Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 26 EKİM 1995 PERŞEMBE
14 KULTUR
Karikatürcüler Derneği, bu akşam düzenlediği onur gecesiyle Ali Ulvi Ersoy'un 50. sanat yılmı kutluyor
'Çizmek, heyecan veriyor bana'
MAZtZEKREN
V'anm yüzyillık bir mizah maratonu-
nu çalışrna temposu ve iş disiplininden
hiçbir şey yirrmeden sürdürüyor Ali IT-
viErsoy. Karkatürcüler Derneği'nin 50.
sanat yılı onuruna vereceği ödülle ilgili
düşüncelerin; almaya gittiği mizde de ay-
nı iş ciddiyetiyle karşılıyorbizi Gazete-
ye yetişîireceâi günlük karikatürünü bi-
tirmeden söyleşiye başlamak istemiyor.
Biz. kedisi Kedi'yleoynarken. birbirin-
den ilginç tablolarla. kitaplarla donan-
mış. adeta birmüzeyi andıran evin salo-
nuna. aynntıhbiçimdeokunmuşgazete-
lere. üzerine notlar konulmuş çeşitli ki-
taplara göz alıyoruz. Eşi Alev Hanım.
bizi yalnız bırakmıyor. sıcak konukse-
verlığiyle börek veçay sunuyorbize. Ali
Ul\ i. berTzeri güç bulunur. ona çok yakı-
şan çalişma mekanında kankatürünü ta-
mamlıyor. Sohbetimiz süresınce ne den-
li titiz biçimde gündemi. dünyayı izledi-
ğine ve edebıvat. felsefe. sinema. plas-
tik sanatlarkonusunda ilginç yorumlan-
na tanık olıtyoruz. Gazeie karikatürü çiz-
diğini özellikle vurgulayan Ali Ulvi. ar-
tık sanatsal anlamda karikatür çizmek is-
tiyor. Biz de bunca yıllık çalışmanın bir
albümde toplanmasinı ve arzuladığı gi-
bi sanatsal karikatür çizmeye bir an ön-
ce zaman ayırmasmı diliyoruz.
l950yılındanbuyanagazetemizdeçi-
zen. karikatiirsanatçısı Ali Ulvi Ersoy'un
50. sanat yılı onuruna. Karikatürcüler
Derneği bugün Ankara Devlet Konuke-
vi'ndebironurgecesidüzenleyecek. 15.
Uluslararası Nasreddin Hoc3 Karikatür
Yanşması'nınödül törenin de gerçekleş-
tirileeeği gecede Kültür Bakanı Köksal
Toptan. Karikatürcüler Derneği nin onur
plaketini AJi I M Ersoy'a verecek.
Gazete karikatürü ile sanatsal karika-
tür arasında bir aynm yapılması gerekti-
ğine inanan Ersoy"un yapıtlanndan olu-
şan mini birsergi Konukevi Salonu'nun
girişinde görülebilecek.
- Karikatürü nasıl tanınılıyorsunuz ve
karikatürlerini/i bu tanım içerisinde na-
sıl değerlendiriyorsunuz?
ALİ ILV İ ERSOY - Karikatür denil-
diği zaman birşeye dikkat ettim: karika-
tür hakkında yorum yapanlar veya bir
yargıya varmak isteyenler kankatürü tek
bir tür zannediyorlar. Halbuki insanın
kaç boyutu varsa karikatürün de o kadar
türü var. Benim yaptığım gazete karika-
türü.yabancılanneditorial karikatür de-
diği tür. Editorial karikatür siyasal ve
sosyal. yani genel olarak gazeteye yan-
sıyan aktüel olaylarnı mizahını içerir.
Bunun yanında eğlendirici karikatür, bi-
limsel dergilerde yer alan karikatür.. gi-
bi pek çok karikatjr türiinden söz edebi-
liriz. Bunlann herbiri birbirlerinden ay-
n şeyler. Bunların yanında birde karika-
tür sanatı var. Bizim yaptığımtz karika-
tür sanatı değil. benim yaptığım bir ola-
yı mizah ve çizgi boyutunu katarak yo-
rumlatnak.
- Sanatsal karikatürün ayırt edici özel-
likleri nelerdir?
ERSOY - Sanatsal karikatür yazısız
olurvekendi dışı ileilişki kurmaz: insa-
nın değişmeyen sorunlarını çizer. Bu an-
lamda evrenseldir. Biz siyasal ve sosyal
olaylan anlatıyoruz. Doİaytsıyla bizim
yaptığımız karikatürleri sanatsal karika-
tür olarak nitelendirmek doğru olmaz.
Bizim yazısız karikatürlerin hepsi kendi
dışı ile ilişki kuruvor. Bu yüzden gazete
karikatürlerini. sanatsal karikatür olarak
nitelendirmiyorum. Gazete karikatürün-
de anlam olayla beraber vardır ve olay
bittikten sonra anlam ortadan kalkar.
enim yaptığım gazete karikatürü, bir olayı mizah ve çizgi boyutunu katarak
yorumlamak. Bunu sanatsal karikatür olarak nitelendirmiyorum. Çünkü gazete
karikatüründe anlam. olayla beraber vardır. Aslında bir karikatürist bütün zamanını
gazete karikatürü çizmek için harcıyorsa o, ileriye kalmaktan bir fedakârlık yapıyor demektir.
- Karikatür çizmeden önce resim yap-
tınız. Resimden karikatüre geçmenin
avantajlan neler ?
ERSOY-Aslında resim derken Türki-
ye'de terminoloji biraz kanşık. Resim.
doğadaki herhangi bir şeyi doğrudan
doğruya çizmek değildir. Belirli bir*ko-
nunuz vardır veo konudan espri çıkanr-
sınız. Espri. resmin iç biçimidir. Bunudış
biçime çizgi ile aktanrsmız. Resim ora-
da devreye girer. Resim çizgilerin. leke-
lerin birkompozisyonudur. Resme değe-
nni veren o kurgudur. Resimden geldi-
ğiniz zaman bu kurguyu dogru yaparsı-
nız. gelmezsiniz bu kompozisyonu sağ-
layamazsınız. Karikatür yaparken. re-
simden geldiğim için bunun büyük fay-
dasını gördüm.
- Zaman içerisinde çizgilerinizde nasıl
bir değişiklik oldu?
ERSOY-Çizgimönceleriabaıtmalıy-
dı. Yeni başladığım zaman kendi resim
çizgimi bırakıp tipleri. hareketleri abart-
malı çiziyordum. 1972-73 yıllannda
Chaplin'in bir yazısını okudum. Chap-
lin'in yaztsında geçen. "Tek başına ko-
mik olmak acıklıdır. Çünkü tek başına
hiçbir şey konıik değildir. Komiklik. du-
rumların ilişkisinden,çelişkisinden orta-
yaçıkar" ifadesi kafamda bir ısık yaktı.
Gerçekten. tek başına komik olsun diye
çizmek tamamıylayanlış. Otarihten son-
ra karikatür çizerken abartnıaya son ver-
dim ve resim çizgimi kullanmaya başla-
dım.
- Sizin kuşağını/da Türk karikatür sa-
natında ne gibi gelişmeler sağlandı?
ERSOY-Biz 1950kuşağıyız. Bızden
önceki kuşak. karikatürü Türk halkına
sevdirmişti. Biz hazıra konduk. '50 ku-
şağının özelliği. yazısız karikatürü ge-
tirmesi. Konuyu ele aldığınız zaman mi-
zahı çizgi ile anlatmanız gerekir. yazı ile
değil. Biz bütün siyasal. sosyal olaylan
yazısız olarak çiziyoruz. Aslında bizim
yazısızolarakçizdiğimizkarikatürlerde
yazılı. Çünkü bir siyasi olayı çiziyorsu-
nuz. Eğerokuyucu. çizdiğiniz karikatü-
rün konusu hakkında bilgi sahibi değil-
se o karikatür tamamıvla anlamsız. De-
mek ki kankatürün görünmeyen bir ya-
zısı var ve o yazı. okuyucunun kafasın-
daki bilgi. Bu anlamda bizim yaptığı-
mız. gerçek yazısız karikatür değil.
- Resimden karikatüre geçmenizin se-
bebi neydi?
ERSOY' - Başlangıçta ressam olmak
istivordum Anıa benim gençliğimde re-
sim para etmiyordu. Önceleri dergilere
resim çiziyordum. Sonra siyasi gazetele-
re resim yapmaya başladım. Hem haya-
tımı kazanmak istiyordum hem de miza-
hayatkındım. Ikisini biraradayürütebil-
mek için gazetede karikatür çizmeye baş-
ladım.
- Karikatür çizerken konu sıkıntısı çe-
kiyor musunuz?
ERSOY-Türkıye gibi sorunlannı çö-
zememiş toplumlarda karikatür konusu
boldur. Bütün sorunlarını çözmüş top-
lumlarda karikatür zor gelişir. Toplum
olarak biraz da mizaha yatkınız. Bir Nas-
reddin Hoca. bir İncili Çavuş bu toplu-
mun içerisinden çıkmış
- Türkiye'de karikatür sanatını nasıl
değerlendiriyorsunuz?
ERSOY' - Türkiye'de karikatür sanatı-
nı temsil eden karikatürler ancak yanş-
malarda ortaya çıkıyor. Yanşmalara ka-
tılan çok iyi karikatüristler var. Eğlendi-
rici karikatür veya gazete karikatürün-
den söz edersek onların arasında iyileri
de var kötüleri de.
- Bu anlamda. sanatsal karikatürler
ancak yarışma platformlarında nıı yer
bulabili>or?
ERSÖY - Yarışmalarda jüri. sanatsal
karikatürlere prim veriyor. Dolayısıyla
yarışmalarda sanatsal karikatürlere rast-
lamanız çok doğal. Türkiye"de basın. sa-
natsal karikatüre kesinlikle yüz vermi-
yor. Ben sanatsal karikatür çizmek iste-
diğim zaman onu bir siyasal olaya adap-
te ederek çiziyorum. Bu kankatürün Si-
yasi yönünü ortadan kaldınrsanız da o
kendi içinde aynı anlamı ifade eder.
- Karikatür ile diğer sanat dallan ara-
sında nasıl bir ilişki var?
ERSOY-Karikatürcü. bütün sanat dal-
lanndan etki alır. Bu bilınçli de olabilir
bilinçsız de olabilir. Karşılıklı bir etki
söz konusu. Ama şiirle karikatür arasın-
da çok büyük bir yakınlık var. Temelde
şairde. karikatürist de metaforlardan ya-
rarlanıyor. Şair. metaforlan sözcük ola-
rak; karikatürist. görsel olarak ele alıyor.
- Bugüne kadar albüm yayımlama-
nızın ve sergi açmamanı/ın nedeni ne-
dir?
ERSOY'-Ben vaktimi birkaç şeye ayır-
dım. Birisi okumak. binsi çizmek. birisi
de yaşamak. Bunlardan vakit bulup da al-
büme. sergiye zaman ayıramadım. Bana
çizeceğim karikatür heyecan veriyor. da-
ha önce çizdiğim degil. Çizdiklerimi iop-
layıp sergi açmak ilginç gelmiyor. Ya-
şım geldi "| 'e. biraz geciktiğimi hisse-
diyorum. Aslında bir albüm sahibi ol-
mak gerekir Birçok yayınevinden. "Al-
büm çıkaralım, karikatürleri bizseçeriz;
sizin zaman ayırmanıza gerek yok" gibi
teklitler de geldi. Başkasınm da seçme-
sine rıza göstermiyorum. Çünkü ben iyi
şeyler de yaptım. kötü şeyler de. Kötü
şeylerin beni temsil etmesini istemem.
Kendi kendime. "Henüz gencim: >-aşla-
nırsam. artık yüz yaşıma gelirsem mi..
bir albüm yapanm" diye de düşünüyo-
rum. Tek başıma sergi de açmadım. En
azından sergiye ayıracağım zamanda iki
kitap okurum .
- Her gün gazetede karikatürçizmenin.
yaratıcıİığı önleyici bir yönü var mı?
ERSOY' - Gazete okuru. sanki bütün
dünya siyasal ve sosyal olaylardan iba-
retmiş gibi algılıyor. Gündemi takip et-
meniz gerekiyor. Aslında aktüalite deni-
lince sadece siyasal. sosyal olaylar yok
ki. Aktüalitenin içine bir kitap. bir şiir.
bir sinema da girebilir. Bunlann karika-
türünü yaptığınız zaman gazete okuyu-
cusu itibaretmiyor. Böylebiralışkanlık.
insanı kısırlaştınyor. Sanatsal anlamda
karikatür çizmek ve ona zaman ayırma-
yı çok istiyorum.
- Gazetede çizerken siyasal bir baskıya
maruz kalıyor musunuz?
ERSOY -Gazete benim yüzümden ka-
panmak istemez. Baskı dönemlerinde
karikatürcü öyle çizer ki yargıç anlar.
ama yasada ceza verecek İcadar açıklık
da olamaz. Bu sadece benim değil. dün-
yanın heryerinde karikatüristlerin uygu-
ladığı bir yöntemdir. Aslında bir karika-
türist bütün zamanını gazete karikatürü
çizmek için harcıyorsa o. ileriye kalmak-
tan bir fedakârlık yapıyor demektir.
ArifDamar'ın
70. yaşı kutlandı
Kültür Servisi - Türkiye
Yazarlar Sendikası ve PEN
Yazarlar Derneği
tarafından Arif Damar'ın
70. yaşı onuruna
düzenlenen gece Küçük
Sahne'de gerçekleştirildı.
Geceye Türkiye Yazarlar
Sendikası Genel Başkanı
Ataol Behramoglu, PEN
Yazarlar Derneği Başkanı
Şükran KurdakuL \'arlık
Dergisi Genel Yayın
Yönetmeni Enver Ercan.
şair Adnan Özer. Sevhan
Erözçelik v e Şaban
Ormanlar katıldı. Ataol
Behramoglu. Damar'ın
şiirindeki yalınlık ve
içerikteki insaniliğe dikkat
çekerek Damar'ın şiirini
Van Gogh'un resimlerine
benzetti. Behramoglu.
şairini dizeleri işlemekteki
ustalığına dikkat çekerek
İlhan Berk'ın Damariçin
"Şiirimizin soğuk
demircisidir'" dediğini
anımsattı. Şükran
Kurdakul. Arif Damar'la
tanıştığı 50"li yıllan ve
birlikte çıkardıklan
Yeryüzü dergisi günlerini
anlatarak ArifDamar'ın
Nâzun ve Garip şiirleri
arasında kendi özgün dilini
oluşturduğunu söyledi ve
Damar'ın. baskılar ve
zorluklar içerisinde şiirini
geliştirdiğini belirterek
Cemal Süreya'nın Arif
Damar için söylediği
''Bütün bu deneyimlerden
ipek gibi bir şiir
çıkarmıştır" sözleriyle
konuşmasını bitirdi.
Enver Ercan yaklaşık 15
yıldır yüreğinde sürekli yer
tutan Arif Damar"ı
Dağlarca, Aksal. Siireya
gibi isimlerle birlikte
katıldığı Kadıköy'deki
sohbetlerde tanıdığını \e
kendisinde. "kıpır kıpır.
içten" bir insan izlenimini
bıraktığını anlattı. Adnan
Özer. Damar'ın romantik.
devrimci şiirimizın en
önemli isimlerinden
birisini olduğunu
söyleyerek onun bir şiir
çapkını olduğunu ve her an
şiirle karşılaşacakmış gibi
heyecanlı olduğunu
belirtti. Seyhan Erözçelik
de Arif Damar için "Kedi
gibidir. Bağımsı/, ama
sahibine düşkün"
nitelemesini yaptı. Şairin
eski arkadaşlanndan Şaban
Ormanlar da Arif
Damar'ın sanatla birlikte
politikaya da adım attığını
söyleyerek birlikte
geçirdikleri yıllan anlam.
Bu konuşmalardan sonra
sahneye gelen Arif Damar
yaptığı esprili konuşmada.
eski arkadaşlannı burada
görmekten mutlu
olduğunu. bu kadar
sevildiğini bilmediğini
söyleyerek "Çünkü, hırçın,
geçimsiz bir adamını"dedı
Damar, kimsesi olmadığı
zamanlarda arkadaşlarının
onun kimsesi olduğunu
belirtti ve "Böyle gecelerde
övgüler abartılır, gerçekten
onlara lavık olabildim mi
diye düşünüvonım" dedi.
Gülsen Tuneer'in sunduğu
gecede. Damar ın şiirleri
okundu ve sanatçının
şiirlerinden bestelenmiş
şarkılar seslendirildi.
4.Uluslararası tstanbul Bienali'nde yer alan Makedonyalı Zaneta Vangeli:
Sanatçı, önceMde dünyaya aittir
DLYGL DLRGL'N
4. Istanbul Bienali'nde yer alan
Makedonyalı Zaneta Vangeli. sana-
tın yaşamdan ayn düşünülemeyeee-
ğine inanan genç bir sanatçı. 1981-
84 yıllan arasında Üsküp Güzel Sa-
natİar Akademisi'nde. 1984-88 yıl-
lan arasında ise Frankfurt "'Stadelsc-
hule" Devlet Güzel Sanatlar Akade-
misi'nde öğrenimgörcn Vangeli. \a-
şamını iki farklı ülkedei Almanya ve
Vlakedonya) sürdürüyor. Vangeli'nin
yapıtları arasında video dalında
"l9Q2'de "Porta"' (10 dk.). 1993'te
"Aziz Antonios'un Baştan Çıkanlt-
şı" (12 dk.) ve I994'te "Nightan"
(124 dk.) adlı çalışmalar yer alıyor.
Bıenalin sergi mekanlarından Antre-
po'da 7 dakikalık bir v ideo enstalas-
yonu sunacak olan Vangeli. sanat-
tekrıoloji-yaşam ilişkısınin. sanatsal
üretim üzerindeki belirleyici etkisi-
ni ele alıyor. Zaneta Vangeli ile "Flu-
xus** sergisinin açılışında söyleşiyo-
ruz.
-"Orientation" sizinçalışmalannı-
za nasıl yansıyor?
VANGELİ"- Bienalde yer alıp al-
• Makedonya ile
Almanya arasında
bölünen yaşamımın.
hem avantajlan hem de
dezavantajlan var elbet.
Oysa. insan Doğulu ya
da Batılı olsun. belli bir
hareket noktasından
yola çıkarak kendini
tanımlar. Dışavurum
tarzındaki farklılıklara
rağmen sanatçı. orijini
ne olursa olsun
öncelikle dünyaya aittir.
(Fotoğraf:
ERZADE ERTEM)
mayacağım henüz belli değilken de
butema üzerindedüşünüyordum. Bu
bakımdan. temaya yönelik bir hazır-
lık yapmadım. Sanırım, her sanatçı.
dünyayla. yaşadığı coğrafyayla iliş-
kilı kafasında anlaınlandırnıa süreci
yaşar. Sanatıyla yaşanıa karşı tavrı.
duruşu nedir sorusunun peşinde ko-
şar. Sanat. tek başına düşünülebile-
cek bir olgu değildirzaten. Sanatçı da
iç dünyasmı bir şekilde dış dünya ile
bııluşturmalıdır. Temanın bana ilginç
gelen yanı da iştebuıç vedışdünya-
lar arasında yaşanan deneyler.
- Performanslaruiızda bireyin or-
yantasyonu üzerine belli biryanıt arı-
>or musunuz?
VANGELİ - Oryantasyonu. insa-
nın karşılaştığı sayısız duruınlan.
olanı ve olmayanı. göstermek istiyo-
rum. Soyutlamalardan yola çıkarak
örneğin var olan nesneler dışında ol-
ması gerekenleri desergilıyorum. Bu
anlamda aradığım belli bir yanıt. an-
latmak istediğim belirli bir şey yok.
- Sanatınızı besleyen kaynaklar ne-
ler? Yapıtlarınızı hangi durum ve ko-
nulardan yola çıkarak ohışturuyorsu-
nuz?
VANGELİ - Sembollerden çok
fazla yararlanıyorum. Bunun yanı sı-
ra bilim. teknoloji. felsefi anlamda
soyut bilgi de beslendiğim kaynaklar
arasında. Çalışmalanmdagöreceli ve
soyut kavramlar. insanlar arasındaki
çatışmalar, zıtlıklarön plana çıkıyor.
Felsefe. doğal olarak bütün bunlann
başında geliyor.
- Bienale kahlan yabaneı bir sanat-
çı olarak Türkiye ve Türkiye'de sanat
üzerine daha önce bilgi edinme şan-
sınız oldu mu?
VANGELİ - Türkiye'ye daha ön-
ce sadece bir defa geldim. Bu yüzden
bilgi sahibi olmaktan çok. bazı izle-
nımler edinebılme şansım oldu. Ta-
bii bu izlenimlerde Istanbul'la sınır-
lı.Ancak şunu rahatlıkla söyleyebili-
rim. İlk dikkatimı çeken. insanların
açıklığı. Özellikle modern sanatlara
müthış bir açık görüşiiilükle katılı-
yorlar. Görebildığim kadarıyla bura-
da oldukça aktif bir sanat izleyicisı
var. Kendine sunulanla yetinmiyor.
Sanatagösterilensaygıdaçokügimi
çekti.
- İki farklı ülkede yaşamak, dola-
yısıyla farklı değerler arasında gidip
gelmek sanatınızı nasıl etkiliyor?
NANGELİ - Makedonya" ile Al-
manya arasında bölünen yaşamımın,
hem avantajlan hem de dezavantaj-
lan varelbet. Zıtlıklan bazen çok kat-
lanılır olmasa da doğal karşılamak
zorundayız.
Özellikle Doğu ve Batı arasında
sanatsal açıdan karşılaştığımız zıt-
lıklardan söz ediyorum. Oysa. insan
Doğulu ya da Batılı olsun. belli bir
hareket noktasından yola çıkarak
kendini tanımlar. İnsan olmanın. sa-
natçı olmaktan daha önde geldiğini
düşünüyorum. Dışavurum tarzında-
ki farklılıklara rağmen sanatçı. oriji-
ni ne olursa olsun öncelikle dünyaya
aittir. Yaşamın kendisi ise asla taklit
edemediğimiz bir sanattır. Böyle dü-
şünen insanları "dünya sanatçısı"
olarak da tanımlamak mümkün.
- Bienal dışında hangi uluslarara-
sı etkinliklerde yer aldınız?
VANGELİ - Geçen yıl. Kopen-
hag'da Avrupa"nın 28 ülkesinden 60
sanatçının katıldığı Avrupa sanatı ko-
nulu bir sergide yer aldım. Biealden
sonra da tamamlamam gereken bir
televizyon filmi senaryosu var. Film,
Makedonya televizyonu ıçın çekili-
yor.
- Almanya'da yaşıyor oluşunuz,
Fluvus ile de bir tanışıklığı getiriyor
lıerhalde..
VANGELİ - Kuşkusuz... Fluxus
sanatçılan. doğal olarak hayata bakı-
şımı.algılayışımı vedüşüncebiçimi-
mi etkilediler. Bu anlamda Üsküpte-
kı sanatçı arkadaşlarıma oranla daha
^anslı olduğum kesin. Burada yapıt-
ları sergılenen sanatçılardan H.
Christiansen, özellikle çok etkili ol-
du. Kendisi. benim yaptığım bir vi-
deodaycraldı. Beuys'unetkisı iseel-
berte tartışılmaz. Frankfurt'ta yaşı-
yor olmam. Beuy s üzerine daha çok
bilgilenmemi vedüşünmemi sağladı.
Beuys Almanya'da. Avrupa'nın hiç-
bir ülkesinde olmadığı kadar etkili
bir isim.
IŞDLDAK VE YELPAZE
ATİLLA BİRKİ1E
Sonbahar ve Haşim
Sonbahar gelip çattı. Ağaçlar yapraklannı dökü-
yor. Sararmış yapraklar yollarda bir hüzün gölü oluş-
turuyor...
Sonbaharda bir hüzün kaplar içimizi. Gökyüzü gri-
dir; tanımsız bir keder vardır. Boğaz'ın maviliği de
bir başkadır. Sanki gökyüzüne bakıp da ağlamıştır.
Sonbaharda poyraz esmeye başlar. Kazaklar hava-
landınlır. naftalin kokusu geçer; pastırma yazından
sonra kış kapıdadır.
Sonbahar denilince hüzün gelir akla. Sonbahar ile
hüzün denilince de Ahmet Haşim anımsanır...
Şairin yaşamının son günlerinde yazdığı; bitme-
miş bir şiirin ya da bir kıtanın iki dizesinde sonbahar
mevsiminin en güzel betimlemelerinden biri yer alır:
Bir kuş düşünür bu bahçelerde
Altın tüyü sonbahara uygun.
Çocukluğumuzda, okulda evde büyüklerimizin
söyleyedurduğu; çoğumuzun şiirle "ilk köprüleh"
kurduğu; kulaklarımızdangitmeyen, belleğimizinbir
köşesinde yer etmiş Haşim'in dizeleri vardır:
Âğır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden,
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak,
Ve bir zaman bakacaksın semâya ağlayarak.
Hiçyüksünmeden, gönüllüceezberleyip "fikiryü-
rütmüşüzdür" birçoğumuz. ileri sürdüğümüz dü-
şünceler, basit ve genellikle şiirle birlikte bize verili-
olanlardır ama; yine de merdivenlerin bir yaşamı
simgelediğini konuşmak, o zamanlar için hoş keyif-
lerdir.
Belki de çoğumuz, ilk sevgililerimize ezberden
okumuşuzdur, bir etki yaratmak için ya da peşinden
koştuğumuz kızlara...
Ozcesi bizim kuşağın ilk- gençliğinde de Merdi-
ven'i ezberleme geleneği sürmüştür...
•
Çağdaş Türk şiirini etkilemiş şairlerden biridir hiç
kuşkusuz Haşim. Edebiyatımızın seçkin şairlerin-
dendir. Bir "Haşim dönemi" vardır ve o tabii ki bu-
nun eksenindedir. Ahmet Hamdi Tanpınar, şöyle
diyor:
"Biz ilk defa olarak Ahmed Hâşim ile Avrupalı ma-
nasında ve beşerinisbette büyük şâiri tanıdık; şiirin'
arkasında bütün birestetik ve nizam âleminin mev-
cudiyetindeki zarûreti öğrendik."
Sonbahann gelmesiyle -her ne kadar hüzün var-
sa havada- bir coşkuyla Ahmet Haşim'in yapıtları-
na yönelmeli; kitap okumanın, şiir okumanın coşku-
suyla...
Bir kez daha Haşim'in şiirierini, düzyazılannı oka-
malı.
Haşim'in düzyazıları da zaten birer şiir değil mi?
"Haşim 'in nesri, onun rüyasıyle hayat arasına atıl-
mış bir köprüdür" diyor yine Tanpınar...
Dergâh Yayınları'ndan geçen yıllarda Haşim'in
"bütün yapıtları" yayımlanmıştı. Haşim'i tanımada,
oldukça önemli bir çalışma.
Inci Enginün ile Zeynep Kerman'ın birlikte ya-
yınahazırladıkları "külliyat"dörtcilttenoluşuyor. Bi-
rinci ciltte şiirleri; öteki üç cilttedeyazılan, deneme-'
leri, gezi yazıları, söyleşileri ve mektupları yer alıyor.-
Bir de Can Yayınları'ndan çıkmış olan Asım Be-
zirci'nin yayına hazırladığı "bütün şiiıieri"oden söz-
etmek gerekir.
Bezirci, Haşim'in birçok şiirinin, özellikle dedili es-
kimiş şiirlerinin, günümüz Türkçesine "çevrilmiş"';
biçimlerini de vermiş. (Böylece, Bezirci'nin "şaira-<
neliğinı'" yakalayabiliyoruz Haşim'in "hazan" kokan
dizelerınde.)
•
Sararmış yaprakların, ıslak istanbul sokaklanna
düştüğü bir sonbahar günü, Haşim'in Piyale'deyer
alan Sonbahar adlı şiirini birlikte okuyalım:
. Bir taraf bahçe, bir taraf dere '
Gel uzan, sevgilim benimle yere, ,
Suyu yakûta döndüren bu hazân ,
Bizi garkeyliyor düşüncelere...
Mustafa Ayvaz'ın pesimleri
Karsu Sanat Galerisi'nde
Kültür Servisi- Mustafa Ayvaz. 38. kişisel sergisini
Karsu Tekstil Sanat Galerisi'nde sergilemeye devam
ediyor. 1938 yılında Trabzon'dadoğan sanatçı, 1963
yılında Gazi Eğitim Enstitüsü Resim-lş Bölümü'nü
bitirdi. Hacettepe Cniversitesi Güzel Sanatlar
Fakültesi'nde bir süre görev yaptıktan sonra profösör
oldu. Bilkent Cniversitesi'nde de görev yapan sanatçı.
1988'de serbest çalışmaya başladı. Hindistan. Kuveyt,
Mısır, Romanya, Bulgaristan, Polonya. Belçika,
Fransa. ABD. lngiltere, Cezayir ve Almanya gibi pek
çok ülkede karma sergi ve bienallere katılan
sanatçının üç yüzden fazla yapıtı yabaneı ülke
koleksiyonlannda. iki bine yakıni da yerli
koleksiyonlarda bulunuyor. Sergi, 1 kasıma kadar
izlenebilir.
Yıldc (brahimova konseri AKM'de
Kültür Servisi - Caz yorumcusu Yıldız tbrahimova. 30
ekim pazartesi günü Atatürk Külrür Merkezi Büyük
Salon'da bir konser verecek. Sanatçının Nâzım
Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı yararına vereceği
konserde kendisine piyanoda funa Ötenel eşlik
edecek. Saat 20.00'de başlayacak konserin
davetiyeleri, Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat
Vakfı'ndan (General Yazgan Sok. 10 lOTünel-
Beyoğlu) sağlanabilir.
Danimarkalı şair Stinus,
İstanbul'da
Kültür Servisi - Evrensel Kültür Merkezi'nin "Ayın
Öteki Yüzü" adıyla başlattığı şiir etkinliğinin ilki.
Danimarkalı şair Erik Stinus "a aynldı. 29 ekim pazar
günü. saat 19.30'da Evrensel Kültür Merkezi'nde
ozanla yapılacak söyleşinin yanı sıra, Kemal Özer.
Ergin Koparan. Hüseyin Duygu. Güner Ener ve Zerrin
Taşpınar'ın da katılıcakları şiiretkinliğinde, Stinus'un
şiirlerinden örnekler okunacak.