Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
9KASIM1993SAU CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI 11
KDVzamnnna
tütetici tepMsi
•tZMİR(ANKA)-
Merkezi tzmir'de olan
TüketiciVakfıBirliği,
hükûmeti, KDVzammına
karşı eylemle tehdit etti.
Yönetiminde Türk-tş,
Kadınlar Birliği gibi
örgûtlerin de yer aldığı
Tûketici Vakfı Birliği
Başkanı Dündar Soyer
düzenlediği basın
toplantısında özellikle
zorunlu tüketim
maddelerindekiKDV
artışuıın geri çekilmesini
istedi.
YılmazMÜSİAD'ın
konugu
• İZMİR (ANKA) - ANAP
Genel Başkanı Mesut
Yılmaz, îzrnir'de Müstakil
Sanayici ve İşadamlan
Derneği(MUSÎAD)
üyelerine 12 kasım cuma
günü yemekli toplantıda son
siyasal gelişmelerle ilgili
görüşlerini anlatacak. Daha
önce RP Genel Başkanı
Necmettin Erbakan, BDP
Genel Başkanı Aydın
Menderes'in konuk olduğu
MÜSİAD'ın toplanülanna
kaülacak olan ANAP lideri
Yılmaz, 13 kasım cumartesi
günü de partisinin Ödemiş
ilçe mitinginde konuşacak.
Renauirdan zam
•İSTANBUL(AA)-
Renault, ürettiği
otomobillerin KDV dahil
perakende saüş fıyatlannı
yüzde 2.5 ile yüzde 4.89
arasında değişen oranJarda
arttırdı. Renault Mais'ten
dün yapılan açıklamaya
göre, zamdan sonra
Renault'ın en düşük fıyatlı
modelı olan R. 12 Toros'un
KDV dahil saüş fıyaü yüzde
2.5 oranındaki artışla 114
milyon 608 bin liradan, 117
tnilyon 474 bın liraya, en
yüksek fıyatlı modeli olan
R.21 Concorde'un fıyatı ise
yüzde 4.89 oranındaki artışla
291 milyon 724 bin liradan,
305 milyon 977 bin liraya
çıktı.
Tekstildemodel
arayışı
• ADANA(AA)-
Ülkemizde, tekstil
sektöründe ihracat ve
ihracata yönelik üretimin,
yanlış fıyat ve maliyet
poliikalan sonucu ükanma
noktasına geldiği, bu
ükanıklığın, geliştirilecek
yeni bir modelle aşılabileoeği
belirtildi. Tekstil ve Haar
Giyim Dış Ticaret A.Ş.
Yönetim Kurulu Başkanı
Kayaalp Cinel, mevcut
ihracat modelinin ükanma
modelinin ükanma
noktasına geldığjni, 1990
yıbndan bu yana, 10 milyar
ECU dolayında kalan
ihracat rakamlannın, bunun
bir göstergesi olduğunu
söyledi. Cinel, şunlan
söyledi: "Ülkemizde,
1983-1989 yıllan arasında,
dış ticaret sermaye şirkeüeri
üzerine oturtulan ihracat
modelinin, 1994"tetamamen
terkedilmesi beklenmektedir."
İhracattahazıp
gryim atağı
• İZMİR (AA) - Ege Hazır
Giyim ve Konfeksion
İhracatçılan Birliği Başkanı
Hüdaı Kurt, iç piyasada
hazır giyim ve konfeksiyon
ürûnlerinin çok yüksek
fıyatlarla satıldığını
belirterek, ihracatçılann
sahip bulunduğu kaasitenin
bir bolümünün iç piyasaya
sürülerek fiyatlann aşağı
çekileceğini ileri sürdü.
Yurtdışma 200 bin liraya
ihraçedilen bir bluzun iç
piyasada yaklaşık 1 milyon
liraya saüldığına dikkat
çeken Kurt, "Dünyanın
hiçbir yerinde asgari ücrete eş
bir fıyatla bluz saülmaz.
Türkiye bugün bu
noktadadır" dedi.
Kömöp
ithalizni
• ANKARA (ANKA)-İl
özel idarelerine de hava
kirliliğinin ödenlenmesi
amacıyla, Büyükşehir
Belediyeleri ve demir
çelikçiİerle aynı koşuüarla
kömür ithal izni verildi.
Bakanlar KuruhTnun
konuya ilışkin karan Resmi
Gazete'de yayımlanarak
yürürlüğe girdi. Buna göre, il
özel idareleri de Büyükşehir
Belediyelerini ve
Demir-Çelik tesislerinin
üretimdekuHanmak üzere
gerçekleşürdığı ithalattaki ile
aynı tutarda vergi ve fon
ödeyerek, taşkömürü ve
linyit ithal edecek. Bu
kuruluşlann gerçekleştirdiği
her iki cins kömürün
ithalatında da yüzde vergi ve
ton başına 7 dolar fon
almıyor.
Berke Barajı'nda Dünya Bankası kredisinin kesilmesi tehlikesi ortalığı kanştırdı
Uzaıılanııbaşıderttençıkmıyor
SAMtHAZMİEZER
ADANA - Çukurova Elektrik A.Ş. ta-
rafından yapımı sürdürülen Berke Barajf-
nda çalışmalann, Dünya Bankası kredisi-
nin kesilmesi olasıbğ) yüzünden durabile-
ceği bildirildi. ÇEAŞ'ta yönetimi ellerine
geçiren Uzan ailesinin yanı sıra, eski yöne-
tim, Sanayi Odası ve hükümet de krize yol
açan gelişme de dahil, şirketteki uygula-
malara yetennce ilgi göstermemekle suç-
lanıyor.
Berke Barajı ve Hidro Elektrik Sant-
rali'nde inceleme yapan Dünya Bankası'-
na baglı uzmanlann, baa teknik eksiklik-
ler ve yetersizlikler belırlemesi üzenne.
ÇEAŞ Yöneüm Kurulu Başkanı Ketnal
Lzan'a bir rr.sktup yazdığı ve gerekli ön-
lemlerin ahnmaması durumunda kredinin
kesilebileceğini bildirdiği ka>dedildi.
Dünya Bankası ve yan kuruluşu olan
IFC'nın, kredi sağlanan şirketlere liste ve-
rerek denetleme kurulu oluşturduğu, bu
kurulun iki yılda bir inceleme yaptığı ve
rapor verdiği belirtildi.
ÇEAŞ'ta Uzanlar'ın yönetıme gelme-
sine karşı küçük ortaklarla birlikte mü-
cadele veren Avukat Zafer Saka, kredi ve-
rilen yatınmlann projeye uygunluğunun
Dünya Bankası tarafından sürekli denei-
lendirdiğıni, Berke Barajfnda eksiklik tes-
pit edildiğini kaydederek- "Parçalı olarak
ödenen kredi kesilebiur. Dün>a Bankası,
koşuDan uygun görmezse kredinin geri ka-
lan kısmını ödeme>ebiliyor. Yalnız hükü-
metin burada teminatı var. Dürna Bankası
krediyi hükümetin garantishİe veriyor.
Kredi geri ödenetnez hak' gelirse hükiimet-
ten istenebilir" dedi.
ÇEAŞ'çdann ahı tuttu
ÇEAŞ'ta yönetim değişikliği, işçi çıkar-
ma, elektrik kesintileri, enerji hatlannın
bakımsızlığı gibi olumsuzluklar karşısı-
nda eski yönetim. Sanayi Odası ve hükü-
metin ılgisiz kaldığını da savunan Saka
şunlan söyledi:
"Eski >önetimin Lzanlar'la işbirliği \ar.
Küçük ortaklann organize olmasını engeiü-
yorîar. Açıkça bfldiklerini söytemiyorlar.
Ticaret ve Sanayi Odalan da bu getişmeleri
bili>orlar, ama konunun üzerine gitmiyor-
lar. Bu şirketin 25 bin ortağı >ar.3-5 kişinin
değfl herkesin, bütün yabnmcıian baklan
konınmalı. Hic kimse sesini çıkarmıyor.
ÇEAŞ bölge elektriğinin yüzde 3yini
karşılıyor? Bütün sanayitesiskri oradan
enenj alıyor. Üretim durursa ne olacak?
Bunlaruı karştsuıda Sanayi Odası'ndan tıs
yok. Kredi sözleşmelerini \apanlar eski yö-
netkiler. Sözkşmelerin altında imzalan
var, sorumluluklan var. 'Ben >önetımden
aynldım bana ne' diyebilirler nri? Toplu
Konut Fonu olarak kesilen para var.
Haksız kesikliği yolunda karar çıkarsa bu
parayv geri ödemeleri gerek. ÇEAŞ'm se-
netferi borsada 10 bin lira. L'ç sene önce de
10 bin lira idi. Bunun müsebbibi kimdir?
Şirkette çalışan 1400 kişiden 600'ünü ÇH
kardüar. Hatlaruı bakımı yapdamıyor.
Çok büyük kesinriUr olabilir. Sanayi Odası
yönetimi ÇEAŞ gibi bir olayla ilgilenmi-
yorsa istifa etsin. Hükümet de ilgisiz kalı-
yor. Eski yöneticiler, tam organize oluna-
cakken, Don Kisotluğa gerek >ok diyorlar.
Yönetimi Uzanlar'a secimsiz teslim ettiler.
ÇEAŞ olayı, sermaye piyasasında bazı
yöntemlerin en somut ömeği, birçok şeyin
anahtandır."
ÇEAŞ'ta örgütlü Tes-tş Sendikası 2
Nolu Şube Başkanı Metin Korur, şirketin
Dünya Bankası nezdinde en itibarlı mües-
sese konumunda olduğunu, bugün geli-
nen durumdan üzüntü duyduklannı bil-
dirdi. Korur. "Berke'deişdurabilir. Bunun
sonucu hiç iyi olmaz. Çukurova'nın ekono-
misi söz konusu. Berke'de para toprağa gö-
mülmüş. Ne yapılıp edilip bitirilmeli. Enerji
ve Tabü Kaynaklar Bakanlığı bu konuda
tavır belirieyecek diye duydınn" dedi.
Çukurova Elektrik A.Ş. ile ilgili sorunu
diyalogla çözebileceklerinı belirten Adana
Sanayi Odası Başkanı Hacı Sabancı ise ge-
reken ügiyi göstermediklenne ilişkin eleş-
tiriyi şöyle yanıtladı: "ÇEAŞIa ortak
arayış içerisindeyiz. Şirket el değistiriııce
anzalar arttı. Yeni yönetim eski çahşan-
ların büyük bölümünü uzaklaştırdığı için
belki birtakım acemilikleri olacak. Bu işleri
diyalogla çözeceğiz. Vazışmalanniız var.
Bir de Adana'daki yönen'cileriyle gorüşme
yaptldı ve bir komite kuralım denfldi. Mu-
hatabmız ÇEAŞ'ın buradaki yöneticHeri.
Bu görüşmelerin, aravtsların sonucuna ba-
kalım. Çözebiliyor muyuz görelim. Bundan
sonra genel merkez yöneticiieriııe konuyu
götürecek miyiz onu anlayalun."
İtalya'da son haftalarda artarda patlak veren rüşvet ve yolsuzluk
skandallan sonucunda borsalar ve liret ağır yaralar almaktan kurtulamadı.
CAM SEKTÖRÜ
ttalya Cumhurbaşkanı bir yandan ortalığı yadşörmaya çaltşırken, bir yandan da İtalya'nın 1.Dünya Şavaş'ındaki
zaferinin kutlamalanna katıldı.(Fotoğraf: AP)
Rüşvet, Italya'yı fena sarstı
Ekonomi Senisi- Italya'daki rüşvet
ve yolsuzluk skandallan. politik boyut-
ları aşarak ekonomiyi ve borsalan da
etkılemeye başladı. Skandalın etkileri-
ni haftanın ilk günü yaşamaya başla-
yan borsalarda hisse senetlerinin fıyat-
lan hızla düşerken, devlet tahvil ve
bonolanna taîebin de azaldığı görüldü.
Skandallar sonucunda. İtalya'da ye-
ni bir hükümet bunalımını doğabilece-
ğinden endişelenen iş çevreleri; güven-
lik hizmetlilerinin hükümet yetkilileri-
ne verdiği rüşvetler konusunda yeni
bilgi sızıntılan olabileceğini göz önün-
de tutarak, menkul kıymetler borsasın-
da hisse senetleri fıyatlannın düşüşüne
yol açarken, İtalyan Lireti de uluslara-
rası borsalarda Amerikan Dolan ve
Ahnan Markı karşısında değer kaybet-
ü
-..
Öte yandan İtalya Cumhurbaşkanı
Luigi Scalfaro da, borsalardaki kan-
şıklığı önleyebilmek amaayla girişim-
lerde bulunuyor. Scalfaro adının hiçbir
şekilde skandallara kanşmamış olma-
sından da yararlanarak, bir zamanlar
içişleri bakaniığında üst düzey görev-
deyken. kendisine bağh olan gizli ser-
vislerin, ban hükümet yetkililerine ve
bakanlara rüşvet verdiği iddialannın
doğru ohnadığını söyleyebiliyor.
Saygınhklannı koruyan İtalyan poli-
tikacılan da cumhurbaşkanının yanın-
da yer alarak "İtalya'da hala güvenilir
devlet kuruluşlan ve bakanlar olduğu-
nu" savunuyorlar.
Ekonomik ve politik gözlemciler,
borsalardaki krizin çabuk atlaülabil-
mesi ve güvenin yeniden sağlanabilme-
si durumunda, ülkenin yeni bir hükü-
met bunalımma sürüklenmekten
kurtulabileceği görüşündeler.
Başbakanhk Danışmanı Tigrel'den özelsektöre uyarı:
Rekabetehazırolun
Danışman Ali Tigreh'AT fir-
maları geliyor."
ANKARA (ANKA) - Başba-
kanhk Başdanışmanı Büyükel-
çi Ali Tigrel, özel sektörün Av-
mpalı fırmalarla rekabet et-
meye haar olması gerektiğini
bıldirdi. Tigrel, hükümetin
gümrük birliği koşuUannda
özel sektöre yardıma olabil-
mek için çok etkili önlemler al-
manın kapsamh hazırlığı içinde
olduğunu söyledi.
Tigrel, Türkiye'nin AT'ye
üye olmadan gümrük birliğini
gerçekleştime durumunda olan
ilk ülke sıfaünı kazandığını
hatırlatü.
Tigrel. "Türkiye'nin haklı
beklentisi, AT'ın gecikmiş yü-
kümlülüklerini gümrük birliğin-
den önce veya hemea sonra ye-
rine getime'iradesiııi tarrışma-
ya yer vermeyecek şekilde
açıklaması ve bu açıklamasınm
gereklerini yerine getirmesi-
dir" dedi.
Tigrel, gümrük birliğinin iş-
lejişinde Türkiye'nin başanlı
olmasının asıl sonımluluğunu
Türk özel sektörünün yükle-
neceğine dikkat çekti. Tigrel,
"Türk özel sektörii, yainızca
serbcst rekabet şartiarımn be-
lirleyici olduğu ve tüketicinin
menfaatinin yüksek bir ölçüde
gözetildiği bir pazar ortamında
Avrupalı firmalarla başanlı bi-
çimde rekabet etmeye kendini
hazırlamak zorundadır" dedi.
Aynalar
umut
yansıtıyor
ANKARA (AA) - Son yıllarda özel-
likle mobılya ve dekorasyon alanında
kullanımı hızla yaygınlaşan cam ve
aynayı üreten fırmalar, bu sektörün
geleceğinden son derece umutlu.
Türkiye'nin ilk ayna fabrikası olma
özelliğini taşıyan K.C.S. Koyunlu de-
koratif Cam ve Ayna Sanayi ve Tica-
ret AŞ Genel Müdürii İhsan Hibnioğ-
lu, şirket olarak bu sene 20 müyar lira
yaünma girdiklerini ve özelükle flotal
ayna üretimi üzerinde durduklannı
belirterek, "Yine bu yü yaptığımız
çalışmalar sonucu artık biz de büyük
boyunaki camları ayna yapabileceğiz.
Yapacağunız bu aynalar kalite yönün-
den Avrupa şartlanna uygun olacak"
dedi.
KCS'nın üretim kapasitesinin yılda
3 milyon metrekare olduğunu ve şu
anda bu üretimin (işleme ayna ola-
rak) ancak yüzde 5'ini Avrupa pazan-
na ihraç ettiklerini belirten Hilmioğlu.
şöyle devam etti:
"Aslında Türkiye'de talebin üzerin-
de üretim yapıyoru/. İhracatla bu faz-
layı karşıİamayı dİKÜnüvoruz. G«le-
cekten umuthıyuz. Creteceğimiz bfi-
yük boyut aynalar ile Avrupa'nın ilk 10
fırması arasuıa gireceğiz. bu çok iyi
olacak. Bunlarla Avrupa pazanna gir-
oıiş olacağız. Biz büyük boyutta ay-
nayı Gümrük Birliği'nde Avrupa ile re-
kabet edebilmek için de üretme karan
aklık."
Hilmioğlu, şirket olarak Türkiye'-
de ayna kullanım hevesini artırmak
için çalışmalar yaptıklannı da kayde-
derek, "Avnıpa'da ev başına ayna kul-
lanmu 2 metrekare iken Türkiye'de ba
rakam 0.2 merrekaredir" dedi.
Hilmioğlu. özellikle kırsal kesimde
ayna kullanımının çok düşük olduğu-
nu, oralarda hâlâ cep aynalan ile ida-
re edildiğini söyledi.
IŞÇININ EVRENINDEN
ŞÜKRANKETENCİ
'Ankara'da Törk-İş Vardır'
"Ankara'da Türk-İş Vardır", Türk sendikacılık hareketi
için simge olmuş bir cümledir Sendikacılığın siyasal, sos-
yal VB ekonomik yaşamdaki etkinliğini, ağtriığını anlatmak
için kullanılır. Bir zamanlar bu ağırlığın çok fazla olması ile
övünülürdü. Şimdilerde ise yok olduğundan yakınılıyor.
Nedenleri olmalı, değil mi?
Ankara'da gerçekten Türk-lş'in olduğu yıllarda, 14 Mart
1966 Pazartesi günü Türk-lş'in 6. Genel Kurulu'nda, Genel
Başkan Seyfl Demirsoy'un tenkitlere cevap konuşması-
ndan bir bölümü birlikte okuyalım..
"Arkadaşlanm, hür sendika rtareketinde, birbirimizi
kontrol mekanizmasını kurmak mecburiyetindeyiz..
8/2/ tek şey yıpratır arkadaşlanm. Bir sendikacıyı hita-
beti yoktur, yazışması yoktur, netice almasını bilmez diye
kimse mahkûm etmez. Ama hesaplarında ufak bir hata
görülürse, bunu cemiyet affetmez. Kendisini alır, paspas
yapar ve bir daha da işçi huzuruna çıkamaz. Bu kongrede
aldığınız kararlarla artık yalnız sendikalar, federasyonlar
Türk-iş'ideğil, Türk-İş idarecileri de, Türk-lş'in diğerorgan-
ları da sizleri denetleyeceklerdir. O takdirdedir ki birbirimi-
ze atttan üste, üstten alta kontrol mekanizmasını kurduğu-
muz anda, hur sendikacılığa büyük bir itibar getirmiş olu-
ruz. Ufak bir suiistimal hikayesinde. 'Ahmet yaptı' denmi-
yor, 'sendikacılar yaptı' den'ıyor. Böyle haberleri duyunca
üzülmekteyiz. Sendikacılar hesaplarında çok dikkatli
davranmalıdıriar. Dikkatli davranmayanların akıbetlerini
görmüşsünüzdür. Dev gibi gözükenler bir gün karınca ha-
line gelmişlerdir..
Şimdi ismini anmak istemediğim. birisi sendikanın pa-'
rasını çarçur ediyor. Bu zat bana geldiği vakit 'Beni niye
tutmuyorsunuz' dedi. Genel sekreterimle beraberdik. 'He-
sap/ann muntazam çıkarsa seni tutarız. Hesaplann rnunta-
zam çıkmazsa semtimize dahi uğrama' dedik.
Sözlerimi lcra Heyeti adına bitirmek istiyorum. Türk-İş
idarecileri muvaffak olmuşlarsa. sizlerin büyük yardım-
larını görerek muvaffak olmuşlardır. Türk sendikacılığı
hürdür. 'Ben' değil, 'biz' diye da/'ma konuşacağız. TürkJş
lcra Heyeti muvaffakiyetini Yönetim Kurulu'na, Denetim
Kurulu'na, Onur Kurulu'na, temsilcilerine sizlere veperso-
nele borçludur. Huzurlarınızdan ayrılırken, işçiye götüre-
ceğiniz bir şey vardır. Şunu söyleyeceksiniz: Ankara'da
hükümet vardır. Başbakan vardır, Bakanlar vardır ve An-
kara'da Türk-İş vardır.''
Bir de bugüne bir bakalım. Türk-iş'in bugünkü yöneti-
minin, 'siyasete ağırlığını koymak" gibi büyük bir iddia ile
düzenlediği, Adana'da yapılan, Başkanlar Kurulu ve İşçi
Kurultayı ile ilgili haberleri izlediniz mi? Arkadaşımız Utuk
Tekkı'in bildirdiğine göre yoğun protestolar arasmda, an-
cak 3 saat süren işçi Kurultayı'ından beklenenlere göre alı-
nan sonuç tam bir "fiyasko."
Uzun hazırlıklar sonunda. 11 aylık boş bir yönetim dö-
neminin ardından ilk kitle önüne çıkış sınavı. bu yönetimin
değil işçi ile birlikte siyasete ağırlığını koymak, işçinin
karşısına çıkamayacak konumda olduğunu gösterdi. Uzun
hazırlıklı, özel yandaş grupların yerleştirilebildiği Adana'-
daki bir kapalı salon toplantısı, protestolar nedeni ile üç sa-
atte sona erdirilmek zorunda kalınıyorsa tabana açık, ör-
neğin Istanbul'da bir toplantı nasıl yaptlabiiir? Ya da mey-
danlarda miting düzenlenip işçi kitlesinin karşısına nasıl
çıkılabilir?
Ankara'da bir Türk-tş'in olduğundan nasıl söz edilebiltr?
Ankara'da Türk-iş'in olduğu 19661ı yıllarda. Türk-lş'in başı-
nda, "Birbirimizi kontrol etmeliyiz" diyen bir Seyfi Demir-
soy var. Sendikacının hesaplarında en küçük bir hata gö-
rülmesinin affedilmeyeceğini savunan, toplumun onu pas-
pas yapacağını düşünen ve en küçük hatası olanın değil
desteklenmesi, yanına gelmemesini isteyen bir Demirsoy.
Ve bugün Türk-İş yönetiminde "harçlıkçı" olarak anılanlar
bulunuyor. Gazetelerde akıl almaz kirlilik, yolsuzluk öykü-
leri yer alıyor. Yolsuzluk, görevini kötüye kullanma suçları-
ndan yargılananlar hesaplann başında duruyor. Türk-İş
Başkanlar Kurulu bu konuları tarhşmayı ckJdi bile bulmu-
yor. Tabü işçinin yaşamsal sorunlan da ister istemez tarb-
şrnaya değer ciddiyetle görülmüyor. Zorunluluk nedeni ile
gündeme geldiğinde de ciddiyetle tarbşılmıyor. Böylesi bir
Başkanlar Kurulu'nun ardından da işçinin yaşamsal so-
runlanna ilişkin, ciddi bir karar alınamadan dağılınıyor.
Sözde kararların eyleme dönüştürülmesine yönelik işçi
Kurultayı da yöneticilenn protesto edildıği, işçinin güven
bunalımını yansıtan bir tepki toplantısına dönüşüyor.
Ankara'da bir Türk-iş'in kalmadığı, yeniden Ankara'da
bir Türk-lş'in yaratılması gerektiği gerçeği gözler önüne
seriliyor.
Geçen yılın ilk 10 ayında 32 bini aşan üretim, bu yıl 45 bini geçti
Araçparkında arbş lıızlaııclı
Tipter
Çefcicl
Kamyon
lUHnyoiM
Otomobil
Ototoüs
Minibüs
mrnns
Trafctör
Toptam
Otomotiv sektöründe uretım (adet)
*
Ocak-ekim
1992 1993
178
16.417
13.709
211.403
1.097
9280
5.251
17.672
27&0W
:
309
24.617
15.549
270119
1.600
9810
6.333
24.721
'" '^3.058
Değişim
(yüzde)
7A
50
13
28
46
6
21
40
Ekonomi Senisi - Otomotiv
sektöründe geçen yıl ekim
ayında 32 bin 447 adet olan
üretim rakamı, bu yılın aynı
ayında 43 bin 684adete yüksel-
di.
Bu gelişmeye paralel otomo-
tiv sektörünün ilk on ayhk üre-
timi de yüzde 28'lik aıiışla 353
bin 58 adete ulaştı. Geçen yılın
ocak-ekim döneminde 275 bin
7 adet araç üretilmişti.
Otomotiv Sanayii DerneğT-
nden yapılan açıklamaya göre.
ilk on ayda üretilen araçîann
yüzde 77'lik kısmını otomobil-
îer oluştunırken. üretilen oto-
mobil sayısı yüzde 28 oranında
artarak 270 bin 119 adete
ulaştı.
Ekim sonu itibanyla otomo-
tiv sektöründe üretim cekicide
yüzde 74'lük artışla 309 adet,
kamyonda yüzde 5O'h'k artışla
24 bin 617 adet. kamyonette ise
yüzde 13'lük artışla 15 bin 549
adete yükseldi.
Söz konusu dönemde oto-
büs üretimi yüzde 46 oranında
artarak bin 600 adet, minibüs
üretimi yüzde 6 oranında arta-
rak 9 bin 810 adet, midibüs
üretimi yüzde 21 oranında ar-
tarak 6 bin 333 adet, traktör
üretimi de yüzde 40 oranında
artarak 24 bin 721 adeti buldu.
Konuk
yazar Topal Vergi Sistemi ve Türkiye
Ş.ÖMER BEKAR(*)
Türk Vergi sisteminin aksayan yönleri bu-
güne kadar çok yaaldı. çok konuşuldu. Yıl-
lar yılı iktidara gelen her hükümetin ilk söy-
lediği sözlerden birisi: "^'ergi Reformu" ya-
pacağı, "Çok kazanandan çok, az kazanan-
dan az vergi alacağız". Hep cek'li, cak'lı laf-
lar. Bu laflan ilk duyduğumuzda belki biraz
rahatlayacağız, ama zaman geçince bu "cek-
cak'iardahi unutulacak ve>ine herkes bildi-
ğini okuyacaktır. Sonra gelsin bütçe açıklan,
gelsin ahnamayan vergiler ve enflasyon.
Nasıl olsa sıİuşınca emisyona başvururuz.
Basanz çil-çil banknotlan olur, biter. Nasıl
olsa seçime şunun şurası üç-beş ay kaldı.
Taşlamayı burada kesip biraz da meselenin
özüne inmek ve TVS'deki aksayan taraflan
özet halinde sergilemek istiyorum:
1) Hayat standardı denen ilkel vergileme
sistemi, kelle vergisine dönüşmüş, esas ama-
a olan "oto-kontroP mekanizmahğı işlevini
çoktan yitirmiş. vergi sistemini "beyan esa-
smdan" çıkarmıştır.
2) Ortalama kâr hadleri yine benzer şekil-
de işlevsiz ve sadece bir fonmalite olarak dur-
makta, yeri gelince de sadece küçük esnafın
canını yakan bir araç halinde kullanılmak-
tadır.
3) Götürü vergileme esası, ülkeyi adeta
vergi cenneti haline geü'rmekte. ka>it dışı
ekonomı>i körükleyip ona hız vermektedir.
Aynca belge düzenini tamamen yok etmeye
yönelik ilkel bir sistemdir. Ya tamamen kal-
dınlmalı, ya da koşullanna göre yeniden
gözden geçirilmeli, hudutlan akıllıca tespit
edilmelidir.
4) Gerçek vergileme ve gerçek muhasebe
-tıpkı kalkmmış ülkelerde olduğu gibi- ka-
yıtlann bir "den-
ge" içinde görül-
düğü Bilanço
esasma göre uygu-
lanmahdır. Aksi
halde ülkemizde
olduğu gibi denge-
ler altüst olmak-
tadır. O halde to-
pal bir yapıya sa-
hip olan "İşJetme
hesabı esasına" göre defter tutmak ortadan
kaldınlmalı. "oy" hesaplan yapılmamalıdır.
5) Şu günlerde gündemde olan tek düzen
hesap planı acilen yürürlüğe konmalı. ancak
daha etken ve daha verimli olabilmesi için
-anlaşılabilirliğin ötesinde- uygulanabilir ha-
le getirilmeli gereksiz formalıtelerden anndı-
nlmalıdır.
6) Küçük esnaf, tüccar ve biz muhasebeci-
leri camndan bıktıran. bir vergi mi? Yoksa
bir iç-istikraz mı? Ne olduğu net bir şekilde
ifade edilemeyen peşin vergi (geçici vergi) ta-
mamen kaldınlmalıdır. Çünkü vergi huku-
kuna göre "Vergi kesin bir ödemedir. Geri
almması söz konusu değildir."( 1) oysa bu ver-
gi "mahsup" yolu ile geri alınmaktadır.
7) Kayıt dışı ekonomi adeta özendirilmek-
te ve yine ülkemiz vergi cenneti olarak nite-
Eğer gerçekten vergi ahnmak isteniyorsa, körlükler ve
topallıklar, daimi bir komisyon mârifeti ile yeniden irdelenmeli,
doğru ve güzel olana bir an önce kavuşulmahdır. Aksi halde
devlete söylenecek bir söz vardır o da şudur: Vergini
alamıyorsan suç kimin?
lenmektedir. Anayasa madde 73'e istinaden,
herkes gücü nisbetinde bir vergi ödeyeceğine
göre bu türden ekonomi de vergilenmeli,
rant kazançlar vergi dışı kalmamahdır.
8) İşçi, memur vb. çalışanlar bütçenın
%60-70'lere varan bir kısmını karşılamak
durumunda bırakılmamalı, emek gelirlerine
daha yumuşak yaklaşılmalıdır.
9) Vergi iadesi, KDV, belge düzeni ve gö-
türülük arasında öylesine uyumlu bir bağ
kurulmalıdır ki, KDV pazarlık payı dışında
kalmalıdır. Malumdur ki peşin ele geçen her
seferinde veresiye alacaktan değer olarak
büyüktür.
İ0) Ülkemizde devamlı uygulanmakta
olan klasik bütçe anlayışının güzel yönleri
ahnarak, modem bütceleme sistemlerine
(ppbs. sıfır esaslı bütçe, pb vb.) geçilmeli,
masraf daireleri
durumunda olan
bakanlıklann har-
caması, kunışuna
kadar denet-
lenmelidir.
11) Vergi ka-
zasındaki (vergi
yargısı) yığıl-
malan asgari dü-
zeye çekme yolun-
da alınacak tedbirler yeniden gözden geçiril-
meli ve bu mercilere ivme kazandınlmahdır.
Bunun için yargı öncesi işletnler yeni baştan
düzenlenmelidir. Zira;
a) VUK Md. 173 (pişmanlık müesseseji)
önemini ve işlevini yitirmiştir. Mükellef, ta-
biri caiz ise "pişman olduğuna bm pişman" ol-
maktadır.
b) VUK Md. 376 (indirimler). günün şart-
lanna uygun ve özendirici değildir.
c) VUK'da adeta yama halinde duran uz-
laşma müessesesi, gerçek anlamınm dışında
işlemektedir. Çünkü uzlaşmaya giren mü-
kellef veya munasebecilerin "evet" veya 'iıa-
yır" demekten başka söz hakkı yoktur. Ko-
misyonun dediği dediktir.
d) Düzeltme talepleri ve itirazlar boş birer
hayalden ibarettir. Süre kaybıdır.
Bu zincirin halkalannı daha da uzatmak
mümkündür.
12) Türk Vergi Sistemi içinde muhasebeci
ve müşavirlerin yeri net bir şekilde ortaya
konmalı, devlet muhasebecilik yapmamalı
ve bu işin patronluğunu TÜRMOB'a bırak-
malıdır. (TÜRMOB: Türkiye Serbest Mu-
hasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali
Müşavirler Odalan Birliği)
Eğer gerçekten vergi ahnmak isteniyorsa,
yukanda saymaya çalıştığım, körlükler ve
topallıklar. daimi bir komisyon mârifeti ile
yeniden irdelenmeli, doğru ve güzel olana bir
an önce kavuşulmahdır. Aksi halde devlete
söylenecek bir söz vardır o da şudur: Vergini
alamıyorsan suç kimin?
•) Mali Müşavırler Muhasebeciler Bırlığı Demefı Genel
Başkanı
1) Kaneu Selım, Vergi Hukuku