22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet tmtiyazsahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı Özgen Acar •Genel Gorsel Yönetmen AB Acar •Duzenleme Mustafa Sağtamer Ankara Temsilcisı Cöneyt Areayürek •Haber Müdurien Işık Kansu. Hakiu Erriem Muessese Müdürü ErotEıtut •Koordınatör Yayın Koordınalöru: Hikmet Çetinkava •fstanbul Haberien Ovher KanUrcı »Dış Haberler ErgnnBakı AtatürkBulvanNo 125, Kat 4, Bakanlıklar-Ank<tra Tel. 4195020 (7 Hatj, Telex: Ahmet Korufcan •Muhasebe BSkot Veaer •Genel Yayın Danışmanı Orhan Erinç »lş - Ekonomı Dtaç T»y»nç •Yurt Haberien Mehmet Sarsç 42344. Fax.(4>4195027 •Izrrur Temsılası Serdar Kmk. HZiya Blv 1352 S.2'3 Tel" «Idan: Höse>1nGârer•Iştetme önderÇdik • Yazıislerı Müdürü CeUl Badanac «Ha- «Makaleler S«mi Karaören «Spor Abdülkadir Yücetman #Du- 831230Telex:52359,Fax (51)895360 •AdanaTemsılcısi.ÇedDYilenoğtolnönûai. «BıJgı-lslem Nai İaai *Mpsa«aı Sistem: bcrSSf Müdürü M « t e ^ S zeltme AbdnUah Vaac. İ19S No 1 Ka.l.Tel 522550-522601-522492 Telex-62155,Fax.(71)522570 MMvetÇBer •Reklam:r " " - Yijwlıy««wBi»««:YenıGün Haber Ajana, BaanveYa^ınglıkA Ş TürkocajıCad 39/41 Cagaloglu 34334 Ist PK 246 Istanbul Tei 5120505Teleı 22246. Fax( 1)5138595 IAĞUSTOS1993 İmsak 4 06 Guneş. 5.52 öğle 13 15 Ikındi: 17.10 Akşanr 20 28 Yata 22.05 Evrtamini koruyor •FRANKFURT(AA)-E vitamıninin cildı güneş yanıklanndan konıduğu büdinldı. ABD'nin Califomia Üniversitesi'nde görevli Prof. LesterPakker, E vitaminı üzenne yaptığı araştırma sonuçlannı açıklarken hûcreJenn yenilenmesınde büyük rol oynayan E vitamininin, cildi güneşyanıklanna karşı koruduğunu belırtti. Almanya'da yayımlanan Bild gazetesinın habenne göre E vitamininin cilt, kalp ve gözler için bir gençlik ücsiri niteliği taşıdığı kaydedıJdi. Bunun yanı sıra >aşlüık ta görülen kas zayıflamas, romatızma, eklem ağnlan, damar kireçlenmelerine karşı koruyucu etki yaptığı bıldinlen E vitamininin, cildin kjnşmasını ve yaşlanmasını önlediğı de beürtildi.Evitamıni zeytınyağı, cevız, fındık ve margarinlerde bol miktarda bulunuyor. Wpbaptiakta72 miyon sivrisinek •ANTALYA(AA)- AntaJya Belediye Çevre Sağlığı Müdürlüğü uzmanlan. vatandaşlan, evlerin bodrum ye sığınaklanndaki su binkıntileri konusunda uyararak buralann sivrisineklerin üremesi ıçın en dverişlı yerler olduklannı bikürdiler. Uzmanlar, bır bardak suda bile 12 milyon sivrisinek larvasının bulunabileceğını kaydederek vatandaşlann, bodrum ve sığmaklannı sürekli kuru ve temiz tutmalannı istedıler. Camılla'yakuaför yasağı •LONDRA (AA) - Prens Charles ıle ılişkısi olduğu öne sürülen CamiUa Parker-Bowles'ın, bundan böyle prensın ayn yaşadığı eşi Prenses Diana'nın gitüği kuaföre kabul edılmeyeceği bildirildi.TheSun gazetesındekı haberde, Londra'nın lüks semtlerinden Mayfaır'deki 'Danıel Gelvin' adlı kuaför salonu çalışanlannın, Prenses ve Bowles'ın karşılaşmalannı önleyebilmek için randevu ayarlamakla zorluk çektikleri ve bu yûzden CamiUa Parker-Bowles'a, "Başka bir kuaför saJonu bulmasının en uygun yol olacağmı" söyledikleri behrtildi. Telefonda yeni uygulama •Haber Merkezi-PTT bugûnden ıtibaren telefon şebekesinde yenı numaraiama sıstemine geçiyor. tlk uygulama bugün Eskişehir'de başlayacak. Uygulama fzmir'de 5 eylülde; Ankara, istanbuJ ve Antalya'da 3 ekimde başlayacak. 3 ekimde tûm Tûrkiye'deyeni aJan kodu uygulamasına geçılmiş olacak. BöyleceTürkiye'deki tûm telefon numaralan 7 rakamlı oluyor. Yıl sonuna kadareskı ve yeni sistenun biriikte kullamlabileceği bildirildi. Yenı uygulamayla şehirlerarası ararnalarda 9 yerine 0, uluslararası aramalarda da 99 yenne 00 kullanılacak. İlk çevrilen 0 rakamından sonra da özel sinyal (ikinci çevir sesı) beklenmeyecek. PTT yetkililerinden alman bilgiye göre projenin maliyeti 360 milyar lira dolayında. Bkuratma makineleri bakteriaıttnyor •LONDRA (AA)- Tuvaletlerdeki el kurutma makinelerinin, el yüzeyindekı bakteri sayısını arttırdığı ortaya çıkü. Westminster Üniversitesı Çevre Bilimleri Fakültesı yöneticisi Brian Knights ve bır grup ögrend taranndan, 'Tuvajet Kağıdı ve Kağıt Mendıl Üreticiieri Birliği için ülke çapında gerçekleşünlen bir araşürma sonucu, tuvaletlerdeki el kurutma makinelerinin ağızlannda bulunan baktenlerin, makinelerin Ellerini kurutma makineleriyle kunılayan kişüerde bakteri sayısının yüzde 504 oranında arttığı, tuvaletteki havlulan kullananlarda bu sayının yüzde 10, tuvalet kağıdıyla kurulayanlarda iseyüzde42 oranında düştüğü kaydedildi Şile Bezi Şenliği'nin ikinci gününde, 'maganda kültürü ve çağdaşlaşma' tartışıldı Herkesbirazmaganda A3enlikte düzenlenen panele konuşmacı olarak ^tılan OktayAkbal, Toktamış Ateş, Aydın Boysan, Tan Oral, Turan Oflazoğlu ve Refik Durbaş 'maganda'yı tarifettiler. aneli yöneten Akbal magandalann öz dili olan Türkçeyi bilmeyenler olduğunu, bunlann karşımıza politikacı, bakan, başbakan hatta cumhurbaşkanı olarak da çıkabildiğini söyledi. MUHARREM AYDIN ŞtLE - Şile Belediyesi'nce dü- zenlenen 9. Şile Bezi Kültür Şenkği'nde dün "maganda küJ- tûrû ve çağdaşlaşma" tartışıl- dı... Belediye Meydanı'nda dü- zenlenen ve büyük ilgi gösteri- len panele, gazetecı-yazar Ok- tay Akbal, gazetemiz yazarla- nndan Prof Toktamış Ateş, mı- zah yazan Aydın Boysan, yazar Demirtaş Cevhun, gazetemiz çı- zeri Tan Oral, oyun yazan Tu- ran Oflazoğlu, ile gazetecı-şair Refik Durbaş konuşmacı ola- rak katıldılar. Paneh yöneten Oktay Akbal, son yıllarda "gariban" olarak nitelendinlen çoğu kımseye "maganda" yakıştırmasının ya- pıldığına dikkat çekerek şunlan söyledi: "Magandalık yeni birolay de- ğildir. Maganda eskiden de var- dı. Bu akım, kültürsüzlüğün kül- türü biçiminde gelişti. 2. Dünya Sa>aşı sırasuıda da iıacıağa'lar vardı. Bunlar çok para ka- zanmış, görgüsüz insan tipferi.v- di. Maganda daha farklı bir şey. Asd maganda. kendi Öz dili olan Türkeeyi bilme>enlerdir. Bu gi- biler yaşamda karşımıza ber şe- kilde, politikacı. bakan, başba- kan hatta cumhurbaşkanı ola- rak da çikabilirier." emırtaş Ceyhun magandalığı yozlaşmış bir politikacının profili olarak tanımladı. Gazeteci-şair Refik Durbaş'- ın bir şiınyle renk kattığı panel- de daha sonra söz alan Tan Oral ise maganda kültürünü, "kentleşroenin kaçınılmaz so- nuçianndan biri" olarak yo- rumladı. Oral, "Ayüar neden ormanlan bırakıp İstanbul'a geldiler acaba? Çünkü büyük kentler zenginlik ve ünkanlar de- mek. Ben Istanbul'da sahibinin eve taksiyle götürdüğü a>ı)ar bi- le gördüm. Zaten insanlar da aynı nedenierden ötûrü kentlere akm ediyorlar. Kentlere daha önce gelenler, kenti rahatça kul- lanıp hatta sahiplendjkleri için sonradan geienleri küçümser bir tavnia 'maganda'laştınyor" şeklinde konuştu. Turan Oflazoğlu ise magan- da üzerine herkesin farklı gö- rüşler ortaya koyduğunu, farklı yorumlar getirdiğine dikkat çektiği konuşmasında, "magan- dalığın temelinde eğer kültür yozlaşması mevcutsa bu, evreo- sel bir sorundur. Ancak o topiu- mun bönyesi sağlamsa bu sorun kolayca atlablır. Kentleşme kapsamında insanm dış dünyav- la olan ilişkilerinde meydana ge- len bozukhıklar sonuçta kendini maganda olarak gösterir" dedi. 1200 yıl once kullanılan "Ey Türk,titreve kendjne gel!" sözü ile Ata- türk'ün "Ne mutlu Tûrküm diyene" sö- zünün boşuna soylenmedığini vurgula- yan Oflazoğlu, Mozart'm "Türk gibi" anlamına gelen "AUa Turka" adlı bır beste yaparak Türkleri yücelttiğini, an- cak ne gariptir ki Türklenn "Alatur- kayı, küçük görüp beğenmediğini ve ala- turka olan her seyi kendisinden uzak gör- düğunü, böylece tarih >e kendisivle çeliş- kiye düştüğünü" belirtti... Yunus Emre ve Mevlana'nın özTürk- çe, Baki ve Fuzuli'nin ise Farsçayı kul- landığına dikkat çeken Oflazoğlu, Yu- nus Emre'nin 16. yüzyılda Şeyhülislam tarafından yasaklandığını, böylece İstanbul'a özTürkçe'nin girmesınin en- gellendiğini söyledi ve bu durumun ad- landmna yöntemıyle yabanalaşma akı- mını hızlandırdığırıi vurguladı. Günü- müzdeki maganda kültürünün de bu yabanalaşma akımının bir uzantısı ol- duğuna işaret eden Oflazoğlu, artık der- gi, bina, kuruluş gibı çoğu şeyin ad- lannın yabana olduğunu, günümüz Türkiyesi'mn ise bır maganda kültürü taamızu altında bulunduğunu dıle ge- tirerek. "Ancak bunlar kendi adlarına, kendi hayattannı yaşamıyorlar. Bu ne- denle arkaiannda kaJıcı hiçbir şey bıra- kamazlar" şeklinde konuştu. "Kara Bıyıklı Törkler" kıtabının ya- zan Demirtaş Ceyhun ise magandalığın sınıfsaJ bir yanı, ideolojik bir yapısı ol- duğunu, maganda tanımlamasının kül- türel bır kavram değıl; yozlaşmış bir po- ütikaanın profilini oluşturduğunu söy- ledi. Magandalığı herkesin kendi içınde araması gerektığini savunan Ceyhun, Şile Bezi Şenliği sürüyor. Şenlik yüriiyüşü ve mankenlerin de\e üzerinde ilçe merkezinden geçişivle başlayan şenlik kapsamı- nda geceleri de defileler yapdıyor, çeşitö sanatçılann katıidığı konserier veriliyor.(Fotoğraflan MUHARREM AYDCV) bu sorunu ise "göçebe toplum" yapısı- ndan kurtulamamamıza bağladı. Gazetemiz yazarlanndan Prof. Tok- tamış Ateş ise maganda sözcüğünün Arjantın'deki tangoculardan, maço sözcüğünün ise İspanyol at çobanlann- dan günümüze kadar geldiğini, magan- dalığı, maçoluğu birbinnden ayn kav- ramlar olarak değerlendirmek gerekti- ğinı anımsatarak başladığı konuşması- nda. farkJı yörelerden farklı folkiorik ve fîzyolojik özellıkleriyle gelen insanlann Boysan ise yaptığı esprilerle maganda- nın profilini çizmeye çalıştı. Boysan, dınleyicilen hem düşündürüp hem de güldürdüğü konuşmasında maganda kültürü ve çağdaşlaşma konusu üzerine görüşlenni şöyle dile geirdi: "ÇevTemde maganda yüzlü insanlara pek rastlayamadm. Yoksa onlann ar- kasından konuşmuş gibi mi olacağız? Ama ne yapalım onlar da gelseler ve ken- dilerini dinleselerdi. Maganda, yeraltı- ndanrtimvatan sathına yayılıp ülkeyi ku- agandalann, yeraltından tüm vatana yayılıp ülkeyi kuşattığını söyleyen Aydın Boysan 'Magandalarköşedönücüdürler. Politika ve basın magandalan hep yan yanadır ve geceyanlan telefon görüşmeleriyle ünlüdürler' dedi. kentteki uyum sorunlanyla içine düş- tükleri psikolojik boşluk sonucu ma- ganda kültürünün ortaya çıknğjnı söy- ledi. Magandalann kentteki güçlü in- sanlan kıskanarak, onlar gibi olmak için her türlü oyuna girmekten çekin- medıkierinı vurgulayan Ateş, ülkedeki sosyo-ekonomik çöküntünün nedeni- nın sanıldığı gibi maganda ya da maco- lar olmadığını, aksine bu çöküntünün eseri olarak maganda ya da maçolann çoğaldığını belirtti. Mizah yazan Aydın şatmış durumda. Yani maganda ege- menliği söz konusu. Maganda ulusal ah- laki değerleri korumak adına gerçek de- ğerleri. erdemi, duriistlüğü, mannğı, aklı kııUanmayı unutru. Magandalık bir gö- rüntü değil; anlayış ve da>Tanış biçimidir. Maganda kadını sever, sevdigini söyler, onu sahiplenir; ancak reddedildiğinde ise aynı kadını 32 yerinden btçaklamaktan da geri kalmaz. Kumazdır ya dalka\uk- luğunu çok sever. Kendine özgü diileri vardır. Trafikte hızla şerit değiştirir, yere tükûrür. Örneğin bir iki şarkı ezberleyen şarkıa kız ikide bir söze "sanat ha- yatmı.'*' diye başlar. Magandalar Ata- türkçü gecinir. ancak el altından yobaz- laşmanın kapısını da yine kendileri açar. Yorum vok yerine, k No comment' der- ler. Köşedönücüdürler. Politika ve basın magandalan hep yan >ana, iç içedirler. Bunlar geceyanları telefon görüşmele- riyle ünlüdür. Kısacası poürikadan bası- na. sanattan bilime, medyadan rjcarete kadar ber alanda, yaşamın her alanında magandava rastlanır. Aslında her in- sanın içinde biraz magandalık vardır. Magandalara karşı düşünen beyinler ge- rilemeyi durdurarak sağlayabilirler. Or- neğin eskiden ezan bile Türkçe okunur- du. Eğer magandalar azınlıktan çoğunlu- ğa geçerse, toplumu bir tehlike bekliyor demektir. Bu nedenle düşünen beyinlerin silkelenmesi, dallarındaki çürükkri at- roası gerekir. Çünkü magandalığın ilacı yoktur..." 9. Şile Bezi Kültür Şenliği'nin kapsamın- da düzenlenen şiir dinletışinde ise Sunay Akm, Tevfik Taş, Mecit Ünal; aşk, sevgi, ölüm, aynlık ve ınsan ilişkileri ıçeriklı şı- irleri liman Alanı'nda kalabalık bir dın- leyici grubuna okudular. İkmcı gün ise Akbank Karagöz Kukla Tiyatrosu lıse bahçesinde bir gösteri gerçekJeştirdi. Os- man Görgen Şenlik Alanı'nda da Tay- fiın, Burhan Çacan, Hüner Coşkuner'in yanı sıra Kamil Tekyddız veGrubuıle Anadolu Ünı\ersitesı Halk Danslan Topluluğu'nun konser ve gös- terileri yapıldı. Rahmi Saltuk sonundayasak zincirini kınp konsere çıktı Gözakuula müzjkziyafeti • Polis tarafından Açıkhava Tiyatrosu önünde alınan geniş güvenlik önJemieri, izleyicileri ürküttü. Konseri izlemeye gelenlerin çantalan ve üstleri giriştepolis tarafından tek tek arandı. Haber Merkezi - Son on yı- lını konser yasaklanyla bogu- şarak geçiren ses sanatçısı Rahmi Saltuk, 2 Temmuz gü- nü Şışli Kaymakamhğı tara- fından yasaklanan konserinı önceki gece Açıkhava Tiyat- rosu'nda gerçekleştirdi. Polisin aynntıb arama yap- ması. konserin yanm saat ge- cikmeyle başlamasına neden oldu. Açıkhava Tıyatrosu'- nun ancak üçte birinin dolma- a, Rahmi Saltuk tarafından "Üst üste bu kadar yasak olun- ca. konsere gelecek olan izleyi- ci, nasıl olsa yasaklanacâk, mantığıyla bu konsere yeterin- ce ilgi gösteremedi. Gelenlerin bir bölümü de bu kadar pobs görünce geri döodükr" sözle- riyle açıklandı. 'Aşacağız' Sahnedeki yerini alan Sal- tuk. daha Önce yasaklar nede- niyle dinleyicileriyle bir araya gelemediğini belırterek "Bun- lan da aşacağız" dedi ve Saba- hattin Ali'nın şiınnden yaptığı "Başın Öne Eğilmesin" türkü- süyle konsenne başladı. Türkülerini sıraladıkça per- formansı yükselen Saltuk, Pir Sultan Abdal türküleri bölü- münü, Sıvas'ta 2 temmuz gü- nü yakılarak öldürülen aydın- lan anımsatıp ilerlemenin durdurulamayacağını anlata- rak başlattı. Saltuk Jürküsüne başlarken ızleyicıler "Sıvas'ın besabı sorulacak" slogamnı dakikalarca haykırdılar Saltuk, konsennm bir baş- ka bölümüne gecmeden önce izleyicilere "Şimdi ne söyleye- Km" diye sorunca, izleyiciler çoğunlukla Nazım Hikmet- ten okumasını veya "Tann Baba" türküsünü söylemesıni istedıler. Saltuk'un. "Canım, ben size usulen sordum. Yoksa, ben bildiğimi söylerim" sözleri gülüşmelere yol açtı. Ahmed Arif, Hasan Höse- yin, Nazım Hikmet gibi ozan- lann şiirlennden oluşturulan türkülerin yanı sıra geleneksel halk türkülerinin yorumlannı da sunan Saltuk'un konseri, genel olarak izleyiciyı coştu- ran, kimı zaman yüksek sesle türkülere katan bır ntimde sü- rerken geceyansına doğru coşkulu, ama olaysız tamam- landı. FOÇA Antiksınlca' restoreedSUyor • Bir zamanlaryalnız doğa ve deniayle tanınan Foça, son dönemdeki arkeolojik bulgular saye- sinde tarih zenginliğiyle de öne çıkıyor.Turizm acenteleri, "Denizi temiz. doğası bozulmamış ve 3 bin yılhk tarihi bir kent sizi bekliyor" mesajlanyla yabana turistleri çağınyor. ŞEVKİAVCI FOÇA - Geçen yılki kazı- larda ortaya çıkanlan ve Ana- dolu'da son dönemlerin önemli buluntulan arasında sayılan M.Ö. 6. yüzyıla ait kent surunun restorasyonuna başlandı. Bu arada iki ayn yerde sürdürülen çalışmalar- da da Anatannca Kybele'ye ait bir açık hava tapınağı ile tabamnda M.Ö. 5. yüzyıla ait bır amphora ortaya çıkanlan bir yapı kazılıyor. Daha önceki yıllarda Fo- ça'mn tarihi kinüiğinden hiç söz edilmezken şimdi turizm acenteleri, "Denizi temiz, do- ğası bozulmamış ve 3 bin yıDık tarihi bir kent sizi bekliyor" mesajlanyla yabana turistleri çağınyor. Son yıllarda belde- nin kımliğine 'arkeolojik bu- luntulann' damgasını vurma- sı, kuşkusuz önemli buluntu- larla sağlandı. Doç. Dr. öroer Özyiğit ve Ege Üniversitesi Edebıyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü öğrencilerinin çaba- lanyla Anadolu'daki en eski tiyatronun ardından geçen yıl da Bodrumlu tarihçi Hero- dot'nun kitabında söz ettiği Pbokaia kent surunun bir bo- lümü ortaya çıkanlmışü. Gün ışığına çıkanlan Pers saldınsı- na karşı Phokaialılann inşa ettiği sur duvarlan doğal ko- şullardan etkilenmeye başla- yınca restorasyonuna girişil- di. Arkeolog restoratör Suzan özy^it ve öğrencileri kollan sıvadılar. Ellerde fırçalar, ya- pışüncılar, 2 bin 600 yıl önce inşa edilen duvann önünde işe koyulmadan önce, o zamanki Phokaiah taş ustalan saygıyla anıldı. Suzan Özyiğit anJaü- yor: "Harç kullanılnıadan yapı- lan bu duvar birharika. V üzvıl- lar ötesine dokunmak, bu gü- zellikte bir surla yüz yüze ol- mak heyecan »erici. Restoras- yon için önce taş anaüzleri yapıldı. Taşuı direnci ölçüldü. Uygun sertleştirid ve yapıştın- cıyı belirledik. Şimdi sertleştir- me yapdıyor. Kırık parçalan yapıştırıyonız. Aynca sur taş- ları arasından uzanan bitki köklerini de kunıtuyoruz." Tanhı surun güneş ve yağ- murdan korunması için üstü- neçatı yapımının da düşünül- düğünü söylüyor Suzan Özyi- ğit. Amaçlan bir an önce res- torasyonu tamamlamak. Bu surun kendi başına önemı ka- dar, anlattığı ve sergiledigı bir başka gerçek daha var. Ar- keologlar. daha önce sadece KaleiçTni sardığı sanılan sur duvannın yaklaşık 500 metre daha ılerde olmasımn Pho- kaia'nın bilinenden daha da büyük bir kent olduğunu bel- gelediğıni söylüyorlar. Surun varüğı bu durumu da kamtlı- yor. Böylece tarihi Foca'ya artık daha bır farklı bakmak gerekiyor Yeni buluntularda var Foça'da restorasyonun ya- nında yeni arayışlar da sürü- yor. Amaç, beldenin bılinen tarihi değerini yeni buluntu- larla sergılemek. Foça Kazıla- n Başkanı Ömer özy^it res- torasyon çahşmalannın yanı sıra iki ayn yerde sürdürülen kazılarla ilgilı şunlan anlaü- yor: "Kazılan 2 ayn yerde götü- rüyoruz. Bunlardan ilkinde an- tik kentin küçük denize bakan bölümünde Anatannca Kybe- Je'ye ait bir açık hava ta- pınağmı ortaya çıkarmaya ça- bşıyoruz. Kazılar srasında tannçanın betimlerinin yer al- dığı düşünülen nişlerin önünde kayalara oyulmuş bazı kanal- lar ve sunak yerleri ortaya çık- tı. Bu tapınağm arkaik döoem- de oluştunıJdıığu sambyor..." Diğer bır kazı da geçen ilk- baharda PTTnin şebeke ça- lışmalan sırasında ortaya çı- kanlan görkemli bir yapı için sürdürülüyor... özyiğit. "PTTııin tş maünete- rile vaptığı çalışmalar smsmda birçok tarihi eser tahrip edil- mişti. Şu anda kazdığunız yapı da bunlardan biridir. Yapı çok güzel bir taş işcüiği göstermek- tedir. Belki de bir tapmaktnr. Bumı önümûzdeki günlerde an- layacağız, ama Foca'daki önemli kalmblardan bin oldu- ğu kesindir. Yapı tabamnda bulduğumuz bir ampboraya göre klasik dönemden ol- malıdır" diyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear