22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
16NİSAN1993CUMA CUMHURİYET SAYFA KULTUR 11 Sinan Çetin 'in sinemaya dönüşünü belgeleyen 'Berlin in Berlin', eli yüzü düzgün veşamatalı birfilm Mürtüzve şünekaakarşımızda...SUNGUÇAPAN " Gûzel"i objektifıne yakalayıp sığdırmanın peşindeki. ınşaatlarda çalışan, mühendis ya da rrumar bır Al- man, gizlice resimlerini çektiği bir Türk kadınının. aynı işyerinde çalışan kocasının kazayla ölümüne sebep olursa görün bakın neler olur: biraz vicdan azabı biraz da kadma duyduğu ilgiyle hafiye gibi izler kadını. Kansının fotoğraflannın çekilmesi- nin, koca için adeta kadını 'becermek'- le eş anlama geldiğini nereden bilsin? Fotoğraf hobisinin başına iş açtığı Al- man tam kadına suçsuzluğunu anlatı- rken, pisi pisine ölen kocanın. yengesi- ne gizliden gizliye. fena halde yanık ve gözünü intikam bürümüş, dengesiz kardeşiyle öteki aile bireylerine yaka- lanmaz mı? Müzikle eşlemeli. haşın tempolu bir takip ve alı al moru moru- na bir kaçış. (Zaten fotoğraf tutkusu, AntonionTnin "Blow Up"ından beri çoğu filme kaynaklık etmiş ve bu filmi çeken yönetmen de fotoğraf sanatı- ndan yetişmemiş midır?) Ve olacak şey değil ama kaçarken de kadının aılesı- nin evine gırip saklanmaz mı? Allah- tan katil bile olsa,"Türk evinde konu- ğun kıhna dahi zarar venlmedığf için postu kurtanr. Ne var ki can korku- suyla gırdığ), nene, gelın, kaynana. ço- luk çocuk oturulan, Berlindeki bu tı- pik Türk ailesı evinde mahsur ve mah- pus kalacaktır giderek... Basın ilanlannda "İstanbul Sinema Günleri'ne ve Oscar'lı Amerikan fılm- lerine karşı hasılat rekoru kıran Türk fılmü' olarak sunulan,kabaca öykü- sünü özetlediğimiz "Berlin in Berlin" iddialı "bir Sinan Çetin filmi!" Ger- çekten de. çekim haberleri, kadın oyuncusunun magazinlere manşet >îan "afiş-isim"kaprisi ve "medyatik" yönetmeniyle "medyatip" erkek oyuncusunun beceriyle tezgahlanan tanıüm ve pazarlama çabalan, olumlu sonuç vermiş gibı görünüyor. "Berlin in Berlin'i yansı dolu koca- man bir salonda izledik. Namus soru- nu ağırhkh öyküsü, Hülya Avşar ve Cem Özer faktörü, geniş yığınlara çe- kicı gelen kimi popüler öğelere yasla- nan akıa aniatımı ve medyanın doldu- ruşu, filmin gördüğü ilgıyı açıklaya- bilir belki. Kuşkusuz bir "Tcndeki Tuz" ya da Mel Gibson'ın "Forever Young"ı gibi kıytınk filmlerdense, "Berlın ın Berlin"in ilgi toplaması yeğ- dır. Alman Türk kızına kesilir... Hep biz sevdalanıptutulacak değiliz ya, kaymak tenfi.selvi boyra sanşm "Helga'iâYa. Alman gavuru da pekala kapılabilir mantolu, başörtülü bir Türk kızına. Bu noktadan yola çıkan "Berlin in Berlin", "Prenses"le "Gök- yüzü"nden ben yaklaşık 6 - 7 yıldır Berlin in Berlin/ Yönetmen: Sinan Çetin / Şenaryo: S.Çetin, Ümit Ünal/ Kamera: Rebekka Haas / Müzik: Nezih Ünen / Oyuncular: Hülya Avşar, Cem Özer, Armin Block, Aliye Rona, Eşref Kolçak, Nilüfer Aydan, Zafer Ergin / 1992Türk-Alman filmi/ (Beyoğlu Fitaş, Şişli Novabaran, Çemberlitaş Şafak, Fenerbahçe Pyramid sinemalarında) Alman mühendis, gizlice DUber'in (Hülya Avşar) fotoğrafını çekinee... fılm çekmeyip kendini reklama - klibe veren Sinan Çetin'in sinemaya dönü- şünü belgeliyor. 1750"li yıllarda imparatorluğumu- zun temsilcısı olarak Berlin'e ayak ba- san Osmanlı çelebısinın aklının havsa- lasının alamayacağı kalabalıklar ha- linde, 1960'lardan başlayarak Alman- ya'yı özellikle Berlin'i mesken tutuşu- muz üstüne yazılan romanlara. hika- yelere, çekilen dökümanterlere. yapı- lan fılmlere, bir yenısi ekleniyor boyle- likle. Geniş caddelen. blok apartmanlan, kunt yapılan ve dazlaklanyla günü- müzde Bcrlin'de, çoğunluğu Ana- dolu'yu yaşayan 150 - 200 bin kişilik Türk cemaatinden seçilmiş bır gurbet- çi ailenin uç kuşaktan bıreyleri ve "ga- vurevladı" bir Alman. Sinan Çetın"m kahramanlan. Farklı kökenlerden ge- len bu kahramanlann çatıştığı ve ke- siştiği öykü.iki toplumun farklı dav- ranış biçimlerini sergjleyerek gelişiyor. her an tehlikenin kapıyı çalacağı "ölüm, aşk. seks" sosuyla vıcık vıak bir Berlin atmosferinde. Ataerkil, baskıa ve namus konu- sunda çok hassas Türk ailesini tanıyo- ruz derken. Berlin'de ayru çatı altında, hepbirlikte "cünıbür cemaat" yaşa- yanlardan tipik bir ömek bu aile. Bir yanda, Kabelı duvar halısı önünde ezan dinleyıp Kuran okuyan, güngör- müş, bilge bir nine (Aliye Rona), yıllar yılı kesin dönüş yapmayıp Berlin'in ra- hatına, düzenine alışmış, "iki arada bir derede" kalmış anneyle baba (Nilüfer Aydan, Eşref Kolçak). mastürbasyon Eureka Audiovisual Kurumu • Türkiye'ninde aralannda bulunduğu 30 ülkeninoluşturduğu kurum, ortak yapımlann yanısıra tanıtım, finans, dağıtım gibi pek çok konudaişbirliği sağlıyor. Kültür Servisi - Avrupa'- daki film endüstrisini kalkındırmak amaayla 1989 yıhnda kurulan Eureka Au- diovisual kurumu, 12. Ulus- lararası İstanbul Film Festi- vali çerçevesinde gerçekleşti- rilen bir toplantıyla basma ve Türk sinemacılanna tanıtıldı. Eureka Audiovisual Yö- neticisi Kaıi Junnar Lindst- roem. aynı kurumdan Lau- rance Petre, Kültür Bakanlığı Telif Haklan ve Sinema Ge- nel Müdürii Menmet Ege ve Eureka Audiovisual Türkiye koordinatörü \'ecdi Sayar'm katıldığı toplantıda, Eureka Audiovisual kurumunun çalışmalanndan sözedildi. Türkiye'nin de aralannda bulunduğu 30 ülkenin oluş- turduğu kurum, ülkeler arasında ortak yapımlann yanı sıra tanıtım, finans, dağıtım gibi pek çok konuda da işbirliği kurulmasına des- tek oluyor. Eureka Audiovisual'ın des- teklediğiprojelereverilen"Eu- reka Audiovisual damgası" da bu fılmlerin tüm Avrupa ülkelennde tanınmasına yardımcı oluyor. Eureka Audiovisual Yö- neticisi Kar Junnar Lindstro- em, Avrupa sinemasını des- teklemek amacıyla kurulan Eurimages'dan da söz ede- rek. "Eurimages'a benzer bir kurum olmakla bırlikte, farklılıklanmız da var. Eurimages bir projeye des- tek vereceği zaman, bu mer- kezden kararlaştınlıyor. Oysa bizim destek vereceği- miz projeleri temsilci ülkeler- de bulunan koordinatörleri- miz saptıyor' dedi. Mürtûz'ün (Cem özer) namus sonınuveöçdavası aşk hüsranına dönüşecektir. Sinan Çetin gerilimden mizaha gidip gelen, kaba saba argo esprilerden fazlaca medet uman, işlek bir anlatım tutturmuş.Oyuncu yönetiminde yeni bir durum yok. Sürekli ağzını büzmekle oyun oynadığını zanneden film yıldızı Hülya Avşar bir yana, talk-show5 cu Cem Özerabartılı, agressif ve psikopat bir Türk genci olmuş. Alman Armin Blockbizden biri gibi adeta. yapan yengesini röntgenleyen, habire buraunu kanştıran, bitirim oğul (Cem özer) ve Almanlarla daha iyi iietişim kurarak leylek bacakh fıstıklarla mercimeği fınna veren son kuşaktan "küpeli" kardeşlen, öte yandan vic- dan azabı ve Türk kadınına tutkunhık duyan, mini Langescheidt sözlükten Türkçe sözcükler paralayan, adeta ze- mine yapışarak Türk evine yerieşmiş, ancak ev dışında öldürülmesi mübah Alman genç ve teleibnla yardım istedi- ği arkadaşı. Ağabeyinın (Zafer Ergin) öcünü yerde koymamaya kararlı Mürtüz, (C. Özer) kardeşleriyle "cafe" işletmek- ten, Alman kızlanyla porno filmler- den ödünç alınmış pozisyonlarda se- vişmekten vakit buldukça, Alman Thomas'la ılişkiyi koyultur, giderek nefretin yerini insani duygular ahr. Tüm dengesizliğine karşın ana ba- basının sözünü saygıyla dınleyen Mürtûz'ün namus meselesi ve öç da- vası, yengesini yitireceği bir aşk hüs- ranına dönüşecektir bağirtılı çağırtılı bir finalde. Dilber (H. Avşar) sonunda Thomas'la birlikte çıkjp gıdecektir. Mürtüz'ün, yataktan fırlamış ana- dan üryan Alman kızını anasına ba- basma taruştırdığı, ağzındaki kurşunu şeker emercesıne evirip çevirerek Tho- mas'ı tehditettiği, Thomas'ın can kor- kusundan donuna edip üstünü değiş- tirdiğı. Müslüman ailesinde Alman usulü Rap gösterisi yapıldıği. Türk milli futbol takımının Almanya'yla oynadığı maçın TV'den ailecek ızlen- diği. Thomas'ın, eski Galata Köprüsü çıkmazında kalakaldığı o kabus gibi rüyayı gördüğü, dazlaklarla göğüs gö- ğüse gelindıği gibi ucuzluğa davetiye çıkaran "buluşlu" sahneter de eksik değil fılmde, bır de beylık sılah fetişiz- mi var ki Allah Allah... Bıçaktan ta- bancaya transfer olmuş, şak-şuk defa- larca şarjör boşaltılan beylik bir silah fetişizmi bu. Mizanseni, görsel düzeyr, ışığı (Martina Radwan) sanat yönctımi (Zeynep Tarcan), kamerası (Rebekka Haas) ve kimi zaman çok fazla öne ge- çerek herşeye kanşan müzik (Nezih Onen) çalışmasıyla tüm altyapısı batılı standartlan yakalayan, eüyüzü düz- gün kotanlmış, özenle çalışılmış bir film. Sinan Çetin gerilimden mizaha gi- dıp gelen, kaba saba argo esprilerden fazlaca medet uman, işlek bir anlatım tutturmuş. Oyuncu yönetiminde yeni bir durum yok. Sürekli ağzını büz- mekle oynadığını zannedenfilmyıldızı Hülya Avşar bir yana, talk-show'cu Cem Özerabartılı, agressif ve psikopat bir Türk genci olmuş, Alman Armin Block da bizden biri gibi adeta. "Eski- ler"se aynen rol kesmeye devam. Ber- lin in Berlin, rahatlıkla izlenen "dram üstü kornedi" niteliğinde, şamatalı ve yer yer haşin, yer yer matrak bir fılm. Poliakoffun alışûmadıkaşk ve seks öyküsünü anlattığı filmi estetik bir kliphavasında Aynı candan, aynı kandanvenli bir yaşamı paylaştığı olgun, varlıklı ve hafıf "dandy" kocası Sinclair (Alan Rickman) de bu sacayagının üçüncü kişisini oluşturur. sefer son" diyerek süreklı bırbirlerini ar- zulayacaklan, elektriklenmelerle. ya- lanla-dolanla, tutkuyla ve kalp kırgmlı- klanyla sürer gider. Kendinden emin tavırlar içindeki ahmlı ve bakımlı Natalic'nin, rahat gü- Aşk ve seksin, vazgeçilmez bir bağımLlığa dönüştüğündc,. bireylerin "olaya" teslim oluşu. yönetmen Po- liakoffun ilgısinı çeken bu fılmde. Birtakım iş yolculuklanru bahane ede- rek gizli gızli kardeşiyle beraber olan Natalie'nin durumu, zengin kocasını da "Kapal Gözlerimi" - (Close My Eyes)/ Yönetmen ve senaryo: Stephen Poliakoff/ Kamera: Witold Stok/ Müzik: Michael Gibbs/ Oyuncular: Alan Rickman, Saskia Reeves, Clive Owen, Karl Johnson, Lesley Sharp/1991 Ingiliz filmi / Yeni Tual Film / (Osmanbey Gazi, Kadıköy Süreyya, Çemberlitaş Şafak Kınlsın tabular.. sinemalannda) Geçen yıl İstanbul Film Festivali'- nden son anda geri çekilen 1991 İngiliz yapımı "Kapat Gözlerimi" de festivalle aynı zamanda vizyonda. Tiyatrodan ye- tişerek televizyon oyunlan ve senaryo- lar yazan, 1987de "Hidden City-Gizli Kent" adlı bir de fılm çeken Stephen PoliakofTun ikinci yönetmenlik de- nemesi "Kapat Gözlerimi". Rusasıllı Fransız ressamı PolıakofPla isim benzerliği taşıyan bu "komple İngi- liz aydını" alışılmadık bir aşk ve seks öyküsü anlatmaya girişiyor. Punk tip- lerin resmi gecit yaptığı gösterişli, zevkli, estetik bir klip havasında başlayan fılm, "ParisteSonTango" yada "Rosemary'- niri Bebeği"ni anımsatan yüksek tavanb boş dairelerdeki bitip tükenmek bilme- yen sevişme sahneleriyle sürüyor. Kıyasıya sevişen çift, birbirlennden ayn büyütülmüş Richard ve Natalıe adlı iki kardeştir ve ilişkileri. uzun aralı- klarla bölünen ama kesinlikle zaman aşımına uğramayan bir -garip ensest- ilişkıdir. 1990'larda "aşk ve seksin karmaşık yapısına" kamerasını çeviren Poliakoff, sonuçta sabun köpüğü gibi hafif düzeyli erotik bir deneme kotarmış. 1985'in Londra'sında uzun sıcak bir yaz mevsi- minde karşılaşan, farklı ailelerce büyü- tühnüş iki kardeşin abla Natalie'yle (Saskia Reeves) küçüğü Richard'ın (Clive Owen) ilişkisi, her seferinde "bu Fikn,tabuhığunu kornyan ensest olayma sansasyonel obnayan bir bakeş getiriyor. kuşkulandınr. Natalie ilişkiye son ver- mek istese de bu kez Richard kızkar- deşinden vazgeçmeyecektir bir türlü. Başka kızlarla da yapamamaktadır bu arada. Natalie ve Sinclair'ın Amerika'- ya taşınma karan da Richard'ı perişan edecek ve ablasıyla kocasının verdiği veda partısinde, ufak çapta bir aile reza- letine yol açacaktır. İntihar girişimleri, kınklıklar, kı- skançlıklar ve ete, duyguya gem vura- mamalar gırla gidiyor "Kapat Gözleri- mi"de. Yumuşatılrnış "soft" pornomsu sevişme sahneleri de tabii. Poliakoff, art arda dizılıveren, egzotik ışıklı, cici-bici görüntülerle sağladığı yapay ama işlek ve zevkli üslubuyla işi götürüyor. İngiliz usulö ensest Görsel düzeyiyle Michael Gibbs'in müzik calışması. ensest bir ilişkiyi öykü- lerken, bu ilişkinin arka palanında ya- tan sorunlan. kaygılan da pek kulak ar- kası etrnemeye özen gösteren bu festi- vallik İngiliz yapımını çekici kıhyorsa da, son tahlilde öyle çok da önemsene- cek, ciddiye alınacak ve yanna kalacak bir fılm hiç değil. Kevin Costner'in Robin Hood'undan, sert ve amansız bir Nottingham şerifi olarak hatırlanacak Alan Rickman, bo- yalı saçlanyla, bir eli yağda bir eli balda, etkileyici bir zengin portresi çizerken, ti- yatro kökenli iki genç oyuncu (Saskia Reeves, Clive Owen) da belli bir düzeyin altına düşmüyorlar. Hala "tabu"luğunu koruyan ensest olayma "sansasyonel olmayan" bir tarzda bakmayı deneyen bu ingiliz ya- pımı, özentili ve gösterişli, büyükçe bir klip izlenimi vermekten öteye pek geçe- miyor bizce. Italyan sinemasının bugünkü durumunu akîaran sinema eleştirmeni Umberto Rossi: Hükümet, sinemamn idam fermanınıimzaladıKültür Sentsi - İtalya'nın önde gelen si- nema eleştirmenkrinden Umberto Rossi, İtahan sinemasımn "katledildiğini'" ve si- nemanın "idam fermanT'nı İtalyan hü- kümetinin imzaladığııu söyfedL 12. Lluslararasj İstanbul Film Festivali çerçevesinde dün gerceklestirilen "İtalya'- nın Altın Palmi\ek?ri" toplanttsına İtalyan film eleştirmeni Umberto Rossi, festivalde gösterflen "Babam ve Ustanı" fllminin baş- rol oyunculanndan Omero Antonutti >e Ci- necitta International stüdyotanıun temsilci- si Rosanna Santacecca katüdı. İtalyan sinemasının tarihsel gelişüninin yanı sıra İtalvan sinemasııun bugünkü du- nraıuııun da tartışıldığı toplantıda, sinema eieştimteni Umberto Rossi, İtalyan sine- masmın "gerileme"sinde tele> izyonun etkili olduğunu söyledi. "İtal>an sineması neden arhk Pasolini'ler, Visconti'ler, Rosseliniler çıkaramı>or?" sorusuna kapsamlı bir yanıt veren Rossi, şöyle konuştu: "Hükümet, teievizyonda hiç denetimsiz her türlü fılm gösterme olanağı verdi. Bun- dan yarariananlar da özel tele\izyonlar oldu. Film yapuncılan da bunun üzerine ya- pacaklarıfilminkalitesini değil. TV'den ge- lecek paraları düşünmeyebaşladı. Artık te- ievizyonda bir günde her türden her ülkeden 2000 kadar film gösteriliyor. Bu gösterim hızı, özellikle son 10 yılda sinemalann kul- landığı yerli ve yabancı film kaynağınm eri- mesine neden oldu. Tabii piyasada Ame- rikan sinemasının egemenliği de bir başka büyük etken." Bir fifanin başarılı otması için herşeyi göze alıp ^ annı yoğunu" sinemaya adayan yaponcı tipinin artık tükendiğini söyleyen Umberto Rossi, İtalya'da sinema salon- lannın sinemacılar için ana kaynak olmak- tan çıknğını, beürle\ici unsurun televizyon oldıığunu belirrti. Tele>izyonun "şeytan" gibi görülmesinin de > anlış olduğunu vurgu- layan Rossi, "Teloizyon televizyonluğunu bikin, sinemacılar da sinemacılığını bilsin. Ama sinemacı sinemacılığını yapmıyor. Si- nema diliyle televizyon dili ayn şeylerdir. Ticari düşünüp salt televizyon içinfilmyap- mak ounaı" dedi. Televizyon için çekilen filmlerin doğal olarak "televizyona uygun" fllmler olduğunu belirten Rossi. bu filmlerin derinlikten yoksun, yakın plan çekimlerle kotanlmış, üstelik aiJe bireylerinin tümüno yönelik olması gercktiği için belirti konu- lar çerçevesinde döndüğunü, bunun da film- leri krsırlastırdığını söyledi. Rossi, "Bir Rosseh'ni'ye televizyona uygun film yap di- yebüirmiydiniz? Asla...Sinemacılar televiz- yona göre düşündükleri sürece iyi sinemacı da çıkmaz" dedi. Ozel tiyatrolara müjde • ANKARA (AA) - Ankara'da bulunan Derya Sanat Merkezi, gerçekleştireceği yeni düzenlemeyle fılm gösterimlerinin yanı sıra tiyatro yapıtlannın da sahnelenmesine olanak sağlayacak. Derya Sanat Merkezi işletmecisi Fatih Çükadaroğlu'ndan alınan bilgiye göre, sahne yeniden düzenlenırken, sanatçılann sahne girişlenni sağlayacak bir de kulis eklenecek. ÖzellikJe Gölbaşı sinemasının kapanmasından sonra ortaya çıkan boşluğu dolduracaklanna inandığını ve sanatın diğer bır alanına hizmet vermekten onur duyacaklannı kaydeden Çılkadaroğlu, tadilatın bitinlmesınden sonra ilk etkinlik olarak Türk cumhuriyetlerinden gruplar ve sanatçılann gösterilerini başkentlilere sunmayı planladıklannı bildirdi. Çılkadaroğlu. salondaki düzenlemeleri mayıs ayı başında bitırmeyi hedeflediklerini sözlerineekledi. Batman'a tiyatro salonu • BATMAN (Cumhuriyet) - Kültür Merkezi Müdürlüğü binasmda yer alan tiyatro salonunu yıktıran Vali Zeki ŞanaJ, Batman'a 7 milyar lira harcamayla modern bir tiyatro salonunun yapılacağını bildirdi. 250 bin nüfuslu Batman'da tiyatro salonunun bulunmamasının bireksiklik olduğunu belirten Şanal, 260 kişilik tiyatro salonunun tümünün elden gcçirildiğini söyledi. Ozel İdare bülçesi ile Kültür BakanlığTndan sağlanacak destekle Batman'a modern bir tiyatro salonunu kazandıracaklannı kaydeden vali Zeki Şanal, "7 mılyar liralık bir harcamayla bölgeye modern, çağdaş bir tiyatro salonunu kazandıracağımız için mutluyuz. Kültür Baİcanlığı'nındesteğiyle tıyatroyu 3-4ay içinde gerçekleştireceğiz" dedi. İstanbuFdan ütopyalar • Kültür Servisi - Binnci yaşını dolduran İstanbul dergisinin 5. sayısı, İstanbul geleceğıne ütopık olarak bakıyor. Dergide yer alan "İstanoul Üzenne Ütopyalar" dosyasının yazarlanErhan Acar, Afife Batur, Murat Belge, Orhan Bursalı, Semas i Evice. John Freely, Emre Kongar, Aykut Köksal, Doğan Kuban, Cyril Mango, Nezih Neyzi, . Orhan Silier, Daniel de Souza, U ğur Tanyeli v e Aydın Uğur, süzkonusu İstanbul olduğundaütopyanınne olduğunu tartışıyorlar. Dosyaya aynça Latif Demirci, Bülent Erkmea, İsnıail Gülgeç, Ara Güler, Ömer Uluç ve Doğan L r de yapıtlany la katılıyor. Derginin bu sayısında Orhan Siüer'in bulduğu "Mustafa Suphi'nin İstanbul Ütopyası"nden kesitler de yer alıyor. Beşinci sayıda aynca Cahit Ka>Ta Kızkulesi'nin geçmişini ve geleccğini irdeliyor, Birtin Toker "En eski geleceğin kenti" olarak ıstanbuTa bakıyor, Murat Güvenç bir sanayi kcnti olarak İstanbul'u ele alıyor, MuMis Türkmen yazısı ve desenleriyle Kadıköy"den Üsküdar'a bir gezinti yapıyor, Metin And ise Cervantes'in Türkler ve Osmanlı Sarayı üzerine yazdığı oyunlan anımsatıyor. Catharine Deneuve Deneuve'la kızı aynı fîlmde • PARİS(AA)- Buyıl 13 mayısta başlayacak Cannes Film Festivali, ünlü Fransız oyuncu Catharine Deneuve'ün başrolünüüstlendiğibirfilmleacılacak. Ünlü oyuncunun Marcello Mastroianni'den olan kızı Chiara Mastroiann de aynı fılmde sanat yaşamına ilk adımmı aüyor. "Ma Maison Preferee" (Tercih Ettiğim Ev)adını taşıyan film, festivalin yanşmalı bölümünde yer alacak. Bu yılki festivalde hangi filmlerin yanşacağı kesin olarak saptanmamakla birhkte, yapımcılığını AndreTechine'in gerçekleştirdiği filmin yanşmalı bölümeseçıldiği kesınlik kazandı. IsabeUe Adjani'nin başrolünü üstlendiğı "Toxic Affair" ısedaha önce festivalin açıhşfilmiolarak duyurulmasına karşın yanşma dışı göstenlecek. Cantürk'ün resim sergisi • Kültür Servisi - Resşam Fikri Cantürk'ün sergisi, 28 nisana dek Anadolu Ünıversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Palet Sanat Galerisi'nde sürüyor. 1957'de Gazi Eğitim Enstıtüsü Resım-İş Bölümü'nü bitiren Fikri Cantürk, 1987 yıhnda doçent oldu. 1989 yıhnda Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim-İş Bölümü'ne atanan Cantürk, bugüne dek sekiz kişisel sergi açtı. 1982'de Balkan Halklararası Banş ve Dostluk Bölgesı Bienali'ne katılan sanatçının çok sayıda yapıtı karma sergilerde de yer aldı. Dünya sanat köprüsü • Kültür Servisi - Piyanist Yükscl Dural, 17 nisan cumartesi günü tsviçre Uluslararası Sanatçılar Birliği'nin davetlisı olarak Winterhur'daki Garten Hotel'de bir resıtal sunacak. Farklı ülkelerden sanatçılar arasında diyalog kurmayı amaçlayan İsviçre Uluslararası Sanatçılar Birliği'nin kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı BaydarOzcan, başka Türk sanatçılanyla da iietişim kurmak istediklerini belirtti. Sakıncalı Piyade'nin prömiyeri • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Gazetemizin yazan Uğur Mumcu'nun kitabından oyunlaştınlan Sakıncalı Piyadeadlı tiyatro oyunu, Ankara Sanat Tiyatrosu'nda prömiyer yapacak. 15 yıl aradan sonra eski İcadrosu tarafından tekrar sahnelenecek olan oyun, perşembe ve cuma günleri 20.30'da,cumartesi ve pazar günlen 15.30'da ASTda izlenebilecek. Rutkay Azız ve Metin Balay'ın yönetmenliğini yaptığı oyunda Sakıncalı Piyadeyı Mehmet Ulay canlandıracak. Diğer rolleri Erol Demıröz. Yaşar Akın,Cezmi Baskın, Altan Erkekli, Ali Erkazan, Şemsuvar Aktaş, Mahir İpek. Zafer Elgin ve Koray Elgun paylaşacak. Oyunun müziği TimurSelçuk, çevre düzenlemesi Yalçın Emıroğlu, koreografisi Mehmet Yalız tarafından gerçekleştirildi. Atlantis MusıcCenter • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Atlantis Music Hı-Fı Center tarafından Rolling Stones ve Fairport Convertion topluluklannı anmak amaayla iki etkinlik gerçekleştiriliyor. "Yosun tutmayan taşlar: Rolhng Stones" başlıkh etkinlik yann saat 17.00 ile 18.00arası gerçekleştirilecek ve Cemal Atahan tarafından sunulacak. "Ölmeyı reddeden grup: Fairport Convention " adlı etinhkte Levent Varlık tarafından sunulacak ve 24 Nisan günüsaat 17.00 ile 18.00 arası gerçekleştirilecek. ETkinliklerCinnah Caddesi numara 10-bÇankaya adresinde izlenebilir. Müzik Festivalf nde bugün • ANKARA(Cumhuriyet Bürosu)- 10. Uluslararası Ankara Müzik Festivali'nde bugün Polonya Müzik Tiyatrosu ve Foznan Balesinin rock ve bale gösterisi sunulacak. Gösteri, saat 20.30'da Milh Eğitim Bakanlığı'nın Beşlevler'deki Şura Şalonu'nda izlenebilir. Festivalde yann da, rock ve bale gösterisinin yanı sıra saat 16.00'da Şirin Pancaroğlu'nun harp resitali yeralıyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear