk of Sting -
The London Symphony Orc. (CD)
- Chill Out - John Lee Hooker
(CD)
- It's Five O'Clock Somevvhere -
Slash's Snakepit
- Your Funeral, My Trial - Nick
Cave
- The Bends - Radiohead
- Ben Daha Büyümedim - Ebru
Gündeş
- İşte Tanju Okan '95 - Tanju
Okan
- Lfak Yürû Toz Kaldırma - Ba-
hadır Aydoğan.