29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
29 0CAK1995PAZAR CUMHURİYET SAYFA 13 M 01» 512 06 06 Mc (21*) i 1190 88 Soldabirieşme değil bitikleşme B U ir zamanlar televizyon reklam- lannda Macit adında bir tip vardı. Macit, otomobillendirir- di... Murat Karayalçın'ın, tek aday olması için Erdal İnönü'yü görev- lendirmesi nedense bana Macit'i anım- sattı! SHP ile CHP arasındakı "bütün- leşme kurultayf'ndaki "skandal" en kı- sa yoldan ancak böyle yorumlanabilır... SHP'nin "macif'i ve "solda birleş- meme" formüllerinin "mucif'i Murat Karayalçın'ın bundan sonra üstlenme- si gereken önemli bir "görev" daha ol- sa gerek: DYP ile bütünleşmek veTan- su Çiller'e "aslan sosyal demokratlar- dan sorumlu" danışman olmak! Sıvas'taki Madımak Oteli'nin külleri- nin soğumadığının bilincindeki Inö- nü'ye emir vererek lidertik içın görev- lendirme yetkisini kendisinde bulan, adaylık önerisini Aydın Güven Gür- kan'a iletme zahmetine katlanmayan Karayalçın, ayağına kadar gelen "tan- Bugün, 900. gün zunca bir süredir, hemen he- men her gün değişik kentler- deki Eczacı Odalarından faks geliyor. Aynı faksı, Ankara'da ülkeyi yönetenlere de çekiyorlar... Konu, 6643 sayılı Türk Eczacılan Bir- liği yasasının 51. maddesinin 2. fıkra- sında yeralan eczacı odalarının büyük kongre delege sayısını belirieyen hük- mün Anayasa Mahkemesi karanyla ip- tal edilmesi ve yine Anayasa Mahke- mesi'nin yerine konacak madde için 6 ay süre vermesine karşın, bu değişik- tiğin 8 aydır yapılmamış olması. Ve bir de Meclis gündemindeki taslağın 36. sıradan 56. sıraya düşürülmesı.. Işte bu nedenle eczacı odalan kong- re yapamıyor... Her gün içindekı ra- kamlar değişen faks metninin bugün itibariyle vaziyeti şöyle: "6643 sayılı Türk Eczacılar Birliğı ya- sasının 51. maddesı, Anayasa Mahke- mesi tarafından 900 gün önce iptal edilmiş, TBMM Genel Kurulu'na 287 gün önce gelmıştir. Ancak henüz gö- rüşülememiştir." Eczacılar bu işin yöntemini bilmiyor- lar... Yanlanna bolca kırmızı biber, kim- yon, tuz, karabiber, yağsız tarafından etve ince bukjur alıp Meclis'in kapısına dayanacaklar ki, "çiğköfte" kokusunu duyan vekillerimiz kollan sıvasın! hi misyon"un gereğini yerine getirme- li: Artık Çiller'e yardımcı olmaktan öte, onunla bütünleşmeli. Zaten siyası geç- mişi de buna uygun! Kâğıt üstündeki delege hesaplarına bakıp kurultaydan yenik çıkacagını an- layınca türiü-çeşrtlı oyunlarla "bütün- leşme"den kaçan Karayalçın'a bundan sonraki siyasi yaşamında hayırlı başa- rılar... Bütünleşme kurultayını engellemek- le kalmayıp işi polis marifetiyle salonu boşalttırmak istemeye kadar vardırma- sı bile Karayalçın'ın siyasi çizgisine iliş- kin önemli ipuçlan venyor. Zaman zaman polislerin, memurlan acımasızca coplaması karşısında Çil- ler'i eleştirenler, Başbakan'a ne denli haksızlık yaptıkiannı anlasınlar artık! CHP'nin yeniden açılması üzerine partinin başına geçip, yıllardır hasreti- ni çektiği koltuğa oturan, ancak "ken- din pişir-kendin ye" politikası ile kosko- ca CHP'yı eritip bitiren Deniz Baykal'a da bundan sonraki çalışmalannda ha- yırlı başarılar. Kendi kurultayında yap- tığı konuşmada Baykal, "kendisi için bir şey istiyorsa namert olduğunu" söy- leyenler kadar inandıncıydı! Ankara'da son 24 saat içinde yaşa- nan olaylar gösterdi ki kurultay yapıl- saydı ve ikı parti Ali'nın ya da Veli'nin (Mümtaz Soysal hariç) başkanlığında bütünleşseydi bile, bunun adı artık "bir- ieşme" değil, olsa olsa "bitikleş- me"ydi... Oyunlar... Oyun içindeki çalımlar Ka- rayalçın'ın da, Baykal'ın da bitmişlikle- rinin, tükenmişliklerinin, son çırpınışla- nnın belirtisiydi. Bülent Ecevrt'in 12 Eylül sonrası DSP'yi kurarken, kimilerine karşı ne- den böylesi katı davrandığını, kendi si- yasi geleceğini riske atarak bir duvar gibi davrandığını insan şimdi daha iyi anlıyor... Ecevit, haklıymış... Bir an önce memurumuzu kucaklayacağız. Tansu Çiller Fethullah Gülen görüşmesi! E Mert Ali Başanr'dan SÖZDEYİŞLER Arkanı dön ki konuşma özgüriüğü bulasın. mekli vaizlerden Fethullah Gülen'le yapılıp aynı gün Sabah ve Hürriyet'te yayımlanmaya başlayan röportajlardan birinde ilginç bir "vaziyet" vardı. Röportajda imzasını kullanmayan Hürriyet'in Genel Yayın Yönetmenı Ertuğrul Özkök, gazetenin birinci sayfasında sürmanşetten "Hoca Efendi anlatıyor" başlığını atarken spotlanndan birinde. Fethullah Gülen "Hikmet Çetin Bey'le görüşmemiz oldu" dıyordu. Ancak söyleşinin yeraldığı sayfada ise bu görüşme şöyle ortaya çıkıyordu: Soru- Ya sosyal demokratlardan sizinle görüşen oldu mu? Gülen- Selamlaştık. Mesela Hikmet Çetin Bey'le. Belki çok gtyabi yakınlığımız otdu. Bu vaziyet üzerine, arkadaşımız Miyase llknur Vaziyet adına, SHP Gaziantep Milletvekili ve eskı Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin le konuştu. Hikmet Çetin'e, emekli vaiz Gülen'le "görüşme"sinin ya da "selamlaşma'sının ya da "gıyabi yakınlığrnın ne olduğunu sordu. Işte Hikmet Çetin'in yanrtı: "Hayır ben kendisiyle hiçbir zaman görüşmedim. Zaten kendisi de görüştüm demiyor selamlaştım diyor. Fethullah Gülen'in özbekistan'da bilindiği gibi okulları var. Bunun Nurettin adında, soyadını bilmiyorum bir adamı vardı. Cumhurbaşkanı'nın. Başbakan'ın, kısacası hükümetin özbekistan'a yaptığı her resmi geziye katılırdı. Ozbekistan'daki okullarına ilişkin bazı sorunlan varmış. Bu gezilerden birinde benden yardım istedi. Ben de özbekistan Cumhurbaşkanı'na 'bu okullan ya devletleştirin ya da bunlarta görüşün' diye söyledim. Bu olaydan sonra işte bu Nurettin adındaki kişi Fethullan Gülen'in teşekkürlerini ve selamlarını söyledi. Hepsi bu kadar." Ancak küçük bir aynntı var. Bir emekli vaizın adammın devletin yurtdışı gezilerinde işi ne? Yoksa Başbakan Tansu Çiller in özel konuğu olarak mı katılıyorlar bu gezilere? Adaletisteyen bir öğnetmenin sessiz çığhğı E debiyat öğretmeni Cemil Ya- vuz'un Cumhurbaşkanı Sü- leyman Demirel'e, Meclis Başkanı Hüsamettin Cindo- ruk'a, Başbakan Tansu Çiller'e ve Mil- li Eğitim Bakanı Nevzat Ayaz'a yazdı- ğı dilekçedir: "15 yıllık öğretmenim. Yıllarca deği- şik bölgelerde öğretmenlik yaptıktan sonra en son 1992 yılı sonunda zorun- lu bölge hizmetimi eşimle birlikte bitı- rip Muğla-Fethiye-Göcek Lisesi edebi- yat öğretmenliğine isteğimizle atanıp göreve başladık. 2.5yıldırokulumuzdagörevimizısür- dürürken, 18 Ocak 1995 tarihınde sı- nıfta ders işlerken, ders ortasında hiz- metli tarafından çağrılıp okul müdürü- nün yanına vardığımda bana Bolu-Gü- müşova Lisesi'ne naklımin çıktığını bil- diren Bakanlık yazısı tebliğ edildi. O anda yeniden sınıfima dönüp öğ- rencilerimin yüzüne bakamadım. Deh- şetli bir iç utanç yaşadım. Beni anlıya- biliyor musunuz? Ben, bütün varlığımı ülkeme, ulusu- ma, mesleğime adamış olduğuma ina- nan şerefli bir Türk öğretmeni, Yüce Ata'nın meslektaşı olmanın onurunu taşıyan fedakar bir eğitimci olduğuma ınanan Türk vatandaşım. Ama bir an- da bütün bu kutsal değerierim altüst ol- du. Beni anlayacağınızı umuyorum. Ne olur izin venn bu değerlerin yaşaması- na bari. Başka neyimiz kaldı ki? Dört yaşında bir çocuğum ve benim gibi edebiyat öğretmeni olan eşimle, anayasamızın güvencesinde olan bir Türk ailesiyiz. 20 Ocak'ta sömestr ta- tiline girmeye kendimizi tümüyle hazır- lamışken, 18 Ocak'ta beni bağışlayınız ama, sürgüne gönderilme emri alma- nın ne demek, nasıl birşey olduğunu anlatmak haddime değil diye düşünü- yorum. Ekonomik zoriukların altında adeta cambazlık yaparak yaşamımızı sürdürmeye çalışırkeh, bir ekmekle idare etmenin yollannı ararken, eşim ve çocuğumdan beni ayınp Bolu'ya git- mek zorunda bırakılmakla bunun altın- dan nasıl kalkabileceğimi düşünmek bile ürkütücü. Dehşet verici. Ne yaptım da 15 saatlik uzaklara 1.5 milyon liraya yakın gidiş-dönüş parası vermek zorunda bırakılıyorum? Ne yaptım da çocuğuma oyuncak almak için harcamaktan sakındığım paramı, binlerce kat fazlasıyla yeni bir kalacak yer tutmaya, yaşamımı sürdürmek için yeni masraflaryapmayazorlanıyorum. Efendim, adalet istiyorum. Sesimin, çığlığımın duyulmasıdır tek arzum. Devletin öğretmenler için belirlediği tayin ve nakil esaslan bile çiğnenerek, ülkemde hiçbir mahkemenin vermeye- ceği ağır bir ceza ile ailem cezalandı- rıldı. Hiçbir gerekçe gösterilmeden apar-topar gerçekleştirilen bu işlem hangi kanuna uyuyor? Ülkeme ve devletime küstürülmek isteniyorum adeta. Yerel politikacılann küçük hesapları- na kurban gitmenin faturasının devle- te çıkanlışının vahametinı yaşıyorum. Bakanlığa gittim. Sordum. Bir bürok- rat, 'Birmilletvekiliyletakışmışsınız' de- di. Oysa hiçbir milletvekilini tanımıyo- rum. Onlar da beni tanımıyor. Ama var- sa birsuçum bilmek istiyorum. Suçsuz yere ağır bir işlemle cezalandırıldım. Milletvekillerimizin varlığını demokra- simizin yaşamagüvencesi görüyorum. Ne olup bittiğini bilmek istiyorum. Gö- cek gibi bir yere, bizim yerimize başka hatırlı insanlann getirilmek istenmesin- den başka bir neden bulamıyorum. Adalet istiyorum. Adalet istiyorum. Yar- dım değil, anlaşılmak istiyorum. Duyul- mak istiyorum. Saygılar sunarım." Aramızdan aynlışının ikinci yılında O'nu saygı ve sevgi ile anıyoruz. ÜÜSUAT SEZAİ GÜRÜ ." . 29 OCAK 1954 - 29 OCAK 1993 BAŞINIOMUZUMA YASLA GÖĞSÜMDE TAŞIYAYIM SENİ GÖVDEM GÖVDENE CA NOLSUN... TMMOB MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI A N M A RTa^LlRKCUm m i 1 Dİ5İİHCE Muammer D C R [| f. fi AKSOY- Uğur MUMCU Birlikte Anma Haftası BURSAili "Halkım unutma bizi" etkınlıği Konuşmacılan MUSTAFABALBAY AYYUKERENBERK YerGazetedferLofcali Gün: 30 0c3kV85 Saat 17.00 Birlikte analım ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ BURSAŞUBESİ KİM KİME DUM DUMA BEHIÇ AK uapıfla g C(ir leri, mm I0rv%, sinır/ı... 0/1 ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI HARBİ SEMİHPOROY e TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAIS 29 Ocak BASTA GELEN İZLENİMCILERDBN B/RL 1833'OA SU&ÜN, Ü»IUJ geŞSAM ACPÜEP StSLEy(stSLS), 60 KANSE8OEH ÖU>Ü. İN6İÜZ BİR AitebEN GELEN SAUATÇI,fWllS'TB DO&MUf i/e YAÇAMlNIN BÜYÜK BÖUIUÛUU r&IN-£A'£X (SEC'GM'Ç'- Tı, MOAJEr'YtS &JRUXTE İZLENIMCI(EtütPtSESVONlSf) EteOLUN £W <AVÇtK£IZ UYELERJNDEM SAY/LAfJ SlSlSY, GE- AfJCAK, HİÇSİR. 2AAÂAN, MOMET ĞSlB< SÇ£ f Ç Ş SAYDAkA BİK A7MO&=£JS yAKA7MAK OHA YET- MlÇTİ. ÖNCELERİ, TtCAfZer H4R0KJ BAgASIMIN PESTBSİyi-E I&HATÇA ÇALlŞHSK£fJ, ONUN IF- LASIYLA yotCSVL CÜfAU/f', BU OURUM DA ÖUİMÜNE DeS/AJ SÜ*MÜfTÜ. Yanda, "LouveeJennestf&Kor*adlt görûlüyon Sanatçı - yazar ONAT KUTLAR'ı yitirmenin acısı içindeyiz. Demokratik, laik, çağdaş yaşama yönelik saldınlan kınıyoruz. MSÜ Fen. Ed Fakültesf nden Bir Gnıp Oğretim Elemanı SELETTİN - CANAN - ELİF (CİHANTİMUR) ŞİMDİ LAÇİN DE KATILDI 28 OCAK 1995 - İSTANBUL lüniü ıabantı O^retmenlerli) INGILIZCE'DE BAŞLIYOR j" Î8Şubaf'adekkayıtoîun," ! özel indirimden yararlanın. DILKO ENGUSH KADIKÖY BAKIRKÖY Ş İ Ş L İ BEŞİKTAŞ Altıyol Direkli HatboyuCad. Koca Mansur OrUbahçt Cad. İş Hanı K:2 No:16 Sokak No:58 No:22 Kat: l 338 58 47 570 12 70 230 8191 259 59 15 338 83 10 572 2144 232 72 52 259 59 72 'Özgür Ülke gazetesi bombalandı. 'Değerli gazeteci, yazar ve eleştirmen Onat Kutlar bombalı saldın sonucu yaşamını yitirdi. 'Değerli yazar Yaşar Kemal yargılanıyor ye günler demokrasi mücadelesine önemli katkıları olan kişi ve kurumlara yapılan saldın haberleri ile geçiyor. Toplumu terörize etmeye yönelik bu saldınlan nefretle kınıyoruz. Onat Kutlar'ı anma ve yaşatmanın, Özgür Ülke'ye, Yaşar Kemal'e ve cezaevlerine kapatılan düşünce tutsaklarına sahip çıkılarak gerçekleşeceğine inanıyoruz. SAHNE SANAT KURUMU A. Kürşat Tunç Hollanda Parlez-Vous Francais?F'ans^ca kcnusur musunu2' > FRANSIZCA DİL KURSLARI Kurs başlangıç tarihi: 6 Şubat1995 Kayrtlar ve Test: 30 Ocak - 4 Şubat 1995 Saat: 9.00 -18.00 Arası T U R Y A P EMLAK BİLGİ BAMCAH Tlf. (242) 248 49 95 - 242 48 12 Fax- (242) 242 37 33 ANTALYA Romanlanııızve Ansiklopedileriniz yerinizden alınır. Tel:5540804 İFKM IEFIİSTANBUL FRANSIZ KÜLTÜR MERKEZİ INSmVT O'ETVDES FRANÇA/SES DISTANtUL tstiklal C«ıL Taksim T*l: 2S2 02 62
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear