Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
7MAFT1995SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Son haftalarda meydana gelen olaylar, daha önce gördüğümüz bir filmi anımsatıyor
Universheyi karıştırıyorlar• Türkiye, öğrenci olaylannın hiç yabancısı değil. 1980'li yıllardan bu yana öğrenci
hareketinde bir yükselme dönemi yaşanıyor. 12 Eylül darbesi suskunluğunun
ardından kamuoyuna yansıyan ilk öğrenci eylemi, 9 Ekim 1984 tarihinde İstanbul
Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde yaşandı.
çılikle koşut olarak üniversite-
lerde taban oluşturmaya başla-
dılar. Güçlenmelelenyle birlik-
te de şiddeti kullanır oldular.
Son örnekler, ramazanda oruç
tutmavanlara saldınlar bunu
açıkça gösteriyor.
YAHYAKOÇOĞLU
Üniversıtelerde son haftalar-
da iilkücü-tslamcı gruplann
oruç tutmayan öğrencilere saldı-
nsı. "Üniversitelerde anarşi
hortluyor" nakaratını başlattı.
Oysa Türkiye, "üniversiteolayla-
n'nın yabancısı değil. Bütün
dünyayı etkisine alan 68 eylem-
leri, darbecılerin gerekçe olarak
gösterdiği 12 Eylül öncesi üni-
versitedeki hareketlilik. 30 yaş
ve üstündekilere hiç de yabancı
değil.
12 Eylül darbesinin toplumun
tüm kesimlerinde yarattığı sus-
kunluğun ilk olarak üniversite-
lerde bozulması, üniversite
gençliğinin toplumun en dina-
mik kesimini oluşturmasından
kaynaklanıyor. Ülkenin bütün
sorunlan, kendi boyutlan içinde
üniversitelerde de yaşanıyor. 12
Eylül yönetiminde gençler. po-
tansiyel suçlu olarak görülürken
yapılan düzenlemeler de baskı-
yı, tek tip insanı hedefledi.
Anarşi odağı olarak görülen üni-
versitelerde bu anlayıştan payı-
nı aldı ve 1961 Anayasasfyla
getirilen *ıiniversite özerkliğT,
1981 yılında çıkanlan Yüksek
Ögrenim Kanunu'y'a (YÖK)
yok edildi.
Sıkıyönetim komutanlannın
tasarrufu ile yüzlerce öğretim
üyesi. üniversitelerden uzaklaş-
tınldı. bilimsel çalışma olanağı
ortadan kaldınldı. Askerlerin
onayı ileçoğalan imam-hatip li-
selerinden mezun olan öğrenci-
ler. üniversıtelerde boy göster-
meye ve laikliğe karşı eylem
yapmaya başladılar. Türbanla
derse girebilmeyi bir insan hak-
kı ve din özgürlüğünün kulla-
nılması olarak kullanan kökten-
dincilik akımı. güçlendiğini his-
settikçe kan dökmeye başladı.
1987'de Van'da oruç rutmadığı
gerekçesiyle Mehmet Şirin Te-
kin'i öldüren köktendinciler. 25
Nisan 1990'dadaBurdur'daArif
Canyılmaz'ı katlettiler. Radikal
Islamcı öğrencilerin kendi ara-
lannda birçok gruba bölünmüş
olmasHM ve 1988-89
T
lardaki
güçbirliğini gösterememesine
karşın ülkücü öğrenciler, ülke-
nin genelinde güçlenen milliyet-
Üniversitelerde 12 Eylül son-
rasında ilk öğrenci eylemi, Nec-
detAdalıve ErdalEren'inidam
edilmesi sırasında gerçekleşti.
Ekim ve Aralık 1980'de çok bü-
yük bir katılımın olmadığı bu
.eylem, Ankara'daki bazı fakül-
telerde yemekhane ve ders boy-
kotu olarak yaşanırken darijenin
basına koyduğu sansür nedeniy-
le kamuoyuna duyurulamadı.
Tek tek fakültelerde yapılan ey-
lem, etkisini sikıyönetimde gös-
terdi ve fakültelerdeki önlemler
arttınldı.
1981 yılında ise içlerinde bu-
lunduklan örgüt nedenıyle ta-
mamen illegal duruma düşen
öğrenci liderlerinin '1 Mayısİş-
çi Ba>Tamı'nı kutlama girişimi,
yurt çapında alınan önlemler ne-
deniyle kapalı odalarda kaldı.
Aynı yıl 6 kasımda da 12 Ey-
lül'ün anlayışı üniversitelere
'Yüksek Öğrenim Kurumu'
(YÖK) olarak girdi. Üniversite
özerkliğini yok eden, bilim
adamlannı sınav kâğıdı okuma
makinesi haline getiren yasaya
karşı ilk tepki,bazı öğretim üye-
lerinden gelirken örgütsüz öğ-
Ülkücü gençlerin üniversitelerdeestirdikkrişiddet karşıgnıptakiöğrencilerin tepkisinenedenoldu.(Fotoğraf: YASEMİN KOYUTÜRK)
Halis Bozdoğan: (1984 yılındaki imza kampanyasına katılan öğrencilerden)
Gençlik ülke sorunlanna duyarlı olmalı
1982-84 yıHannın büyük özeDiğL, okul içinde politik Idmliğe sahip,
ülkenin sorunlanna duyarlı. doğru ya da yanlış sorunlann
çözümlerine ilişkin düşünceleri olan öğrencilerin bulunmasıvdı
ve bu bizim için şanstı. Ancak 12 Eylül'ün manüğı üniversiteye
egemen oldukça bunlar gibi öğrenciler azaldı. Öğrenciler git-
tikçe kendi sorunlannın içine gömüldüler. Kendi sorunlanna
gösterdikleri duyariılığı, ülkenin sorunlanna göstermemeve.
yaşamlannı çıkarlan için \önlendirmeye başladılar. Bu gidiş.
politik bir gücün, politik bir merkezin üniversitelere müdahale
etmesij le durdurulabilir. Bizim hatamiA büyük oranda özerk-
demokratik üniversite mücadelesini abartmanuzdı. Önemli olan
üniversitelerin sorunlan dedik. Oysa gençlik, ülke sorunlanna
duyarlı olmalı, bu konuda söz sahibi olabilmeli. Kendi sorunlanna
etbette sahip çıkmalı ama ülkenin sorunlannın üniversitelerin
sorunlanndan farklı olmadığının. ülke sorunlannın üniversitelere
>ansınıasının, kendi sorunlan haline geldiğınin farkında olmalı.
renciler tepkisiz kaldı. Oysa
YÖK Yasası'yla üniversiteler
ideolojik denetim altına giriyor,
tepeden atamalı tek tip eğitim
getiriliyor ve üniversitenin de-
netimi devlet başkanına bağla-
nıyordu. Yasa, öğrencilerin der-
nek kurma ve derneğe üye olma
haklan yanında öğrenci dernek-
ierinin faaliyet amaçlannı da sı-
nırlıyordu. YÖK'ün başına ge-
tirilen Prof. İhsan Doğramacı
ise gençliği, 'potansiyel anar-
şist' olarak gördüğünü açıkça
söylüyordu.
İlk eylem
Kamuoyuna yansıyan ilk öğ-
renci eylemi, 9 Ekim 1984 tari-
hinde İstanbul Üniversitesi Hu-
kuk Fakültesi'nde yaşandı. Ek
smav hakkı verilmesini isteyen
yüzden fazla öğrenci, Hukuk
Fakültesi Dekanlığf na dilekçe
vermek istediler. Dönemin de-
kani Orhan AJdıkaçtı'nın ihba-
n üzerine 14 öğrenci, olay yeri-
ne gelen siyasi polis tarafından
gözaltına alındılar. Bu öğrenci-
ler hakkında "TKP üyesi ol-
mak" suçlamasıylaaçılandava-
da, ihbar ettiği eylemin tanığı
olarak dinlenen Aldıkaçtı, top-
lu dilekçe vermenin suç oldu-
ğunu söylemesine karşın öğren-
cilerin bu isteklerinde inat etti-
ğini anlatıyordu. Askeri Mahke-
mede görülen bu dava, öğrenci-
lerin beraatıyla sonuçlandı.
YÖKkurbanı
YÖK Yasası, birinci sınıfta iki
yıl başansız olan öğrencinin
okulla ilişkisinin kesilmesi kura-
lını koymuştu. Marmara Üniver-
sitesi Hukuk Fakültesi öğrenci-
si tsa Tannverdi, öğrencilerin ne
kadar büyük bir baskı altında bu-
lunduğunu gösteren en uç eyle-
mi gerçekleştirdi. Tannverdi, 3.
sınıfa geçtiği günlerde. birinci
sınıfın dersi olan Roma Hukuku
ve Medeni Hukuk derslerini ve-
remediğini öğrendi. Durumuka-
bullenemeyen Tannverdi. 24
Ekim 1986 günü kaldığı yurdun
banyosunda intihar etti.
Tannverdi'nin intihan. büyük
bir tepkiye neden oldu ve
1980'lerin ilk toplu eylemi ger-
çekleştirildi. 27 Ekim 1986 gü-
nü, yaklaşık 300 öğrenci, Mar-
mara Üniversitesi Rektörlü-
ğü'ne siyah çelenk koyarakin-
tihara kadar sürükleyen YÖK
uygulamalannı, protesto etmek
için Sultanahmet'te toplandılar.
Uluslararası ilişkilerde
medyanın rolü
'Politik
haberciliğin
kalıplan değişti'
İstanbul Haber Servisi - Marmara Üniversitesi
Iletişim Fakültesi ile Amerikan Kültür ve Basın Ate-
şeliği işbirliğinde düzenlenen, "Uluslararası İlişki-
lerde Medya'nın Roiü
r>
başlıklı konferansta konu-
şan Fransız Milli Savunma Genel Sekreterliği Da-
nışmanı. Amerikalı siyaset bilimci Prof. Steven Eko-
\ich. "-bilgi kapitaJizmi" adını verdıği dünya enfor-
masyon ağına. önceki dönemlerden çok daha fazla
biçımde kıtleleri yönlendirme görevi yüklendiğıni
belırîerek. "Reklam ve haberin nerede başladığı,
imaj ve politik mesajın nerede bittiği belirsiz. Bu ko-
nuda büyük bir kargaşa >aşanıyor~ dedi.
Konuşmasında politik haberciliğin kalıplannın
değiştiği görüşünü savunan Prof. Ekovich, kitlele-
re sunulan *imajın".politik "mesajdan" çok daha
fazla önem taşır hale geldiğini söyledi. Uluslarara-
sı enformasyon ağına. kitleri yönlendirme görevi-
nin yüklendiğini kaydeden Prof. Ekovich. "Arükin-
sanîann kafalanna değil, yüreklerine hükmediliyor.
Haber ve reklamın nerede başladığı, imaj ve politik
mesajın nerede bittiği belirsiz. Bu konuda büyük bir
kargaşa yaşanıyor" dedi.
Sermayenin medya üzerindeki egemenliğinin art-
masının, medyanın liberal demokratik anlayışına
zarar vereceğini söyleyen Prof. Ekov ich şu görüş-
lere yer verdi: "Dünyanın bazı bölgeleri zengin ola-
caktır, diğer bölgeleri o kadar olma>acaktır. Ya bü-
yük bir pazann bir parçası olacaksınız \e>a tümüy-
İe kendinize ait \e kendi kontrolünüzde bir pazan-
nız olacak. Bunun içinde teknoloji \e bilgi üretimi bü-
yük önem taşı\or. Bunu sağlamak için de iletişim ve
haberieşme alryapısını sağlam bir şekilde oluşturma
dunımundasınız. Para eşittir güç ve etki, bu hiçbir
zaman değişmevecek.'"
tşçi kıyımı sürüyor
YurtHaberieriServisi- DlSK'ebağlı Tekstıl Işçi-
len Sendikası ile Hak-lş'e bağlı Öz Iplik-tş Sendika-
sı üyesi 10 bini Adana'da toplam 17 bin işçinin 24
şubatta başlattığı grev sürüyor. Işçiler bugün işveren-
lerle sendika yetkililen arasında tstanbul'da yapıla-
cak görüşmede alınacak sonucu bekliyor. Bu arada
yurdun birçok yerinde de işçi kıyımı sürüyor. Bo-
lu'nun Akçakoca ılçesı Ümran Boru Fabrikası"nda 22
işçinin işine son verildi. DlSK'e bağlı Genel-lş Sen-
dikası da Burhaniye Ören Abdullah Baştürk Tesisle-
ri"nde çalışan Oleyis Sendikası üyesi 10 işçiyi işten
çıkardı.
CumhuriyetAdanaGünevllleriBürosu'nun habe-
rine göre DISK ve Tekstil fşçilen Sendikası Adana
Bölge Temsilcisi Adana Grev Komitesı Başkanı Yu-
suf Yürekli görüşmenın tstanbul'da Tekstil Sanayii Iş-
verenleri Sendikası'nda yapılacağını bildirdi. Ancak
Yürekli görüşmeden pek fazla umutlu olmadığını
kaydetti.
Düzce muhabirimiz Arzu Subaşı'nın haberine gö-
re Ümran Boru Fabrikası'nda işten çıkanlan işçiler,
Türk Metal Sendikası'nın konuya duyarsız kaldığı-
nı belirterek sonuna kadar mücadele edeceklerini
söyledi.
Bütün araç salmiplerine önemle duyvrulur!..
Kişi başına teminat
(1994)
100.000.000.-TL
200.000.000.-TL
(1995) Kişi başına
teminat
Trafîk Sigortası'nın yeni limitleri belirlendi..
Daha yüksek, daha kapsamlı
teminat için.
T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşariığı
tarafınckjn, Trafik Kanunu gereğince,
9 Şubat 1995 tarihinden geçerli olmak
üzere, Trafik (Zorunlu Mali Sorumluluk)
Sigortası teminat limitleri ve primleri
yeniden saptanmıştır.
Unutmayın, aracınızın trafik sigortasını
yeni teminat limrtterine yükseltmeyi
ihmal etmeniz halinde. ölüme.
yaralanmaya ya da hasara neden
olocak kazalarda şahsi sorumlulugunuz
artacaktır, Sigorta şirketinize hemen
başvurarak, trafik sigortası poliçesi ek
belgenizi ve yeni "MOR - YEŞİL" renkli
taşrt pufcınuzu alın. Hem yasal bir
zorunluluğu yerine aetirin, hemde trafik
sigortasının yeni ve yüksek hasar
ödeme olanağından yarartanın.
KARAYOLLARI TRAFİK KANUNU ZORUNLU MALİ SORUMLULUK SİGORTASI
MOTORIU ARACIN TÜRÜ
1-Û2EIOTOMO4İUİR
2- TAKSİ OTOMOBİOER
1- KAMYONETUR
4- MİNİBOSIİR
8 »o 14 Kifiy* kadac oluracak
yvriofcmkv (Mdahil)
S- 1$ MAKİNELERİ
(Mırtsharrtk Makln»W0
6- KAMYONLAS
7- OTOBÜSLER
25 Klfiy* kadar oturocak
yw1 okmlar (25 dahil)
25 Klfklan «azla ohjrocok
yolotankv
TKOIEYBÜSLER
S- TSAMVAYLAR
9* Iruon TofMTiodo KuRtfnhjf\
Römofkloc
Latük TskarMıU Traktöıtof
10-MotoaikMtorv*
Yük Molo«<kk>tt«(l
11 - ÖZEl AMAÇU TAŞITIAR
MADDf
a
50000 000-
50 000 000-
5O0O0 0CD-
50 000 000-
50000000-
50 000 000-
50000000-
50 000 000-
50000000-
50000COO
50000 000-
5OO0OO0O-
50000000-
TîDAVl MASRARARI
KİŞİ BAŞINA
TL.
200000 000.-
200000000-
200000000-
200000000-
200000000.-
200000000-
200000000.-
200000000.-
200000 000-
200000 000-
200000000-
200000000-
200000000-
KAZA BAŞINA
Tl
1000 000 0OO-
1000 000 000-
2000 000 000-
3000 000 000-
2000000 000-
3000 000 000-
3000000000-
4000 000 000-
3000 000 000-
3000000000-
2000 000 OOO'-
800 000000-
1000 000000-
TEDAv! GİO€RLERİ WŞINOA C4SER
•A2MİNAT TALEPLERİ VE ÛIUM
KI$iaAŞINA
TL
200 000 000.-
200000000-
200000.000-
200000.000-
200000000-
200000.000.-
200000000-
200 000.000 •
200000000-
200 000 000'
160 000 000-
160 000 000-
200000.000-
KAZABAŞMA
TL
1000000000-
1000 000 000-
2.000 000X00 -
3000000000-
2 000000000-
3 000.000.000 -
3 000 000.000 -
4.000 000 000 -
3000 000 000-
3000000 000-
1 600.000.000.-
640000.000-
1 000000 000-
FİYATLARI
TL
2000 000-
5300 000-
2600 000-
4.400 000 -
POO0OO-
4100000-
5 500000-
18100000-
1600 300-
1600000-
300000-
300000-
2000000-
Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği
Kamu kuruluşu niteliğinde bir meslek kuruluşudur.
TOKTAMŞ ATEŞ
Normların ve
Değerlerin Evrimi
Bir zamanlar Almanya ve Avrupa'nın diğer ülkelerine
gönderdiğimiz işçilere "gasf.aröe/fer" denirdi.yani "konuk
işçi." Şimdilerde Almanlar ne düşünüyoriar bilemem ama,
bizimkiler kendilerini "konuk" olarak değil, "mitbürger"
(ortak vatandaş-birlikte vatandaş) olarak görüyoriar.
Almanya'da yaşayan vatandaşlanmızın sorunlan dizbo-
yu. Ne çifte vatandaşlık sorunlan çözümlenebildi, ne as-
kerlik sorunlan. Türk konsolosluklan adam almıyor. Gö-
revliler, dert dinlemekten temsil görevi yapamıyoriar. Bi-
rinci ve ikinci "kuşaklar" bitti. Şimdi üçüncü kuşak ve
bunlann sorunları gündemde.
Ama bu arada çok olumlu gelişmeleri de duyuyor ve
memnun oluyoruz. Alman üniversitelerinde 10 binin üze-
rinde Türk çocuğu eğitim görüyor. Ve bu çocuklanmız, Al-
man gençlerinden çok daha fazla çalışıyorlar. Zira, eğer
çalışmasalar, tüm kapılar kapanır suratlarına.
Alman üniversitelerinde ders veren Türk öğretim üyesi
sayısı da 100'ün üzerinde. Bunlar da çok çalışıyortar. Re-
kabetçi bir ortamda, Almanlar tarafından ikinci sınrf sayı-
lan birtopluluğun üyesi olmalanna karşın, kendilerini zor-
la kabul ettiriyor ve saygı görüyoriar.
Ancak tüm Almanlann Türklere karşı olumsuz bir tavır
içinde olduklarını düşünmek de pek doğru değil. Bir sü-
rü aklı başında Alman, artık kaçınılmaz bir duruma gelen
"biriikte yaşamanın" çarelerini anyor. Karşılanndaki in-
sanlan daha iyi tanımaya, nasıl bir "ortakpayda"bulunur
sorusunu yanrtlamaya uğraşıyorlar. Bu konularda değişik
"platformlar", "inisiyatifler" oluşturuyoriar. Bu tür çaba-
lan desteklemek için vakrflar kuruyoriar. Ya da zaten var
olan kimi vakıflan, bu yönde motive ediyoriar.
Hamburg'daki KörberVakfı, bu tür vakıflardan biri. Ge-
çen yıl Türk ve Alman gençlerini bir araya getiren bir "Yaz
Akademisi" açmış. Aynı akademiyi bu yıl da açacaklar.
Bu vakıfla ilgili olarak Türkiye'deki çalışmaları Bursa Ulu-
dağ Üniversitesi'nde Uluslararası llişkilerBölümü Başka-
nı olan değerli meslektaşım ve arkadaşım Prof. Dr. Meh-
met Genç yürütüyor. Zaten Türkiye'deki başvurular da
Sayın Genç'e ve onun adresine yapılacak.
Bu sene yaz akademisine 25 öğrenci alınacak ve bir haf-
tası Bursa'da, bir haftası da Istanbul'da olmak üzere iki
haftalık bir eğitim programı uygulanacak. Bir Türk ya da
Alman üniversitesinde lisans, ya da lisansüstü eğitim aşa-
masında olan veya eğitimini yeni tamamlayan ve Alman-
ca bilgisi yeterli olan tüm 22-30 yaş arası gençler, bir "ra-
por" hazırlayarak başvurabiliyorlar.
Benim "rapor" olarak isimlendirdiğim çalışma, belir-
lenmiş bir konuda yapılacak olan bir araştırma aslında.
31 Mart 1995 tarihine kadar tamamlanması ve Mehmet
Genç'e gönderilmesi gereken çalışmanın bu seneki ko-
nusu çok ilginç: "Türkiye-Almanya: Geçmişte ve Günü-
müzde Normlann ve Değerlerin Evrimi."
Bu konuda yaklaşık. 15 sayfalık Almanca bir çalışmay-
la yapılan başvurular incelenecek ve 25 genç seçilecek.
Akademinin her türlü giderleri elbette Körber Vakfı tara-
fından karşılanıyor.
Mehmet Genç, bana bu konularda bilgi verdikten son-
ra bir de broşür bıraktı. Genç okuriarım arasında bu prog-
rama başvuranlarolabileceğini düşündüğüm için, bu bro-
şürde yer alan bazı konu önerilerini de belirtmek istiyo-
rum.
- Çoğulcu nornn ve değerler
- Modernleşme ve karşıtı hareketler; Batılılaşma
- Ekonomik, toplumsal, politik ve kültürel globalleşme
- Sosyal-politik kimlik; generasyon ve/veya cinsiyet iliş-
kileri
- Avnjpa bütünleşmesi ve Avrupalılık fikri
- Boş zaman değehendirmesindeki alışkanlıklar; tûke-
tim davranışlan
- Eğitim-öğretim; okullann, üniversitelehn, siyasi par-
tilerin veya kitle iletişim araçlannın değer ve normlann ev-
rimindeki rolü,
Bana verilen broşürdeki öneriler arasında yer almamak-
la birlikte, ben de bazı konular önermek istiyorum. Öyte
sanıyorum ki; amaç dışına çıkılmış olunmaz.
- Aile yapısı, aile içi değeher ve davranış biçimleh.
- Komşuluk, arkadaşlık vb. gibi toplumsal kurumlar;
bunlann değişimi, fark ve benzehikleh.
- Karşılıklı imaj değişimleri ve bu değişimlerin ardında-
ki belirleyici etkenler.
Başka öneriler de geliştirilebilir ama, artık onları da bu
akademiye başvurmak isteyen gençler düşünsün.
Akademiye hem Türk, hem de Alman gençleri katıla-
caklar. Almanya'daki gençlerimiz de başvurabiliyorlar. Ve
böyle bir yapı içinde oluşabilecek dostluklar da, eminim
en az akademideki dersler kadar yararlı olacak.
Yurt dışında ve özellikle Avrupa'daki Türkler düşünül-
düğü zaman akla sadece Cemaletin Kaplan'lar, irtica,
ya da PKK gelmemeli. Oradaki insanlanmız da buradaki
insanlarımızın arayışlan içinde. Ve her türlü arayışı des-
teklememiz gerek.
Bayram trafiği yine can aldı
28kişiöldü
63 kişi yaralandı
•Bolu Dağı'nda önceki gece bir yolcu otobüsü,
freninin patlaması sonucu uçuruma yuvarlandı.
Kazada 5 kişi öldü, 30 kişi yaralandı.
Haber Merkezi - Bayram tati-
li dönüşünde trafik. yine can al-
maya devam etti. Yurdun çeşitli
yerlerinde meydana gelen kaza-
larda 28 kişi öldü. 63 kişi yaralan-
dı. Önceki gece saat 22.00 sırala-
nnda Bolu Dağı'nda Ahmet Ak-
yolyönetimındekı 34 BCJ 47 pla-
kalı bir yolcu otobüsü. frenınin
patlaması sonucu uçuruma yuvar-
landı. Kazada, Dursun Âhmet
Korkmaz. tsmet Cnver, Münev-
ver köklü. Songül Giineşve Ra-
siın Giineş öldü, 30 kişi de yara-
landı.
Artvin'in Borçka ilçesi yakın-
larında. Murgul Bakır Işletme-
sı'nde işçi olarak çalışan HaAz
Erdemyönetimindeki 53 HN 809
plakalı otomobil, önceki gece geç
saatlerde, Çoruh nehrine uçtu.
Süriicü Hafız Erdem ile eşı Ferü-
ze, çocuklan Deniz, Selda ve Bu-
lut'un aranması çalışmalannın
sürdüğü bildirildi.
Muğla'da, şehrin çeşitli yerle-
rinde meydana gelen kazalarda
Mehmet Kulaksızoğlu, Mehmet
V ıldınm, Hakkı Demirtaş. Ahmet
Çimen ve AKÖzel yaşamlannı yi-
tirdı. Aynı kazalarda 9 kişi de ya-
ralandı.
Antalya'da Neslihan Kaya,
Emine Sert, Farma Akav; Zevnel
GfizeL Gaziantep'te hyas Kara-
han. Rabiya Karahan. Ankara'da
Yusuf Kadıoğlu, Sıvas'ta Songül
Karakuş. Edırne'nin Uzunköprü
ilçesınde Tahsin Toktaş meydana
gelen trafik kazalannda yaşam-
lannı yitirdiler.
Konya'da Omer Bulut yöneti-
mindeki 42 LR 064 plakalı kam-
yonet, Karaman çevre yolu kavşa-
ğında, ÖmerZorlu'nun kullandi-
ğı 42 AF 861 plakalı kamyonet
ile çarpıştı. Kazada, komyenette
bulunan Ayşe.\kkuthayatını kay-
bederken 15 kişi de yaralandı.
Ergun Duyguluyönetımindeki
otomobil ile sürücüsünün kimli-
ğı belırlenemeyen bir otobüsün
Kızılhisar Kavşağı'nda çarpışma-
sı sonucu, Ergun Duygulu. eşi
Türkan Duygulu ve babası Ab-
dülganı Duygulu olay yerinde öl-
dü. Ağır yaralanan kızlan ise Ba-
naz Devlet Hastanesi'ne kaldınl-
dı.
Silivri'de meydana gelen kaza-
da Mehmet Soylu ve Naik Yıldı-
run yaşammı yitirdi. Kazada 5 ki-
şi de yaralandı.
tzmir'in Kemalpaşa ilçesi ya-
kmlarında meydana gelen kazada
Cengjz Çiğdem yaşammı yitirdi.