Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 16NİSAN1993CUMA
12 DİZİ YAZI
Yolsıızlııklar talaııadömistü
\ff öm± • ı • • • • I V/ stü kapatılan olaylar... Sonuçta akla \^f yleâbm satımlaryapıhr kisankiÇ u ko bi rIi k
B İ R T A L A N I N
Ö Y K Ü S Ü
ÇETİNYİĞENOĞLU
\J stükapatılan olaylar... Sonuçta akla \^Jyle tâtm satımlaryapıhrkisanki
kara birbirinekarışır. Çukobirük'te öyle kuralsızhk kuralolmuştur. Toplam satışlar
olaylarolurkianlatıhrgibideğii Yokuzluk, içinde enfazlapaya sahippamuk satışlarında
usulsüzlük ve haksız kazancın ötesinde - 1990-1991yıttanndayönetim kurulunca
'beceriksizk'k, basiretsiztik'gibikavramlarla belirlenenfiyatlarlailgitiesaslara uyulmamış.
anlatılabilecek olaylarbile Çukobirtik'in Halen soruşturması süren bukonuda
büyük zarara uğramasınayolaçar. Atman satıtmasıgerekenfiyatlannattındaki
Ottofirmasıylayapılan ahşveriş bunun fiyatlarla pamuk satüarak Çukobirtik'in
çarpıcı örneğidir. zarara uğramasınayol açılmış.
-5-
Ç
ukobirlik'te 1980'lerin basın-
da olağanüstü artış gösteren
yolsuzluk, haksız kazanç
olaylan 1980'lerin ikinci
yansından sonra talana, ça-
pula dönüşür. Birbiri ardına
ortaya çikan yolsuzluklar ga-
zete manşetlerinden düşmez.
Çoğu zaman olaylara gazete sütunlan
bıle dar gelir. Dedikodu kumkumasına
dönen Çukobirlık'teki olaylann bazılan
basına yansımaz. Süreklı soruştunnaJar,
denetlemcler, kuram ve bakanlık müfet-
tişlerinin incelemeleri derken ipin ucu
kaçar. Adalete intikal eden dosyalar...
Üstü kapatılan olaylar... Sonuçta akla
kara birbirine kanşır. Çukobırlik'te öyle
olaylar olur ki anlaülır gibi değıl. Yol-
suzluk, usulsıizlük ve haksız kazanan
ötesinde "becenksizlik, basıretsizlik"
gibi kavTamlarla anlatılabilecek olaylar
bile Çukobırlik'in büyûk zarara uğra-
masına yol açar. Alman Otto fırmasıyla
yapılan alışveriş bunun çarpıcı örneği-
dir Damsan şırketine dikürilen 13960
nevresim, egalize bozukluğu gerekçesiy-
le Alman Otto şirketince Basma Fabri-
kası yönetıcilerinin ve Hukuk Müşavirli-
ğınin görüşlerine karşın Çukobirhk'e
ıade edılır. Haklı olunan bir durumda
zamanın yönetialennın basiretsızliği so-
nucu bir milyar liralık nevresim geri
alınır. Öyle alım satımlar yapıhr ki sanki
kuralsızlık kural olmuştur. Toplam satı-
şlar içinde en fazJa paya sahip pamuk
saüşlannda 1990-1991 yıllannda yöne-
ttm kurulunca belirlenen fiyatlarla ilgilı
esaslara uyulmamış. Halen soruştur-
ması süren bu konuda satılması gereken
fiyatlann aJtındaki fiyatlarla pamuk
satılarak Çukobırlik'in zarara uğraması-
na yol açılmış. Ham bez ve bez saüşlan-
nda protokollenn Çukobirlık çıkanna
hükümlen uygulanmamış. Örneğin
protokollerdekı "yûzde 20'si peşin aJı-
nacaktır" ya da 'Tıyatlara her ay yûzde 6
ilave yapılacakür" gibi hükümler uygu-
lanmayarak Çukobirlik'in kasasına bü-
yük miktarda para gırişine cngel olun-
muş.
Belgeler yitiyor
Bakanlık yönergelerine karşın bazı
şirketlerden çek, bono, hisse senedi ipo-
tek alıntr. Çek. bono gibi belgeler kayı-
tlara geçinlmez, Tıcaret Müdürünün ka-
sasında bekletilir. Bazı önemli belgele-
rin. örneğin protokoUerin asıJlan bir tür-
lü bulunamaz. Bu belgelenn kasten yok
edildiğı olasılığı güçlü görülüyor. Proto-
koller gereği yedi gün içinde alınması ge-
reken leminatlar almmaz. Buna karşın
üretime devam edilir. Aradan birkaç ay
geçtikten sonra "teminat verilmediği"
gerekçesiyle protokol iptaJ edilir. Da-
hası, üretilen ürûnler ayru fırmalara (ba-
zen başka firmalara da) protokol fıya-
ündan aşağı fiyatlarla venlır. Neilginçtir
kı, ipotek veren bütün şirketlerle uyuş-
mazlık çıkmıştır. Yine ne ilginctır ki. alı-
nan ipoteklerin hiçbiri şu ana değjn pa-
raya çevrilememiştir. Yolsuzluk dosya-
lanna gelince... Her birinin dosyası ol-
dukça kabanmş yolsuzluk olaylannı tek
tek irdelemenin olanağı görünmüyor. Şu
URETICILER NE DIYOR?
AS1FDALAMŞ(52)
"Ben20yıflıkçiftçiyinı.
Sürektirarialan
kiraiayarakçiftçüık
yapanm. Bugün
Çukobiriik mal afanak için
benden tapu istiyor. Yoksa
malnu satamıyomm.
ödemesüresiçok
uzabbyor. Borçlar nede-
niyte çiftçi kritik bir
durumda. Bölgede borcu
olmayan çiftçi
bulamazsınız. Eskiden
borçlar bu kadar uzamazdı, malı >erir karşılığını
aurdınız. Çukobirlik'in .veniden düzelebilmesi için
kemti içinde bir disiplin sağlaması gerekir.
Masraflar ktstlmaİL, birlik kâr yapar hale
getirilmelidir. Yoksa batmaktan, borç içinde
yüzmekten kurtulamaz. Çiftçinin vanında yer
alacak, somnlannı bilerek çozüm getirecek, üretki
yöolendirilecek, zirai miicadeiede bilinçleııdirecek
ve çiftçi için var oiduğunu gösterecek bir Çukobiriik
istiyoruz. Çukobiriik, bizden mal satm afauı ve
borcunu gecikmeti ödeyen bir kuruluş..."
ALİ UZUN (33)
"Çukobirlik'in durumu iç
açKideğil. Pamuk
döktüm, iki aydır paramı
alamadım. Bu yüzden eve
ekmek götürecek parayı
bulanmonım. Birlik,
paramızı ödeyemeyecekse
maimızı satm almasm.
Abyorsa da zamanuıda
ödeme > apsın. Çukobirük
hep ay nıydı, değiştnedi.
Çiftçiye hjçbir zaman
gerektiği gibi hizmet vermedi. Devlet Çukobiriik'i
daha sık deneüemelidir, disiplin getirmelkiir. Aynca
ortaklan olarak bizlere gelir ve gkJerieri
açıklanmalıdır. Yoisuzluklardan söz ediliyor.
Buılan yapanlar ortaya çıkartılsnı. Çiftçilerin
panüan kendilerinden geri alınsın. Yönetime
çiftçilerin arasmdan çıkmtş, sorunlannı ve çözüm
yöntemJerini iyi bilen insanlar getirilsin..."
AHMET0RHAN(55)
"Çukobirük çok bûyûk bir
kuruluş. Ancak, gerektiği
gibi idareedDemediği
kanısındayım. örneğin
yönetidler arasmda
işbirligiyok.Birınûdür
yasadıgmuz köye gdiyor,
'Para gekü, paralarmız
ödenecek'diyor. Genel
Mödör, Bakanlık emri
ohnadan ödeme
yapdamayacağuu ve
beklememiz gerektiğini anlanyor. Biz hangi tarafa
inanalHn.Yöneticikrtambirişbirtigjiçiııegirmeli.
Alacaklar kısa sürede ödenmeü. Kuruluşun
gidiş) iyi değU. Eskiden gûbre, yağ ve kir payı
dagmnlı. Şimdi alacaklanmm kurtarannyoruz.
Süreklizararediyor.MilyanbulanzaranoMağıı
söykniyor. Zararm gerekcesi beUriensüı
vegiderecek bir fonnül bolunsun. Yoksa
kurtaniamaz. Batarsa bizler de tüccann insafma
kaluTZ..."
HÜSEYİNMPM
(B6)M
Çukobuük'in
esasen tenkit edilmesi
gereken yau pou'tikao-
bum eüadeotanasL Her
seçim sfl baştan oluyor.
Sagcdar gefa'yorsoknlan,
solcular geliyor sağcılan
kovuyor. Adam
kayırüıyor. Çalışmadan
maaş alanlar ohıyor.
Açıklanari taban'fiyata
söyleyecegimHbirşey
yok. Alrnı sistemi de iyi çalışıyor. Yalıuz borçlarmı
zamanında ödeyemiyor. Bu açıdan mağdur
ohıyoruz, Dahadüzgûn bJzmet verebilroesi için
temsiJciJerini çiftçiler göndermeti. Bu temsikiier, bir
sûreciftçilerie kafanaİL Onlarn sorunlamu, is-
teklerini değeriendirnıeli ve birtik, çiftçilerin de fikri
alınarak yönetilmelidir. Çünkü kuruluşun gerçek
sahipleri bizieriz. Yönetinıi konusunda da söz sabjbi
obnalıyız...n
anda inceleme ve denetlemesi süren ya
da tamamlanmış yolsuzluk. usulsüzlük,
haksız kazanç olaylan bir yana, hukuk-
çulann deyimiyle "ihtilaf" (uyuşmazlık)
gibi gerekçelerie mahkemeye verilen
olaylann her bin başlı başırıa yazı konu-
su olacak gibidir. O yüzden özetleyerek
venyoruz: Yıl 1987. "thracat patla-
masırun mısır patlamasına benzetildıği"
yıllar... Çukobiriik, ABD'ye büyük mik-
tarda tekstil ürünü dışsatımı yapar
Olay, o günlerin gazetelerinde coşkuyla
yayımlarur. Çukobirlik, ABD'li Rex
Apperel Inc. isimli şirketle anlaşmıştır.
Anlaşma gereği açılan akreditiflerle be-
deli tahsil edilen küçük bir parti mal
gönderilir ABD'ye. Ancak, taraflar gön-
derilen mallann anlaşma koşullanna uy-
gunluğu konusunda uyuşmazlığa düşer.
Işın komık yaru bundan sonra başlar.
Oriada uyuşmazlık olmasma karşın san-
ki çok güvenli ortam varmış gibi 366.748
dolarbk yeni bir parti mal daha gönderi-
lir ABD'ye. Üstelik bu parti mal konsın-
ye (bedeli, satıkiıktan sonra tahsil edil-
mek üzere) koşuluyla gönderihr. Üstelik
gemi yerine uçakla yapılır taşıma. Üste-
lik 133 149.22 dolarlık navlun (taşıma)
farkının yüzde ellisinin Rex Apperel Inc.
tarafından verilmesi gerekirken herhan-
gi bir tahsilat da yapılmamışUr.
Dava sürüyor
O dönem Çukobiriik yöneticilerinin
bu "iyi niyet" gösterisine karşın ABD'li
şirket yönetıcileri gelen mallardaki renk
kaymalan ve istenmeyen kokular ge-
rekçesiyle Çukobirlik aleyhine tam 7
milyon dolarlık (yaklaşık 58 miiyar TL)
dava açarlar. Çukobirlik de karşı dava
açar. ABD'deki bir mahkemede bakılan
dava için Çukobirlik sadece 200 bin do-
lar (1.8 milyar TL) mahkeme masrafı ya-
par. Yenı dünyaya tekstil dışsatımı Rex'-
îe kalmaz, May Campony ile de sürdü-
rûlür. Bu olayda da Çukobirlik tarafın-
dan Jstanbul'da Oral Tekstil şırketine
dikürilen şortlar, Oral Pazarlama'nın
bulduğu ABD'li May Company şirketi-
ne satılır. Ürünlerin taşınması için yine
gemi yerine uçak yeglenir. Bir Çukobir-
lik yetkilisinin savına göre bu satıştan
elde edilen dışsatım gelirinin büyük
kısmı Oral Tekstil'e fason dıkiş ücreti,
Oral Pazarlama'ya komisyon ücreti,
navlun gibi harcamalara gitmıştır. Çu-
kobirlik'e kalan miktar ıse Çukobirlik'in
ürettiği kumaşın bedeliru bile karşılama-
maktadır. Para kaptınlan şirketlerden
biri de Fransız. Societe Bankco'dan
(Fransa) 1991 yılında satılan şortlann
bedeli 2 milyon frank (yaklaşık 2.5 rnil-
yar TL) bir türlü tahsil edilememiş. Yine
dönelim yerli şirketlerle aüşverişe...
Horizon A.Ş.'ye 1990 yılında 2 milyar
791 milyon liralık şort ve bez satıhr.
Karşıhğında sekiz adet senet ve 35 mil-
yon liralık arsa ipoteği alınır. Bakanlığm
teminatlarla ilgili uyansı üzenne ipotek
miktan arttmlır. Nasıl mı? Daha önce 35
milyon liraya ipotek edilen arsa üzerin-
deki ipotek miktan iki ay sonra 2.8 mil-
yar liraya çıkanlarak. Ne ilginçtir ki,
ipotekle ilgiJi ekspertiz, Çukobirhk ta-
rafından değıl de borçlu Horizon şirketi-
nin istedıği mühendise yaptınhr. Olay
incelendiğinde, Horizon şirketinin Çu-
kobirlik'le ticari ilişkılerinin başlamasın-
dan sonra dört kez isim ve kimlik degiş-
tirdiği öğrenilir. Hukuken varlığını
sürdüren, ancak borçlann karşıüğı ola-
bilecek mabnın bulunmadığı anlaşılan
Horizon şirketinin daha sonra iştevini fi-
ıten sürdürmediği görülür. Horizon A.Ş.
'nin Çukobirlik'e borcu 1992 sonu de-
ğerlendirmelerine göre 5 milyar lirayı
bulmaktadır. Honzon'un yan kuruluşu
Depar A.Ş.'nin işinden de söz etmeden
geçmeyelim. Olay, 206 milyon liralık süp
kumaşı alımıyla ilgıb. 1990 yılında mey-
dana gelen olayda malın alımı, gertel
müdürlük yetkisi aşılarak yapılır. Çün-
kü o tarihte genel müdürün alım yetkisi
sadece 10 milyon liradır. Oysa 206 mil-
yon liralık alım yapılmış, üstelik iş ihale
edıbnediği gibi pıyasa araşürması da
yapılmamıştır. Sonuçta yetki sınırlan
aşılarak alım yapılır ve 206 milyon lira,
Depar A.Ş. sahibi Mehmet Narin'e öde-
nir.
Yinefason darbesi
Bir "uyuşmazlık'' da soya fason işlet-
medliğinden çıkar. Adana Asliye Tka-
ret Mahkemesi'nde bakılan olaya göre,
Çukobirlik ile Fuat Savaş adlı işa-
damının şirketi Fulfat Soya Işletmesi
arasında 1989'da fason iştetme sözleş-
mesi yapıhr. Bu olayda da bakanlık yö-
nergesine aykın olarak şirketın borcuna
karşılık 750 milyon lirahk ipotek alınır.
Bir yıl sonra şirket 450 milyon lira borç-
lanır. Şirket borcunu yüzde elli faiziyle
bjrhkte 50 ve 100'er milyonluk taksitlerle
ödemeyi kabul eder. Ancak ödeme ya-
pılmaz, ipotek de paraya çevrilemez. Çu-
kobırlik'in alacağı şımdi öncelikle mah-
keme karanna, daha sonra da ipotekli
gayrimenkulün saüşına bağhdır.
Yolsuzluk, usulsüzlük, haksız kazanç
olaylan sürüp giderken 20 Ekim 1991
genel seçirnleri yapıhr. DYP-SHP koa-
hsyon hükümeti kurulur. Elbette Çuko-
birlik'te de iktidar degişir ve SHP'li, eski
Adana Mületvekilı Sedat Dogan Genel
Müdüriûğegetirilir.
SÜKECEK
Umarız, defalarca uyamşın si iolıır
O N B I N L E R
J J J
1m m m J J
ICIN YAZDI
Arak susmayacağız
Aruk yas tutmayacağız
Halkız biz
Seni kaleminle aydınlattığın
Bilinçlerimizde yaşatacağız
Atatürkçülüğün izinde
Açtığın yoldan
Yürümekten vazgeçmeyeceğiz.
Sibel Dnrukan
Yokluğun içimizi yakıyor sev-
gih' Uğur Mumcu, aalan se-
vinçlere dönüştürme mûcadeie-
miz senin ışığınla daha da gûç-
lenerek devam edecek.
LfukAkkuş
Düşüncelenn ve uğraşlannın
önünde saygıyla eğiliyoruz. Se-
ni seviyoruz.
Volkan Koç, N.Mergen, Fıkret
Demirkol
Seni ve senin gibi insanlan hep
içimizde yaşatacağız.
Sumnı Akay
Atatürkçü laık cumhuriyet sa-
vunucusu değerli Cumhuriyet
gazetesi yazan. Uğur Mumcu
ağabeyimizi saygıyîa anıyoruz.
Aydın kişiliği ve düşünceleriyle
Lalbimizde yaşayacaktır.
Ahmet Ozbütün
Atatürkçü, Iaik, dürüst, onurlu
gazeteci yazar Uğur Mumcu'-
nun anısı önünde saygıyla eğıli-
yor ve bu alçakça cinayeti işle-
yenlerin bilmesini istiyonım ki,
asla ve asla yılmayacağız.
Aycan Saglam
İnsanın onurunu, haklı biçimde
insanca savunan değerli insan,
sana saygi duymaktan, seni sev-
mekîen onur duyuyorum.
N.Ordan, S.Y Arsian
Giden sadece bedendir
Döşünceler asla!
Demokrasi asla!
Z.Esra Çetinkanat, H.Cem An-
tebeBi
Sayın Uğur Mumcu, Atatürk'-
ün ilkelerine sadakatinle Türk
milletini işledin senin yaptıkla-
nna ve sana derin şûkran duyu-
yoruz.
S.DilekAras
Sevgili Ugur Mumcu, sen ölme-
din bütün Türk milletinin kal-
binde yaşıyorsun. Mumdun
meşale oldun. Ruhun şad ol-
sun.
YıMız Kurtura
Cumhuriyetimize, laikliğimize,
atamıza ve sana sevgiler. Hep
birlikte yaşayacağız. Senin ve
atamızın fikirleriyle. Yattığın
yerde huzurlu ol ve bızim için
sürü,yorTÎÎR VF
Tnrfciye ayağa kalktı
Bir mum > anıyor/ yüreğiınin bücresnde. /Hiç sönmeyecek./ Biliyorum.../Parçalanan,/ bedeni değil/ yûregimizdi./ Söodürüunek iste-
nen/özgürlük/ ve aydınlık ateşiydi/ karanbğı yaran./ Başaramadıiar./Ve başanunayacaklar.
üzülme. Sana layık olacağız. Atatürk ilkesinin, laikliğin, de-
Çiğdem Kurteran
Laik Türk gençligi izindedir.
UtkuBUgili
Bu olup bitenler nedir
Sonıyormuyuz kendimize
Çocuklanmızı kardeşlerimizi
Bu oldu bittiler nedir
Nevzat Karakıs
mokrasinin, insan haklanrun,
özgürlüğün yilmaz savunucusu
gazeteci yazar, dürüst insan
Uğur Mumcu, seni seviyor say-
gıyla anıyoruz, ruhun şad olsun.
Zûbeyir Kaplan
Bir duygu ki bu, bedeni sanp
giden
Bir yürek ki bu, sensizliğe
doyamayan
Sensizlikle paramparça...
Sadece bir tesellj ki bu. el ele
Nefes nefese 'Uğurlar öhnez'
diye haykıran toplumun
evlatlannı kaynaştıran...
'Umanz bu bir değil, defalarca
uyamşın sımgesi olur.'
VaroiGûnaç
zaman ölmedin ve ölmeyecek-
sin. Türk gençligi seni yaşata-
caktır.
N.Ruşen
Buraya senin yasını tutmaya
değil, zaferini kutlamaya gel-
dim. Huzur içinde yat ışığın
emin ellerde.
M.Cflıangjr özdel
Sevgili agabeyimiz. Sen hiçbir S Ü R E C E K
AMCARA... AWKA
MÜŞERREF HEKİMOĞLU
Bir Kadın Hattası
Dünya Sağlık örgütü Başkanı bir Japon kadını. Dr.
Nakajima. Bu hafta Ankara'da toplanan 2. Ulusal Sağlık
Kongresi'ne katılamadı. Bence çokzarif bir davranış bu.
Konferansı açış görevini bir Türk arkadaşına veriyor
Başkan Nakajima. OTürk Prof. Dr. Tomris Türmen. Dün-
ya Sağlık örgütü Aile Sağlığı Direktörü. Uluslararası bir
örgütte üstdüzeyde görev alan ilk Türk. Bu köşede daha
önce de söz ettim ondan. Çalışmalarryla bizi onurlandı-
ran bir bilim kadını. Örgütteki göreviride de çok yol aldı
kısa sürede. Dünyayı dolaşarak, zengin ülkelerden fakir
ülkelere para aktararak, o paranın aile sağlığı için en iyi
biçimde değerlenmesine yönelik planlar, projeler hazır-
layarak. Aile Sağlığı Merkezi Cenevre'de ama Prof. Tür-
men Cenevre'deki evinde oturmaya vakit buluyor mu
bilmem.. Aile bölünerek yaşıyor. Kuşkusuz her başarı-
nın bir özverisi, bir faturası var. Kimi zaman da hayfi ağır
ödeniyor. 2. Sağlık Kongresi'nin açış konuşmasını ya-
parken Prof. Türmen çok mutluydu elbet. O mutiuluğu
kongre üyeleri de paylaştı sanınm. Kimi sınıf arkadaşı,
kimi kürsü arkadaşı, kimiyle Sağlık Bakanlığı'nda birlik-
te çalıştı, sağlık soru.ılarımızı yakından biliyor, belli pro-
jelerin nazırlanmasmda katkılan var. Kongrede de
Dünya Sağlık örgütü Başkanı adına konuşuyor. Güzel
olay değil mi? Türkiyemız böyle bir çelişkiler ülkesi işte.
2. Sağlık Kongresi sağlık reformu çaltşmalannın tartı-
şıldığı önemli bir toplantı. Açılış günü başka tartışmalar-
la hava biraz dalgalandı, ama olayın önemi yadsına-
maz. Sağlık konusunda ileriye dönük çalışmaların
Türkiye'nin gündemine gelmesi insana urrtut veriyor.
Hepimiz yaşayarak biliyoruz, sağlık ve eğitim sonjnlan-
mıza çok geıiden baktık yıllarca. Devlet bütçesinin dev
boyutlarında sağlık ve eğitim bütçeleri hayli cüce kaldı.
Oysa Prof. Tomris Türmen de çok güzel vurguladı: Sağ-
lık, temel bir insan hakkı. 20. yüzyılın sonunda dünyada
sağlıklı bireylere ve topluma sahip olmanın sadece sağ-
lık sektörünün sunduğu hizmetlerle değil, sektörlerarasj
bir politika ile ulaşılabileceği kavramı benimseniyor.
Sektörlerden biri, başlıcası da eğitim değil mi? Eğitimde
geri kalmış bir toplum sağlık sorunlannı çözümde nasıl
başarılı olabilir? Ancak belli çalışmalar da var. Ulusal
sağlık politikasını geliştirmek için bir süreç başladı 1992
yılında. Sağlık Bakanı Yıldırım Aktuna da kongrede yeni-
den açıkladı. Sağlık reformu paketi parlamentoya sunul-
muş bulunuyor. Bakan Aktuna'yı ikinci kez dinliyorum.
Konulara demokratik ve desantralizasyona yönelik bir
yaklaşımdagörünüyor. Buyaklaşımdaki ıçtenliğini olay-
lar kanıtlayacak elbet 1994 yılında Avrupa sağlık polifr-
kalan korrferansında, Türkiye'nin örnek olay diye göste-
rileceğini söyledi. 1997 yılında da Avrupa Bölge Komi-
tesi'nin ev sahipliğini yapacağımızı, bu göreve hak
kazanacağımızı öne sürdü. Sözler değil, davranışlar
önemli elbet. Reform paketinin yaşama uygulanması
için gerekli destek sağlanırsa somut sonuçlar ahnabilir.
Doktorlarımızın bilgisi, yeteneği yadsınamaz, ama en
basanlı ameliyattah sonra hastaya kim bakıyor? Kaç
hastaya kaç hemşire düşüyor, hastabakıcıların bilgisi,
deneyimi hangi düzeyde? Hangi kapıyı açsak karşımız-
da buruk acı sağlık sorununda.
Dünyada 'herkes için sağlık' ilkesi bir amaç artık. Bu
amaca ulaşmak için ana ve çocuk sağlığma gerekli öze-
ni de göstermek zorunluğu var. Sorun aile planlamasına
dayanıyor burada. Çocuk ölümü oranını bir türlü düşü-
nemiyoruz ülkemizde. Anakent Başkanı Sayın Karayal-
çın'a yönelen eleştiriler çınlıyor kutağımda. Eleştiri değil
destek gerekiyor bence. Nûfus artşı önlenemezse so-
runlar da artacak giderek. Bir bebek doğuyor ve ölüyor-
sa, ya da insan gibi yaşamıyorsa siyasal bir tutarsızlık
yadsınamaz.
Birleşmiş Milleöer Nüfus Fonu'nun Pakistanlı direktö-
rü Dr. Nafiz Sadık zarif sarileriyle Uzakdoğu'nun gizine
karşın çağdaş kişiliğiylegözeçarpan bir kadın Türkiye'-
de doğum kontrolüne erkeklerin katkısı yok, diyor. Siya-
sal liderlerin desteğini öneriyor aile pianlamasında,
halka seslenirken konuyu vurgulayarak etkili olacaklart-
nı söylüyor.
Oysa kimi liderler aile planlamasına karşıt polifikala-
rıyla göze çarpıyor değil mi? Imam nikahı, birkaç eş, çok
çocuk, çağdışı gelişmeleri..
Konuyu değiştiriyor, başkentte güzel bir kadınlar haf-
tası yaşamanın sevinciyle sona erdiriyorum yazımı. 2.
Sağlık Kongresi'ndeki kadın doktorlar, 10. Festival ge-
ceferinde yer alan kadın sanatçılarla kadınlardan güzel
bir selam başkente. Dans dünyasının masal kadınlann-
dan Alicia Alonse'yi ayrı bir yazıda anlatmak isterim si-
ze. Nezihe Araz'ın Savaş Yorgunu Kadınlan'nı da...
Bombalar patlarken özveriyle savaşmaktan da geri kal-
mıyorlar. Haftayı Şirin Pancaroğlu'nun harp konserle-
riyle bttiriyoruz. Başkentli küçük bir kız Okyanus'u aşı-
yor, bir harp sanatçısı olarak çıkıyor karşımıza. İlk
konserini Ankara Müzik Festivali'nde veriyor yarın. Kal-
bi ne güzel çarpıyor kimbilir. Benim kalbim de güzel bir
konser dinlemek umuduyla çarpıyor. Güzel bir sanat
olayı, belki bir intermezzo, ama insana yeni bir güç yeni
bir soluk veriyor. Karanlık dağılıyor, kara öykülerin, dibi
birbirinden kara tencerelerin bulantısı geride kalıyor bi-
raz.
BULMACA
1 2 3 4 5 6SOLDAN SAĞA:
1/ Enis Batur'un bir şiir 1
kitabı.. Adlan sıfat yap-
makta kullanılan bir ya- 2
pım eki. 2/ Birleşik bir „
şeyi oluşturan yalınç şey-
lerden her biri... Toplum 4
kurallanna aldınş etme- g
den, günü gününe yaşa-
yan varhksız yazar, sa- 6
natcı, aydın. 3/ Derli 7
toplu ve işi kolay. 4/ Yel-
kenlere açılan deliklere ve 8
halat ilmikterine geçirilen Q
metal halka. 5/Manük...
Pamuktan dokunmuş basma. 6/
Salatası ve ruleti ünlüdür... Tür-
kiye'nin plaka işareti... Eski Mı-
sır'da insanoğlunun yaşamsal da-
yanağı olan üretici güç. 7/ Deni-
ze uzanan dar ve alçak kara parça-
sı... Mercanada. 8/ Tropikal böl-
gelerde yetişen ve nişastaca zengin
yumru kökleri yiyecek olarak kul-
lanılan bitki... Marangozlann dört
köşe delik açmakta kullandıklan
araç. 9/ İlkel bir silah... "Çalma,
hırsızlık" anlamında argo sözcükâ
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Afex Halcy'in, TV dizisi haline de getirilen ünlü romanı...
"Hayır" anlamında kullanılan söz. 2/ Zehir... Levreğe benzer
bir tath su balığı. 3/ Torba biçiminde yorgan çarşafı. 4/ Boyun
eğen, kendini başkasının buyruğuna bırakan. 5/ Tann'ya yöne-
len saygı davraruşı... Rütbesiz asker. 6/ Masonlann toplantı
yeri... Hindistan'da büyük toprak sahibi prenslere verilen ad. 7/
Oç almayı güden öfke... Sessiz, uslu. 8/ Üzerlerinde alfabenin
harfleri bulunan kâğıtlarla oynanan bir kâğıt oyunu. 9/ Paro-
la... Tembellik.