Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 22 ŞUBAT 1995 ÇARŞAMBA
10 DIZIYAZI
Diıisel ve etnik senaryolar
Bazı yazarlar. öncelikle Islami grup-
lar konusunda bilgi toplanması gerek-
tığini v urgulayarak şu tavsiyelerde bu-
lunmaktadırlar(*):
"GenelHkle fslami gruplann tümü.
Batı'nın çıkarlanna tehdit olarak alı-
nıp aynı kaba konmaktadırtar. Bu, yan-
Itştır ve haksızdır. Batı'n ın laiklikten et-
kilenmiş olan yaklaşımı. İslamcılann
bazı taleplerinin haklüığinı \e sağladık-
lan toplumsal hi/nıetleri gözardı et-
mektedir. Genef olarak Batı, kendi laik
ulusal deviet modelinin evrensel olma-
dığını öğrenmek durumundadır. Ve di-
ğer siyasal örgütlenme modellerinin de
geçerli olabileceği kabul edilmeUdir."
Ghassam Salame, Batı'nın, Ortado-
ğu'daki rejimleri u
derecederece"'ılım-
h İslamcı güçlerle birleştırmeye çalış-
masını önermektedir. Salame'nin Ba-
tılı hûkümetlere bir başka tavsiyesi.
"insan haidanna"dayanan ilkelerin ne-
redeyse gözardı edilmesini önermekle
eşanlamlıdır- "Bah, demokrasinin sa-
dece bir kişi-bir oy sistemi üzerine ku-
rulmadığını kabul etmelidir. Kalkınan
toplumlarda etnik ve dinsel grup hak-
lan, insan ve birey haklan kadar önem-
lidir. Bu nedenle azınlıklann korunma-
sı Ortadoğu 'da her yaklaşımın bir par-
çası olmatıdır. İslam, tarihi olaraL bi-
reylere kendi dini bağiılıklanna uvgun
olarak yaşama biçimleri için formüller
bulmuştur. Eğer Müslümanlar kökten-
dincüiğe göre yönetilecekse. Müslüman
oimayanlar kendi yaşama ve gelenekle-
rine göre yönetilme hakkına sahip ol-
mabdır. Bu tür benzersiz yasal ve top-
lumsal çoğulculuk, Batı tiirii çoğukulu-
ğun yaratılmasından daha acil ve daha
kolaydır. İslamcılar. bu tür biçimlere,
Batı tipi çoğulcu politikalan kabul et-
' mekten daha haardırlar."
"Batı tipi çoğulculuk" yerine "et-
nik/dinsel cemaatlerin çoğulculuğun-
dan" ne anlamak gerekiyor0
Batı'da
dinsel ya da dinsel olmayan her toplu-
• ABD'nin Irak'taki senaryoları, Irak'ın güneyindeki Şiilerin,
YENl DÜMÖ DIIZENÎ SENARYOjLARI ÇOğunluğu Şii olan IrarVa yaklaşmamalarının sağlanmasını
gerektirmektedir. Şii çoğunluğun yönetimde olduğu bir
Irak'ın, iran'la birlikte bir cephe oluşturması ABD'nin işine
gelmeyecektir.
HALUK
GERAY TURHfE
• 1940'lardan beri Türkiye'deki Kürtleri unutmuş olan ABD
ve Batı dünyası, 1980'lerin sonunda Kürt sorununu
yeniden keşfetmeye başlamıştır. Laiklik konusunda Atatürk
ilkelerini eleştiren Paul Henze, Türkiye; 21. Yüzyıl'a doğru
isimli raporunda, üstü örtülü de olsa, Lozan'ın öldüğünü
ilan etmektedir.
luğa -sının yurtta^lık \e temel insan
haklanyla çizilmiş olmak koşuluyla-
örgütlenme hakkı tanındığına göre.
"'cemaatlerin çoğulculuğu" olmadığı
söylenemez. Kimsenın bir diyeceği
yok. Ama kimse. "Bizim kitapta pey-
gamber gelmeyecek diyor. Bu kişi pey-
gamber olamaz" demiyor Dolayısıyla
Batıh yazarlann, cemaatlerin çoğulcu-
luğundan anladığı, aslmda "cemaatle-
re özgürlük" adı altında bireylerin ce-
maatler tarafından totaliter bir şekilde
kontrol edildifi; ıkinci sınıf bir çoğul-
culuk olduğu anlaşılıyor. Bu yaklaşı-
mın. en azından bazı senaryolarda Ba-
tı tarafından gözönüne alınacagı orta-
ya çıkmaktadır. Dızinin ileriki bölüm-
lerinde bu konuda somut bir senaryo-
ya da değinılecektir.
ABD'nın Irak'taki senaryolan da,
Irak'ın güneyindeki Şiilenn, çoğunlu-
ğu Şii olan lran'a yaklaşmamalannın
sağlanmasını gerektirmektedir. Bağ-
dat'taki Sünni azmlığın. demokrasiye
geçilmesiyle birlikte Şii çoğunlukla el
değiştirmesinin kaçınılmaz olacağı dü-
şünülerek: Şii çoğunluğun yönetimde
olduğu bir Irak'ın, İran'la birlikte bir
cephe oluşturması ABD'nin işine gel-
meyecektir. Irak-tran yakınlaşması da
Arap ülkelerindeki rejimleri rahatsız
edecektir. Bu nedenle. Irak'taki Şii ce-
maati ve/veya toplumu ile uzlaşmanın
biçimi de. fslam'la uzlaşma gerektir-
mektedir ki Irak'taki Şiiler Iran'a kay-
masın. Aynca Filistin sorununun çö-
zülmemesinden kaynaklanan Hamas
gibi anti-Amerikan köktendincı grup-
lann en büyük kozlan. Filistin sorunu
çözûlmeyoluna girdikçe ortadan kalk-
maktadır. Böylece. Islam'la banşmaya
uygun bir iklim oluşmaktadır. ABD
Başkanı BiIIClinton'ın Ulusal Güven-
lik tşleri Danışmanı Anthonv Lake. 21
Eylül 1993'te yaptığı konuşmada,
"Hoşgörü ve banşa saygı duyan İslam
inancına sahip olanlara her tiirlii dost-
luğu göstereceğiz'' demektedır.
Lozan tehdit altında
Laiklik konusunda Atatürk ilkeleri-
ni eleştiren Paul Henze, "Türkiye; 21.
Yüzyıl'a Doğru" isimli raporunda.
üstü örtülü de olsa, Lozan'ın öldüğünü
ilan etmektedir. Henze'ye göre. "Tür-
kiye'nin 1990'lardaki en büyük zorlu-
ğu. Kürtlere yönelik uy gulamalann ba-
şanyla değiştirilmesine y önelik yollan
bulmak olacaktır. Klasik Vtatürkçü po-
zisyon. yani Hıristhanlann azınlık oldu-
ğu. ama Müslümanlannazınlıkolama-
yacağı pozisyonu sona erdi artık." Lo-
zan Anlaşması'ndakı en önemli unsur-
lardan biri. yeni kurulan genç cumhu-
riyettç, Müslüman olmayanlardışında
azınlıklar'bulunmadığının anlaşmada
yer almış olmasıdır. Türkiye'yi "azın-
hklar"kisvesi altında değişik Batı güç-
leri arasında parçalayan Sevr Anlaşma-
sı'na karşılık Lozan. cumhuriyetin
uluslararası sahada tanmması anlamı-
na geliyordu. Henze, Müslümanlar dı-
şında azınlık olmadığı yolundaki po-
zisyonun geçersiz olduğunu söyleye-
rek Lozan'ın öldüğünü açıklamaktadır.
Henze, senaryosunda şunlan da be-
lirtmektedir: "Türkiye, 1990larda ül-
kenin nüfusunun pek çok iç içe geçmiş
yumaklardan oluşan ve bunîann her
birinin istedikleri takdirde bir dereceye
kadar kimliklerinin tanındıgı yeni top-
lumsal veyasal bir düzenlemeyi gelistir-
mek durumundadır. İlke, bu işi başa-
nyta yaparsa daha güçlenmiş olarak çı-
kacakör." Aklı başında herkesın ilk an-
da kabul edebıleceği bir fikırden yola
çıkmaktadır Henze. Kabul edilebilirfi-
kirlerden yola çıkan Henze, kabul edil-
mesi daha zor olana doğru geliştirmek-
tedir senaryolannı. Henze, Küitlerin
dılleri. kültürleri ve siyasi örgütleriyle
farklı bir etnik grup olarak tanmması-
nın ne getireceğinin farkındadır:
"Kürtlerin farklı etnik bir grup ola-
raK tanınması, ı urnıye cumnurıye-
!
HENZE'NİN TEZİ - "Kürtierin farklı etnik bir grup olarak tanmması, Türkiye Cumhuriyeti'nL ülkedeki çok farklı etnik gruplann en aandan bir bölü-
münün de kendi kimliklerinin tanmması isteklerine >ol açmasıyla karşı karşıya bırakacakür. Tehlike, aslmda, etnik yapısalcıuktadır" diyen Paul Henze, şu
öneride bulunuyor: Federalizmin mutlaka etnik bir biçim alması gerekmez. Bölgelere göre federalizm çok daha esnek bir kavramdır.
Prof. Ergün Aybars, yeni dünya düzeninin Atatürkçülük'le çelişkilerini değerlendirdi:
Uniter devleti parçalamak ilk aşamaDizinın daha öncekı bölümlerinde
görüşlerine yer verdiğimiz Prof. Dr.
Ergün Aybars'a, bu kez yeni dünya
düzeninde Atatürkçülük üzerine soru-
lar soruyoruz.
- Atatürkçülüğün yeni dünya düze-
ni ileçanştığı belirtiliy or. Bu konuda si-
zin görüşJerinld aiabilir miyiz?
Aybars: Jkınci Dünya Savaşı sonra-
sı dünyasının iki kutuplu denge poli-
tikasının yerini, şimdilık tek merkez-
Ii bir dünya görünümü aldı. Ancak bu
bizi aldatmamalıdır. Çünkü dağılan
So\yetler Birliği'nin bütün mirası
Rusya'ya bırakıldı. Rusya yeniden
yapılanma içın stratejik çekilme yapı-
yor. Kızılordu hâlâ duruyor. Rusya
Avrupa topraklarından. kendisi için
çok pahalı olduğundan. karşılığında,
Batfdan para ve arka bahçesinde ser-
besti garantisi alarak çekildi.
Türkiye, daha 1950'lerde bile Ata-
türkçü modeli ile Ortadoğu'da örnek
• Aybars: Baü'nın Doğu Anadolu'da büyük bir
Ermenistan kurmaktan vazgeçtiğini sanmak yanılgısına
düşmeyelim. Kürt kartı, görünüşü kurtarmak için
kullanılan bir araçtır. Üniter devleti bu kartla
parçalamayı başaranlar, sonraki aşamada Ermeni ve
Rum kartını da gündeme getirebilirler.
alınması halinde tehlikelı bir ülkeydi.
Özellikle petrol ülkelerindeki şeyh-
lik-emirlik düzeni, büyük güçlerin çı-
karianna uygun bir modeldir. Ata-
türkçü bir modelse emperyalizm için
hep endişe kaynağı oldu. Bu sebeple
Türkiye üzerinde oynanan oyunlar
1965-80 arasında da, 1980 sonrasın-
da da biçimse! ve yöntem olarak fark-
lı görünse de özde aynı oldu. 1965-
1980 döneminin komünistleri ve se-
riatçılan. şimdilerin sözde demokrat-
lan olarak yine Atatürkçülüğe saldı-
nyorlar. İkincı cumhuriyetçilik, neo-
Osmanlıcılık hareketlerinin Turgut
Özal'ın ölümü ile hızını yitirmesi
gözlemleniyor. Bakalım, Yeni De-
mokrasi Hareketi ne kadar sürecek?
- Federalizmin de bir çıkış yolu ola-
rak görüldüğü, bazı >abancı uzman-
larca belirtiliyor. Aslinda Türkiye'de
de bu görüşü sa> unanlar var. Üniter-
lik/federaltzm tartışması önemli mi-
dir? Aybars: Türkiye'ye dıştan ve iç-
ten demokrasi adına dayatmalardan
daima kuşku duyduğumu belirtmek
isterim. 19. yüzyılda Osmanlı devle-
tine karşı Hıristiyan kartını oynayan
Batı, biryandan dış borçlandırma yo-
luyla Osmanlı devletinı mali iflasa sü-
rükleyip Düyun-u Umumiye ile tutsak
almıştı Batı Anadolu'yu Yunanis-
tan'a, Doğu Anadolu'yu Ermenilere
verme politikası (1878-1920) Sevr'e
kadar aşama aşama ustaca oynandı.
Bu oyunu bozan Atatürk oldu. Bugün
Batı, geri kalmış veya gelişmekte olan
ülkeler üzerinde insan haklan ve de-
mokrasi kartını oynuyor. Haiti, de-
mokrasi adına kurtanlıyor! Bosna-
Hersek'te insanlar Müslüman olduk-
lan için katlediliyorlar. Türkiye'de ise
aynı Batı oyunlan sürüyor. Batı'nın
E)oğu Anadolu'da büyük bir Ermenis-
tan kurmaktan vazgeçtiğini sanmak
yanılgısına düşmeyelim. Kürt kartı,
görünüşü kurtarmak için kullanılan
biraraçtır. Üniterdevleti bu kartla par-
çalamayı başaranlar. sonraki aşamada
Ermeni ve Rum kartını da gündeme
getirebilirler.
ti'ni. ülkedeki çok farklı etnik grupla-
nn en azından bir bölümünün de ken-
di kimliklerinin tanmması isteklerine
yol açmasıyla karşı karşıya bırakacak-
nr. Tehlike. aslinda, etnik yapısalcılıkta-
dır. Devletin her örgütlenmesini etnik te-
melde yapması. eski So\y etler \eya Yu-
goslavya'daki gibi parçalanmışlık geti-
rir. Bunlar kötü örneklerdir. Federaliz-
min mutlaka etnik bir biçim alması ge-
rekmez. Bölgelere göre federalizm çok
daha esnek bir kavramdır."
Federalizm bölünme
getirir mi?
"İç içegeçmiş yumaklardan" işe baş-
layan Henze, sonunda üniter devletin
bölünerek federalist bir yapıya geçil-
mesini önererek bitirmeİctedir işi. Bu
gelişmeyle. ülkenin bütünüyle parça-
lanması yolunun açılacağından kaygı
duyanlara, federalizın etnik kimlik üze-
rine değil de bölgeler üzerine yapılan-
dınlırsa, Yugoslavya ve eski Sovyetler
Birliği 'ndeki gelişmelerin yaşanmaya-
cağını söyleyerek yanıt vermektedir.
Etniklik tabanında örgütlenme ile coğ-
rafi-bölgesel tabanda federasyon üze-
rinde durmakta yarar var. Henze eski
Yueoslavya'dan söz ederken, ömeğin
Bosna-Hersek, sadece Boşnaklann ya-
şadığı bir federe birimmiş izlenimini
veriyor. Oysa Bosna-Hersek de, diğer
Yugoslavya federe birimleri de "etnik
saflık" taşımıyordu.. Her coğrafi bö-
lümlenme, belli bir etnik grubun ağır-
lığı olsa bile başka unsurlann varlığını
dışlamaz. Bu açıdan etnik temel üzerin-
de bölümlenme ile cografı-bölgesel fe-
derasyon arasında sahte bir zıtlık yara-
tılmaktadır. Federasyon şeklinde her
bölümlenme, hem federasyon içinde
hem de diğer federasyonlann kendi iç-
lerinde ve aralannda yeni çatışma
odaklan yaratabilır Bu çatışma odak-
lannın ortak paydalanndan biri de et-
nik veya dinsel kimlikler olabilir. Bu
açıdan, bölgesel federalizm gelirse
Türkiye; eski Sovyetler ve Yugoslavya
gibi olmaz izlenimini veren Henze, bu
iddiasıyla inandıncı olamamaktadır.
ABD stratejileri
değigiyor
1940'lardan beri Türkiye'deki Kürt-
leri unutmuş olan ABD ve Batı dünya-
sı. 1980'lerin sonunda Kürt sorununu
yeniden keşfetmeye başlamıştır 40 yıl-
dan fazla bir süre, Kürt sorununun Ba-
tı tarafından neden unurulduğu. soğuk
savaş yıllanndaki stratejilerle ilgilidir.
tkinci Dünya Savaşı'nı ızleyen 18 ay
içindeki sosyalist rejımlerin yayılması,
ABD'yi karşı politikalar geliştirmeye
yöneltn'(**). 1947yılındaortayaahlan
Truman Doktrini. Ruslann güneye
doğru yayılmasını engellemek için
"hür mületieri destekfcmeyi" amaçlı-
yordu. Onu izleyen Marshall Planı da-
ha çok Sovyetler'in Batı 'ya yönelik ge-
nişlemesini engellemeye yönelikti. Gü-
neydoğu Asya ve diğer ülkelerdçki sos-
yalist devrimler, ABD'nin çevteleme
politikasını geliştirmesine yol açtı.
1980'Iere yaklaşıldığında askeri stra-
tejist Barry Rubin. Ortadoğu'da çahş-
manın Sovyet ve Batı bloklan arasında
olduğunu; ABD'nin bu bölgeye asker
gönderme fikrine alışması gerektiğini
savunarak Çevik Güç (Çekiç Güç'le
kanştınlmamalı) oluşturulmasmı gün-
deme getirdi.(***).
Değişen ABD çıkarları
ABD'nin yerel ayaklanmalan tehdit
olarak kabul etmesiyle eşzamanlı ola-
rak, Orta Avrupa dışında Sovyetler'in
geçebileceği başka boşluklann olup ol-
madığı incelenmeye başlandı. Doğu
Anadolu, Sovyetler'e böyle bir boşluk
sunuyordu. Bu saptamadan sonra Do-
ğu Anadolu'da Çevik Kuvvet çerçeve-
sinde yeni üsler kurulması fıkri ortaya
atıldı
ABD stratejistlennden Eliot Cohen,
"Doğu Anadolu'daki üsler kâğıt üze-
rinde Basra ile ilişkilendirilmemişse de,
bir kriz anında büyük hizmetleri geçe-
cek" diyordu.
(*) Ghassan Salame, "islam and the
West", Foreign Pohcy, Spring 1993, ss.
22-37. (**)Lany Webch. l
AirPowerin
Low and Midintensıty- Conjhct", ISSP,
July 1992.(***J UJuk Güldemir, Çevik
Kuvvet'in Gölgesinde: Türkive 1980-
1984, (tstanbul, Tekin Yayınlan), 1987.
Yarın: Musul senaryoları
POLTTIKAVEOTESI
T.C.
GAİPLİK İLANI
MALATYA ASLÎYE 2. HUKUK HAKİMLİĞt'NDEN
EsasNo: 1994 675
Davacı Bednye Yeşilgil tarafından hasımsız olarak mahkememizeaçılan tesbıtdavasında; Malatya
Merkez Yeniköy köyü Cilt: 114/1, Sayfa1
69. Hane: I8'da nüfusa kayıtlı Abdullah ve Fatma'dan olma
20.9.1934 doğumlu Vahap Yeşilgil'in akıl hastası olduğu. bugüne kadar kendısinden hıçbır haber
alınamadığı. bu nedenle yokluğuna karar verilmesı talep edılmiştir.
Mahkememizce VI.Y.'nın 32. maddesi gereğınce duyuru yapılmasına karar venlmiştir.
Yukanda açık kimlığı yazılı gaıp hakkmda bılgısi olanlann duyuru tarihinden itibaren 3 ay içerisinde
mahkememızin 1994/675 esas sayılı dava dosyasma başvurmalan ılanen duyurulur.
Basın: 7880
İLAN
ÇAYIRLIKADASTRO MAHKEMESİ'NDEN
Esas: 1993/28
Davacı hazine tarafından davahlar tmam Tosun ve arkadaşlan aleyhine Çayırlı ilçesi Ortaköy köyü
hudutlan dahılınde bulunan 153 ada 34 nolu parsehn davasının yapılan açık duruşması sonunda;
Dahilı davalı olan Emıne Aytekin, Nurettın Aytekin ve Hüseyın Tosun'un tüm araştırmalara rağmen
açık adresi tesbit edilip, dava.dahilı dava ve duruşma günü tebliğ edilememiştır.
7201 sayılı teblıgatkanunununhükümlerine göre adresleri tesbit edıIemeyendahilidavalılarEmine
Aytekin, Nurettin Aytekin ve Hüseyin Tosun'un duruşma günü olan 15.3.1995 günü saat 09.00'da
duruşmada hazır bulunmalan, aksı takdirde duruşmaya yokluklannda devam olunacağı husu.su ilan
oiunur.
Bastrr 7S2S
MEHMED KEMAL
Başımrza Dünyayı Yıkar...
Folklor, bana Halkevini çağnştınr. Halk Partisine bağlı yü-
zü aşkın Halkevi ve halk ocağı vardı. Sonra da federas-
yon gibi birbırlerine bağlıydılar. Her biri ya bir dergi çıka-
rır, ya bir gazete. Bunlar düzenli olarak Ankara Halkevi 'ne
gelirdi; meraklıları da ordan okurdu. Bunların içinde Emi-
nönü, Ankara, Izmir, Adana halkevlerı önde gelirdi.
Peyami Safa'nı babası rahmetlı Ismaii Safa'nın Darüş-
şafaka içın "Ben saye-ı sakfındayetıştim bu binanın'üe-
diği gibi bızler de Halkevi kftaplıklannda yetiştik. Burada-
ki krtaplardan bilgi edindik. Okuduklanmız daha çok folk-
lor ürünleriydi; bunlara "HaJkiyat" denirdi. Çok sonra "folk-
lor" oldu. Folklardan tuttun da tiyatro, spor, gezi, kılıç (epe)
gibi birçok dallarda çalışmalar yapılırdı. Köycülük kolu
köyleri dolaşır, ağaçlandınr, sağlık yardımında bulunurdu.
Çankınlı Talat Bey (sonradan milletvekili oldu) folklor üs-
tüne konferanslar verirdi. Talat Bey, Çankınlı olduğu için
konuşmalannda Çankın çok geçerdi.
Folklor sözcüğünün karşılığı "Halkbilgisi"yd\. Halkiyat
da denirdi. Liseyi bitirip de Dil ve Tarih-Coğrafya Fakülte-
si'ne geldiğimizde karşımıza folklorcu olarak Pertev Na-
ili Boratav çıktı, kürsüsü vardı. 1945'ten sonra bu kürsü-
nün başına çok işler geldi. O yılların siyasal iktidan kürsü-
yü darma dağın etti, hocalan da bir yana sürdü. Pertev
Naili Boratav Hoca, Fransa'ya sığındı.
Aradan yıllar geçtikten sonra (bugünlerde) görüyorum
"Folklor/Edebiyat" diye "halk bilım, etnoloji, antropoloji
ve edebiyat" diye yeni bir dergı çıkıyor (Meşrutiyet Cad.
17/22 Kızılay-Ankara).
Yeni bir kitap var. Sennur Sezer ve Adnan Özyalçıner
çıkardılar. "Istanbul'un Taşı Toprağı Altın." AJtın Kitabevi
Yayınlan'ndan. Kitap folklorik... Eski Istanbul'un yaşayan
folklorunu anlatıyorlar. Istanbul kocaman bir metropol,
sanayileşmiş bir kent. Burada kırsal yaşamın folkloaı aran-
maz, aransa da bulunmaz. Her şey kentleşme sürecinde
erir. Göçlerle gelen gecekondu hemen kentleşmeye dö-
nüşüyor. Istanbul, her kültürle yoğrulmuştur. Kentleşme
sürecine girmiştir. Folklor kitaplaşmıştır, sözlü olmaktan
çıkmıştır.
Geriye öykü olarak Bektaşi, Incili Çavuş, Bekri Mus-
tafafıkralan kalmıştır. Istanbul'u sallayan depreme uygun
bir Bektaşi fıkrası...
Yoksul Bektaşi hamama gider. Yunar yıkanır. Çıkarken
elini cebine atar, bakar ki metelık yok. Paralan akşamki
vur patlasın eğlencesindeyemış, bitirmiştir. Paralara mey-
hanede tükenmiştır. Hamamcıya ne verecektir? Aklına
Tanrı gelir, iki elini göğe açar yalvarmaya başlar:
"Ulu Tannm ya bana birkaç kunış gönderya da şu ha-
mamı, hamamcının başına yık!.."
Bektaşi, bu duayı okumaya kalmaz kubbe yerfe bir olur.
Tannnın mı iyi gününe gelmiştır, Bektaşi'nin mi duası ka-
bul olunmuştur! Hamamın kubbesı çöker.
Hamamdakıler dışarı fıriarlar, herkes kaçışır. Bektaşi de
para vermekten kurtulur. Deprem etkısini göstermiştir.
Oradan biraz uzaklaşırlar, bir dilenciye rastlartar. Dilen-
ci,
"Ne olur Tannm bana bir altın ver, benim için çok ge-
reği var" diye yakarmaktadır. Bektaşi hemen dilencinin
omuzuna vurur.
"Sakın ha" der. "Demin ben birkaç kuruş istedim ha-
mamın kubbesini indirdi. Şimdi sen bir alttn istiyorsun
dünyayı başımıza yıkar."
BULMACA
SOLDANSAĞA:
1/ Görüntü üzerine par-
lak düzeyler yardımıy-
la lazer ışını yansıtarak
üç boyutlu resim elde
etme yöntemi. 2/ Atıl-
gan, gözü pek... Ço-
cuk. 3/ Spor karşılaş-
ması... Bir zinciri oluş-
turan halkalardan her
biri. 4/ tnsanı istenme-
yen seçeneklerden biri-
ni izlemeye zorlayan
durum... Parola. 5/ Bir
meyve... Istenilen nite-
likleri taşıyan. 6/ Yapı-
sma girdiği sözcüğe olumsuz an-
lam katan bir önek... Ağızdaki
kokulan gidennek için çiğnenen
baharU birmadde. II Kütahya'nın
bir ilçesi... Bir haber ajansının
simgesi. 8/Kâğıt ya da madeni
para üzenndekı kafa resmi... Bir
hayvan. 9/ Başı- boş gezen hay-
van sürüsü... Parçalann birleşti-
rilmesiyle çeşitli şekillerin elde
edildiğı bir oyuncak.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Ailedekı yaşlı ve saygın kadınlara verilen unvan. 2/ Taş ya
da maden çıkan lan yer... Türlü bitkilerin yaprak ve kabuklan
ile kokulandınlmış acımtırak bir içki. 3/ Atmaca. doğan... Ka-
badayı. 4/ Müstahkem yer... Bir tür esnek örgü. 5/ Bir tür baş,-
lık. 61 Sakağı da denilen ölümcül bir hayvan hastalığı... Ulaş-
mış, erişmiş. II "- - - ehline derman sordum âlemd&'Ne Efla-
tun bilir ne Lokman yazar" (Dertli)... Bir peygamber. 8/ Dev-
let gelir ve giderlerini yöneten kuruluş... Gümüşün simgesi. 9/
Küçük ispirto ocağı.
T.C.
İLAN
İZMİR 7. SULH HUKUK MAHKEMESİ
1994 961
1994/1671
Davacı Memduha (Gürer) Üstünkaya vekili Av. Emın Canbolat
tarafindan, davalı Mehmet Tabak aleyhine açılan ıpoteğin fekki
davasının yapılan yargılaması sonunda;
Davanm kabulü ile: Balçova sayfa 3574 ada 380. 46 parsel 5
katlı kargir apartman vasıflı, tapu kaydında mevcut ipotek
alacaklısı Ismaıl Hakkı oğlu Mehmet Tabak olan 1. derecede, 1.
sıradaki Mehmet Tabak lehine olan ipotek bedelı mahkememiz
veznesıne depo edihnış obnakla, bahıs konusu 8.3.1967 tarih,
1554 yevmiye nolu ipotek akit tablosundakı Ismaıl Hakkı oğlu
Mehmet Tabak lehine olan ıpoteğın kaldırılmasına, hüküm
kesinleştiğinde mahkeme veznesınde depo edilen 50.000 TL.
ipotek bedelinin ipotek hakkı sahibi lsmail Hakkı oglu Mehmet
Tabak'a ödenmesine. yapılan masraflann davacı üzennde
bırakılmasına, davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer
olmadığına, yargıtay yolu açık olmak üzere davacı vekılının
yüzüne, dav'alının yokluğunda 13.12.1994 tarihınde karar verilraiş
olmakla. davalı Mehmet Tabak'm adresi tesbit edılemedığınden,
gazete ılanı ile kararın tebligine karar venlmiş, karar teblıği yerine
kaim olmak üzere ılanen teblıği oiunur. 17.1.1995.
Basın: 8148
Nüfus hüvıyet cüzdanımı
kaybettim. Hükümsüzdür.
TÜBA AKTAŞ
Süriicü belgemi kaybettim.
Hükümsüzdür.
ZEYNEP CANAKDtLEK
CENGİZ MESUDİYELİNİN
Meksan Makina Sanayi
ve Ticaret A.Ş. ile ve
iştirakleriyle ilişiği
kesilmiştir.
3. Şahıslara
duyurulur.