Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
26EKİM 1995 PERSEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Prof. Günday, DYP azınlık hükümetinin grev erteleme ve özelleştirme yetkisinin olmadığını söyledi POLÎTTKA GÜlVLÜĞtj
Özfiiplük'
davası
• İstanbul Haber Servisi -
"Dihünce Suçuna Karşı
Girism" tarafından
düşüıce suçlannın
kaldnlması ıçın
hazııfanan ve 1080 aydın
taraf ndan yayımlanan
"Düsünceye Ozgürlük'
kitabnın vayıncılan
hakLnda açılan davaya
bugün Istanbul DGM'de
devaTi ediliyor. Kitabın
-yayır.cılanndan ilk 99 kişi
hakırda açılan davanın
bugünyapılacak
.duru^masında sorgulann
tamamlanmasına
çalışılacak. Davanın ilk
•durujmasında Terörle
• Mücadele Yasasının 8.
.maddesi ıle Türk Ceza
"Yasası'nın 312.
maddesinin "anayasaya
:aykın" olduğu ileri
sürülmüştü.
Bombalı saldırı
• DİYARBAKIR
.(Cumhuriyet) - Yeni Sayfa
veyerel Diyarbakır Söz
.gazetelerinin sahibi
Mehmet Ali Altundağ'a
ait ınşaat şirketinin çay
ocağma bırakılan iki
bomba, uzmanlar
tarafından etkisiz hale
getirildı. Dün saat 11.30
sıralannda Azız
Mahmutoğlu Sokak'taki
Altındağ Apartmanrnın
•girişinde bulunan
Altındağ İnşaat
Firmasrnın çay ocagında
şüpheli ıki kutu kola
bulundu. Gü\enlik
güçlenne haber verilmesi
üzerine olay yerine gelen
bomba imha uzmanlan,
kola kutulan ıçensinde
zaman ayarlı ıkı bomba
bulunduğunu belirledıler.
Söz konusu bombalar,
daha sonra etkisiz hale
getirildı. Olaydan sonra
biraçıklamayapan
Mehmet Alı Altundag, bu
türolayların kendılerini
memleketten kaçırma
yerine aksine daha fazla
yatınm yapmaya
zorladığını belırtti.
18PKKIİ
oMuruldu
• Haber Merkezi -
Diyarbakır Bitlis, Tunceli
ve Batman'da güvenlik
kuvvetlerince sürdürülen
operasyonlarda. biri
PKK'nin iist düzey
sorumlusu. 18 kişinin
öldürüldüğü bıldirildı.
Olaganüstü Hal Bölge
Valilıği'nden yapılan
açıklamaya göre
Diyarbakır'ın Lice ılçesi
Dolunay Köyü ıle Dicle
ilçesi Kelekçı Köyu
yakınında 8. Bitlis'in
Bayramalan Köyü
civannda bın örgütûn iist
düzey sorumlusu 5.
Tunceli'nin Nazimiye
ilçesi Sap Köyü kırsalında
3 ve Batman'ın kozluk
ilçesi Ortaca Köyü
yakınında da 2 terörist
öldürüldü. Irak Kürdistan
Demokratik Partisi'nin
(IKDP) Sesı Radyosu da
peşmergelerin 21 teröristı
öldürdügünü. 6 teröristin
de esir alındığını duyurdu.
CHP'ye katılım
• EDİRNE
(Cumhuriyet) - Havsa
ilçesinden aeçen dönem
DSP BeledTye Başkanı
adayı olan Mehmet
Karakut ile DSP Havsa
•yönetim kurulu üyesi ve
:
Çukurköy Muhtan
'Mehmet Kurşun, törenle
"CHP'ye katıldı.
' Katılımcılar yaptıklan
açıklamada CHP'ye
geçmelerine gerekçe
"olarak sosyal
.demokratlann bir çatı
• altında toplanmasından
.yanaolmalannı ve
CHP'nin Deniz Baykal'm
• genel başkanlığa
seçilmesinden sonra daha
rutarli bir politika
izlemesini gösterdiler.
ÜHui Ocakları
hedef aMı
• İZMİR (Cumhuriyet
Bürosu)-CHPİzmirİl
Başkanı Osman Özgüven,
Ülkü Ocaklan Hatay
Şubesi Başkanı Kenan
'Aksoy hakkında fzmir
Cumhuriyet
Başsavcılığı'na suç
duyurusunda bulundu.
Özgüven, Aksoy'un
yaptığı basın
açıklamasında kendisini
hedef göstererek hakaret
ettığinı, aynca "Ya Sev ya
Terk Et" afişi astırarak
bölücülük yaptıgını
söyledi. Dün Avukatı Erol
Özcan ile birlikte
savcılığa gelerek suç
duyurusu dılekçesini
veren Özgüven, ayrıca
tazminat davası açacağını
da >övledi.
Hiikütnet kararları geçersizBÜLENT SARIOGLL
ANKARA-Güv enoyu almayan hüküme-
tin. grev ler ve özelleştirme başta olmak üze-
re bir sonraki kabineyibağlayıcıkararlaral-
masının yasal dayanağı olmadıgı belirtildi.
Idare hukuku uzmanı Prof. Dr. Metin Gün-
day-, anayasa uyannca göreve de\am etme
olanağı bulunmayan hükümetin. sadece gün-
lük basit işleri yapabıleceğine dikkat çeke-
rek "Bakanlar Kurıılu'nun aldığı kararlar-
da hakJan ihlal edilenler varsa, dava açabi-
lirier. Türkiye'de ilk kez böyle bir şey oldu-
ğu için Damştay içtihadı yok" dedı.
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tara-
fından atandıktan sonra TBMM'den güve-
noyu alamayarak düşen hükümet. görev sü-
resi yeni hükümet kurulana kadar sınırlan-
masına karşın. bir sonrakı Bakanlar Kuru-
lu'nubağlayıcı kararlaraldı. DYPazınlık hü-
kümetinin, güvenoyu alamadığı oylamanın
hemen ertesınde özellikle kamuya ait tesis-
lenn satılmasına ılişkın kararlan peşpeşe al-
ması dikkat çekti. Başbakan Tansu Çiller.
Devlet Bakanları Esat Kıratboğiu, Aykon
Doğan. Maliye Bakanı İsmet Attila ile Sa-
nayi ve Tıcaret Bakanı Baki Ataçtan oluşan
• İdare hukuku uzmanı Prof.Dr. Metin Günday, "anayasa uyannca
göreve devam edemeyecek güvenoyu alamamış bir hükümetin,
sadece günlük işleri yapabileceğini, bir sonraki kabineyi bağlayıcı
kararlar almasının yasal dayanağı olmadığını" açıkladı.
Özelleştirme Yüksek Kurulu, TBMM tara-
findan düşürüldükten sonra 6 gün içinde.
Turban Turizm AŞ'ye ait Istınye'de bulunan
6 arsanm Istanbul Menkul Kıymetler Bor-
sasf na devredilmesıne. Turban Çeşme Ote-
li ve Aneksi ıle lojmanlarının, Sümer Hol-
ding'e ait 88 mağazanın, Türkiye Gemi Sa-
nayiı AŞ'ye ait tersanelervemotorfabrika-
sınm, Türkiye Elektronık Sanayi ve Ticaret
AŞ Aydın tesislennin satışının onaylanma-
sı ile Petroj Ofisı AŞ'ye ait tanker ve gemı-
ler ile ORÜS'e ait 23 ışletmenin satışa çı-
kanlmasına karar verdi.
Güvenoyu alamadıktan sonra şeker, li-
man, demiryolu, metal ve kâgıt işkolların-
dakı grevleri "erteleme" adı altında iptal
eden hükümet, erken seçım beklentisine gi-
rilen süreçte hayvancılık sektörü için 18 tril-
yon liralık kredı verilmesi kararı aldı. Ba-
kanlar Kurulu aynca. gübrede uygulanan
destekleme oranının yüzde 30'dan yüzde
>ını
50'ye yükseltilmesi ve tohum destekleme
alımlarının yüzde 100 oranmda arttınlma-
sına ılişkin kararlara imza attı. DYP azınlık
hükümetinin tasarruflan arasında, memur
ve muhtar maaşlanna zam yapılması da yer
aldı.
Hukuka aykın
Cumhuriyet"ın konuya ılişkin sorulannı
yanıtlayan Ankara Üniversıtesi Hukuk Fa-
kültesı ıdare hukuku öğretim görev lisi Prof.
Dr. Metin Günday. şudeğerlendırmeyi yap-
tı: "Güvenoyu almamak demek, Meclis'in,
hükümete göreve devam etme demesi anla-
mınagelir.Güvenovu,cumhurbaşkanı tara-
fından atanmakla oluşrurulan bir hüküme-
tin göreve devam ermesinin koşuludur. Do-
lavısıvla. güvenoyu alnıavan bir hükümetin
göreve devam etmemesini TBMM istiyor de-
ınekfir. Yeni hükümetin kurulması laam bu
arada. İ'lkenin de hükümetsiz kalmaması
lazım. Birilerinin > önermesi lazım. Bu Fran-
sa'da çoktartışılmış. çözüm şövle bulunmuş;
güvenoyu almamış veya parlamentoda dü-
şürülen bir hükümet ancak günlük işleri ya-
pabilir. Ama önemli olan işjeri yapamaz.
Önemli işlerden kasıt nedir? Olçütii şu olma-
bdır; eski hükümet, yeni kurulacakolan hü-
kümeti baglavıcı türden işjevler yapamaz.
^eni kurulacak hükümetin icraatını engelle-
yecek işler vapamaz. Önemli atama işlemle-
ri yapamaz. Türkive'de hiç rastlanılmamış
bir olay. Anayasa hukuku açısından bir hü-
kümetin görev ine devam edebilmesi için gü-
venoyu alması gerekir. Goreve devam edeme-
yen bir hükümet işlev vapamaz, karar ala-
maz. Hele hele bir sonra kurulacak hüküme-
ti bağlay ıcı. engelley ici nitelikte karar hiç ala-
maz. Danıştay içtihatiannda şimdiye kadar
böyle bir şey yok. Şimdiye kadar böyle bir
şeyyaşanmamış."
Günday, hükümetin grev erteleme ve özel-
leştirme kararlarının da hukuka aykın oldu-
ğunu belırterek "Bunlar günlük işler degil-
dir. Bir sonraki hükümeri bagiar. Vapılan bu
işlem ile haklan ihlal edilmişolanlar, Bakan-
lar Kurulu kararlannın iplali için Danış-
tav 'da dava açabilirier" dedı.
Barajlı seçim sistemi
Küçiik partiler
seçim ittifakına
zorlanıyor
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-CHPve DYP'nin
üzerinde anlaşmaya vardı-
ğı barajlı seçim sistemi. sağ-
daki partileri seçim işbirli-
ği arayışına soktu.
Bu doğrultuda ittifak ya-
pılmasının. solun, sağdaki
aşın bölünmeden \ ararlan-
masını önleyeceğine dikkat
çekildı. MHP. BBP. YDH,
YP. DP. MP. sag seçmenin
oylan ile birinci parti ol-
mak için birbinyle yanşa-
cak olan ANAP. DYP ve RP
arasında mekik dokuyarak,
pazarlık şanslannı yükselt-
me çabasına girdıler. BBP.
YDH ve DP'nin. ANAPça-
tısı altında seçime girme-
leri gündeme geldı. YDH
lideri Cem Boyner, dün
ANAP Genel Başkanı Me-
sut Yılmaz'ı ziyaret etti.
BBP liden Muhsin YazKi-
oğlu'nun RP ile de dırsek te-
ma_sında olduğu bildırildi.
RP ile MHP'nin, 1991 ge-
nel seçimlerinde yaptıklan
işbirlığinı yineleyerek "kut-
sal ıttifak") canlandırma he-
sabı içıne girdikleri savı.
kulıslerde dile getirilmesi-
ne karşın. resmen doğru-
lanmadı.
İttifak arayişlan ~
Seçım Yasası önensinde,
özellikle küçük seçim çev-
relerinde yüzde 25-yüzde
20. Türkiye genelinde de
yüzde 10 düzeyinde baraj
öngörülmesi. sagdaki kü-
çük partilen. büyük sağ par-
tilerle seçim ıttıfaklan kur-
maya zorlayacak. Böylece,
CHP'nin nispi temsil yeri-
ne. barajlı seçim sistemini
kabul ederek solun karşı-
sında dağılmış sagı birleş-
tirmeye neden olacağı ileri
sürüldü. Uzmanlar, nispi
temsil sistemi ile seçime gi-
dilse, küçük sag partilerin it-
tifak yerine. kendi güçleri-
ni ölçmek isteyecekleri, do-
layısıyla sagm daha çok bö-
lünmesinden, sol partilerin
yararlanabileceklerini dile
gerırdiler.
Seçimlerde birinci parti
olma hesabı yapan DYP,
ANAP ve RP oylannı ar-
ttırmak, küçük partiler de
seçim barajı engelini aşmak
için ittifak arayışlanna gir-
di. ANAP'ın, DYP azınlık
hükümetine karşı yakın te-
masa girdigi BBP ile se-
çimlerde işbırligi yapmak
konusunda da ilke anlaşma-
sına vardıgı savlandı. BBP
Genel Başkanı Muhsin Ya-
zıcıoğlu, dün parlamento-
da düzenledigi basın top-
lantısında. şu anda ittifak
arayışındaolmadıklannı bil-
dirdi. Ancak yasa çıktıktan
sonra bakacaklannı kaydet-
ti. DYP ile ittifak arayışı
içinde olduğu savlanan
MHP ıle ANAP'ın da bir
seçim birlikteligine gidebi-
lecegı kulislerde dile geti-
rildi. ANAP'ın işbirligi yap-
maya sıcak baktıgı
MHP'nin. sağdaki tüm par-
tilere yeşil ışık yakması dik-
kat çekti. DYP'den ihraç
edildıkten sonra, sagda bır-
lik tnisyonunu üstlenmeye
çalışan TBMM eskı Başka-
nı Hüsamettin Cındoruk'un.
DP lideri Avdın Menderes'le
görüşmelenni sürdürdüğü-
ne dikkat çekıldi.
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
RP lideri Erbakan'dan Seçim Yasası'na eleştiri
6
Çîller lıarakiri yaptı'ANK.ARA (Cumhuriyet Bürosu)-
RP Genel Başkanı Necmettin Erba-
kan. Başbakan Tansu Çillerin, ıkti-
darda kalabilmek için CHP'nin iste-
digi gıbi bir Seçim Yasası hazırladı-
gını öne sürerek "Bu kanıın, DYP
için bir harakiridir" dedi. Erbakan.
medyayla aralarındabirsorunbulun-
madığını belirterek "Lehimizedealey-
hûnize de yazsalar biz medy adan me-
munnuz. Aley himizeyazılanlan halk
doğnı tercüme edivor, bizj anlıvor" de-
di.
RP lideri, partısınin dünkü grup
toplantısında yaptıgı konuşmada. da-
ha önce seçimin zamanında yapıla-
Erbakan, TBMM Başkanlığı'na seçilen Sez«ini /ivaret ederek kutladı.
cağını söyleyen Başbakan Çıller'ın.
1996 Martı'na kadar 800 tnlyon lira
ödenmesi gerektiği için hemen se-
çim yapılmasını istediginı kaydetti.
Türkiye'deki tüm koşullann kötülü-
güne karşın. "taklitçi partilerin" se-
çimden umutlu olduğunu savunan
Erbakan. "Ortadabırakhkianenka-
a görmüvorlar. Halkın öniine hangi
vü/le çıkacaklar? Milleti aldatacak-
lannı mı sanıyoriar?" dedi.
RP'nin seçimlerde yüzde 40-50 ora-
nında oy alacagını öne süren Erbakan.
ANAP'ın yüzde 20. DYP'nin yüzde
I2'de kalacağını. CHP ve DSP'nın de
yüzde lObarajını bile asamayacakla-
nnı savundu.
Başbakan'ın, iktidarda kalabilmek
için önce tstanbul Emniyet Müdürü
Necdet Menzir'i görevden aldıgını,
şımdi de CHP'nin istedigi gibi bir Se-
çim Yasası hazırladıgını da ileri süren
RP lideri. "Bu kamın. önce DYP için
bir harakiridir. Yüzde 10"u bile geçe-
meyebilecek bir parti için kendini teh-
Kkeye atıvor. Büyük bir akıLsı/Jık ve
şaşkınlık içindeler" dedi.
Topçu: DYP
dışardan
yönetiliyor
AMCARA (Cumhuriyet
Bürosu)-DYPden ıstıfa
eden Yaşar Topçu. eski
partısınin "birilerinin
mülkü gibi" dışandan
yönetildiginı belırtti.
Topçu'yu istifasından
vazgeçirmek amacıyla
aralannda DYP Sinop il
yöneticilerinin de
bulunduğu bir grup partili.
dün TBMM'yi ziyaret etti.
Meclis ziyaretçı salonunda
Topçu ile bir araya gelen
partililer, istifasıııı gen
alması isteminde
bulundular. Topçu. salonda
masanın üzerine çıkarak
yaptığı konuşmada şunlan
söyledi:
-Benim mUlervekilliğim, bir
şahsın iki dudağı arasında
değiklir. Allah nasip ederse
mUletvekilliğini kendi
gücümle ekle ederim. Bu
parti, partiden vönetilmiyor,
dışandan vönetiliyor.
HİKMET ÇETİNKAYA
Cezaevi Mektupları...
Cezaevlerinden gönderilen mektuplar bir hayli bi-
rikti...
Bize gönderilen mektupların çoğunluğunu DHKP-
C davasından yargılanan gençlerinki oluşturuyor.
Unutmayalım. yaşları 17-18 arasında değişen bu tu-
tuklu ve hükümlüler bizim gençlerimiz...
Ağa Yıldınm (Sağmalcılar Cezaevi C-15), "Mek-
tubumda cezaevlehnin kronikleşmiş sorunlarına de-
ğinmek istemiyorum" dedikten sonra şöyle sesleni-
yor:
"Sizin de bildiğiniz gibi, cezaevleri ne güllük gülis-
tanlıkyerlerne de medyantn çarpıttığı gibi 'çiftlik' ve
'otel'. Yıllardan beri devlet, Osmanlı'dan aldığı ge-
leneksel zindancılık politikasını sürdürüyor..."
Ağa Yıldırım'm mektubunu okuyunca birden yıllar
öncesinegittım...
Bir gece yansı Mustafa Balbay ile birlikte Aydın'a
gidişimizi, 'Kanlı Sürgün'ü ızleyişimi anımsadım.
1989 yazıydı. Aydın Devlet Hastanesi önündejan-
darma barikatı vardı. Açlık grevi nedeniyle 20'ye ya-
kın tırtuklu ve hükümlü hastaneye kaldırılmıştı. Saba-
hın ilk ışıklan Aydın Ovası'nı aydınlatırken biz hâlâ has-
tane kapısındaydık.
Eskişehir E Tipi Cezaevfnden Aydın'a getirilmişti
bir bölüm siyasi tutuklu ve hükümlü. O yıllar cezaev-
lerinde tek tip elbise' uygulamasıyla başlayan olay-
lar, kamuoyunun da desteğini alarak ülkenin günde-
mine iyice yerieşmişti. Eskişehir E tipinde başlayan
olaylar, oradaki tutuklu ve hükümlülerin Aydın E Tipi
Cezaevi'ne getirilmesine neden olmuştu.
Aradan altı yılı aşkın bir süre geçmiş...
Biriken cezaevi mektuplarını okuyunca birden 1989
yılına döndüm. ölümü, işkenceyi, yargısız infazlan, fa-
ili meçhullerı düşündüm...
Aydın Adliyesı önüne biriken acılı insanlan, 'Kanlı
Sürgün' sırasında ölen genclerin annelerini, babala-
nnı, kardeşlerinı, yakınlannı anımsadım...
• • •
Bir ay önce Buca Cezaevı'nde yaşanan olaylar 'de-
mokratikleşme', 'Avrupa Birliği', 'insan haklan' gi-
bi sözcükleri ağızlanndan düşürmeyenler için neden
bir anlam taşımıyor?
Buca Cezaevi'nde iki ınsanımız öldü...
Giderek duyarsız birtoplum oluyoruz. Güneydoğu'da
ölen -ister asker ister polis, ister sivil, ister PKK'li ol-
sun- ınsanlara içimiz sızlamıyor; kan gölüne dönüşen
bu topraklarda barışı, kardeşliğı ve birliktelığı neden-
se unutuveriyoruz...
Biz bu ülke coğrafyasında yaşadık yüzyıllardır. Biz-
lerin gideceği bir başka ülke yok; otel, işhanı dike-
cek, ABD yurttaşlığını kapacak şansı da yok.
Bizler ülkemizi seviyor, çocuklarımızın aydınlık bir
geleceği soluklamaları için çaba harcıyoruz...
Işte cezaevindeki çocuklar, suçlan ne olursa olsun,
bizim aydınlık gelecegimız ve umudumuzdurlar...
Bize mektup gönderen Ağa Yıldınm, Abdullah La-
çin, Ismail Şen ve diğerleri, cezaevlerindeki çağdı-
şı uygulamalardan yakınmaktadırlar...
Işkence, baskı, yıldırma...
işte bu üçgen içinde cezaevindeki tutuklu ve hü-
kümlüler.
Ümraniye Cezaevı'nde kalan tutuklu ve hükümlü-
lerin televizyon izlemelerı, gazete okumalan hatta
avukatlanyla görüşmeleri bile yasaklanıyor...
O zaman ne oluyor?
Tutuklu ve hükümlüler seslerini duyurmak ve ka-
muoyu oluşturmak için açlık grevine gidıyorlar...
Cezaevinden çıkan çok genç tanıdım yıllar önce.
Kimi böbrek. kimi kalp hastası olmuş, kimi de ölüm-
cül hastalıklara yenik düşmüştü.
Inkılap Dal'ı tanır mıydınız?
Akhisarlı bir emekli öğretmenin oğluydu. Aydın Ce-
zaevi'nde 'kan kanseri' hastalığına tutulmuştu. Ce-
zaevi'nden çıktı, pasaport alıp yurtdışına gidemedi.
Pasaportunu aylar sonra alıp gittiğinde ıse iş işten geç-
mişti. Elinde küçük saksılar vardı ilk karşılaştığımız gün.
O küçük saksılarda ise 'mor menekşeler' açmıştı...
Inkılap Dal, mor menekşeleri satıp ilaç parasını sag-
lamaya çalışıyordu...
Ben dün sabah Inkılap'ı düşündüm...
Gözlerımden bir yağmur bulutu geçti hızla...
içim boşandı...
• • •
Cezaevi mektuplannı okuyorum bir bir...
Acıyı, özlemi, haykınşı, baskıyı, zulmü, işkenceyi,
failı meçhulü yaşayan bir toplum olduk giderek...
Aşkı ve sevdayı unutup karanlıklara gömüldük. Gü-
zel şeyleri, insanca yaşamayı bir kenara ittik...
Inkılap Dal ve diğer ölülerimiz geçiyor önümden tek
tek...
Bir şıir düşüyor Nevzat Çelik'te, 'Şafak Türküsü'
oluyor yanı başınızda...
beni burada arama anne I kapıda adımı sorma I
saçlanna yıldız duşmüş i koparma anne I ağlama
kaç zamandır yüzüm traşlı I gözlerim şafak bekle-
dim I uzarken ellerım I kulağım kirişte I ölümü özle-
dim anne I yaşamak ısterken delice
Hiç ölümü özlemeyelim. Özgürlüğün, banşın, kar-
deşliğin tadını çıkaralım biraz da.
Zamansız saatlere inat, sevgiyi kucaklayalım doya
doya...
N O T L A R / ORAL ÇALIŞLAR
_*_ ki basın tekelı birbirinin gözlerini
| oyarcasına neden çarpışıyor? Basında
I rekabet aslında her dönemde
I olmuştur. Şu andakı kavga. rekabetin
JL. çok ötesınde bir siyasi kavgaya, yok
etmeye, parçalama histerisine dönüşüyor.
ICımse bunun nedenleri üzerine ciddi ciddi
düşünmüyor. Bir küfurdür, bağınş çağnştır
gidiyor.
Ikı basın tekelinin ne gibi çıkarlar elde
ertiğıni ve ne gibi avantalar ele geçırdıgıni
öğrenmek ıstıyorsanız rakip gazeteyı
okumanız yeterlı. Sabah'ın patronu Dinç
Bilgin'in neler yaptıgını aynntılı şekilde
Hürnyet-Mılliyeften okuyabilırsiniz. Aydın
Doğan"ın elde ettığı çıkarlan öğrenmek
istiyorsanız Sabah'a bakınız.
tki basın tekelinin de sicilinin pek parlak
olduğu iddia edilemez. Birbirleri hakkında
anlattıklannın çok az bir kısmı doğru olsa
bile. manzara ıçler acısı. Vergi kaçırmalar.
olağanüstü büyüyen servetler. iktıdarlarla
kurulan çıkar ilışkileri. bu mesleği
zedeleyen ne varsa bu yayın organlannın
yönetıcilen tarafından yapılıyormuş..
Türkiye'de. basının hiçbir dönemde karnesi
iyı değildır. Şovenizm. demokrasi
düşmanlığı, askeri darbelere şakşakçılık
yapmak. iktıdarlarla çıkar ilişkilerine
girmek. basının eskiden kalma kara bir
geçmışidir. Yakın tarihın arşivleri bile
kanştırılsa mesleki açıdan utanç duyulacak
yüzlerce örneğe rastlanır.
Ama bu kez. kavganın boyutlan da dövüşen
İki basın tekeli neden dövüşüyor?taraflann güçleri de eskisinden epeyce
farklı. Son yıllarda büyüyen promosyon
kampanyaları. basın tekellerini aynı
zamanda ülkenin en büyük pazarlama
şirketleri haline getirdı. 6 ayda 500 bın
buzdolabı, 500 bin televizyon. 500 bin
bulaşık makınesı bu gazeteler tarafından
promosyon olarak dağıtılmaya başlandı. Bu
rakamlann, Türkiye pa^annın bir yıllık
potansiyeli ıçindeki agırlığını araştırmak
gerekir. Nitekim tencere. tabak. çanak
pazarlamacıları bu kampanyalar nedeniyle
önemli bir alıcı kıtlesini kaybettıklerini
anlatıyorlar. Önümüzdeki günlerde beyaz
eşya pazarlamacılan da aynı dertten
yakınmaya başlayacaklar.
Siyasi tercihler
Ekonomik potansiyelleri olağanüstü
büyüyen basın tekellerı. siyasi güçlerinın
ötesinde önemli birer ekonomik güç haline
de geldiler. Bu kadar büyüme. onları, ülke
iktidarında rol oynayacak. hükümet
pazarlıklan içinde etkıli olabilecek bir
konuma getirdi. Zaten bu büyümelerine
paralel olarak kendılerini siyasi partiler
içinde tercihler yapmaya, hükümetin
yönelimini de belırlemeye aday görmeye
başladılar.
Türkıye'nın güneydoğusunda savaş var ve
Türkiye, gümrük birliğinin kapısında.
Dünyada büyük bir altüst oluş yaşanıyor.
Bu değişim, halk içinde bunahmlar
yarartığı ve milliyetçilıği körüklediği gibi.
burjuvazinin çeşitlı kesimlerı içinde de
farklılaşmaya neden oluyor.
Büyük burjuvazinin en irileri arasında son
dönemde Kürt sorununa demokratik çözüm
arayan seslerin çıkması. çeşitlı alanlarda
liberal görüşlerin dile getirilmesı işte bu
farklılaşmanın bir işareti. Büyük
burjuzavinin bir kesimi devletin ekonomiye
müdahale etmesinden hoşnut değil, devletin
küçültülmesini \e yasal yapının
lıberalleşmesıni ıstıyor. Devletin
merkezmı elinde bulunduran muhafazakâr
yapı ıse bu taleplere direniyor, burjuvazinin
çeşitlı kesimleri arasında bu çelışmeye
bağlı olarak alttan alta büyüyen bir kavga
cereyan ediyor.
Bu çıkar çatışması siyasi arenaya da
yansıyor. Büyük burjuvazinin liberal
görüşlerinin en.saf temsilcisı. Cem
Boyner'm YDH si. Devletçi ve
bürokratık eğilimın ise son dönemlerde en
öne çıkan temsilcisı Mesut Yılmaz'ın
ANAP'ı. Buraya Ece\it'ı, Türkeş'i de ilave
etmek mümkün. Tansu Çiller, iki ipte
oynayan bir cambaz durumunda: bir ayağı
Türkiye'deki statükoya basıyor, öbür ayağı
Avrupa'ya. DYP, Türkiye muhafazakârlığın
köklü partilerinden birisi. Taşra
tüccarlarının bütün tutucu eğılimleri bu
partiye büyük ölçüde yansır. O nedenle,
anti-demokratik bir potansiyel bu partiye
hâkınıdır. Tansu Çiller, bu eğilimle
uzlaşarak Güneydoğu'da savaşı yürüten
komutanlarla arayı sıcak tutarak statükonun
devamını sağlıyor.
Ancak Çiller'in öteki ayağı Avrupa'dadır ve
Avrupa'nın destegını sağlamak için
demokratik reformlara ihtiyaç vardır. Çiller.
onları da memnun edecek açıklamalar
yapmaktan gen dunnaz.
Batı'ya değişim mesajı
Hiçbir şey yapmasa da veya dayandığı
siyasi güçlerin niteliği nedeniyle yapamasa
da Batı'ya değişim mesajı vermesi
gerektığini bilir ve ona göre davranmasını
da becerir.
Tansu Çiller, bir oyun oynamaktadır. Bu
oyun son derece tehlikelı ve cambazca
sürdürülmek zorundadır. Hem iç statükoyu
memnun etmek hem de Avrupa'yı tavlamak
sürekli becerilebilecek bir ış değildir.
Çünkü bu ülkenin Güneydoğusu'nda her
gün ınsan ölüyor \e bu savaşa inanılmaz
paralar akıyor. Bu savaş, bazı kesimlere
siyasi ve ekonomik güç kazandınrken
ülkenin dengelerıni bozuyor, gerilimi
arttınyor.
Sıyasetçiler gergin. işadaınları endişeli,
halk bunalımda. cinayetler sürüyor. gümrük
birlığı kapıda. aydınlar cezaevinde ve iki
basın tekelı birbirinin gözünü oyuyor.
Türkiye bir arayış içinde. ama yolunu
bulamıyor. siyasetçiler şaşkın ve ülkeyi
yönetemiyorlar. Çünkü oturdukları statüko
ile Türkiye'nın gelışım ihtiyaçları arasında
gıdip geliyorlar. Işte basindaki kavganın
altında da bu yatıyor.
Statüko mu. demokratlaşmak mı?
Baskıcı çözüm mü, özgürlük ve banş mı?
Bu noktada net tercihlere ihtiyaç var.
Kargaşa ancak böyle bir ayrışma ile yerine
oturacak. Belırginleşmesi gereken bu
tercihlerdır. Zorlanma bu noktadan
kaynaklanıyor.
Belirsizlik çürümeye ve yozlaşmaya yol
açıyor. Patronlanna büyük bir sadakatla
bağlılık bildircn köşe yazılannı okumak. bu
mesleğın mensubu olan bizleri büyük bir
acı ıçine sokuyor. Me;>lektaşlanmızdan
Türkiye'nin temel meselelerinde
demokratik bir tutarlılık bekliyoruz. Bu
mesleği zedelemeyecek bağımsız birtutum
bekliyoruz. Patron kavgalarının basit birer
aleti haline gelmesınler. Önce kendimizi
temızleyelım ki temiz toplum istemeye
vüzümüz olsun.