22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 1 KASIM 1995 ÇARŞAMBA HABERLER Turan Dursun'un üç cilttik yeni krtabı I İstanbul Haber Servisi - Araştırmacı-yazar Turan Dursun'un öldürûlmesinden sonra polıs tarafından el konulan. yayımlanmamış yapıtlarından ""Kutsal Kitapların Kaynaklan" adlı çalışmasının bır kopyası bulunarak Kavnak Yayınlannca üç kitap halinde yayımlandı. Yazann kitabı 4 İcasımda açılacak Kitap Fuan'nda okuyuculara sunulacak. BSP'ye seçim vetosu • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yiiksek Seçim Kurulu(YSK),Birleşik Sosyalist Partisi"nin (BSP), iki beldede örgütlenmesini tamamlamadığı gerekçesiyle 24 aralıkta yapılacak erken seçimlere katılamayacaâını bildirdi. BSP'nin. YSKV karann bozulması için yaptığı itiraz kabul edilmedi. Konunun yeniden görüşülmesini isteyen BSP, YSK'ye ikinci bir başvuruda bulundu. CHFde görev dağılımı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-CHP'nin dün yapılan Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısında genel sekreter yardımcılan atandı. CHP Genel Başkanı. Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Deniz Baykal başkanlığında toplanan MYK"de genel başkan yardımcılıklanna atama yapılmazken genel sekreter yardımcıhklanna Atilla Sav, Erdogan Yetenç, Birgen Keleş, Haydar Oymak. Mustafa Doğan. Rıza Yılmaz, Sinan Yerlikaya ve Eşref Erdem getirildi. Zana, Zakharov ödülüne aday • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yargıtay tarafından cezalan onanan dört milletvekilinden Leyla Zana'nın. Avrupa Parlamentosu tarafından Zakharov Banş Ödülü'ne aday gösterildiği belirtıldi. AP Yeşiller Grubu Gaşkanı Roth, Misırlı Nobel ödiillü yazar Necip Mahfuz. Leyla Zana ve Rus insan haklan savunucusu Kovalyef'in aynı ödüle aday olduklannı belirtti. Sehavet Karapars öldü • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Türkiye'nin ilk kadın pilotlanndan ve Türkkuşu'nun ilk pilot öğretmenlerinden Sehavet Karapars , önceki gün vefat etti. 1921 yılında Rodos'ta doğan Karapars. 1937 yıltnda Türk Hava Kurumu'na bağlı Türkkuşu Genel Müdürlüğü'nde pilot olarak göreve başladı. Pilot. öğretmen pilot. akrobasi pilotluğu görevlerini yürüten Karapars, 1972 yılında emeklı oldu. Karapars" ın cenazesi. dün Karşıyaka Mezarlığı'na defnedildi. • Eski İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Nurettin Sözen ile eski İSKİ Genel Müdürü Ergün Göknel'in de aralarında bulunduğu 6 sanık, 1990 yılındaki ihalede bir firmava 5 milvon dolar haksız ödeme yapıldığı iddiasıyla açılan davadan beraat etti. • ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz. iki haberden dolayı yanıt ve düzeltme metinlerinin yayımlanması için Sabah gazetesıne iki ayrı ihtarname gönderdi. • Murat Karavalçın, "Objektif" programında kişilik haklarına hakaret ertiği gerekçesiyle, Kadir Çelik ve programın yayımlandığı Kanal 6 özel teievizyon kuruluşu hakkında 2 milyar liralık tazminat davası açtı. I Almanya Atatürkçü Düşünce Derneği (AADD). ADD izmir Şubesi'ne yapılan bombalı saldınlan kınadı. • Yargıtay Başsavcılığu 9-10 eylüldeki CHP kurultayında okunan Kürt bildirgcsi hakkında eski Diyarbakır Milletvekili Hasan Fehmi Işıklar hakkında dava açtı. • Seçimlerde görev alacaklara verileeek gündeligin tavanı 400 bin liradan 600 bin liraya çıkanldı. B İstanbul'da yasadışı TKP ML/TİKKO örgütüne üye oldukları öne sürülen 12 kişi yakalanarak gözaltına alındı. TBMM Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu raporu TBMM'ye sunuldu Faili meçhufler MecHs'teANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-TBMM Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komis- yonu Başkanı Kınkkale Bağımsız Millet- vekili Sadık Avundukluoğju ile komisyonun CHP"!i üyesi Malatya Milletvekili Musta- fa Yılmaz, 40 klasörden oluşan komisyon raporunu dün TBMM Başkanlığı'nasundu- lar ve bir an önce Meclis gündemine alınıp görüşülmesini istediler. Yılmaz. partisinin grup toplantısında da konuyu gündeme getirirken "Genel başka- nımız devletteki kuşatılmışlıktan söz etti. Kuşatılmışlığı önlemenin yolu bir-iki bürok- ratın yerini değiştirmek değildir. Bu rapo- ra sahip çıkmaktır" dedi. S'ılmaz'ın ayn- ca. yazanmız L'ğur Mumcu'nun katilinin bu- lunması için meydanlarda "namus sözü" verdiklerine dikkat çekerek. bu olay üzerin- de de ciddiyetle durulmasını istediği öğre- nildi. • Sadık Avundukluoğlu ile Mustafa Yılmaz, 40 klasörden oluşan raporu TBMM Başkanlığf na sundular ve bir an önce Meclis gündemine alınıp görüşülmesini istediler. • CHP Malatya Milletvekili Mustafa Yılmaz, Uğur Mumcu'nun katillerinin ortaya çikması konusunda 'namus sözü' verdiklerini anımsatarak CHP lideri ve Başbakan Yardımcısı Deniz Baykal"dan bu konuda da duyarlı olunmasını istedi. TBMM Faili Meçhul Cinayetleri Araştır- ma Komisyonu raporu. dün TBMM Başka- nı İsmetSezgin'e sunuldu. 300 sayfalık ra- por ile muhalefet şerhlerinin ve eklerinin yer aldığı 40 klasörlük raporla ilgili olarak. TBMM Başkanı İsmet Sezgin'in de "Çok esaslı birrapor" değerlendirmesini yaptığı öğrenıldi. Konu. CHP grup toplantısında da günde- me geldi. Edinilen bilgiye göre Yılmaz. grup toplantısında şu açıklamalan yaptı: "Rapor esaslı bilgileri içeriyor. Sayın ge- nel başkanım, sizin dev tetin kuşatıimışlığı ile ilgili sö/Jeriniz \ar. Kuşatılmışlık bir iki bü- rokratı bir yere getirme, yerini değiştirmek- le ortadan kalkmıyor." Yılmaz'ın, rapora yazdığı muhalefet şer- hı konusunda bilgi verirken de mutlaka kontrgerilla savlannın araştınlmasını iste- diği öğrenildi. Yılmaz'ın. CHP lideri Bavkal'a. "Cum- hurbaşkanlığj yapmış, başbakanlık y apmış insanlann sözüne dayanıvor bu görüşüm. Böyle bir örgütün varolduğu anlaşılıyor. Bu da araştinlmalı. İtalya'da Gladio örgütü or- tava çıkınca. siz de gerekçeli bir araştırma önergesi vermiştiniz. "Türkiye'de böyle bir örgüt varmıdır?" diye.'Böyle birörgüt Kı- zıldere olaylannda kullanıldı' denryor. Çe- şitli iddialar var. bunlar araştınlmalı" gö- rüşlennı aktardığı öğrenildı. Edinilen bilgiye göre Yılmaz. toplantıda yazanmız Uğur Mumcunun öldürülmesi olayını da gündeme getirdi. Yılmaz'ın bu konuda. "Bu cinayetin üzerinde ciddiyetle durulmuyor. Parti olarak bu olayı ortaya çı- karmak. failini bulmak namus borcumuz- dur diye meydanlara çıktık. Gayri ciddi so- ruşturnıalar varsa, bunlan ciddi sonıştur- maya dönüştürmenin çabası içinde olmalı- yız'"dedığı öğrenildi. Mustafa Yılmaz'ın. Baykal'dan "Genel Başkan ve Başbakan Yarduncısr olarak ra- pora sahip çıkmasını da istediği öğenildi. Yılmaz. daha sonra raporun bir örneğini Bavkal'a verdi. Sebahattin'Kaıiatlı yaşamını yitirdi. PoUsleıin ihmaliölüme neden oldu İstanbul Haber Servisi - Merdivenlerden düşerek beyin tra\ması geçiren ve komşula- nnın ihban üzerine Hasanpaşa Karakolu'na götürülen Sebahattin Karlatlı'nın (32) cese- di Fikirtepe Sanayi Sitesı'nde bulundu. Karlath'nın ölümünde ihmal olduğunu sa- vunan avukat Serap Kaya. görev lı polisler hakkında suç duyurusunda bulunacağını söy- ledi. Görgü tanıklannın ifadesine göre Seba- hattin Karlatlı, 28 Ekim 1995 tarihinde saat 00.30 ile 01.00 saatleri arasında Hasanpa- şa"da oturduğu apartmanın merdıvenlerinde komşulan tarafından baygm halde bulundu. Komşulannın 155"ı araması üzerine Hasan- paşa Karakolu'na götürülen Karlatlı'dan da- ha sonra haberalınamamış, cesedi sabah 7.30 sıralarında Fikinepe Sanayi Sitesi Bahçe So- kak'ta bir kaportacı dükkânının önünde bu- lunmuştu. Kaya, polislerin Karlatlf yı bir komşusu ile birlikte Hasanpaşa Karakolu'na götür- düklerini belirtti. Polislenn bu kişiye "Sizgi- din biz kendisini hastaneye götürecegiz" şek- linde açıklama yaptığını savunan Serap Ka- ya sözlerini şöyle sürdürdü: "Görev li bu polis memurlanvla konuştu- ğumda bana KariatlTyı iki saat karakolda beklettiklerini ve kendisine gddiğinde serfoest bıraktıklannı sövlediler. Sarhoş muamelcsi yapmışlar." Kaya. "Otopsi raponında ölüm nedeni 'Künt kafa trav masına bağlı kafatası kınğı ile müterafık beyin trav ması" dheacıklanryor. Be- yin travması geçiren Karlatlı'\ ı hastaneye gö- türmeyerek görevlerini ihmal eden polisler hakkında Kadıköy Cumhuriyet Savcılığı'na - suç duyurusunda bulunacağım" dedi. Nusret Demiral, DGM'ye veda ederken MHP'ye göz kırptı 4 Politikadaki yerim ortanın sağmda9 ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yaş haddı nedeniyle görev süresi sona eren Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi Başsavcısı Nusret Demiral. politikadaki yerinin ortanın sağı olduğunu açıkladı. Bir gazetecinin sorusu üzerine "MHP, bir kirle partisidir ve ortanın sağındadır" diyerek MHP'ye göz kırpan Demiral, kendisine henüz hiçbir partiden adaylık önerisi gelmediğini açıkladı. Başsavcı Demiral. anayasanın açık hükmü gereğince görevinin sona erdiğini anımsatarak "Yanndan itibaren onursal bir cumhuriyet başsavcısıvım. Hizmetim süresince vasalann çizgisinden kesinlikle av nlmamaya dikkat errim" diye konuştu. Özellikle devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne yönelik suç işlevenlerin takibinde ödün vermediklerini ifade eden Demiral. sözlerini şöyle sürdürdü: "Vasalann gereğini yaptık. Gönül rahatlığıv la. v icdanımın huzur dolu ma/iye bakışıvla bugün görev i noktalıyoruz. Eğer politika çizgisi istenirse, Sayın İsmet İnönü ortanın solunda olduğunu söylemişti, benim politikadaki yerim de ortanın sağındadır." Demiral. bir gazetecinin sorusu üzerine **MHP. bir kitle partisidir ve ortanın sağındadır" dedi. Kendisine şu ana kadar hiçbir partiden milletvekilliği önerisi gelmediğini kaydeden Demiral. "Beni tabii ki bazı partilerden zivaret edenler oldu. Belki de çok hassas bir konumda olmam nedeniyle bövle bir teklif getirilmemiş olabilir"dedi. Demiral. şunları söyledi: "Ancak benim esas yerim ortanın solundan zivade ortanın sağıdır. Aııcak. benim için millervekilliği övle ahım şahım bir şev değil. Ben zaten belli bir yere gelmişim. Türkiye'de elbiriiği. gönül birliği ve ulusal birlik için kendimi adadım. Bundan sonraki çalışmaları bu hudutlar içinde sürdüreceğim. Bu, TBMM çatısı içinde olmayabilir." Demiral. daha sonra emeklilik yazısını içeren belgeyi imzaladı. Yakınlan Kaybolmuş Aileler Derneği'nden ikinci girişim 6 Kayıplar köyü' kıınıluyor KEREM ILGAZ "İnsan aslında umudunu yitirince ölüyor" diyor İsmet Özbilici. Yakınlan Kaybolmuş Aileler Der- neği (YAKAD) Başkanı Özbilici "umııt otobüsü" seferini başlattıktan sonra şimdi de "kayıplar köyü 1 " kuruyor. İsmet Özbilici, 1992 yılında zihinsel özürlü oğlu Hamit kaybolduktan son- ra bütün dünyasının başına yıkıldığını ve hayatının değiştiğini belirtiyor. Özbilici. uzun süre Türkiye'yi dola- şarak oğlunuaradıktan sonra, 1994 yı- lında Yakınlan Kaybolmuş Aileler Der- neği'ni (YAKADlkurmaya kararver- diğini söylüyor. işini bırakıp dükkâ- nındaki nıakvnelen satarak dernek ku- ran Özbilici. derneği kurduktan sonra Türkiye'de birçok kişinin aynı sorun- ları yaşadığını görmüş. YÂKLAD'ın kuruluşunda devlet de dahil olmak üzere kimseden yardım alamadığını belirten Özbilici. duyar- sız olduğunu öne sürdüğü insanlara "Başınıza geidikten sonra mı bize gele- ceksiniz" diye soruyor. Içişleri. tnsan Hakları, Adalet ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığf na da başvurduğunu belirten ve ilgi gör- mediğini söyleyen Özbilici. son umu- dunun önümüzdeki eünlerde Cumhur- YAKAD Başkanı İsmet Özbilici, medvanın kayıplara UgisizJiğinden vakınıvor. başkanı Sülevman Demirel'i ziyaretet- mek olduğunu ifade ediyor. Özbilici. kendisinin yaptığı araştırmaya göre yıl- da İstanbul'da 450, Türkiye'de 5 bin kişinin bir şekilde kaybolduğunu belir- tiyor. Bugüne kadar dernek olarak 83 ki- şiyi bulduklarını açıklayan Özbilici, amaçlannın Türkiye'de kayıplan sona erdirmek olduğunu vurguluyor. ismet Özbilici. bir süre önce istan- bul Büyükşehir Beledivesi'nin kendi- lerine verdiği ve üzerinde kayıp insan- lann fotoğraflannın bulunduğu "umut otobüsü" 1 yardımıyla 5 kişinin buluna- rak ailelerine teslim edildiğinı açıkJı- yor. Dernek olarak belediye- den bir otobüs daha istedik- lerini belirten Özbilici. bu oto- büsle Türkiye'yi dolaşarak kayıp aileleriyle dayanışma- ya girmeyi planladığını açık- İıyor. Öte yandan derneğin "•kayıplarköyü" kurmayı dü- şündüğünü de belirten Özbi- lici. bu konuda SEKA'dan des- tek aldıklannı vurguluyor. Öz- bilici. zekâ özürlülerin sokak- lardan toplanıp. ailelerine tes- lim edilinceye kadar bakıla- cağı köyün kurulması için ge- reken paranın okullardan top- lanacak gazete kâğıtlanndan sağlanacağını söylüyor. Medyanın kay ıp olay lan n- da kendisine başvurduğunu belirten Özbilici. "Onlar sa- deceev lerinden kaçarak gene- leve düşmüş kızlarla ilgileni- yoriar. Diğer kayiplann ha- ber değeri yok mu~ diye so- rııyor. Bu kadar ilgisizliğe karşın kayıp ailelerinin umutlannı hiçbir zaman yitirmediğini belirten Özbilici. son olarak gelecekte kayıplann olmadığı bir dünyada v aşama umudunu yıtirmeyeceğini vurguluyor. GLOBAL POLİTİKÜLTÜR ERGİN YILDIZOGLU 'Bırakımz Yapsınlar, Bırakınız Geçsinler' -Dünyayı Yaşanmaz Hale Getirsinler- Bir Financial Times yazarının yakındığı gibi "Çev- reyi konımaya ilişkin düzenlemeler, ticaret serbest- leştirmeye ilişkin düzenlemelerte çatışmaya başla- dı. "(26.10.1995). Dünya Ticaret Orgütü'nün (DTÖ) ana görevi "bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler" serbest ticaret ilkesini global olarak yaygınlaştır- mak, bunu engelleyen vergileri, destekleri ve kısrt- lamaları ortadan kaldırmak. Ancak yerküreyi gide- rek yaşanmaz kılan. çevre kiıienmesi ve ekosiste- min tahribatı da artık saklanamaz hale geldi. Suçlu arayan parmaklar giderek daha fazla sanayi ve ti- çaretin kâr dürtüsü ile yürütülmesine, yani kapita- list sistemin ta kalbine doğru yönelmeye başladı. DTÖ'nün de işi giderek zorlaşıyor. Kapitalist dünya pazarının, "bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler" ilkesiyle birlikte gelişmeye baş- ladığı tarihlerden bu yana olanlara kabaca bir ba- karsak; gezegenin, özellikle de azgelişmiş ülkelerin başına gelenlerin ve gelmekte olanlann sorumlula- rını bulmakta pek bir zorluk çekmeyiz: "Merkez ül- kelerin "sadece kendi işçilerinin değil, "çevre ülke- lerin" sırtından zenginleşirken çevrede yarattıklan tahribat, diğer bir deyişle eşitsiz ve birleşik gelişme süreci. Merkez ülkelerin önce gıda maddeleri, hammad- de, ticaret alanlan ve ucuz işgücü gereksinimleri, çev- re ülkelerde buna cevap vermek için çabalayan ye- rel egemen sınıfların işbirliği, bakınız ne gibi sonuç- lar yaratmış. Afrikalı ekolojist Clestous Jume özet- liyor: 1) III. Dünya'da ihracata yönelik tarımın hızlı ge- lişmesi, yerel üretime yönelik çiftçiyi en verimsiz topraklara sürüp yoksullaştırırken, verimli topraklar büyük şirketlerin elinde toplandı. 2) Gelişmiş ve azgelişmiş ülkeler arasındaki tica- ret hadlerinin kötüleşmesi, azgelişmiş ülkeleri a y i miktarda sanayi malı ithal edebilmek için daha çok tarım ürünü ve hammadde satmaya zorladılar. 3) Böylece madenler ve toprak daha yoğun işle- nir, daha çok kimyasal gübre kullanılır, insanlar da- ha çok ve uzun çalışmaya zorlanır hale geldi. 4) Ihracat tarımının yaygınlaşması, ormanların ke- silerek tarıma açılmasını hızlandırdı. 5) Kırsal yapıların bu şekilde dağılması iç göçleri hızlandırdı ve insanlann, yeterli altyapısı olmayan şe- hirlerde yığılmasına yol açtı. 6) Şehir nüfusunun bu şekilde büyümesi, bu nü- fusun beslenmesi için zaten verimsiz topraklara sü- rülmüş olan içe dönük tarım üzerinde baskıyı arttır- dı; daha fazla kimyasal gübre, yerel bitki örtüsü ile uyuşmasına dikkat edilmeden kullanılan yeni bitki türleri toprağı daha fazla aşındırdı, bitki örtüsünü ve ormanları tahrip etti. 7) Bu sırada şehirlerde kötü yaşam koşullarından ve yoksulluktan dolayı kolera, malarya, tüberküloz, dizanteri gibi hastalıklar hızla yaygınlaşmaya baş- ladı. Bunlara benzer gelişmeler daha önce merkez ül- kelerde yaşandığı ve toplumsal muhalefetin baskı- sı ile artık hükümetlerin tedbir almaya zorlandığı ko- şullarda; 1) Etrafı kırleten üretim teknolojilerinin kul- lanımının, tehlikeli kimyasal maddelerin üretiminin, çevre ülkeleretaşınmaya başladığını. 2) Merkez ül- kelerdeki sanayinin zehiüi artıklarının, ya yeniden dev- reye sokulması ya da toprağa gömülüp saklanma- sı için azgelişmiş ülkelere aktarılması ile azgelişmiş ülkelerde çevre kirlenmesinin büyük boyutlara ulaş- tığını ekleyebiliriz. Zamanla çevre kirlenme etkileri, örneğin ozon de- liğinin büyümesi ve yağmur ormanlannın yok olma- sı ile iklimin değişmeye başlaması, bir bölgedeki kir- li havanın asit yağmurları ile başka bölgelere taşın- ması, merkezde yaşayanların da çevrede ortaya çı- kan tahribattan etkilenmeye başladığını gösterdi. Çün- kü hepimiz aynı gezegende yaşıycruz. Bu yüzden, merkezden çevre ülkelere doğru bu sefer de orman- ları kesme, şu veya bu yöntemle üretim yapma gi- bi bir başka baskı gelmeye başlıyor. Tabii çevre ül- kelerin yöneticileri de dış borç ödeme zorunluluk- larının, şehirlerde bırikmiş ntrfusun iş bulma ve bes- lenme gereksinimin karşılanmadığı takdirde kendi başına gelecekleri düşünerek direniyor ve "Bunla- rı istiyorsanız bize tazminat verin" diyor. Merkez ül- kelerin hükümetleri ise kendi halkına yansıtacağı vergi yükünü düşünerek buna yanaşmıyorlar. Sonuç şöyle veya böyle. birtaraftan da kapitaliz- min gelişmesi gezegenimizi perişan etti ve sadece doğal çevreyi değil, insan yaşamını tehdit eden sı- nırlara dayandı. Şimdi ortaya çıkan sorunların hem günümüzün devletlerarası ılişkileri içinde, hem de bir veya bir grup ülke tarafından çözülemeyeceğini görüyoruz. Çoktan miadını doldurmuş bir toplum- sal ekonomik sistemde mi yaşıyoruz acaba? 52. hükümetin programı, 'seçim' hedeflerine dönükANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DYP ile CHP'nin kurduğu 52. hükümetin programında. anayasanın 114. ve 116. maddelerinin demokrası içinde en son başvurulacak çözümler olarak düşünüldüğü vurgulanarak *'Bu maddeleri işlermek zorunda kalmamak. parlamentomuzun başarısı olacaktır" denıldi. Öncelikli görev in "24 aralık'ta huzur içinde seçimlerin yapılmasını saglamak" olduğu v urgulanan programda. ülkeyı Avrupa ile gümrük bırliğine taşıma. yolsuzluklann üstüne karariılıkla gidilmesi, özelleştirmede temel ilkenin şeffaflık olması. tekelleşmenin önlenmesine özen gösterilmesi ve demokratikleşmeye ilişkin hedefler sıralandı. TBMVi'den güvenoyu alamayan DYP azınlık hükümetinin programı gibi 52. hükümetin programının kapağının da kırmızı olması dikkati çektı. Başbakan TansuÇiller'ın okuduğu programın başında, 51. hükümetin güvenoyu alamaması ile ülkenin kritik bir demokrasi sorunuyla karşılaştığı belirtilirken anayasanın 114. ve 116. maddelerini işletmek zorunda kalınmamasının önemi vurgulandı. DYP ve CHP'nin yeniden koahsyon hükümeti kurmasının. u demokratik uzlaşma anlayışının ürünü" olduğuna dikkat çekilen programda. "Hiçbirimiz 20 HÜkÜmet programindan: • Ülkeyi Avrupa ile gümrük birliğine taşıyacağız. • Yolsuzluk ve usulsüzlüklerin üzerine karariılıkla gidilecektir. • Doğu ve Güneydoğu Anadolu kucaklanarak yaralann hızla sanlması hedef alınacaktır. • Özelleştirmede temel ilke şeffaflık olacak, tekelleşmenin önlenmesine özen gösterilecektir. • Demokratikleşme çabalan sürecektir. evlülde bulunduğumuz noktada değiliz. Sadece DYP ve CHP değil. bütün parlamento 20 evlülde bulunduğu noktada değildir. Bir demokrasi sınavı verilmiştir. Halkımızın oy sandığında değerlendireceği önemli olaylar yaşanmışhr" denildı. Programda.-52. hükümetin "Anayasanın değişmez hükümlerinde yer alan cumhurivetin tüm nitelik ve temel unsurlanv la Atatürk ilkelerine dav anan demokratik, laik ve sosyal hukuk devletine büyük bir inançla sanlarak göreve başladığı" belirtılerek şu görüşlere ve vaatlere yer verildi: - Hükümetimiz, olağanüstü halin uvgulandığı illerde bir an önce normal yönetim biçimine geçilmesini sağlav'acak yasal değişikliklerin gerçekleşririlmesine. terör koşullanna rağmen bölgede demokratik hakların eksiksiz kullanılmasına ve diğer ekonomik ve kiiltürcl önlemlere vönelik çalışmalan hızlandiracaktır. - Öncelikli görev imız, 24 Aralık 1995 'te huzur içinde genel seçimlerin yapılmasını sağlamaktır. Bu hükümet. özü itibanyla. bir seçim hükümetidir. Ancak hükümetimizin bu temel özelliği. ülkemizin içinde bulunduğu hassas dengelere, içeride ve dışarıda mevcut hayati sorunlara karşı etkisiz kalınacağı anlamına kesinlikle alınmamalıdır. - Demokratikleşme çabalanmızı karariılıkla sürdüreceğİA Koalisyon protokolünün hazırlanışından günümüze henüz on günlük süre geçmiş olmasına rağmen, hatta koalisvon hükümetinin henüz resmen oluşmadığı bir ortamda. koalisvonıı oluşturan partilerin ortak destek ve öncülüğü altında. TMY'nin 8. maddesinin, düşünce özgürfüğünü ve hoşgörü anlav ışını genişletecek bir yaklaşımla değiştirilmiş olması demokratikleşme için kararlılığımızın güçlü bir kanıtıdır. - Demokratikleşme çerçevesinde. Sendıkalar Kanunu. Kamu Görevlileri Sendikalannın Kuruluş ve Faaliyetleri Hakkında Kanun, Dernekler Kanunu, Devlet Memurlan Kanunu, üniversite öğretim üyelerinin ve öğrencilerinin siyasete etkin katılımını sağlayacak yasalarda yapılacak değişikliklerle ilgili kanun. milletvekilliği ile bağdaşmayan görev lerle ilgili kanun. Kooperatifler Kanunu ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlanna ilişkin kanunlar da ele alınacaktır. - L Ikemizi Avrupa ile gümrük birliğine taşıvacağız. Bu fırsatı yakalayabilmek için hükümetimiz. üzerine düşen bütün v ükümlülükleri yerine gerirmeve hazırdır. Lyum vasalarının bir an önce yasalaşması için çaba gösterilecek. - Toplumsal banşı sağlamaya ve gelir dağılımındaki adaletsizliği ıyileştirmeye yönelik çabalanmızı sürdüreceğiz. 5 Nisan Kararlarf nın tavizsız bır şekilde uygulanması ile son dönemde ekonomik dengelerde ciddi düzeyde bir iyileşme sağlanmıştır. Böylece orta vadede sağlıklı ve sürdürebilir bir büyümenin gerçekleştirilebilme şansı dogmuştur. - 600 bin işçi talep ettikleri 237 trihon lirav ı makul düzeye çekerek bu uzlaşmanın gerçekleştirilmesine gecikmeli de olsa katkıda bulunan ilgili işçi konfederasyonu ve sendikalanna teşekkür etmek istiyorum. - 15 Kasım 1995 tarihinden geçerli olmak üzere tüm memurlann ve her kesimden emeklilerin maaşlarında önemli boyutlarda artış sağlayan düzenlemeler yapılmıştır. - Esnaf ve sanatkârlanmıza 1995 yılında 20 trilyon lira kredi kullandırmayı hedeflemişken bu hedef yılın ikinci \arısında aşılmış ve kredi pn>gram hedefi 25 trilyon liraya yükseltilmiştir. Bu tutann halen 23.8 trilyon liralık kısmı. ilgili banka şubelerine tahsis edilmiş bulunmaktadır. - Tanmsal venmliliği arttırabilmek amacıyla. yıl içinde gübre sübvansiyonu yüzde 30'dan yüzde 50'ye vükselmiştı. bu uygulama devam edecektir. - Doğu ve Güneydoğu illerinde hayvancıhğı geliştirme amacına yönelik. "onanm projesi" kapsamında yüzde 20 faizli 2 trilyon liralık kredi. öncelik dikkate alınarak Türkive genelinde son günlerde 20 trilyon liraya çıkarılmıştır. - Bu kısa dönemde. belediyelere ve il özel ıdarelerine çeşitli fonİardan kaynak sağlanacaktır. - Doğu ve Güneydoğu Anadolu kucaklanacak, varalartn hızla sanlması hedef alınacaktır. Boşaltümış köv lerden güvenlik yönünden uygun olanlanna yurttaşlann geri dönüşü sağlanacak. köylerinde veniden vaşamlarını sürdürebilmeleri için gerekli destek sağlanacaktır. - Yolsuzluk ve usulsüzlüklerin üzerine karariılıkla gidilecektir. TBMM denetim mekanizmalannın etkin biçimde çalıştınlması hedef alınacaktır. - Özelleştirme uvgulamalannda, devletin ve toplumun ortak vararlarının gözetilmesine. tekelleşmenin önlenmesine özen gösterilecektir. Özelleşrirme uvgulamalannda temel ilke, şefiaflık olacaktır. - Altyapı yatınmlan devam edecektir. - Dinar'da yaralann hızla sanlması için özel bir kanun çıkarmak yerine, bundan sonraki bu tiir afetlerde hükümetlere daha geniş vetkiler veren ve çok süratle hareket edilmesi imkânı sağlayabilecek bir yasayı gerçekleştirmek kararlıhğınday ız.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear