Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
2 MART 1995 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Çîfler'den ihaleye fesatBaşbakanın, TOFAŞ'taki kamu hisse satışında danışmanhk yapacak fîrmalann seçimi için ihaleye müdahale ettiği belgelendi
A\KARA(Cumhuriyet Bürosu)-Eşi ÖzerUçu-
ran Çüfcr'le birlikte devletin milyarlarca dolarlık
kurumlannın özelleştinlmesine müdahale ettiği ile-
ri sürülen Başbakan Tansu Çiller'in, TOFAŞ'taki
kamu hısselerinin satışı için danışmanlık yapacak
firmanın secımini yasadışı bıçimde yönlendirdiğı.
ANAP tarafından belgelendi.
Özelleştırme tdaresı olarak yeniden yapılandı-
nlan KamuOrtaklığı Idaresi'nin lhale Komisyonu
tutanaklannda. iki bankanın yabancı ortaklanyla
verdıklen teklıf zarflannın, "Başbakanlığın tali-
man üzerine" açılmayarak Tansu Çiller'e gönde-
rildiği belirtildi.
Başbakan'ın yaptığı usulsûzlügu belgeleyen tu-
tanaklan açıklayan ANAP Genel Başkanı Mesut
Yılmaz. Devlet Denetleme Kurulu'nun. lhale Ko-
misyonu üyeleri için soruşturma başlattığını bildi-
rirken. Çıllerhakkında. "ihaleye fesat kanştırmak"
iddiasıyla suç duyurusunda bulundu.
Yılmaz, "Bir insan ya başbakanlık yapar ya da
ihale komisyonu başkanlığı yapar. Çiller'in mihar-
larca dolarük özelleştirme işlemlerini dürüsl biçirtı-
de yürüteceğinden şüphemiz var" dedi.
ANAP Genel Başkanı Yıimaz. partisinin grup
toplantısında, Başbakan Tansu Çiller'e belgelerle
desteklediğiağırsuçlamalaryöneltti Konuşmasın-
da. hükümetin özelleştirme uygulamalannı eleşti-
ren ve **E1 attıklan her uygulama tam bir rezalet"
dıyen Yılmaz. Kardemır'de uygulanan yöntemler
nedenıyle. şırketın 3 yıl sonra birkaç kişinin elin-
de toplanabileceğine ilışkin kaygilannı dile getir-
di. "Sizebelgekrnlebirolayaıüatacağun" diyerek
konuşmasinı sürdüren Yılmaz. ANAP grubunda
şok etkısı yaratan TOFAŞ Oto Tıcaret AŞ ve TO-
FAŞ Türk Otomobıl Fabrikalan AŞ'dekj devlet his-
selennin satılmasına ilışkin ıhale belgelerini açık-
ladı.
. Toplu Konut ve Kamu Ortaldığı Idaresı lhale
Komisyonu'nun 18 Ağustos 1993 günü aldığı iki
karan okuyan Yılmaz, ihalenin Tansu Çiller'in baş-
bakan olmasından 2-3 ay sonra gercekleştirildiği-
ne ve ihaleye giren bankalardan binnin Çiller'e çok
yakın olduğuna dıkkat çekerek, "Bir insan ya baş-
bakanlık yapar ya da ihale komisvonluğu yapar"
dedi.
Yılmaz. TOFAŞ'taki kamu hisselerinin yurtdışı
sermaye piyasalannda. uluslararası borsalarda ya
da gerçek kışilere satılması amacıyla danışmanlık
yapacak firmanrn belirlenmesi için lhale Komisyo-
nu'nun, halen Özelleştirme İdaresı Başkanvekıli
olan dönemin Kamu Ortaklıgı idaresi Başkanveki-
lı Can Yeşilada başkanlığında toplandığını anlattı.
ANAP hderi. 18.8.1993 tarihh, 7 numaralı thale
Komisyonu karannı, elindeki belgeden şöyle oku-
du:
"Schroders ve tnterbank AŞ ortaklığından Me-
lih Araz ve Aziz Karadeniz'in 18X1993 tarih ve
5552 evrak ka>it no'suyla, Lehman Brothers ve Fi-
nansbank .AŞ (Çiller ailesinin yakın dostlanndan
Hüsnü Özyeğin'in bankası) ortaklığından Ömer
Aras. G\vyneth Ketterer. Patrick Longmire'ın
1&8.1993 tarih ve 5520 evrakkayıt no'suvla vermiş
olduklan kapalı zarf içindeki son teklifleri. komis-
yon huzunında adı geçen ortaklık tenısikilerine im-
'Pamuk Prenses'in
Ölümü'
• ANKARA(ANKA)-
Başbakanlık Küçükleri Muzır
Neşriyattan Koruma Kurulu,
bir dergi ve kitabı daha muzır
buldu. Kurul, Istanbul
Gumhuriyet Başsavcılığı
tarafından gönderilen
"Pamuk Prenses'in Ölümü"
adlı kitabı incelemesi
sonucunda, 18 yaşından
küçüklerin maneviyatı
üzerinde muzır tesir yapacak
nitelıkte buldu. Kurul bunun
üzerine söz konusu kitabın
poşette satılmasını
kararlaştırdı. Muzır Kurulu
aynca yayıncısının gönderdiği
"SHE" adlı derginin aralık
sayısında ek olarak verilen
'genç kızlar ve cinsellik'
ekindeki bazı yazılann muzır
tesir yapacak nitelikte
olduğunu belirledi.
Köşk'ten onama
• ANKARA <AA)-
Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel, "Korunmaya
Muhtaç Çocuklann Işe
Yerleştirilmelerine İlışkin
Tüzük"ün yürürlüğe
konulmasına ilişkin Bakanlar
Kurulu karan ile bazı
projelerin finansmanı için
Türkiye ile Fransa arasında
imzalanan 330 milyon Fransız
Frangı tutanndaki mali
protokolün tasdikine ilışkin
Bakanlar Kurulu karannı
onayladı
Özden'den
Çiller'in arkadaşı da danışman
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TOFAŞ'dakı
kamu payının satışında mali danışmanlık yapan
konsorsıyumda, Başbakan Tansu Çillenle eşı
Özer l'çuran ÇiDer'e yakınlığıyla tanınan Hüsnü
Özyeğin'e aıt Fınansbank da bulunuyor.
Özyegın'ın, 1970"lı yıllardan ıtibaren. ABD'de
yasadığı dönemde bazı skandallara kanştıgı,
Amenkan mahkemeleri tarafından yargılanarak.
bu ülkede savcılık izni olmadan herhangı bir
şırkette çalışamayacağı yönünde bir belgeye ımza
attığı saptanmıştı. Özyeğın'in ortağı oldugu
"Securities and Exchange Commission" (SEC)
adlı şirket hakkında ABD savcılannca hazırlanan
dosyada: hayali bılançolar hazırlandığı. gerçek
belgelenn saklandıgı, ortak \e alacaklılann
kandınldığı vurgulanmıştı. Mahkemede hapıs
cezasıyla yargılanan Özyeğin'ın 1973 yılında bu
ülkeden kaçarak önce V'irgın Adalan'na, daha
sonra da Türkıye'ye geçtığı. 7 Şubat 1978 tarihlı
mahkeme belgesınde de anlatılmıştı. Özyeğm.
haberler üzenne yaptıgı açıklamada. "28 yıl önce
bir usulsü/Jük olmuş. Ğençlik dönemi hatasıydı.
Olmasa daha iyiydi. ama ben de bundan ders
almışım" savunmasını getırdi.
zalatürruş ve Başbakanlık makamının taümatlan
doğrulrusunda. zarflar açıimadan Başbakanlık ma-
kanuna sunulmak üzere idaremiz Başkanvekili Can
Yeşilada'ya teslim edilmiştir."
Can Yeşilada tarafindan Başbakan Tansu Çiller'e
götürülen zarflann açıldığına ılişkın aynı gün alı-
nan 7 numaralı kararda da şu ıfadelere yer verildi:
-İdaremiz, Başkanveküi Can Yeşilada tarafin-
dan Başbakanlık makamına götürülen ve Sayın
Başbakan Prof. Tansu ÇilJer tarafindan açılan zarf-
lar içindeki teklifleri incelemiş ve isteklilerin talep
ettikleri danışmanhk ücretlerinin aşağıdaki biçim-
de olduğunu tespit etmiştir: Ortakuk: Lehman-Fi-
nansbank, SEC kayıtlı: 3.885 %, Rule 144A:
3.695% Ortakhk: Sc'hroder-İnterbank, SEC kayıt-
h: 3.870 %, Rule 144A: 3.770 Komisyonumuz, ya-
pılan toplanblar ve ortakhklann sunuşlan netice-
sinde. Amerika'da SEC kavıtlı halka arzyoluna gi-
dilmesinin hisseierin arz sonrasıdeğerini kaybetme-
mesi, daha yüksek getiri sağlamast daha geniş bir
yatınmcı kitlesine ulaşması. şeffaflık sağlanması ve
a> nca Türkiye'nin vurtdışı piy asalarda tanıtımı ve
prtstiji açısından uygun olacağını. bu itibarla SEC
kavıtlı halka arz için en düşük teklif veren Schro-
dervİnterbank AŞ ortaklıgı ile uluslararası arzın
aynntılan üzerinde Sn. Başbakan Prof. Tansu Çil-
ler'in eklemiş oldugu Bridge Financing (köprii fi-
nansmanı) konusundaki direktifleri doğrultusunda
göriişmelere devam edilmesini. Schroders-İnter-
bank AŞ ortakhğının 23.8.1993 tarihinde görüşme
yapmak üzere şifahen çağnlması ve görüşmeleri ta-
kiben nihai karann verilmesini kararlaşürmışürf
açıklama
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Anayasa
Mahkemesi Başkanı Yekta
Güngör Özden, Bayındırlık
ve lskân eski Bakanı Safa
Giray'a, Yüce Divan
duruşması sırasında
"Ağabey" dediğine ilişkin
haberlerin tümüyle yanlış
olduğunu belırterek "Ben
Safa Bey dedim. Ancak bu
basına yanlış yansıtıldı.
Tutanakta da yer aldığı gibi
duruşmada ben böyle bir
hitap şeklinı kesinlikle
kullanmadım. Bu durumun
açıklığa kavuşturulması,
Yüce Mahkeme'nin
saygmlıği açısından
önemlıdir" dedi.
Bayram gazetesi
• İstanbul Haber Servisi -
Türkiye Gazetecıler
Cemiyeti'nın geleneksel
"İstanbul Bayram" gazetesi
bu bayramda bir gün
yayımlanacak. İki yıl
öncesine kadar dini
bayramlarda yılda toplam 5
gün gazeteler yayımlanmıyor,
onlann yerine Gazeteciler
Cemiyeti'nin hazırladıgı
gazete çıkıyor ve bu. basın
çalışanlannın meslek
örgütüne önemli gelir kaynağı
oluyordu. Bu geleneğin
bozulmasından sonra da
Cemiyet dini bayramlarda
birer gün olmak üzere bu
gazeteyi çıkarmayı
sürdürüyor.
İş güvenliği
yasaları
• ANKARA (UBA) - CHP
Genel Sekreteri Adnan
Keskin, RP'li ve MHP1İ
belediyelerin işçileri keyfi
olarak işten atmalannın
önüne geçilmesi gerektiğini
belirterek. "Demokratikleşme
paketi içinde yer alan iş
güvenliği yasalannın
çıkanlması gerekiyor.
Maalesef parlamento bu
konuda gerekli hassasiyeti
gösteremedi" dedi.
ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, ticaretçi medyayla savaşın dozunu arttırıyor
Basın, iktidarla işbirligindeANKARA (Cumhurivet Bü-
rosu) - ANAP Genel Başkanı
Mesut Yılmaz. başta Emlak Ban-
kası ile ortak olarak Bank Indo-
suez'i almasını engelledığı Sa-
bah gazetesi olmak üzere. basin
faaliyetleri dışında ticaretle uğra-
şan medyaya eleştirilerini sürdü-
rüyor Yılmaz. basın organlan-
nın iktidarla işbirliği yaparak ti-
caret yapmasının. "basının göre-
vini kötüye kullanması ve taraf-
sız obnaması* anlamına geldıği-
ni voırgulayarak. "DYPŞi dirilte-
mezsiniz. Bize zarar verirsiniz.
Buyurun verin" dedi. Yılmaz.
'DYP'vi kurtaramavacak bası-
nın ANAP'ı vıpratarak RP'ye
hizmet ettigine' dıkkat çekerken.
"Bize verdiğiniz zarardan daha
fazlasını Türkiye'ye verirsiniz"
uyansında bulundu.
Mesut Yılmaz. hükümetin
maddi desteğini alan yayın or-
ganlannın desteğiyle DYP'nin
başan saglamasının mümkün ol-
madığını sa\unurken ANAP'a
zarar venlerek RP'nin yüksel-
mesinin yolunun açıldığını bil-
dirdı.
Sabah gazetesinin Emlak-
bank'la ortak olarak Bank Indo-
suez'ı almaktan vazgeçtiğini. an-
cak iddialan ortaya attığında bu
gazetenin kendisini eleştiri yağ-
muruna tuttuğunu söyleyen Yıl-
maz. "Haklıvsalar devam etsin-
ler. Niye vazgeçiyorlar?" dedi.
Mesleki açıdan bakıidığında, ba-
sın görevi yapanlann ticari faali-
yette bulunmaması gerektiğini
söyleyen Yılmaz. "Dolaylıdaol-
sa devlete gebe kalırsınız. Devie-
te gebe kaldığınız zaman tarafsız
olamazsunz" dedi.
Sabah gazetesinin bağlı bulun-
duğu Medya Holding'le ortak
banka alınması söz konusu oldu-
ğunda Emlakbank Genel Müdü-
rü'nü aradıgını ve "Bu bir siyasi
karardır" yanıtını aldığını açık-
layan Yıimaz, mücadeleyi sür-
düreceklerini bildirdi. Yılmaz,
hükümetle işbirliği yapan med-
yanın, bunun bedelini ödediğini
hergün gözlemlediklerini söyle-
di. Sabah gazetesi yöneticilerin-
den tepki aldığını belirten Yıl-
maz, "Bu olaylardan sonra, ba-
na, arkadaşianma birtakun tep-
kiler geldi. Zamanında ben
ANAP Genel Başkanlığı'na adav
oMuğumda bu gazete beni des-
teklemiş. Bana destek verirken
Ki> mişde şimdi başkalanna des-
tek verirken körii müymüş? Bu
çifte standart olurmuş gibi. Ben
kimseden bana destek olmasını
Alevilepden Çetin'e zlyaret
* Hıkmet Çenn. Sıvas
kültiir derneklerinin temsilcilerini genel merkezde kabul etti.
Çetin, kabulde Sıvaslılann sosval demokrasiye verdikleri kat-
kı nedeniv le zaman zaman sıkıntı çektiklerini ve bedel ödemek
zorunda kaldıkJannı söyJedi. Çetin aynca, SHP'iilerin "bagır-
lanna taş basarak' partikrini kapaüp CHP'ye katılma karan
aldıklanm, ancak bu dönemin bittiğjni vurguladı. (AA)
filan istemedim. Ama ileride be-
ni sağmak için destek vvrdiy seler,
söyieseydüer o desteği o zaman
reddederdün" diye konuştu.
Kredikri açıklasınlar
Basının hiçbir dönemde görül-
memiş ölçüde hükümetten mad-
di destek gördüğünü söyleyen
Yılmaz, Sabah ve diğer gazete-
lere, "Beni tekzip edeceklerse öy-
le palav ra edebiyatı yapmasınlar.
Kamu bankalanndan aldıklan
bütün kredüeri açıklasınlar"
çağnsında bulundu. Yılmaz, Sa-
bah'ın Bank Indosuez'i almak-
tan vazgeçmesinden mutlu oldu-
ğunu ifade ederek, bunun basının
ticaretten annmasının yolunu aç-
masını umduğunu bildirdi. Sa-
bah gazetesinin bugüne kadar
ANAP'a son derece "düşmanca'
yaklaştığını savünân Yılmaz. ko-
nuşmasını şöyle sürdürdü.
"Destek gördükleri bir hükü-
met var. Bunun karşılığını ver-
meleri lazım. Ama, bugün Türki-
yeo kadar kötü dunımda ki; enf-
İasyon yüzde 160 olmuş, işsizlik
almış başuiı gitmiş, millet bur-
nundan soluyor. 'Haydi Türkiye,
helal olsun sana' manşederiattı-
lar. Ama bu yiizden tirajlan düş-
tü. Bu şekilde kendilerine y ardım
edenlere yaranmalan mümkün
değil. Onlara bedel ödemenin yo-
lu; bize, rakiplerine vurmaktan
geçiyor. Mal meydanda, memle-
keti idare edemiyorlar. Onlan
methetmek mümkün değil. Tan-
su Çiller rakip olarak kimi görü-
yor? Fatih seçimlerinde gördük.
'Onlara vermeyin, Refah'a oy
verin' dediler. Bunu İstanbul'da
büyükşehir bekdiye seçimlerin-
de de yapülar. Acaba o gazete, İs-
tanbul'da RP'nin kazanmasın-
dan memnun mu? Bugün yap-
tıklan da aynı şeye hizmet edi
vor."
İBDA-C'nin açıklamalannı yayımlamak suçuyla açılan dava beraatla sonuçlandı
DGM'den Cıımhııriyet'e aklaıııa
Haber Merkezi - İslami Büyük Doğu
Akıncılar Cephesi (İBDA-Ç) adlı örgütün
açıkJamalanna yer verildiği gerekçesiyle
gazetemiz tmtiyaz Sahibi Berin Nadi ve
sorumlu Yazıişleri Müdürü İbrahim Yıl-
dız hakkında Terörle Mücadele Yasası'na
aykın davrandıklan iddiasıyla açılan da-
vada "beraat" karan verildi. İstanbul
Devlet Güvenlik Mahkemesi Savcısı.
esas hakkındaki görüşünde "Cumhuriyet
gazetesinin şeriata karşı olduğunu; laikli-
ği. Atatürk ilke ve inkılâplannı savundu-
ğunu" belırtti.
Gazetemizin 11 Eylül 1994 günkü sa-
yısında yer alan
u
.\maç,şeriatdev1eti'' ve
"Cumhuriyeti silahla yıkacağu" başlıklı
haberler nedenıyle İstanbul Devlet Gü-
venlik Mahkemesi'ne (DGM) dava açıl-
mıştı.
Davanın iddianamesinde yayımlanan
haberlerde İBDA-C adlı yasadışı örgütün
görüş ve düşüncelerine yer verildiği ge-
rekçesiyle Berin Nadi ile İbrahim Yıl-
dız'ın Terörle Mücadele Yasası'na aykın
davrandığı öne sürülmüştü.
Davanın dünkü oturumunda İstanbul
DGM Savcısı Yahya Erdoğmuş esas hak-
kındaki görüşünü bildirdi. Erdoğmuş
'Cumhurivet gazetesinin yayın politikası
izlendiğinde şeriata karşı olduğu, laikliği
savunduğu, Atatürk ilke ve inkılâplannı
savunduğu görülmektedir" dedi.
Gazetemizde yayımlanan haberde İB-
DA-C liderleriyle yapılan görüşmenin yer
aldığını belirten Savcı Erdoğmuş, sözle-
rini şöyle sü.dürdü:
"Orgüt lideıieri ile yapdan söyleşi sıra-
sında özellikle örgütün gizli amacınu yani
anayasayı silah zoruyla değiştirip yerine
dini kuralların esas olacağı şeriat devlcti-
nin kurulmasuu açığa çıkartacak şekilde
sorular sorulduğu görülmektedir. Dolay>
DCM Başsavcısı Nusret Demîral, İBDA-C bombacısını amatör' olarak niteledi
Militanm elinde patlaması memnuniyet verici
ANKARA (Cumhurijet Bürosu) - Anka-
ra Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM)
Başsavcısı Nusret Demiral. Atatürkçü Dü-
şünce Derneğı'ne yapılan bombalı saldın
ile ilgili soruşturmamn şeriatçı terörörgütü
islami Büyük Doğu Akıncılar Cephesi'ne
(İBDA-C) yönelik olarak sürdürüldüğünü
bildirdi.
Demiral. İBDA-C militanı olduğu sanı-
lan Cahit Ayaz'ın yerleştirmeye çalıştığı
bombanın elinde patlamasının "memnuni-
yet verici" olduğunu söyleyerek ",\ksi hal-
de dernekte bulunan onİarca kişi ölebilirdi"
dedi.
Nusret Demiral, elindeki bombanın pat-
laması sonucu ölen Cahit Ayaz'ın İBDA-C
militanı olduğunun sezinlendiğini, ancak bu
konuda henüz tam bir yargıya sahip olma-
dıklannı ifade etti.
İBDA-C'nin zaman zaman bombalı ey-
lemler yaparak adını duyurmaya çahştıgına
dikkat çeken Demiral, "Ancak beceriksizlik-
leriyüzünden ya hemen yakalanıy oriarya da
bomba koyarken ölüyorlar. En son eytemle-
rinde olduğu gibi" dedi.
Cahit Ayaz'ın, bombanın elinde patlaya-
rak ölmesinin memnuniyet verici olduğunu
vurgulayan Demiral, "Aksi halde dernekte
o anda bulunan bir sürü insan, hayatından
olabilirdi" diye konuştu.
Atatürkçü Düşünce Demeği'ne (ADD)
yönelik bombalı saldınyla ilgili soruştur-
mayı yoirütmekle görevlendirilen DGM Sav-
cısı Nuh Mete Yüksel ise, evinde bulunan
dokümanlara bakılarak Cahit Ayaz'ın yasa-
dışı IBDA-C örgütü militanı olduğu yolun-
daki savını yineledi. Ayaz'ın, örgütle ne tür
bir ilişki içinde olduğunu saptayabilmek için
yoğun bir çalışma sürdürüldüğünü anımsa-
tan Yüksel, önümüzdeki günlerde Cahit
Ayaz'ın anne ve babası ile eşinin ıfadesine
başvurulacağmı bildirdi.
Yüksel, Ayaz'ın aslen İstanbul'un Çatal-
ca ilçesinin Muratbey Köyü nüfusuna kayıt-
lı olduğunu. ancak bir süreden ben ailesiy-
le birlikte Ankara'nm Sincan ilçesinde otur-
dugunu söyledi.
Ayaz, lise mezunu
Cahit Ayaz'ın, Çatalca ıjçesinde liseden
mezun olduğu \e Boğaziçı Üniversıtesi Ma-
tematik Bölümü'ndan mezun olduktan sbn-
ra da 18 Nisan 1994 günü Devlet İstatistik
Enstitüsü'nde (DİE) bilgisayar uzmanı ola-
rak memuriyete başladığı belirtildi. Ayaz'ın,
öğrencı iken bölümünün en başanlı öğren-
cisi olduğu belirlendi. Bu yüzden üniversi-
te rektörü tarafından DİE'den burs almaya
aday gösterilen Ayaz'ın, iki yıl süreyle ens-
titüden burs aldığı öğrenildi.
sıyia söz konusu yaada, örgütün yandaş-
lannuı örgütün görüşünü aktarması söz
konusu değildir."
Gazetenin ilkeleri doğrultusunda yayın
yaptıgını bildiren Savcı Erdoğmuş, sanık-
lar Berin Nadi ve ibrahim Yıldız hakkın-
da "beraat" karan verilmesini ısterken
şu görüşü dile getirdi:
"IBDA-C adlı örgüt halk arasında ke-
sin çizgileri ile de bUinmemektedir. Kimi-
leri halen bu örgütün bir aksiyon olduğu-
nu savıınmaktadır. Haber alma özgüıiü-
ğü açısmdan olaya bakıidığında, anayasa-
ya bağlı vatandaşlann örgütü tanıması,
rejimin güvenliği açısından şart-
tır. Bu açıdan değeıİendirildiğin-
de böyle bir haber verilmesinin
kamu yaranna olac. ğı da kuşku-
suzdur."
Esas hakkındaki görüşün bil-
dirilmesinden sonra Başkan
Mehnıet Kolukısa. Hâkim Albay
Faik Sece.- Başaran ve Sayim
Eldnci tarafindan oluşan mahke-
me heyeti savcının görüşleri doğ-
rultusunda oybirliği ile beraat
karan verdi.
Tazminat davası
İstanbul 4. Asliye Hukuk
Mahkemesi'nde görülen iki ayn
davada gazetemiz toplam 40 mil-
yon lira para cezasına çarptınl-
dı. Gazetemiz Genel Yayın Ko-
ordinatörii Hikraet Çetinka-
ya'nın köşesmde 10 Nisan 1994
günü yayımlanan "Fethullah
Efendi" başlıklı yazı ile 26 Ha-
ziran 1994 günü yayımlanan
"Hedef Adam" başîıklı yazılar
nedeniyle manevi tazminat da-
vası açılmıştı.
POLITIKA GUNLUGU
HİKMET ÇETtNKAYA
Şeriat...
Dört gün önce Içişleri Bakanı Nahit Menteşe ye sor-
muştuk:
"Istanbul'un Gaziosmanpaşa ve Sultançiftliği'nde ne-
ler olup bittiğini izleyebiliyor musunuz?.."
Yanıt alamamıştık...
Oysa Istanbul'un varoşlarında Suudi Arabistanlı, Ceza-
yirli, Afganistan ve Pakistanlı gruplar camilerde yatıp kal-
kıyor, teravi namazından sonra toplantılar düzenliyordu.
Kimdi bu kişiler, Türkiye'ye kimler getirmişti?
Sultançiftliği EbuzerCamii'nde 'cihatçağnsı 'yapan Af-
ganistanlı ve Pakistanlı dincilerin arkasında kimler vardı?
Biz yukarıdaki sorulara yanıt beklerken telefonumuz çal-
dı. Günlerden 28 şubat salıydı. Ümraniye'den bir okuru-
muz şöyle diyordu:
"Suudi Arabistan'dan gelen kJmi kişiler camilerde ya-
tıp kalkıyor, her gece bir başka camide cihat çağrısı ya-
pıyoriar..."
Hiç şaşırmamıştık...
Refahlı belediyelerin yönetiminde bulunan yörelerden
böyle duyumlar alıyorduk. Özellikle Cezayir, Suudi Arabis-
tan, Pakıstan ve Afganistan'dan gelen dincilerin camiler-
de yatıp kalktığını biliyor, yetkilileri uyanyorduk.
Ama kimseden 'gık' çıkmıyordu...
Galibabu doğaldı...
Çünkü atv televizyonundan Kadir Gecesi 'şeriat çağın-
sı' yapan vaiz Diyanet Işleri'ne bağlıydı.
Ümraniye'den arayan okurum devam etti:
"Bu gece Ümraniye Hayrettin Camii'nde Suudi Arabis-
tan'dan gelen kişiler vaaz verecekler..."
Olayı biraz araştırdık...
Refah Partisi, Umraniye'de ılginç biryöntem izliyordu...
Hayrettin Camii'nin adını değiştirmişti...
Ne mi yazmıştı caminin girişine?
Hazreti Imam Ali Camii... ;
Umraniye'de yaşayan Alevi yurttaşları yanlanna çekmek
için yapmışlardı bu değişikliği.
Dikkat edilirse Necmettin Erbakan ve Alpasian Tür-
keş son günlerde 'Alevi demeklerinde' sıkça konuşmalar
yapıyorlardı.
Bu olayın aslı şuydu: RP ve MHP kendi yandaşlanna
'Alevi dernekleri' kurduruyorlardı...
• • •
Ümraniye Hayrettin Camıi'ne arkadaşımız Aykut Kü-
çükkaya gitti ve Suudi Arabistanlı dört kişiyı dinledi.
Dört Suudi, Arapça konuşuyor ve bir kişi bu konuşma-
lan Türkçeye çeviriyordu...
Teyp bandından dinlediklerimizi aynen aktanyorum:
"Artık seferberlik günüdür. Islam yalnızca namaz kıl-
mak, oruç tutmak değildir. Sizleri cihada çağınyoruz..."
Ardından ekliyordu Suudi Arabistanlı konuşmacı:
"İstanbul'dan başlayarak, Kuran hükümlerini uygula-
yarak şeriatı getirtmeliyiz..."
Dört Suudi Arabistanlıyı camiye getirip, cemaatle tanış-
tıran kimdi?
Ümraniye Hayrettin Camii imamı...
Diyanet Işleri Başkanlığı'nca atanan imam yani...
Dört Suudi Arabistanlıdan ikincisi ise şöyle konuşuyor:
"ölümünüz Allah için olsun!.."
Acaba hangi yolda olacaktı bu ölüm?
Yanıtı çok açıktı: '
"Şeriat yolunda..."
Üçüncü Suudi Arabistanlı soruyordu:
"Bu yolda ölmeye hazır mısınız? "
Cemaat yanıt veriyordu:
"Evet, hazınz..." •
• • •
Dört Suudi Arabistanlı, bayramın birinci günü (yarın) Ha-
bipler Köyü Mescıd-i Selam durağında toplanıiacağını söy-
lediler...
Mescid-i Selam durağında neden toplanılacaktı?
Şöyle açıkladılar:
"Toplantıyı yaşama geçirmek için..."
Evet, şimdi bu ülkeyi yönetenlere bir kez daha soruyo-
ruz:
"Kımdir Istanbul'un gecekondu semtlerinde dolaşan,
camilerde yatıp kalkan, şeriat provası yapan yabancı uy-
ruklu bu kişiler?"
Sayın Çiller, Sayın Yılmaz, Sayın Çetin, Sayın Ecevit
laik-demokratik Türkiye CumhuriyetTnin temeline dinamit
koymak isteyenleri niçin seyrediyorsunuz? Türkiye Cum-
huriyeti'nin cumhuriyet savcıları, neredesiniz?
Sanayi ve Ticaret Bakanı Dönen: s
Basın, ticaretle
uğraşmamalı
• Sanayi Bakanı, basının kendi işiyle uğraşması
gerektiğini vurgularken, DYP Grup ';
Başkanvekili Turhan Tayan da radyo ve
televizyonlara getirilen kısıtlamalann, yazılı ^
basına da getirilmesini istedi. *•
ANKARA (Cumhuriyet eşi adına ahriar" dedi. û;
Bürosu) - Sabah gazetesinin DYP Grup Başkanvekili ş;
Bank Indosuez Generale Euro Turhan Tayan ise Radyo ig
Türk AŞ'yi satın almaktan
vazgeçmesi "basuı-ticaret''
ilişkilerini yeniden tartışma
gündemine getirirken, Sanayi
ve Ticaret Bakanı Mehmet
Dönen. "Basın kendi işiyle
uğraşmalı, ticaret yapmamah"
dedi Sabah gazetesi, Bank
Indosuez'i satın almaktan
vazgeçerken. rekabet
koşullanna dikkat çekerek
gazetelerin başka işle
uğraşmamasmın
kurumsallaştınlmasını, bu
ilkenin yasalaştmlmasını
istedi. Sanayi ve Ticaret
Bakanı Mehmet Dönen.
Cumhuriyet'in bu konudakj
sorulannı yanıtlarken,
öncelikle etik kurallara dikkat
çekti. Dönen, gazetelerin
banka sahibi olmasının yasal
engeli bulunmadığını
vurgulayarak "Bence basın
kendi işiyle uğraşmalı. Ticaret
yapmamalı. Bu konuda yasa
çıkarmak gerekli'* dedi.
Eski Sanayi Bakanı Tahir
Köse de rekabetin
korunmasına ilişkin yasanın
gazetelerin banka sahibi
olmasını engellemediğini
bildirdi. Köse, "Bunu
engellemek çok güç. Gazete
adına almazlar, kişi adına
ahrlar, gazetenin patronunun
Televizyon Yasası ile '.'»
görüntülü basın kuruluşlannın
banka kurmasının >*
engellendiğine dikkat çekerel|
yazılı basın için de aynı «İ
düzenlemenin yapılabileceğin^
söyledi. Cumhuriyet'in "^
sorulannı yanıtlayan Tayan, .',(
basın-sermaye ilişkisinin
bütün dünyada tartışılan bir
konu olduğuna dikkat çekerek*
"Olaya sennayenin hakimiyeti'.
ve yayıncüığı sermayenin ,
menfaatina göre düzenieme
konusu olarak baktığımız
zaman. sorunu sadece
gazetenin banka sahibi olup
olmaması olarak görmemek
lazımdır. Bir basın kuruluşu
banka sahibi olmayabilir, ama .
büyük bir sanayi kuruluşunun^
sahibi olabüir \e onun
menfaatina göre yayınlannı . '
yönkndirebilir" diye konuştu,'
Tayan, şekli ne olursa olsun,
sennayenin basın üzerindeki
egemenliğini kırmak
gerektiğini vurgulayarak "Bu
durumun getirdiği
rahatsızlıgın önümüzdeki
günlerde TBMM gündemine
gireceğine inanıyorum. Radyo
ve telev izy onlar için getirilen
bazı kısıtlamalann, yazılı
basına da getirilmesi gerekir"'
görüşünü dile getirdi.