25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
17 NİSAN1993CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Aloeular clerııekleşti: Alocular herkese 900'leri çevirtmek için bir dizi yenilik planlıyor. Kuruluşundan buyana ağır . eleştirilere uğrayan Alo fırmalan'Audiotex Kuruluşlan Derneği' adı altmdabirleşti. Magazm/TV Servisi- Faaliyete geç- tikleri günden bu yana kamuoyunun gündeminden düşmeyen ve ağır eleşti- rilerle karşı karşıya kalan alo firmala- n, 'Avıdiotex Kuruluşlan DemeğT (AK.D) adı alünda birleşti. Başkanhğını Halit Kaİuoç'ın yapüğı demeğin 15 üyesi bulunuyor. Üyeler arasında Murat Saygın (Alo Show), Burcan Sabur (Tele-Mesaj), Nihat Aydm (Inler-Mödya-Alo Market). Ceylan Görgûn (Alo Flash), Meriç Atuna (Alo Show), Hüdaverdi Akset (kurucu üye), Nazmi Daga (Inter- Medya) da var. Halit Kakınç, demeğin kuruluş amacını açıklarken şöyle konuştu: "Audioiex, yani özel numarah vc ta- rifeli telefon, bir danışma aracıdır. Di- ğer bir deyişle, yazılı basın ile TV ve radyodan sonra tûm dünyaca üçüncû medya olarak kabul ediliyor." Kakınç, kısaca 'akıllı anons maki- neleri' şekünde özeüenen, hem data hem işitsel bilgüere dayanarak gerçek- leştıriİen audiolex sisleminin bazı çev- reterce yalruzea eğlence amaçh algüan- masını eleştirerek, "Oysa üplan spora kadar her konuda bilgi aklanlan ser- visler, kamuoyu araşürma veya yanş- ma türü hizmetler, deyim yerindeyse, telefon olayının yalnızca anonsudur" diye konuştu. Türk toplumunun yakın zamana kadar eğlencesi olmayan, eğlenceye susayan 'gri bir toplum' olduğunu be- lirten Kakınç, kitleleri şu şekilde sınıf- landırdı: A talumı: Entel barlara gjdebilen ve Fedon'u dinleyebilen insanlar. Ki bunlar 30 bin ile 300 bin arasında de- ğişmektedir. B takımı, hemen hemen hiç yoktur. Kiüeler daha çok C w D takımlarında kümelenmişlerdir. Bun- lar McDonald's'a gjder, Marlboro içer, Levi's giyer, eğlence olarak da el- lerindeki tek olanaklan TV'dir." Audiotex sektörünûn artık bu in- sanlara bir ambalaj içerisinde bir tu- tam eğlence sunduğunu belirten Ka- kınç, bütün dünyadaki eğilime paralel olarak, astrolojiden yanşmalara ka- dar uzanan bir arz-talep dengesi ku- rulduğunu söyledi. Telefon numaralannın TV'lerde ödüllü çekilişler için kullanılmasmı 'doğal' olarak değerlendiren Halit Ka- kınç, Türkiye'nin tüketim toplumu obna gereklerini henüz yeni yerine ge- tirebildığini, oysa serbest piyasa eko- nomisinin temel amaçlanndan birinin, TV'lere katkıda bulunmak olduğunu belirtti. Audiotex şistemininin gündeminde- ki yenilikler ise şöyle: " "Teleshopping-telepazarlama, yani tüketiciyi koruyarak mal ve hizmet sa- tışı için çok daha ucuz ve kolay biçim- de doğru iletişim kurma çalışmalan. Yine tüketiciyi korumaya yönelik ola- rak, arayana hiç bir bedel ödemeden bilgi alabileceği, ücretin aranana akta- nlacağı Toll Free uygulaması. Sesli posta kutusu (Voice Mail); yani, tele sekreterlerle mesajlann nakli. Audiotex adı verilen sektörün olu- Şabilmesi için temel olarak dörtlü bir işbirliği gerekiyor. Birincisi, kullanılacak teknolojiyi it- hal ederek know-how'ı tasarruf eden gjrişimcifirma. İkincisi, sözkonusu ülkenin haber- leşme merkezi durumundaki PTT. Üçûncûsû, servisleri üretecek olan kişi veya kuruluşlar (sanatçılar, dok- torlar, futbol kulüpleri vb). Dördüncüsü de telefon numara- lannı kitlelere aktaracak yazılı veya görüntûlü basın gibi medya kuruluş- lan. AKD Başkanı Halit Kakınç, aynca PTTnin bu sektör sayesinde harcama yapmadan bugûne kadarki en kazanç- h bölüşürn ortaklığını gerçekleştirdiği- ni sözlerine ekledi. Gaziantep Cimento Uzanlar, 61 işçiyi sokağaath • Uzan Ailesi'ne ait Rumeli Holding'e satılan Gaziantep Çimento Fabrikası'ndan 46'sı işçi, 15'i memur, 61 kişinin işine herhangi bir gerekçe gösterilmeden son verildi. GAZİANTEP (Cumhariyet Göney Üleri Börosu) - Başba- kanhk Kamu Ortakhğı İda- resi'nce özelleştirilerek Uzan Ailesi'ne ait Rumeli Holding'e saülan Gaziantep Çimento Fabrikası'ndan 46'sı işçi, 15'i memur, 61 kişinin işine gerekçe gösterilmeden son verildi. İşten çıkanlanlar, Uzanlar'a kızgın- lıklannı dile getirirken, "Bunlar işçi düşmanı" dediler. "Biz şimdi ne iş yapanz, ço- cuklann geçımini nasıl sağla- nz" diyen işçiler şu anda şok durumdalar. 23 yıÜık işçi Meh- met Öztûrk, "Böyle kapıya konmayı nasıl anlatayım. Bu- rada gençliğhniz gitti. Fabrika- nın satışı yapılırken, bizlerin hayatı güvence altma alınma- lıydı. Biz de beraber saüşa çık- tık" diyerek Uzanlar'a tepkisini dile getirdi. {şçilere kıdem tazminatlan, "işlem muhasebede, hesaplanı- yor" gerekçesiyle henüz öden- medi. Türk-lş İl Temsilcisi Ha- mit Taş, İnterstar'ın sahibi olan Uzanlar'a seslenerek şunlan söyledi: "Her gün televizyonlannda insan haklan hamisi kesilen In- terstar sahipleri, kendi çıkarlan söz konusu olduğunda insan hakkı diye bir şey tanımıyorlar. Interstar yorumculan bu duru- mu nasıl yorumlayacaklar, me- rak ediyoruz." Çimse-lş Sendika Temsilcisi Mehmet Demir ise tazminat davası açmayı düşündüklerini belirterek, "Çıkışlar gecen pa- zartesi günü başladı. Farin üni- tesinden 12arkadaşımızınçıkjşı var. Bize göre işin içinde kötü niyet var. Farin ünitesinden 12 işçi çıkarülıyor. çıkışa mütea- kip başka ünitelerden 4 işçi ora- ya devrediliyor. Bir yandan adam çıkartıyorlar, diğer yan- dan kapatüğımız bir ünitenin adamını ocaya^. a^luyıyor. " dedi. . --•-.!(• .o-< >'i>« İzindeyken çıiuş kağıtiannı alan 550 Ülker işçisi, fabrika önünde oturma eykmi yaparak işvereni protesto ettL( MEHMET DEMİRKAYA) Ülker'in önünde ailece oturma eykmi İstanbol Haber Servisi - Izinc göndenl- dikten sonra arkalanndan işten çıkış kağıt- lan postalanan, Ülker'in tstanbul fabrika- sından 550 işçi, dün eşleri ve çocuklan ile fabrika önünde protesto gösterisi yapü. "Ülker işimizi geri ver", "tşci kıyımına son" şeklinde slogan atan işçiler ve aileleri, fabri- ka önünde oturma eylemi yapü. Öz Gıda-lş Genel Sekreteri Agah Kafkas, Ülker'deki işten çıkarma olayının tamamen haksız ye keyfı olduğunu söyledi. Kafkas şöyle dedi: "Buraya neden geldığini, niçın geldifeni bilmeyen şu küçük yavrulann önünde, Ul- ker'i Ülker yapan işçilerin önünde haykın- yorum: Mazlum ahı üzerine kurulan salta- natlar bır gün mutlaka cökecektir." Ü l k 1 T ü ^ i ; d k d ! ^ yada da ismi sayılır bir yer etmiş olduğunu belirten Kafkas, bu başannın alünda Ulker işcisinin ahn terinin yattıgını söyledi. Kaf- kas, işçilerin geri alınması konusunda yakın bir zamanda bir gelişme olmaması duru- munda, bütün emekçilere Ülker ürünlerini boykot etme çağnsında bulunacaklannı be- lirtti. Ülker'in servis arabasının gölgesinde küçük kıa Büşra'yı uyutan Alaattin Yalı, ''Ben 12 yıldır bu fabrikada çalışıyordum. Üç çocuğum var. En büyüğü 9 yaşmda. Ço- cuklanm benim hep Ülker'de çalıştığımı bi- lir" derken göz yaşlannı lutamadı. Fabrika sahibi Sabri Ülker'in çok dindar geçEodiğjni. bir ara Umre ziyaretint gıttiğinı vefahnka hahçesjne.bir qarai yapürdığnı anlatan işçiler şunlan söyledi: "Gecen cuma caminin imamı sabır konu- sunda vaaz verdı. Bu cuma biz camiye sen- dikanın dağıtüğı şapkalarla girdik. lmam bu scfer de hem sabır hem de kılık kıyafet konusunda vaaz verdi. lmamın maaşını Sabri Ülker veriyor. O da çok haksız bir şe- kilde işten aülmamız karşısında bize sabır telkiıı ediyor. Dini, patronunun çıkarlan doğrultusunda kullanıyor." "Topkapı'run taşına bak, gözlerimin ya- şına bak. Ulker bizi işten aUruş, şu feleğin işine bak" şekbnde sloganlar atan işçiler, işe geri alınıncaya kadar mücadele edeceklenni söyledi. tşçi çocuklan da, taşıdıklan döviz- lerle babalannın işten ajülmalannı prot*to * 'attı. ' " * * * ARAYIS TOKTAMIŞ ATEŞ Herkesin Bildiği Yolsuzluklaria mücadelede koalisyon hükümetimiz doğrusu biraz yaya kaldı. "Bu işi yapanlar zaten hükü- metjn içinde de var" gibisinden yaklaşımlar bir yana, bu mantıkla zaten ne dünkü yolsuzlukların ve yağmanın hesabını sormak mümkündür ne de yarın olacakları en- gellemek. Olsa olsa bazı "usulsüzlükler" ortaya konula- bilir ki, bu da geçmişteki ve günümüzdeki "yağma dûze- ni" içinde devede kulak kalır. Zaten yasalarda böylesine "usulûyle çalma" olanaklan varken, bir de usulsüzlük yapanlara çok şaşınyorum. Bu alanlarda ve konularda yasaların sağladığı avantajları ve olanaklan anlatmak "suça teşvik" olur mu bilemiyorum, ama ilerids bunlar- dan bazıları üzerinde duracağım. Zaten ortada bir "ya- sal suç" olamayacağına göre, sanırım suça teşvik de söz konusu olamaz. Neyse, bunlar daha sonraki sorurv lar. Kamu kurumlanndaki rüşvetin yaygınlığı herkesin t>it- diği bir şeydir. Hatta eski bir başbakanımız, "benim me- murum işini bilir" diyerek, gönlünün, işini bilen memura açık olduğunu da gostermişti. Zaten kendileri bir başka vesile ile "ben zenginleri severim" itirafıyla, nasıl çağ- daş bir kafaya ve derin bir vizyona sahip olduklarınt da sergilemişlerdi. Ancak halkımız cahil olduğu için bu de- rinliği ancak birkaç solcu eskisi kavrayabilmişti. llgili kamu göreviilerinin desteği ya da gözyumması olmadan hiçbir yolsuzluk ve suiistimal ya da haksız çı- kar sağlanması mümkün değildir. En basit türüyle, kafa- sına uyduruk bir kasket takan, kendini kâhya sayıyor ve insanlardan cebren otopark ücreti alabiliyorsa; işporta- cı, durmaması gereken yerdedurabiliyorsa; bunu, zabı- tayı "gördüğü" için yapabilir. En ilerisinden ise, eğer bir kamu bankası, babk olduğu peşinen bilinen avantajlı bir krediyi verebiliyorsa ya da üç kuruşluk bir malı beş ku- ruşa alıyorsa; bunun yasal olmayan bir paylaşımı var- dır. Bunu da herkes bilir. Usulüne uygun ya da usulsüz bir sürü "dümen döndü- ğünü" herkes bilir, ama bunlan ortaya çıkartmak ve kanıtiamak çok zordur. Zira tarafların karşılıklı çıkarlan olduğu için, işler gizlilik çerçevesinde yürür. Hiç kimse kendi kendine zarar verecek kadar aptal değildir. Hele bu işleri yapanlar, özellikle aptal değildir. Ancak her şey bir yana, bu işin çözümü vardır: "Ner- den Buldun Yasası." Şu andaki durumu bilmiyorum, ama bir zamanlar her kamu görevlisi işe girerken 'mal beyanı' verirdi. Bu beyanda, kendine ve ailesine ait tüm varlıkları bildirirdi. Ve bunu koymanın amacı yolsuzluk- lara engel olmaktı. Elde böyle bir beyan varken, bir de "memurlara sır- daş hesap açmak yasaktır" diye kaçış yollarını kaparsa- nız, yolsuzluklara en azından yan yarıya engel olmak mümkündür. Eğer kendisi dürüst çalışmak istiyorsa böyle önlemle- re özel kesimin de ciddi itirazları olamaz. Zira bu işlem ne "kutsal" mülkiyet hakkına karşı bir girişimdir ne de piyasa ekonomisine karşı. Kaldı ki maliye memurları, dünyanın "en baba" kapıtalist ülkelerinde herkese so- rar bunu, "nerden buldun" diye. Bizde sermaye pek ür- kek olduğu için, sadece kamu görevtilerine sorulmasını öperiyorum. Çağdaş Sülün Osman'lar da üzülmesin. Onlar nasıl , otea.köp,rgyü satacak birini bul urlar. Ama böyteb\r yasal > ,j^ze,rılerne,hiç pu-nazsa devlet hazinesini ye deviejin, ^ l h â İ ^ ö J d k b i l i Toplunı, kendi geleceğiııi önemsemiyor ERDALATABEK "Elbette önemüdir, kuşku mu varT' diyeceklere, "Nerden belliT demek ge- rekiyor. Sapanca'da toplanan "Çocuk ve Ergen Psüriyatrisi Kongresi" ulusal ölçekteki tek toplanü. Yılda bir kez yapı- lıyor, bu yıl kendi alanlannda yıllarca çahşmış uzmanlann, yurt i^nde ve dışın- da çahşan öğreüm üyelerinin en yeni ça- hşmalanyla kaülımı sağlanmış. Ama böylesine önemh bir konuya ilgi duyan tek bir eğiüm yetkilisinı göremiyorsu- nuz. Milü Eğıtim Bakanlığ'nın yelkılileri. yöneticileri, temsıkaleri bu çalışmalar- dan öylesine yararlanırdı ki. Cİysa haber- lerinin bıle olmadığını sanıyorum. Basının -benim dışımda- tek bır temsilci- si görünmüyor. Chıun içinde kongreckn haberleri olanlar sadece Cumhuriyet okurlan. Kitle ıletişim araçlan olan rad- yolann, televizyonlann mikrofonlan, kameralan başka işlerle uğraşıyor olma- h, ortada yoklar. Toplum bir anlamda kendi geleceğıni önemsemiyor. Bu hafta sonunda üniversite sınavının birinci ba- samağı yapıhyor. Burada konuşulan ko- nular da "çocuklann ve ergenlerin ruh sağhğı." Haber kaynağı olarak yüzlerce konu, bilgi alınabilecek birinci derece yelkili uzmanlar. Ama toplum gene ha- bersiz kalıyor, bilgtsiz kahyor. Ses bantlanmda küçük bir kitaplık öl- çûsünde bilgi birikmış. Buraya geldiği- me çok seviniyorum. Aktarabildiklerim elbetteçok küçük bir bölüm oluyor, ama "bebekîerin daha dogar doğrnaz çevrele- rinden büyük bir duyarlıhkla algılar al- dığuıı" öğreniyoruz. Bebek konuşmu- yor, ama çevresinde konuşulanlan dinli- yor, sesleri algılıyor, sevgiyi ve öfkeyi tanıyor. "O daha bebek canım, nerden bilecek" düşüncesınin yanlış olduğu ka- nıtlanıyor. "O daha çocuk, aklı ermez ki..." sözterinin de geçersiz olduğu anla- şılıyor. Çocuklar doğar doğmaz yaşama güçleriyle hayata sanlıyorlar Kendi ki- şiliklerini gelişürmeye çahşıyorlar. Bü- yjjklerin dünyasmda, büyüiklerin ege- menliğinde varolmaya çalışıyorlar. Göz- leri yeni dünyalanna bakan iki kamera Görüyor, algılıyor, ayınyor, değerlendi- riyorlar. Sevgiyi de nefreti de anhyorlar. Kendi davranışlanyla karşılık veriyorlar. Sev- giye yaklaşıyorlar, öfkeden kaçmaya ça- hşıyorlar. Çevrelerine uyum sağlamaya çahşıyorlar, kendilerini kamtlamaya ça- lışıyorlar. Büyüklerin derdi başka. Bü- yükler çocuklanna en iyi tulumlan gjy- dirme peşinde. Bebek yataklan, bebek arabalan, bebek bakım setleri küçük ser- vetcikler karşılığında alınıyor, kullanılı- yor, çevreye gösteriliyor. Ama onlann nasıl geliştiği merak edilmiyor. Bakımla- nna, giyımlerinc göstenlen ilgjnin bir parçası bile "sağhklı ruhsal gelişme" için, "doğru çocuk eğjümi" için gösterili- yor mu acaba? Bu konularda ücreüi kurslar acılsa bilmiyorum, anneler baba- lar ilgi duyarlar mı? Giyime, bakıma ay- nlan paralann çok küçük bir bölümü bu konulara harcanmaya değer bulunur mu? Daha da önemlisi, TRT gibi ulusal bir kurum, bu konularda sürekli bir eği- üm programıru uygulasa da bütün top- lumun ilgisine sunsa, eğlence ve yanşma programlanna ayıp mı olur? Çocuklar çevrelerindeki her oluşum- la, her değişimle sürekli iletişim kuran bir "iletişim ağı." Onlann da süesleri var, sıkınülan aşma çabalan var, kendi- lerini savunma mekanizmalan var. Güç- hîkleri yenip varolduklannı duymarun mutluluğunu da, güçlükler karşısında çaresiz kalıp depresyonun mutsuzlukla- nnı da yaşıyorlar. Çocuklanmıza, gençlerimize vereceğı- miz bilinçli destek, belki de onlara vere- bileceğimiz en iyi armağan. "Çocuklan- mızın geleceği" için çalışmak, onlara bı- rakılacak bir ev için didinip durmak ye- rine, "çocuklanmızın bugünü"nü dü- şünmek çok daha önemli. Onlann sağ- lıkb birey olarak geb'şmesi, kendi kişilik- lerini kazanması, kimliklerini sarsmüsız bulması, kendi yetenekleriru gebştirmesi çok ama çok önemli. Anne olarak, baba olarak, öğretmen olarak en önemli gö- revlenmiz, bunlann nasıl yapılacağını bilmek, çocuklanmıza bilinçli bir destek verebilmek. Yannlann temelinde bugünlerin bu- lunduğunu hiç unutmasak... GÜNEYDOĞU tthal doktor isteımıiyor DİYARBAKIR (Cumhuri- yet) - Sağhk Bakanhğı tarafın- dan haarlanan yeni sağhk tasa- nsına göre Güneydoğu'daki hekim açığının "ithal doktor"la giderilmesinin planlanması Güneydoğu Tabip Odaa'nca tepkiyle karşılandı. Oda Başkanı Dr. Mahmut Ortakkaya, uygulamanın yanlış olduğunu söyleyerek, "Bölgede asıl sorun demokra- tik ortamın sağlanamamasıdır. Doktorlann bölgede görev yapmak istememesinin tek ne- deni Olağanüstü Hal yönetimi- nin varhğıdır" dedi. Türkiye'ye yurtdışından "he- kim ithalTne karşı olduklannı beürten Diyarbakır, Mardin, Siirt, Şımak ve Batman Tabip Odası Başkanı Dr. Mahmut Ortakkaya, bölgedeki sorunla- nn çözüm yolunun demokrasi- den geçtiğini söyledi. Önümüz- deki günlerde Meclis genel ku- rulunda görüşülmesı beklenen Ulusal Sağhk Reformu çer- çevesinde "Sağhk Kanunu. Tasan Taslağı"na göre terör ve sosyal şarüann kötülüğü gibi nedenlerle Türk doktor- lann gitmek istemedikleri yöre- lerde açığın "ithal hekimlerle gideribnesi" planlanmasımn yanlış olacağmı kaydeden Oda Başkanı Ortakkaya, bakanlığın bu konudaki tasan maddesini kaldırmasını istediklerinı, vurguladı. ERMahmutOrtakkaya kiye'de, Türk hekimlerini töh- met alünda btrakmaya hiç kim- senin hakkı yoktur" dedi. göster enetjati, ^geçdalgam 'Ye, iç, enerjun göster, dalgaıu geç' slogarumn benimsendiği defikdetı önce verilen kokteylde çağnlüar; tavuk-pilavcı, dönerci, patlamış mısırcı, dondurmacı, midyed, köfted ile tam bir sokak atmosferinin yaratıldığı Taxim Night Park'ta kann doyurdular. Magaan/TVServisi- Güfkknüz gençüğinin gözde markalarmdan Kinetix, 1993tlkbahar-Yaz sezonunu önceki gece Taxim Night ParkDisko'da düzenlediği sokak defilesyle karştladı. 'Ye, iç, enerjini göster, dalganıgec' sloganmın benimsendiği defileden önce verilen kokteylde çağnlüar, tavuk-pilavcı, dönerci, patlanuşmısırcı, dondunnacı, midyed, köftedfletam bir sokak atmosferinin y arabldığı Taxün Night Park'ta kann \ doyurdnlar. Rap danscüan, akrobasi, body ve ammasyon gösterileriyle süslenen defilede daha sonra NeşeErberklVlankeıüik Ajansa'na bağlı mankenier, Kinetix'in spor ayakkabt, tenis, basketbol, salon sporlan,jogging modeUerini tanıttı. Kendisini enerjik hisseden genderin terdh edeceği Kinetix'inl993 tlkbahar-Yaz koleksi yonunda yeralan eşofmanlar, sHeat-shirtTer, bask ve polo yakalı \t-shirderin, tüketkiye rahatlık ve hareket serbestliği kazandıracak bicimde tasarlandığı betirtfldi. (Fotoğraflan MUHARREM AYDIN) Bağ-Kur'lu zamfarkmı alamıyor Ankara (Cımhnriyet Börosu) - Mali darboğaz içinde olan Bağ-Kur, emeklilerinin ocak zammı nedeniyle ortaya çıkan maaş farklannı, bu ay da öde- yemedi. Bağ-Kur Genel Mü- dürü Rıdvan Selçuk, farklar ne- deniyle emeklilere toplam 190 milyar lira borçlu durumda ol- duklarmı bildirerek, "ödemeyi ne zaman yapabileceğimiz be- lirsiz" dedi. 727 bin Bağ-Kur emeklisinin farklar nedeniyle ortaya çıkan alacaklan, 236 bin lirayla 1 milyon 415 bin lira ara- sında değişiyor. Bağ-Kur'un içinde bulundu- ğu mali darboğazın aşılması- nda önemli bir katkısı olacağı ileri sürülen yasa tasansımn, 10 aya yakın bir zamandır TBMM gündeminde obnasma karşm henüz görüşühnemesinin sıkıntısmı kurum emeklileri yaşıyor. Bağ-Kur'dan aylık alan yaklaşık 727 bin kişi, 1 ocak 1993 tarihi itibariyle ge- çerü olan ücret artışlan nede- niyle ortaya çıkan farklan hâlâ alamadı. Bağ-Kur Genel Müdürü Sel- çuk, Cumhuriyet'in konuya ib'şkin sorulannı yanıtlarken, "Nisan aylıklannı bile, son anda bulduğumuz kaynakla ödedik. Farklan ödeyecek pa- ramız yok" dedi. Yılbaşmdan buyana aylıklann ödenebilmesi için bankalardan ticari kredi kullandıklannı anımsatan Sel- çuk, "Toplamı 190 milyar lira dolayında olan farklan ödeyc- bibnemiz için kaynak sağlan- ması gerekir" dedi. Hacettepe'de boykot •ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hacettepe Üniversite Beytepe Kampüsü öğrencılen, kampüste bulunan kantinlerin yiyecekleri pahab satüklanm ıleri sürerek boykot başlattılar. Boykot bugün beşinci gününe girerken, öğrenciler ekonomik mücadele verdıklerini, kanün işleünecisi de olayın siyasi olduğunu savundu. Kampüs içinde bulunan 5 İcantı protesto eden öğrenciler, dışandan getirdiklen tost, sandviç, kola ve hamburgerleri kantinlerin önünde satmaya başladılar. Protestocu öğrenciler, kantinlerin önlerine öğrencilerin buradan ahşveriş etmemesi gerektiğini, mutfaklann pıs ve fiyatlan yüksek olduğu belirtir ilanlar asarken. protestoy a kaülımın yüzde 70'e yakın olduğu öğrenildi. Kantin işletmecisi Feyzullah Can, rektörlük ile yapüğı anlaşma gereği fiyatlan yüzde 20 oranında düşük tuttuğunu ve protestonun siyasi amaçb olduğunu savundu. Sosyal Hizmet Uzmanlan Derneği • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sosyal Hizmet Uzmanlan Derneği Genel Merkezi 3. olağan genel kurulu dün saat 10.30'da Maltepe Nokta Durağı Çok Katlı Otopark altındaki Çankaya Belediyesi'ne ait salonda yapıldı. Genel kurulda, Devlet Bakam Türkan Akyol tarafından görevinden ahnan kurumun 3 yöneticısi ile ilgili durum ele alındı. Yöneticilerin tepki olarak yeniden aday olduklan kurulda, aynca tüzük progratnı da tartışıldı. 23 lisan çocuk şenliği •ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TRT tarafından düzenlenen geleneksel 23 Nisan Uluslararası Çocuk Şenliği'ne katılmak üzere Türkiye'ye gelen 37 ülkenin çocuklan bugün " Şenlik yürüyüşü " düzenleyecek. TRT tarafından belirlenen programa göre yürüvüş saat 14 30'da Kuğulu Park önünden başlayacak ve TBMM ön bahçesinde sona erecek. Şenlığe kaülan 37 değişik ülkenin çocuklan, TRT Genel Müdürü Kerim Aydın Erdem başkanbğında, TBMM'deki Atatürk Aruü'na çelenk koyup, saygı duruşunda bulunduktan sonra, meclis tören salonundaki kabul törenine kaülacaklar. Sahtedolap • REYHANLJ (AA) - Hatay'm Reyhanh İlçesi'nde piyasaya sürülmek istenen, 299 adet sahte 50'Iik Amenkan Dolan ele geçirildi. Bir ihban değerlendiren emniyet ekipleri Ahmet Sör ve AbduTahman Odoncu'nun üzerinde yaptıklan aramada sahtedolar buldular. Sanıklann ifadeleri üzerine Ah' Sür ve Suat Balaban'ı da yakalayan ekipler, toplam 299 adet 50'lik sahte dolan ele gecirdiler. Adüyeye sevk edilen 4 kişi, nöbetçi mahkemece tutuklandı. Gazetemizin 15 Nisan 1993 günlü nüshasında 5. sayfamızda ye- ralan ve Hayali Ihracat Komisyonu'nun yapüğı incelemelere iliş- kin bilgileri içeren "Dosya ÖnemU İsimlerle Dolu" başlıklı haber- de yeralan "Akfa: (ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın annesi şirketin ortaklan arasında). 150milyar bra haksız kazanç sağladı" bilgisi yerabnışür. Yapüğımız araşürmalar sonucunda ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın annesinın şırket ile bir Uişkisinin olmadığı, haberin bu kısmının yanbş bilgjlenmeden kaynaklandı- ğı, doğpj olmayan bilgiler içerdiğıni öğrendık. Düzeltir, ilgililer- den özür dileriz. HALTTimizi yitirdik. Acısı yüreğimizde Onu hep seveceğiz. DOSTLARI Haliı Özdemir'in cenazesi (17 Nisan Cumartesı) bugün öğle namazından sonra, Yalova Mezarlığmda toprağa venleccktir.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear