25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 13 OCAK1994 PERŞEMBE GENÇLIK • EGITIM ÖSYS'ye ANKARA(AA)- Öğrenci Seçme Yerleştirme Sınavı (ÖSYS) ıçin baş\urular bugun başladı. Başvurular2l ocakcuma günü sonaerecek. ÖSYM yetkilileri, bu yıl stnava 1 milyon 200 bin öğrencinin başvurmasırun beklendiğini belirterek kılavuz sıkıntısı çekilmemesi için gerekli önlemlerin alındığmı bildirdiler. ÖSYS'ye girecek ada\lar. 1994-ÖSYS kılavuzunu. başvuru ve banka belgesini 20 bin lira karşılığında lise ve dengi okul müdürlüklerinden alabilecekler. Belgelerini kılavuzda belirtilen esaslara uygun olarak dolduracak olan adaylar. 200 bin lira sınav ücretini yatırdıktan sonra belgelerini okullara teslim edecekler. İktisat Dergisi _İSTANBLL(AA)- İstanbul Ünıversitesi İktisat Fakültesi Mezunlan Cemiyeti'nin yayın organı İktisat Dergisi 30 yaşına bastı. Kendi alanında Türkiye'nin en eski dergisi olan İktisat Dergisi, birsüre önce biçim ve içeriği ile de dağıtılmaya başlandı. DergininÖcakl994 sayısında Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmelerle sanayileşme. globalleşme, endüstriyel ilişkiler. Doğu Avrupa ekonomileri gibi konularclealıniNor. Ders Geçme Yönetmeliği ANKARA(AA)-Milli Eğitim Bakanlığına bağlı ortaöğretim kurumlannda Ders Geçme ve Kredi Yönetmeliği'nin değjştirilmesine ilişkin yönetmelik, dünkü Resmi Gazete'deyayımlandı. . Buna göre öğrencilerin her dönem için (A) notu karşıhğı aldıklan takdirname2. (B)notu karşıhğı aldıklan teşekkürnamede 1 puanlık kredı olarak değerlendirilecek. Hiçbir disiplin cezası almayan. alınan derslerin hiçbirinden devamsızlık scbebiyle başansız duruma düşrneyen. sosyal ve kültürel faaliyetlere katılan öğrencilere de. her ders yılı sonunda (C) notu karşılığı olarak 1 kredi verilecek. Fransa'da yükseköğretim• Gençlik-Eğitim Senisi - ÜniversiteÖğretım Üyeleri Derneği'nın da\ etlisi olarak İstanbul"a gelen Rene Descartes Cniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Janirte Beaudichon. "Fransa'da Yükseköğretim Sistemi ve Güncel Sorunlar" konusunda bi r konferans verdi. İTÜ Sosyal Tesisleri'ndeki konferansta, Prof. Dr. Beaudichon. Fransa'da ünıversite rektörlerinın, öğrencilerin de kısmen söz sahibi olduğu bir seçimle göreve geldiklerini anlattı. Ek kontenjan kayıtlar • ANKARA(AA)- Eskişehir Anadolu Cniversitesi İktisat ve İşletme Fakültesi ile Açıköğretim Fakültesi önlisans programlanna ek kontenjanla yerleştirilen adaylann kayıt işlemleri dün sona erdi. Mazeretleri nedeniyle kayıt yaptıramayanlar. mazereılerini kanıtlayan belgelerle bugün ve yann açıköğretim bürolanna başvurarak kayulannı yaptırabilecekler. Hükümet tarafından alınan kararla geçen yıl üniversite sınavlan sonucu açıkta kalan adaylar için sağlanan ek kontenjanlara 130 bin kişi ba}\ urmuştu. Belediyeden kütüphane atağı • ANKARA (AA) - Şıncan Belediyesi 4 yeni kütüphane daha kuruyor. Sincan Belediye Başkanı Aziz Gürsoy, yaptığı yazılı açıklamada klasik belediye hizmetleri dışında sosyal ve kültürel politikalara büyük önem verdiklerini belirterek önümüzdeki günlerde 4 yeni kütüphaneyi daha hizmete açacaklannı bildirdi. Pınarbaşı Mahallesı, Plevne Mahallesı, Gaziosmanpaşa Mahallesi ve Ulubatlı Hasan Mahallesi'nde oluştunılan kütüphanelerde ansiklopediler, ders kitaplan. yardımcı ders kitaplan.romanve sözlüklerin veralacak. İdealistdavrandığıiçincezalandınldı Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde sınav sorularının çalındığını ortaya çıkartan son sınıföğrencisi Oğuz Kalafat, 'fakülte hizmetlerini aksattığı'gerekçesiyle okuldan 6 ay uzaklaştırma cezası aldı SEVİM ERTEMUR rrakya Cniversitesi Tıp Fakültesi'nde sınav so- rulanın çalındığını ve parayla satıldığını or- taya çıkartan son sınıf t^^^m öğrencisi Oğuz Kalafat, okuldakı şebeke taratı- ndan dövülüp tehdit edilirken, fakülte yönetimi de kendısine "ödül!" olarak "okuldan 6 ay uzaklaştırma" cezası verdi. Üstelik verilen cezanın bir gerekçesi de, "'Fakülte hizmetlerini aksatacak ey- lemde bulunmak." Ceza. Kalafat'ın mezuniyelini etkilerken sorulan sattığı belirlenen öğrenci ise okula devam ediyor. Bu olayın "toplumdaki çürümüş- lüğün bir kanıtı" olduğunu vurgula- yan Kalafat'ın avukatı Ergin Cin- men, "Bu, namuzsuzluğa, hırsızlığa pirim verilmesi olayıdır. İnsanlan hırsızlıklara. ahlaksızlıklara göz yummaya teşvik etme olayıdır" dedi. Kendisine venlen 6 ay okuldan uzaklaştırma cezasının dolmasını bekleyen Intern DoktorOğuz Kala- fat ise olayın ortaya çıkmasından sonra baa asistanlann ve öğrencile- rin duyarsız bir şekilde "Sana neydi kardeşim, sorular çalınırsa çalınsın. başka işin yok mu senin?" sözlerini üzüntüyle anımsıvor. Soruİan çalan insanlarla aynı ke- feye konduğu \e yalancı konumuna düşürüldüğü için çok üzgün olan In- tern DoktorOğuz Kalafat'ın başına ne geldiyse 'İdealist" olmaktan gel- di. 1993"ün temmuz ayı... Son yıllar- da art arda açılan "gecekondu üni- yersiteler"den birisi olan Trakya Üniversitesi'nin Edirne'de kurulu Tıp Fakültesi'nde bir sına\ dönemı daha yaşanıyor. Bir çok üniversite- de her sınav döneminde olduğu gibı "Sorular çalındı. Parayla satılıyor" söylentileri yine ayyuka çıkmış du- rumda. Bu söylentiler. henüz bir a\ önce Hipokrat yeminini yapan In- tern Doktor Oğuz Kalafat'a da ula- şıyor. "Bir hekimin kopyayla sınıf gecmesinin insan sağlığına vurulacak en büyük darbe" olduğu görüşünü savunan ve "Hiçbir şey bilmeden tıp fakültesinden mezun oİan bir dokto- run her an bir hastanın ölümüne ne- den olacağım" düşünen Kalafat, bu olayı ortaya çıkarmaya karar veri- yor. Başhekimin desteği Kendisine yardımcı olabileceğjni düşündüğü hocası Croloji Kürsüsü Başkanı ve Hastane Başhekimi Doç. Dr. Osman İnce'yi sınavdan bir gün öpce, yani 13 Temmuz 1993 günü telefonla arayarak 2. sınıf so- rulannın satıldığını bildiriyor. Doç. İnce de olayla ilgileniyor ve ne paha- sına olursa olsun sorulan temin et- mesini. gereğini yapacağını söylü- yor. Bunun üzerine Kalafat. sorula- n satan öğrencilerle bağlantı kuru- yor ve Intern öğrenci olmasından şüphelenmemeleri için "aynı evde kalan arkadaşına vereceğini" söyle- yerek sorulan bir miktar para da ve- rerck alıyor. Öğrenci Doktor Kala- fat'ın sorulan temin etmesi üzenne Doç. Dr. İnce. o gece Fakülte Eğı- tim Başkoordinatörü Prof. Dr. Ke- mal Kutlu'yu telefonla anyor. De- kanlık yetkilileri hemen. sabah^apı- lacak olan sınavın sorulan ile Ince'- nin getirdiği sorulan karşılaştınyor- lar: Öğrencilere satılan sorularla, SH navda sorulacak olan sorular aynı... Sorulann çalınmış olduğunun an- laşılması üzenne ertesi gün yapıla- cak olan sınav erteleniyor ve disiplin soruşturması açılıyor. Doç. İnce, güvenliğini sağlamak amacıyla öğ- rencisi Kalafat'ın ismini gjzli tutu- yor. Haklannda disiplin soruştur- ması başlatılan öğrencilerin, soru- lann Kalafat tarafından idareye ve- rildıgini tespit etmeleri uzun süımez. Oğuz Kalafat'ı önce okulda bir ke- nara çekip döverler. Sonra da kaçınp evlerine kapatırlar. Dayak ve tehditler birbirini izler. Olaya kendisinin de dahil olduğu yolunda ifade vermezse sonunun kötü ola- cağını söylerler... Olaydan haberdar olan Oğuz'un ev arkadaşlan ise İstanbul'dan dayı- sı olan Avukai Ergin Cinmen'i tele- fonla arayarak olayı iletirler ve kaçı- nldığını bildirirler. Cinmen de he- men fakülte Dekanı Prof. Dr. Recep Mesut'u arar. Bunun üzerine Dekan Mesut. 14 temmuz gecesi saat 22.30 sıralannda zorla tutulmakta olduğu eve giderek Oğuz'u kurtanr ve onu evine kadar götürür. Ancak tehdit- ler devam eder. Kalafat ertesi gün morarmış gözüyle Soruşturma Ku- rulu'nun karşısına çıkar. İfadesinin alındığı odanın kapısı aralıktır. Di- ğer odada ise kendisini bir gün önce döven ve tehdit eden öğrenciler oturmaktadır. Kalafat, "kapının açık" olduğu konusunda Soruştur- ma Kurulu üyelerinin dikkatini çe- ker, ancak kurul üyeleri buna aldı- rmaz. Ve Kalafat tehditlerin etkisiy- le "ev arkadaşun için sorulan aldım" der. Bu ifadeden sonra Dipislin Kurulu, sorulan sattığı belirlenen Sencer Erşen hakkında "ihraç" ka- ran verirken Oğuz Kalafat'ı da. YÖK (Öğrenci Disiplin Yönetmeli- ği'nm 9. maddesının c ve m hkralan uyannca suçlu bularak bir yan yıl fakülteden "uzaklaştınlması"nı ka- rarlaştmr. Yeminine sadık Tüm bu gelişmeler sırasında Enez'de yazhkta olan Doç. Dr. Os- man İnce, olanlan öğrenince çok üzülür, yeni bir soruşturrna yapıla- rak yanhşlığın giderilebilmesi için dekanlığa başvurur. Soruşturma Kurulu'na verdiği ifadede, Oğuz Kalafat'ın sınavdan önce satılmak- ta olan sorulan temin ederek kendi- sine verdiğini ve sınavın ertelenmesi- ni sağladığını anlatan İnce, şunlan söyler "Oğuz Kalafat'ın bu omırlu davra- nışına karşüık ceza almasına son de- rece üzüldüm. Dileğim Oğuz Kala- fat'ın üzerinde hala devam etmekte olan ceza uygulamasının en azından soruşturma kesin sonuçlanana kadar durdurulması, okula devamının sağ- lanması yönündedir." Her şeye rağmen ettiği Hipokrat yeminine yaşamı boyunca sadık ka- lacağını söyleyen Kalafat, adaletin yerini bulacağını düşünürken soruş- turma kurulu. önceki kararda di- renme karan ahr. Bu sırada, soruş- turma sonunda "fiilin irtikapçısı" iddiasıyla fakülteden ihracına karar verilen Sencer Erşen, Edirne Bölge İdare Mahkemesi'ne "yurütmenin durdurulması" istemiyle başvurur ve lehte karar alarak yeniden okula dö- ner. Bunun üzerine Kalafat'ın dayısı ve avukatl olan Ergin Cin- men de, aynı istemle Bölge İdare Mahkemesi'ne başvurur. Ancak, "doktor adaylarının kopyayla sınıf geçmelerini" önlemeyeçalışan "idea- list" Intern Doktor Oğuz Kalafat için Başkan Atilla Sarp. üyeler Mus- tafa Dinç ve Birol Erdem'den oluşan Edirne Bölge İdare Mahkemesi'nin karan, en az okul yöneticilerinin ka- ran kadar ilginçtir: "Yürütmenin durdurulması isteminin reddine..." Üye Hakim Birol Erdem bu kara- ra karşı o> kullanır. Yargıç Erdem gerekçesini ise şöyle açıklar: "Dosyada bulunan 10 Eylül 1993 günlii Tıp Fakültesi Hastanesi Baş- hekimi Doç. Dr. Osman İnci'nin bil- gisine baş>unılan soruşturma tutana- ğının incelenmesindcn, Intern Doktor Oğuz Kalafat'ın sına>dan önceki ak- sam Başhekim Doç. Dr. Osman İnci'yi arayarak sorulann çalındığını bildirdiği, Doç. Dr. İnci'nin somut kanıt istemesi üzerine de, sorulan te- min ederek kendisine verdiği anlaşıl- makta olup, kendi dersleriyie hiç ilgi- si ounayan sınav sorularının çalınma- sı olayının ortaya çıkması için sorula- n temin ederek yetkili birimlere ulaştıran davacının bu hareketinden dolayı cezalandınlmaması gerekriği görüşüyle..." YILDIZ TEKNİK L^NİVERSİTESİ Fotoğrafçılığın altyapısı oluşuyor Gençlik-Eğitim Senisi - Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Meslek Yüksek Oku- lu'na bağlı iki yıllık Fotoğraf Bölümü. 1989'dan bu yana Türk fotoğrafçılığının alt- yapısını oluşturuyor. Fotoğ- raf sanatçısı ve profesörü Mehmet Bayhan'ın girişimiyle kurulan. gönüllü eğitmenlerin katkılanyla gelişen Fotoğraf Bölümü'nün öğrencilen. fo- toğraf çekiminden baskı tek- niklerine. fotoğraf akımlann- dan çağdaş fotoğraf teknıkle- rine kadar her alanda bilgi ve beceri ile donanarak mezun oluvor. ÖYS puanı YTÜ'nün Maslak'ta Mes- lek Yüksek Okulu'nun sekiz programından biri de fotoğ- raf. YTÜ bümesinde kurul- ması planlanan Güzel Sanat- lar Akademisi kapsamında düşünülen fotoğraf bölümü. Prof. Mehmet Bayhan'ın giri- şimiyle 1989'da eğitime başla- dı. 30 kişilik kontenjanı bulu- nan fotoğraf bölümü. ilk iki yılında scçme sınaviyla öğren- ci aldı. Daha sonra merkezi sisteme dahil edilen bölüme giriş. ÖYS puanına göre belir- lendi. Mehmet Bayhan. öğ- rencilerin yetenek sınavıyla ahnmasından yana olduğunu belirtiyor. Mimarbk eğitimi görmesi- ne karşın fotoğrafa gönül ve- rerek yıllardır bu yönde çalı- şmalannı yürüten Mehmet Bayhan. Türkiye'nin ulusla- rarası alanda tanınmış fotoğ- rafçılanndan. Mehmet Bay- han, Türkiye'de 10 binin üze- rinde fotoğraf stüdyosu bu- lunduğunu belirterek. "Bun- lann çoğu iki nesildir fotoğ- rafçüık yapanlar. Ben, bunlan kazanmak peşindeyim. Bun- lan kazanmak, fotoğrafa da büyük hizmet olur" diyor. Bölümün gönüllü öğretim üyeleri de profesyonel fotoğ- rafçılardan oluşuyor: Can Çe- tin, Caroline Erel, Tuğrul Sal- rukoğlu. Cüneyt Birol, Yaşar Göksoy. Prof.' Dr Güler Er- tan, Armağan Tekdöner... Bunlardan Cüneyt Birol'un başlattığı "Çağdaş Fotoğraf Teknikleri" dersinde. bilgisa- yarlı fotoğraf tekniği verili- yor. Amaçsa. "Geleceğin fo- toğrafçısını yetiştirmek..." Fotoğrafın bir teknoloji olarak değerlendirilmesi ge- rektiğini söyleyen Mehmet Bayhan. "Aynca, fotoğrafın. uygarlığın belkemiği olduğu- nun da kabul edilmesi gerek. Bir ülkede bilimsel fotoğrafçı- lık yapılmıyorsa, o ülkede bi- iim ve teknoloji gelişmemiştir" diyor. Mehmet Bayhan, bölüm öğrencilerinın biraz ön bilgi ve düzenlı çahşmayla çok ıyı to- toğrafçılar olabüeceği görüşün- de. Derslerde genel teknikler, fotoğraf altyapısı ve tüm dal- lara yönelik estetik bilgisi ve- riliyor. Çalışma olanağı mı? "Bizim öğrencilerimiz birinci sınıfı geçince hemen iş bulup okulu asmaya başlıyor." En büyük sorunlannın ise "kitapsızlık" olduğunu söyle- yen Mehmet Bayhan. çoğu dış kaynaklı yayınlann pahalı olduğuna ve bütçelerinın bun- lan almaya elvermediğine de- ğınerek. "Bu konuda profesyo- nellerden destek bekliyoruz. Ellerindeki işi bitmiş, bir ke- narda duran dergileri. albümle- ri bize >erirlerse bundan çok yararlanffiz" çağnsında bulu- nuyor. Mehmet Bayhan'ın, fotoğ- rafla ilgilenen lise öğrencileri- ne de bir çağnsı var: "Bu bölümü herhangi bir okula girmiş olmak için değil, severek > apacağınız bir iş ola- rak düşünüp seçin." Aykut tldaş, \ TL Fotoğraf Bölümü 2. sınıföğrencisi. Hacettepe Üniversitesi İktisat ve İşletme bölümü öğrencileri 'birşeyleryapmaya' başladı Amaç, düşünen, sorgulayan öğrenciANKARA (Cumhuri/et Bürosu) - Haccettepe Cniversitesi İktisat ve tş- letme bölümü öğrencileri, artık birşey- leryapmanınzamanıdır.diyorlar."Dü- şünmeyen, yaratmayan ve tartışmayan öğrenci tipini değişrİrmeye çalışıyoruz, çok iyi yetiştiriliyoruz ancak iş bulmak için bölümümüzü piyasaya tanıtmanuz gerekiyor". Ekonomi ve İşletme ku- lüpleri başkanlan, kulüp kurma- lannın nedenini bu şekilde ifade edi- yorlar. "Amacımız, rasyonel bir eğitimi gerçekleştirmek. Türkiye gerçeklerini en açık bir biçimde öğrenmek. Düşü- nen, sorgulayan bir öğrenci tipini v arat- mak ve en önemüsi bölümlerimizi, bizle- ri tanıtmak." Ekonomi Kulübü Başkanı Nurcan Yüksekdağ. çalışmalannın ve amaçla- nnın çok kapsamh olduğunu, ancak kesiniikle kulüplerine siyasetin kanş- mayacağını anlattı. "Biz bir ideolojiyi savunmak için toplanmadık. Yaratmak K ulüp üyesi öğrenciler "biz bir ideolojiyi savunmak için toplanmadık, yaratmak istediğimiz, öğrencileri birbirine bağlamak" diyorlar. istediğimiz şey, H.Ü. İktisat Bölümü öğrencilerini birbirine bağlamak, bir bölüm bilinci oluşturmak. Çok iyi eği- tim alıyoruz. Ancak o kadar çok dersle- re yoğunlaştık ki gerçeklere yöneiemi- yoruz. Oldukça iyi bir hoca kadromuz var. Ancak, bilgilerimizi uygulamalarla birleştiremezsek ve tanıtımımızı iyi ya- pamazsak bunlar hiçbir işe varamıyor. Yani aldığımız eğitimi değerlendiremi- yoruz. Bir sosyal branşta okumamıza rağmen, düşünmeyen, tartışmayan bir öğrenci topluluğu var. Bunu değiştirme- ye çalışıyoruz." Nurcan, bölüm öğrcncilerinin bir- çoğunun bu faliyetlere katılmadığın- dan yakınıyor. Katılımın hergün biraz daha arttığını. ancak birçok öğrenci- nin de ilgilenmediğini söyîüyor. "Top- lumda öyle bir bireycilik hakim ki, bir- likte birşeyler yapmak. insanlara bunu anlatmak çok zor. Herkes mezun olma derdinde. Bir sosyal bölümde okuma- nın. mezun olmanın sorumluluğuna çok az kişi sahip." Kulüp olarak çalışmalannın çok sı- nırlı olduğunu belirtiyor Nurcan. Ekonomiyle ilgili olan alanlarda gö- revli yöneticilere, öğretim görevlilerine konferans verdirdiklerini, bazı konu- larda da seminer düzenlediklerini söy- lüyor. Ancak, yönetmeliklerde siyasi kişılerin çağınlması yasak olduğu için konulann ve konuklann hep teknik boyutlarda kaldığmı da ekliyor. İşlet- me Kulübü Başkanı Koray Yener ise amaçlannın ekonomi kulübünden bi- raz daha farklı olduğunu söyîüyor. Koray. bölümlerinin özelliğinin biraz daha özel sektöre yönelik olduğunu, bu nedenle toplantılannda daha çok bu kesımden uzmanlan çağırdıklannı belirtiyor. Ancak Koray'm da sorunu aynı; kulübe katılım. Birçok kişinin sırf bir kulüp kartı almak için toplantı- lara geldiğini. daha sonra ise katılımın üçte bire düştüğünü belirtiyor Koray. "Bizim amacımız daha çok bölümümü- zün reklamını yapabilmek. Özel sektö- re tanıtım yapabilmek için çeşitli etkin- liklerdüşünüyoruz. \e tabiikieğitimin tamamlanması, yani piyasayı bilgileri- mizie pekiştirmeyi de hedefliyoruz" di- ye ekliyor. Koray. bölüm olarak bir kulübe sahip olmanın da çok önemli olduğunu düşünüyor. Bu şekilde daha sosyal, daha aktif bir öğrencilik geçire- bileceklerini belirtiyor. YüdızTeknik'te Spor Birliği Spor Servisi - Yıldız Tek- nik Üniversitesi'nde spor fa- aliyetleri; "Spor Birliği" adı altında yürütülüyor. Spor Birliği bünyesinde futbol. basketbol. voleybol, hentbol. masa tenisi, tenis. güreş, yüz- me, sutopu. kayak. kürek, dağcilık. judo, tekvando, at- letizm ve bisiklet sporlan yapılıyor. Bütün spor dallannda ant.- renmanlar. beden eğitimi öğ- retmenleri dcnetiminde yapı- lıyor. Yine beden eğitimi öğ- retmenlerinin yardımıyla okul içinde çeşitli turnuvalar düzenleniyor. okul dışındaki çeşitli organizasyonlara ta- kımlann katılımı sağlanıyor. Okul içindeki en önemli İcar- şılaşmalar. "Rektörlük Kupa- sı" sırasında yapılıyor. Yıldız Teknik Üniversi- tesi'nin Beşiktaş Kampusu'- nda iki halı saha var. Mas- lak'ta ise bir mini futbol sa- hası ve iki kapalı spor salonu yer alıyor. Aynca 3 bin kişilik bir kapalı spor salonunun da yapımı tasarlanıyor. Görüştüğümüz beden eğitimi öğretmenlerinden Er- şan Ekmekçi, bu tesislerin çok yetersiz kaldığmı. bazj spor takımlannın antrenman yapabilmesi için aynca dı- şandan saha kıralandığını söyîüyor. Bütün bu tesıslerden 10 bin kadar öğrenci yararlanıyor. Lisanslı olarak spor yapan öğrencılenn sayısı ise yakla- şık bin kişi. Lisanslı öğrenci- lerin büyük çoğunluğu, okul dışında da çeşitli amatör ku- lüplerde spor yapiyorlar. Yıldız Teknik Üniversi- tesi'nin 1993 yılında üniversi- telerarası karşılaşmalarda aldığı dereceler şöyle: Futbol: İstanbul ikincisi. Türkiye üçüncüsü. Voleybol: İstanbul ikincisi, Türkiye altıncısı. Basketbol: İstanbul dör- düncüsü. Hentbol: İstanbul dördün- cüsü. Masatenisi: Türkiye beşin- cisi. Güreş: Türkiye üçüncüsü. Tenis: Erkeklerde Türkiye beşincisi. kızlarda Türkiye dördüncüsü. Sutopu: Türkiye beşincisi. Yüzme: Takım halinde Türkiye dördüncüsü. Tekvando: Bayanlarda Türkiye üçüncüsü, erkekler- de Türkiye beşincisi. Kürek: Türkive ikincisi. PİYANO VE GÜL Deprem gibi bir şey oldu uzak bir tepede İlahisiyahlığın piyanosuparçalandı Her tuş bir gülyaprağı parçasına dönüşüp Salındı göklerde Sonunda yere düşeceklerdi tabii Düşüş hızlı olacaktı üstelik Yereyakınlardı çünkii Diişünce elbette berduş geıeceklerdi Herkes işte böyle beklerken Daha önceyere çakılıp Gülün kökü ve dikenli sapına dönüşnniş olan Ağacın ve tellerinin üstüne kondularpiyanonun Piyanonun gürültüsünü andıran bir kudretle Dimdik ışddadı gül Yeni birpiyano getirttiği halde Piyanist çalışamadı haftalarca O sıradangüle baktı durdu. Reşat Çalışlar Eğitim Programları _^-_ 09.58 Açılış WZ. 10.00 Açık Lise Pro- L T J 12.00 Açık Öğretim Programları 13.00 Lisans Tamamlama Programları 13.40 Kapanış 15.28 Açılış 15.30 Açık Lise Programları 17.30 Eğitim Paketi 18.00 Açık Lise Programları 20.00 Açık öğretim Programları (Tekrar) 21.00 Lisans Tamamlama Programları (Tekrar) 21.40 Video MüzikTürkiye (Tekrar) 22.40 Kapanış
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear