29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET2 6MART1994PAZAR KULTUR 13. Uluslararası İstanbulFilm Festivaüiçingeriye sayım başladı K ültür Servisi - 13. L'luslara- rası İstanbul Film Festivali için geriye sayım başladı... Bu yıl yine dün> anın dört kı- tasından 150"yi aşkın filmin yer alacağı sınema şöleni, 2-17 nısan ta- rihleri arasında gerçekleştirilecek. Festi- vali izlemek için gerekli rezervasyon formlannın ise 11 martta dağıtılması bekleniyor. Uluslararası İstanbul Film Festivali'nin programında artık gelenek- sel bir yer edinen "In Memoriam-Anılan- na" anabaşbğı altında gerçekleştinlen \e dünya sinemasının artık aramızda olma- yan saygın ustalannın filmografilenn- den derlenen kapsamlı retrospektiflerin izleyiciye sunulduğu bölüm. bu yıl Nor- man McLaren, François Truffaut ve Luc- hino Yisconti'ye aynlmış. Arümasyon alanında özgün yapıtlara imza atmış İngiliz asıllı Kanadah >önet- men Norman McLaren'ın kısa filmlerin- den derlenen iki program, festivalin en il- ginç bölümlerinden birini oluşturuyor. Animasyon alanında pek çok yeniliğin yaratıcısı olan McLaren'ın yaşamı bo- vunca gerçekleştirdiği tüm çalışma- lannın kronolojik olarak bir araya getı- rilmesiyle oluşturuln ikişer saatlik iki program. dünyaca ünlü bu animasyon dehasını tüm yönleriyle tanıtacak. Birin- ci program McLaren'ın 1959 yılına değjn ger- çekleşürdıği, ıkincı program ise 1960'tan sonra imza attığj yapıtlanndan oluşuyor. Bu bölümde anılan ikinci ünlü yönetmen, Fransız "Yeni Dalga" akımının öncülerinden François Truffaut. Bu ünlü yönetmenin ıslahev- lerinde ve cezaevkrinde geçen gençlik yıllanrun hüzünlü anılan fılmlerine de yansırruş. İstanbul- lu sinemaseverler TrufTaut'yu zengin fılmografi- sinden seçilen dokuz fılmle bir kez daha keşfet- me olanağı bulacaklar. Dostoyoski'nın ünlü kısa romarunın uyar- laması olan "Beyaz Geceler" (1957); yönet- menin biçimsel ve ka\ ramsal açıdan olgun- luk dönemini yansıtan \e çoğu fılmi gibi İtalya'da sansüre takılan "Düşman Kardeş- ler" (1960): bir ailenin ahlak değerlerinin çöküşünü eşcinselliğe, ensest ilişkılere ve transvestızme yer \ererek anlatırken Na- zizm'e gönderme vaptığı "Lanetliler" (1969): eleştirmenlerce "çağının ilerisinde bir yapıt" olarak tanımlanan "Ludvtig" (1972). İtalva'nın 70'li vıllann ortalannda geçırdiği toplumsal krizi politık. ekonomık \e kişiler arası bovutlanyla vansıttığı "Aile Tablosu" (1975)'ve son fi'lmi "Masum" (1976) Visconti'nin fümografısinden geniş bir velpazeyı gözler önüne serecek. •• Genç yıldızlar Animasyon alanında özgün yapıtlara imza atan Nonnan McLaren'in kısa fılmleri ilginç bölümlerden biri u yıl"Anılanna' anabaşlığı altında Norman McLaren, François Truffaut ve Luchino Visconti'nin fîlmografılerinden derlenen kapsamlı retrospektifleri sunulacak. Yönetmenin festıvalde gösterilecek fılmleri; eleştırmenlerce "saf idealleri ve düşleriyle ergen- l; k dönemini anlatan lirik bir belge" olarak nite- lendınlen "400 Darbe" (1959). şöhretinden vaz- geçerek kendısıni sefalete mahkum eden duyarh bir piyanistin fırtınalı yaşamının ele alındığı "Pi- yanisti Vurun" (1960). Birinci Dünya Savaşı'nın karşı karşıya getirdiği iki dostun ve yaşamlanna giren bir kadının arasındaki sıradışı ilişkinin Arjantin asıllı ttalyan yönetmen Marco Bechis'in Güne\ Amerika'nm ucundakj küçük bir kasabada babalarıyla yaşayan iki kardeşin monoton yaşamlannın birden nasıl değiştiğini anlatan filmi 'Alambrado', 'Dünya Sinemasından Genç Yıldızlar' bölümünde gösterilecek. Dünyanin dövtlatasından150'yi aşkmfihn konu edildiği. ilk gösterildiğinde izleyici- ler tarafından 15 dakika ayakta alkışla- nan "Jules ve Jim" (1962), Antoine Doi- nel'in delikanhlık maceralannı anlatan, "400 Darbe"nin devamı niteliğindeki "Çalıntı Buseler" (1968). vaşamlannın behrli dönemlerinde avnı erkekle ilişkiye giren iki kızkardeşın dramatik öyküsü- nün işlendiği "İki İngiliz Kızı" (1971), hayatını kadınlann peşinden koşup on- lan baştan çıkarmakla geçiren Bertrand Morant'ın aşk serüvenlerinin Truffaut'- ya özgü bir üslupla anlatıldığı "Kadınları Seven Adam" (1977), ölen kansı Julia'- nın anılanyla yaşayan Julien'in sıradışı saplantılannın işlendiği "Yesjl Oda" (1978), İkinci Dünya Savaşı sırasında bir tiyatronun sorunlannı anlatan, başrolle- rinde Gerard Depardieu \ e Catharine De- neuve'ün oynadığı "Son Metro" (1980) ve TrufTaut'nun 1981 yılında gerçekleş- tirdiği, başkalanyla evü Bernard ve Ma- tilde'in tutkulu ilişkilerini farkh boyut- lanyla ele alan "Komşunun Kansı" Bu bölümde aynca, dostlan. aile bireylen \ c fılmlerinde kendisiyle çalışan kişilerle yapılmış söyleşiler araalığıyla TrufTaut'- nun yaşamında gizli kalmış noktalan açğıa çıkaran "Françous Truffaut; Çalıntı Buseler" adlı belgesel de izlene- bilecek. "Anılanna" bölümünde yer alan son usta, İtalyan sinemasının 50'li ve 6O'lı yıllarda en önemli yönetmenlerinden biri kabul edilen Luc- hino Visconti. Aristokrat bir ailenin çocuğu ol- masına karşın sosyal içeriğe ağırlık verirken. 'Genç ve Aşık' bölümünde Jean - Jacques Beineix'nin 'Betty Blue' adlı fılmi hiç kesilmeden gösterilecek. görsel zenginliğiyle seçkinleşen yapıtlara im- zasını atan ünlü yönetmen, yedi fılmlik bir ret- rospektifle konuk oluyor festivale. Yönetmenin ilk fılmi "Tutku" (1943), James M. CauTin bugüne değin dört kez sinemava uyarlanan ünlü romanı "Postacı Kapıyı İki Kez Çalar"m sinema eleştirmenleri tarafından "en erotik versiyonu" dive nitelendirilen uyarlaması; Ustalar bir yana; son v ıllarda yenı bir yö- netmen kuşağı dünya sinemasına değişik bir soluk geürdi. Ozgün sinema anlayış- lan\!a gerçekleşürdikleri fılmleri, geçtiği- miz yıllarda değişik festıvallerde, gerek film eleştirmenleri gerekse izleyicıler tarafından bü>ük beğenı toplayan ve özellikle gençle- nn >oğun ilgisini çeken. bazı yönetmenlerin son yapıtlannı, İstanbul Film Festivali'nde üç yıldır "Dünya Sinemasından Genç Yıldizları" başlığı altında ızliyoruz. Festivalde bu yıl keşfedeceğimiz genç \ıldızlar ve izleyeceğimiz filmler arasında, Ar- jantin asıllı İtalyan Nönetmen Marco Bechis'in, Güney Amerika'nın ucundaki küçük bir kasa- bada babalanyla yaşayan iki kardeşin monoton yaşamlannın birden nasıl değiştiğini anlatan fıl- mi "Alambrado". Kanada'nın David Cronen- berg'ten sonra, sinema dünyasına en yenı arma- ğanı. Bruce McDonald'ın imzasını taşıyan. dina- mik bir müzik eşliğinde "ince ayarı yapılmış, yüksek oktanlı" yol fılmi "Highway 61". ABD bağımsız sinemasının yenilikçi yönetmeni Nina Menkes'in. bir kadın krupiyenin stres dolu ya- şamını. >alnızlığını ve yabanalaşmasını yansı- tan filmı "Karo Kızı", geçtiğimiz yıl birçok festi- valde ödülleri toplayan genç Amerikalı yönet- men Alexander RockweU"in olağanüstü duyarlı- Ktaki komedi başyapıtı "Çorbada". İtalyan sine- masının \eni gözdelerinden Sergio Rubini'nın Nastassia Kinski'li "Sanşın"ı. Meksikanın viyılı kadın yönetmenlerinden Dana Rotberg'ın ""» vaşındaki bir trapezci kızın sıradışı yaşamını Konu alan fılmi "Ateş MeleğT, "Seks Yalanları" ve "Kafka" adlı fılmleriyle kısa sürede haklı bir şöhrete ulaşan Steyen Soderbergh'in son yapıtı "Tepenin Kralı" ve Macar sinemasının bu yıl adından en çok söz edilen genç yönetmeni İMiko Szabo'nun genç suçlulara soğukkanlı ama etki- levici bir bakışla yaklaştığı "Çocuk Cinayetleri" bulunusor. Kadınlar ve aşk 13. Uluslararası İstanbul Film Festivali'nin kadınlarımız" ile "Genç ve Aşık" bölümlerinde :o toplam 15 film yer alıyor. "Kadınlarımız" solümündeki filmler, "Kadın insanı vezir de eder rezil de" atasözünden yola çıkarak seçilmiş san- ki... Genelde kadın erkek ilişkilerine. özelde kadınlann arayışlanna farklı bakışlar getiren bu filmler. Luis Carlos Carrera'nın "Benjamin'in Kadını"_, • "*Evlilik \aşamı", Anne Fontaine'nin "Aşk Öyküleri Genellikle Kötü Biter", Diane Kurys'un "Aşktan Sonra", John Pozer'in "Bak- kalın Kansı", Liv L Imann'ın "Sofie" ve Robert Van Ackeren'in "Erkeklerle Kadınlann Ger- çekÖyküsü"... "Genç ve Aşık" bölümü ise. ICırgızistan'dan Fransa'ya. Ja- ponva'dan Rus- ya'ya. Hong Kong'tan Meksika'ya birbirinden çok farklı toplumlarda gençliğin arayışlannı, özlemlerini ve gerek duygusal gerek cinsel ilk deneyımlerini konu edinen fılmlerden oluşuvor: Aktanbek Abdikaliko>'un "Sa- lıncak". Jean-Jacques Beineix'nın hiç kesil- meden gösterilecek "Bett> Blue", Clara La»"un "Güz Mehtabı", Lee Myung-Se"- nın "İlk Aşk", Valeri Todorovski'nın "Aşk", Vincent \Vardun "İnsan Yüreğinin Haritası" ve Mitsuo Yanagimachi'nin "Aşk Lstüne, Tokvo" fılmleri. hiç değişme>en gcnçlık sorunlannı ırdelıvor. Türk sineması Festı\alde. son bir vıl ıçinde Türkıye'de üretılen sinema vapıtlannı festivale katılan yabancı festival yöneticileri ve sinema eleş- tirmenleri aracılığı>la vurt dışında tanı- tmayı amaçlayan "Ulusal Yanşma" bölü- mü de izlenebilecek. 16 Türk filminın van- şacağı bu bölümde. Semir .Aslan>ürek"ın "\agon", Zeki Demirkubuz'un "C Blok", Mahinur Ergunun "Aj Vakti", Tomris Gi- ritlioğlu'nun "Yaz Yağmunı", Şahin Gök'- ün "Kızılırmak-Karakovun". Canan Evci- men İçöz'ün "Hoşçakal L mut", \ usuf Kur- çenli'nın "Çözümlemeler", Zülfii Li>ane- li'nın "Şahmaran", Ali Ozgentürk'ün "Çıplak", Yavuz Özkan'ın "Bir Sonbahar Hikayesi", Ersin Pertan'ın "Tersüıe Dün- ya", Başar Sabuncu'nun "Yolcu", Osman Sınav'ın "Yalancı", İrfan Tözüm'ün "Kızkulesi Aşıklan", Mesut Lçakan'ın "Kelebekler Sonsu- za L'çar" ve Hüdaverdi Yavuz'un "Yarasa" fılm- leri yer alıyor. Edebiyat ve EleştirVdeyolayrınu Kültür Servisi-Ankara'da iki ayda bir yayımlanan "Edebiyat" \e"Eleşlıri"dergisinesürekliyazanveyayın kurulunda bulunan Gökhan Cengizhan. Kemal Sılay, Hakan Şenocak ve Sonav Yılmaz dergiden aynldılar. Derginin sahipliğini Ahmet Yıldız yürütüyordu. Edinilen bilgiyegöre. aynlanvazarlann 1 nisan 1994tarihinde yayımına başlaş acaiclan iki ayhk "Dergi" adh eni yayında birlikteliklerini veçalışmalannı sürdürecekleri belirtildi. Kitaplanmtz Leipzig Kitap Fuan'nda ANKARA (\A) - Kültür Bakanlığı 17-20 mart tanhlerinde Alman\a'nınLeıpzıgkentindedüzenlenecekolan"Leipzig Uluslararası Kıtap Fuan'na.çeşitli yazarlann eserlerinden oluşan zengin bırkoleksivonla katılacak. Kültür Bakanlığı fuara, bakanlık yayınları ve yayınevlerince belirlenecek çeşitli kitaplarla katjlarak Türkiye'nın kültür ve sanat hayatını tanıtacak. Öte yandan bakanlık, fuarçerçevesinde düzenlenecek olan ve ülkelerinde "En İyı Tasarlanmış Kıtap" Ödülü'nü kazanan kitaplann sergileneceği 'En İyi Tasarlanmış Kıtap Sergisi'nede katılacak. Bakanlık, Türki^e'de böyle bir vanşma olmadığı için sergiye bakanlığın "prestıj kitaplan' ve yayınevlerince seçilerek göndenlecek olan 40 kitabı götürecek ve kendisine aynlan alan içinde bu kitaplan sergileyecek. Mehmet ÖzeVe İtalya'dan ödlil A-NKARA (AA) - Av rupa kuııur-sanat > aşamında onemlı bir yeri olan ve merkezı Roma'da bulunan Uluslararası Kültür Sanat Bilim Sosval Faaliyetler Merkezi (FOYER), Kültür Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürii Mehmet Özel'e "Yılın Peyzaj Resşamı" ödülü verdi. Mehmet Özel ödüle. geçen yıl Ankara. İstanbul ve İzmir'de açtığı peyzaj ağırlıklı sergıler. resimlerindeki renk armonisi ile dünya sanaiına yaptığı katkılardan dolavı layık göriildü. Konu>la ilgili sorulan \anıtla>an Özel. "Kendi adıma değil. Türk sanatı adına, sanat merkezi olan İtalya'dan böyle birödül almak çok anlamlı" dedi. 23 > ıldır yönetici olduğunu hatırlatan Mehmet Özel. bu süre içinde sanatsal faaliyetlerden kopmadığını v e resim yapmaya devam ettığini söyledi. Ozel, 20 yıl sonra açtığı sergi nedeni ile böyle birödül almanın sanatçıya şevk kazandırdığıru ve teşvık ettığini sözlenne ekledı. Mehmet Özel, ilk kez bir Türk sanatçısına verilecek olan ve altın madalya ile diplomadan oluşan ödülünü. 9 martta Roma La Saplenza Üniversitesi'nde düzenlenecek bir törenle alacak. 'Eskicuûn Tazesi' SAMSUN (Cumhuriyet) - Samsun Belediyesi Oda Tiyatrosu2perdelikdu\gusal komedi "Eskicinin Tazesi" adlı oyunu ser 1 g5feneye devam edi\ or. Ünlü İspanyol şair-yazarFedericoGarcıa Lorca'nınvazdığı "Eskicinin Tazesi"ni. Erhan Başoğlu sahneve koydu. Suat Özgültekin'in yönettiğı Eskicinin Tazesi pazartesi, çarşamba vecumagünlen saat 20.00'de.pazargünleride saat 14.00'te Oda Tiyatrosu'nda sergileniy or. Batı'dan Türk kitaplanna ilgi ANKARA (AA) - Batı dün> asinda Türk kültürü ve sanatını tanıtan kitaplar. yıne bu ülkelerin vazarlannca kalemeabnırken birçok Batılı ya\ıne\i de Türk vazarlannın çeşıtlı eserlerine ilgı göstenvor. Kültür Bakanlığı'nca gerçekleştinlen ortak vayın projesi kapsamında, Noneç. Alman\a \e ABD'den üçyayınevi, Türk v azarlann bazı eserlerinı kendi dillerinde v ayımladı. Buna göre Oslo'da bulunan Gvldendal Narsk yayınevi Orhan Pamuk'un "Kara Kıtap" adlı eserini yayımladı. Almanv a'da bulunan Verlag An Der Ruhr adlı bir başka ya\ıne\ı de Çeun Öner'ın "Gülıbik Horoz" adlı kitabını "Gülıbik Der Hahn" adı> la bastı. Öte v andan ABD'de bulunan Cross-Cultural Communications Yayınevi ise 5 kitaptan oluşan •"Türk \'azarlarSerisi"ni koleksivonuna kattı. Yaunevi. bu şen içinde Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın "Beacon". Kemal Özerın "Likea Flame". İlhân Berk'in "Histon, of a Face". Nazım Hıkmet'ın ise "A Well of Dreams" ve"Brave Nevv Songs" adlı kıtaplannı Talat Halman'ın çe\ irisiy le \ ayımladı. 'Eyüp İçin Bir Gelecek' Kültür Senisî- Eyüp İçin Bir Gelecek" adlı sergi yann AKM'deaçılacak.EvüpCdmıiveçevresinintarihı kımhğine \ e kent > aşamındaki simgesel niteliğine > akışan bir korumanın gerçekieşmesı amacıvla Kültür Bakanlığı ve İstanbul Büvükşehır Belediyesi ıçıntarih Vakfı tarafından hazırlanankorumaprojeleri. bir sergi iletanıtılacak. E\ üp'ün güçlü anıtsal karakterinin v urgulanmasını. tarihi konutlann korunmasını. Eyüp'ündenızleilişkisinin kurulmasınıve\a\alara tahsisiııı öngören koruma porjeleri. tarihi lstanbul'u geleceğe taşıma çabalanrun ilk aşamasını oluşturuv or. Kültür Bakanlığı ve Tanh Vakfı tarafından. İstanbul Bü> ükşehir Belediyesi ve Eyüp Belednesi'nin katkılanv la düzenlenen sergide, Eyüp'le ılgıli çeşitli kuruluşlann arşıvlennde bulunan plan. proje ve fotoğraflarda\erah>or. Sergi 7 Mart- 17Mart 1994 tanhlen arasında Atatürk Kültür Merkezi Giriş Fuavesi'ndegezılebıhr. Sergininaçılışı.Sayın Kültür Bakanı FıkriSağlar'ınkatıhmı>la yann saat 18.30'da yapılacak. Sergi. 2 nisan -10 nisan tarihleri arasında Evüp'te Evüp Beledıvesı Nikah Salonu'nda tekrarlanacak. TUNAERDEM Avrupa'nın önemli sinema dergilennden biri olan "Screen Intenuttional". İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı tarafından 2-17 Nisan tarihleri arasında gerçek- leştirilecek olan 13. Uluslararası İstanbul Film Festivali ile ilgili özel bir ek haarlıyor. Derginin eklerden sorumlu editörü Bene- dict Carver bu amaçla Türkiye'ye gelerek Osman Suıav, Ali Özgen- türk, Kadri Yurdatap. Atıf Yıtanaz, Ömer Kavur, Tunç Başa- ran, Sinan Çetin ve Mahinur Er- gun gjbi Türk sinemacılarla gö- rüştü. Carver ile Türk sine- masının Avrupa'da algılanışı üzerine konuştuk: - Neden İstanbul Festivali üze- rine özel bir ek hazırbyorsunuz? Dergimiz "Screen Internatio- nal" özel ekler çıkartarak içeri- ğini genişletme politikasını be- nimsemiş bulunuyor. Dünya ve uluslararası siyaset değişime uğ- radıkça. insanlar daha önce adını duymadıklan ülkelerde ne olup bittığine daha çok ilgı göstermeye başlıvorlar. Bu yüzden şu anda Türk sinemasını kapsamlı olarak ele almak için ideal bir zaman. İstanbul Film Festivali de iyi bir çıkış noktası. - Türk sineması Ingilizler için adı bile duvulmamtş bir sinema mı? Evet, Türk sineması hakkında tam anlamıyla hiç bir şey bil- mıyorlar. Ancak dergimizin oku- v-ucu profıli tüm Avrupa ülkeleri- ni kapsıyor. Bu yüzden okur- lanmızın pek çoğu en azından İstanbul Festivali'ni duymuştur. Yine de Türk sinema endüstrisi hakkında en ufak bir fıkir sahibi olduklanru sanmıyorum. - Avrupalı sinema seyircisi Türk filmlerini izleme olanağı bulabiliyor mu? Dağıtım sorunu günden güne çözülüyor ama Türk yapımcı ve yönetmenler yurtdışında fılmleri- 'Tiirkfihtüeritamtıhnalı'ni aktif olarak tanıtmıyorlar. Tanıtıma yüklenmiyorlar, bu ko- nuda ortak yapımcılara güveni- yorlar. Ancak pek çoğu televiz- yon kanallan olduğu için fılmi sa- dece kendi kanallannda gös- termekle yeüniyorlar. Geçen >ıl Londra'da ilk kez bir Türk Film- leri Festivali gerçekleşti. Yurtdışında Türk fılmleri için potansiyel bir Türk seyirci kitlesi var. Yabancılarda da Istanbul'un gözkamaştıncılığından kaynak- lanan bir merak var, Türk fılmle- rine karşı. -Peki televizyonda Türk fdm- leri gösteriuniyor mu? İngiltere'de "Channel 4"da Türk fılmleri gösteriliyor. As- lında AK Ozgentürk'ün son fılmi "Channel 4" ile ortak yapım ola- caktı. Sonunda bu gerçekleşmedi ama bu bile ortada bir talep oldu- ğunu gösteriyor. "Channel 4" sa- natsal ağırhklı bir kanal, bu yüz- den de seyirci kitlesi çok kısıtlı. Bu iyi bir başlangıç ama büyük bir etki bırakmayacaktır. -Avrupa'da Türk siueması de- nince. insanlann aklında nasıl bir imaj oluşuyor? İngilizkr sadece Türk sine- masını değil, Türkiye'yı de tanı- mıyorlar. Bu yüzden Türk fılmi denince akla or>antal. mistik do- ğulu bir film geliyor ki, aslında böyle birşey yok. Çünkü Türk yönetmenîerinin hepsi kendileri- ni Doğulu değil, Avrupalı kabul ediyor ve bu anlayışla film ceki- yorlar. Buna rağmen. çoğu Avru- palı İstanbul'un ne kadar ulusla- rarası bir merkez olduğunu, bir- çok farklı ırkın bir arada ya- şadığının farkında değil. Gerçi Türk fılmleri de bu etnik bileşimi tam olarak yansıtmayı başaramı- yor. Yine de. insanlann düşünce ve beklentilerinin çok üzerinde çıkan filmler olduklan da bir ger- çek. Onlar mistik filmler bekli- yorlar. belki merak ediyorlar ama eğlenceli veya heyecanlı ola- bileceğıne ıhtimal vermiyorlar. Almanya, İtalya. ve İsvıçre gibi ülkelerde ise Ömer Kavur'un veya Tunç Başaranm fılmleri si- nemalarda göstenlebıliyor. bu yüzden orada durum farklı. Ama ingiltere'de tüm dünya sineması sanatsal yapıüar olarak görülü- >or ve geniş kıtlelere ula- şamayacağı düşünülüyor. Bunun sebebi de Amerikan dağıtımcı- lann İngiltere'yi ele geçirmiş ol- malan. Bu nedenlerlelngihere'de Türk fılmlerinin sinemalarda gösterilmesi çok küçük bir olasılık olarak gözüküyor. - Peki tanıtım yeterince yapı- labilse. bu filmleri seyretmek is- teyecek bir potansiyel kitle oluş- turulabilinir mi? Promosyon ve tanıtım faalı- yetleri, Türk fılmlerinin festi- vallerde gösterilmesini sağlar. Türk fılmleri birçok festivale katılıyor ama önemli olan büyük festivallerde varlık gösteremiyor. Türk fılmleri hiç bir zaman Avrupa'da büyük iş yapamaya- caktır bence ama şu ankinden çok daha iyi bir noktada olabilır tanıtım sayesinde. Bir kez. insanlara Türk fılmlerinin tipik doğulu filmler olmadığı anlatıla- bilirse. bu filmler televizyon piyasasmm dışına çıkıp. sinema piyasasına gırecek. alınıp satı- lmaya başlanacak. Önemli olan da bu zaten. Aslında Türkçe de bir engel .Belki Türk yönetmen- ler İngilizce film çevirmeyi dü- şünmeliler. Avrupa'da İngilizce konuşulmavan ülkelerin ço- ğunda anık bu yöntem kullanı- lıyor. -Çince de sadece Çin'de konu- şuluyor ama Çin fılmleri oidukca popüler... "Eheda Sevgüim", "Qu Ju'nun öyküsü" gibi Çin filmlennın po- pülentesınin nedeni. festivallerde aktif olarak tanıtılıp. büyük ödüller almış olmalan. Ve yapımalar çok akıllıca davranıp Batılı seyircinin Doğu hakkında- ki merakını kullanarak bunu popüleriteve dönüştürmeyi ba- şardılar. İşte Türk yapımcılann vapması gereken tam bu. Can- hes'den ödül alan tek bir Türk fij- mi var:" Yol" ve 11 yıj önce ödül almasına rağmen, İngiltere'de herhangi birinın adını bilebileceği tek Tü>k fılmi de "Yol"dur. Adını bilmelennin vegane nedeni ise Cannes'da ödüf atmış olması. Aslında bir ülkenin sadece bir kez bunu başarabilmesi yeterlidir. Bir kez ödül ahndı mı, şirketler o ülkeden gelecek tüm ürünlere ilgi göstermeve başlarlar. Bir çok yö- netmen \e yapımayla konuştum. Onlar sorunun kaynağının, film- lerinin ulusjararası bir seyirciye ulaşmasını istemelerine rağmen, henüz Türk film endüstnsinin buna hazır olmadığına inandı- klannı söylediler Yani film yönetmenîerinin kendileri bile bir talep geldiğinde bunun tam ola- rak Karşılayabileceklerine ınanmıyorlar. Bence ne kadar çok ortak yapım gerçekleştirilirse o kadar iyı. Bir çok ulkede devlet kuruluşla'n tanıtım işini üstlenir ve kendi ülkelerinin fılmlerinin festivallerde yer almasının sağlar. Sizin de buna ihtiyacınız var.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear