25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
26 EKIM 1995 PERŞEMBE • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 19 G Ü N D E M MUSTAFA BALBAYBu Ne Siirat... H Baştarafı 2. Sayfada '"esanüsi" çıkarılmamışken. dış ülkilerde yaşayan \atan- daşlan nasıl o\ atacakları konusıaçıklıg a ka\ uşmadan. "hodn me>dan" haa? Bu re siirat1 Ülkenin her tarafim "Içinizdeki trafik canavsrını durdurun" afiş- leri asarak felakete çanak tu- tan "sürat" merakını yenme- \e çalı-anlar. çok cıddı bir ış olan -seçim" konusunda "tam ptz" gıdıyorlar... Bu udar acelenin geregı. egermevdanokuyupdayada "er modanından dönmem" gıbısın^n ucuzbırkabadavı- Iıktan. caha da kötüsü. doğru dürüst rabız yoklamadan has- iaya en eksıyon yapmak ace- mıligınden kaynaklanıyorsa \a\ buhalkınba^ınagelecek- lere. Bu kadar basiretsızlık sonucu. seçımın saygınlığı çok zedelenır \e de sandıklar bırer "pandora kutusu"na dönüşürse buna hiç şaşma- mak gerekir. • Melekler. Tanrı'ya "tngi- lizlerin başı belada. Fran- sızların da..." demışler. Tan- rı da. "Onlar bunu halleder- ler. siz işinize bakın" demış. "Türklerin de başı bela- da" deyınce melekler; Tann. "Bu başka... Şimdi gidip bu işe bakmam gerekecek" ya- nıtını \ermış. Beklıyoruz... YAVTZ GOR / Emekli Elçi Basın kavgasında ateskes kararı İstanbul Haber Servisi - Dogan grubunun yayımla- dığı gazeteler ile Sabah ga- zetesinın "ateşkes*' kararı aldığı öğrenildi. Iki grubun bır süredir birbirleri aleyhin- de yaptıklan vayınlann "ba- suıın sa>gmlığınr zedeleyen boyuta ulaşması nedeniyle bazı kurum \e kuruluşlar devTeyegirdı. Basın Konseyi Yüksek Kurulu üyeleri öncekı gün aldıklan karar doğrultusun- da. ılgilı basın organlannın sahiplenyle görüştüler. Ok- ta>r Ekşinin başkanlığında. aralannda Turgut Kazan \ e Orhan Birgit'in de bulundu- ğu kurul üveleri. Dogan grubu adına Aydın Do- ğan'la. Sabah grubu adına da Dinç Bilgin'le görüştüler. Ayn ayn yapılan görüş- melerde ıki grubun da ka\- gayı sürdürmek istemediğı. "bclgesiz yazılan vazıların kendilerini zedelediği" gö- ruşünü dıle getirdıkleri öğ- renildı. İkı grubun da bugünden itibaren "savaşı durdurma" kararı aldıklan belırtıldi. Akşam gazetesi sahibi Meh- met AIi Ilıcak'ın ise "bu olavdan en çok zaran kendi- sinin gördüğünü" söyleye- rek yavınlarını sürdürmek niyetinde olduğu ve kendi- sindenözürdilenmesiegili- minde olduğu ögrenildi. Iki grup arasındaki kav- ganın sona erdırilmesi için bazı ış çevrelerinin de dev- reye girerek temaslarda bu- lunduğu ileri sürüldü. Öte > andan Sabah gazete- si Ankara temsılcisi Fatih Çekirge. idari temsilci Ya- vuz Onursal \ e yazar Ahmet Tan. dün TBMM Başkanı İsmet Sezgin'i makamında zı\aret ederek Sabah gaze- tesınin "YüceMeclis'eÇağ- n" başlıklı ıstemini sundu- lar. TBMM Başkanı Sezgin. basınla ilgilı her türlü iddi- anın araştırma istemini de- gerlendireceklenni, yaşanan sürtüşmelerin sona ermesi- ni kendısinin de istediğini belırtirken ANAP lıderi \Ie- sut Yılmaz'a. son görüşme- lerinde "Bu kadar hırçın ol- ma" diye telkinde bulundu- gunu söyledi. Promosyon savaşı • Baştarafı 1. Sayfada ki sizin bizinı paralanmı/la oluşan fonlardan." Osman Arolat da şu anda basında yaşananlann •'gazetecilikol- madığınr söyledi. 1966"dan bu yana gazete- lenn promosyona yönelik çalışmaları hakkında bilgi veren Arolat. "Gazetelerin ana malzemesi haberdir. Her şe> haberin içine sarıla- rak verilir. Son promosyon- da haberier, satılacak malla- nn arkasına saklanmıştır" diye konuştu. "Promosyon vapmak iyi haberciliğe engel mi" diye soran Dınç Ünal ıse promosyonun habercili- ğe engel olmadığını savun- du. Ünal. *Hiçbir promos- yon müdürü. \ azıişleri >öne- ricisine sizin gazetecilik yap- manıza gerek vok diyemez. Promosvon tiraj arttırmak içindir. İlan pastasının pay- laşımı için bö> le bir savaş ya- şanıyor. Promosvon ola>ının bitişine okur karar verecek- tir" dedi. Panel yöneticisi Artun Ünsal da okurun bir tüketi- cı oldugunu vurgulayarak. "promosyon ve tirajın iç içe olduğunu görüyoruz. Yurt- taşın sorununa. beklentileri- ne uvgun bir basın oluşma- lı. Okur bir tüketicidir. Her şev ithal edilebiür. ama top- lumsal \apı ithal edilemez" diye konuştu. Tüketicı Haklan Derneği Zonguldak Şube Başkanı Ka>a Yabansu. basının pro- mosyon nedeniyle asıl işle- vini yitirdiğini \e amacının dışına çıktığını. bu nedenle Türk basınının saygınlığını kaybettiğıni ileri sürdü. Ya- bansu. diizenlediğı basın toplantısında. son dönem- lerde gazetelerin promos- yon savaşına airmesinin de ABD'den • Baştarafı 1. Sayfada Clinton'a sunulacağını ve ona\lanması durumunda yürürlüğe gireceğini anlat- tı. Başkan Clinton'ın tasan- yı imzalaması durumunda ABD. 1996 yılında Türki- ye've toplam 321 milyon dolarlık dış yardımda bulu- nacak. "Türkiye'nin içişlerine müdahale" olarak değerlen- dirilen ve tasandan çıkan- lan iki maddenin içerikleri şöyle: - Yardım kapsamında ve- rilecek olan Ekonomik Des- tek Fonu'nun en az 5 mil- yon dolarlık kısmının. Ola- ğanCstü Hal Bölge Valiliği denaıminde bulunan iller- dekiprojeleriçin "hükümet dışı~kuruluşlara verilmesi. - Uluslararası ınsani yar- dım kuruluşlannın. Türki- ye'nn heryerinde. bilgi ver- me rorunluluğu olmadan faali.etlerde bulunabilme- leri. tüketicileri etkılediğıni an- latarak "Gazeteler market değildir. Vatandaşlardan şi- kâvetler gelmeye başladı. Bazı gazetelerin promo$yon ürünlerini vermedikleri ya da başka bir iirün verdikle- ri şikâ>et edilhor. Bu da ba- sının güvenilirliğini zedeli- yor. Basın bir an önce pro- mosyon savaşına son verme- li" dedi. Konya oda başkan- lan da kupon \eren gazete- lenn en az bir hafta süreyle ahnmamasını istediler. Oda başkanlan tarafından yapılan ortak basın açıkla- masında şöyledenildi: "'Ar- tık evlere gazete sadece, kii- çük vey a büyük. ne olursa ol- sun hediye almak için gir- mektedir. Halbuki, halkımı- zın kupon için değil okurnak için gazete alması sağlanma- lıdır. Bu gidişle baviler gaze- te değil. >akında kupon sat- maya başlayacaklar. Halki- mız bilinçlenmelu kendisini kandıran kim olursa olsun gerekli cezayı vermeudir." DtSK'in başlattığı **lotar- ya ve promosyon karşıtı" kampanyav a destekler sürü- yor. Antalya GazetecilerCe- miyeti Başkanı Mustafa Yol- daş, "Bazı basın-yayın or- ganlan haberciliği. haberi, halkın bilgilendirilmesini unutmuş. tüccarlığa \aran boyutta promosvona vönel- mişlerdir. Bu durumu be- nimsemek miimkün değil- dir. Promosyona hayırdivor, buna karşı başlatılan giri- şimleri de destekliyonız" de- di. Mersin GazetecilerCemi- yeti Başkanı Ali Adalıoğlu, promosyon savaşı nedeniy- le medyadaki kirlenmenin ulaştığı büyük boyutlara dikkat çekerek basının. sa- \ aşı bir an önce sona erdirip asli görevini yapmasını ve en kısa sürede bir y asa çıka- nlarak basında promosyo- nun yasaklanmasını istedi. ABB Gaziantep Şube Baş- kan ı Kemal Bağcı da pro- mosyon sa\aşından Anado- lu basınını olumsuz yönde etkılediğıni belirterek "U- mudumuz. promosyon sava- şının Anadolu'ya tamamen yansımadan durdurulması- dır. Aksi durumda sonucuna toplum olarak katlanmak zorunda kalabiliriz" diye konuştu. Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu da dün bir basın açıklaması yayımlayarak "Tüm med>a mensuplannı etkileyen pro- mosvon savaşına bir an önce son verüerek basına gerçek kimliğinin kazandırılması için miicadele \erilmesi ge- rektiğine inannoruz" dedi. Gaziantep Gazeteciler Ce- miyeti de basındaki yanşın tehlikeli boyutlara uîaştığı- nı. gazetelerce vaat edilen eşyaların \erilememesi du- rumunda "bankerzedeler' gibi "gazetezedeler'in ortaya çıkacağını söyledi. • Baştarafı 1. Sayfada "Düşünmüyoruz" deyip ekledi: "Çünkü endişemiz var. Şimdiki yasa- yı mahkemenin iptal edebileceğı bir dü- zenlemeyle çıkaracaklar. Bizbaşvurun- ca iptal ediiecek. Bizi 'kaçak' ilan edip erken seçime de gitmeyecekler ve eki- me kadar yöneîımde kalmaya çalışa- caklar." Yılmaz, geçen yıl 4 aralık ara seçım- lerinin de Anayasa Mahkemesı'nce ip- tal edilmesinin ardından iktidarın ara se- çimden kaçmasını buna örnek göster- di. Bir diğer örnek, Çiller azınlık hükü- metini kurarken Köksal Toptan, Coş- kun Kırca gibi zamanında kendisine muhalefet etmış kişileri daha önce CHP'nin elinde bulunan bakanlıklara getirdi. Şimdi, yenıden koalisyon kesin- leşirse DYP kanadında koltuğunu kay- bedenler, Çiller muhalifleri olacak. Ne kadar erdemli bir siyaset..» Yılmaz'la görüşmenin bir bölümünü diğer sütunlarımızda bulacaksınız. Bir bölümünü de yarın yayımlayacağız. Gö- rüşmenin önemli bir bölümü. Çıller-Sa- bah ilişkisine yönelikti. Yılmaz elindeki belgelere güveniyor. Bir kısmına şöyle bir baktım. Belge- lerden birinde Zafer Mutlu'nun soya- dının devamında "Laîifoğlu" var. Baba- sının adı mı eklenmiş, yoksa kullanma- dığı birsoyadı mı var. fazlailgilenmedim. Bir de kamu bankalarından alınan tril- yonluk krediler mi ne? Öyle bir şeyler. Mesut Yılmaz'la 1.5 Saat... Olaym bu yanı. sanıyorum mahkemede daha net ortaya çıkacak. Yılmaz, "Tnl- yonlar aldılar, yetmedi. Benden de on milyar istiyorlar" diyor. Pul parası olmalı... Her şey bir yana beni en çok üzen Sa- bah'ın Ankara bürosunun durumu. Ge- nel yayın müdürü, istanbul'dan Anka- ra'ya geliyor. Çiller'le Baykal arasında- ki koalisyon pazariığını öğrenmek, okur- lara ulaştırmak için olağanüstü çaba harcıyor. Konutagidiyor. bir saat kalıyor. Oradan CHP genel merkezıne. Sonra tekrar konuta. Demek kı Sabah'ın Ankara bürosuna güvenmiyor. Medyamızda, içındeki mu- habırlik ruhu sönmemiş genel yayın mü- dürlerinin bulunması ne kadar güzel. Arada bir Sultanahmet Adliyesi'ne de gitse ne güzel olur. Örneğin, bir boşan- ma davası mı var; önce hâkimın yanına gider. bir havasmı alır. Sonra boşanmak isteyen kişinin bunu gerçekten isteyip istemediğini koklar. Bu havayı diğer eşe aktarır. Eşleri barıştırır... Ne büyük se- vap... Konuyu dağıtmayalım. Zaten yeterin- ce dağınık. Yılmaz'la, Çiller'in malvarlı- ğı konusunu görüşürken şunu anımsat- tım: "1970'lerdeyeğenlervardı. Yeğen Yahya hakkında ancak kamuoyu zorla- masıyla soruşturma açıldı. Cezaevin- den çıktıktan sonra yine, pek normal olmayan yollarla para kazanmaya de- vam etti. 1980 7/ yıllarda yeğenın yerinı oğullar aldı. Bır dikili ağacı olmayanlar televizyon sahibi oldu. Şimdi, vergi ka- çakçısı, Türkiye'ye giremiyor. Yeğen, oğul, şimdi de aıle... Böyle bır tanhsel gelişim yok mu?" Şu yanıtı verdi: "Evet, haklısınız. Ama öncekilermün- feritti. Belli çevrelerde kalıyordu. Şim- di sistemleşîi. Bugün koahsyonu, med- yanın bir bölümü. yalı çetesi ve CHP kuruyor. Çiller, DYP'yi paravan olarak kullanıyor. Tansu Çiller ve Başbakan yetkılennı kullanan eşi, benım yalı çe- tesı dedığım bazı ış çevrelerinden ku- rulu kişiler sistemleştıler. Bu, sağ-sol aynmının da üstünde, sistem sorunu haline geldi." Yılmaz'ın söylediklerınde gerçek pa- yı var. Ancak bana öyle geliyor ki, 1970'lerin, 1980'lerin hesabı iyi sorul- saydı. bugün kimse böylesine pervasız hareket edemezdi. Osmanlı mirası... Yeğen Yahya, oğul Ahmet. eş Özer .. Bu tabloya bakıp kahrolmayalım. Bu. bizim eski huyumuz. Ya da evrensel bır huy. Gerçibunlarlailgilenene, "huysuz" diyorlar ama... Ben huysuz sayılmam. Aksine huyluyum, bunlardan çok huy- lanıyorum... Dün öğleyin Yılmaz'la görüştükten sonra büroda, Türker Alkan'ın "Siya- sal Ahlak ve Siyasal Ahlaksızlık" kitabı- nı karıştırdım. Daha önce bazı bölüm- lerini çizmiştim. Kanuni Sultan Süley- man döneminden sonra vezirlık ve va- lilikleraltınladağıtılıyormuş. Bu makam- lara ulaşmak isteyenlerin 50 bin altın vermesi gerekiyormuş. Sancak beyliği- nin ederı ise 10 ila 30 bin taler (gümüş para) imiş. Göreve bir kez atanmak yet- miyormuş. Azledilmemek için de arada bir rüşvet vermek gerekiyormuş. Kadılar da aynı şekilde atanıyormuş. 18. yüzyılda izmir'e kadı atanmak için 40 kese altın ödemek gerekiyormuş. "Evimi soyan kadı, kımi kime şikâyet edeyim" sözü o günlerden gelmiş olsa gerek. Tarıh babanın söylediğinegöre, Türk- ler de bu alışkanlığı Abbasilerden ve Bi- zans'tan devralmışlar. Bugüne gelirsek... Tansu Hanım ge- çenlerde kükredi: "llk ışim Türkiye 'yı kiheten bu yolsuz- luk iddialanna el atmak olacak. Işte ta- limat venyorum. bize yöneltilen iki ıd- dıa için de Başbakanlık Teftiş Kurulu 'nu görevlendirdim." Başbakan'dan talimat vermesi isten- mıyor ki... Hesap vermesi isteniyor... Bir Başbakan, kendisine bağlı bir ku- rumdan kendisini denetlemesinı istiyor. Talımatı alan kurul üyeleri, sanırım ön- ce Çar Özerskaya Uçuranskin Çil- lerova'ya gidip sorarlar: "Efendım, nasıl bır sonuç istersiniz?" Mesut Yılmaz: Hükümet seçimden kaçıyor • Baştarafı 1. Sayfada lerini belırttı. Yılmaz. şunlan söyledi: "Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmev ecek şekilde kanunun hazırlanması, Meclis'in sorumluluğundadır. Bu konuda maalesefkötii bir tecriibemizvar. MecuYten oybirliğiyle ara seçim kanunu çıktı, sonra Anayasa Mahkemesi'nin iptal ettiği bir şeyi bahane ederek, 4 aralıktan sonra seçim ya- pılamayacağını bahane ederek iktidar par- fileri ana> asanın bu emrini yerine getirme- diler. Şimdi de korkumuz. bilinçli bir şekil- de mahkemenin iptal edeceği bir düzenleme \aparak Anayasa Mahkemesi tarafından se- çünlerin iptalini sağlamak \ e ondan sonra da 1996 Ekimi'ne kadar işbaşında kalma hesa- bıvapmalandır. Bundanciddiendişelcrimi/ var. Bu durumda yapılması gereken, bütün partilerin seçim sistenıine ilişkin önerilerini saklı tutmak kaydıvia. ama bir genel uzlaş- maya da açık olarak bir araya gelmeleri ve seçim tarihini \e vasasını böyle bir uzlaş- mavla belirlemeleridir." Yılmaz. erken seçim ıstemlerini defalar- ca iletmelerine karşın. bütün yıl içerisinde en uygunsuz zamanda seçim yapılmasına ilişkin kararın ortaya atıldığını anımsattı. Anayasa Mahkemesi"nın iptal etmeyeceği bir yasa çıkarınanın bütün partilerin sorum- luluğunda olduğuna dikkat çeken Yılmaz. "Önerimiz. bu meselenin, bir koalisyon şar- tı olmaktan çıkanlması >e bütün parti baş- kanlarının bir arava gelerek mümkün olan en geniş uzlaşmayla ve süratle çözmesidir" dedi. Yilmaz.TBMM'yesunulan yasaönc- risi için şu degerlendırmeyi > aptı "Seçim kanunu tamamen CHP'nin dikte ettiği biçimde hazırianmaktadır. DYP. ko- alisvonu kurabilmek için CHP">e teslinı ol- muşdurumdadır. Bunu fevkaladevanlış bir yaklaşım olarak değeıiendirivoruz. Bu tek- lifin. ana>asada >apılan son değişiklikle ön- görülen temsilde adalet \e \önetimde istik- rar ilkelerini tam olarak karşılamadığı gö- rüşündeyi/. Bize göre adalet ilkesinin tam olarakyerinegetirilmesiiçinlOOmilletvekil- liğinin hiçbir baraj uygulanmadan, Türki- ye genelinde aldıklan oyla orantılı olarak da- ğıtılması gerekir. Bu, yüzde 1 o\ alan parti- ye bile temsil olanagı sa«la>acak- Buna kar- şın 45() nıilletv ekilliği. \ a mev cut sistemde ol- duğu gibi korunuryada il bazında seçim böl- gesi düzenlemesine geçilir. Ama o takdirde de > ine belli bir baraj konur. Llke barajı yüz- de 10'dan > üzde 5'e çekilebilir, ama bölge ba- rajının asgari bir düze>dc belirienmesi la- zım. Yüzde 15 olabilir bu. Ama şu anki ha- zırlıklar. ana> asanın ko>duğu ilkeler ışığın- da değil, Türkije'nin ihtivaçları doğrultu- sunda değil. tamamen CHP'nin kendi he- sapları doğrultusunda >ürütülmektedir. Bundan sadece biz değil, Türkiye'nin gele- ceği de zarar görecektir." DSPktanbuiMılletvekıliN'amiÇağanda partilerin. ana\ asanın "yönetimde istikrar" ka\ ramını \anlış kullandıklanna dikkat çek- ti. Çagan. "yönetimde istikrann" seçim ya- sasıyla bağlantılı olmadıgını kavdederek -Bu, idarenin işlerinin düzenli>ürümesi>le ilgili prensiptir. Kamu yönetimindeki istik- rar, kesinlikle seçim sistemine bağlı degildir. Bunu sivasi istikrarla karıştınvoıiar. Buna siv asi istikrar anlanıı vükiemek vanlış. Ana- \asa Mahkemesi, konu önünegeldiğinde ta- mamen temsilde adalet açısından bakacak- tır"dedı. Anayasa Mahkemesi'nin 1 5 vıl- dan beri yürütmeyi durdurma kararı \ere- bıldiğıni anımsatan Çagan. "Takvim işle- meye başlar, ortasında kesilherir. Yani seçim \apılır. sonra iptal kararı gerhe vürümez mantığı artik geçeıii değil. Bu işi artık bir inatlaşnıa sorunu olmaktan çıkarsınlar. Kış ortasında eksi 30 derecelik verlerde fıilen se- çim yapamazlar" göriişünü dile getirdi YDH lıderi Cem Boyner de dün e>ki TB- MM Başkanı Hüsamettin Cindoruk'u zi- varet etti. Bosner, "Savın Cindoruk'un si- \asi âlemde görevi ne olursa olsun, manevi hiyerarşideyeri büvüktür" dedi. Cıııdoruk da "Önemli olan, Türkive'nin, anavasasına uvgun bir seçim yapmasıdır. Seçim tarihi o kadar önemli değiMir" göriişünü dile getir- di. Cindoruk, gazetecilerin. "Seçim dışın- da başka konular da gündeme gelecek mi" sorusuna. "Evvela seçim hukukunukonuşa- lım. Başka hukuklan sonra konuşuruz" ya- nıtını \erdi. Cindoruk. TBMM Halkla lîiş- kiler Bınası'nda kendisine ayrılan odayı kastederek basın mensuplanna. "Epev adam sığıyor" diye espri yaptı. ARDEVDAKT GERÇEK • Baştarafı 1. Sayfada yöne çekilebilecek, son derece tehlikeli bir du- rumdu. Nitekim, geçtiği- miz dönemde bunun ör- neklerini yaşadık. Devlet tiyatrosu sanat- çılarımızdan yazarlanmı- za kadar. toplumun pek çok kesiminden insanla- rımız Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde (DGM) ifade verdi. Hüküm gıymeleri ya da haklarında dava açı- lıp açılmaması önemli değil. Toplumsal dinami- ğın en canlı kesimlerinin bu maddeyle tehdit edil- mesi başlı başına bir olumsuzluk. Bu maddenin değişti- rilmesini; düşüncesini açıklayan kışilere "terö- rist" damgası vurulma- masını. Avrupa istediği için değil. Türkiye'nin demokratikleşmesı, de- mokrasinin tüm kurum ve kuruiuşlarıyla yerleş- mesi için istiyoruz. Bu ülkeyi sevmek kim- senin tekelınde olamaz. Yönetimi elinde bulun- duranların. "vatanın bu- tünlüğü" kaygısının ar- kasına sığınarak, kendi istemlerı dışındaki tüm düşünceleri "suç" say- ması. 2000 yılına 5 kala Turkiye'nın ayıbıdır. DYP azınlık hükümetı- nin, CHP'nin ıstemini ye- rıne getirme ve Gümrük Birlıği'ne girişi kolaylaş- tırma kaygısı içinde TB- MM'ye getirdiği değışik- likte. radyo ve televiz- yonlar için de ağır hü- kümler yer alıyor. Buna göre. "bölücülükpropa- gandası" yaptığı sapta- nan radyo ve televızyon- lar. 1 ile 15 gün arasında kapatılabilecek. Değişiklik girişimini, her şey bir yana, "olum- lu biradımın başlangıcı" olarak algılıyor ve DYP yönetiminin "samimi"o\- masınıdiliyoruz. * * • AnkaraMa hiikümetin kurulaınanıası pahahya maloluyor B Baştarafı 1. Sayfada kıye \e Rusya arasındaki ekonomik ışbırlığı görüş- melen için ekim sonunda planladıgı Türkiye ziya- retini hükümet kurma çalışmalannın sürmesi nede- niyle erteledi. Başbakan Tansu Çiller'in boru hat- lan konusundaki koordinatörü ve başdanışmanla- nndan EmreGönensav ise Hazar Havzası'ndan çı- kanlacak erken üretim petrolü konusunda Rusya nezdinde yapacağı lobi faaliyetı için bu ülkeye ger- çekleştirecegi zıyareti, Çiller'in Ankara'da bulun- ma isteği üzerine iptal etti. Gönensay'ın yerine. Rus\a'ya. Dışişleri Bakan- lığı Müsteşar Yardımcılanndan Bü>Tİkelçi Temel fskit başkanlığında bir heyet gitti. Hükümetin he- nüz kurulamamış olmasının ziyaret trafiğini etki- ledigi diğer bir ülke ise komşu Iran. Iran. Türki- ye'den savunma. sağlık. ulaştırma ve enerji olmak üzere 4 bakanın planlandığı şekilde ülkesine yapa- cağı zıyaretlerin gerçekleşmesını beklıyor. Türki- ve'nın A\rupaBirliği(AB)ile 1 Ocak I996"dan iti- baren gerçekleştirmesi öngörülen gümrük birliği öncesi Belçika'nın başkentı Brüksel'de 3ü ekinıde yapılacak Ortaklık Konseyi toplantısına. büyük ola- sılıkla. güvenoyu alamayan ve CHP ile hükümet kurma çalışmalannı sürdüren DYP azınlık hüküme- tinin Dışişleri Bakanı Coşkun Kırca'nın katılması bekleniyor. AB. Türkiye ile gümrük birliğinin gerçekleşme- si için gerekli tüm me\zuata uyum çalışmalarında Ankara için olumlu rapor \erdi. Ancak TBMM ile ilişkileri askıya alan ve gümrük birliği için nihai ka- ran verecek olan Avrupa Parlamentosu. Terörle Mü- cadele Yasası'nın düşünce özgürlüğünü sınırlayan 8. maddesinde iyileştirme vapılmasını beklivor. Bu konuda TBMM çalışmalannı hızlandırdı. Ankara'da hükümet kurma çalışmalan sürerken terör örgütü PKK"nin. Kuzey Irak'taki Kürdıstan Demokratik Partisi (KDPimevzilerinevöneliksal- dınlan Türki\e sınm yakınlannda artan biçimde sü- rüvor ve Ankara'da. gerek Kuzey Irak gerekse Kıb- rıs gibi öncelikli konularda istikrarlı politika izle- dıği mesajı verecek tutarlı bir hükümetin kurulma- sı gerekiyor. Yaklaşık 2.5 yıl içinde 4 bakan değiştiren Dışiş- leri dıplomatlan ise dış dünyaya karşı hükümet ol- masa da tutarlı birpolitika izledikleri mesajını \er- me çabasına girdiler. Ankara"dakı yabancı diplo- matları ise son zamanlarda en çok meşgul eden ko- nu Türkiye'de hükümetin nezaman kurulacağı. Av- rupa Parlamentosu'nun (AP) Alman Hıristıvan De- mokrat üyelerinden oluşan 17 kişilik bir heyetın. çe- şitli temaslarda bulunmak üzere Türkive'ye gele- ceği bildirildi. türk Demokrasi VaktVndan vapılan açıklamava göre Alman Konrad Adenauer Vakfı'nın Başkanı ve Avrupa Parlamentosu üyesı Prof. Dr Günter Rinsche bugün Ankara'v a gelecek. TBMM Başka- nı İsmet Sezgin tarafından kabul ediiecek olan Rinsche. bazı siyası parti liderleri ile görüşmeler- de bulunacak. KANLI Bu alcşam | 20:05 'J _A Dunya kkkboxing şampiyt Don Wılson ve Kuzey Ame , karate şampiyonu Cot Sassoon bu müthiş fiimde karşı karşı ' geliyor... Sonuç: ~ heyecan fırtınası Kaçırma ## TOP SECRET" ÇARPICI ÂCIKL Melike Demîrağ/ ' Orhan Çetin düğünu. Erol Taş hasta 7 yatagında... Bu alcşam 21:55 „J Çelîk, Ahmet Kaya, izim Çoculdar, " ' Öna4, Idrık larcan, r Şener». Hepsi TOP SECRET'te... m Kanal 6 'Türkiye Ekranı^
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear