22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 2 18MART1994CUMA KULTUR 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü, seçim yasaklan nedeniyle iki gün ertelendi Siyasioyunadartiyatroyu'bedavaya' kapatü NİLGÜNTOPTAŞ 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günii'- nün, seçım yasaklan nedeniyle iki gün ertelenmesi, aralannda ITI (Uluslararası Tiyatro Enstitüsü) Türkiye Temsilcibği ve Tiyatro Eleştirmenleri Derneği'nin de bu- lunduğu tiyatro kuruluşlannın tep- kisine neden olurken. Devlet Tiyat- rolan Genel Müdür Vekili Tamer Levent ertelemeye tepkı gösteren kunıluşlan "Şimdiye dek akılları ne- redeydi?" şeklinde eleştirerek. daha yaygın ve etkin tiyatro hizmetı vere- bilmek için Tiyatrolar Günü'nü 29 martta kutlamaya karar verdikleri- ni bildirdi. Levent. açıklamasında şunlan söyledi: "Hukukçu arkadaşımız, "zorlar- sak bir şekilde 27 martta seçim saa- tinden sonra birşeyler yapabiliriz' dedi, ancak biz 27 Mart'ın önemine uygun olarak kutlayabilmek için böyle bir karar aldık. 27 mart akşamı seçim sonuçlarını öğrenmek için tele- vı/yotı başma geçen vatandaşa nasıl ulaşabiliriz? Biz vatandaşa daha yaygın tiyatro sunmak, kapılarunızı seyircilere açmak için 29 Mart'ı seç- fik. Bu durumda ITI'nın Türkiye tem- sllcisi Refık Erduran'ın seçime üç gün kala protesto etme hakkı yok, eieştirmenlerin de yok. Daha önceden aküları neredeydi? ITI yeterince önem verse, olayı UNESCO'ya bile götürebilirdi. "ITI Türkiye temsılcili- ğı ne yapıyor' diye sormak lazun. Kağıt üzerinde bir kunıluş mudur, yoksa birtakun yetkileri, sorumlu- luklan olan bir kunıluş mu? Tiyatro- dan bu kadar uzak olup onu reklam olarak kullanmasınlar. Bunun ötesinde 27 martta seçim olacağı bir sene önceden biliniyordu. Bu durumda önceden otunılup buna göre bir program oluşturulması gere- kirdj, ya da tüm demokratik kunıluş- H,.eryıl27Marfta kutlanan ve tiyatrolann ücretsiz perde açtığı Dünya Tiyatrolar Günü. bu yıl seçim yasaklanna girdiği için, ülkemizde iki gün sonraya ertelendi. Çeşitli tiyatro kuruluşlan ve topluluklan bu karan eleştirdiler. D evlet Tiyatrolan Genel Müdür Vekili Tarner Levent gösterilen tepkiyi eleştirerek, daha yaygın ve etkin tiyatro hizmeti verebilmek için Tiyatrolar Günü'nü 29 martta kutlamaya karar verdiklerini belirtti. lar önceden bir araya gelip bir karar aJmalı ya da kampanya başlatıl- malıvdı. Bi/dc zaten hep yumurta kapıy a gelince işe girişilir". Tiyatro Eleştirmenlen Derneğı. ITI Türkiye Merkezı. Ali Poyrazoğ- lu Tıyatrosu. Ankara Sanat Tiyat- rosu. Banş Oyunculan. Bilsak. Çi- senti Tiyatrosu. Dormen Tiyatrosu. Dostlar Tiyatrosu. Genç Uygurlar Tiyatrosu, Gülriz Sururi Tiyatrosu. Halk Oyunculan, Kumpanya Ti- yatrosu, Levent Kırca Tiyatrosu. Müjdat Gezen Sanat Merkezi. Ne- jat Uygur Tiyatrosu, Ortaoyuncu- lar, Stüdyo Oyunculan, Tevfık Ge- lenbe Tiyatrosu, Tiyatro Ayna. Ti- yatro Grup, Tiyatro Jstek, Tiyatro Kare, Tiyatro Mie, Yılmaz ve Tür- kan Gruda Tiyatrosu, Tiyatro ve TV Yazarlan Derneği. Kenterler Ti- yatrosu'nun ımzaladığı bildıride ise, tiyatrolann da "içkili yerler" ve "eğ- lence yerleri" kapsamında değerlen- dirilmesi kınanarak şu görüşlere yer veriliyor: "Demokrasinin yerleşmesinde >e demokratik katılımın gerçekleşme- sinde sanatın öncülüğüne inanan biz tiyatro sanatçıları ve aydınJar, de- mokrasinin bir aracı olan yerel se- çimler yüzünden, 27 Mart Dünya Ti- yatrolar Günü'nde, seçim saatinden sonra da perdelerin kapatılmasını kınıyoruz. Çağdaş Türkiye'de tivatroların hala "eğlencc yeri" starüsiinde görül- mesine, "ıçkilı yer" yasağı paralelin- de yasaklanmasına ve günlük politi- kanın, dolavlı da olsa^anatı baltala- masına ve kesintiye uğratmasına şid- detle karşı çıkıyoruz". YSK'dan (Yüksek Seçim Kuru- lu) aldığımız bılgiye göre. tiyatrolar gününün ertelenmesine neden olan madde 298. madde kapsamma giri- yor. Seçim yasaklannın geçerli oldu- ğu süre içinde her türlü töreni yasak- layan 64. madde şöyle: "Seçim propagandasının başlangıç tarihiniden itibaren oy verme gününü takip eden güne kadar olan süre için- de, 62. maddede sayılı tüm daire. teşekkül ve müesseselerle, Bankalar Kanunu'na tabii teşekküllere ait kay- naklardan yapılan iş ve hizmet do- lavısıyla (açış,temel atma, dahil) tö- renler tertiplemek,mıtuklar söyle- mek,demeçler vermek ve bunlar hakkında her türlü vasıtayla yayı- nlarda bulunmak yasaktır". YSK yetkililen ise seçim yasak- lanyla ilgılı bildirinin I4aralık tarih- lı Resmı Gazete'de yayımlandığını, kendilerinın bunun dışında kuruluş- lara herhangi bir bildirimde bu- lunmadıklannı belırterek. "Kanu- nun uygulanması, emniyetin yetkileri dahilindedir" diyorlar. ITI'ın (Uluslararası Tiyatro Ens- titüsü) girişimiyle 1962 yılından bu yana her yıl 27 martta kutlanan "Dünya Tiyatrolar Günü"nde başta Devlet Tiyatrolan sahneleri olmak üzere tiyatrolardaki oyunlar ücret- siz izlenebiliyor ve ulusal tiyatro bil- dınsı okunuyor \e çeşitli etkinlikler gerçekleştiriliyor. Bu yıl 29 mart salı günü kutlana- cak olan Dünya Tiyatrolar Günü'- nde tiyatro sahnelerinde okunacak olan Ulusal Tiyatro Bildırisi'ni Yıldız Kenter hazırlayacak. Daha önceki yıllarda, ITI'ın karanna göre Dünya Tiyatrolar Günü'nde sahne- lerde okunmak üzere dünyaca tanınmış sanat ve tiyatro adam- lannca bir metin hazırlanırken. I977'den bu yana ulusal tiyatro bil- dirileri hazırlanıyor. TiyatroeğlencedeğiL,kültürolayıdır'anatçılar, 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü'nde seçim ne- deniyle tiyatrolarda oyun sahnele- nememesi, uluslararası bir günün ertelenmesi ve Tamer Levent'in eleş- tirilerine karşı görüşlerini dile getir- diler: ZEYNEP ORAL: Her birey kendi üzerine düşeni yapsa yeter, bu da bireylerin tepkisidir. Devlet Ti- yatrolan ister katılır. ister katılmaz bu bizi hiç ırgalamaz. Herkesin her- şeye tepki gösterme hakkı vardır. Ben niçin bu kadar heyecan gösteril- diğini ve birşeyler elden gidiyor. biz geride mi kaldık gibı. gülünç gerek- siz telaşı anJamıyorum. Kimse kim- senin boğazını sıkarak tepki göster- mesini istemiyor, kimileri bu olaya tepkilerini dile getiriyor. Bir de 'Ben değişn'rdim oldu', 'Tiyatrolar Günü'- nü 29'unda kutlayacağız' tavırlan komik geliyor. 29 Ekim'i şubatta kutlayacağım dıyebilır mısin? Dün- ya Tiyatrolar Günü; 8 Mart Kadı- nlar Günü. Anneler Günü, Banş günügibi uluslararasıbirgündür ve 27 Mart'ta kutlanmalıdır. SECKİN SELVİ: Bizım karşı çıkmamız seçim saatinden sonra su- are oynayacak tiyatrolar için. Şu- Zeynep Oral nun kavranması lazım. tiyatro eğ- lence değil. kültür olayıdır. Bu ülke- de bu alanda birşeyler yapmaya çalışan insanlann önce tiyatronun doğru tanımlanmasını sağlaması ge- rekir. Biz 1TI üyesiyiz, Eleştirmenler Derneği olarak Uluslararası Tiyatro Eleştirmenleri Derneği üyesiyiz. de- mek ki yann öbürgün bilmem ne gü- nüne düştü diye. Anneler Günü de ertelenecek. 23 Nisan da ertelenebi- lecek. Bu karar meclisten çıktı zaten HaMun Dormen yanlışhk buradan kaynaklanıyor. kültüre sanata verilen önem ortaya çıkıyor. Uluslararası bir gün nasıl, ertelenir bunu anlayamıyorum, an- lamak da istemiyorum. Bunu izle- mek icraalann. perde açacaklann görevi. Biz böyle bir şey duyduğu- muzda tepki gösteririz. yasalan dü- zenlemekle görevii değiliz, perde açacaklann bunu izlemesi gerekirdi. HALDUN DORMEN: Ta- Yıldız Kenter mer Levent haklı, TODER. ITI gibi kuruluşlann daha önce harekete geçmesi gerekirdi bu konuda. Biz sanatçılar bir araya gelemeyiz, tiyat- rocular bundan bahsetmesinler. TODER olarak Atatürk için Anka- ra'ya gidilecekti. 650 üyesi olan To- der'den 60 kişi gidebildi. bu olacak şey mi? Onun için Tamer Levent'in yaptığı doğru. kendi kendine karar vermiş. ben Dormen olarak da bu karan verebılirim. Ferhan Şensoy YILDIZ KENTER: Keşke se çim var diye tiyatrolar kapanmasa... Hazırladığım bildiride de şu cümle var. Sanat umuttur. Tiyatro umut- tur. tiyatro tüm sanatlann biraraya geldiği bir sanatlar cümbüşüdür. Bu umuttur, sanatlann bir araya top- lanması. Ama umudumu kaybetmı- yorum. seçim yüzünden tiyatrolann kapatılmasına rağmen. Tamam biz önceden düşünmemişiz seçimin ti- y atrolar gününe denk geldiğını. pekı onlar neden hesaplamarruş bunu? Kaldı ki. seçim tarihi keyfi sonradan ^aptanan birşey. Tiyatrolar Günü 1948'den bu yana var. Aklımıza geç gelmiş olabilir ama, tiyatrolann iç- kili gazınolarla. eğlence yeÖİûyle. bar-pavyonlarla bir tutulmasını sev- miyorum. Ertelenmeyle ilgili bir öykü anlatayım: Çocukluğumuzda 19 Mayıslarda hep yağmur yağardı. Çine'de yine ertelenen bir 19 Mayıs bayramında, müdür konuşma ya- pıyor. Adamcağız diyor ki; "Bu mutlu günde, Atatürk'ün gençlere ar- mağan ettiği bu 19 mayıslarda, 24,25 ma>ısJarda.." biz de herhalde Tiyat- rolar Günü'nde "25,27,29 martlar- da.." diyeceğiz. FERHAN 5ENSOY- Bildi- riye ilke olarak katıldık. Neden se- çim tarihi görüşülürken TBMM'de kimsenin aklına gelmiyor 27 Mart'- ın Tiyatrolar Günü olduğu? Kosko- ca Meclis"te bir tek milletvekılinin aklına gelmiyor mu? Bu onlann ti- yatroya verdikleri önemi gösterir. ti- yatro bir tek Tiyatrolar Günü'nde mi düşünülmeli? O gün. zaten siyasi sahnenın kötü oyunculan nasıl olsa çok kötü bir oyun izleteceklermille- te. 4.Amatw Tiyatrolar FestivaU Kültür Servisi- Keçiören Beledi- yesi tarafından düzenlenen 4. Amatör Tiyatrolar Festivali baş- ladı. 10 gün sürecek festival. dün Ankara Komedı Sahnesi'nin "Asa- caksın Bu Doktorlan" adlı oyu- nuyla tiyatroseverlere "merhaba' dedi. Festival kapsarrunda bugün, Genç Oyuncular Sahnesi, "Savaş Oyunu"nu sahneleyecek. Sermet Çağan'ın yazdığı. Setim Kaüç'ın yönettıği oyunun müziğini M. Kadri Başeğmez ile Jülide Kaya yaptı. Yann, Oluşum Tiyatrosu "Çocuklar Yönetimde", Tiyatro Özgün Deneme ise "ölmeni İstiyo- nun" adlı oyunlan sahnelerken, Zonguldak Sanat Tiyatrosu da "Göcük Mehmet" ile "Bacaağzı Sohbetleri"nı sunacak. Festival, pazar günü Gaaantep Çağdaş Oyunculan'nın "Deli Deü TepelT ve Kartal Sanat Tiyatro- su'nun "Abbas Yola Giden" adb oyunlanyla, devam edecek. 21 mart günü Özgür Sahne "Lefty'yi Beklerken", 22 mart günü Bod- rum Sanat_ Tiyatrosu "Operadaki Hayalet Üzerine Bir Fantazi"yi sahneleyecek. 23 mart çarşamba günü. Can Şenliği Oyunculan'nın sergiledığı "Sokak Tiyatrosu Gös- terimleri" ızlenebilır. 24 martta Demıryolu Sevenler Derneği Ti- yatro Grubu "Makine"yi, 25 martta Karmaşık Tiyatro "Mi- safîr"i. 26 martta da Can Tiyat- rosu çocuk oyunu "Çîfüikteki Yarış"ı sahneye koyacak. Festival. 26 mart cumartesi günü "Ankara'da yaşayan tiyatro" söyleşisiyle sona erecek Festival kapsamındaki tüm etkinlikler, Ke- çiören Belediyesi Güçsüzler Yur- du Sahnesi'nde gerçekleştirilecek. Zübeyde Hanan Tiyatrosu açıkh Kültür Servisi- Fatih Belediyesi'- nce sanatseverlere sunulan kültür merkezinin tiyatro salonu bugün saat I9.30"da törenle açıbyor. Sa- nat düny asından da çok sayıda da- vetlının katılacağı törende açıbşı Zülfîi Livaneli'nın yapması bekle- nıyor. Fatıh Beledıye Başkaru Dr. Yusuf Günaydın'ın girişimleriyle Oğuzhan Caddesi'nde 6 ay önce başlatılan bınanın inşaatı tamam- landı ve 350 kişiük Zübeyde Hanım Tiyatrosu seyircileri ağırla- yacak duruma geldı. Bu salon için 12.5 mılyar harcandığını bildiren Günaydın, İstanbul'daki en güzel salon olduğu konusunda ıddiah. Salon ay nca. özürlü vatandaşlann yararlanabileceği bir asansör ve özel koltuklara sahip. Yılın belli aylannda İstanbul Belediyesi Şe- hır Tıvatrolan'nın oyunlannı sah- neleyeceği salon, kalan aylarda da özel tiyatrolara kiralanacak. Gü- naydın. bu noktada belediyenin yalnızca işletmeci konumunda olacağını belirtti. Bu salonun Dünya Tiyatrolar Günü'nden önce açılması için çok çaba harcadıklannı bildiren yetki- lıler. kültür merkezinin kalan bö- lümlerinın de nisan ayında hizme- te açılacağını sözlerine ekledıler. Sekiz katlı binanın Fatih Belediye- sı'ne aıt dört katına yayılacak bu kültür sitesının en üst katında 1200 kışılik çok amaçlı bir salon bulu- nacak. Diğer katlann değerlen- dinlmesı konusunda ise gelen öne- nler deâerlendirilecek. Gerçekler onunlabirlikteinanılmazmizaha bürünürdü CANANBEYKAL Cflıat Burak ile lanışma şansını yakalamış her kim olursa olsun, mutlaka unutulmaz birkaç anı derlemiştır. Genç, yaşü, sıradan. sıradışı her kim olursa olsun, Cıhat Burak bunlann belleklennde bir davranışı, bir anısı, bir öyküsüyle mutlaka iz bırakmıştır. 70'ü yıllardan bir gün Cihat Burak, elinde bir torba fılmle geldi. O gece, kısa bir süre önce birkaç kişiyle birlikte gittiğimiz Ana- mur-Safranbolu gezisınde çekilmiş fılmı ızle- yecekük. Bu fırsatla Cihat Burak. kendi cek- tiği ve göstericısi olmadığı için seyredemediği diğer filmlerini de getirmişti. Perde açılmış, karşısına koltuklar dizilmiş, biz de sinemada- ki gibi koltuklara oturmuştuk. Cihat Burak. özenle torbasından ilk filmini seçti: Paris! Kamera bir pencereden. bir sokağa bakı- yordu. Burasının Paris ve Cıhat Burak'm kaldığı otelın penceresinden görünen Paris'te bir sokak olduğunu, Cihat Burak söylemese ve önde koca bir reklam panosunun metal aksamı arasından görünen başkaca Fransı- zca yazılar okunmasa anlamanız olası değil- di. Kamera, sokağı uzaktan ve yüksekten bir aşağı bir yukan, birkaç dakika sallanarak ta- nyordu. Ardından, kamera birtakım oturan insanlann sadece bacaklanmn göründüğü. arada bir de servis yaptıklan anlaşılan gar- sonlann bacaklanmn gecip gittiği "bir yeri" görüntülüyordu. Paris'te bir kafe mi acaba diye düşünürken, metal masa bacaklanndan ve çarpık çurpuk sandalyelerden, buranın tanıdık bir yer olduğunu sezinliyordunuz. Yerçekimine meydan okur gibi... Buranın, Taksim Sanat Galensfmn yanı başındaki parkm içinde "mutfak" dediğimız meyhanemsi bir yer olduğunu tam an- ladığınız sırada. zaten Cıhat Burak da bunu doğruluyordu. Cihat Burak. bacaklar arası- ndan bir kişiyi cekiyordu aslında. o da Tezer ödii'nün, pusetinde oturan küçük kızıydı. Ayak bacak arasından görünüp kaybolan bu sevımlı çocuk yüzünün ardından film bitiyor- du. Sıra. beklenen fılme gelmiştı.Anamur'da yükseklere çıkıp bir panorama bile almadığ] için Sezer Tansuğ'un elinden kamerasını kızıp alan v e o gün film çekme uğruna kaybo- lup ancak gece yemekte kendısinı görebildiğı- mız Cihat Burak'ın "Anaınur Gezisi" fılmiydi bu. Sabahın erken saatlerinde: biz koyun bir ucundan. uzaklarda koyun öbür ucunda, de- nıze nerdeyse dık açıyla ınen beton bir yol üzerinde Cihat Burakın elinde kamerasıyla denize dik olarak indiğini görmüştük. ta uca kadar ınme cesaretıni göstermiş. sonra aynı siluet yukan çıkmıştı, ama Cıhat Burak denı- ze dik açıyla yürüyordu. yerçekimine mey- dan okur gibı. Şaşkınlık ve tuhaflığın büyüsii... Gece Cihat Burak, her tarafı tırmıklar için- de dönmüştü. Tepelere ulaşmak ıçın zorlu bir savaşım vermiş ve çalı çırpı arasından güç bela tepeye v ardığında. düzgün bir patika yo- lun olduğunu görmüştü. Nihayet istedıği gibi bir panorama çekmişti. İşte şimdı onu sey- redecektik. Başta, Tansuğ'un çektığı Ana- mur görüntüleri; evleri. sokak aralan, horoz- lar. tavuklar, pazar yeri. otelden akıllı uslu deniz görüntüleri. benim başıma giydirilmiş bir şapka. ardından yöresel çıçekli yemenili görüntüm ve birden kamera uçmaya başlı- yordu! Sankı boynuna asılmış kamerayla bir martı. bir uçtan bir uca hızla gidip geliyor. tam toprağa çakılacakken yeniden yükseli- yor. deniz üzerinde uçuyordu. Yeşıllerin ma- viye, mavilerin yeşile soyut lekeler halinde kanştığı, deniz mi gök mü ayırdına vara- madığınız sonsuz bir uzay boşluğunda uçu- yormuş gibi akıl almaz bir hızla. şaşırtıcı zoomlarla, baş döndürücü. gözlen şaşılatıcı görüntüler izliyorduk. Cıhat Burak. çektıklerinı tanımlıyordu: "Keçi.. patika yol.. çıktığun tepe.. çalılar..." Hakkında ne çok anlatacak şey v ar. Ne çok iz' bıraktı belleklerde Cihat Burak. Bence yerde olup da gökteymiş ya da uçak- taymış izlenimi veren ya da bir martı tarafı- ndan çekilmiş ilk film buydu sanınm. Ama bundan daha inanılmazı, bizı o gece şaşkınlık ve tuhaflığın büy üsü içıne sokup bir kahkaha tufanına boğan bir diğer filmdi. Bu filmde. bir oda içinde önce kamera karşısında bir koltuk görünüyordu. Sonra koltuğa Cihat Burak'ın ve sanatçılann dostu olan. tünel yakınında bir fotoğraf stüdyosu bulunan Be- bo olarak anılan bir kişi. Yertvard Ersemerci elinde bir büyükçe kitapla oturuyordu. Daha ılginci ise elindekı kitabı bize gösterecek bi- ^imde tutuyor ve Cıhat Burak'ın kamera ar- kasından direktificrine uyarak sayfalannı tek tek açıp gösteriyordu. Filmin asıl oyuncusu kitaptı Ancak kitaptan neyi gösterdiğı pek anlaşı- lamıyordu ve Cıhat Burak. görülmedığını soylemış olacak ki, kıtap bıraz düzeltihyor. bıze doğru döndürülüyor ve görulmedığı sanılan kaş goz ışaretleriy le "Oldu mu?'1 deni- vordu. BukezsanınmyıneCihat Burak."Gö- rülmüyor vahu, çok hızlı çevirijorsun" diyor- du kı. Bcbo bu kcz duraksıyor ve çevırmeyı yavaşlatıyordu. Olmadığı anlaşılıyor. çünkü Bebo dinleme pozundasmış gibi ve sanınm "Anıma da yavaşlattın, \ur deyince nldürdün. biraz hızlan" dırektıfine uyularak kıtap bu kez hızla çev nlmeye başlanıyor yeniden. An- eak. seyrederken sinırlendiğı gibi. Cihat Bu- rak filmi çekerken de sınirlenmış olsa gerek kı. Bebo'nun bıraz canı sıkkın. yorulmuş. ki- tabı tutan kolu düi)üyor. toparlanıyor, ışlem yeniden başhyor, ama stop! Tam film bıttı derken bu kez sinirlenip kitabı Bebo'nun elinden alan v e bu kez kameranın önüne, kol- tuğa yerleşıp kitabı gösterme ışine devam eden Cihat Burak gönintüde. Ciddi bıçimde kıtap sayfalannı çevınyorve film böylecesü- rüp gidiyor. Son derece ciddi mizah yapardı Ne olduğu bir ıürlü anlaşılamayan bir kı- tabın sonuna kadar sayfalarının çevrilerek göstenldiğı bir filmdi bu. Filmin asıl oyuncu- su bence kıtabın ta kendisıydi. Diğerlen ise Bebo v e Cıhat Burak kah y önetmen kah figü- randılar. Film bıttiğinde, içinde bulunduğu- muz oda. filmdeki oda gibı tuhaf bir havaya bürünmüştü. Türkiye'de yapılmış ilk sürrea- list film sanınm buydu. Şaşkınlık ve tuhaf ha- vanın ardından. bırınin patlattığı kahkahay- la oda birden kahkaha tufanına boğuluyor. Cihat Burak ise tam istediği olmamış edasıy- la kıtabın İtalyan pnmıtıflenne aıt olduğunu söylüyordu. Gece, Cıhat Burakın filmlerini toplayıp aynlmasıyla (sabahın dördüne geli- yordu saat) bıttı. Cihat Burak. son derece ciddi mizah yapan bir kişıliktı L'ydurma değıl. gerçek olaylar onunla birlikte inanılmaz bir mizaha bürü- nüyordu. Nedense onda Jaroslav Hasek'ten bir parça bulmuşumdur hep. Sadece de o de- ğıl tabıi. geleneğinde Hoca Nasreddin, Kara- göz >e Hacivat, hatta Keloğlan olan bir kültü- rün zekasını taşıyordu. Dünya olaylannı Fransızca günlük gazetelerden ızleyen, her şeyi herkesten daha iyı bıldiği halde bılmiyor- muş. yeni duymuş ya da duymamışgıbi dav- ranan. en cıddı konulan inanılmaz bir du- yarlıkla hayatla bağını kurup başkalannca görülememış. ınceliklı aynntısıru yakalayıp konunun can damannı öyle bir bulurdu ki şaşınr ve ona "naif" tanımlamasını yakıştı- ranlann yanıldıklannı düşünürdünüz. Mimar, ressam ve öykücüydü Mımardı. ressamdı. öyküler yazıyordu. heykeller yapıyordu. içiyordu, yiyordu. dün- yayı, etrafını ızlıyordu. düşünüyordu ve bun- lan önemlı değilmiş gibı yapıyordu. Kişilerin karaktenni aynntılanyla yakalama ko- nusunda muthış bir gözlema yanı vardı. Portrelerinde bu açıkça bellıdir. Sadece in- sanlan ınsanı yanlanyla değil. çok sevdiği ke- dılen de ınsanmış gibi ele alıyordu. Bir gün kızgın biçımde bıçkın bir erkek kedinin bı- yıklannın kesildığıni anlatıyordu. "Bütün fa- çası, yaşamı alt üst oldu. A\ıp! Bir adamuı gu- nımnu ayaklar altına almışlar. Bir kedinin kuyruğunu kesmek de otmaz, ama bıyıklaruu kesmek en aşağıhk, en alcakça iştir" diyordu. Hakkında ne çok söylenecek, anlatacak şey var. Ne çok 'iz' bıraktı belleklerde Cihat Bu- rak.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear