23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
18MART1994CUMA • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLEREV DEVAMI 17 TÜRKİYE'DE DÜNYADA Aoana Afyor AJn Anka-a Antafya Aydtr Bursa ÇanakKaıe D<yart>alcır Edıme Erzurufn Eskışetıır lstan*ul Izmtr Kara Konya Trabzoo Zonguldak A20 y 14 B 0 ¥ 14 A 18 A 20 B 18 B 18 A 14 B 16 B 3 Y 16 B 16 A 19 B 2 B14 Y 15 B 17 Y 16 5° 8" 11 • -14' Meteofoto|t Işlerı Genel Mudurluğu nden ahnan Bılgıye göre yurdun kuzey M u n ı h kesımler parçalı bulutlu Marmara'nın dogusu. Batı ve Orîa Karadenız. o ^ (çaradolu nun kuzeyı te Afyon ve Kutahya çevreterı yağmurlu. otekı yerter az p^^ bulutlu ve açık geçecek Hava scaklığında onemf bef değı^ıklık olmayacak P r a g Denızıenmzde ruzgar, Do^u Karadenız de kıble ve kesısleme. dığer de- R | y a d nızlerde kıble ve lodostan 3-5 kuwe!»nde saaîte 10-21 denız mılt hızia esecek. f ^ ^ Van Golunde hava. az buiutiu ve açık geçecek Vıyana Y 7 A20 A 18 A22 Y 10 Y 7 B 10 B 18 Y 10 A 16 Y 3 Y 10 A 18 B 18 Y 2 Y 8 B 6 B 13 Y 8 A 26 B 20 B 12 Yağmurlu , Bulutlu Sıslı # Guneşlı K ar l ' Pahah Pavarotti MANİLA - Luciano Pavarotti. Filipinler başkenti Manila'da vereceği konser öncesinde hayli düşünceli. Ünlü tenoru düşündüren sesindeki herhangi bir bozukluk değil, konser biletleri için saptanan bin do- larlık (yaklaşık 24 milyon TL) fıyat karşısında kendisini kaç kişinin izleyebileceği. (FOTOĞRAF: REUTER) Donmuş yılandansı TAİPEH-Çinli dansçı ve koreograf Yang Liping. gösteri için geldiği Tayvan'da "'donmuş yılan dansf'nı su- nuyor. Çin'deki azınlıklannetnik danslannı en iyi sunan sanatçı olarak nitelenen Liping. uluslararası ya- nşmalarda da iddialı olacağı inancında. (FOTOĞRAF: REUTER) GÜNDEM MUSTAFA BALBAY ANKARA - Fransa Dışişleri Bakanı Alain Juppe'ün Türki- ye ziyareti önceden planlanmış olmasına karşın iki ülke ilişkileri açısından büyük önem taşıyor. Bilindiği gibı, DEP'li mılletvekillerinın dokunulmazlıkları- nın kaldırılması, ardından gözaltına alınmaları en çok Fran- sa'da yankı bulmuştu. Fransa'dakı gönüllü insan hakiarı kuruluşları ve Sosyalist Parti'nin bazı milletvekilleri, he- men Juppe'ün Türkıye ziyaretinin iptal edilmesini ya da er- telenmesini ıstemişlerdi. Ancak Juppe bu değerlendirmelere katılmadı, hatta DEP olayının hemen ardından Türkiye ziyaretini ertelemeyece- ğini açıklayaraktepkileri baştan göğüsledi. Juppe'ün önce- ki gün Esenboğa Havaalanı'ndaki ilk cümleleri şunlardı: "Biz terörün her türlüsüne karşıyız. Fransa nereden, kimden ve hangi amaçla gelirse gelsin, terörün arkasında olamaz..." Bu cümleler tabii ki Türkiye'yi de rahatlattı. Dışişleri yet- kilileri, Fransa ile ilişkilerin, Isviçre gibi bozulabileceği en- dişesinı taşıyordu. Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin'in önceki gece Dışişleri Konutu'nda verdiği akşam yemeği, iki ülke ilişkileri açısın- dan balayı havasındaydı. Juppe, Türkiye'yi çok yakından tanıyor. Gençliğinde, sır- tında çanta karış karış Anadolu'yu dolaşmış. Türk müziğine hayran kalmış. Ülkesine de kaset, plak götürmüş. Bugün bile en çok dinlediği müzik türleri arasında Türk müziği baş sıralarda yer alıyormuş. Dışişleri yetkilileri, Juppe'ün bu özelliklerini dikkate alıp yemeğe kanun, tambur, ut getirtip kısa bir konser düşündüler, ama geç kalmışlardı. Bir daha- ki sefere mutlaka yapacaklar. Juppe. gençliğinde Anadolu'yu bıraz güç koşullar altında dolaşmış, ama önceki akşamki sofrası çok zengindi. Çetin'- in mönüsünde şunlar vardı: Karışık deniz ürünlerı. peynirli su böreği, karışık salata, kuzu kol sarma, danafiletosu, şiş patlıcan beğendi, ıç pilav, karışık Türk tatlıları, mevsim meyveleri. Üzerine de Türk kahvesi ve lokum... Yediği içtiği onun olsun, biz konuşulanları aktaralım. Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı özdem Sanberk. yemek öncesi Juppe'ün çantasına bir rapor koydu. Rapor, Avrupa Parlamentosu adına DEP'le ilgili gelişmeleri incelemek ve değerlendirmesini parlamentoya sunmak üzere Türkiye'- ye gelen Belçikalı Sosyalist Parlamenter Galle'ye aitti. Av- rupa Parlamentosu, daha bu raporu görmeden Türkiye ile ilgili oylama yapmış ve Türkiye'nin kınanması, DEP'lilerin serbest bırakılması, Güneydoğu'ya otonomi verilmesi ka- rarı çıkmıştı. Juppe'e verilen raporun bir bölümünü aktaralım: "Dokunulmazlıkları kaldırılan parlamenterlerle ilgili ka- rar siyasidir. Bu karar DEP milletvekillerinin birbiri ardına yaptıkları kışkırtmaların kamuoyunda uyandırdığı tepkiden de kaynaklanmıştır. DEP'in seçimleri boykot kararı, barda- ğı taşıran son damla olmuştur. Bu milletvekillerinin yemin- lerini anayasaya uygun etmemeleri, pekçok itham ve suç- lamanın başlangıcı olmuştur. Bazı milletvekilleri PKK ile doğrudan ilişki içinde olmakla itham edilmektedir." Raporda Türkiye'nin konumu da şöyle yer alıyor: "Türkiye'nin coğrafi ve stratejik önemi giderek artmakta- dır. Ancak Avrupa Parlamentosu ile Türkiye arasında ye- terli diyalog bulunmamaktadır. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve Başbakan Tansu Çiller, bütün Avrupa Parla- mentosu üyelerini Türkıye'ye davet etmişler ve bu ülkeyi daha iyi tanımaya çağırmışlardır." Galle raporu şöyle bağlamış: "Türkiye'de Mustafa Kemal'/n istediği eğıtim düzeyine gelerek yetişen, demokrasiye bağlı yeni nesil, bu ülke ile AB'yi ayıran her şeyi yok edecek güç ve kalitede gözükü- yor." Bundan iyisi, Şam'da kayısı... Juppe'ün Türkiye'ye verdiği ana mesaj şuydu: "Laik bir Türkiye, başta Cezayir olmak üzere köktendin- cilik akımına karşı sağlam bir kalkandır. Zaman zaman in- san hakiarı konusunda sizi eleştiriyoruz, ama bu sizi karşı- mızaalmakanlamınagelmez. Türkiye'yeyönelikkatıeleş- tiriler ise Fransa içindeki gönüllü kuruluşlardan gelir. Yani hükümet düzeyinde bir karşı çıkış yoktur. Bizim yapımız da size benziyor; üniter bir devlet ve etnik gruplar... Bizim yaptığımızı yapın, onlara bazı kültürel hakiarı verin. Bu üni- ter yapının bozulması anlamına gelmez..." Fransa önümüzdeki günlerde Türkiye'ye bir jest yapa- cak. Okullardakı seçmeli diller hanesine Türkçeyi de koya- cak. Bir de ekonomi var. İlişkilerin yumuşak karnı burası. Fransa son yıllarda Tür- kiye'de iyi ihaleler alıyor. Gerçi birincisini fırlatamadık, ama uydu ihalelerimiz Fransızların. iletişimde, CIT-Alcatel ile Türkiye'ye büyük giriş yaptılar, Teletaş hisselerinin yüz- de 51'ine sahip oldular. Savunma sanayii ihalelerinde de söz sahibi olmaya başiadılar. Geçen yıl Türkiye ile Fransa arasında, "Savunma ile ilgili tüm gizli bîlgilerin karşılıklı olarak verilmesine" dair bir işbirlıği anlaşması imzalandı. Bu çerçevede genelkurmay başkanları her altı ayda bir karşılıklı ziyaret ediyorlar... Ne demiştik? Devletlerarası ılişkilerde "dost", "düşman" yoktur, kar- şılıklı çıkarlar çerçevesinde kurulan ilişkiler vardır! Çanakkale Zaferi kutlanıyor • Baştarafı 1. Sayfoda ve İstiklal Marşı eşliğinde bayrağın göndere çekilmesiyle başlayacak. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel. 3979 sayılı kanunla Çanakkale şehrine verilen "Aftın Madalya"yı Cumhuriyet Meydanı'ndaki törenler sırası- nda Çanakkale Valisi'ne vere- cek. Çanakkale Deniz Zaferi'nin yıldönümü dolayısıyla bugün Çanakkale'nin yanı sıra An- kara'da Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, İstanbul'da Ku- zey Deniz Saha Komutanlığı, İzmir'de Güney Deniz Saîia Komutanlığı ve Gölcük'teki Donanma Komutanlığı'nda törenler düzenlenecek. Çanakkale Zaferi nedeniyle düzenlenen "Zafer Haftası" et- kinlikleriarasındayeralan,"Ça- nakkale Savaşları ve Gelibolu Yarunadası Tarihi ıVlüli Parkı" konulu sempozum. Mehmet Akif Ersoy Kültür Merkezi'nde dün yapıldı. Ü N İ V E R S İ T E Y E H A Z I R L I K SINAVADOĞRU 1-E 2-C 3-B 4-C 5-B 6-A 7-B 8-D 9-E 10-C 11-C 12-D 13-A 14-E 15-B 16-0 17-A 18-D 19<: 2O-B 21-O 22-B 23<; 24-D 25-€ 26-E 27-C 28-E 29-A 30-D Petrol, Boğaz'ayayılıyor • Ba$tarqfi 1. Sayfada yacağı bildirildi. Karadeniz'de Karaburun açıklannda karaya oturan tanker "kendi halinde" yanmaya devam edi>or. Yetkıli- lerin "Her şey kontrol altında" apklamalanna karşın. gelişmeler bunun aksini gösteriyor. Kaza- dan bir gün sonra römorkörlerle çekilerek Karadeniz'e götürülen tanker, dün Karaburun'a 15, Yalıköy'e de 6 mil açıkta karaya oturtuldu. Küçük patlamalann görüldü- ğü gemide zaman zaman şiddeti- ni arttıran riizgar yangının büyü- mesine neden oldu. Toplam 18 tankın bulunduğu tankerde yangın sabaha karşı 4. tanka da sıçradı. Burun kısmındaki açı- lmanın ardından denize kanşan akaryakıtın daha da arttığı. buna karşın bir şey yapılamadığı öğre- nildi. Kirliliği önlemek için getiri- len bariyerlerin gece yansı akıntının etkisiyle sürüklendiği ve bu nedenle deniz araçlannın uyanldığı belirtildi. Aşırı ısınma Yetkililer, gemiye aşın ısınma nedeniyle yaklaşılamadığını be- lirtirken burun kısmındaki sıcaklığın bin dereceyi aştığı ve erime tehlikesiyle karşı karşıya kalındığını söyledüer. Bu bölüm- de bir kopma olması halinde tan- kerin batma tehlikesinin bulun- duğuna dikkat çeken uzmanlar. böyle bir durumda binlerce ton akanakıtın denize kanşacağını ve Boğazlar"daki tüm yaşamın yok olacağını öne sürdüler. Bu arada edinilen bilgilere göre alevlere karşı dayanıklı asbestli giysi verilmeyen görevliler. 24 saat arahksız çahşıyorlar. Istan- bul Ulaştırma Müdürii Altan Kö- seoğlu başkanlığında yaklaşık 150 personelin görev aldığı sön- dürme çalışmalannda Karabu- run sahilinde de bir kara ekibi oluşturuldu. Bu bölgede. aynca sağlık ekibi ile 20'den fazla hem- şire ambulanslar içinde 24 saat nöbet tutuyor. San>er Cumhuriyet Baş- savcıhğı"na \erecek. Kazanın so- ruşturmasını yürüten Sanyer Cumhurivet Sa\cısı tlhan Derin- su, soruşturmanın sürdüğünü ve olayda kusuru olduğu saptana- cak kişiler hakkında TCK'nın 383 2'nci maddesi uyannca "de- niz kazası neticesı ölüme sebebiyet vemıek" suçlamasıyla dava açıla- cağını söyledi. Bu arada Sea Bro- ker adlı kuru yük gemisinin 2. kaptanının durumunun ağı- rlaştığı ve Haydarpaşa Numune Hastanesi'nde ameliyat edildiği öğrenildi. 6 yunus öldü Yetkililerin yaptıkları açıkla- malar. birçok noktada birbirle- riyle çelişiyor. Çevre Bakanı Rıza Akçalı'nın tehlike olmadığını \e kırlılıktc artış bulunmadığını açı- klamasına karşın dün tankerin yanmakta olduğu Karaburun'da karaya 6 yunus ölüsü vurdu. Res- mi kaynaklar ilk başlarda yunus- lann ölü olarak karaya vurduğu- nu yalanladılar. Ancak. akşam saatlerinde yunuslan köjlüler bildirince olay yerine gidildi. Üzerleri ham peırole bulanmış yunuslarda bugün inceleme yapı- İacağı öğrenildi. Greenpeace ge- misi uzmanlannın yaptıklan öl- çümlerde de denizdeki kirliliğin giderek arttığı saptandı. Dün izin verilmemesine karşın olay yerine hareket eden Greenpeace. San- yer'de "Çevre Bakanı Akçalı basın toplantısı \apacak" haberi üzerine eylem yapmak için bura- ya gitti. Ancak bakanın gelmedi- ği anlaşılınca tckrar Ortaköy'e geri dönüldü. Doğal Hayatı Kdrurna Der- neği de uzmanlara yaptırdığı araştıımanın sonuçlannı açık- ladı. Açıklamada. "ydlarca sü- reeek" çevre kirlenmesı yaratıl- dığı belirtilerek. "Kazadan sonra yanan ham petrolden çıkan 300 bin metreküp karbondioksit gazı atmosfere karışıtııştır. Poyrazköy ve Karadenız girişi de tamamen petrolle kaplannııştır"dendı Çevre Kırlıliğini Önleme \e Kontrol Genel Müdürü Aü Rıza Yılmaz bu mevsimde üreyen 9 tür balığın yumurtalannda azalma görülebileceğini belirtti. Öte yan- dan Çevre Bakanlığı Çevre Kirli- liği Önleme ve Kontrol Genel Müdürü Yılmaz, "Kıyılarda gö- züken petrol birikintileri üzerine herhangi bir yanan madde atma- malıdu-lar. Bu konuda tüm vatan- daşlanmızın duyarlı olmasını isti- yoruz"dedi. Nasia adlı tankerdeki yangın ve yakıt sızıntısının sürmesi üzeri- ne Bulgaristan'dan 2, Yunanis- tan'dan da bir kurtarma ve sön- dürme gemisi yola çıktı. Yuna- nistan'a ait dünyanın en büyük kurtarma ve söndürme gemile- rinden olan "Megas Alexandros" adlı geminin Türkiye'nin bilgisi dışında harekete geçtiğini belir- ten yetkililer, çalışmalan kendi olanaklan ile yürüteceklerini, Ceyhan'dan da Botaş'a ait bir söndürme gemisinin yola çıktığını bildirdiler. İstanbul Vali Yardımcısı Ruhi Paker, Boğaz'ın hala trafiğe kapalı olduğunu hatırlatarak "Şartlar ne gerektiri- yorsa o yapılacak"dedi. Özel hukuk incelemesi İstanbula korkulu anlar ya- şatan ve 19 kişinin ölümüyle so- nuçlanan deniz kazasında Türki- ye'nin zarannı "özel hukuk kural- lan" çerçevesinde Kıbns Rum yönetiminden gjdermeye çalışa- cağı bildirildi. Dışişleri Sözcü Vekili Büyükel- çi Ferhat Ataman. "Buna, incete- meler sonucunda karar verilecek. Ancak sonınun özel hukuk çerçe- vesinde çözülmesine çalışacağız" dedi. Gözaltındantutuklamaya ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - TBMM'de dokunulmazlı- klan kaldınlan 5'i DEP'li. biri bağımsız 6 milletvekili. 15 günlük gözetimden sonra dün Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) Başsavcılığı'nın istemı doğrultusunda tutuklandı. Türk Ceza Yasası'nın idam cezasını öngören 125. maddesi uyannca yargılanacak olan milletvekilleri. geniş güvenlik önlemleri altında götürüldükleri Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'nde iki özel ko- ğuşa konuldular. Anayasa Mah- kemesi. dokunulmazlıklan kaldınlan 6 milletvekiliyle ilgili karann iptali istemiyle yapılan başv uruy u bügün görüşmeye başlayacak. Ankara DGM Başsavcısı Nus- ret Demiral, milletvekilleriyle ilgi- li iddianamenin hazırlanmasının "uzunca" bir süre alabileceğini belirterek "Milletvekillerinin han- gi tarihte yargıç önüne çıkacak- ları" konusunda. "Şu anda bir şey söyleyemem. Soruştumıamız sü- riiyor" dedi. Milletvekillennden Hatip Diclenin, DGM Yedek Üy eliği'nde "susma hakkı"nı k ul- landığını belirterek "Savunmamı mahkemede yapacağım" dediği öğrenildi. TBMM'de dokunulmazlıkları kaldınldıktan sonra DGM Baş- savcılığı'nın emri ile gözaltına alı- nan ve 15 gün süreyle Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi'nde sorgulanan DEP Genel Başkanı ve^Diyar- bakır Milletvekili Hatip Dicle. Mardin Milletvekili Ahmet Türk. Şırnak Milletvekili Orhan Do- ğan. Diyarbakır Milletvekili Ley- la Zana. Muş Milletvekili Sım Sakık ve DEP kökenli Şırnak Bağımsız Milletvekili Mahmut Alınak dün sabah saat 07.30 sıra- lannda geniş güvenlik önlemlen altında DGM'ye getirildıler ve "tutuklannıalan'" istemivle DGM Yedek Cyeliği'ne (sorgu yargıcı) sevk edildiler. Milletve- killerinden Türk, Zana ve Dicle: DGM Yedek Üyesi Deniz Yargıç Yarbay Erman Başol'a. Sakık. Alınak ve Doğan ise yar- gıç Süreyya Gönül'e ifade verdi- ler. Dicle'nin. "susma hakkr'nı kullanarak ifade vermeyi red- dettiği ve "Savunmamı mahkeme- de yapacağım" dediği bildirilir- ken, diğer milletvekillerinin suçlamalara yönelik aynnıılı sa- vunma yaptıklan öğrenildi. DGM vedek üveleri Başol veGö- nül, ıfadelerin tamamlanma- sından sonra. milletvekillerinin TCK'nın 125. maddesi uyannca tutuklanmalannı kararlaştırdı- lar. Saat 14.55'te. DGM binasın- dan çıkanlarak kapıda bekleyen bir polis minibüsüne bindirilen ve geniş güvenlik önlemleri altında Ankara Merkez Kapalı Cezaev f- ne gönderilen milletvekilleri. DGM önünde bekleyen kabalığı el sallayarak selamlarken, kala- balık da alkışiarla karşılık verdi. Bu arada milletvekillerinin avukatlan Hasip Kaplan ve Fe- ridun Yazar. DGM Başsavcısı Demıral'ın emriyle binadan çı- kanldılar. Demiral'ın bu tulu- munu protesto eden \e hakkında Adalet Bakanlığı'na yeni bir suç duyurusunda bulunacaklannı belirıen Kaplan. şunlan söyledi: "DGM Başsavcısı'nın emriyle dtşarı atılmış bulunuyoruz. Bura- ya savunma yapmaya geldik. Sa- \unmamı/da yararlanmak üzere, hazırlık soruşturması evTaklannı istedik. Ancak Demiral'ın ' veril- mesi sakıncalıdır' şeklindeki yazılı emriyle bunlar bize >erihne- di. kısıtlama için y argıç kararı ge- reklidir. Oysa böyle bir karar or- tada yoktur. DGM Başsa>ctsı'- nın. bu dokunuunazlık zırhını ne- reden aldığını merak ediyonız. Dokunulmazlıkları kaldıran Mec- ILS. bunu da açıklamalıdır." SHP Ankara milletvekilleri Mehmet Kerimoğlu. Salman Kaya ile Batman Milletvekilı Ad- nan Ekmendedün DGM'ye gele- rek sorgulama süreciyle ilgili ge- lişmeleri izlediler. Güvenlik güç- lerinin basın mensuplan dışında- kileri DGM'nın önünden uzak- laştırmak istemeleri. SHP millet- vekillerinin tepkılerine neden oldu. Kenmoğlu. polıslere. "İnsan gibi davranın. haddinizi bi- lin" uyansında bulunurken. DEP Adıvaman Milletvekili Mahmut Kılınç'ın. "Ben milletvekiliyim, beni ancak buradan süriikleyerek çıkarabilirsûuz" dediği du> uldu. Demiral. milletvekillerinin tu- tuklanmasını "bir önlem " olarak nitelerken. iddianamenin hazı- rlanmasının uzunca bir süre ala- bileceğini belirtti. Demiral, mil- letvekillerinin ne zaman yargılan- malanna başlanacağı yönündekı soruya. "Şu anda bir şey söyleye- mem. Soruşturmamız sürüyor. Bu kadar kapsamlı bir dosya. kısa sü- rede bitmez. Biraz geniş bir zaman sonra iddianame hazırlanabilir" karşılığını verdi. DGM tarafından tutuklanan 6 milleıvekili için Ankara Kapalı Cezaevi'nde iki özei koğuş hazı- rlandığı bildirildi. Ankara Cum- huriyet Başsavcısı Nazmi Şarvan. koğuşlardan bırinde Leyla Za- na'nın. diğennde de 5 erkek mil- letvekilinin kalacağını söyledi. Milletvekıllennin Ankara Kapalı Cezaevi'ne konulmasından sonra DEPavukatı Fendun Yazar. Sı- ırt Milletvekili Zübeyir Aydar ve SHP milletvekilleri 'Adnan Ek- men ile Salman Kaya cezaevi yö- netiminden izın alarak milletve- killeriyle görüştüler. Kartal'm tepkisi DEP Genel Başkan Vekili Remzi Kartal. mılletvekillennın tutuklanmasının sadece bir hu- kuk olayı olmadığını belirterek. "Tutuklama. Kürt sorununun de- mokratik yollardan çözülme şansınuı tümüyle ortadan kaldı- rılmasının tescil edilmesi anlamına geliyor" dedi. Boğaz'daki köprüler sigortasız İstanbul Haber Servisi- Boğaz'daki kaza. üçüncü köpriinün yapılmak istendıği yerde meydana geldi. Eğer köprii yapılmış olsaydı nasıl bir sonuçla karşılaşacaktık? Ya da kaza, yapılmış köprülerden birinin altında olsaydı ne olurdu? Yetkililer, köprülenn sigortah olmadığını söyledi. Bütçe Yasası'na göre köprüler sigorta ettirilemiyor. İnşaat süresince köprüler sigorta- lanıyor. Daha sonra ise bu sigortanın kaldınl- ması gerekiyor. Boğaz Köprüsü'nün sigortası inşaat bittikten sonra da devam ettirildi, ancak konu 1982'lerde Sayıştay tarafından dava ko- nusu edilince sigorta kaldınldı. Fatih Köprüsü'nün ayaklannm kıyıdan içer- de olması nedeniyle gemilerin ayaklara çarpma tehlikesinin bulunmadığını belirten bir yetkili, "Boğaziçi Köprüsü'nün ayaklarının bulunduğu yerde de tahkimat var. Gemi köprii ayağına çarpmadan karaya otunır. Yani geminin doğru- dan ayaklara çarpması söz konusu değildir. Biz bu tahkimatları 5 yılda bir kontrol ederiz" dedi. istanbul Boğazı'na Izmir'den destek İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)- İzmir Çevre Hareketi avukatlan. Çevre Bakanlığı. Kültür Ba- kanlığı. Devlet Bakanlığı Denizcilik Müsteşarlığı. Sağlık Bakanlığı, İstanbul Valilıği ve İstanbul Bü- yükşehir Belediyesı Boğaziçi İmar Müdürlüğü'ne başvuruda bulunarak. Boğazlar ve Marmara Böl- gesi'nin zararlı. yanıcı ve tehlikeli maddeler taşıyan tankerlerin gınş veçıkışına kapatılmasını istediler. Avukatlar, istemlerinin 60 gün içinde kabul edilmemesi durumunda uluslararası sözleşmelere dayanarak İstanbul İdare Mahkemesi'nde tanker trafığinin durdurulması amacıyla dava açacak- lannı bildirdiler. İzmir Çevre Hareketi avukatlan adına açıklama yapan Av. Noyan Özkan. istanbul Boğazı'nda meydana gelen kaza sonucunda bo- ğazda hava. su. kumsal kırlıliğinin önemli boyutla- ra ulaştığnı belirttiler. İstanbul kenti, Boğazlar ve Marmara'nın içerdiği doğal ve kültürel zenginlikler nedeniyle ciddi bir şekilde korunması gereğine ina- nan yurttaşlar sıfatıyia. tüm yetkili makamlan cid- diyete davet ettiklenni kaydeden Özkan. Boğazlar ve Marmara'nın. petrol. LPG gibi tehlikeli madde- lerin taşınmasına açık tutulduğu sürece benzeri ekolojik felaketlenn süreceğini söyledi. Bir tankerin anjmsattıkları YAVUZ GÖR İlkokulu, Ortaköy'de okuyorduk. Boş za- manlanmızda. bir ipliğin ucuna takılı, ucu bükülmüş bir toplu iğne ile balık tutardık Bo- ğaz'da... Önümüzden. arada sırada geçen iki Ru- men yolcu gemisi vardı: Transilvanya ile Besarabya... Bugünkü "şirket" gemilerinden daha büyük olmadıklannı, şımdı anı- msadığım bu gemilere biz "transatlantik" gözü ile bakardık.. Yıllar sonra lise sınıflannda. her yaz üç haf- ta "askerlik kampı"na çıkardık. Kılyos'ta... 1936 yılı geldı... Bir temmuz günü. Kamp Kumandanı Binbaşı Fehmi (Trabzon). hepi- mizi karşısına aldı ve bir muştu verdi. heye- canla: Lozan Anlaşması ile Boğaz bölgesine gir- mesi yasaklanan Türk asken. bir iki gün evvel imzalanan yeni bir Boğazlar sözleşmesi gere- ğince artık bize ait olan bu toprak parçasına girebilecekti ve kolordudan alınan emre göre biz bu onura layık görülmüşıük... Boyumuzu geçen eski mavzerlen omuza yerleştirdik. postallanmızı. iyi kötü parlattık. büyük bir sevinç ve heyecanla binbaşımızın ardına düşüp "Dağ Başuıı Duman Almış" marşını söyleyerek bodur bitkiler. karpuz tar- lalan arasından sevinçle yürüyerek "askerlik- ten arındırılmtş bölge"yi "işgal"ettık. Üstüne çıktığımız tepeden Anadolu Kavağı'nı seyret- tik. Molada bıraz futbol oynadık... Çalıİann arasına gizlenip binbaşıya görünmeden siga- ralar içtik... Ne kadar mutluyduk... • • • " 1967 yılı idi. Dışişleri Bakanlığı. Ankara... "Boğazlar"la ilgili işlerle görev li "3. Politik Daire"de çalışan. candan bir arkadaşım (Yüksel German). herzamanki sevimli hali ile odama geldi. "Şuna bir göz at!" diye bir belge tutuşturdu elime... Arşivlerde araştınp buldu- ğu bu belge -iyice anımsıyorsam- 21 Temmuz 1936 tarihi ile yazılmış bir telgrafın metnı idi ve Atatürk'ün imzası ile gönderilmişti. Mont- reux'deki Türk Heyeti Başkanı. zamanın "Ha- riciye Vekili" Dr. f evfık Rüştü Aras'a gönderi- len bu telgrafı. Yükscl ile birlikte büyük bir merak vc hatta havretle okuduk. Bu telgraftan anımsadıklanmı özetleyerek size aktanyorum "Sana bu telgrafı Başvekilin ısrarı üzerine gönderiy orum. Yoksa imzaladığın sözleşmenin 'tebrik' edilecek tarafı yok..." Metinde bir de Fransızca "abnegatkm" söz- cüğü var... "Özveri" dıye tercüme edilebilecek bu sözcük, bir ibarede geçiyor: "Ötekiler, in- şallah bu sözleşmeyi imzalamakla Türkiye'nin gösterdiği abnegation'u takdir ederler" diyor Atatürk... • • • Demek ki o temmuz gününde biz marşlar söyleyip keyifle sigaralanmızı içip bir tepeden Boğaziçi'ni seyrederken. Ankara'da bir "adam" bizim kadar mutlu değilmiş ve de her zaman olduğu gibi y ıne haklıymış... Hem de ne kadar haklıymış... Bu hususta kuşkunuz varsa Eşek Adası açıklannda hala yanmakta olan tankere bakın... Yağlara ve zifte bulanmış. kapkara martı kuşunun çırpınmasına bir göz atın. Bu martı, ölmemek için umutsuzca çırpınan Boğaz'ın acı ve çarpıcı sembolüdür... • • • Boğaz'daki son facia için elbette çok şeyler yazılacak. söylenecek ve tartışılacaktır şu sıra- larda... Çoktan ""caduque" olmuş bir sözleş- menin tümü ile ortadan kaldınlması için çanlar uzun zamandırçalıyordu... Ankara. bu ışi "şimdi" halletmelidir. Gerek- siz kuşku. ikirciklik. kararsızlıktan annıp "şim- di" halletmelidir bu işı.. Aksi halde çok ağır tarihi bir töhmet altında kalınır. sayın gençmeslektaşlanm.. Balıkçılar dava açıyor • Baştarafı 1. Sayfada kete geçirdi. Kaza sonrası peirol atıklannın Boğaz'a boşalmasıy- la. her yönden zarara uğradı- klannı belirten balıkçılar. tazmi- nat davası açmak için hazırlıkla- ra başladı. Dahd önce balıkçılar 1979 yılında Boğaz'da kaza ya- pan lndependenta tankerinin sahibi şirkete açtıklan tazminat davasında 60 milyon TL (günü- müzde yaklaşık 40 milyar TL) almıştı. Balıkçılar aynca istem- leri yerine getirilmezse Boğaz'ı tanker trafığine kapaıacaklannı söyledi. Boğaz'da meydana gelen ka- za ve yarattığı kirlilik nedeniyle İstanbul ve Boğaz kıyılannda geçimlerini denizden sağlayan balıkçılar. dün bir basın toplan- tısı yaparak tepkilerini dilegetır- di. Balıkçılar Birliği Sözcüsü Zafer Murat Çetintaş ve avukat- yazar Raif EJtem başkanlığında toplanan birlik üyeleri. tazmi- nat dav ası için ay nntılan v e tan- ker kazalannın bir daha yaşan- maması için yapacaklan protes- to gösterilerini konuştukır. Söz- cü Çetintaş toplantı sonrası yaptığı açıklamada. Montreu\ Anlaşması'nın gözden geçıril- mesinı istediklenm belirterek şunlan söyledi: "Rusya'dan taurlarmı yumu- şatmasmı bekliyoruz. Eğer bu konuda gerekli yumuşamayı gös- termezlerse Balıkçı Birtiği'ne bağlı 5 bin kay ıkla Boğaz'ı trafi- ğe kapayacağız. Balıkçılar Birli- ği olarak tazminat davası açma hazırlığı içindeyiz. \'ine biz birlik olarak tüm İstanbuüulart kişisel tazminat davası açmaya çağırı- yoruz. Bu sadece bahkçıların so- runu değildir. tüm İstanbullular'- ın sorunudur." Boğazlar Tüzüğü uygulanacak ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Denizcılikten sorumlu Devlet Bakanı İbrahim Tez. Türkiye'niıı hazırladığı Boğaz- lar'la ilgili yeni tüzüğün. Llus- lar.ırası Denizcilik Örgütü tara- fından "olumsuz" karşılansa bile. kesinlikle uygulanacağını söyledi. Ankara'da görüşme- lerde bulunan Fransız Dışişleri Bakanı Alain Juppe'ye dc Bo- ğazlar'la ilgili durumun anlatıl- dığı vc yeni hazırlanan tüzüğün uygulanması konusunda Tür- kiye'nin kararlılığının \urgu- landığı bildirildi. Dışişleri kay- nakları. Montrcu.\ Anlaşması"- nın değiştirilmesi konusunun 1996 yılında gündcmc gelebile- ceğini. şu aşamada anlaşmayı değıştirmenin veya tanker trafı- ğini yasaklamanın "gerçekçi ol- madığını" açıkladılar. Devlet Bakanı İbrahim Tcz. Cumhuriyet'e yaptığı açıkla- mada. "Montreu\'y ü sa* unu\ o- ruz, sav unmay a da de> am edece- ğiz. Ama Boğazımızı da koru- mamız gerekiyor" diyerek Bo- ğazlar Tüzüğü'nün 1 tcmmuz- da kesinlikle uygulanmaya baş- lanacağını söyledi. Belgelerden DEP - PKK telefon bağlantısı Cumhuriyet BilimTeknik'e GÖKSEL POLAT • Baştarafı 1. Sayfada -Dr. Sevinç Özgüner Barış, Demokrasi ve İnsan Haklan ödülü: Dr. Behçet Aysan (2 Temmuz 1993'te meydana ge- len Sıvas katliamında yaşamını yitirdi). -TV-Haber dalında: Kanal 6'dan "Olay \ar"ekibi. -TV dizisi dalında: atv'de ya- yımlanan "Hastane" dizisi. -Basın-Haber dalında: Nok- ta dergisinden Lamia Torunlu. -Basın Araştırma dalında: Milliyet gazetesi yazan Nail Güreli. -Basın özel ödülleri: Hürn- yet gazetesinden Emin Çölaşan. Milliyet gazetesinden \avuz Donat ve Hasan Pulur. -Beyaz Eylemler özel ödülü: Aydınlık ve Özgür Gündem ga- zeteleri. ANKARA - Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi'nce (DGM) tutuklanan DEP'li mil- letvekilleriyle ilgili savcılık dos- yasında. milletvekillerinin PKK ile ilişkılerini ortaya koyan bazı bilgi ve belgelerin yer aİdığı. tu- tuklama karannda bunlanü etki- li olduğu bildirildi. Emniyet yetkililerinden alınan bilgiye göre DGM Başsavcılığf- nın. mahkemeye delıl olarak su- nacağı belgeler arasında. DEP'li milletvekillerinin görüşme yaptı- klan bazı telefonlann, örgüte an telefon numaralan olduğuna iliş- kin belgeler yer« alıyor. Milletve- killerinin. şehirlerarası ve millet- lerarası yaptıkları bütün telefon görüşmelerinin dökümünün. PTT Genel Müdürlüğü kanalıyla istendiği ve aranılan telefon nu- maralarıyla örgüte ait numara- lann karşılaştırmasında. 15'e yakın telefonun PKK'ya ait ol- duğunun belirlendiği öğrenildi. Diyarbakır Milletvekili Leyla Zana'nın. PKK liden Abdulİah Öcalan'a. "Sayın Genel Baş- kanım" dıye hitap ettiğı telefon görüşmesiyle ilgili bir bandm da dosya içerisinde yer aldığı öğre- nildi. Ocalan'ın. DEP'in politik tavn ile ilgili bazı önenlerini içer- diği belirtilen görüşmenin yanı sıra Ahmet Türk ve Orhan Do- gan'ın da Öcalan ile yaptıklan te- lefon görüşmeleri soruştunna dosyasına konuldu. Emniyet yetkilileri. söz konusu telefon görüşmelerinin Güney- doğu'da güvenlik güçlerincc. "te- sadüfen" dinlendığini belırtirken bu görüşmelerin 1993 yılı sonlan- nda gerçekleştieini bildirdiler. Aynı yetkililer. DEP Genel Baş- kanı ve Diyarbakır Milletvekili Hatip Dicle'nin. Öcalan'la görüş- mediğinın biürkişi incelemesi so- nueu ortaya çıktığını kaydettiler. Bu arada. DEP Genel Başkanı ve Diyarbakır Milleıvekili Hatip Dicle ile Leyla Zana'nın. Güney- doğu'da bir mezarlıkta yapılan tören sırasında. ERNK bayrağı açan militanlar arasında zafer ışareti yaptıklanna ilişkin görün- tülerin de DGM Başsavcılığı'na ulaştığı ve bu video kasetin mah- kemeye sunulacağı belirtildi. DGM Başsavcıhğı'nca hazır- lanan dosyada. milletvekili Leyla Zana'nın, TBMM'ye girmeden önce PKK'nın Bekaa'daki eğitim kampı olan Mahsum Korkmaz Akademisi'ne gittiği ve burada 2-3 gün kaldığına ilişkin bir bcl- gcnın de buîunduğu bildirildi. Zana'nın. sö? konusu kampa ga- 7eteeı olarak aıttıâi kavdedildi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear