Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 1AĞUÎ
10 PAZAR KONUKLARI
Sanatsalyasak zincmkmhınuuhgû*SUNUŞ: Türkiye'de 70yıldıryaşanankültürelvesanatsal
yasakhlıkortamıson 20 aydırgörecedeolsahafıfledi
derken, Sıvas'ta37 aydmınyakılması, Grup Yonan'ım,
Ferlıat Tunç'ım engellenmeleri, Rahmi Saltuk'unson on
yûdcm berisahneyeçıkmayasağıylakarşıkarşıyakalması,
yasaklannyeniden tartışüması içinyeterligerekçeyi
oluşturuyor. Yasaklan, sorumm ikiayrı ucundabtdıman iki
kişiyle tartıştık. Butüardan biriRahmi Salîuk. Sanatçı,son
onyûdırneredeyseörtülübirmeslektenmen cezası
almışcasmaengelleniyor. İdareyasaklıyor, Rahmi Saltuk
yasağı idaremahkemelerinebozduruyor veancakyargı
kararıylasahneye çikabiliyor. Bir ülkedebir îeksanatçının
bir tekkonseribüeyasaklanıyorsa, ortadasağlıksız
bir şeyler vardemektir. Saltuk, kendibakışaçısuıdan
sağlıksız tmsurlarıanlatıyor. Diğerkonuğumuz iseKültür
BakanıFikriSağlar. Zamanzaman ortaya çıkanyasaklar
veengellernedeniyleaydmlartn vesanatçılarmsert
tepküeriylekarşıkarşıyakalıyor. Kendisiiseyasaklan
ortadankaldırabilmekiçinparlamentoyagönderdiği12
ayrıyasadeğişikliğitasarısı içinbiryandandevletin
militer-bürokratkesimiyle uğraşmaktanyakmırken, bir
yandandayeterlidesteğialamadığınısöylüyor.
Konuklanmızın ikisideyasaklann olmadığıbirortam
özleminidilegetiriyorlar.
Söyleşi HalilNebiler Konuklar Fikri Sağlar Kültür Bakanı Rahmi Saltuk 'Yasak 1ı sanatçı
Sağlan Halkm yasaklara
tepkigostermesi gerekir
aan Bakan, 12 Eylûl'den buyana kültür ve sanat et-
kintiklerine çok sayıdayasak veengelkonuldu. Siz20
aydır Kültür Bakanı 'svuz ve partiniz hükümetin or-
tağı. Yasak rmntığı ve yasakçı mevzuatla ilgiti ola-
râk şurutiye kadar neleryaptuuz?
SAĞLAR- Ülkemizde 12 Eylül ve onun oluştur-
duğu 82 Anayasası, Türkiye'nin ciddi bir şekilde de-
mokratikleşmesini engellemek, özeüikle düşünce
üzerindeki yasaklann var olmasını sağlamak
amacıyla yapılmış bir anayasa. Zaten 12 Eylül de
demokrasiyi askıya alan bir hareket. Aradan 13 yıl geçmesine
karşın 12 Eylül'ün hala canlılıkla tartışılması, arkasmda bırakmış
olduğu çöküntülerin, yılanulann çok yûksek oltnasından kaynak-
lanıyor. Türkiye'deki insanlar 12 Eylûl'ü yaşadıktan sonra demok-
rasının faziletlerini ve gereküliğini çok daha iyi anlıyor. Her ne ka-
dar dünya değişiyor, ıdeolojiler çöküyor. kimi ideolojiler yûkseli-
yor deniyorsa da. özünde. deraokrasinin insan yaşamı için vazge-
çilmez bir unsur olduğu açıkça ortada. Türkiye böyle bir dönemi
yaşa>arak böjle bir deneyimden geçti. İşte biz böyle bir deneyin
ardından demokratikleşmeyi hedefleyen bir calışma içindeyiz. 20
aydır düşüncenin özgiirce ifade edilmesinin önündekı engellerin
kaldınlabilmesi ip'n büyük çaba gösteriyoruz. Çünkü inanıyoruz
ki kültürel gelişme olmadan ne demokratikleşmeyi gerçekleştirebi-
briz, ne de ekonomık kalkınmayı oluşturmamız mümkün olur. Bu-
gün demokrasinin ve küJtürel gelişmerun önündeki en büyük engel,
devletin militer-bürokrat yapısıdır. Bu yapı, kendi egemenliklerini
kurabilmek adina düşüncenin önüne engeller koyuyor, yasakJar
getiriyor. Bu yasaklan bazen açıkça ortaya koyuyor, bazen de ko-
ruma adına getiriyor.
Koruma demokrasiler
içinde var, insanlar
bunu kabul edebilır.
Özellılde geleneklerimı-
zi, göreneklerimızi. ço-
cuklannuzı bazı unsur-
lardan mesela şiddet,
vahşet gibi unsurlardan
korurnak görevimizdir.
Demokrasi içinde yapı-
lmabdır. Ama yasakla-
ma demokrasi içinde ol-
mayan, olmaması gere-
ken tek olaydır. Biz kül-
türel yaşantının bu ya-
saklardan anndınlması
için büyük gayrct gös-
teriyoruz. Biraz önce de
söyİediğim gibi. yasak-
lar büyük ölçüde de\le-
tin milıter-bürokrat
yapısından kaynakianı-
yor ve bövle bir yaptda
olan devlet yasaklan ya-
salarla düzenliyor. Ara-
dan geçen 20 ay içerisin-
de bu yasaklara karşı b;r
dizi çahşmalar yaptık.
Bu çalışmalann başında
yasalann değşünlmesi
gelıvor. Biliyorsunuz,
bizimslogammız"*yasak-
lann >asaklanması"djr.
Bu, demokrasinijı gere-
ğidir. Yasakçı bir zihni-
yet. demokrasi içinde ol-
maz. Ama köklü bir
yapıyı da kırrnak öyle
İcolay değil. Sansürün
kaldınlması, yani dö-
şünce ve düşüncenin sa-
natsal-küitürel anlamda
eyleme geçmesi yanı sı-
nema. tiyatro, müzık sa-
natlannda sansürün
kaldınlması için birsine-
ma-video-mûzik yasası
hazırladık, dokuz ay
devrin Icişleri Bakanı'na
imzalatamadık ve bu-
nun için dokuz ay bo-
yunca mücadele ettik.
Işte şirndi bizim müca-
delemizin ne kadar hakiı
olduğu tekrar ortada.
Yasa tasanmız şu anda
TBMM komisyonunda
bekliyor. Niyeydi İçişle-
ri Bakanı'nm oradaki
direnmesi? Herhangı bir
sanatsal faaliyetin. mül-
ki amir tarafından (ona göre) eğer bir sorunu varsa hemen onu ya-
saklarnası. kişinın. mağdunın idari yargıya baş\ urarak idari karan
durdurması. fçişleri Bakanı bunu istiyordu. Mevcut olan durum da
bu. Biz de diyorduk kı, hayır, mülki amir kültürel faaliyetin her-
hangi bir sakıncası olduğunu düşünüyorsa, bu sakıncaya ancak
yargı karar verir. konuyu yargıya götüriir. karar akr. Yargı bir sa-
natsal faaliyeti sakıncalı bulursa buna bir şey diyemeyiz. Ama,
yargı karannı verene kadar, en önemli hukuki karinedir, suçukanı-
tlanmadan kimse suçlu sayılamaz, faaJiyeü de yasakJayamazsınız.
Biraz önce de söyledim, devletin militer yapısından kaynakJanıyor
bu sakıncalar. Bu zihniyet devletin çeşith' bürokrasisinde ve siyaset-
çilerinin kafasmda hala var. Ne yazak ki toplumumuzun belü bir
kesiminde de var ve böylesi çağdışı bir zihniyete karşı mücadele ver-
diğimizde de yalnız kalıyoruz. Toplumun duyarlı olan kesimlerinin
desteklemediğini görüyoruz. Ancak, kişiler toplu iğne kendilerine
değdiği zaman yaygarayı basıyorlar. Vay, niçin bunlarla ilgili hare-
keti yapmadımz diyorlar. Bunlarla ilgili çaüşmalan yaptık. bu çaiı-
şrnalar bitti. Bunun bittiğinin de farkındalar. Ama kendilerinedeğ-
mediği sürece de böyle bir tepkiyi gösteımiyorlar.
-Kimi, kimleri kastediyorsunuz?
SAĞLAR- Toplumun her kesimi, herhangi bir kesimi. her kesi-
rni. Çünkü görüyorum, işte Kültür Bakanhğı niçın bunu yapmıyor,
diyen sanatçılan görii>orum. Konseri iptal edilmiş olan sanatçı-
lar... Ve konseri iptal edılmiş olan sanatçılara ben soruyorum. ben
bu çalışmalan yaptığım zaman neredeydiniz? Zaman zaman köşe
yazarlannı görüyoruz. Yazdıklanndan, düşüncelerinden dolayı
yargı onlar için hüküm verdiği zaman, "nerdesiniz" diye Soruyor-
lar. Biz de onlara diyoru? ki, biz daha önce bunlan söylüyorduk. siz
niçin bi7i o zaman desteklemediniz? Şimdı bazın başınıza dageldi.
-Saruı Bakan,yasaklan kalâumak içinyasaklan içerenyasalara
• Bizim sloganımız "yasaklann
yasaklanması"dır. Yasakçı bir
zihniyet, demokrasi içinde olmaz.
Ama köklü bir yapıyı da kırmak
kolay değil. Sansürü, yani sinema,
tiyatro, müzik sanatlannda
sansürün kaldınlması için bir
sinema-video-müzik yasası
hazırladık, dokuz ay Içişleri
Bakanı'na imzalatamadık.
Yaşaklar bü>oik ölçüde devletin
militer-yapısından kaynaklanıyor.
iBşkin bir taramayaptuuz m? Yapttysanız,nasübir sonuçlakarşılaş-
tuuz?
SAĞLAR- Evet, bir tarama yaptık ve baa yasalan saptadjk. Ba-
sın Yasası, Terörle Mücadele Yasası, Anüterör Yasası, Sinema
Yasası gibi yasalann ügili maddelerinin mutlaka değiştirilmesi ge-
rekiyor ki. sanatsal faaliyetlere yasak getirilmesın. Buniann hepsi-
ni, yani 12 yasanın değişik maddelerini ortadan kaldıracak şekilde-
ki yasa değişikL'klerini haarladık. Bakanbklann gönişlcrinı aldık.
Dernin de söyledim, devletin yapısı militer-bürokratik, yani baskıcı
ve yasakp bir yapı üzerineoturduğu için, 82 Anayasası baştan sona
kadar yasaklarla dolduğu için çok ağır işliyor süreç. İlgili bakanlık-
lardan aylarca göriişler bekledik. Bunun için mücadeleler ettik ve
oluşturduğumuz görüşleri götürdük. başbakanlığa verdik. Şimdi
başbakanlıkta mücadele ediyoruz, parlarnentoya gitmesi için. Yal-
nız bir şeye seyıniyorum. Bildiğiniz gibi yasaklar çeşitli yollarla olu-
yor. Birincisi idari yasaklar. İdari mevzuattan kaynaklanan yasak-
lar. Ikincisi, Bakanlar Kurulu kararlanyla verilmiş olan yasaklar.
Üçüncüsü de yasalann getirdiği yasaklar. İdari yasaklan kaldırdık.
Bunu açıkça söylüyorum. Bugün kütüphanelerimizde şu veya bu
ideolojiden her türlü kitabı bulabilirsiniz.
•Benim atlatbğım bir şey mi var acaba? örneğin, Sabnan Ruşdü'
nün Şeytan Ayetleriadh kitabuunyurda soku/ması hakkuıdakiyasa-
ğtn kaldınldığifu bilmiyordum.
SAĞLAR- O spesifik bir şey.
-Onunyasağı duruyor, değilmi?
SAĞLAR - Evet. Bakanlar Kurulu'nun, zannediyorum 1986 yı-
Iında aldığı bir kararla konulan yasak. O yasak duruyor. Salman
Rüşdü'nün Şeytan Ayetleri kitabının yurda sokulmasının yanı sıra
aynca Türkiye'de basımı
yasaklanmıştır. Şimdi ya-
salardan kaynakîanan ya-
saklan kaldırmaya uğraşı-
yonız. Ama bundan önce,
bundan farklı olarak bir
şey yaptık biz. Bu yasalar
vark'en bifc Türkiye'de öz-
gürlük ortammı olabildı-
ğince açmaya çabştık.
Karşılaştınrsanız, 49. Tür-
kiye Cumhuriyeti Hükü-
meti'nden önceki, bu tabiı
övünülecek bir nokta değil,
yasaklama yüzdesiyle on-
dan önceki yasaklama yüz-
desi arasında çok büyük
bir fark var. Ben çok büyük
bir iddiayla söylüyorum ki,
Aralık I991'den bugüne
kadar mevcut yasalara rağ-
men hiç bir müzik kaseti,
video kaseti ve sinema filmi
yasaklanmış değildir. Ku-
rulumuza gelip de yasakla-
nan hiç bir film yok. Bu ku-
rulda bir tek film sansür
edildi. Sürgün fılmi. Bu
sansürün ardından biz ku-
ruJdaki üyemizi değiştırdik
ve üye gönderen diğer ku-
rumiara yaa yazarak, de-
mokratikleşme adına böyle
bir düşüncenin doğru ol-
madığjnı, kurulu oluşturan
üyelerin biz yasayı değiştı-
rene kadar demokrasi adı-
na hareket edecek üyelerle
değiştirilmesinin doğru
olacağıru bildirdik. Cyeler
değiştirildi ve Sürgün filmi-
ne gelen sansür de kalktı.
Bizim koruma anlayışırruz
var. Nitekim Türkiye'de
büyük olay olan Temel
İçgüdü filmini, kurulumuz
14 yaşından küçüklerin
görmemesi kaydıyla göste-
rimineizinverdi.
Türkiye, biraz önce
saydığımız yasalarla çevril-
miş bir ülke. Böyle bir ülke-
de biz demokratikleşmeyi
geliştirdiğimize, demokra-
tik açıümı sağladığımıza
inanıyoruz. Tam başardık
mı? Hayır. Açıkça söylüyo-
rum, istediğimiz hiç bir ya-
sayı çıkaramadık.
-Benorayagelmekistiyo-
rum. Siz yasalara karşm de-
mokratik açıümı sağ-
Uuhğıruzı ve yasak oranua çok düfürdüğünüzM söylemniz. Siz oa-
kanhktan aynhrsaıuz,ya dapartiniz ikiidar ortakkğuu btralarsaye-
niden aar ortama dönülür mü?
SAĞLAR -Eğer mevzuatı ortadan kaldıramazsak, gelecek olan
yönetımlerin anlayışıyla tekrar yasak listeleri uzayabilir. Kamuoyu
şu anda komis>onda bölunan yasa tasanlan nedeniyle diken üze-
rinde durmab. Benim buradan kamuoyuna cağnm, bu yasalan
destekleyerek, TBMM'den bir an önce geçmelerini sağlamak. Bu
yasalann gecmesini isteyen kıtlenin büyuk çoğunluk olmasına rağ-
men sessiz olmalanndan dolayı, yasaklardan yana olanlar azmlık
olduklan halde son derece örgütlü bir fery'at içinde olmalanndan
kaynaklanan engellemeler. süreyi olduğundan fazla uzatıyor. fleri-
ye bakan herkesin, yasaklann kalkması için tepki gostermesi gere-
kır. "Fikri Sağlar istifa etsin", ben edeyim. Eğer yasaklar benim is-
tifamla kalkacaksa bu koltukta birgün durmam. Asıl iş, bu yasak-
lann neden cıkmadığını parlamentoya sormaktır.
-DiyeSm ki, Grup Yorum Çanakkale'de engeüendiya da Rahmi
Saltuk'un Istanbulkonseriyasaklandı. S'e Mssediyorsunuz?
SAĞLAR - Çok üzülüyorum, çok sinirleniyorum, çok kızıyo-
rum. Duyarsız toplumun duyarlı hale getirilmesi için neler yapıl-
ması gerektiğıni düşünüyorum, zaman zaman kendime de kızıp
özeleştiri >api)orum. Bu toplumun buna layık olmadığını düşünü-
yorum, azırdığın çoğunluk üzerindeki tahakkümünü görüyorum.
tek tek konuştuğumuzda yasaklara karşı olan bu toplum, kendisi-
nin dışında yapılanlan susarak, onaylamıyor ama, kabullenmiş gö-
rünüyor. Bunİara isyan ediyorum. Gerekli olan her şeyi yapıyo-
rum. Ama buna rağmen, bilerek ya da bilmeyerek, ya da belli ne-
denlerle, yani toplumda kendilerine daha bir yer edınebilmek veya
isimlerinın gecmesini sağiayabilrnek için kültür bakanına saldırma-
lan bu işin tuzu biberi oluyor. Üzülüyorum.
Saltuk:Korkulanndan
salonukapatıyorlar
onserlerinize yasaklar nasılbaşladı, nasıl sûrûyor?
• SALTUK-12 Eylül'den sonra 1,5-2 yılbk bir boş-
luk oldu sanat çalışmalanmda. Askeregittim. Dön-
dükten sonra sanat hayatımda ilk defa çok farklı bir
kulvara girer gibi oldum. Profesyonel organizatör-
lüğû Türkiye'de en iyi bilen kişilerden biri olan Ege-
men Bostana'yla çalışma şartlan doğdu. Ben böyle
bir çalışmayı önemsediğim için heyecanlandım. 26
Kasım 1982'de müthiş başanlı gecen üç konser ver-
dim. Arkasından 3 Ocak'ta bir konser verdim. He-
men sonra 4-5 Şubat 1983'taki Ankara An Sinerr.ası konserlerini
organize ettiler. İki konser de orda verdim. Programda İzmir ve
daha sonra bu yerlerin tekran vardı. Ne olduysa Ankara'daki kon-
serde oldu. An Sineması. bin 700 kişilik bir sinema ve müthiş coş-
kulu bir konserdi. Ben tabü 12 Eylül sonrasında değil de normal
zamandaki bir Türkiye imiş gibi, isteyerek. biraz da hınçla. "şimdi
büyük ozarumız Nazım Hikmeften", "Şimdi Ahmed Ariften",
"Şimdi Hasan Hüseyin'den" diye, normal, 12 Eylül öncesı anons-
lanmı yapıyorum. İnsanlar bu anonslan birkaç dakika süftn alkı-
şlarla karşılıyorlar. Türküler de alkışlanıyor tabü, ama anonslan
salonun bir bölümû ayağa kalkarak alkışlıyor. Neyse, konserde
olay çıkmadı, îstanbul'a döndük. Egemen Bostana'yla çalışan, be-
nim konserlerimle ilgilenen Mustafa Oğuz haber bırakmış. Gittim.
Ankara konseriru 9-10 Nisan'da tekrarlayacağımızı bildirdı. Ben
tabü müthiş mutluyum. Böyle profesyonel bir ekiple çalışıyorum,
işi söküp götüreceğimi biliyorum. Ama günler geçtikten sonra
Mustafa Oğuz tekrar beni çağırdı. Baktım üzgün. birşey olduğunu
farkettim. Ankara konserini yapamayacağımızı, bundan sonra bir-
likte konser de düzenleye-
meyeceğimizi söyledi. Ân-
kara'da salon, o zaman
Tanm Kredi Kooperatif-
leri'ne bağlı bir salon. On-
lar kiraya veriyorlar. Mus-
tafa Oğuz'u cağınyorlar,
diyorfar ki "Ya Rahmi
Saltuk, ya salon", Böyle
olunca, bizim Egemen
Bostancı'yla olan o profes-
yonel, o çok istediğim çalı-
şmamız bitti. Ben yalnız
başıma kaldım. Yalruz
başıma yola devam etmek
istedim. İstedikçe de önü-
me engeller çıkmaya baş-
ladı. flk yasak 1984'ün
başında Ankara'da sıkıyö-
netim tarafından geldi.
Se gerekçegösterdUer o
zaman?
SALTUK- Hiç. Ya-
saktır diyor, o kadar. Hat-
ta, o zaman mavi bereüler
vardı. Konserden üç gün
önce geliyorlar, konser
Çağdaş Sahne'deydi. gişe-
yi kapatıyorlar. Konser
gunü de gelip. hani kaçak
maeak yapıyor muyuz
diye kontrol ediyorkr. Bu
yasak için idare mahkeme-
sınde dava açtım. davayı
kazandım ve 1985 sonba-
hannda konserlerimi yargı
karanyla verdim. Dünya
da yıkılmadı, devletin te-
mel nizamlan da bozul-
madı.
-Peki öyleyse neden ya-
sakhyorlar konserterinizi?
SALTUK- Şimdi. bu
şeküyle bakıldığında bizim
yaptığımız işte bir farkhhk
var. Farklıbk da şu: Kitle-
lerle yüz yüze geliyorsu-
nuz. Bundan hoşlanmı-
yorlar. İnsanlann böyle bi-
raraya gelip tepki göster-
mesinden korkuyorlar,
bir. Bir de kıpırdatmak is-
temiyorlar beni. Silmck is-
tiyorlar. Kamuoyu beni
unutsun. toplumun önüne
çıkamayacak hale geleyım.
Ama konserler sürdükçe
ve insanlann geldiğini gör-
dükçe, bunu yapamaya-
caklannı da görüyorlar.
-Yasaklamakararlan bi-
lebiUSğim kadanyla genel-
Hkle konserden bır-ikı saat önce tebüğedihyor. Neden?
SAL 7T
T
A-Birkaç gün önceden tebliğ ederlerse idare mahkeme-
sine başvururum, yasağı iptal ettiririm ve konseri veririm, bunu en-
gellemeye cabşıyorlar. Mahkemeye gitmem için gerekli süreyi ver-
memek amacını taşıyor bu uygulama.
- Yani bütün kapüarvuzı kapatıyorlar.
SALTUK-E\et evet. Çünkü mahkerneye gidersem yasağın iptal
edileceği kesin. Şöyle kesin. 1984'te İstanbul'da yasakladıklan
konser, mahkemeden döndü. 1985'te Ankara da ıla kez yasakla-
dıklan konser döndü. Ankara'da 1988'de yasakladıklan Fİerya Si-
neması konseri hakeza. 1991'de yasakladıklan, Ahmet Arif Ie bir-
lıkte yapmak istediğimiz "İşte şiir, işte türkü" konseri için mah-
keme yine lehime karar verdi. Bu demektir ki, bu yasaklann hiç bir
haklı gerekçesi yok. Yasağı birkaç gün önceden bildirirlerse mah-
kemelerin yürütmeyi durdurma karan vereceği kesin durumda. Bu
yolu da kapamak için kullanılan bir yöntem. Idarecilerin cinliğı.
-Bir anlamda size meslekten men cezası mı uygulamyor?
SALTUK- Görünürde böyle birşey yok. Bunun süreklihği olsa.
tamam. Böyle bir karan kim alabibr? Ben hukuk okumuş aydın bir
sanatçı olarak düşündüğümde aklıma bakanlar kurulu geliyor.
Şimdi haar kanun gücünde kararname yetkisi de var. Alır böyle bir
karar, der ki, "Rahmi Saltuk'a ömür boyu meslekten men cezası
verilmıştir, o yüzden konser veremez" der. Sürekliliği olur. Bunu
böyle japmıyor, taksit taksit yapıyor ki gözden kacsın. Böyle bir
kural koysalar, hakikaten bütün vicdanlarağlar. Bunu da bildıkle-
ri için böyle yapıyorlar. Tıkır tıkır yürüyen bir Türkiye'de bir yan-
lışbk olabilir. Kişisel nedenlerle olabilir. başka bir nedcnle olabitir
Hayır, öyle değil. Sistematik bir şe_\ var. Arada bir verip diğerlennı
yasakiıyorlar.
-Size yapUan engeltemelerin dışında bir de izleyicilerinize yapılan
1984'te İstanbul'da yasakladıklan
konser, mahkemeden döndü.
1985'te Ankara'da iki kez
yasakladıklan konser döndü.
Ankara'da 1988'de yasakladıklan
Derya Sineması konseri hakeza.
1991 'de yasakladıklan, Ahmet
Arif le birlikte yapmak istediğimiz
"İşte şiir, işte türkü" konseri için
mahkeme yine lehime karar verdi.
Bu demektir ki, bu yasaklann
hiçbir haklı gerekçesi yok.
basküar vargaüba?
SALTUK-7abi\. İnsanlar Rahmi Saltuk konserine gelmesin di-
ye yapılan işler var, bir de eziyet ediyorlar insanlara.
-TRT televizyonuyla aramz nasıl?
SALTUK-Dah2 önce en son 1978'de çıkmıştım, şimdi 1992'de
çıkmaya başladım. Demek ki 14 sene çıkmamışım.
-Neden?
SALTUK- Bilmiyorum. Gerçi içinde benim de adım geçen bazı
listelerin olduğunu söylediler. Kara listeleri varmış. Aroa ben gör-
medim. Bir şey diyemem. Ha, bır de şu var. TR"Tnin denetleme
olayı çağdışı bir olay. Bu yüzden TRT'ye hiç bant göndermiyorum.
- Yakm geçndşte bir baıutmzıgönderdiğim'zi btöyonon. Yanıhyor
muyum?
SALTUK-Hah, şimdi onu anlatacağım. 1992'de dedim ki bir
bant göndereyim. Gönderdim. Gelen yanıt, TRT denetiminin çok
çağdışı olduğunu belgeledi. O belgeye göre, Dersim Dört Dağ İçin-
de diye geçen Dersim türküsü söz denetiminden geçmiyor. O tür-
küde Dersim adı dışında denetimcilerin takılacağj hiç bir şey yok.
Ve o türkü çok uzun süredir TRTde ya>ınlanmıyor.
-Mesela, "Tokat Dört Dağ İçinde" olsaydıyayınlantr nuydı?
SALTUK- Hah hah haa. (Gülerek)Yayınlanırdı. Kesin. Bunu
koyduk bir tarafa. Yine o belgede diyor ki. sen Pir Sultan Abdal'm
"Katip Arzuhalim Yaz Yare Böyle" türküsünü "Katip ahvaümi
şaha böyle >az" diye okumuşsun, o >üzden uygunsuzdur. Ne der-
sın buna? Pir Suitan ortada, onun bu türküyü Şahla ilgili söylediği
ortada. Bundan başka bir de çok uzak bır tarih değil bu Pir Sultan
olayı. toplum tarihi içinyakın bir tarih. Üstelik ben araştınyorum.
Soruyorum, bu sözcük arzuhal midir, ahval midir? Ahval... Niye
ah val?Arzuhal, şefaat di-
lemeyi anlatır. Ahval söz-
cüğüyle sadece durumu-
nu anlatıyor. Bunun üze-
rine ben karar verdim ki
doğru olanı yapmışım.
Ben de oturur, ahvali ar-
zuhal diye okurum, gön-
deririm. Hayır. bu böyle
obnamab. Böyle bir şey
yapmayı aşağilanmak sa-
yanm. Ne böyle ya-
panm, ne de TRTye.
sahneye çıkanm.
Çıkmam.
•Konserlerinizanlamsız
gerekçelerle yasaklanı-
yor. Dava açıpkazanıyor-
sunuz- Pekiyi, anlamsız
gerekçelerle konserlerini-
li keyfi olarak yasakla-
yanlara karşı bir yaptmm
yok mu?
SALTUK- 1988'de
Ankara'da yasaklanan
konserim mesela. Öyle
gerekçeler var ki tüyleri-
niz ürperir. Sürekli ko-
mürûzm propagandası
yapıyormuşum, 141-
142'nin kaldınlmasını is-
tiyormuşum falan. O
günlerde de 141-142'nin
kaldınlması tartışıbyor.
Neyse. Mahkemeye gön-
derilen gerekçeler böyle
ve altmda o zamanın An-
kara Valisi Saffet Ankan
Bedük'ün imzası var. Ne
ben onu tanınm, ne o
beni tanır ama böyle bir
olayla ister istemez karşı
karşıya gebyoruz. Sonra,
mahkeme lehime karar
vermiş. Ama vab' yine va-
ü. Ben şimdi merak edi-
yorum, Malatya'ya git-
sem konser versem, Saf-
fet Ankan Bedük ne ya-
pacak? Mesut Yılmaz
şimdi ana muhalefet lide-
ri olarak ne diyor? Ben
ülkeyi daha iyi yönetirim.
Benim konserimi İcişleri
Bakanı olarak yasaida-
yan Mustafa Kalemli de
partisinin yönetiminde.
Bu tür insanlarla mı daha
iyi yönetecek? Hani bana
haksız olarak uygulanan
işlemin sorumlulvğu?
İstanbul'da konserimya.-
saklandıgında Vab' Yardıması Ihsan Yalçuı. Bu işlere bakan kışi o
zaman. Şimdi Sanyer'in SHP'b' belediye başkanı. Tarih yazacak.
Ne kadar örterlerse örtsünler. Hangi ideolojide olursa olsun, ancak
resmi tarihin es geçeceği şeyler bunlar.
-Son yasaklanan 2 Temmuz konseriıüz için ne diyorsunuz?
93 Tûrkiye'sinde Metalica'ya evet, RahmTye hayır
SAL TUK-93 Türkıyesı'nin 2 Temmuzu'nda Rahmi Saltuk kon-
seri yasaklanıyor ve o günler. İstanbul'da en yoğun kültürel etkin-
liklerin yaşandığı günler. Sting geliyor, Guns'n Roses geliyor gidi-
yor, Metallica geliyor. Rahmi Saltuk'un konser vereceği yerde bir
gün önce Fatih Kısaparmak, ondan bir gün önce Arif Sağ konser
veriyor. Rahmi Saltuk'un konseri yasaklandıktan iki gün sonra
kocaman İnönü Stadı'nda Sting çıkıyor sahneye. Ne diyeyim?
Korkuyorlar. Niye korkuyorlar? Şimdi biz diyebib'r miyiz ki, '"ya-
hu arkadaş, 37 kişinin yakıldığı bir ülkede sen neler söylüyorsun".
Niye söylemeyeyim? Ben konserimi veremediğirn için onlar yakılı-
yor. Onlar yakıldığı için de ben konserimi veremiyorum.
-Peki ne yapacaksımzT
SALTUK-Yakm gcçnüşte çok yakın dostlanmı. ağabeylerimi
kaybettim. Bir Ahmed Arif i, bir Rıfat Ilgaz'ı kaybettim. Ben onla-
nn çizgisınden. onlann geieneğinden. onlann kuşağından sayıyo-
rum kendimı. Baktığım zaman görüyorum ki, bu allahın belası
yanbş şeylere çıkanlar kahrolmuşîar.
O gelenekten gelen bir sanatçı olarak Rahmi Saltuk'un payına
da herhalde birseyler düşüyor. Ahmed Arif in bir lafı vardır, çok
seviyorum. "Ben halkıma sığındım"derdi.
O laf şimdı daha çok beileğime gehyor. Ben de halkıma sığınıyo-
rum...