Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
22 OCAK1995 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
DIŞ HABERLER
KKTC heyeti
Ankara'da
• ANKARA(Cumhuriyet
Bürosu) - AB tek yanlı bir
kararla Rum tarafını
cesaretlendirici adımlar
atarken, KKTC ekonomik
heyeti de Ankara'da, adada
siyasi bir çözüm bulunmadan
Rumlara tam üyelik
verilmesi olasıliğma karşı,
Türkiye ile kurulması
öngöriilen ekonomik
entegrasyon sürecine ilişkin
temaslara başladı. KKTC
Maliye Bakanlığı
yetkililerinden oluşan heyet
ile yapılan görûşmelerde,
Türkiye'nin gümrûk birliğine
girmesi halinde, Kuzey
Kıbns'ın üçüncü taraf olarak
Ankara ile ticaretinde
uğrayacağı olası zararlann
giderilmesi yollan da
aranıyor. AB Adalet
Mahkemesi'nin geçen yıl
KKTC ürünlerine yönelik
ambargo karannın
ekonomiye getirdiği ciddi
etkileri gidermek için Kuzey
Kıbns üriinlerinin Mersin
Limanı'ndan ihraç edilmesi
öngörülüyor.
Kotomblya, petrol
zengini oluyor
• BOGOTA(AA)-
Kolombiya'nın orta
kesimlerinde zengin bir
petrol yatağı bulundu. 3.9
milyar variî rezerve sahip
olduğu sanılan yeni bulunan
petrol yatağı ile
Kolombiya'nm petrol
rezervinin 3 misline çıkması
bekleniyor. Kolombiya
Devlet Petrol şirketi
Ecopetrol, Kolombiya'nın
bilinen petrol rezervinin 3
misline çıkarak 6 milyar
varile yükseleceğini bildirdi.
BOT'ye yeni tip
etıtegrasyon
• MOSKÖVA (AA) - Rusya
Devlet Başkanı Boris Yeltsin,
BDT çerçevesindeki
entegrasyonun, Avrupa
Birliği'ndeki düzeye
ulaşacağına inandığını
söyledi. Beyaz Rusya'nm
başkenti Misk'e yapacağı 2
günlük resmı ziyaret için dün
Moskova'dan aynlan Yeltsin,
tüm devletlerin
bagımsızlığını esas alan bir
birliği hedeflediklerini,
Moskova merkezli, bağımlı
bir entegrasyonu
kastetmediğini söyledi.
Kaddafl'den
Lübnan'a yardım
• TUNUS(AA)-Libya
lideri Muammer Kaddafi,
Lübnan'ı Israıl saldınlanna
karşı savunmada, Lübnan
De\ let Başkanı Elias
Hrawı'ye yardım önerisinde
bulundu. Libya haber ajansı
Jana. "Kaddafi'nin, Lübnan
Devlet Başkanı Hravvi'ye
ülkesinin, Arap ortak
savunma anlaşmasına
bağlılığmı tekrarladığını ve
anlaşma çerçevesinde
Lübnan'ın taleplerini
karşılamaya hazır olduğunu
söylediğini" bildirdi.
Polonyadan
Brezilya'ya sflah
• BRASILIA(AA)-
Polonya Devlet Başkanı
Lech Walesa, ülkesinin
Brezilya'ya sılah satmak
istediği söyledi. Devlet
Başkanı Walesa, ziyaret
ettiği Brezilya'da düzenlediği
basın toplantısmda, Polonya
Genelkurmay Başkanı
Tadeuaz Wilecki'nin,
Brezilyalı yetkililer ile olası
silah satışi konusunu ele
aldığını bildirdi.
Singapun'da
"tenüz TV"
• SINGAPUR(AA)-
Singapur'da, seks ve şiddete
yervermeyen ilk "temiz"
televizyon kanalı yakmda
yayın liayatına başlayacak.
Kablolu yayın yapacak
kanalda yayımlanacak
programlann "ailece
seyredilebilecek" nitelikte
olacağına dikkat çekiliyor.
TV kanahyla ilgili
anlaşmanın Çinli bir
işadamına ait televizyon
şirketiyle Singapur'da
imzalandığı belirtildi.
Avustralya
• CANBERRA(AA)-
Avustralya yerlilerinin,
sömürgeleştirilme ve
yerlerinden edilmelerinden
2O0 yıl sonra hâlâ geleneksel
kültürlerine bağlılıklannı
koruduklan bildirildi.
Avustralya lstatistik Bürosu
tarafından yaklaşık 16 bin
yerli arasında yapılan bir
araştırmada, kuşaklar önce
topraklanndan sürülmelerine
karşın yerli halkın üçte
dördünün. kabilelere uzanan
kökenlerini bildiği ortaya
çıktı.
Atma'ya yenitaviz• Avrupa Birliği, tam
üyelik görüşmeleri
başlamadan Kıbns Rum
yönetimine AB'nin dış
politika ve güvenlik
oturumlanna katılma
hakkı taruyor. Atina'nın
gümrük birliği
anlaşmasına koyduğu
vetoyu kaldınp
kaldırmayacağını
bildirmesi için bu sabaha
kadar süre tarundı.
LALE SARltBRAHtMOĞLU
ANKARA - Avrupa Birliği
(AB), Türkiye ile gerçekleştir-
meyi öngördüğü gümrük birliği-
ne yönelik Yunan vetosunun
kalkması için Atina'ya bir ödün
daha verme hazırlığında. AB
Dönem Başkanı Fransa'nın ha-
zırladığı ve diğer üyelerin bü-
yük bölümünün onayladığı bil-
dirilen formüle göre Rum Yöne-
timi, tam üyelik müzakereleri
başlamadan, bazı Doğu Avrupa
ülkeleri gibi, AB'nin dış politi-
ka ve güvenlik oturumlanna ka-
tılabilecekler, ancak oy kullan-
ma ve karar verme mekanizma-
sına dahil edilmeyecekler.
Cumhuriyet'e bilgi veren An-
kara'daki AB Temsilciliği'nden
birdiplomat, Fransa'nın, bu for-
mülü Yunanistan'a sunduğunu
ve Atina'ya Türkiye ile yapıl-
ması planlanan gümrük birliği
anlaşmasına koyduğu vetoyu
kaldınp kaldırmayacağını bil-
dirmesi için bu sabaha kadar sü-
re tanıdığını söyledi.
KKTC ekonomisinin, Mer-
kez Bankası Başkanı Yaman
Törûner'in geçen hafta adada
gerçekleştirdiği temaslarda ma-
saya yatınldığına dikkat çekildi.
AB, Rusya'nın Doğu Avrupa
ülkeleri üzerindeki baskılanna
karşı birlık ile hızlı bir entegras-
yonu gerçekleştirmeleri için Po-
lonya. Macaristan, Slovak ve
Çek Cumhuriyetleri ile "Avrupa
Anlaşması OrtakJan" adlı bir
anlaşma imzaladı. Anlaşmaya
göre, bu ülkeler AB ile tam üye-
lik müzakerelerine başlamadan
da birliğin dış politika ve güven-
lik toplantılanna katılabiliyor-
lar, ancak oy hakkı ve karar ver-
me mekanizması dışında tutu-
luyorlar.
AB Dönem Başkanı Fran-
sa'nın, benzer bir formülü Rum
Yönetimi için de önerdigi belir-
tildi.
AB'nin, 1996 yılında yapıl-
ması öngörülen hükümetlerara-
sı toplantı öncesinde Rum tara-
fının biriiğe entegrasyonu yo-
lunda attığı bu cesaretlendirici
adımlann, Kıbns garantörlerin-
den Türkiye'nin muhalefetine
karşın yapdıyor olması, Anka-
ra'nın nasıl bir tepki içine gire-
ceği sorulannı da gündeme ge-
tirdi.
Ankara'nm, gümrük birliği
ile Kıbns konusunun ilişkilendi-
rilmeyeceğini dile getirmesine
karşın, AB'nin, çok önceden
Rum taraft ile entegrasyon süre-
cini başlatmasına dikkat çekildi.
Farklı konulann ilişkilendiril-
mesine Ankara'nın gösterdiği
tepkiye rağmen, AB'nin Türki-
FUistin ve tsraD
heyetferi Mısır'ın
başkenti
Kahire'de banş
sürecindeki
bkanıkbğı aşmak
için çabalarken,
FTBstinözerk
bölgesinde
yaşayanhalk,
sorunlann bir an
önce
çözümlenmesini
bekliyor.
Banşın nabzı Kahire'de atıyor
Dış Haberler Servisi - tsra-
il ile Filistin Kurtuluş Örgütü
(FKÖ) arasında tıkanıp kalan
özerklik görüşmelerini kurtar-
mak amacıyla dün Mısır'ın baş-
kenti Kahire'de yeni bicgirişim
başlatıldı.
Banşı kurtarmak için dün
Kahire'de bir yandan Israil ve
Filistin temsilcileri bir araya ge-
lerek görüşürken öte yandan
FKÖ yönetimi banş süreci ko-
nusundaki yeni tutumunu belir-
lemek üzere toplandı.
Israıl Dışişleri Bakanı Şimon
Peres ile geçen pazar günü Pa-
ris'te yaptığı görüşmenin başa-
nsızhklasonuçlanması üzerine
FKÖ liden YaserArafat'ın çağ-
nsıyla dün olağanüstü bir top-
lantı yapan FKÖ yürütme ko-
mitesi, Israil ile yürütülen
özerklik görüşmelerinin sürme-
si için her türlü yönteme başvu-
rulması karan aldı.
FKÖ lideri Arafat toplantı-
dan önce El Hayat dergisine
verdiği demeçte, görüşmelerin
sürmesi için öncelikle İsrail or-
dusunun Batı Şeria'nın tümün-
den çekilmesi gerektiğini söy-
ledi. Banş sürecinin zarar gör-
memesi için aşın dinci Filistin-
li terör örgütlerinin Israil'e yö-
nelik saldınlan vaı gücüyle
Anlasmazlık noktaları
# îsrail ordusunun. Batı Şeria'dan çekılerek yönetimi
Füistinlilere bırakması: FKÖ ile israil arasında 1993'te
imzalanan tlketer Deklarasyonu. Batı Seria'daki İsrail
birliklerinin 13Temmuz 1994'e kadar bölgeden çekilmesini
öngörüyordu. Ancak İsrail, bölgedeki 130.000 Yahudi'nin
güveçliği gerekçesiyle henûz çekilmedi.
• Filistin Ozerk Bölgesi'nde bir an önce seçimlerin
gerçekleştirilmesi: I993'te imzalanan özerklik anlaşması,
seçimlenn 13 temmuzda yapılmasını öngörüyordu.
# tsrail'in smırlannı Füistinlilere açması: Israil. terör
eylemlerini önleme gerekçesiyle sınırlannı Füistinlilere
kapatmıştı. Sorunun kısmen çözülmesme karşm. Israirde
çalışma iznı olan binlerce Filistinli bu ülkeye giremiyor.
9 Filistin Özerk Bölgesi'nden lsraıl hedeflerine
gerçekieştırilen saidmlann durdurulmasv. İsrail. Hamas ve
Islami Cihad gibi aşın dinci Filistinli terör örgütlerinin
saldınlarınm önlenememesmden FKÖ'yü sorumlu tutuyor.
• Doğu Kudüs'teki Filistinlüerm seçme ve seçilme hakkı:
İsrail. bolgede yaşayan 160.000 Filistinlinin oy kullanmasını
kabul etmekle bırlikte. seçilme haklannı vermıyor.
0 Filistin Özerk Yönetimi başkanımn göreve geliş biçimi
konusundaki anlasmazlık, 13 şubatta Eriha'da yapılan son
tur özerklik görüşmeleri sırasmda çözümlendi
durdurmaya çalıştığını söyle-
yen Arafat, "Ancak bunlann
tümünü durdunnak benim gü-
cümü aşıvor. İsrail ile yaptığı-
mız özerklik anlaşmasına uy-
ma>a çahşıyorum. tsrail'in de
anlaşmanın gereklerini yerine
getirmesini ve ordusunu BaO
Şeria'dan çekerek Filistin se-
çhnlerinin \apilmasma olanak
sağiamasını istiyorum" dedi.
Kahire'de dün başlatüan ye-
ni tur tsrail-FKÖ görüşmelerin-
de ise Filistin Ozerk Bölge-
si'nde yapılması öngörülen se-
çimler ele alındı.
İsrail heyetine Dışişleri Ba-
kanlığı Danışmanı Yoel Sin-
ger'in, Filistin heyetine ise Sa-
ib Erekat'ın başkanlık yaptığı
görüşmelerde, özerk bölgedeki
seçimlerin yanı sıra Doğu Ku-
düs'te yaşayan 160 bin Filistin-
linin seçme ve seçilme haklan
da tartışıldı.
Israil'in Nükleer Silahlarm
\a>ılmasını Önleme Anlaşma-
sı'na (TNP), Ortadoğu'da top-
yekun banşın sağlanmasından
iki yıl sonra taraf olabileceği
bildirildi. tsraü'de yayımlanan
Haaretz gazetesinde dün yer
alan habere göre Israil'in butu-
tum değişikliği silahlanmanın
kontrolüyle ilgili yapılan çok
taraflı görüsmeler sonucunda,
Başbakan İzak Rabin'in de
onayıyla gerçekleşti. Israil'in
böylece anlaşmaya taraf olma
konusunda Mısır ile aralannda-
ki anlaşmazlığı da ortadan kal-
dırmayı düşündüğübildiriliyor.
Mısır yönetimi, tsrail'in TNP
anlaşmasına taraf olma konu-
sunda bir taahhütte bulunma-
ması halinde, Arap Birliği üye-
lerine 'anlaşmayıonaylamama'
çağnsında bulunmakla tehdit
edivor.
ye ile gümrük birliğine geçmek
için Yunan tarafina ödün verme-
siyle "fiili bir durum" yaratıla-
bileceğine işaret edildi.
Ertelemenin sakmcalan
Fransa Dışişleri Bakanı Ala-
in Juppe. önceki gün yaptığı
açıklamada, Yunanistan'ın ve-
tosunu sürdürmesi durumunda
6-7 martta Türkiye ile yapılma-
sı planlanan ve bir gümrük bir-
liği çerçeve anlaşmasmın çık-
ması öngörülen AB Ortaklık
Konseyi toplantısmın ertelene-
bileceğini açıklamıştı.
Dışişleri Bakanı Murat Ka-
rayalçm'ın da dün akşam SHP
Merkez Yürütme Kurulu üyele-
rine verdiği veda yemeğinde,
Yunanistan'da Cumhurbaşkan-
lığı seçimlerinin 8 martta yapıl-
ması ile birlikte Ortaklık Konse-
yi toplantısmın ertelenebileceği-
ni söylediği öğrenildi.
Türkiye ile AB arasında bir
gümrük birliği çerçeve anlaşma-
sı üzerindeki Yunan vetosunun
uzunca bir süre, örneğin ekim
ayına kadar sürmesi halinde,
1995 sonundan itibaren yürürlü-
ğe girmesi gereken gümrük bir-
liğinin ertelenmesi kaçmılmaz
olacak.Ankara'daki AB Temsil-
ciliği'nde görevli diplomatik
kaynak, bir gümrük birliği çerçe-
ve anlaşmasmın yılın sonlanna
doğru çıkması halinde Avrupa
Parlamentosu'nun da anlaşmayı
onaylaması gerektiğinden, güm-
rük birliği uygulamasının er-
telenmesinin kaçmılmaz ol-
duğuna dikkat çekti.
GÜMRtJK BİRLİĞİ
Paris'te
son
tangoATtNA (AA) - Yunanistan,
Türkiye-AB Gümrük Birliği'ni
onaylama konusunda öne sürdü-
ğü koşullar üzerinde ABD Dö-
nem Başkanı Fransa ile bugün
bir kez daha pazarlık masasma
oturacak.
Dışişleri Bakan Yardımcısı
Yorgos Aleksandros Mangakis,
Fransa Dışişleri Bakanı Alain
Juppe ile görüşmek üzere Paris'e
gitti.
Juppe yaptığı açıklamada,
"Üye ülkeler arasında mutaba-
kat saglanamaması halinde, or-
takhk konseyi toplantısmın anla-
nu oknayacağmı'' belırterek
"Türkiye'yi dışlamanın, AB'ye
pahabya mal olabneceğfne" işa-
ret etmişti.
Mangakis, önceki gün Başba-
kan Andreas Papandreu'yu zi-
yaret ederek Paris'teki pazarhk
öncesinde son talimatlan aldı.
Mangakis, Papandreu ile görüş-
mesinden sonra "Gûmrük birH-
ği konusunda nihai istikametimi-
zi akük. Son bir gayret daha sarf
edeceğiz" demekle yetindi.
Mangakis'in Paris'te Juppe ile
görüşmesinde "Sadece Kıbns
(Rum Kesimf) için kesin bir tak-
vim flzerinde ısrar edeceği" bil-
dirildi. Yunanistan, tekstil ürün-
leri ticareti ve Türkiye'ye yapı-
lacak mali yardım konulannda-
ki koşullanndan, AB'den gelen
tepkiler karşısında vazgeçmiş
görünüyor.
Bu arada hükümete yakın kay-
naklar, üçüncü ve son turu 8
martta yapılacak cumhurbaşkan-
lığı seçimi nedeniyle Türkiye-
AB arasında 6 marttaki ortaklık
konseyi toplantısmın ertelenme-
sinin, Papandreu'nun işine gele-
ceğinı belirtiyorlar.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde
kilit parti konumundaki Siyasi
Bahar Partisi'nin (Polan) Başka-
nı Andonis Samaras ise Yunan
vetosunun devamında ısrarlı ol-
duğunu belirtmişti. Bu nedenle
Papandreu'nun 8 marta kadar
Samaras'a hoş görünmeye çalı-
şıp gümrük birliği konusundaki
karannı da bu tarihten sonraya
bırakmak istediği şeklinde
yorumlar yapılıyor.
Afganistan
9
da BM'ııiıı plaıu çöktii
Dış Haberler Servisi - Afganistan'da
Birleşmiş Milletler (BM) tarafindan öne-
rilen banş planının, Cumhurbaşkanı Bur-
haneddin Rabbani ve dinci Taleban gru-
bunun son dakikada öne sürdükleri yeni
talepler yüzünden çökmek üzere olduğu
bildirildi.
BM'nin Afganistan özel temsilcisi
Mahmut Mestiri tarafindan hazırlanan
banş planı. Rabbani'nin iktidan, Afgan
gerilla liderlerinin ve bağımsız taraftar-
lann temsil edileceği bir organa devret-
mesini öngörüyordu.
Ancak bu plan. şeriatçı öğrenci örgü-
tü Taleban'm Kabil'e kadar ilerlemesiy-
le altüst oldu.
Mestiri "Korkarun taraflar banş yap-
ma>a hazır degiller. Taleban'm ilerieme-
sini banş sürecine ara verilmesi için bir
gerekçe olarak öne süriiyorlar'Mıye ko-
nuştu.
Mahmut Mestiri, planın ortadan kalk-
madığını, ancak şıı anda uygulanamaya-
cağını belirterek "Sanınm banş olacak,
ancak hemen değU" dedi.
Tunus eski Dışişleri Bakanı Afganis-
tan'daki durumun çok karmaşık olduğu-
na dikkat çekerek şöyle konuştu:
"Ülkedeki fraksiyonlann birbirlerine
karşı olmalan yermrvormuş gibi hepsi de
Takbana karşilar."
Taleban hareketi geçen ekim ayında
politüca sahnesine çıkar çıkmaz çok kı-
sa zamanda büyük başanlar kazandı. Ge-
çen hafta Kabil'in 15 kilometre güneyin-
deki Çarasyab bölgesini ele geçiren Ta-
leban savaşçılan Rabbani'nin baş düş-
manı Gülbiddin Hikmetyar'ın emrinde-
kı güçlenn karargahını ele geçirdi.
Taleban hareketinin önde gelen lider-
lerinden Molla Burcan gazetecilere ver-
diği demeçte, amaçlannın Kabü'i ele ge-
çirip güvenliği sağlamak olduğunu be-
lirtti. Molla, Tacik gerilla lideri Ahmed
Şah Mesud'un emrindeki Rabbani yan-
lısı kuvvetlerin kısa zamanda teslim ola-
caklannı ve Kabil'i ele geçireceklerini
ileri sürerek şöyle konuştu:
"Biz savaşmak istenüyoruz. Ancak ba-
nşı ve şeriatçı düzeni sağlamak için ne ge-
reîdjorsa yapacağız."
Rabbani güçleniyor
Kabü'den Taleban askeri karargahının
bulunduğu Çarasyab'a giden yolda Rab-
bani'ye bağlı güçlerin bannaklannı sağ-
lamlaştırdıklan izleniyor. Eski Başbakan
Hikmetyara bağlı kuvvetler ise Tale-
ban'ın ilerlemesi karşısında bölgeyi bo-
şaltmıştı.
Askeri gözlemciler hükümete bağlı
kuvvetlerin tanklan ve toplan stratejik
tepelere çektiklerinL Kabil şehrinin etek-
lerinde bulunan siperlerin sağlamlaştı-
nldığını kaydediyor.
Hükümete bağlı kuvvetlerin başında
bulunan Abdül Selam isimli komutan bü-
tün güçleri ile şehri Taleban'lara karşı
koruyacaklannı belirtiyor.
"Taleban'lan durduracağız. Barikat-
lan geçcmeyecekler'' diye konuşan Ab-
dül Selam, Taleban'm askeri gücü hak-
kında fazla bir bilgileri olmadığını belir-
tiyor.
Batılı diplomatlar, şeriatçı Taleban ha-
reketinin başansmı, 1992'de komünist
rejimin çöküşünden sonra yönetimi ele
geçiren mücahitlerin kötü yönetimine
karşı Afgan halkınm beslediği öfke ve
nefretten kaynaklandığını ıleri sürüyor.
POLITIKADA
SORUMAR
ERGUN BALCI
Tarihi Hata"
Türkiye'nin Soğuk Savaş döneminde Batı'ya karşı en bü-
yük kozu, NATO'nun güneydoğu kanadındaki "jandarma-
sı", anti komünizmin kalesi olmasıydı.
Zaman zaman şantaj niteliğine bürünen bu koz genelde
etkili biçimde kullanıldı. Batı, Türk demokrasisindeki aksak-
lıklan, insan haklan ihlallerini görmezlikten geliyordu. Bu,
sadece Türkiye'ye yapılan özel bir muamele değildi. Afri-
ka'da Zaire lideri Sese Seko Mobutu'dan Haiti'de Duvali-
er "ye kadar birçok Üçüncü Dünya diktatörü sadece anti ko-
münist olduklan, solu ezdikleri için ABD tarafindan destek-
lendiler.
Türk hükümetleri, anti komünizmin kalesi olmanın ver-
diği rahatlıklatoplumsal enerjiyi gerek ekonomik kalkınma
ve teknoloji, gerekse fıkir alanında yaratıcılığa, üretkenliğe
kanalize etmediler. Ciddi bir milli savunma sanayisinin ku-
aılması girişimi, ABD'nin, Kıbns Harekatı'ndan dolayı ül-
kemize silah ambargosu koymasından sonra başlatılmış-
tır.
Demokrasi ve insan haklan konusunda ise dişe doku-
nur hiçbir şey yapılmadı. Komünist Partisi'nin yasaklandı-
ğı, sol görüşü savunanlann hapse atıldığı bir ülkede ne ya-
pıiabilirdi ki? Üstelik yapılmasına ne gerek vardı? Batı na-
sıl dsa Türkiye'yi terk edemezdi; bu bir "tarihi hata" olur-
du; Türkiye komünizme kerşı Batı'nın kalesiydi.
•••
Bilmem, farkında mısınız? Soğuk Savaş döneminden
kalan bu taktiği hâlâ uyguluyoruz. Başbakan Tansu Çiller
son günlerde sık sık Avrupa'nın Türkiye'yi dışlamasının
"tarihi bir hata" olacağını vurguluyor.
Neden "tarihi hata?"
Çünkü Türkiye bu kez de bölgede yükselen köktendin-
ciliğe karşı laikliğin kalesi. Batı'nın dışladığı bir Türkiye,
köktendinci akımlann etkisi altına girerse, bu olgu, Batı'nın
çıkarlanna da büyük zarar verir.
Soğuk Savaş döneminde Batı'nın Türkiye'yi terk etme-
si "tarihi hata" olurdu, çünkü Türkiye komünizme kayabi-
lirdi. Günümüzde ise Batı'nın Türkiye'yi terk etmesi yine
"tarihi hata" olur, zira Türkiye köktendinciliğe kayabilir.
Taktik aynı. Tıpkı Soğuk Savaş döneminde olduğu gibi
biraz şantaj kokuyor, biraz fazla kolaycı.
Siz içeride, insanlan düşüncelerinden dolayı hapse ata-
caksınız, Yaşar Kemal'i Der Spiegel dergisine yazdığı bir
yazıdan dolayı (değerlendirmesi abartılı olsa bile) mahke-
meye vereceksiniz, kitap toplatacaksınız. Sonra Batı'ya
gözdağı vererek Türkiye'yi dışlamanın "tarihi bir hata" ola-
cağını söyteyeceksiniz; "Türkiye'p dışlarsanız, ülke radi-
kal Islam'a kayar. Bölgede laikliğin kalesi düşer" mesajını
verecekseniz.
Komünizm kartını oynayacaksınız, radikal Islam kartın»
öne süreceksiniz, gözdağı vereceksiniz, meydanlarda ha-
masi nutuklar atacaksınız... Ama insanlan düşünce suçun-
dan dolayı hapse tıkmaktan, kitap toplatmaktan vazgeç-
meyeceksiniz.
Gerçi Batı'nın ne mal olduğu malum. İşine gelmezse,
Bosna'daki, Çeçenya'daki katliamlan görmezlikten gelir.
Zina yapanlann taşlandığı, insanlann ellerinin, kafalannın
kılıçla kesildiği, en ufak bir muhalefetin bile acımasızca
bastınldığı petrol zengini Suudi Arabistan gibi çağdışı re-
jimlere karşı sesini çıkarmaz. 1.2 milyarlık Çin pazannı kay-,
betmeyi göze alamadığı için bu ülkede muhalefetin ezil-
mesini sineye çeker.
Ancak Batı'nın iki yüzlülüğü içeride anti demokratik uy-
gulamalan sürdüren Türk hükümetlerinin Batı'ya şantaj ko-
kan mesajlar göndermesini haklı kılmaz.
Şu "tarihi hatayı" biraz da kendimizde arasak belki daha
sağlıklı bir demokrasi kurabiliriz.
RİCHARD HOLBROOKE
ABD'den insan
haklan uyansı
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - ABD Yönetimi, ev-
rensel bir boyut kazananan in-
san haklan konusunda, devlet-
lerin "Bu birim iç işimizdir" di-
yemeyeceklerini söyledi. ABD,
bölünmemiş, federasyon çatısı
altındaki bir Kıbns'm Avrupa
Birliği'ne tam üyeliğini destek-
lediğini bildirdi.
ABD'nin Avrupa ve Kanada
tşleri'nden sorumlu Dışişleri
Bakan Yardımcısı Richard
Holbrooke. Ankara'daki temas-
lanndan sonra dün düzenlediği
basm toplantısmda, PKK'nin
bir terör örgütü olduğunu, te-
rörle mücadelenin Türkiye'nin
meşru hakkı olduğunu belirte-
rek, "Ancak bu mücadele sn-a-
suıda insan haklannın konına-
cağı yolunda güçlü bir taahhüt
kdne girilmesi gerekiyor" dedi.
tnsan haklan
Holbrooke, insan haklan ih-
lalleri konusunda şu görüşleri
dile getirdi:"Bir ülke 'Bu be-
nim içişlerimi ilgilendirir' di-
yemez. Çünkü Birteşmtş Millet-
ler Ana>asası, 1975 Helsinki
Belgesi ve diğer pek çok ulusla-
rarası platformda, insan hakla-
nyBsal olarak ele ahnan bir ko-
nıidur."
ABD'nin, Holbrooke'un bu
sözleriyle, insan haklannın ev-
rensel boyutu konusunda Tür-
kiye'nin dikkatini ilk kez net
ifadelerle çektiğine işaret edil-
di.Holbrooke'un, sorular üze-
rine dile getirdiği diğer nokta-
lar şöyle:
Askeri malzeme: tnsan hak-
lan na bağlı olarak Amerikan
askeri malzemesinin sevkıyatı
konusunda Kongre ve diğer
Amerikahlann endişeleri meş-
rudur.
Ermenistan'la ilişkiler Tür-
kiye ve Ermenistan arasındaki
ilişkilerin geliştirilmesini arzu-
ladıklannı belirten Holbrooke,
bu konunun hassas olduğunu
ve bazı şeylerin diplomatlar ile
hükümet yetkilüeri arasında
kalması gerektiğini söylemek-
le yetindi.
Kıbns sorunu: "ABD'nin
Kıbns konusunda gizli bir pla-
ıu bulunmuyor" diyen Holbro-
oke. "Eğer bir çözümü empoze
etmeye çahşsaydık bunu 20 yıl
önce yapardık. Sorun iki top-
lum tarafindan çözülmeüdir"
açıklamasını yaptı.
Afganistan'da çatışan gruplar
Dış Haberler Servisi - Afganistan'da 1992'de komünist ,
rejimin çökmesiyle birlikte başkent Kabil'de iktidar
çatışmalan başladı. Şeriatçı öğrencilerin başını çektiği
Taleban ordusunun da devreye girmesiyle biriikte bugün
iktidan ele geçirmek amacıyla çatışan güçler şu
fraksiyonlardan oluşuyor: Afgan direnişinin efsanevi
komutanı Ahmed Şah Mesud ve Cumhurbaşkanı
Burhaneddin Rabbani'nin yönetimindeki Cemiyet-i-lslami
hareketi başkent Kabil'in denetimini elinde tutniaya
çalışıyor. Başkent Kabil'in kapılanna dayanan Taleban
hareketi 25 bin şeriatçı öğrenciden oluşuyor. Pakistan'da
eğitilen Talebanlann elinde 200 tank, bir düzine M1G-21 jeti
olduğu söyleniyor. Talebanlar, açıkça iktidan ele geçirmek
ve şeriat kurallannı yerleştirmek istediklerini bildiriyor.
Eski Başbakan Gülbeddin Hikmetyar'ın denetimindeki
Hızb-i-lslam hareketi, Talebanlann Kabil kapılanna
dayanmasına kadar Kabil'deki en güçlü gruplardan biriydi.
Talebanlann saldınsı karşısında Hikmetyar Kabil'in
güneyini boşaltmak zorunda kaldı.
-lran'ın desteklediği Vahdet-Birük Kabil'in batısında
Taleban ve Mesud'un güçleri arasında sıkışıp kaldı.