22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
16NİSAN1993CUMA* CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 17 GUNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafi I. Sayfada anayasa değişikliği için gerekli olan çoğunluğu, türlü çabalarta zar zor toplayabiliyor. önceki gün izlenen manzara ne kadar hazindi. 133. maddeyi içeren yasanın maddelerine geçebilmek için 270oyla tümünün kabul edilmesi gerekiyordu. Grup yöneticileri, oylamadan önce genel kurulda DYP'den SHP'ye, SHP'den ANAP'la CHP'ye kadar olum- lu oy verecek milletvekilleri toplamının 270i bulmadığmı görünce telaşa kapıldılar, oradan buraya, tabii daha çok milletvekilini görevine çağırabilmek için telefon kulübe- lerine koştular. Telaşın bir başka, ama önemli nedeni vardı. Yeterli ve gerekli olan 270 rakamı sağlanamaz, örneğin yasanın maddelerine geçilmesine 269 milletvekili oy vermiş c+- saydı, 133. madde olduğu gibi yerlnde kalacak, içtüzük gereği aynı içerikte öneri yapılamadığından, radyo ve TV tekeli bir yıl daha yine TRT'ye ait olacaktı. Böylesi bir sonuçtan sonra, seyreyleyin gümbürtüyü. Partilerin birbirini suçlamalarını, her partinin tam üyeyle oylamaya katıldığını öne sürerek, diğerlerini suçlaması- nı!.. Neyse ki, olumlu oy kullanacak 280 milletvekili bir ara- ya getirilebildi de, anayasa değişikliğinin maddelerine geçilebildi. Neçare, iki önemli sonuç, elbettedikkatlerden kaçma- dı. Oylamaya 338 milletvekili katıldı. RP'den 40, gerisi es- ki ANAP'lılardan -bir oy çekimser- toplam 58 karşı oy çıktı. 450 milletvekilinden oluşan TBMM'nin oylama dışın- da kalan 112 üyesi neredeydi? Anayasa gibi önem sırası birinci derece olan bir yasa görüşülürken, neredeyse Meclis'in üçte birine yakın üyesi, kulislerde savlandığı gibi, o bakanlık senin, bu bakanlık benim, "iş mi izliyor'du? Yoksa, anayasadan, toplumdan bana ne anlayışına sarılmış, ilçe kongrele- rinde mi dolaştyorlardı? örtü kalksın Eski ya da yeni kimi bakanlar hakkında yolsuzluk sav- larının ayyuka çıktığı bir dönemde, iktidar veya muhale- fet milletvekillerinin "Meclis dışı işlevleriyle" ilgili bir soruşturma, bir araştırma açmak zorunlu bir girişime, hatta bir göreve dönüşmüyor mu? önceki gün başlayan telaş, yeterli sayıyı yakalayama- mak korkusu, dünlere kadar sarktt. 133. maddenin son oylamasındaanayasa gereği kabul oylan 300ün altına düşecek olursa, referandum yolunun açılacağı bilincin- de olan partiler, önceki gün görüşmeleri bilinen neden- lerle sürdürmeye cesaret edemediler. Düne bıraktılar. Ya dün ne oldu? ANAP'lı milletvekilleri Istanbul'agitmiş, Meclisegel- meyi zahmet sayan kimi DYP'lilerden oylamada bulun- ma güvencesi alınamadığından 300 oy sağlanamıyor, bir günde çıkarılacağı söylenen 133 maddenin görüşül- mesi gelecek haftaya erteleniyordu. lyi mi ? HAVA DURUMU TÜHKİYE'DE DÜNYADA Adana Alyon Aflrı Ankarı Amalye »ydm Bursa Çanafckate DıyartMfcır Edine Erzurum MMoıotatı Gtnel MudüfiüOü'ndan alınan Ngıye tfn. yurdun kuzaydoju ke- sımlen ço» Dulutiu. Orta ve Doflu Karafjena ı» Doju Anadolu'nun kuzayı bmır yafrşl' öMkı yerl» pwça>ı v» u buMkı geçoca* Ya^ışl» yaQmur ve sajanak. Kars OoOu Anadokı'nun kuzeyının yûksetüennde karla karışık vajmur şefclınde o » Konya c * Hava &K*kh0ı b*tı MMgMarıınızde aoacak. dojud* dejışmeyeoefc- Oenız- s.m^,, ternnadB nagv. Doju Karadsna ıie Akdenadegunbahsı v»lodoc.dıjwae- T r - a o n an GdM'mto h»a pafçak «• çok buMlu gaçacak. A 21 ' A 12' Y 5 ' A 13' A 19' A 19 ' A 16' A 15' A 16 ' A 17' Y 7 * A 14' A 16 ' A 18' Y 6 ' A 15' y ,3 • Y ,2 • P 14 10' :|: 2' :|: 1 ' j:; 3 ' •:• 9 ' '•':'• 6 ' •:• 8 ' •; 6 ' •:• 6' :j: •61 Pattnburg •Viy*M i Yağmuıiu Butuüu SisH £ Güneşli Yargıda eylem yayılıyor Haber Merkezi- Sakarya Ad- liyesi'ndeki görevli sava, yargıç ve personelin, "Özlük haklann verilmesi ve yargı reformuna ilişkin yasanın bir an önoe cıka- nlması" için başlattıklan eylem yayılıyor. Çeşilli il ve ilçelerde görev ya- pan savcılar ile yargıçlar. Baş- bakan Süleyman Demird, Baş- bakan Yardıması Erdal inönü, TBMM Başkanı Hâsamettin Cindonık'la bazı bakanlara telgraf çekerek, yargı mensup- lannın ckonomik durumlarının düzelülmesini, yargı reformuy- la ilgili yasa tasansının acilcn kanunlaşlınlmasını istcdiler. Yüksek yargı organlan üyeleri de, Hakımler vc Savcılar Yük- sek Kurulu'nun,' yargjnın ü- kanma noktasında olduğu ve kısa sürcde önlcm ahnmazsa yargı çarkının işlcmcz halc gele- ccği' uyansına karşin, taslağın Bakanlar Kurulu'nda bekletil- mesinin olumsuz sonuçlara yol açağmı belirüyorlar. Afyon Cumhunyel Başsavcı- sı Mchmet Lyanık başkanlığın- da toplanan ve yazılı bir açıkla- ma yayınlayan 21 yargıç ve sava, mcvcut anayasa] düzen içinde ayn bir erk olarak düzen- lenen yargının yıllardır ihmal edildığinı beliriuler. Hüküme- te, TBMM Başkanlığı'na. partı başkanlanna vc Hakimlcr vc Savalık Yüksek Kurulu'na da aynı mclni ilctcn yargı mcnsup- lan, ücrellennin azlığıııın bir "devlet ayıbı" olduğunu vurgu- layarak, "Adalel mülkün leme- lidir denilirken, aynı zamanda adalelin lemelinde 'hakim' ol- duğu gözlcrdcn uzak tululma- malıdır" dcdilcr. Yargı men- suplan, iyileşlirmelere yeterli destek verilmemesini eleşürdi- lcr. Yargıda her yıl iş yükünün artugını, ancak hizmet binası. kalifıye iş gücü istihdamı, hiz- metin yürütülmcsi için ödcnek gibi ıhtiyaçlan iyileştirici ve ekonomik sorunlan gidcncı önlemlenn almmadığı iieri sü- rülen açıklamada şöylc dcnildi: "Yargı bağımsızlığının vc hu- kuk devletinın tüm kurumlany- la işlerlik kazanması ve insan haklannın korunması, yargıda karşılaşılan sorunlann gıdcnl- mesi sonucu yapıcı ve kahcı dü- zcnlcmclcrlc sağlanabiliccği şüphc götürrnemekledir." Unye'de görev yapan savcı ve yargıçlar da, göndcrdikleri telgraflarda, "Yıllardır, hukuk devletinden, hukukun üstünlü- ğünden, bağımsız yargıdan" bahsedilıp durduğunu, bütün partilerin bunu programlanna aldığını, ancak bu konuda hıç- bir şey yapılmadığını ilcri sür- düler. Ekonomik bağımsızlık olmadan gercek bağımsızlık vc yargı teminatının sözdc kalma- ya mahkum olduğu vurgula- nan telgraf metnındc, yargı mcnsuplannın direnç vc çalış- ma şevklerinin büyük ökpüdc azakJığına dikkal çckildi. Mc- linde, şu görüşe yer verildi: "Zarar eden KİTlerde bile çalışan işçikrin 8-10 milyon al- dığı, yöneticilerin de bir çok memurlarda olduğu gibi sözleş- mcli adı allında 20 milyona va- ran aylık aldığı ortamda, özvcri ilc çalışan, yaşantılarından fc- dakarlık yapan, maddi vc ma- nevi her türlü sorumluluğu laşı- yon, böylcsinc ulvi bir görcvi ifa edcn ve bunun yanında aybaşı- nı nasıl gctircceğini düşünen hakim vc savalanmıan maddı durumlan son dcrcc düşündü- rücüdür. Türk millcti adına yargılama yapan, Irilyonluk davalara bakmakla yükümlü kılınan, ınsan gibi en değerli varlığın yasalar çerçevesinde hayaünın bıtimıne son vcrebi- len bir yargıcın 4 milyon 812 bin lira maaş aldığı bu camiaya, bu yüce millcte nasıl izah edile- bilecektir." Adana Kadırlı Başsavcsı Ali Yılmaz, Cumhunyet Savcısı İs- met Şanlı, yargıçlar Hayati Çn- 6 Yargı çökerse politikacı altında kalır9 DENİZTEZTEL OLAYLARIN ARDINDAKf GERÇEK• Baştarafi 1. Sayfada zaman hayretle izliyoruz. inönü mizahına devam edi- yor: ' Ben kendim için yazı- lanlara inanmıyorum, ama başkalan için yazılanlara inanıyorum." SHP Genel Başkanının tat- lı eleştirisı, gerçekte çok ağır bır nitelik taşıyor. Gerçekten basınımızın du- rumu iç açıcı değildır. Artık haberler ve haber değerlen- dirmesibiryanabırakılmıştır. Gerçi dünyanın her yanında çok satışlı ve gayri ciddi sayı- lan gazeteler vardır. Bunlar lagazin, eğlence, dedikodu ve açık saçık fotoğraflarla sü- rüm yapmaya çalışırlar. Ne var ki Türkiye'de bu tür gaze- telerin ciddiye alınmaları işi karıştırıyor. Ülkemizde özel televizyon kanallannın ço- ğalması da bu yarışı körükle- miştır. Artık haber nıteliğine ve değerine ulaşmamış söylen- tilerı ve ham iddiaları, haber- miş gibi gazetelerin önemli başlıklarında okuyabiiiyorsu- nuz. Hiç kuşkusuz bu gıdiş, sonunda, kendi kendisini vu- ran bir silah gibi basına dö- necektir. Yalnız sıradan habe'rlerde değil, yolsuzluk savlannda da sorumsuzluğun doruğa tırmanması dikkati çekiyor. Ertesi gün yazılanın yalan- lanması veya boşa çıkması, eskiden gazetecilikte ciddı bir kaygı yaratırken, artık böyle bir şeyı kimse kendisi- ne dert edinmemektedir. Gazeteciliğin Dördüncü Kuvvet' olmaktaki ağırlığı öteden beri bilinen şeydir. Ancak bu ağırlık gün geç- tikçeyerini hafifliğebırakıyor. Basının hem kamuoyunun gözünde, hem ülkeyi yöne- tenler kesiminde etkisizleşti- ğini görüyoruz. Bu sorun yalnız bir ya da birkaç gaze- teyi değil, hepimizi ilgilendir- mektedir. Gazetenin yalnız satış demek olmadığını anımsamak zorundayız. Mo- ral ölçülerin varlığını anımsa- makta gecikirsek, bir gün gelir, geriye dönmek istediği- miz zaman iş ışten geçmiş olur. ••• özlük haklannın verilmesi ve >argı reformuna ilişkin yasa la- sansının bir an önce çıkanlması için eylemlere başlayan yargıç \e savalar, sorunlann çözülme- mesi halinde "zorlukla yürüyen N^argının çökebileceğini" belirtı- yor. "Vfaaş konusunun. buzda- ğının görünen yüzü olduğunu vurgulayan sava ve yargıçlar, "Yargı herkese gerekli. Huku- kun üstünlüğünü sağlamaya poliukacı sırt çevirmemeli. Yar- gı >ıkılırsa politikacı da altında kaiır" diyor. Sakarya Adlıyesi çalışanlan- nın başlattığı eylem Türkiye genelinde savcı. yargıç ve adli personelden destek buluyor. Türkiye'deki tüm adliyelerde "hak isteme" eylemlen konuşu- lurken sa\cı ve yargıçlar yanlış anlaşılabıleceklerinın tedirgin- Iığını >aşıyor. Yapılan eylemle- rin sadece "fazla maaş" istemı- ni içermediğini belirten sava ve yargıçlar. "kanunlann yüz defa değişmesiyle adeletin işlemeye- ceğini, adaletin nıtelikli hukuk- çularla ve bilinçle işleyeceğini" söylüyor. Mesleğe ilk başlayan bır hu- kukçunun 4 milyon lira aldığmı belirten >arşç ve savcılar, "ma- aşlannın yükselmesini neden istedıklerini" şöyle açıklıyor: "Böylesi düşük bir ücretle kimse calışmak istemiyor. Genç hukukçulann bizi tercih etmesi ıçın mesleği cazip hale getirmek lazım. Örneğin mesle- ğe ilk giren kişiye 10 milyon ve- rilse başvurular hemen artar. Ve başvurular çoğaldıkça seç- me olanağı doğar. Günümüzde lisan bılen, nitelikli genç hukuk- çular savcı veya yargıç olmak istemiyor. Türkiye'nin nilelikli teknik eleman kadar nitelikli hukukçuyada ihliyacı var." Maaşlann arttınlması konu- sunda Maliye ve Gümrük Ba- kanlığı'nın, "artış olursa kamu personeli arasında dengcsizlik doğar" görüşüne de sava ve yargıçlar çok kızıyor. Anayasa- da yargıç ve savalann özlük haklannın ayn düzenleneceği konusunda hüküm bulunduğu- nu haürlatan yargı mensuplan. "Bu hüküm I%1 Anayasası'- nda da, 1982 Anayasasf nda da vardı. Ama nedense görmezlik- ten geliniyor" diyor. Kuvvetler aynlığı ilkesine de değinerek şunlan söylüyorlar: "Kuvveüer yasama. yurüt- me. yargı dıye aynlır. Bizler bır bakan. bir milletvekili kadar para istemiyoruz. Ancak insan gibi yaşamımızı sürdürebilme- mizi sağlayacak ücretler istiyo- 20 yıl önceki savcı ve yargıç sayısının günümüzde de aynı kaldığı vurgulanıyor. Türkiye'- de halen adli ve idari yargıda toplam 9 bin 408 yargıç ve savcı kadrosu var. Bu kadrolann 2 bin 803'ü boş. Yargı hızmeti 6 bin 605 yargıç ve savcı tarafın- dan vürütülüyor. Hızmcl vcrcn bu kişilerden 600'ü Yargıtay'- da. Danıştay'da, bakanlık ku- ruluşlannda. Anayasa Mahkc- mcsi'ndc. Lyuşmazlık Mahke- mesi'nde vc Âsken Yargıtay'da çalışıyor. Bu durumda, kürsüdc görev yaparak adalet dağıtan sava ve yargıç sayısı 6 bin 5'c düşüyor. Bu sayınm çok az ol- duğuna dikkat çeken yargı mensuplan, sorunlannı şöyle sıralıyor: "Bu kadar az personclle el- bette ki ışler çabuk yürümez. Bır yargıca gündc cn az 60 dos- ya düşcrse, o kişi cvindc dc ça- lışmak zorunda kalır. Böylesi bir çalışma ortamında da yargı sağlıklı işlemez. Davalar yıllar- ca sürer. Ve insanlar haklannı aramak için mahkemeden kor- kar hale gelirler. Adliyelcr ye- tersiz. Yeterli duruşma salonu yok. Zaman zaman salonsuz- luk nedeniyle hâkimler kcndi odalannda duruşma yapıyor- lar." Yargı mensuplannın en bü- yük sorunu ise "savcı veya yar- gıç güvencesi." Türkiye'de böylesi bır güvencenin bulun- madığını vurgulayan savcı ve yargıçlar bu konuda şunlan söylüyor: "Savcı ve hâkim güvencesi çok önemlidır. İnsanlara bu gü- vcnce venlirse huzur içinde iş görülür. Örneğın savcı, hâkım bır yere tayin cdiliyor ve orada çalışmaya başlıyor. Ancak bir 100 bin belediye işçisi Radyolar 21 nisanı bekliyor • Baftarafi 1. Sayfada ödenmesinde işlevsel olmadı. tller Bankası'nın bu parayı uzun vadeli ve yüzde 40 faizJi proje kredisi olarak kullandıra- cağına dikkat çeken yetkililer. "lşçi borcu olan bir beledıyenin bu kaynaktan yararlanabılmesı için, bankaya proje sunması ge- rekir. Bu projeye kaynak ak- tanmı uygun görülürse, alma- çak paranın bir bölümü belki işa ödemelerinde kullanılabı- lîr^ dedıler. Bakanlar Kunılu'nun aynı toplanuda benımsediğı bir baş- ka önlem ise, belediye emlak vergilerinin arünlmaa ve bele- diyelerin çevre-temizlik vergisi alabılmesıne olanak saglayan bir yasa çıkanlmasıydı. Ancak bu tasannın, henüz bakanlann imzasına bile açılmadığı öğre- nildı. Bakanlık yetkilileri, işçi ala- caklannm kısa vadede öden- mesinin teknik olarak çok zor göründüğünü belirterek, "Ta- bii, siyasilerin verecekleri ka- rarlar ve bunu uygulamadaki kararlılıklan durumu değjşure- bilir" yorumunu yaplılar. Yet- kililer, yerel yönetim anlayışı- ndaki yanlışlıklara dikkal çeke- rek, "Burada asıl işveren bele- diyelerdir. İşçinin alacağı da onlardadır Böyle bir durumda merkezi ıdareyi devreye sok- mak yanlıştır" diye konuştular. Rektörler yenilenecek BaştarafiLSayfada tanvebazı DYFli bakanlann geçen >ıl tem muz ayında atanan rektörlerin "seçilmiş" sayılması yönündeki tezine SHP "Yeni bir yasal dü- zenleme yapıldıgı ve rektör se- çimlerinin yenilenmesi gerekti- ği" görüşüyle karşı çıkmıştı. Devlet Bakaru Erdal Inönü'- nün başkanbğında oluşturulan ve Milli Eğitim Bakaru Köksal Toptan. Etevlet Bakaru Türkan AJcyol. Bayındırbk ve İskan Ba- kanı Onur Kumbaraabaşı ile Turizm Bakanı Abdülkadir Ateş'in yer aldığı komısyonda Yüksek Öğretim Yasa Tasa- nsfnın rektör seçimleri ile ilgili maddeleri dışında tümüyle an- laşma sağlanmışu. Bu konu ise Bakanlar Kurulu'nun karanna dün bırakılmıştı. Bakanlar Kurulu'nda rektör seçimleri konusu yine tartışılan madde oldu. Devlet Bakanı Başbakan Yardıması Erdal Jnönü ve Devlet Bakanı Türkan Akyol yasa tasansı üzerinde geniş aaklamalarda bulunarak rektörlerin bu yasa- nın yürürlüğe gimıesiyle birlik- te yenilenmesi görüşünü yeni- den dile getirdiler. Ancak Milli Eğitim Bakanı Toptan ve bazı DYP'li bakanlann bu teze karşı çıkarak daha önce seçilmiş olan rektörlerin yenilenmemesi ge- rektiğini savundular. Tartışma- lar Başbakan Demirel'in SHP- nın isteğinden yana tavır koymasıyla sonuçlandı. Demi- rel'in Bakanlar Kurulu'nda Haber Merkezi - Radyocula- nn eylemı sürerken. iktidar par- tilerinden 45 milletvekilinin Ankara dışında bulunması, 20 dolayında ANAP milletvekili- nin de Istanbul'a gitmesi nede- nıyle Ana>asanın 133. madde- sınin değiştirilmesiyle ilşli önennin maddelerinin görüşül- mesi21 nisanaertelendi. Anayasanın 133.maddesinin değiştirilmesi için getirilen öneri önceki gün genel kurulda görü- şülmeye başlandı. Görüşmeler sonunda maddelere gecilmesi için yapılan oylamada "270 oy bulunamazsa öneri reddedilir ve bir yıl gündeme getirilemez" paniği yaşanırken. 280 oyla bu korku atlatıldı. Ancak madde- lerin görüşülmesi sırasında oto- "Biz bu konuda daha önce söz verdik. Bundan geri dönmemiz söz konusu olamaz. Yeni ya- sayla bırbkte rektör seçimleri- nin de yeniden yapılması doğru olur" dediği öğrenildi. Demi- rel'in bu sözleri ile birlikte 54 üniversite rektörünün yenilen- mesi kabul edildi Yeni yasaya göre üniversite- ler kendi belirleyecekleri seçim sistemi ve takvimine göre rek- törlük için 3 aday belirleyecek. Belirlenen bu adaylar YOK ta- rafından ikiye indirilerek Cum- hurbaşkanı'na sunulacak. Rektörler bu iki aday arasın- dan Cumhurbaşkanı tarafın- dan atanacak. Yeni düzenleme- de yeni kurulan üniversitelerin rektörlerinin seçiminde de YÖKyetkiüolacak. matik olarak referanduma gi- dilmesıni engellemek ıçın 300 o\ bulunamaması kaygısı üze- ri'ne. dün yapılacak görüşmele- rin 21 nisana ertelenmesi karar- laşünldı. 133. maddeyle ilgili değişıklı- ğe, metinde "tarafsız" ve "adil yayın ilkeleri" sözlerinin yer al- ması konusunda ısrarlı olan RP destek vermiyor. Anayasa Ko- misyonu'ndan geçen metne DYP. SHP ve ANAPın bir de- ğişiklik önergesi vermesi üzeri- ne CHP de desteğini geri cekti. Radyocular yüriiyor Radyolann kapatılmasını protesto için geçen hafta Ma- nisa'dan yola çıkan Spil FM yetkililerinin Ankara yolculuğu sürüyor. Protestocular dün Af- yon'a ulaştılar. Genç Radyo dün imalı bir te- şekkür ilanı yayınladı. "Kapalı Teşekkür" başjıklı ilanda "Açık teşekkür edemiyoruz, çünkü kapalıyız" denilerek şu görüşlere yer verildi: Yayınlattırdıklan çeşitli ge- nelgelerle yayınlanmızı durdu- ran, "Konuşan Türkiye'nin mucidi, demokrasi âşığı Sn. Başbakan Sûle>Tnan DemireTe, Çoksesli demokratik yaşa- mın yılmayan savunucusu Pro- fesör Doktor, Sosyal Demok- rat Lider Sn. Başbakan Yar- dıması Erdal lnönü'ye, Hukukun bütün kurallanna sapına kadar duyarlı, tutarlı, deneyimli hukukçu, saygın si- yasetçi, 900'lü hatlann terbiye- cisi. Sn b'laştırma Bakanı YaşarTopçu'ya. 24 saat yayın yapma onuru- nu bızlere bırakan, yayından yasaklandığımızda yine aynı 'zengin muhtevası" ile insanlan radyosundan soğutarak bizle- rin dört gözle beklenmesini sag- layan. Sn. TRT Genel Müdürii K.Aydın Erdem'e. Protokol imzalandı Partılerarası Özel Komis- yon'un hazırladığı 'kamu ve özel radyo televizyonlann ku- ruluş ve ışleyişi hakkında ka- nun taslagı' DYP, ANAP ve SHP grup başkanvekilleri tara- fından bir protokole bağlandı. Sıyasi partilerin grup baş- kanvekilleri Partilerarası Ko- mısyon tarafından hazırlanan ve oybirliği ile benimsenen yasa taslağını bir protokole bağla- mak üzerc dün saat 15.30'da bir araya geldiler. Yaklaşık 3 saat süren tartışmalann ardından RP ve CHP başkanvekillerinin top- lantıdan aynldıklan görüldü. Bır süre daha devam eden top- lantıdan sonra imzalanan pro- tokol de açıklandı. İmzalanan protokol metnı şöyle: "Bu protokole ekli olan, ka- mu ve özel radyo televizyonla- nn kuruluş ve ışleyişi hakkında, Partilerarası Özel Komisyon tarafından hazırlanan ve grup başkanvekilleri tarafından pa- rafe edilen kanun taslağının, görüşüldüğü komisyonlarda ve Genel Kurul'daki görüşmeler esnasında, parafe eden grupla- nn mütabakatlan dışında, hiç- bir şckildc dcgışikliğc uğrama- dan kanunlaşünlması kabul ve taahhüt edilmişür." Hom« , Mevhıt Altuğ, Naiie Uzua, Ahmet Arsian vc Ismail Erol da yaplıklan açıklamada, Adalet Bakanı Seyfi Oktay'ın özlük haklannın iyilcşürilmcsi vc yargı rcformuyla ilgili çalış- malannı desteklediklcnni bc- lirttiler. Bu konuda duyarlılık gösleren mcslcktaşlanna katıl- dıklannı bildiren sava ve yar- gıçlar şu açıklamayı yaplılar: "Devletin üç gücünden biri olan yargı crkini clindc bulun- duran hakim vc cumhunyet savcılannın yaptıklan görev vc buna dayalı sorumluluklan ile aldıklan ücrctin oranüb olma- dığı açıkhkla bcllidir. Mcsleki çalışmalanmızdaki ürctkenliği- mızin arünası ekonomik yön- den güçlendirilmemize baglıdır Bızlerin bulunduğumuz sosyal duruma uygun olacak şekilde ekonomik koşullanmızın dü- zelülmesi gcrcklığ) inananda- yız." Türkiye Barolar Birliği de, yapüğı açıklamada, yargıç ve savalann görevlerini tarafazlık içinde yapabilmcleri için gea'm sıkınUlannın çözülmesini ve maaşlannın artınlmasını istedi. Açıklamada, sorunlann soka- ğa dökülerek çözülemeyeceği vurgulanarak, yasal düzenlemc hazırlıklannın hızlandınlması gcrcküği belirüldi. anda ne oluyorsa oluyor, savcı- nın ya da hâkımin yaptığı işi birileri bcğenmıyor; bir tayin daha. Bizlcrlc ilgili tüm kararla- n Hâkimler vc Savcılar Yüksek Kurulu veriyor. İşin komık ya- nı, bu kurulun verdıği karara itiraz ctme hakkımız yok. Hcr- kcs vcrilen kararlara Danıştay yoluyla itiraz edebilirken. biz edemiyoruz, karara uymak zo- rundayız." Sadccc yasalann dcğıştinl- mesiyle adalelin işlemeyeccğinı. "altyapf'nın çok önemli oldu- ğunu vurgulayan yargı men- suplan, "Gerçckçi bir adli zabı- ta örgütü kurulması ve soruş- turma yctkisinin polıslcn alınması" gcrcktiği görüşündc birleşiyor. Yıllardır birikcn so- runlann bır gün "patlama" yapacağına dikkat çckcn yargı mensuplan şunlan anlatıyor: "Hukuk, boşluk kabul et- mcz. Hukukun boşluğunu baş- ka unsurlar doldurur. Yargı, halkın tcmsilcisidır. Eğcr boş- luk olursa, ycrini kaba kuvvet vc güç doldurur Yargı nc ka- dar bilinçli olursa demokrasi o kadar gelişir. Dcmokrasinin tam anlamıyla işlerlik kazana- bilmcsi için hukukun üstünlü- ğünün sağlanması gcrckir. Hukukun üstünlüğü, yargı hcr- kcsc gerekli. Hukukun üstünlü- ğünü sağlamaya politikacı sırt çevirmemeli. Yargı yıkılırsa po- lıtikaa da altında kalır. Şimdi- yc kadar işler hâkimlerin, savcı- lann fedakârlığı ile yürüdü. Adliyeler fedakârlıklar nedc- niyle çalıştı. Sorunlar çözül- mezse bır gün adliyeler çalışa- maz hale gelecek. Hukuku insanlar, ancak yok olduğunda fark ederler. Hukukun saf vc tc- miz olması gerekir. Demokrasi seviyesi ile birlikte hukuk sevi- yesı de vükselmelidır. Politık palavralarla demokrasi yürü- mez, adaletle yürür." GOZLEM UĞUR MUMCU • Baştarafi 1. Sayfada değil miydi? YNK Genel Sekreteri Celal Talabani ile PKK Genel Sekreteri Abdullah Öcalan, geçen nisan ayı ortalarında "Devrimci silahlı direniş mücadelesi" konusunda karar ve eylem birliği konusunda anlaşmaya varmı^lar; bu ka- rardan hemen sonra Talabani, Amerikan Dışişleri Ba- kanlığı'nca VVashington'a çağrılmıştır. ABD ve Ingiltere'nin, Kurtuluş Savaşı öncesi ve sonra- sında ayrımcı Kürt ve Ermeni örgütierini nasıl var güçle- riyle destekledikleri bugün artık resmi belgelerle kanıt- lanmıştır. Bunlardan biri, Ingiliz Kraliyet belgelerindedir. Amiral Sir F.Deroöecfr'ın Lord Curzon'a gönderdiği 26 Mart 1920 tarihli rapor şöyledir, okuyalım. - Kürdistan, Türkiye 'den tamamen ayrılıp özerk olma- lıdtr. Ermeniler ile Kürtlerin çıkarlarını bağdaştırabiliriz. Istanbul'daki Kürt Kulübü Başkanı Said Abdülkadir ve Paris'teki Kürt delegesi ŞerifPaşa emrimizdedir. (Krali- yet Belgeleri S: 49, belge 33, Ingiliz Belgelerinde Türki- ye, Erol Ulubelen, Çağdaş Y.s. 257) Hep böyle olmuştur: ABD, Ortadoğu'daki ayrımcı güç- leri denetimi altında tutmak için her yola başvurmuştur. Bugün aynı siyaset ayrımcı Kürtler üzerinde deneniyor. Türkiye, bir yandan, "ortak savunma" gerekçesiyle başını Amerika'nın çektiği NATO'ya üye olacak; öte yan- dan ABD, Türkiye'deki etnik başkaldırıyı açıkça destek- leyecek! PKK, terör yöntemlerini kullanan bir ayrımcı örgüttür. Bu ayrımcı örgütün Türkiye'deki siyasal ortamı "desta- bilize" ettiği de bellidir. Böyle bir örgüte dolaylı ya da dolaysız olarak sağlanan desteğin, NATO'nun "ortak savunma kavramı" ile bağdaşmadığı da açıktır. Bütün bu gerekçelere karşın ABD'nin Kürtlere sağla- dığı destek NATO Antlaşması ile bağdaşmaz. Bu, çok doğru bir görüştür. Ancak azınlık şovenizmini ve ayrılık- çı terorizmi desteklemek ABD'nin öteden beri başvur- duğu bir siyasettir. Bu da somut olgulara dayalı gerçekçi bir gözlemdir. ABD bir yandan Ortadoğu'daki ayrımcı güçleri destek- liyor; hem bu desteği sağlıyor hem de "komünizme kar- şı yeşil kuşak" gerekçesi ile Suudi Arabistan kanalını kullanarak Ortadoğu'dak: islamcı akımları güçlendiri- yor. Peki ne yapmalı? Her konu açıkça tartışılmalı! Ulusal bütünlük, etnik sorunlar, bölgedeki ABD ve Sovyet çıkarları, ABD destekli İslamcı örgütler gibi ko- nular açıkça tartışılmalı... Tartışılmalı ki bütün bu ger- çekler anlaşılsın.. Olaylara bu açıdan bakarsak, Milliyet gazetesinde M Ali Birandm, PKK Genel Sekreteri Abdullah Öcalan ile yaptığr görüşme için "yayını durdurma 'karan alınması- nın gerçekçi bir önlem olmadığı sonucuna ulaşırız. Çünkü inanıyoruz ki yasaklar sorunlan çözmez, tersi- ne, bu sorunlan gittikçe içinden çıkılmaz hale sokar. Kimdir bu 1972'lerin o ürkek ve korkak militanı? Bu ür- kek ve korkak militan, nasıl olmuştu da böylesine acıma- sız bir terör örgütünün başına geçmişti, kimlerle ilişki kurmuştu Öcalan? ^örneğin Ankara'da SBF'de öğrenciyken THKP-C ör- gütü ile ilgili ifadesine başvurulmuş muydu? Ya da Dev- rimci Doğu Kültür Ocakları ile?.. Ne anlarmıştı o günler- de polise? Bunları, belki bu yayından sonra öğrenme olanağını bulacaktık. Birand ve Milliyet gazetesinin amacı, herhal- de, bu terör örgütünün propagandasını yapmak ya da "milli duygulan zayıflatmak" değildir. Amaç, gerçekle- rin tartışılması, bu terör örgütünün içyüzünün iyice anla- şılması ve böylece ülke bütünlüğünün daha da sağlam- laşması ve pekişmesidir. Öcalan ve PKK'nın içyüzü ancak bu gibi yayınlarla or- taya çıkabilir. örneğin, Abdullah Öcalan'm 1972 yılında kurduğu ilişkiler, bu röportajdan sonra iyice sergilene- bilir. PKK'nın taktik değiştirdiği anlaşılıyor. Bu yüzden, NA- TO'nun Genel Karargahının bulunduğu Brüksel'de gü- vence altında yaşayan "PKK temsilciliği", lıderleri öca- lan ile görüşmek isteyen gazetecilere ilk kez bütün kapı- ları açıyor. Ve görüşme böylece gerçekleşiyor. Ck; Türk gazetesinden gazeteciler ve Alman Televiz- yonu, Ûca/an'la PKK Brüksel temsilciliği aracılığı ile gö- rüşüyorlar. Bu görüşmenin yayını Türkiye'de yasaktır; Almanya'- da ise serbest... Türkiye'de bu anayasa ve ceza yasası varken hiçbir sorun enine boyuna tartışılamaz. Bir toplumsal kuraldır: Yasaklar terörü doğurur, terör de yasaklann sürdürül- mesine yol açar. Böylece Türkiye bu kısır döngü içine hapsolur. "ABD destekli Kürt milliyetçiliği"n\n hangi mali ve stratejik katkılarla bugünlere geldiği de işte bu yüzden anlaşılmaz; anlaşılsa da bütün bu karmaşık ve karanlık ilişkiler yasaklar yüzünden anlatılamaz. ABD, YNK Genel Sekreteri Celal Talabani'y'ı VVashing- ton'a çağırmış; sıra, PKK adli torör örgütü lideri Öcalan'- da... öcalan ile yapılan röportaı da ileride herhalde ya 77- me ya da A/evvsvvee^c'te okuı uz. Silahları kimlerden aldığını? Paraları nereden buldu- ğunu? Kimlerden destek sağladığını? Kadın-çocuk de- meden insanlan nasıl ve niye öldürdüğünü? Ve içinde ajanların cirit atbğı THKP-C ve Devrimci Doğu Kültür Ocaklarf ndaki serüvenlerini... Bu konuları sorarlar mı dersiniz? G^ze'nin yeni gelir kaynağı: Aydın vergisi m Baştarafi 1. Sayfada "Bakanlığımız bu konuya, yani Aydın konusuna sıcak bakmaktadır. Aydın'ın Gerzc'- de kahnası için ne gcrekirse ya- pacağız. Ancak önce teknik bir heyete durumu incelctmemiz gerekiyor. Bu incclemc sonu- cunda ne yapmamız gerekirsc onu yapacağız." Aydın'ın Gerze'ye gelmesiyle birçok ilginç sahne de yaşan- maya başlandı. Dcplasmanlı amatör kümcde mücadcle eden Sinop PTT, Alaçamspor ile ya- pacaklan maç öncesi Gerze'ye gelerck Aydın'a balık yedirdı. PTTspor antrenörii Mdmet Akaln Cumhuriyet'e "Aydın- ın uğuruna inanıyoruz. Bu nc- denle maç öncesi Aydın'a balık yedirmeye geldik" dedi. "Aydın vergisi" Gcrze'de sporculann "uğur" için balina Aydın'a gcldiklcn- nin duyulmasından sonra "evde kalan" genç kızlarla has- Lası olanlann da Gerze'ye gcl- mcsı bcklenıyor. Gcrze'de bali- na Aydın'la ilgili "inanışlar" vc cspnlcr hıza artıyor ötc yandan be>az balina ılc ilgili "gelir geunsi" ilginç gö- rüşler de ortaya atılıyor. Sinop valisi vc Gerze Belediye Baş- kanı basınla birlikte yedikleri öğle yemeğinde ilginç düşünce- lerini açıkîadılar. Sinop Valisi Adil Yazar'a görc Gcrzc'ye bc- yaz balinayı görmeye gelenler- dcn mutlaka bir ücrel alınmab. Valinin bu görüşü Gerze'ye ge- lenler yerinc Gerzc iskelesinc gelenler olarak dcğiştirilip des- tek gördü. Gerzc Belediye Başkanı Dr. Durmuş Çetin ise Belediye En- cümeninden bir karar qkara- rak resım vc kamcra çckimle- rindcn para alınabileceğjni açı- kladı. Ancak ortak göriiş, sağ- lanan gclirin Aydın'a harcan- masından yana. Bu arada iskcle girişinc bir dc kumbara konul- masını isteycnler de çoğunluk- ta. Sinop Su Ürünleri Fakültc- sı'nce beyaz balina su altında incclendi. Balina aynca su altı kamcrası ilc dc filmc alındı. Su altı ekibınin başkanı öğretim üyesi Yasar Tarakçı Aydın'da birkaç midye kesiğinin dışında bır şcy olmadığını ancak ilk dalışta kcndisine soğuk dav- randığını söyledi. Tarakçı, "Ba- linanın Aydın olduğu kesin. Geçen yıl ağız çevresindeki yara izi aynen duruyor. Aynca kilo almış" dedi. Gerze Belediyesi'nde çalışan Hnseyin Ergül belediye lelefon- lannın zaman zaman kiletten- diğini söyledi. Ergül "Türkiye'- nin her yanından anyorlar. Yurtdışından arayanlar bile var" şeklinde konuştu. öte yandan Aydın'ın gelişi ile fotoğrafçılar ile otellerin işleri açıldı. Fotoğrafçılar kartpostal taleplerine yetişemezken otel- lcrdc dc doluluk oranı yaklaşık yüzde 30 arttı. TEMSÎLtVE KATHJMa DEMOKRASİNtN KÖKENt Doc. Dr. Sami Sclçuk 20.000 hra (KDV içinde) Çağdaş Yaymlan TUrkocogı Cad. 39-41 Cağaloğlu-lslartbul Ödeneii
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear