17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 17 NİSAN1993 CUMARTESİ 12 DİZİYAZI Mafyatalanıniçindehepvardı Ç u ko birIi k B İ R T A L A N I N Ö Y K Ü S Ü ÇETİN YİĞENOĞLU cıkar çevreleri tam bir mafya otaşturmuş* BunuAdana'daişçevreleri, siyasipartiler, hattaemniyetdaMbitiyor. Biz bukuruluşuyağmalatmayacağız."Bu olaydan sonrada birkaç saldın olur. Son olarak Sedat Doğan'ınkayınbiraderiLami Aralpikikişimn silahh saldırısı sonucu ağır yaralatur. . artışmalardoruk noktasındayken kulislerde konuşulan "ünlümafya1 'üderirü Aktüeldergisiaçıklayıverdi. Bu, sonyıüarda yılthzıparlayanişadanu Bölent özülkü'ydü. Tambirgzperdesininardtnda bulunan hem ANAP'b hem de SHP'li Özülkü'nünyayınlanacakbir tekfotoğrafim büebulmakgerçektenolanaksızdı. S edat Doğan, iş başına gelme- siyle birîıkte yolsuzluklann açıklamaya başlar ve bir maf- yanın varlığından söz eder. Dogan döneminde ortaya çı- kanlan yolsuzluklardan en önemlisi tuz ve teneke kutu vurgunudur. Boya Basma Fabrikası'nın gırdiJennden birideirituzdur. 1990-1991 yıllanarası- nda fabrikaya girmediği halde 6.757.440 kilo tuzun hayaJi girişı yapılarak tam 1 milyar 100 mılyon liralık haksız kazanç sağlanır. Vurgun, sahte kantarfişleridü- zenlenerek hayaJi gırişlerle gerçekleştiri- lır. Konya'dan gelmişgıbı göstenlen tuz- lan geüren kamyonlann plakalan sahle- dir. Kamyon plakası diye kaydettinlen plakalann çoğu mobilet ya da özel oto- mobil plakasıdır... Çukobirük yolsuzluklan öyle tar- tışmalar yaraür ki, belki de tanhinde ilk kez bir bakan hakkında gensoru vcril- mesine yol açar. ANAP'Iı Rüştü Kazım Yücelen ve arkadaşlannca tanm saüş kooperatifknndeki karşı suçlamalara kaynaklık edcn yolsuzluk savlanyla Sa- nayi ve Ticaret Bakanı Tahir Köse hak- kında 1992 Kasjı.^ı'nda gensoru venür. Tahir Köse'nin savunmasını yaparken kürsüden gösterdiği "teneke kutu" ola- yının aslı şöyledir: Köse'nin savına göre, on yıldır Çukobirlik yağlannın ambala- jını yapan MOSAŞ Şirketi'nce teneke kutu üretmck amaayla Çukobirlik'len alınan 0.30 milimelre kalınüğında 0.25 oranda kalay içeren saclar ihraç edilir. Bunun yerine ucuz ve kalıtesız sac kulla- nılır. Bu yolla sağlanan haksız kazanç 10 milyar lira dolayindadır. Kullanılan sac- lar kanscrojen madde içermeleri nede- niyle, TSE bu saclarla yapılan teneke ku- tularla Çukobirlik yağlannın saüş ıznıni iptaJ eder. Mafya devrede Sedat Doğan'ın yolsuzluklan acıkla- ması ve mafyadan söz etmesi üzerine Çukobirlik'te olaylar ürmanmaya baş- lar. Daha önce bir bekçinin öldürüldü- ğü, müdürlerin dövûldüğü Çukobırlik'- te Sedat Doğan'ın göreve başlamasın- dan bir ay sonra (Mayıs 1992) yöneticile- re yönelik dövme, yaralama olaylan bir- biri ardına meydana gelir. Bunlardan biri de tkmal Müdürii Veli Karct'mn ka- çınlmasıdır. Doğan, Kara olayı üzerine şu açıklamayı yapan "Bunu göreve baş- ladığımız gün ilan ettik. Şüpheli kışilerin yerieriru değiştirmeye başladık. Tedirgin oldular. Çıkar çevreleri tam bir mafya oluşturmuş. Bunu Adana'da iş çevreleri, siyasi parüler, hatta emniyet dahi bili- yor. Biz bu kuruluşu yağmalatmayaca- ğız." Bu olaydan sonra da birkaç saldın olur. Son olarak Sedat Doğan'ın kayın- biraderi Lami Aralp iki kişinin sılahlı saldınsı sonucu ağır yaralanır. Bir sefe- rinde eşi Gül Doğan'ın bulunduğu oto- mobil. karanhk lipli kişılerin bulunduğu otomobılle izlenir. İş şirazesinden çıkar. Eve aruk gûnde birkaç kez tehdit tele- fonları gelmeye başlar. Bunun üzerine telefon edenlenn saptanması için Pi I - ye başvurulur. Sedat Doğan tehditlen anlaürken, "Telefonla tehdit öylesine il- gmçti ki" diyor "Ben ve eşim korumala- nmızın eşlığinde sabah ışımize giunek üzere evden çıkar çıkmaz telefonlar gel- meye başbyor. Evdeki yardımamıza ölüm de dahil her türlü tehdidi savuru- BİR GÖRÜS / CUMALİ DOĞRU Adana Çiftçiler Birtiği Başkanı Cumati Doğnıda, ÇukobirnVte sanayi bölumiyle kooperatifböKmmüıı aynbnasmı istiyor. Sanayi kuruhtşlarmmı borçiarma karşmeideıı çıkanimasım, kooperatiflerin üretkflere tesmn edflmeshıi tsteyen Doğrn, borçlar mal varkğmı geçmedea biroperasvon yapiınaa, kooperatifler bankas kurubnasa veyönetimİBdevletin vesayetinden kortanlarak deınotarikleştirujnesi gerektiğini söy»- yor. Sorutannuz ve Doğnı'nun yanrtian şöyle: -ÇakoUriikdeyinceneicrdnsönnyonnMZ? DOĞRU-Çukobirlik, bölgemizde bmlerceortağı ve yüzferce kooperatifİYİegercekteohayatiömem ta- şmaktadır. Fakat Çukobirlik keudısinden beklenlejâ gvumto kadar gerçelde^ireınemiştir.Aracıve tefedylesavaşmda, içvedışsatanda sanayileşme re deiDokratikleşınede yeterioceetkiü oüunanHştr. ÇukobirMk sanayikştikçe kooperatifçüik flkderindea U d k ü d ^ i B dûzenkmeyleÇukobirlik ge nüdirle Çukobirük yöaetim korahı başkanhğı statûsâ getiriML Gend mödoradebakanbk tayinediyor. Böyteokmca da olaym içine pootika giriyor. - Evet, poh'tika ve Çukobirlik? DOĞRU • Çukobiriikia pofitikaınn dymda obnaa gerekir. Tüm kararlarm poütik değO,ekonomik çıkar dûşûncesiyJe ahnması gerekir. Fakat bugün Çnkobirfik'i poütikadaa ayn dûşnmnek mümkün değfl. a ş ^ d g n e ^ ş t B u g k haliyle koopermtiften çok KİT görnninıâıdedir. ÇnVobirliklntemd sonnlarmfinananan,demokratik yönrtm, etiundeoetinı yoksuÂığu otarak ûç noktadaözettenefc mûmfcûndür - Finanaıuuı kooBsonu îrraz açar nusmız? DOCRL-Eaönemli sonnudv. Çüniüî gerek öz sennaycanin, gerckse kredi obnaUamun yeterâzüği nedeniyle n- oaiHiıaııgûçlûğüyle karş^aşmaktedır. üttetmzdebozuk kredi düzeni ise koopcratiflerdea çok, özd sektöre yöoeiflc- tir.ZiraatBankası Çukobiriik'e kredi verir, ancak bir kooperatif bankaa değiMir. Bu >üzden bir kooperatifbankaa kurubnalıŞyonm. Bu banka Çtıkobiriikia nnansman ve kredi sorununu çözeceği gibi yönetim bağımsızlığıııa da kavuşturacakhr. - Doiayb otarak vurguÜHİığBvz, yöaetimde bağmidıktan neyi kastediyorsanuz? DOĞRU - Çukobirlik'İB en öaemli sonmu demokratik yönetimdir. Bugüycü devletgûdfimM yÖBetimler ortaklanmn ihtiyaçlannı giderebilecek; onian araa, tefed ve hotdiagtere karşı konıyabilecek gnçtedeğadirfcr. Devlet, mevzuattaki \etkilerindende yararianarak yilardır Çukobirlik âzerindesürdûrdfiğö vesayeti kaMna yasal düzenleınelefi yapmah, bütrâüyledanokratikbirkurumhalinegetirmeüdir. YonetinıbiçiıniyleflgUidüşimceteriııizi açar msmız? DOĞRU -EsMdeoyönetinortaklar tarafmdan se- çffinB. Yönetim kuruhı başkanı da bunlar araandan çıkardı. Bilahare 12 EyM'den sonra yasal o iktidann atadığı genel mödöriktidar yanba düşöaecek ve pofitika yapacakar - Bir de etkin denetim yoksunkığundaıı söz etnuştmiz? DOĞRU • Bfldiğmıiz kadanyia Çukobirlikteetkfli birdenetim maaksefyapthnamaktadr. Halbuki or- taklann en biyûk guvencesi etkfli denetimüı ohnasKbr. Çukobirlik in sagMlı bünyeye kavuştundnası ve başaniı otabilmea için etkiü denetim şarttır. - DenetimekakbğİBe işaretetmenz, ÇakobirKkteki yobuzJuksöylentileriııden i k k l ? Çukobirlik devletin vesayetinden kurtardsm y y mi kaynaklamyor? DOĞRU- Evet Bea tabüÇukobirtik'Bi önceKklebirorUgryan. OftÜBiligiBkO Ç g ş olarak da çjftçflerin temsfldsiyuıı. Bu nedenle baaiojkaerimizrar.Her devirdebirşeylerduyduk. Okayupduyduklanouz ne dereoedoğru bifenuyoruz. -Çııkobirliklıı,gâçM Mr kurum obnası için nder yapamalıdr? DOĞRU - öncefikle bu ahmdan kalkriması gnç bory ve faiz basktsından kurtulmaltdv. Henfiz vakH varken, borç mal varbğmı geçmeden sanayi tesisferiyle kooperatifleri brbirinden aynp, kooperatifler ortaklaradevredflmendir. -Sanayi tesislerinde deborcuna karşı degerlendiruecek bir operasyon yapumalnhr? - Nasri bir operasyon? DOĞRU • Çukobirlik çok borçlu. Çukobirlikiıı, borcuna karsmk hersenemüyarlarca Kra ödemesi gerekir. Çukobirlik'n bu kadar kar ettiğmi sanmıyo- rum. Eğer bir kooperatifoknasa, yasa gereği Hlaa vey« icrası mümkün oba Çukobirlik krayadüşer. sebebiykKooperatifobnasıs yle yasalaıîa komauycr. Bu borcım altından Çukobaük kalkamaz. Ortaklarolarak bizi endişelendiren bu. Biz ortaklar bunu konusuyoruz. Kooperatifler bizhnotsmı, sanayi teâsleride borcuna makabfldeğerkndirilsyı. Hiase senedi mi çtkanhr. Borcuna karşıhk ZJraat Bankası'na veya başka bankalara devir mi edür bitanem. yorlar. Tehdit edenlenn saptanması jçjn PTTye başvurduk. Cumhuriyet savah- ğına da durum anlaüklı. Çok özel bir as- temle hangi telefonla arandığımıa sap- tamak için çaJışma yaptık. Ancak nc- dense hiçbirinden sonuç alamadık. Bizi bir dostumuz arasa, onun telefonunu birkaç dakika içinde saptayabiliyoruz, ama bu tehdit telefoniannı edenleri bu- lamıyoruz. PTT yetkilileri de doyurucu yanıtlar veremiyorlar. Akiımıza kötü İcötü şeyler geüyor. Evimizden çıktığımı- zı anında bilecek kadar bizi ızleyen bir mafyanın üstesinden gelmek Emniyet mensuplannın yapacağı titiz calışmalara bağlıdır." Böylece "Çukobirlik'te maf- ya" tartışması sürüp gidiyordu. "Nam- lunun ucundaki adam" esprisiyle Sedat Doğan, gazetelerin manşetlennden, TV programlanndan düşmüyordu. Peşinde, içi silahlı koruma dolu birkaç otomobil- le dolaşan Sedat Doğan, güvenlik önle- mi alınmadan evinden dışan adım atmı- yordu. Nasıl bir maiyaydı bu? Lideri kimdi? Mafya tartışması Sedat Doğan hemen "her gün" bir yolsuzluk açıkhyor,mafyanın "marifetle- ri" ni sayıp dökuyordu. Ama hiçbir za- man mafyayı, liderini açıklamıyordu. Mafya hangi "aileden'"di, kimlerden oluşuyordu, lideri kimdi, sorulan hava- da kalıyordu. Bu sorulann yanıtı kulis- lerdcn geliyordu. "Mafyanın lideri kim- miş biliyor musun" tümcesıyle mafya li- derinin ısmi kulislerdeaçıklanıyordu. Bu arada Sedat Doğan ve yakın arkadasjan hakkında karşı kampanya başlatılmışü. Kulislerde afışe edilen "mafya lideri" ne yakın olduğu savlanan baa yerel gazete- ler de sürekli Sedat Doğan akyhinde yayın yapıyorlardı. "Yeni yönetimin yolsuzluklan" peşpeşe yayımlanırken yapılan yonımlarda, yazılarda, kulisler- de şu tema işleniyordu: "Mafya tarüş- malanyla kamuoyunu meşgul edip, in- sanlan bu konudaki lartışmalaıia psiko- lojik doyuma ulaştınrken kendileri de büyûk vurgunlar yapıyorlar." Gerek ye- rel gazetelerde, gerekse fısıltı gazetesinde Sedat Doğan ve ekibinin fıstık, yemek ve tüpgaz ihalesiyle küspe satışında yolsuz- luk yaparak müyarlarca lira hakaz ka- zanç sağladıklan savlanıyordu. Savlar, tüpgaz ve yemek ihaİesinde adam kaynldığı, fıstıgın piyasa fiyatının altın- da saüldıgı, küspenin ise bir özel fir- manın büyük miktarda dışalım yaptığı sırada küspe fiyatının arttınldığı, do- layısıyla sözkonusu firmaya pazar şans yaratılarak doiayb kazanç sağlandığı ve Çukobirlik'in zarara ugralıldıgı yolun- daydı Sedat Doğan ve Çukobirlik'in yeni yönetimi hakkında ısrarla yayım yapan, ancak şimdi yayımlanmayan günlük yerel gazete Yeni Güney Haber Gazetesi'ydı. Şirket ana sözkşmesinde adı geçmemesine karşın gazetenin sahibi Yüksek Kimya Mühendisi, İnşaat Mü- teahhidi Bülent özülkü'ydü. Ancak im- tiyaz sahibi olarak eski sinema oyuncu Demir Karahan göriinüyordu. Kara- han'la özülkü "arasında çıkan uyuş- mazlık" nedeniyle bir süre sonra (Kasım 1992) gazetenin yayınına son verilecekti. Çukobirlik taruşrnalannın yoğun ddu- ğ\ı dönemde Yeni Güney Haber Gazete- si tam yirmi gün süreyle sürmanşetten "Sedat Doğan Dosyasın: Açjyoruz" anonsunu yayımladı. Ancak bu dosya açılmadı. Demır Karahan, dosyanın açıl- mama gerekçesinı şöyle açıkladı: "Sedat Doğan SHP'li. Ben de SHP'byîm. Bu dosyanın acılması partiye zarar verir. Bu nedenle şirndilik açıklamıyonız. İierde, gerektiğinde açıklanmak üzere notere teslim ediyoruz." Perde arkasındaki adam Tartışmalar doruk noktasındayken kulislerde konuşulan "ünlü mafya" lide- rini Aktüel dergisi acıklayıverdi. Bu, son yillarda yıldızı parlayan işadanu Bülent Özülkü'ydü. Aktüel'in "Perde Arkasın- daki Adam: Bülent özülkü" başlığıyla yaptığı yayımda Bülent özülkü'yle ilgili şunlar yazılnustı: "... Bülent Özülkü: 1952 Ceyhan doğum- lu, bir gazetenin ve onlarca şırketin sahi- bi; eski solcu, 1985'te zengin oimuş; bem ANAP'lı hem SHP'li. Herkesonu koru- yor, bellı ki seviüyor, çok güclü adı tar- tışmalann göbeğinde olmasına ragmen şimdiye kadar ortaya çıkmadı. Gerçek bir giz perdesinin ardında. Fo- toğrafmı bile bulrnak olanaksız. fTÜ'- den mezun bir kimya mühendisi, ama üyesi olduğu Kimya Mühendisleri Ödası'na biie fotoğraf vermemiş." Çukobirlik mensuplanna yönelik saldınlann nedenı konusunda kulislerde çokça konuşulan savlarla ilgili olarak Aktüel'de şu noktalann altı çiziu'yordu: "... Peki, Bülent özülkü veçeyresindeki- ler Çukobırlik'in yeni yönetiminden ne isüyorlar?.. Anlatılanlardan çıkan sonuç şu: Sedat Doğan Çukobirlik yönetimine geidiğin- de, yürüyen düzeni bozunca çıkarlan ze- dclencn kişıleri karşısında buldu. Bu saptamada doğruluk payı var. SÜRECEK Kalaıı son ıııunılarıda ateşleyipgittin O N B I N L E R J İCİN YAZDI m m Uğur Mumcu, anaydım, eği- timciydim, laikim Atatürkçü- >oim ama hayatin gaileleri ile bi- raz gailet uykusundaydım. Beni ve benim gibileri uyandın- şın için ölmen gerekmezdi! Sen yaşıyorsun seni ve Atatürk'ü ölene kadar yaşatacağım. 3 oğ- lumu bu amaç uğruna yetiştire- ceğim yetıştiriyorum. Nermin Palabryık Seni görüyorum Seni duyuyorum Seni hissediyor ve anlıyorum Senin varlığın veya yokluğun Ne görmemi ne duymamı Ne de hissetmemi ve anlamanı engelleyemez, bunu böyle bil- sinler. Saygılanmla KadriBuHit Uğur Mumcu'ya saygı, Ata- türkçülüğün, laikliğin ve daha birçok meziyetinde bizierin sesi, kulağı ve gözü oldun, şimdi bı- raktığın yerdcn Atatürkçülük ve laikliği sonuna kadar savu- nacağız. Bizleri hiçbirşey ve hiç kimse sustaramaz ve yıldıra- maz. Seni ve Atatürkçülüğü, ü- kelerimizi yaşatacağiz. BdgmAhun Sevgili Uğur Mumcu, sen her- zaman haklıydın. Ölümün bu- nu birkez daha kanıtladı. Her- zaman, heryerde, seni destekle- yeceğim. Mimar Befein Ertu Örnekür yaşantın Yaşam onurlu yaşamaktır Aynnülan axsesuarlanyla Sen onurlu yaşadın Bize örnektir. ÇetinKaraca Uğur Murncu'ya saygı, seni yü- reğimize gömdük, ışığmda sön- dürmeyip, yolunda yüriiyece- ğiz. Başımız sağ olsun. Omer Kerimoğlu Saygılı Uğur Murncu'ya! Senin fikirlerini ve ideallerinin savu- nucusu olarak yaşamımı sürdü- receğime söz venyorum. Ru- hun şad olsun Sevgili Uğur. CelalDuran Emefcli öğretmen Uğur ağebeye saygı, senin ide- allerin, senin düşünceierin, dü- şüncelerimizdir. Bayrağını yere düşürmeden taşıyoruz sonuna kadar da tanıyacağımıza söz veriyoruz. Rarnazan Gûmen Bu oiup bitenler nedir Soruyormuyuz kendimize Çocuklanmızı kardeşlerimizi Bu oldu bittiler nedir Nevzat Karakış Sevgili Uğur, acımız sonsuz, sa- na, ılkelerine temsil ettiğin dü- şüncelere inancımız tam. Son- suza dek öyle olacak. Rahat uyu. Aziz Sabri Esen Sayın Uğur ağabeyciğım, oku- mayı düşünmeyi insanlığı, se- ninle öğrendim. Ak gazetemiz karanhk gösterilmek istendi; fakat! ak ak beyazdı berrakü. Çünkü onurlu insanlann emeğı vardı. Güneşti balçıkla sıva- mak istediler. Başaramadılar. Başaramayacaklar da. Atatür- kümüzün sözii aklıma geliyor. Memleket içerisinde gailete delalete düşmüş olanlar okur diyor. Bu sözlerle belki de biz suçlandık. Gaflete delalete dü- şenler utanan. Ruhun şad ol- sun. Bizlcr yaşadıkça sen ve ga- zetemiz Cumhuriyet de yaşa- yacak. Aziz ismin önünde say- gıyla eâliyorum. YavuzOzgüngördû Öldüğünüze inanmak, kabul- lenmek zor. Daha fazla birşey yazmak içimden gelmiyor. Ha- la kabullenemiyorum. Meomet Yıldnm Oğrend Kalan son mumlan da ateşleyip gittin. Uğur abi inan bu mum- lar bir daha hiç sönmeyecek. EkimNebir öğrenci Insanlık özgürlük mücadelesin- de bir yiğit daha yitirdi. Ancak bu kayıplanmız bizleri bu yol- dan alıkoyamayacaktır. özgür- lük mücadelesi Mumcu'lann yaşaması ve ölmesiyle birlikte sonsuza doğru akmaya devam edecektir. Bu insanlara acımak- tan başka birşey düşünemiyo- rum. Yaşasın mücadelemiz. BartşGalaa Türkiye'nin yansı ölse, bu ka- dar yanrnazdım. Nazm Ümhan Her zaman belleklenmizde ya- şayacaksın. FıgenAlümrt SÜRECEK POLITIKA VE OTESI MEHMEDKEMAL Feyyaz'ın Dizeleri... Feyyaz Kayacan'ı (1919-1993) da yrtirdik. Her yaz so- nu, bahar başı göçmen bir kuş gibi, Anadolu yakasının küçük meyhanelerinde yarı sarhoş görünürdü. BBC'ler- den kalkar, bu küçük içki evlerine gelirdi. Gelir içkili ar- kadaşlarını koduk yerde bulurdu. Belki Londra'da da böyle puplar vardı, oralarda buluşurdu. Son yıllarda en yakın arkadaşlan Turhan Sadi Selen'le Behzat Ay'dı. Sarhoş sarhoşu bulur derler, birbirlerini bulmuşlardı (Turhan Sadi Selen de gitti). Feyyaz'ın en son haberlerini Behzat'tan alırdım. Beh- zat arkadaş canlısıdır. Çabuk dost olur. Feyyaz'la, onun içkiciliğiyle hemen dost oluvermişti. Yıllardan beri BBC'ninTürkçebolümündeçalışıyordu. Burdan kopup gidenlerin hemen hepsine kucak açmış, bir iş bulmuştu. Kimler mi? Soyleyeyim, hepsi de bildik adlar: Izgan Baz, özcan Ergüder, Can Yücel, Tektaş Ağaoğlu... Sonra gelen bir kuşak da: Hilmi Yavuz, Ah- met Levendoğlu, Ragıp Duran, Edip Emil öymen... Kapı- yı çalan, "Kim o?" sesini duyar duymaz, hemen içeri girer bir köşeye kurulurdu. Şükran Kurdakul'un sözlüğüne bakıyorum; iyice okur yazarlarımızdanmış... Okuduğunu, oğrendiğini içine sindirmiş, hiç belli etmezdi. Oykücûlüğünde, öykücü se- rüveninde Dr. Fikret Ürgüp'e benzerdi. Bir sakaM şerif gibi her şeyi kırk bohçaya sarmışb. Acaba resim de ya- par mıydı? Okullar Saint Joseph'ten oaşlıyor, Paris Ecole Libre Des Sciences ve Ingiltere Durham Üniversitesi ekonomi kurslarınadeğinuzanıyordu. Buzorlubirikim birkaçşiir, birkaç öykü, birkaç romana sığışıyordu. Sanıyorum ça- lışkanlığının ilk yıllarında her yıl bir kitap mı çıkarıyordu. Koltuğunun altında bir tomar kitap eşedosta imzalarken görürdüm. Bana imzaladıkları da vardı. Ne yalan soyleyeyim, şöyle bir göz atar, doğru dürüst okumazdım. Bana hevesli bir yazar gibi gelirdi. Ne söy- leyecekti ki, ne okuyacaktm! Bir amatör yazar gibiydi. Hani parasıyla kitap bastıran zengin çocukları var, on- lardan... Sözlükteki kitaplarına bakıyorum az buz kitap yayımlamamış. Geç kalmakla hem Feyyaz'a hem kendi- me yazık etmişim. Ikimiz de sakallıydık, benzetenler çoktu. Ama son yıl- larda benzetenler rahatsız edecek kadar oldu. Mehmet Ali'nin Hatay'ındaki görüşmelerimizde, "In- sanlar, sen diye bana tebelleş oluyorlar, bunu nasıl ço- zümleyeceâiz?" "Bilmem." "Ben sen olamam. Ne olsa biraz Ingilizliğim var." Doğru söylüyordu, bir yanıyla Türk'se öte yanıyla Ingt- lizdi. Halis kan bir Ingiliz hanımla evti, iki de çocugu var- dı. Ikimiz de hayii ihtiyarlamıştjk. Bakalım bu yıl geldigin- de de benzetenler olacak mıydı? Biz gelmesini umarken kendi değil ölüm haberi geldi. Yazı geçirmeye gelen bir göçmen kuş gibi aramızda dolaşmasını, sakacıktan kıs kıs gülmesini beklerken oldu mu ya? Kara haber çabuk gelir. Bir gün önce çalışma odasında bir iskemlenin üs- tünde, bir göçmen kuş gibi tünerken uyku bastnr gibi ecel basbrıyor. Kimseye yük olmadan oraağayığılıp ka- lıypr. Türkçe şiirleri Ingilizceye çevirerek bulunmaz birOn- toloji yaptığını işitiyorduk. Kimi dergilerde tek tük örnek- leri de vardı. Şiirleri seçerken sevdiği dizeleri buluyor- du. Ingilizcelerini bilmem ama, Türkceleri nice yitmiş, unutulmuş, şuralarda buralarda gözden kaçmış dizeler- le doluydu. İçimden Feyyaz bir seçme yapsa da şunları topluca okusak diye geçerdi. İlk hrsatta bunu kendisine soyleyeyim isterdim. Şimdi nasıl soyleyeyim? Söyle- sem duyar mı? Şiirin sesidir bu yitmez, saklıdır, belki iki kadeh içtik- ten sonra kulağıma birileri fısıldayıverir... Olmaz mı? BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Necati Camalı'nın bir tiyatroyapıü. 2/ Bayağı... Şeker üretiminde bülur- laşan şeker alındıktan sonra kalan şekerli posa. 3/ Kapı, dolap gibi şeyle- rin kanatlan kaparunca kalan aralığı örtebilmek için cakılan cıta... Cilt. 4/ AvTupa'da bir başkent... Şöhret. 5/ Yön göster- mek için belli yerlere ko- nulan işaret... Antoloji. 6/ Türkiye'nin plaka işa- reti... İlişkin, değgin... Bırçalgı. 7/ Ahenk... Ingiltere ve ABD'de kul- lanılan arazi ölcüsü birimi. 8/ Türkçülüğün bir kolunun Türk- ler'in Asya'daki eski yurduna ver- diği ad... Ortadoğu'da bir göl. 9/ Üstü kapalı olarak anlatma... Kansızlık. YUKARIDAN AŞAĞ1YA 1/ Yrnnaz Gûney'in bir fılmi..."- - - -i mucıze-gûyem nc desem lâf değil / Çerh ıle söykşemem âyinesi sâf değil" (Nefi). 2/ Dinleme salonu. 3/ Sekiz kiloluk tahıl öfc Sınır nişanı. 4/ Küçük mağara... Gözleri görmeyen. 5/ llaç... Hatay ilinde bir ırmak... Olumsuzluk belirten bir önek. 6/ Ahi kuruluşlanna gırenlerin törenle beUerine bağlanan kuşak... İs- panya'da Bask bölgesinin bağımsızhğı için savaşım veren gizli örgüt. 7/ Beddua... Güreşte biroyun.8/ Moğolistan'da, Baykal Gölü'ne dökülen Orhon Irmağı'nın yukan çığınnda tarihi kent. 9/ İncc bulgur... Boru sesi. SAHIR ERMAN ŞİRKETUER CEZA HÜKÜKÜ KİTAPÇILARDA XVI + 215 Sahıfe-100000. TL+KDV tLAN T.C. BANDIRMA 2. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞt'NDEN 1992/328 Davaa Feride SagJambaldır vekili tarafındajı davalı Nevzat Sag- lambaldır aleyhine açılan boşanma davasının yapılan duruşmasında; Davalı Nevzat SağJambaldır'a çıkartılan tebligatlar bila ikmal iade olunmakla ve yapılan tahkikatta adresinin semti meçbulde olduğu bil- dirilmekle işbu davalıya ılanen teblıgat yapılmasma karar verilmiştir. Davalı Nevzat Sağlambaldır'ın duruşma günil olan 18.5.1993 günü saat 9.00'da Bandırma 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde haar bulun- ması veya bir vekil ile kcndisini temsil ettirmesi ve delillerini ibraz et- mesi, aksi takdirde yokluğunda yargılama yapılacagı ve karar verile- ceği işbu davalıya davetiye yerine kaim olmak üzat ilanen tebliğ olu- nur. 17.2.1993 Basın: 47224
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear