25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4 AÖUSTOS1994 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Salari Dans Yanşması • Istanbul Haber Servisi - "Safari African Drink"in, Türkiye'deki reklam ve tanıtım programı çerçevesınde geleneksei olarak düzenlenen "Safari Disko Dans Yanşması"nın üçüncüsü Andromeda Disko'da yapıldı. Safari'nin uluslararası dans grubunun da bir gösteri yaptığı yanşmada, birinciliği Enis Altan, ikinciliği HaÜl Yıldınm, üçüncülüğü ise Göksel Tango kazandı. Evin Konserve'de anlaşma • İstanbul Haber Servisi - DİSK'ebağh Türkiye Gıda-lş Sendikası ile Evin Konservecilik şirketinde arasında 600 işciyi kapsayan toplusözleşme görüşmeleri anlaşmayla sonuçlandı. İlk yıl için yüzde 120 ücret zammı öngörülen sözleşmede ikinci yıl zammı, Devlet tstatistik Enstitüsü kentsel yerler tüketici fıyatlan ile Türkiye genelindeki ücret zammı ölçü alınarak belirlenecek. Açlık grevi • IZMİR (Cumhuriyet Ege Bûrosu) - Buca Cezaevi'nde siyasi tutuklulann başlatüklan süresiz açlık grevi 19. gününde bitti. Cezaevi yöneliminin baskılannı gerekçe göstererek açlık grevine başlayan Dev-Sol, TDKP, TİKBdavalan tutuklulanndan 65 kişi, istemlerinin kabul edilmesi ûzerineeylemlerine dün son verdiler. Aileler bir daha böyle olumsuzluklar yaşamak istemediklerini belirtüler. İşlami Hareket Öpgötü davası • İSTANBUL (AA)- Gazeteci-yazar Çetin Emeç veTuran Dursun ile İranh Ali Ekber Gorbarü'nin öldürülmeleri olaylannın da aralannda bulunduğu çok sayıda terör eylemi ile suçlanan vasa dışı "lslami Hareket Örgütü" üyesi, 3'ü tutuklu21sanığın yargılanmasına dün devam edildi. İstanbul 3 No'lu DGM'dekı duruşmaya tutuklu sanıklardan Mehrnet Ali Şeker veMehmet Zeki Yıldınm ile tutuksuz yargılanan Hüsnü Yazgan ve Mehmet Kaya katıldı. Duruşmada söz alan sanık avukatlan, yaklaşık 1.5 yüdır tutuklu bulunan müvekkillerinin tahliye edilmelerini istediler. Mahkeme heyeti ise tahliye istemlerini reddetti. Şişli'de soygun gîrişimi • İSTANBUL (AA)- Şişli'de bir kuyumcu dükkaru, 3'ü silahlı 4 kişi tarafından soyulmak istendi. Halide Edip Adıvar Caddesi'nde bulunan Akm Kuyumcusu'na dün saat 16.00 sıralannda gelen silahlı kişilerce etkisiz hale getirilmek istenen kuyumcu Cengjz Akın'ın direnmesi ve alarma basması sonucu soygunculann kaçtıklan öğrenildi. Kocaeli'de deprem • İstanbul Haber Servisi - Kocaeli'de dün akşam saat 20.06 sıralannda 3.7 şiddeünde bir deprem meydana geldi. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Derem Araştirma Enstitüsü Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada. depremin merkezüssünün Kocaeli-Gölcük civan olduğubelirtildi. DÎSKişçiylebuluşuyorDevrimci İşçi Sendikalan Konfederasyonu 14 yıl sonra ilk 'gerçek' genelkurulunu yapıyor. 12 Eylül sonrası' örgütlenme' ve 'sendikal politika' belirleme konusunda sıkıntı yaşayan DİSK'in, bu genelkurulda kendisini masaya yatırarak 'mücadeleçizgisini belirlemesi' ve 'ona uygun yeni bir yönetim oluşturması' bekleniyor DENtZTEZTEL/ GÜNMJRtLHAN Türkiye Devrimci İşçi Sendi- kalan Konfederasyonu (DİSK) 12 Eylül askeri darbe- sinden 14 yıl sonra ilk kez "bu- luştugu" işcileriyle 9. Genel Ku- rulu'nu gerçekleştiriyor. İki yıl önceki genel kurulunu 1980 ön- cesi delegeleriyle gerçekleştiren DİSK'in, "gelecegi" konusun- da dönüm noktası olabilecek genel kurulu bugün başlıyor. Yargıtay karanyla yeniden sendikal yaşama dönen DİSK, 14 yıl aradan sonra "ilkeleri"ni belırleyecek ve genel başkanını seçecek. DİSK'in bundan iki yıl önceki 8. Genel Kurulu "tûzfl- ğfinü 12 Eylülie birükte değişen sendikal yasalara uygun hale ge- tirme" zorunluluğuyla yapıl- mıştı. On yıldan fazla süre işçi- likten uzak kalan delegelerle gerçekleştirilen genel kurul, Ge- nel Başkan Abdullah Baştürk - ün ölümü nedeniyle matem ha- vası içinde yaşanmışu. Son iki yıldır örgütlenme faaliyeti sür- düren ve istaustiklere göre 330 bin üyesi bulunan DİSK, şimdi "büyük çoğunluğu işçi" olan de- legelerle genel kurulunu yapı- yor Bugüne kadar "örgütlenme" ve "sendikal politika" belirleme konusunda sıkıntı yaşayan DİSK, bu genel kurulda kendi- sini "masaya yatıracak." 9. Ge- nel Kurul'daDİSK'in"mücade- le çizgisini belirlemesi" ve "ona uygun yeni bir yönetim oluştu- rulması" bekleniyor. DİSK, Dedeman Oteli'nde yapılacak ve dört gün sürecek olan genel kurula, üç başkan adayıyla giriyor. Tekstil Sendi- kası Genel Başkanı Rıdvan Bu- dak dün başkan adaybğmı "res- men" . bir basm toplantısı dü- zenleyerek açıkladı. Basın top- lantısına Rıdvan Budak'ın adaykğmı destekleyen Lastik-İş Sendikası Genel Başkanı Vah- dettin Karabay katıldı. Toplan- uya, Lastik-İş, Tekstil sendika- lannın şube yöneticileriyle tem- silcilerinin ve Abdullah Baş- türk'ün eşi Ayten Baştürk'ün katılması dikkat çekti. Kemal Nebioğlu yönetimini "yaşlı ve yorgun" olarak nitelendiren Budak. "DİSK'in geçtiğimiz ça- lışnıa dönemi içinde üzerine dü- şen görevlerini yeterince yaptığı- nı söylemek mümkün değildir" dedi. "DİSK'in bu genel kurul- dan yara almadan çıkabiunesi için yönetim konusundaki anlaş- ma çabalarımızı sürürüyoruz" diyen İsmai) Hakkı Önal da "Uzlaşma çabalannuz kongre boyunca sürecek. Birbiriyle uyumsuz bir kadronun yönetiine gelmemesi için elimizden geleni yapacağu*' dıye konuştu. Sosyal-İş Sendikası Genel Başkanı Özcan Kesgeç ise sekiz sendikanın kendisini destekle- diğini, bu sendikalann destek- lerini çekmediği sürece adayh- ğmı sürdüreceğini belirtti. Kes- geç, "DİSK'in topiumsal de- ğişjm mücadelesi içinde aktif rol almasma katkı sunmak için" başkanhğa aday olduğunu da sözlenne ekledi. Dört gün sürecek olan DİSK Genel Kurulu'nda, Yönetim Kurulu, Denetleme Kurulu ve Onur Kurulu 7 Ağustos pazar günü seçilecek. Genel kurul, 335 doğal ve secilmiş delegeyle yapılacak. ILO. 1CFTU ve ETUC başta olmak üzere uluslararası sendi- ka kuruluşlannm da konuk olarak kaülacağı genel kurul- da, ETUC Sekreteri WUly Busdıak, ILO İşçi Faaliyetleri Bürosu adına UUrich Flechsen- har ve 1CFTU Cenevre Bürosu adına da Guy Ryder birer ko- nuşma yapacak. İstanbul Haber Servisi - DİSK'in bugün başlayacak 9. Genel Kurulu'nda son anda bir değişiklik olmazsa üç aday Ge- nel Başkanlık için yanşacak. Dört gün sürecek genel kurulun son günü yapılacak seçimde başkanhğa aday olanlann kim- likleri şöyle: ÖZCAN KESGEÇ :1945'de Afyon'un Dinar ilçesinde do- ğan özcan Kesgeç, Kara Harp Okulu'nda öğrenciyken 20-21 mayıs 1963 "Harp Okulu" olaylan nedeniyle tüm öğrenci- lerle birlikte okuldan çıİcanldı. 1972'de Sosyal-İş Sendikası Genel Başkanhğı'na, 1973 yı- hnda CHP Genel Merkez İşçi Bürolan Genel Sekreterliği'ne. 1974 yılında DİSK Genel Baş- kanvekilliği'ne seçildi. 1975 yıhnda TİP'in kurucu- lan arasında yer aldı ve Merkez Yönetim Kurulu üyeliği yaptı. 12 Eylül'de tutuklanarak 5 yıl cezaevinde kaldı. Sosyal-İş Genel Baş- kanı olan Kesgeç. kendisini "sosyalist" olarak tanımlıyor. DİSK içinde kendisi- ne yöneltilen Türk-İş'le birleşmek isti- yor" suçlamasıru ise "Benim ağzımdan TOrk-lş'le birleşme kelimesi çıkmadı" diye yanıtlıyor. Sendikalann "ideoloji- si" olacağını vurgulayarak "İdeoloji bir dünya görûşû ise sendikalan bu dünya görüşünden yoksun saymak. hele hele DİSK'İ dünya görüşünden koparmak mümkün değildir" görüşünü savunuyor. DİSK tüzüğündeki, "Tabanın söz ve ka- rar sahipüği" ükesinin "üyelerin söz ve Türk-Iş'lebirleşemeyiz KetoçSosyaist önakSasyatteınokrat karar sahipliği" olarak değişürilmesini istivor. ISMAİL HAKKI ÖNAL: Ankara Hukuk Fakültesi mezunu olan İsmail Hakkı öna!, 1958'de işçi statüyle çah- şma yaşamına girdi. önal, 1978'de DİSK Genel Yürütme Kurulu üyesi olarak Toplusözleşme ve Hukuk Daire- si Başkanhğı'na getirildi. 1980'e kadar bu görevini sürdürdü. 12 Eylül'de yar- gılanan önal, sendikal faaliyetlerin ser- best bırakılmasından sonra DİSK Yö- netim Kurulu üyeliğjne seçildi ve Dış İlişkiler ile Hukuk Dairesi başkanı oldu. uğraşmaması" ilkesini değişür- mesı gereküğini savunuyor. "Sosyal demokrat" olduğu- nu belirten Önal, "Ama daha çok Isveç tipi sosyal demokrasi- yi savunuyonım" diyor. "DİSK'in sosyalizim için mfi- cadeJe etme ilkesini" de savun- duğunu açıklayan Önal, ancak sosyalizm tanımının farkh ol- duğunu söylüyor. Kendi deyi- şiyle Önal, "demokratik sosya- lizmi" benimsiyor. RIDVAN BUDAK: 1950 yı- hnda Erzincan'ın Tercan ilçe- sinde doğan Rıdvan Budak, 1964 yıhnda İstanbul'da işçiliğe başladı. 1972'de, çalışmakta ol- duğu Çerkezköy bölgesinde Tekstil İşçileri Sendikası Şube Başkanhğı'na getirildi. 1977de DİSK Yönetim Ku- rulu üyeliğine, 1979 yıhnda da Tekstil İşçileri Sendikası Genel Başkanhğı'na getirildi. 12 Eylül askeri darbesinden Daha sonra da Genel Başkanvekilliğine sonra tutuklandı ve 4 yıl tutuklu kaldı. getirildi. Halen Genel-İş Genel Başkanı 1984-91 yıllan arasında serbest çalışıp olan Önal, 1987 yılından sonra SHP SHP'de politika yaptı. milletvekili olarak MecKs'e gifdi. Önal SHP kurultay delegesi de olan Bu- 1990 yıhnda da HEP'İ kuranlar arası- dak, 1992 yıhnda yapılan Tekstil Sendi- nda yer aldı ve bir dönem bu paninin kası Genel Kurulu'nda yeniden Genel Genel Sekreterliği'ni yapü. " Başkanhğa seçildi. "Ben Marksist sos- önal, Türk-İş ile DİSK'in birleşmesi yaüst değilim" diyen Rıdvan Budak, konusunda "Bu en son düşünülmesi ge- "sol demokrat" olduğunu söylüyor. An- reken iş" diyor. Sendikal anlayışlannın cak DİSK'in mücadele ilkeleri içinde ve kulvarlannın farkh olduğunu vurgu- yer alan "Sosyalizm için mücadele etme" layan Önal, birleşmenin olabilmesi için ilkesinin Genel Kurul da delegelerce ka- Türk-İş'in "bağimsızlık konusundaki bul edilmesi halinde onun için de müca- düşüncesini ve sendikalann politika ile dele edeceğıni belirtiyor. BubkSoldemokrat 13 ŞUBAT 1967'DEN 4 AĞUSTOS 1994'E DİSKİN DÜNÜ BUGÜNÜ işçi sınıûtarilıiııedamgavurdu DENtZTEZTEL Türkiye Devrimci İşçi Sendikalan Konfederasyonu (DİSK), Türk-tş içinden doğan, büyüyen ve Türkiye işçi smıfı tari- hine damgasını vuran bir örgüt. Türk-İş'- in özellikle 1965 yıhndaki seçimlerden sonra "kara Avnıpası" tipi sendikacıhk anlayıştndan uzaklaşması, konfederasyon içındeki tartışmalan yoğunlaşurdı. Suuflar arası uzlaşmaa "Amerikan tipi" sendikaahk görüşünü benimseyen Türk- İş'in 1966 yıhndaki genel kurulunda "par- tÛer üstü politika" izleme karan alması, sert eleşürilere neden oldu. Kristal-İş Sendikası'nın aynı yıl İstan- bul Paşabahçe Şişe-Cam Fabrikası'nda başlaUığı grev, görüş aynhklannın netleş- mesine neden oldu. Konfederasyon üyesi Petrol-İş, Lastik-İş, Maden-İş ve Basın-İş sendikalan grevi desteklerken konfede- rasyon greve son verilmesine karar verdi ve "işverenk uzlaşılmasına" karşı çıktıklan için de sendikalar, icra kurulu karanna uymadıklan gerekçesiyle Türk- İş'ten çıkanldılar. Bunun üzerine sendika- lar 15 Temmuz 1966'da Sendikalar Arası Dayanışma Anlaşması'm oluşturdular. 12 Şubat 1%7 günü Maden:îş, Lastik- İş, Basın-tş sendikalan Türk-İş'ten ayn- lma karan verdiler. Ve aralanna Gıda-İş ile Türk Maden-İş sendikalannı da alarak 13 Şubat 1967 yıhnda DİSK'i kurdular. tstanbul Valiliği'ne DİSK'in kuruluş dilekçesi Kemal Türkler, Rıza Kuas, Meh- met Alpdûndar, Kemal Nebioğlu ve tbra- him Gfizeke imzasıyla verildi. Genel Baş- kanhğı'ru Kemal Türkler'in yaptığı DÎSK'in kurulmasıyla birlikte Türkiye işçi sınıfma mücadeleci bir ruh geldi. 15-16 Haziran 1970, DİSK için bir dö- nemeç oldu. Sendikal yasalarda DİŞK'te örgütlenmeyi engeUeyecek yasal değişikli- ğin öngörüîmesi üzerine başlayan eylem- ler. Türkiye işçi sınıfı tarihinde ilk kez kit- lesel olarak gerçekleşti. 1974 yılından son- ra DİSK. işçilerin tek sendikal "umudu" idi ve işçi sınıfı içinde direnişin, kavgamn" adı olmuştu. 1975"te 'Demokratik Hak ve Özgürlükler Mitingleri" düzenleyen DİSK. 1976 yıhn da 1 Mayıs İşçi Bay- ramı'nı ilk kez kitlesel olarak kuüadı. 1976 yıhnda Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nin yasa tasansına karşı çıkan DİSK, "genel yas" eylemi yaptı ve "siyasi içerikli" bir genel grev gerçekleştirdi. Bu dönemde DİSK ilkeleri "Demokratik Sıraf ve Kitfc Sendikacdığı" başlığı altında yeniden tanı- mlandı ve hükümetten ll istemler" paketi oluşturuldu. "Snuf sendikacıhğr an- la>ışıyla çalışan DİSK, örgütlenme ilkele- ri olarak "sendikal birlik, gerçekçilik. ta- banın söz ve karar sahibi ohnası"nı benım- siyordu. Temel mücadele ilkelerişöyleydi: "DİSK, işçi sınıfutın birliği için, ulusal bağımstzlık için, demokrasi için, emper- yalizme \e faşizme karşı, banş için >e sos- yalizm için mücadele wkr." TEV'den 35 gence yuıtdışı bursu İstanbul Haber Servisi - Bu- güne kadar 410 Türk gencine yurtdışında yüksek lisans burs- lan sağlayan Türk Eğitim Vakfı (TEV), bu yıl da çeşitli üniversite- lerden mezun ohnuş 35 genci yurtdışına göndereceğini açı- kladı. Dün Divan Oteli'nde bursiyer- lerin tanıtımı amacıyla düzenle- nen basm toplantısına vakfın yö- netim kurulu üyelerinin yaru sıra mütevelh heyeti başkanı Vehbi Koç da katıldı. Toplanuda konu- şan TEV Yönetim Kurulu Baş- kanı Aydın Bolak, bugüne kadar 410 öğrenciye yurtdışında yük- sek lisans bursu sağladıklannı, bu yıl burs ahnaya hak kazanan öğrencilerin her birine öğre- nimlerinin sonuna kadar 60 bin dolar (1 milyar 800 milyon TL) ödeneceğini söyledi. Bolak. vakfın bu yıl verdiği burslarda İngiliz hükümeti ve Ja- pon Üniversitesi'nin de katkılan bulunduğunu, bu sayede İngjlte- re'de 20, Japonya'da ise 1 bursi- yerin masraflannın müşterek burslar sayesinde karşılanacağıru belinti. Bolak, 35 bursiyerin TEV ta- rafından yüksek öğrenim ve yabancı dil başan düzeyleri, mülakat sonuçlan ve gelir du- rumlanna göre değerlendirile- rek seçildiğini belirtti. Mütevel- li Heyeti Başkanı Vehbi Koç ise toplantı sonunda bursiyer- lere önsözünde "Benim anaya- sam şudun Devletim ve ülkem var oldukça ben de vanm. Kur- duğum müesseselerin ve kendi varlığımın, memleketimin var- Iığı ile de>am edeceğine inana- rak hareket ettim" şeklinde kendi sözlerinin yer aldığı kita- bını hedive etti. ARAYIŞ TOKTAMS ATEŞ Ahngan Arkadaşter... Geçenlerde Babalannın Çiftliği' diye bir yazı yazmış ve o zamanki Kültür Bakanı Sayın Flkri Sağlar ile bizim üniversitedeki bazı arkadaştann 'kamu taşınmazlanna' sahip çıkma biçimlerini eleştirmiştim. ilktepki üniversite içindeki kimi arkadaşlarımdan gel- di. "Yazma böyle şeyler" dediler. "Daha önce de söyle- dik, tam biz beşon oda için adamları ikna ediyoruz, sen böyle bir şeyler yazıyorsun. O zaman da kızıyor ve vaz- geçiyorlar." Doğrudur. Bülbülün çilesi tatlı dilinden olur- muş. Ama işin kötüsü odalarında iç içe oturan genç ar- kadaşlar bana kötü gözte bakmaya başladılar gibime geliyor. "Hoca tekerimize taş koyuyor" diye düşünüyor- lar galiba... Aynı gün Sayın Sağlar'ın tepkisi de gecikmedi. Daha önce de benzer bir 'muhabbetimiz' olmuştu. Yıldız Üni- versitesi Agavat Dairesi ile ilgili olarak yazdıklarımın yanlış bilgilere dayandığını ileri sürerek "Bir de bana sormahydınız" dedi. Bu sefer çok kızmıştı. Aslında 'hoca' sıfat ve niteliğim olsa bile, benim devlet anlayışım ve terbiyem, -her kim olursa olsun- bir sayın bakana telefon ederek "Bu işin aslı-astarı nedir?" gibi- sinden sorgu-sual eylememe engeldir. Bu 'üslup' mem- leketimizde 12 Eylül sonrasında egemen olmaya başla- dı. Ben gördüğümü, duyduğumu, düşündüğümü yaza- rım. Eğer yanlışlık yapmışsam hiç gocunmadan düzelti- rim ve gerekirse özür de dilerim. Ama bunda 'celallene- cek' bir şey de yoktur. Bunları Sayın Sağlar'a aktarmaya çalıştım. Ama o, dinlemekten çok konuşmayı yeğledi. Ne diyelim, sağlık olsun. Oerken Kültür Bakanlığı Basm ve Halkla ilişkiler Mü- şavirliği'nden bir telefon geldi. Meğer Fikri Sağlar'ın basm danışmanı, Basisen'den uzun yıllardan beri tanı- dığım arkadaşım Muzaffermiş. Biraz hoş-beş yaptık, eskilerden söz ettik. Sonunda bu olayla ilgili olarak kendi açiktamalarmi fakslayacağını söyledi. Muzatier'e konuyu yeniden ele alacağıma söz verdim. Gerek Sayın Sağlar'la olan konuşmamızda ve gerek- se bana gönderilen belgelerde, yanlış aktardığım ileri sürülen hususlar şunlar a) Agavat Dairesi Kültür Bakanlığı taratından Devlet Konservatuvarı'na 'devredilmemiş', sadece 'tahsis edil- mişti.' Bu bakımdan bir başka kurumla 'takas edilmesi' mümkün değildir. b) Bakanın silahlı adamlar alarak burayı tahliye etme- si söz konusu değildir. Bu iş Beşiktaş Kaymakamfnın nezaretindeki görevlilerce yapılmıştır. Bakan o gün baş- ka bir nedenle İstanbul'da olduğundan ve oradan geç- mekte olduğundan, rastlantı eseri 'uğramıştır.' iddia edildiği ve gazetelerin de yazdığı gibi, birtakım ileri-geri ifadeler kullamlmamıştır. Üçüncü bir nokta daha var ki, bunu biraz aşağıda ele alacağım. Şimdi ilk iki nokta üzerinde biraz durmak isti- yorum. Tahsis, devir, takas vb. gibi kavramlar benim açımdan çok önemli değil. Eğer bir 'kamu hizmeti' var- sa, bu sorunlar aşılmalıydı. Silahlı adamlar vb. gibi ifa- deler de benim yazımdayoktu. Bu bakımdan beni bağla- maz. Şimdi gelelim üçüncü noktaya. Yani yukandaki bi- çim içinde düşündüğümüz zaman 'c' şıkkına. c) Sayın Bakan değişik yerlere gönderilen açıklarna- sında şöyle diyor: "Üniversitenin bu mekana gereksini- mi olabilir. Bu gereksinim bir bilim kurumuna yaraşırbir biçimde, uygarca iletişim kurularak dile getirilmiş ol- saydı, bu isteme elbette Kültür Bakanlığı duyarsız kal- mazdı..." Benim yazımda asıl 'takıldığım' nokta buydu. Eğer Sa- yın Rektör bu talebini başka bir biçimde dile getirmiş ol- saydı, muhtemelen sorun çözümlenecekti. Eğer Turgut Uzel bu binayı 'nasıl olsa ben kullanıyorum' düşüncesi içinde 'kendi malı'sanıyorsa, elbette onu da eleştirir ve kınarım. Talebini uygun bir biçimde dile getirmeli ve sa- vunmalıydı. Fakat bu yapılmadığı için öğrencileri ceza- landırmak ne demek? Zaten Sayın Bakanı çok kızdıran yazımda da aynen şöyle diyordum: "Öğrenimle ilgili böyie bir konuda gereksiz 'inatlaşmalara' ve duy- gusallığa' ne gerek var?" Kimileri eleştirilmekten hiç hoşlanmıyorlar. 'Kişisel' bir düşmanlığa bağlıyorlar. Ben Sayın Sağlar'a neden düşman olayım? Başarılı bir bakan olduğunu ve Kültür Bakanlığı'nın kemikleşmiş bürokrasisine rağmen çok iyi şeyler yaptığını düşünüyorum. Ve bunu zaman za- man dile de getirdim. Ama eleştirilecek önemli bir şey- ler görürsem, elbette eleştiririm. Siyasal yaşamda yer tutmaya çalışan ve buna uygun özellikleri olan genç bir siyasetçinin; eleştirilere kızmaması, değerlendirmesi gerekir. Defalarca yazdım. Kişilerle işim yok benim. Zaten bir avuç kaldık. Kimseyi 'rıarcama' lüksümüz de yok. Ama bu kadar alıngan olmaya da hakkımız yok. Benim soru- num 7/ke/er/e', benim derdim zihniyetle.' ötesi 'laf-ü güzaf'ür... * lslami Hareket şeriatçılarıkarıştırdı İZMIR (Cumhuriyet Ege BU- ^ İslami Hareket örgütü üyesi Sevgi Engin, rosuHOyaşındakızçoçuğuC. •• ı - - i • i A I U- z.-yi kaçınp aiiesinden ndye is- can guvenlıgı gerekçesıyle Alaşehir teyen ve düzenlenen operas- Cezaevi'ne sevkedildi. Engin'e yönelik yonda yakalanan lslami Hare- , , i i i L J I 111 ket örgütü üyesi Sevgi Engin'in naber ve yorumlar Islamcı basında karşılıklı güvenhği"gerekçesiyle sUÇİamalar dÖnÜŞtÜ."can Alaşehir Cezaevi'ne sevk edildiği öğrenildi. Naklin. Engin'in istemi olmadan izmir Cumhuriyet BaşsavcılığT- nca yapıldığı bildirildi. Bu arada Engin'e yönelik haberler ve yo- rumlar. Beklenen Vakit ile Zaman gazete- leri ve yazarlan arasında karşıhklı suçla- malara dönüştü. İşadamı Lucien Acars'ın baldızı Matilde de Zondonati'nin 10 yaşı- ndaki kın C.Z.'yi geçen mayıs ayında İcaçı- ran İslami Hareket üyesi 5 kişi, 200 bin mark fidye istemişlerdi. Parayı aldıktan sonra C Z.'yi serbest bırakanlar, daha son- ra lüks bir villa olarak hazırladıklan Bor- nova'daki örgüt evinde yakalanmışlardı. Evde yapılan aramalarda çeşitli marka si- lah. bomba malzemeleri, MİT kimlikleri, uzun namlulu silahlar, jzmirli işadam- lannın listesi ve Bahriye Ücpk cinayetinde kullanılan bombalı kitabın bir benzeri ele geçirilmişti. sanların, zaümlerin oyununa gelmelerini an- Izmir Emniyet Müdürlüğü'ndeki sor- lamıyorum" diye yazıldı. Yine Sevgi En- gulamada, sahte isim veren sanıklardan gin'e sahip çıkan Vakit gazetesinde Yılmaz derilmişti. Beklenen Vakit gazetesinde yer alan bir haberde, sanıklardan İzmir'in ör- güt sorumlusu olduğu bildirilen Sait En- gin'in kansı Sevgi Engin'in. Aleşehir Ceza- evi'nde olduğu anlaşıldı. Gazetenin birinci sayfasından "Erkan Elçin" imzasıyla >a- yımlanan "Sevgi Bacı'dan haber var" başhklı haberde. Birim Yayme\i sahibi Hüseyin Okçu'nun "önüne çekilen serler- den, büyük güçlüklerden ve büyük mücade- lelerden sonra Sevgi Engin'le, Alaşehir E Tipi Cezaevi'nde göriiştüğü" duyuruldu. Zaman-Vakit çekişmesi Haberde aynca, isim verilmeden Zaman ve yazan Fehmi Koru suçlanarak Engin'in agzından "Zalimin zübnünü tabii karşdı- yorum, ama Müslümanolarak bildiğimiz in- Ahmet Şat ile Abdülselam Durmaz'ın ger- çek kimlikleri bile ortaya çıkanlamamıştı. Şat ile Durmaz'ın gerçek kimlikleri, DGM sorgulamasında anlaşılmıştı. Sorgulama sonucu Sevgi Engin, Ahmet Şat, Abdül- selam Durmaz, Şevket Baytap, Mahmut Uyan tutuklanarak Buca Cezaevi'ne gön- g p g Yalçıner imzasıyla "Sevgi Engin Bacnnız Zaman'ın iftirasından dolayı yaralıdır. Ak- lanmak istiyor" dendi. Yılmaz Yalçıner 30. 7.1994 tarihli gazetesinde de bu kez Zaman gazetcsini. Sevgi Engin konusunda "utanç verici iftirayı yayarak alet olmakla" suç- ladı. Aynı yazıda Yalçıner. Fehmi Koru ve Tamer Korkmaz'ı "bir iftiramn dal budak salmasma çanak tu- tanlar"diye nitelendirdi. Zaman gazetesi ise yakala- nan 5 sanığın örgüt evinde por- no kasetler ve prezervaüfjer ele gecirildiğini belirterek "lslami örgüt diyenler utansuT başlığını kullanmıştı. Fehmi Koru da benzer bir yaklaşımla yazüannda, sanıklann suçüstü yakalandıklannı. ancak İslami Hareket üyesi olmadıklannı. kasıtlı olarak bu örgüt adıyla nitelendirilerek "geniş kitlelerin töh- met altına ahndtğı"nı savunmuştu. Bu ara- da Sevgi Engin'in talebi olmamasma karşın İzmir Cumhuriyet BaşsavcılığYnın istemi üzerine Alaşehir Cezaevi'ne gönde- rildiği anlaşıldı. İzmir Cumhuriyet Savcılığı. Adalet Bakanhğı'na yaptığı baş- vuruda Engin'in Buca Cezaevi'nde "can güvenliğTnin olmadığını savunarak nakli- ni istedi. Adalet Bakanlığj'ndan gelen onay üzerine Buca Cezaevi'nde 5 gün kalan Sev- gi Engin, Alaşehir Cezaevi'ne nakledildi. İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Meuh Tan, Engin'in Buca Cezaevi'nden başka bir cezaevine nakil talebinin olmadığını be- lirterek "Cezaevi'nde siyasi suçlardan tu- tuklu bulunanlar, ayrı koğuşlara konulur. Kadınlar için 2 koğuş \ar. Bu koğuşlaruı iki- sinde de değişik siyasetten tutuklular var. Tek kişi için veni koğuş açmak mümkün ol- madığından Sevgi Engin'in, can güvenliği açtsından başka cezaevine nakledümesini Adalet Bakanlığı'ndan istedik. Adalet Ba- kanlığı'ndan gelen cevaba göre Alaşehir Ce- zaevi'ne nakledildi" dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear