25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
18MAYIS1993SALI CUMHURİYET SAYFA KULTUR 5.ULUSLARARASI TİYATRO FESTİVALİ Görseluyarlamalarve tiyatrosu PfKMEN GÜRÜN UÇARER Lluslararası İstanbul Tîyatro Festivali dört yılı gende bıraktı. Bu yılın dığer yı- llardan avncalığı. İstanbul Kültür ve Sa- nat Vakfi'nın yerinde bır kararla Tiyatro Festivali'nın yaşamını ayn bır birim ola- rak sürdürmesini onaylamak ve böyle- likle de üçyıldır yinelenen, "Tîyatro Fes- tivali, Uluslararası İstanbul Fesüvali şernsiyesi altına girecek mi girmeyecek mi?" kaygılannı noktalamaktı. Bu doğ- ru kararda Kültür BakanbğTnın Tiyatro Festivali'ne verdıği desteğin payı yadsı- namaz. Bir başka deyişle, 'çocuk' büyümeye başladı. Bu süreç içinde düşecek-kalka- cak. doğrulan-eğrilen olacak, ama ona sevgiyle yaklaşıldıkça kuşkusuz daha sağlıkb serpilecek, gelişecek S. Uluslararası Tiyatro Festivali çok kısa sûrede, çok hızh bır tempoyla ko- tanldı. Asbnda, bu denlı kısa bir zaman dilimi içinde belli bır düzevın üstünde altı yabancı topluluğu bıraraya getirebil- raek bir mucizeydi. Bu topluluklann se- çiminde hareket noktamız oyunlann görsel ağırlıklı olmalanydı. Böylelikle çeviri sorununa kısmen de olsa bir çö- zûm getirildi. Yine de baa oyunlarda özet ya da temalanna yönelik kısa bilgi- lerıçeren broşürlerdağıtmanın yaranna inanıyoruz. önümüzdeki yı] ıçın hedcfimiz, eJekt- ronik altyazıya geçmek. Yabana oyun- larda bir başka ortak nokta da hemen hepsınin uyarlamadan yola çıkmış ol- ması. Ünlü öyküler, romanlar, destan- lar. tiyatro dilinde bir başka boyut ka- zanıyor bu topluliikiann çalışmalannda. Bu yıl gûndeme getirdiğimiz ve sür- dürmeyi amaçladığımız yenı bir uvgula- ma. "Bir Ülke Bir Tiyatro" başhğı altı- nda değişik kültürlenn değişik tiyatro- lanndan örnekler sergilemek. Günü- müzde, kültürleri kendi karakterleri içinde global bir açıdan irdelemek, kül- türlerarası değişimı gerçekleştırmek ve kültürlerde karşılıklı etkileşimle yenı arayışlara yönelmek. hem bırbınru ta- mamlayan, hem de farkbhklar taşıyan akımlar. Bu bağlamda, Endonezya'dan gelen YVayang Orang Bbarata üikesinin geleneksel tiyatrosundan zengın iki ör- nek sunarken. belkı de değişik kültürle- nn kesiştiği noktalar üzerinde düşundü- recektir bızlerı. Festıval'e Türkıye'den katılacak top- luluklara gebnce: Bu yıl, ödeneklı ya da ödeneksiz, kurumlaşmış tiyatrolarda Ankara yapımlanna ağırlık verildı. Amacımız. on gün gibi bır süre içinde çogunluğu İstanbul'dan olan ve hareket- Û bir tiyatro mevsimı geçırmiş bulunan İstanbul izleyıcısine. Ankara'da sahnele- nen ovunlardan bazılannı gösterebil- mekti İstedik ki îstanbul kentı de 'Sakı- ncalı Ptvade 93'ü, 'VVoyzeck'i, 'Uyarca'- yı, 'HOzzam'ı, 'Bahar Noktası'nı izleme olanağı bulsun. Bu yıl yenı bır uygulamaya daha geç- tık. "Ötekj Tiyatro'" başlığı altında İstanbul'dan beş topluluk festivale ko- nuk oluyor. Bilsak, Kıımpanya, Tal, Ti- yatro Grtıp ve Studio Oyunculan'nın farklı yorumlar, değişik uzamlaıia çalı- şan, araştırmaya yönelik, deneyselljğe açık genç tiyatrolar olarak destekJenme- leri gerektığine inanıyoruz. Bu topluluk- lar yaam. sahneleme, oyunculuk, rne- kan kullanımı gibi alanlarda sırurlan zorlamayı amaçlayan yapıtlanyla tiyat- romuzda yeni boyutlan tartışmaya aça- caklar. "öteki Tiyatro"dan amaçlanan, bu çizgıdeki çalışmalann gelişigüzel bır bi- çimde değil, araştırmaa yaklaşımlarla yaygınJaşması. Geleceğin tıyatrosu bu tür yönehşlerde yeni soluklar arayacak. Dilegimiz, Uluslararası İstanbul Ti- yatro Festivali yelpazesıni daha da ge- nişleterek dünya tiyatrolanru ve tıyat- rolanmızı niteh'ksel bir bütûnlük içinde buluşturabilmek. Festivalin açılış oyunu 'Kamaşma'yı sahneye koyanPolonyalı yönetmen JanuszVişnievski Benim gerçeğim, saftiyatrogerçeği-"Kamaşma"yı Y'arsma'da izleme ola- nağı bubnuştum. Beni çok etküeyen bir gösteriydi bu. Gerek "Kamaşma' gerekse sizink ilgili okuduJdarun Dyatronuzda söz'den çok vücut diline, müziğe, ritme yer verdiğiniz görüşünü uyandırdı bende. Bu konuda düşûnceİerinizi alabiür miyim? J.V.- Benim tiyatrom, sözün, drama- tik metnın tek taşıyıcısı olduğu tiyatrola- ra karşıt bir tiyatro. Neredeyse yüksek sesle metin okuma yerlerine dönüşen ti- yatrolara ısyan sonucu doğmuş bır tiyat- ro. Karşıt olduğum tiyatro anlayışında benim kendi çahşmalanmda öne cı- kartağım unsurlar metnin destekJeyicileri konumundadır. Benim anlayışımda ıse bu elemanlar sözcükler kadar hatta söz- cüklerden daha da önemlidir. Tabıi ki sözcüklerin tiyatro sanatından çıkartı- lması gibi bir düşûncem yok. Söz, tannrun insana bir armağarudır. Benim için de kutsaldır. Oyunlanmda "söz"ün gıderek amacmdan nasıl saptınldığmı göstermek ıstedim. Söz'ün amacı in- sanın Yüce Güç karşısında kendi duru- munu dile getırebılmek olmabdır. Ben de buradan yola çıkarak izleyiciye kutsal dizelerin anlamlanru taşıyorum. Kahra- manlanm çok az konuşan ama sonınlan en açık biçimde dile getiren kişilerdir. Kahramanlanmın acılannı, üzüntüleri- ni, umutsuzlukJannı ifade edebilmek için ilahilerden yararlandım...Tiyatroda sadece konuşulan dil değil o gösteriyı oluşturan tüm elemanlar önemlidir. Aklı ve duygulan dil aracılığıyla etkilenmenin ötesinde işlevleri vardır tiyatronun. - Sizin Tadetts Kantor'un tiyatrosun- dan etkilendiğinizi sövlejebilir miyiz? J.V.- Geleneğe kulak vermek bizi düş- mekten koruyan meleğin sesine kulak vermek gibidir. Gelenek bizeçok şey öğ- retir. Eskilenn belirttiği gibi, "gelenek hazinesi"nden seçim yapmaya başlamak için "devlerin omuzlannda duran cûce- ler" olduğumuzu kabul etmeliyiz. Za- man ilerledikçe kendi zevklerimize, inançlanmıza en yakın olanlan seçebili- nz. Evet, Kantor bana en yakın olan ge- neleği temsil ediyor. Kantor benim us- BugÜB ve yaım Taksim Sahnesı'nde sahneiefiecek eser, Totstoy'un "Atın Övküsû" adlı yapıtuun uyarlaması. tamdı. Ondan, yukanda belirttiğim "metne karşı gelme" dersini aldım. Sanı- yorum kı, Kantor yaşamın gerçeklerin- den yola çıkarak kendıne özgü yenı bir gerçek oluştunıyordu. Objelerin ve in- sanlann bütünleştığı bır mantık çızgisi üzerine oturuyordu onun tiyatrosu. tllüzyon tiyatrosunu lanetlıyordu. Bu yaklaşım onun tıyatrosunun temel taşıydı. Yeniden keşfedılen aklın gerçeği. Benim gerçeğım saf üyatro gerçeği. Bu gerçek içinde konvansiyonlain öynuyo- rum. Benim tiyatromda aktfir, Bruno Schulz'un yaklaşımıyla mankenle aynı konumdadır. Kuklalann küçük kardeşi- dir. Kuklalann ve aktörlerin kullanı- mlannda temel farkhbklar vardır kuş- kusuz. KukJa. aynanın öbür tararindan gelen biridir. Sessiz, kendi sırlan ile ger- gin. akjllıbğı içinde suskun... Aktörlerin oynadığı kahramanlar bu bilgeliğe gıden yolu henüz yanJamadılar. Kantor'un kahratnanlân da psikolojik yanlannın olmayışıyla daha çok mankene benzer- ler. Bu da bana Kantor'un tiyatro konu- sunda verdıği derslerden bir diğen... - Siz yönetmen tivatrostma inanıyorsu- nuz... J.V.- Hanka bir metin ve harika ak- törlerle kendıliğinden oluşan tiyatroya inanmıyorum. Yönetmen, konuşmaİc- tan çok dinleyen. hükmetmekten çok hiz- met etmesi gereken kişidir. KAMA5MA Müzik, ışık verenk cümbüşü Kültür Senisi- "Kamaşma", Tobtoy'un "Atm Öykûsü" adh yapıünın uyarlaması. V'işnievski'nin rejisiyle sahnele- necek olan "Kamaşma", despot bir prensin hizmetindeki gözde bir aün yaşlanarak gözden düşmesini anlatırken, gerçekte insanoğlunun veryüzündekı serüvenini irdeüyor. Atlar aracılığıyla aktanlan in- sanoğlunun toplumsal ve bireysel yaşam serüvenı, Grotowski, Szajna ve Kantor"dan sonra Polonya Ti- yatrosu'nun en önemli yönetmen- Jerinden Vişnievski'nin yorumuyla, sahnede fırtına gibi esen müzik, ışık ve renk cümbüşü ile olağanüs- tû bir görselliğe ulaşıyor. Bir insaniık sirkinin sunulduğu oyunda ınanılmaz bir müzik eşli- ğinde atlann resmi geçidinde, atlar adcta dansediyor, düzenin acı- masızüğını vurguluyor, çaüştyor, üzüJüyor, ağlıyor, gülüyor, bir ke- nara itiJiyor ve ölüyorlar. Görsclüğin, inceliğin, groteskin içiçe yaşandıgı çarpra oyun, ilk kez 1989 yıünda Varşova'da oynandı. Aynj yıl Almanya'da 1990 Toronto ve Hamburg Uluslararası Festival- lenne katıldı. Edinburgfa Festivali'nin "Frin- ge" bolumünde Büyük ödülü aldı. 46. ULUSLARARASI CANNES FİLM FESTİVALrNDEN NOTLAR: Jüri başkanı Malle: Alt tarafı birfestival bu!' MEHMETBASUTÇU CANNES - Louis MaJle'ın, bu yıl Cannes'da üstlendiğı başrolden pek hoşnut kaidığı söylenernez. Gerçi jün başkanı olması önerildiğinde bir süre düşünüp evet demiş, ama öyle anlaşıh- yor ki bu karar onu pek mutlu etme- miş... Yaşarnınm önemli bir bölümünü Amerika'da geçiren. oradafilrnlerçe- viren Fransız vönetrnen, jürinin ilk basın toplantısında düşünceli ve ikir- cîklî gözüküyordu. Ama hırçın değil- di. 'Vürek Çarpıntısr, "HITSE", "İdam Sehpası" ve "Elveda Çocuklar" gibi unutulmaz yapıtianyla zamanı- nda iz bırakan yönetmen, sinema ya- şamı boyunca yerleşik değerlere, ke- mikleşmiş, kurumlara, klasik aile yapısına, İkinci Dünya Savaşı sırası- nda Fransa'da yaşanan ışbirlikçib'ğe ve her tür tutucu davranışa karşı cephe almışü. Bu kez kendisi rahatsızdı Filmleriyle çizgi dışına düşmekten, düşünce ve yaratma özgürlüğünü kışkırücılığın sınırlanna dek genışlet- mekten çekınmemişti. Çevresindeki insanlann günlük yaşamianyla yakı- ndan ılgilenen, Fransa'da ve Ameri- ka'da bır dizi belgesel fılm çeken Louis Malle, inandığı doğrulan, temel pren- siplerinden odün vermeden dobra dobra söyler, konusunu çarpra bir si- nema dilıyle işlemeyi, pek gerekJi ol- masa bite ığneleyip durduğ^ı seyircisini durmadan rahatsız etmeyi çok sever- di. Ancak bu kez kendisi rahatsızdı. Çünkü gazeteciler gibi o da yirrni beş yıl öncesini anımsıvordu. Evet, tam yirrni beş yıl önce, Fransa 1%8 Mayısı'nda toplumsal depremini yaşarken, Cannes'da, gerçek dünya- dan soyutlanmış bir festivalin, sanki ûlkede her şey olağanmış gibi devam ediyor olması karşısında ısyan eden yönetmenler arasmda Louis Malle de bulunmaktaydı. Festivalin durduml- masıru isteyenlerin yanında, ilk sıra- daydı... Başkanlığı neden kabul etti? Şu meslek kuruluşunun yöneticisi \a da bu kurumun onur başkanı gibi, herkesin peşinden koştuğu sözümona önemli görevlerden nefret eden Louis Malle, nasıl olmuş da "Cannes Fesü- vali jiirisi başkanlığı" unvanını kabul etmişti? Üstelik, dünyamızın bugûn yasadığı depremler, o günkünden çok daha vahim değil mıydı? Jüri başkanı, bu şonılan yanıtlamaya çalışırken ver- diği beyük yamtlara kuşkusuz kendisi de pek înanmıyordu. "1968'de festivali durdurabümem mümkün değildi, ama bugün jüri baş- kanı olarak gerekirse jürirun göreyine son verebilirim'" derken bile. mizah gûcünden bir nayli yitirmişe benziyordu. Uygulamakla yükümlü oldu- ğu festival yö- netmeliğinde beğenmediği bir dia yaptınm vardı, ama yine kabul etmişti işte... İnsanlann kendi kendileri- ru yadsımadan değışmeJeri ne güzel değil mi? Karşılanndaki- ni aldatmaya çahşmadan. ya- Ian söylemeye kalkışmadan; düşüncelerini, ruhsal durum- lannı içtenlikJe açıklamalan ne C" Kİ bir tutum! uis Malle'in, kişiliğini yadsı- madan, doğal çelişkilerinin günahını da se- vabını da aynı ciddiyetle üstü- ne alması, aydın insan sorumluluğu- nun ve bilinanin, kanımca anlamlı bir ömeğiydi. Jüri üyelerinin basınla yaptığı ilk söyleşide. konu bir süre si- nemadan uzaklaşarak, kişisel çelişki- lerden toplumsal bunalımlara, oradan da savaş gerçeğıne dek athyordu. Jüri, dokuz aeğişik ülkeden gelen jnsanlar- dan oluşmaktaydı. Örneğın İranh yö- netmen Kiorastarru'nın yanında mes- lektaşı Emir Kusturica da görev almışü. Bosnalı yönetmen son bir yıl boyun- ca, ülkesınde yaşanan korkunç dram- vahşet kol gezerken, allı pullu gösten- lere katılmak, göz boyayan Fılmlere mca. Louis Malle'in çok sevdiği. ama belki de pek fazla beğenmediği filmler ödüller vermek ne anlama gelirdi ki? listesindeyeralacaktır... Busorular, dünyamızın değişik bölge- "*•'" "•-') -» —F ~- ferinde değişik zamanlarda sorulmuş- tu. Kuşkusuz gelecekte de sorulacaktı. Özü değişmeden süregelen temel çe- lişkiler, bılinen ik-yüzîülükler, söyle- nemeyen sözlenn gerisindeki acı ger- çekler. toplumsal ounalımlar, p>olıtik Fransız yönetmen Louis Malle, jûri başkanı ofanaktan pek mutlu değil. baskılar, hoşgörüyü bir dokunuşta yerle bir edenkaba güç... Bütün bun- lar, bir noktada da sinemanın ana kaynaklan değil miydi? Yüz yaşına girmeye hazırlanan yedind sanat, do- ğallıkfa, her şeye karşın yoluna devam edecekti... 4 Aile dûşmanlarr Festivalin acıbş fılmi "Gözde Mevsi- mim'i (Ma Saison Preferee) imzala- yan Andre Techine de, bireylerin çeliş- kilerinden, iletişimsızlikten, çeşıth do- yumsuzluklardan, çağdaş görünümler _ lar konusundâ duyarlı bir dille uyana gerisinde saklanan iç dünyalann yok- şiardır İnsan beyninın tüm girdisini- yazılaryazmıştı. Avrupanın göbeğin- sulluğundan, kuruluğundan söz edi- çıküsını ezbere bilen Antoine, sürekli deve dünyamızın daha bırçok yerinde yordu... "Gözde Mevsimim", kanı- jğneleyia laflar eden, yaşamı pek ciddi- "Aile, senden nefret edıyorum!" Hangi yazar atmıştı bu çığiığı. anımsa- yamıyorum. Ancak hiç kuşkum yok, yeryiizünde milyonlarca insanın pay- laştığı kışkırtıcı bir uyan, sert bır azar- lamaydı bu cümle... Andre Techine de. "Aile düşmarüan"run çoksesli konserine, işa- ret parmağıru sallayarak katıbyor... Umanm kımse yanüş an- lamamışiır: Techine de. Malle ye diğer- leri gibi, aile kurumunun is- ter istemez salgıladığı baskılara. üret- tiği saçma ku- rallara; sonuç- ta, sevga, şefkat ve dayaruşma gibi varoluşu- nun temel amaçlanna tersdüşeniççe- lişkilenne mey- dan okuyor. "Gözde Mevsimim", Fransız sine- masının güçlü iki pyuncu- sunu, iki kar- deş rolünde karşımıza geti- riyor: Kazana yerinde bir no- ter olan Emilie (Catherine Deneuve), iş ortağı kocası, kızı (Deneuve'ün gerçek yaşamdaki kızı Chiara Mastroianni) ve safça bir genç olan evlatlık oğluyla, dış görünümü dengeli bir burjuva ya- şamı sürmektedir; küçük kardeşı An- toine (Daniel Auteuıl) ıse aynı taşra kentinde yaşayan, mesleğinde başanb bir beyin cerrahıdır. Çocukluklannda birbirlerine çok yakın olmalanna karşın yıllar geçtikçe anlaşamayan iki kardeş arasmda, seygi/nefret ikilemi- nin nefret kefesi joderek ağırbk ka- zanmış,. birbirlerinden uzaklaşmı- ye almayan, düşüncelerini çekinme- den söyleyen, deb'dolu, hırçın bir adamdır. Biraz yakından bakıldığı- nda, dış görünümünün tersine, içine dönük bir ınsandır; tek başına yaşar... Kızkardeşi de, normal bir aile yaşamı sürüyor görünse de, asbnda alabıldiği- ne yalnız bir kadındır; katı çerçeveb' geleneksel yaşamı içinde mutsuzdur: kendi kendmi aldatmaktadır... Anne- lerinin (Martiıe Villaionga) hastabğı bütün bu çebşkileri su yüzüne çıkara- cak. ince dengeler paramparça ola- caktır, asbnda, var olduğu sanılan bu dengelerden, içi boşaünış bir kabuk kalmıştır geriye... Jûriliği oyuna dönüştürmek Güzel bir giris bölümünden sonra, çok umut veren bu fılm ne yazık ki gi- derek dagılmakta; yan temalann bol- luğu içinde oluşan mozaik. çarpıcı bir bütünİüğe ulaşamamaktadır. İki kardeş arasındaki ilişkiler... Yaş- lanan insanlann günümüzün gelişrnış Batı toplumlannda yaşadıklan ölüm- cül yalnızbk... Çocuklannın okuyarak başanb, çağdaş insanlar obnasını dile- yen annenın (asbnda ölen kocasının saplantısıdır bu), tüm çaba ve özverile- rinin meyvelerini aldığı bir dönemde. üstehk hastayken, ne oğlunun ne de kıanın kendısine ayıracak zamanlan olmadığı için "huzureyi"ne gitmek zo- runda kabşı... Emilie'nin bunab- mJan... Antoine'ın çocukça davranı- şlan, doğal mı yoksa hastahklı rnı ol- dugu anTaşılarnayan garip tepkileri... İki kardeşın birbirlenne yakmlaşma- lan, aralannda yasak bir aşk doğmak üzereyken, yeniden birbirlennden uzakJaşmalan... Ve sonunda, iyi bakıl- mayan. sağlığı gerektiğince izlenme- yen yaşlı annenin kacınılmaz sonu... Göriildüğü gibi, tablo uzadıkça uzuyor. konu daşbyor. Bütünlüğünü ve çarpıcıbğını yitiren fibnin etki gücü azabyor... Son sözü Loms Malle'e bırakalım yine: "Sinema öylesine zengin, kar- maşık ve zor bir anlatım biçimidir ki, kalkıp yirrni küsur fılm arasmdan biri- ne "Altın Palmiye" vermek, aslında çok gülünç bir iştir... Asbnda, biz jüri olarak. bu olayı bir oyun gibi yaşama- ya, eğlenmeyckarar verdik... Bu basın toplanüsı isejiderek fazla riddi olma- ya başladı! Isterseniz, Alfred Hitch- eock'un birsözüylenoktalayahm: "Af- ter alJ, h is a festival!" (Alt tarafı, bir festival bu!) Gençlik Günlerisürüyor Kültür Servisi - İstanbul Büyükşehir Beledıyesi Şehir Tiyatrolan'nca düzenlenen "9. Gençlik Günteri" çeşitli etkinliklerle sürüyor. Harbiye Muhsin Ertuğrul Cep Sahnesı'nde yann Sıradan İnsanJarGrubu'ndan "Bundan Başka İstanbul Yok", cumartesi günü Tiyatro Atölye'den "Ölüler Konuşmak İster", pazar günü de Çağdaş Repertuar Tiyatrosu'ndan "Bir E^met Çehov" adlı oyunlar izlenebilir. Muhsin Ertuğrul Sahnesı'nde ise bugün Şehır Tiyatrolan dans biriminin gösterisı, yann Eser-Engin Noyan'ın dinletisi, perşembe Tiyatro Kulübü'nden "Koyunlar Evi", cuma Folk-Tur Tıyatro Kolu'ndan "Çürük Elma", cumartesi M.Ü. Tiyatro Topluluğu'ndan "Bay Bunderman ve Kundakçılar", Muğla Belediyesi'nden "Sen Gara Değilsin" adlı oyun sergilenecek. Kadıköy Haldun Taner Sahnesi'nde ise bugün Gebze Belediyesi Tiyatro Topluluğu "Ayışığında Şamata"yı. yann Kartal Sanat Tiyatrosu "Bekçr'yi, çarşamba Sanyer Belediye Tiyatrosu "Çürük Elma"yı, perşembe Adım Tiyatro " Yaşadığın İstanbul"u, cuma YTÜ Oyunculan "Tenor"u, cumartesi Sanyer Halk Eğitim Merkezi Gençlik Grubu "Feces"i, pazar Tiyatro Tiyatro "Big Boy"u sunacak, aynı gün Muammer Ketençoğlu'nun konseri de izlenebiiecek. Cep Tiyatrosu etkinlikleri KüirürServisi - "9. Gençlik Günleri" kapsamında video sinema gösterileri. söyleşi ve paneller ile konserler de Harbiye Cep Tıyatrosu'nda süriiyor. Bu çerçevede bugün videoda sinemaya uyarlanan tiyatro eserlerinden bugün AugustStrinberg in "Baba", yann Harold Pinter'ın "Dİoğum Günü Partısı". perşembe Sam Shepard'ın "Vahşi Batı", cuma Marguarita von Frotta'nın "Katerina Blum". cumartesi Artbur Miller'ın "Satıcının Ölümü", pazar da YavuzÖzkan'ın "İki Kadın"adJı yapıtlan gösterilecek. Gösteriler 12.00'de. Her gün 15.00'te düzenlenen söyleşıler programına göre bugün "Psikodrama", yann "2000'li Yıllarda Laikb'k", cuma tbrahim Zaman'ın "Sularda Zaman" adlı dia gösterisı, cumartesi de Alev AJatlı'nın - " Yabanalaşma ve Sanat" adlı söyleşisi izlenecek. Konser bölümünde ıse dinletisi yer alacak. 'Potitik Kabare* ve 'MegaShow' ANTALY A (AA) - Havalann ısınmasıyla bırb'kte, Antalya'da sanat yaşamı da hareketlendi. Antalyablar. , Uğur Yücel'in 'Politik Kabare'sini, 31 Mayıs Pazartesi . günü Konyaaltı Açıkhava Tiyatrosu'nda izleyebilecekler. IbrahimTathsesveHülyaAvşarın*MegaShow'uise 1 -5 ~ Haziran tarihleri arasında, yine Konyaaltı Açıkhava Tiyatrosu'nda sergilenecek. İbrahim Tatlıses'in yönettiği» veparodilerini Gani Müjde'nin yazdığı gösteride, tiyatro - sanatçılan Demet Akbağ ve Rasirn Öztekin de rol alıyorlar. Öte yandan Halk Eğitim Merkezi Tıyatrosu'nun "Ocak' _• adb oyunu Perşembe günü izlenebiiecek. Turgut Özakrnan'ın yazdığı Yavnz Atacan'ın yönettiğı oyun, Antalya Devlet Tiyatrosu (ADT) sahnesınde sergilenecek Selahatön Kara'nn sergisi Büim Sanat GakrisTnde açıJdı. Selahattin Kara sergisi Kültür Servisi - Ressam Selabattin Kara'nin resim sergisi Bilirn Sanat Galcrisinde açıldı. İstanbul Atatürk Eğitim Enstitüsü Resim Bölümü mezunu olan sanatçı, 1989"dan buyana kışısel ve karma sergiler açıyor. Sergilerin yanısıra açık havada ve sahnede resim çalışması gösterileri de yapan sanatçının sergisi 31 mayısa dek sürecek. Sanatçı ressam olmaya dair şunlan söylüyor: "Sanatçı olmaya ilişkin bedel, yaşam devam ettiği sürece değişik şekil'erde ödenecek. Başkalan tarafından pek anlaşılmasa da böyle bir macerarun yanı sıra 'haza' çok başka bir şey. Ressam olmak gibi!" 'RomantikKomedi'Ordu y da Kültür Servisi - Bernard Slade'nin yazdığı. Esat önen'in Türkçeyeçevınp Suna Akbel'in yönettiğı 3 perdelık oyun, yann Ordu Beledıyesi Karadeniz Tiyatrosu Salonu'nda sergilenecek. Öte yandan Ankara Eİun Tiyatrosu, "Yüssüz" adlı oyunu Samsun'da sahneleyecek. Dario Fo'nun yazdığı, Selçuk Uluergüvefl'ın yönettiği oyun, 22 Mayıs'ta Konak Sineması'nda sergilenecek. Kültür Bakanlığı'run maddi katkılanyla gerçekleştirilen oyunda Savaş Yurttaş ve Şener Kökkaya rol alıyor. New York'ta TürkHaftası NEW YORK (AA) - Nevv York'ta düzenlenen Türk Haftası etkinlikleri çerçevesinde bazı Türk Klasik Müzıği bestecilerinin eserleri New York'ta seslendirildi. Cemal Reşit Rey. İlhan Mimaroğlu, Ekrem Zeki Ün ve Ahmed Adnan Saygunun bazı eserleri, pıyanist AyşegüJ Ourakoğlu.flütcüPatricia Kaczmanczyk ve soprano Ama Bartos tarafından seslendirildi. Nevv York'un ünlü "Lincoln Center" Sanat Merkezi Kamu Kütüphanesi Konser Salonu'nda gerçekleştirilen konseri çok sayıda Amerikab sanatsever izledi. Aynca.Türk Haftası etkinlikleri çerçevesinde. İstanbul Üniversıtesi Etnomüzikoloji Araştırma Merkezi tarafından bir konferans düzenlendi. Tekel7. ResimSergisi İSTANBUL (AA) - Tekel Genel Müdürlüğü'nün Kültür ve Sanat Hizmetleri kapsamında düzenlediği "Tekel 7. Resim Yanşması"nın konusu "Doğa" olarak bebrlendi. ' Amatör ve profesyonel tüm sanatcılara açık yanşmada beş ayn esere 20'şer milyon Ura ödül verilecek. Son katılma tarihinin 15 Ağustos olarak belirlendiğı yanşma için eserler "Tekel Genel Müdürlüğü Basın ve Halkla İlişkiler Müdüriüğii Unkap>anı-Jstanbul" adresine teslim edilecek. Eylül ayı içinde İstanbul'da yapılacek ödül töreniyle dereceyegiren ve sergilenmeye değer görülen yapıtlar sahiplenne verilecek. Dereceye giren eserler 1993-94 sergi programı çerçevesinde çeşitli illerde sergilenecek. Psikiyatrist Ellenberg öldü Kültür Servisi- Psıkıy atri ve psikolojı üzerine yaptığı çalışmalanyia tanınan Henri Ellenberg, geçtiğımiz < günlerde öldü. Çabşmalannın ilk yıllannda Micfaelet ve Alpbonse Aulard'ın etkisinde kalan Ellenberg, Strasbourg'da psikoloji eğitimi gördü. Jung ve Ludwig Bisivaıtger'le taruştığı Isviçre'de yasadığı yıllardan sonra Kanada'ya gitti Burada uzun yıllar psikiyatn ve kriminoloji üzerine çabşmaiaryaptı. Binsayfabken önemli kitabı 'Dinamik Psikoloji Tarihı'ni 1970'teyazan Ellenberg 88 yaşmdaydı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear