25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
17 NİSAN1993 CUMARTESİ CUMHURtYET SAYFA EKONOMÎ ŞİRKETLERDEN HABERLER • AFRIDO,'Yalın olan daima güzeldir' prensibiyle haarlanan kadın erkek - •tyolannı 1993 . AOİoğundatopladı. • TEMSA ELEKTRONtK, ' 1 'inci yetkili saücı toplantısını' 17-19nisan tarihleri arasında Gime-Kıbns Dome Otel'de düzenleniyor. •KOMİLİ, 'Lorenzo'nun YağT filmindeki etkinliklerine devam ediyor. •SKODA'nın özel üretimi olan yeni Silver Iine Serisi Türkiye'de piyasaya sunuldu. I • YENİ SANA ve Show TV 23nisan | tarihine kadar gönderikcek 'Benim annem yılın annesi, çünkü...' diyen mektuplar arasından 27 nisan tanhinde 'Yılın Annesi'ni' sececek. • ETİ, kepekli ve yûlaflı çubuk adı ^ verdiğiiki > çubuk krakeri , * — r w w de piyasaya sundu. • MtKRO YAZILIMEVt, Karaca örme Sanayii'nin merkez şubesiyle birlikte toplam 50 şubesinde mikro yazıhm programlan kullanacak. •ANADOLUHAYAT Sigorta, •interStar'ın düzenlediği Güzellik Yanşması'nda fınale kalan 20 fınalisti ölüm ve her türlü kazaya karşı 7 milyar liraya sigortaladı. •DSTERTEKS'in 93 Fuan, Hilton Exhibition "enter'da düzenlendi. 4SEDEF GEMİCtLtK, Rusya'ya 350 milyon marka 22 gemi satarak Almanya'dan 2 gemi, Azerbaycan'dan da 10 gemi siparişi aldı. •BAŞAK Sigorta, Rotaş'ı dahil'All Risks' teminatlanyla lOtirüyon 87 milyar liraya sigortaladı. • BOEING,ÇinSivil Havaahk Işletmesi'nden toplam 800 milyon dolarhk 21 uçak siparişi aldı. • INFORMATION RESOURCES,Panel Araşürma'nın tüm hisselerini satın aldı. • 1BM, işıtme engelb -• çocuklariçin I M M geliştırdiği i 0 * 5 * SpeechViewer 'adlı eğitim proğranuıun tanıtımını, Ankara bürosunda gerçekleştirdi. • LEE, Lee Rough Rider koleksiyonundan toplam 17model 'LeeOnly Shop'larda satışa sunuluyor. •TEBA Şirketler Grubuna / W h n şirket, 1993 yılı olağan genel kurulu toplantısını gerçekleştirdi. •VESTEL,Eİ€ktronik lmalatçılar Derneği arafından yapılan draştırmaya göre video ve audio üretiminde birinci, televizyon üretiminde ikinci sırayıaldı. •TESBİLGtSAYAR AŞ'nin pazarladığı ürünlerden olan 'MGF/PRO' Endüstriyel Yönetim Sistemleri'nin lisansörü Glaxo Süstaş Firması oldu. • MERCEDESBENZ, özbekistan Cumhuriyeti'- 1 nden aldığı 88 ' adetlik otobüs siparişinin, 28 adetlik ilk partisini teslim etti. • AKBANK, Akkart ve J Kartsahipleriiçin günlûk nakit çekme Umitini 5 milyon liraya yükseltti. • İNOKSAN, 'Endüstriyel Mutfakve Çamaşırhaneler'de Teknolojik Gelişmeler' konulu seminer düzenledi. •ONDULINEYAPI A Malzemeleri AŞ, bayilerine Rusya Federasyonu'nun Sochi kentinde toplanü düzenledi. 1PAMUKBANK, Japon bankalanndan TheFujiBank önderliğindeki bir konsorsiyumdan 40 milyon dolarhk kredi sağladı. •INFORMATION RESOURCES,Panel Araştırma'nın tüm hisselerini aldı. •GLAXO tlaç Firmaa ve tngihere Sürmene Oteli'nde 'Doksanh Yıllarda Araştırma ye Geliştirme Trendleri' konulu toplanü düzenledi. •VAKIFBANK, ~ kuruluşunun 39'uncu yüdönümünü Ankara'da kutladı. Ucıızhık, demir çeliği eritiyor • Uluşlararası bunalım ve sınır ticareti yoluyla ülkeye giren 'niteliği belirsiz', ama düşük fıyatb ithalat yerli sanayicinin zor durumda Kalmasına yol açtı MERİHAK tZMİR - Dünyadaki demır çelik üre- timinde yaşanan kriz Türkiye'yi de olumsuz etküiyor. Türkiye'de demir çe- lik üretiminde son yıllarda görülen arü- şa karşın, özellikle sınır ve kıyı ticaretiy- le piyasaya giren yabana demir çelik ürünlerinin, pazarda sıkıntı yaratüğın- dan yakınıldı. Türkiye Demir Çelik Üreticüeri Der- neği Yönetim Kurulu Üyesi ve METAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Seiçuk Yaşar, son 10 yılda sektörde dddi sorunlann yaşandığını vurguladı ve haksız rekabe- ti önkyici önlemlerin abnmasını istedi. Metaş Yönetim Kurulu da hazırladığı raporda, özellikle AT ülkeleri ve ABD'- nin demir çelik sektörlerini yaşatmak için sert önlemler aldığma dikkat çekil- dı. Raporda hükümetin sektöre sahip çıkması gerektiği de belirtildi. Dünya, demir çeHkte kriz yaşıyor. Dünya genelinde 1991 yıhna oranla 21 milyon 817 bin ton azalan demir çelik üreümi, bu sanayiyi güç duruma soktu. METAŞ'ın raporuna göre demir çe- lik üretiminde en fazla düşüş Doğu Av- rupa ülkelerinde görüldü. Bu ülkelerde- ki demir çelik üretimi 25.6 milyon ton düşerek 111.2 milyon ton olarak ger- çekleşti. AT ülkelerinde de demir çelik üretimi 4.96 milyon ton azaldı. Buna karşın Uzakdoğu ülkelerinde 9.2 milyon ton, Laün Amerika ülkele- rinde 1.9 milyon ton, Ortadoğu ülkele- rinde 0.8 milyon ton, Asya ülkelerinde 3 milyon tonluk bir artış oldu. Üretimdearfaş Bu aşamada Türkiye'de 1991 yüında 9 milyon 335 bin 482 ton olan demir çe- lik üretimi, Ereğli Demir Çelik'in üre- timiyle birlikte 10 milyon 248 bin 394 tona yükseldi. 1992 yüında Türk Demir Çelik tşlet- meleri 2 milyon 428 bin 955 ton sıvı çehk üretirken özel sektör 6 milyon 082 bin 203 ton demir çelik üretimi gerçekleştir- di. Ülke genelinde demir çelik üretimin- de yüzde 9.8'lik bir artış gözlenirken özel sektördeki artış yüzde 22.3 olarak gerçekleştı. Yassı mamul üretemine yö- nelik çalışan Ereğli Demir Çelik'in üre- timi ise 1991 ydına oranla yüzde 7.9 oranında bir düşüş gösterdi ve üretim 1 milyon 714 bin 243 ton olarak gerçek- leşti. Türkiye'nin demir çelik ihracatı da buna paralel olarak artış gösterdi. 1992 yıhnın ilk 11 ayhk döneminde 1 milyar 112 milyon 932 bin dolar değennde 4 milyon 293 bin 848 ton demir çelik ihra- catı yapüdı. Buna karşın aynı dönemde 1 milyar 545 milyon 827 bin dolar değe- rinde, 7 milyon 399 bin 293 ton demir çelik ithalaü yapüdı. METAŞ raporunda, gelişmelere karşın Türkiye'de demir çelik sektörü- nün ciddi bir kriz içinde bulunduğu be- lirtildi. Raporda, ABD ve AT ülkelerinin bu kriz konusunda ciddi önlemler aldığı da vurgulanarak "Liberal ekonomi felsefe- si ile övünen ABD kota kısıtlaması ile birlikte yüzde 18 ile yüzde 110 orasında gümrük vergjsi uygulamasım da getire- rek düşük fiyatlı demir çelik ürünlerinin ülkelerine girişini önlemeye ve sektörü krizden kurtarmaya calışmaktadır. AT ülkeleri, kalite kısıtlamalanna rağmen tamamen durduramadığj BDT, Brezil- ya ve Meksika menşeli demir çelik ürün- lerinin girişini engellemek için formüller aramakta, sektörün tamamen çöküşü- nü durdurmak için üretim kısıtlamasına gitmektedir. Hükümetimiz de son dö- nemlerde demir çelik sektörünün sorun- lannı daha net biçimde anlamaya baş- lamıştır. Devlet, yıllardan beri sürdür- mekte olduğu haksız fiyat politikasuu değiştirmiş, enilasyona paralel oranda fıyat artışlannı gerçekleştirmeye baş- lamıştır" denildi. Miktan büinmiyor Raporda sınır ve kıyı ticareti ile takas yoluyla Türkiye'ye giren ve miktan ke- sin olarak bilinmeyen demir çeliğin cid- di sorunlara neden olduğu belirtilerek şu görüşlere yer verildi: "Kalite garantisi olmayan vefiyatyö- nünden haksız rekabete sebep olan bu tür ithalatın durdurulması veya en azı- ndan sınırlandınlması gerekmektedir. thracat karşıhğı yapılan bedelsiz ithalat da kalite ve fıyat yönünden haksız reka- bete yol açmaktadır." Demir Çelik Üreticileri Derneği Yö- netim Kurulu Üyesi ve METAŞ Yöne- tim Kurulu Başkanı Seiçuk Yaşar, de- mir çelik sektörünün son on yılda ciddi sorunlarla karşı karşıya kaldığını söyle- di. Dünya ticaretinde ciddi bir yeri olan demir çelik sektörünün ciddi bir kriz içinde yaşama savaşı verdigini vurgu- layan Yaşar, "Liberal ekonomiyi en iyi uygulayan devletler bile bu sektörün so- runlan sebebıyle özellikle haksız reka- beti önleyici tedbirler almaya devam et- mektedirler" dedi. Minibüsçüler 'haf, taksiciler 'plaka', mafya 'daha çok para' derdinde 6 Maişet motoru' tekliyor• Belediye'nin Aksaray-Beyaat hatünı miıübûslere kapatması, minibüsçülerin 1.5 milyarbk 'değerli haf kaybına yol açarken taksi plakalannın 1 milyar sınınna dayanması, aybk 6 milyona 'plaka kiralama' yöntemini yaygınlaştınnca 'plaka mafyasf na da gün doğdu. Ekoaomi Servisi- tstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin karan gereği, aybasından itibaren Aksaray ve Beyazıt bölgesine girmeleri yasaklanan minibüsçüler, değerleri yaklaşık 1-1,5 milyar lira arası- nda değişen işlek hatlannı kaybetmenın sıkıntısını yaşarken taksi şoförlerinin derdi ise plakadan yana. Taksi plakalannın nerede> r se 1 milyar liraya yaklaştığt günümûzde. fıyatlar nedeniyle plaka sann almaktansa kiralamayı tercih eden şoförler, her ay 5-6 milyon lira kira ödemekten yakınıyoriar tstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafı- ndan devreye sokulan Emincnü-Top- kapı arasındaki çağdaş tramvay hizmeü. bu bölgede çalışan minibüsleri en değerli hatündan etti. Büyükşehir Beledıyesı"nin karan uyannca 1 mayıs tarihinden itiba- ren Beyazıt ve Aksaray bölgesine gire- meyecek olan minibüsler, 'korsan mini- büsler'in çalıştığı 'vasat hatlara' kaydın- lacak. 1-1.5 milyar lira ödeyerek bölgede hat sahibi olan minibüsçüler bu durumu 'Attan inip eşeğe binmek' olarak değer- lendiriyorlar. Kapatılan haüar İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin aldığı karar yaklaşık bının uzerinde mini- büsün çalıştığı Bakırköy-Beyazıt, Zeytin- burnu-Beyazıt, Sefaköy-Beyazıt, Pazar- köprüsü- Aksaray, Esenler-Beyazıt, Bah- çeüevler-Beyazıt, Atışalanı-Aksaray hat- lannı kapsıyor. Büyükşehir Belediyesi'nin karan gere- ği, dağıtılacaklan yeni hatlann zarar- lannı karşılamavacağını belirten mini- büsçüler, "Dağıülacağımız yeni hatlar için para ödememekle birlikte. işlek hat- lardan çıkarak, vasat hatlara kaymamız bızım zaranmıza olacaktır. Çünkü belediyenin karanna göre sadece Top- kapı'ya kadar geçebilecegiz. Bu durum bir yerde, Aksaray ve Beyazıt hatlan için ödediğimiz paranın değerini yitirmesi anlamına geüyor. Çalışacaklan hatlar henüz tam olarak belirlenmeyen minibüsçüler için tkitelli- Topkapı arasında yeni bir hat acılacak. Son yıllarda taksi plakalannda meyda- na gelen artış, piyasada ' kiralık plaka' u>gulamasını yaygınlaştırdı. Taksi pla- kalannın 800 milyon ile 1 milyar lira arasında değistiği günümûzde, bu pa- ra>i ödeyemeyen taksiciler ayda 5-6 mil- yon lira ödeyerek plaka kiralıyorlar. Kı- ralık plakaya talebin aşın olması nede- niyle piyasada bu işe yönelik mafya ku- rulduğunu belirten taksiciler, kiraladı- klan plakalar için ilk etapta 5 milyon lira peşin ödediklerini söylüyorlar. Aylıklann gecikmesi halinde, yüzde 10 gecikme zammı ödediklerini vurgula- yan taksiciler uygulama cazip görünme- sine rağmen, neredeyse mafyaya çalışır duruma geldiklerini belirtıyorlar. Sermayesi biten Ülfet'te üretim durdu Harç bitti, yapıpaydos • Yağ ve sabun ûreten Ülfet'in Genel Müdürü Ömer Ankan, 1980 sonrasında hızla erimeye başlayan şirketin çıkmaza girmesini emekliye aynlan işçilere' bağladı. GAZİANTEP (Cumhuriyet Güıey tOeri Bürosu) - Nizip il- çesindeki Ülfet Yağ ve Sabun Fabrikası'nda işletme sermayesi kalmadığı için üretim durdu. Ge- nel Müdür ömer Ankan 'İşlet- me sermayemiz kalmadığı için üretim durdu. Işcılerin emekli ol- ması şirketi zarara sokmuştur" dedi. Japonya. Çin ve Suudi Arabis- tan'a yağ ve sabun ihraç eden Ül- fet fabrikaa 12 Eylül'den sonra ürettiği sabun gibi erimeye baş- ladı. 1980 yılı öncesinde 600 kişi- nin çalıştığı Ülfet fabrikasında şımdi büro personeliyle birlikte 111 kişi kalmış. Bunun 95'i üreti- me katkısı olan işci. tşçilerin bu şirketten 2 milyar aiacağı bulunu- yor. İşçilere 10 aydır tek kuruş ödenmediği gibi. maaş karşıbğı verüen yağ ve sabun da artık ve- rilmiyor. Çünkü Ülfet'te o da tü- kenmiş. Ülfet fabrikasının SSK primi. vergi, Trakya Birlik, TEK ve şahıs borçlan dahil 12.5 milyar Ûra borcu bulunuyor. Bir işcinin aiacağı ise 15-20 milyon lira arasında değişiyor. tşçiler en son 1991 yıhnın şubat ayında net ma- aşlan olan bir milyon 150 bin li- rayı almışlar. Para alamayan işçi- lerin bakkala, kasaba ya da diğer esnafa olan borçlan ise hayli ka- bank. Işçilenn tek dayanaklan ta- nmın yapıldığı bölgede yaşamış olmalan. Zeytine ya da pamuğa gidiyorlar mevsimi gelince. Kadı- nlar evde fıstık kınyor eşlerine destek vennek için. 1980 öncesi Türkiye'nin yüzde 40 yağve sabun ihtiyacmı karşı- layan Ülfet'in bu dunıma düşme- sinin işçilere göre şirkette yüzde 50 sermayesi olan Ziraat Ban- kası. Tek Gıda Iş Sendikası fabri- ka temsilcisi Abdullah Aslan içine düştükleri bu dunımdan öyle bir hale gelmiş ki çözümsüzlük ona intihar etmeyi bile düşündürt- müş. Bunu duyan arkadaşlan onu koruma alüna almışlar. Ab- dullah Aslan son iki yüdan beri bordroya yalnız bir ayhk için imza attıklannı belirterek şöyle dedi:"Ara ara avans olarak yağ, sabun ahrdık. Maaşırnız bir mil- yon 200 bin lira. Acil ihtiyacımız olduğunda bize 100 ya da 200 bin liralık yağ ya da sabun veriyor- lardı. Onu da piyasada 75 bin li- raya satıp ya ilaç ya da ekmek ah- yorduk. 2 yıldır böyle devam etti. Bir aydır yağımız, sabunumuz da kalmadı. Şu an üretim durdu. Ül- fet'in bu hale gelmesinin tek ne- deni Ziraat Bankası." Kamyonlara ceza Aşınyüke paydos Ekoaomi Servisi- Bayındırlık ve tskan Bakaıu Onur Kumbaracıbaşı, yasalara aykm olarak aşın yükknen ve rrafiğe çıkan kamyonlara cezai yaptınm uygulanacağmı söyledi. Türkiye Şoförier ve OtomobOdkr Federasyonu tarafmdan dun, tstanbul Esnaf ve Sanatkariar Odaları Biriiği Merkezi'ııde düzenlenen tkari taşmacüıkla ilgüi toplantıya katılan Kumbaracıbaşı, kamyonların aşın yüklennıesinin hem yasaİara aykın otduğunu hem de eko- nomik açıdan sıkıntılar a neden oldugunu vurguladı. Aşnn yüklcaen araçlann tnfik güveniiğini ortadaokaldırdığını ve karayollannın yıpranmasına zemin hazıriadığma dikkat çeken Kumbaracıbaşı aşın ynkleınenuı kamyonun ömrünü azaltması yüzûnden işletmenûı zaranna oldugunu sörierine ekledi. Aşın yüklü kamyonlann haksız rekabete de neden oldugunu belirten Kımnbaraabaşı, bu duruma son verebflmek için araçiann ağu-hk kontroDerini sıklaştıracaklanıu söyledi. Ağırbk kontroUenm, diğer trafik kontroUeriyle birfcştirilmesini düşündüklerini kaydeden Kumbaracıbaşı şöyle de>am etti: "Bu amaçla kurulan 54 ekktronik tartı istasyonlarmın daha işler hale gelebilmesi için 15 milyar dotarhk yaürun yapmayı hedefliyoruz. Aynca seyyar kontrol istasyonlan kuracağız. Yasalara uynutyan araclara yönelik cezalan daha arttırmayı düşünüyoruz." KONUK YAZAR TEVFİK DALGIÇ Clintonomicse Geçerken^ f nce Friedmanlı yıllar. Daha sonra ^ ^ • ^ ^ Keynes oldu. yaşasın Friedman M ^ k çığlıklan ve Friedmancılığın politik • • alandaki en büyük iki ismi: Av- ^ L M rupa'da Margareth Thatcher, ABD'de Ronald Reagan. Bunlann hakim olduğu 80'ti yıllar ve hatta 9O'lı yılların ilk iki yılı. Sonra Reagan'ın yerine George Bush'un gelişi ile başlayan kafası kanşık bir liberalizm süreci. İngiltere'de Thatoher'in ye- rine John Major'ın göreve başlaması ve Tha- tcherizm adı verilen Avrupa Friedmancılığının yediği ilk büyük darbe. Arkasından tüm Avrupa'yı sarsan ekonomik durgunluk. önce Alman ekonomisinin duraklaması, daha son- ra ERM'nin (Döviz Kuru Mekanizması) işleye- mez hale gelişi. Girerken büyük hayaller kuran ingilizlerin poundunu AT'li ortaklan bile kurtaramı- yor. ingiltere'de işsizlikdizbo- yu. Nihayet sayılan 3 milyonu aşan işsiz ordusu. Bu arada Isveç Kronu, Danimarka Kro- nu ve Fransız Frangı'nın ameliyat masasına yaunlışı. En sonunda da zavallı Irlanda Poundu'nun göz göre göre, bağıra bağıra devalüasyonu. Bu aşamada Ingiltere'de Friedman'a karşı beslenen kuşkular. Daha sonra Keynes in yeniden diri- lişi ve AT çapında 6 milyar ECU'luk altyapı yatınmı ve ekonomilerde canlandırma yarat- maya yönelik, kamu harcamalarının öne alındığı yeni ekonomik politikalar. Tam bu sı- rada beceriksiz George Bush'un hak ettiği to- kadı Amerikan seçmeninden yiyip siyasetten silinmesi. Daha sonra da Beyaz Saray'da yeni ve genç bir isim, bir 68 kuşağı: Bill Clinton. Ve nihayet Bill Clinton'ın açıklanan ekonomi pa- kedi. Yönlendirilmiş ekonomiye doğru bir 180 derece dönüş Amerika'da. Şimdilerde tüm dünya ekonomileri, başta AT ve Japonya olmak üzere nefeslerini kes- miş, Reaganizmin yerini alacak olan Clinto- nizmin ekonomik politikası olan Clintono- micsin kendilerini nasıi etkileyeceğini hesap- lamakla meşguller. Bizde henüz olmadık şey- leri olmuş gibi farzedip ona göre tedbir almak gibi bir stratejık düşünme şeklı alışkanlığı olmadığından bu yazıda bu konuda bazı görüş ABp'deki işsizlik ile AT işsizliğinin neden- leriveetküeriaynı değil. AT işsizliğinin nedenleri arasında işçi hareketsizliğive yörede yaşama isteği başta geliyor. altematıfilerini ele alalım dedik. Clintono- mics'in temel aldığı görüşler şöyle: 1- Kamu sektörünün başı çektiği, tüketim- den yatınma yönelen bir uzun dönem ekono- mik verimlilık ve bunun sağlayacağı büyüme. Bundan da beklenen "Amerikan Rüyası'nın gerçekleşmesi ve yeni iş alanları yarablarak işsizliğin düşürülmesi, aynı zamanda bütçe açığının da azaltılmaya çalışılması. 2- Zenginlerin daha fazla vergi vermelerini sağlayarak bir çeşit toplumsal dayanışma duygusu yaratma ve sonucta kamu gelirlerini arttırma beklentisi. 3- Bütün bunları gerçekleştirmek için de sa- dece parlamenter desteğe değil, toplum des- teğine de dayanan bir çeşit halkla iiişkiler kampanyası. Bunun baş tanıtıcılığını ve sunu- culuğunu da iyi bir hitabet özelliğıne sahip olduğu kabul edilen Cumhurbaşkanı Bill Clinton'ın bizzat ûstlenmesi. 4- Clintonomicsin ana hat- lan Keynesçi mesajlar taşı- yor. Bizim Cumhuriyet sütun- lannda 2-3 ay önceden verdi- ğimiz haber ve yapbğımız gözlemler bir kere daha ger- çekleşiyor ve Keynes yeni- den politik ekonominin en et- kin dûşünürlerinden birisi olarak ölmediğini kanıtlıyor. Clinton'ın vergi paketi büyük bir direnişle karşılaşacak. Aynca yapılacak yatınmların seçimi, bölgeler arası tartışmalar, parti içirt- deki karşılıklı tartışmalar Clintonomicsin ba- şanlarına gölge düşürecek türden sorunlar olarak görülüyor. Kanımızca Türkiye bir yandan özelleştir- meye hız verirken bir yandan da KİT'lerin 'pi- yasaya yönelik-market oriented' hale gelme- sineçalışmalı. Bu personel eğitimi, yönetici eğitimi ve hat- ta politikacı eğitimi gerektirir. Ucuz para ile ih- racat desteği uygulamasına son verilmeli, ih- racattaki rekabet verimlilik, etkınlik, ürün çe- şitliliği, yönetim çağdaşlığı ve piyasaya dönük çalışabilme önlemleri, eğitim ve planlama ile desteklenmelidir. Son sözümüz: Dikkatli olalım, bekleyelim görelim, ama bu arada da kendi yapmamız gerekenı yapalım olacaktır. IŞÇENIN EVRENBNDEN ŞOKRANKETENCİ 500 Gün Tartışması Hükümetin 500 gününün tartışması gazetelerde, teteviz- yonlarda, ilanlarda hala başlarda gidiyor. Politikacının önemsediği ökjüde halkı ilgilendiriyor mu? Hiç sanmıyo- ruz. 500 güne ilişkin sıradan vatandaşın yaklaşımları çok ilgi çektci.. Çoğunluk gereksiz bir tartışma olarak görüyor. Başı- ndan politik bir yatırım olarak hükümetin, daha doğrusu Başbakan Demirel'in vaadi ile kendi kendini bağladığını düşünüyor. Çok gerçekçi olarak hiçbir iktidardan 500 gün- de mucize beklenmiyor. Hükümetin yanındaysa vaat edi- lip yapılamayanlara hosgörü ile bakıyor. Karştsındaysa 500 günle ilgili değil, başka nedenlerle kızıyor. Genel ola- rak da iktidarın başarısının öiçümü'nde, 500 günü değil, seçim döneminin bütününü önemli görüyor. 500 gün tarbşmasında ANAP ve Mesut Yılmaz, arka- sında çok gûçlü bir basın, medya desteği olarak atağa geçmiş gözüküyor. Ancak 12 Eylül'ün silahları ile do- nanmış, her istediğini yapabilen ANAP lıükümetlerinin yıllar süren iktidan ve başansızlığının ardından ANAP ve Mesut Yılmaz ın, "muhalefet adına" koalisyon hükümetin- den hesap sorması biraz garip, rüküş oluyor. Sokaktaki vatandaş kendi adına hükümetin ekonomik politikaları- ndan hiç hoşnut olmasa da, hayat pahalılığından, vergi düzeninden canı çok yansa da, eleştiri yapanlara kendi sorumlulukları gereği hak veremiyor, sözlerini güvenilir bulamıyor. 12Eylüldüzeni, hukuku arkalannda olarak 8 yıl iktidarda kalmış ve ekonominin bugünkü hastaliklannın tümünde baş sorumluluk rolünü oynamış olanlann söz söylemeye kalkışması, bize göre tersine dönen bir silah oluyor. Koa- lisyon hükümetinin en zayıf olduğu ekonomi uzerinde saidırılannın etkisiz kaldığı muhalefet eleştirilerinin, de- mokrasi, terör, iç barış gibi alanlarda ise hiç söz söyleme şansları yok. Nereden bakrasanız bakın, kendi program ve protokolündeki taahütleri anlamında koalisyon hükü- meti çok gerilerde ve basarısız oiabilir. Ancak ANAP hükü- metlerine göre bu alanların tümünde şanslı ve basanlı gö- rülüyor. Evet, 12 Eylül hukuku, anayasası, yasakçı düzeni, sendi- kal yasaklar... Henüz hiçbiri kaikmadı. Yine de ANAP'ın 8 yıllık iktidanndan bir tek ciddi demokratikieşmeörneği sa- yamazsınız. 500 günlük iktidarın hiç değılse CMUK'u, ILO sözleşmeleri var. Koalisyonun sağ-sol itn'fakı olması halk için bir barış simgesi. Terör ve Kürt sorununda yapılanlara olumlu bakılıyor.Kritik koşullarda dış politikada yeterli bu- lunmasa da dengeli, güvenilir izlenımi veriyor. 500 günün hesaplaşmasında ANAP ve Mesut Yılmaz'ın gündemi birdenbıre yolsuzlüklara çevırmesi aslında bu tablonun, gerçeğin görünmesinden kaynaklanıyor. 500 gün hesaplaşmasının hükümet lehine bir sonuçla nokta- lanmasını engelleyebilmeyi, ancak yolsuzluklar bom- bardımanı sağlayabilirdi. Çünkü koalisyon hükumeti geç- mişin yolsuzluklarından hesap soracağı iddiası ile çok puan toplamış, ancak bu sözünü tutamamtştı. Geçmişten hesap sormakta başansız olan hükümetten hesap sor- mak, savunmada olma konumundan saldıran konumuna geçmek ve de önemli bir avantaj sağlamaktı. ANAP ve Mesut Yılmaz yolsuzluk atağında şimdilik önde gidiyor. Halk da. kirli çamaşırlann açılmasından hoş- nut Ama diyeceksinız ki "Onca yıllık kendi iktidarlannda onca büyük yolsuzluklar oldu. Hesap soracak yüzleri mi var?" O da hesap soramayan hükümetin sorunu. fierçek şu ki demokrasi her alanda herkesin, herkese, her şeyin hesabını sorabildiği bir düzendir Anayasa ve yasal düzendeki yasaklar elbette önemlidir. Ancak en ya- saksız bir hukuk düzenini sağlasanız dahi, herkes, herke- se, her şeyin hesabını soramıyorsa, ortada gerçek de- mokrasi yoktur. Zor olanı da uzun yıllar hak istememeye, aramamaya koşullandmlmış bırey, toplum ve örgütlen- melerin hak ve çıkariannın bekçiliğini yapabilmeleridir. Başka, carpık amaçlı da olsa bir yerlerden, bir şeyler- den hesap sorulmaya başlanması önemli ve anlamlıdır. Yeter ki bir oyun ve sansasyonla sınırlı kalmasın. Demok- rasi yolunda sağlıklı bir hesaplaşmanın baslangıcı olsun. Ne yazık ki işin içinde büyük oyun ve tuzaklaı da gözle- niyor. Örneğin çok ciddi ve boyutiu yolsuzlukların ucu önemli bir medya ve banka patronuna uzanınca, büyük gazete patronları bu yayınlara sansür koyuyor. Çok daha da kötüsü yayını yapan gazeteciler işinden oluyor. ANAP ve Mesut Yılmaz'a yarayacak, Demirel'i zorlayacak diye. nasılsa Babıalide iflas etmiş, gücü kalmamış Kemal llı- cak'ın uzeritie gkjıliyor. Orteda haksız çıkar, yo'suzluk var- sa, elbette gidilmeli, ancak ortada aynm, haksızlık oldu- ğunda yapılan iş, kirli çamaşırlann ortaya dökülmesi olmuyor. Kitleler asıl çıkar düzenini bozmayacak bazı olaylarla oyalanmış, aldatılmış oluyor. Basın ve medyalar ne yazık ki kamuoyu görevini çarpık yaparken, çok güçlü sermaye ve politik çıkarlara aracı olup bazı güçleri hedef almakla sınırlı kalıyor. Halkın hem bu ikn'darın, hem geçmiş iktidarların kirli ça- maşırlannı öğrenmeye hem de bütün haksız kazançlann yolunun Hkanmasını istemeye hakkı var. Tabii, aldatılma- mak, oyuna gelmemek için de çok uyanık ve bilinçli olması gerekiyor Güçlü medyalar, holdingler ne yazık Ki çıkar güçlerinin denetimi ve güdümünde oluyor. Agac İs'ten 500. Gün tartışmasında aykırı ses: Hükümete desteğiıııizsüriiyor • Koalisyonun, 12 Eylül döneminin enkazını devraldığın] belirten Ağaç-lş açıklamasında, E>emirel Hükümeti'nin geçmişin izlerini silebilmek ve gerekli atılımlan yapmak için temposımu hızlandırması gerektiğinin de altı çizildi. Ekonomi Servisi - Hüküme- tin 500. Gün'ünün değerlendi- rilmesi tartışmasında, Ağaç-lş Yönetim Kurulu hükümete desteklerinin sûrdüğünü belir- ten bir açıklama yapü. Devra- hnan son derece olumsuz ko- şullann gözönüne abnması ha- linde hükümetin çahşma- lannın genel olarak olumlu karşılanması_ gerektiği voırgu- Ianan Ağaç-İş açıklamasında, özelleştirme pohtikalannın ye- niden gözden geçirilmesi, vaat edilen demokratikleşme pake- tinin bir an önce gerçekleşüril- mesi istendi. Darbeciliğin devamı 12 Eylül ve devamı niteliğin- deki ANAP hükümetlerinden devralınan olumsuz koşullann unutulmaması gerektiği uze- rinde durulan Ağaç-lş açıkla- masında özetle şöyle denildi: "Türkiye 1991 genel seçim- lerine fiyatlann yaklaşık 70 misli artuğı, 35 milyar dolar dış ticaret açığı veren, dış borç- lan katlanarak yükselmiş, pa- rası sürekli değer yitiren, bütçe açığı cari fiyatlarla 60 misli artmış, iç borçlan bütçenin normal gelirlerini yutacak dü- zeye ulaşmış, imalat sanayii yatınmlan durma noktasına gelmiş bir tabloda girmiştir." Ağaç-İş açıklamasında tüm bu olumsuz koşullan yaratan kadrolann, bugün kendilerini "muhalefet adına" hesap sor- ma mevkiinde görmelerini yadırgamamanın mümkün ol- madığı belirtildi. DYP-SHP hükümetinin ekonomideki en- kazı kaldırma yolunda adı mlar attığı, ILO sözleşmeleri- nin onaylanmasının çalışma yaşamırun demokratikleş- mesinde önemli olduğu, 12 Eylül hukukunun ortadan kaldınlmasımn kapısının ara- landığı, terörle mücadelede, Güneydoğu sorununda, CMLJK'ta önemli başanlarel- de edildiği kaydedıldi. Tempo yükseltilrneli. Hükümetin taahhütlerini eksiksiz yerine getirmeyi hedef alan bir çalışma programı içi- ne ginnesi gereği ammsatı- larak öncelikle özelleştirme politikalannı yeniden gözden geçirmesi, yol acacağı ekono- mik ve sosyal sorun, çıkniaz- lann dikkatle değerlendiril- mesi istendi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear