22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2C AĞUSTOS1992 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Tifdruk dünya birincisi • İş-Ekonomi Servisi- Çukurova şirketlerinden Tifdruk Matbaacıbk Sanayi AŞ, Nestlefirmasıiçin ürcttiği 'Maggi HazırÇorba' ambalajı ile çok katb ambalaj dalında dünya birincisi oldu. Tifdruk, bu başansı ile 70 ülkede yayımlanan "\Voldstar Packagjng' dergisine Türkiye'yi temsüen girmeye hakkazandı. Taşeronluğa karş; sendikalaşma • ANKARA (ANKA)- Petrol-İş Genel Başkanı MünirCeylan, işverenlerin sendikasızlaştırmak için uyguladıklan taşeronlaştırmayı taşeron işçileri örgütleyerek aşmaya çahşüklannıbildirdi. Münir Ceylan, yaptığı açıklamada işleri müteahhklere ya da taşeronlara devretme anlayışının sendikalaşma önündeki en büyük engellerden biri olduğunu belirtti. Anti-kartel yasa taslağı • ANKARA (AA) - Sanayi veTicaretBakanlığı tarafından hazırlanan rekabetin korunması hakkındaki kanun taslağı, tartışmaya açıldı. Hazırlanan kanun taslağı, görüşleri alınmak üzere aralannda çeşitli bakanhklar, ticaret ve sanayi cxlalan ile üniversiteler ve profesörlerin bulunduğu ilgili 35 kurum ve kişiye gönderildi. Gelen görüş ve öneriler ışığında Bakanlar Kurulu'na sevk edilecek. TöPkmenistan'a bira ihracı • tş-Ekonomi Servisi - Efes Pilsen, Türkmenistan'a ilk bira ihracaünı gercekleştirdi. Haydarpaşa Limanf ndan yola çıkan Tadorne II gemisi Ukrayna'nın Ilgıchevsk Limanı'na 40.000 koli Efes Pilsen kutu bira götürüyor. Bu pazarda ilk olmanın sevincini vurgulayan Pazarlama Müdürü Semiş Maviş, "Bu ilk parli Efes Pilsen ihracatı, Türki cumhuriyetlerle pazar dayanışmasının önemli bir adınudır ve devamı gelecektir"dedi. Ilgıchevsk'ten trene yüklenecek olan biralar, Türkmenistan'ın başkenti Aşkamat'a gidecek. UNPAŞ işçileri • İş Ekonomi Servisi- DYP Tekırdağ Milletvekili Hasan Peker'in yönetim kurulu başkanı olduğu UNPAŞ fabrikasının çaüsına çıkarak ölüm orucuna başlayan işçilergüvenlik kuvvetlerinin müdahelesiyje aşağıya indirildiler. Önceki akşam çatıdan indirilen 11 işçinin Çorlu Emniyet Amirhğj'ne götürülmesi ûzerine, fabrikada direniş sürdüren işçi ve aileleri emniyet amirliğine yürüyerek protestoda bulundular. Işçilerifadelerialındıktan sonra şerbest bırakıldılar. Öz Gıda-İş Şendikası'nda örgütlenif ken işten çıkartılan 136 işçi ve aileleri dün de Çorlu Belediye Parkı'nda açlık grevine başladılar. Toplu vizite • İş-Ekonomi Servisi - Karaköy'de kurulu Vakıflar Bölge Müdürlüğü'nde çalışan Yol-İş Sendikası'na üye yüz îşci, dün. beş aydır süren toplu iş sözleşmesi görüşmelerinden sonuç aJınamamasını protesto etmek için toplu viziteye çıktılar. Karaköy'den BeşiktaşSSK'ya kadar topluca yürüyen işçiler, aikışlarla kamu işyeren sendikası Kamu-Iş'i protesto e*tıler. Eğitim Sekreteri Başoğlu TBMM'nin yeni yasama yüında 4 çok şey' beklediklerini belirtti Tflrk-Iş mücadeleyehazırlanıyorIş-Ekonoıni Servisi- Türk-İş Genel Eğitim Sekreteri Mus- tafa Başoğlu, 25 ağustosta ola- ğanüstü toplanacak olan TBMM'nin yeni yaşama yıb çalışmalarından "çok şey" bek- lediklerini bildirdi. Başoğlu va- atlerin bu yasama yılında da ye- rinden getirilmemesi halinde "mücadele dönemi"nin başla- yacağıra ifade etti. Başoğlu, hükümetin çok kısa bir zamanda Türk-Iş ile ilişki- lerini bozmasını eleştirerek "Türk-İş 40 yıldır ayakta, Türk-İş ile iyi dıyalog onlann yarannadır" dedi. Mustafa Başoğlu, yeni yasa- ma yılında TBMM'de beklen- tilerini anlattı. Başoğlu, 1992 • 1992 yılının ilk yansmda çalışma hayatma dönük beklentilerin yerine gelmediğini hatırlatarak, ikinci ya- sama yılında öncelikle "işten atılmalara yargı güven- cesi" getiren yasanın çıkanlmasını isteyen Başoğlu, va- atlerin bu yasama yıbnda da yerine getirilmemesi ha- linde "mücadele dönemi"nin başlayacağını söyledi lu, iş güvenliği alanında Türkiye'de büyük boşluk ol- duğunu, bu boşluğun da bu yasa ile dolaşacağını vurguladı. Yeni dönem çalışmalannda, işsizlik sigortasına da ağırlık verilmesini isteyen Başoğlu. "Konu, geçen dönem tartışıldı. Ancak çabşmalar hangi noktada bilemiyoruz" dedi. yıb birinci yasama yılında ça- 2821 sayılı Toplu İş Sözleşmesi lışma hayaüna dönük beklen- Grev ve Lokavt Yasası ile 2822 sayılı Sendikalar Yasası'nda baizı değişiklık çahşmalanrun sürdürüldüğünü Başoğlu, "Bizi tilerin yerine gelmediğini ha- tırlatarak, ikinci yasama yıbn- da öncelikle "işten aülmalara yargı güvencesi" getiren yasa- nın çıkanlmasını istedi. Başoğ- tatmin edecek haürlatan bu konuda değişiklik. yasalann numaralan ile birbkte toptan değişmesidir. Ama bildiğimiz kadanyla bakanbgın sürdürdüğü çabşma bu yönde değil" dedi. Işçiye düşen vergi yükünün hafıfletilmesini de isteyen Başoğlu, TBMM Genel kurulu gündeminde olan. ancak tatil nedeniyle onay- lanamayan ILO sözleşmeleri- nin yeni yasama yılında bekle- tibneden onaylanması gerekti- ğini beb'rtti. Başoğlu, bu sözleşmelerin onayının yanı sıra yasal mev- zuatın da onaylanan sözleş- melere uygun olarak yeniden düzenlenmesi detti. gerektiğini kay- Yedek parça olmayız İşveren sendikalannın öne- risi üzerine gündeme gelen ve hükümet tarafjndan da onay- lanan ekonomik ve sosyal kon- sey konusunda önyargılı ol- madığını belirten Başoğlu, "Bu konsey nedir bilmiyoruz. Ne ol- duğunu anlatırlarsa tartışınz. Ancak şu bibnmeli ki böyle bir organizasyonun içinde yer abr- sak, fıgûran durumunda ya da yedek parça durumunda ol- mayız" dedi. Başoğlu, işveren- lerin konsey oluşumunu ısraria istediklerini hatırlatarak "İşve- renlerin bu kadar ısrarla savun- duklan hiçbir şeyden bugüne kadar işciye yarar gelmemiştir" diye konuştu. Başoğlu, kamu işveren sen- dikalannın çabşma banşı önündeki en büyük engel ol- duğunu söyleyerek, bu sendi- kalann vaatler doğrultusunda kaldınlmasını istedi. Kamu iş- veren sendikalannın kaldınl- ması için yasal değışıklığe gerek olmadığını bebrten Mustafa Başoğlu, 1986'da Özal'm bir genelge ile kurdurduğu bu sen- dikalar "istenirse bir genelge ile kaldınlabilir" dedi. Başoğlu, yeni yasama yılında yapılacaklann Türk-İş hükü- met ilişkileri açısından cüddi bir ölçü olacağını belirtti. Başoğlu, "Hükümet Türk-İş ilişkileri çok erken tartışmab hale gekb" dedi. Bakaıı Köse'den saııayicilere uyaıı ANKARA (AA) - Sanayi ve Ticaret Bakanı Tahir Köse, ka- lite sistemlerinin gebştirilmesi- nin sanayici ve özellikle tüketici açısından çok yararb olduğunu söyledi. Bakan Köse, AA muhabiri- ne yaptığı açıklamada, geçen yıllarda TSE'nin verdiği di- ğer standartlann kullanımının da çok yaygın olmadığını belir- terek, "TSE reklam aracı ola- rak kullanılıyordu. ISO-9000 kaliteli mal üretiminin stan- dartı olarak aranmaya baş- landı. Ancak, kamuoyunda be- brdiğigibi 1 Ocak 1993yıbndan sonra zorunlu olacak gibi bir durum yok. Bu ihale taraflan- nın verecekleri bir karardır" dedi. Türkiye'de bu konumun yeni gündeme geldiğini ve Kö> Hiz- metleri Genel Müdürlüğü'nün (KHGM), ISO-9000 standartı- na uygun olmayan mallan ka- bul etmediğini hatırlatan Ba- kan Köse, şunlan söyledi: "Artık bu konu Türkiye'de Köse, sanayicilerin ellerini çabuk tutmasını istedi. SANAYİ VE TİCARET BAKANFNDAN • Tüm sanayicilere en kısa zamanda ISO- 9000 için gerekli altyapıyı hazırlamalannı ve bir an önce adapte olmalannı öneriyorum. • • Bugüne kadar bakanlığa sanayiciler maa- lesef konuyla ilgili bir sorun iletmediler. • Kaüte belgesini vermek, TSE'nin uluslara- rası standart kuruluşlan arasında kendini ka- bul ettirmesine bağlı. de gündeme gebyor. Sanayi alt- yapısı hazır olsa zaten sorun ol- maz. Ben tüm sanayicilerimize en kısa zamanda bu standartı yakalayabilecek gerekb altya- pıyı haarlamalannı ve bir an evvel adapte olmalannı öneri- yorum. Bugüne kadar bakanb- ğa sanayiciler maalesef bir so- run iletmedi. Bize bir sorun ile- tildiğinde elimizden gelen yardımı yapanz. Bizim yapaca- ğımız daha çok bilgjlendırme ve eğitim düzeyinde olabilir. Ben sanayicilenmizden artık ISO- 9000'e göre mal üretmelerini bekliyorum." Sanayi ve Ticaret Bakanı, KHGM tarafından ISO-9000 standartına uymadığı gerekçe- siyle mamul elektromoto- pomplann kabul edilmemesi- nin, sanayiciler tarafından Türk sanayicisine vurulan bir darbe olarak yorumlanmasına katılmadığını da beb'rtti. Köse, bu standartın gerekb, firmalann kendilerini rekabete alıştırmalan ve tüketicinin ko- runması açısından son derece faydab olduğunu da sözlerine ekledi. Köse sanayicinin bu standar- da uyum sağlamasının çok zor bir olay olmadığını, Türkiye'- deki fırmalann fazla bir masraf yapmadan kalite belgesini al- mayı sağlayacak düzeye gelebi- leceklerini bildirdi. TSE'nin durumu Köse, son günlerde gündem- de olan kabte belgesinin kimjn tarafından verileceğine ilişkin tartışmalara karşılık olarak da şöyle dedi: "Bu konu tamamen TSE'nin uluslararası standart kuruluş- lan ile yapacağı anlaşmalara bağb. Yani TSE'nin bu belgeyi vermeye yeterb olduğunu diğer ülkelere kanıtlaması, onlara kendisini kabul ettirmesi la- zım." Köse, ISO-9000 ile ilgili ola- rak sanayi kesiminden bakanb- ğa gelebilecek her türlü yardım talebine açık olduklannı da kaydetti. Jaguar'ınpahalısıTürkiye'ye tş-Ekonomi Servisi - Dünyanm önde gelen lüks otomobil üretici- lerinden Jaguar, Türkiye'deki satışlannı arturmak için kollan sıvadı. Istanbul'da, 18 ülkeden it- halatçı firnıa yetkililerinin kaübmıyla teknoloji ve pazar ge- liştirme yollannın tartışıldığı bir konferans düzenleyen Jaguar'ın İngıliz yöneticileri, en pahalı mo- dellerinin Türkiye'de daha çok satıldığını açıkladılar. Jaguar'ın Bakım Servisi Genel Müdürü Len Hunt ve Kıtalar- arası Satış Müdürü Nigel Hes- lop, Türkiye temsilcisi Ortaklar Otomotiv'le birlikte satış nokta- lannı ve servis ağını arttıracak- lannı kaydederek, 1 yılbk üretia fırma garantisinin de 3 yıla çıkanldığını bildirdiler. "Teknik ve iş sahalan" konulu toplantının ardından bir basın toplanUsı düzenleyen Ja- guar yöneticilen ' T"ye tam üyelik başvuru- su ile ilgili olunı,u gelişmelerin Türkiye'deki satışlannı arttıracağını savundular. Ortaklar Otomotiv Genel Müdür Yardıması Oya Küçükberber, Jaguar'ın Ortaklar Otomotiv Genel Müdür Yardımcısı Oya Küçükber- ber bu yüki satışlardan umutlu. (Foto: UĞUR GÜNYÜZ) temsilciliğini aldıklan 1985 yüından bu yana Türkiye'de bu markayı taşıyan 300 lüks oto- mobil sattıklannı ve daha çok büyük şirketle- rin genel müdürlerinden oluşan seçkin, kla- siğe ve konfora özen gösteren müşterilerinin Jaguar'ı tercih ettiğini söyledi. Küçükberber, Otomobıllerin vüzde 95'ini İstanbul'da sat- başlayacak 3 yü garantiyi ken- dilerinin de bu aydan itibaren devreye sokacaklannı kaydeden Küçükberber, Rolls Royce'un da Türkiye temsilcisi olduklannı hatırlatarak , "1987'den bu yana 5 adet de Rolls Royce satük" dedi. Geçen yıl dünya ekonomisin- deki sıkıntılar nedeniyle normal üretimlerinin çok altına inerek 25 bın otomobil ürettikJerini söyle- >cn Jaguar Bakım Servisi Genel Müdürü Len Hunt, bu yıl satı- )lan yüzde 10 arttırarak 29 bin otomobile ulaşacaklannı belirtti. Hunt dünyada Jaguar'ın orta klasmanı olarak bilinen Sove- reign modellenrun daha çok satıldığını, Türkiye'de ise daha Otomotiv uretimı Ocak-TMMNH riPLER Çekici Kamyon Kamyonet otomobil Otobûs Minibüs MkJibüs Traktör T0PUM 1991 96 6.565 4.617 84.482 533 4.005 1.818 10.384 112.500 1992 73 10.938 9.670 157.208 769 6.548 3.132 12.508 20.846 OTOMOTİV tıkl-annı belirtti. Tümdünyadauygulanmaya brttiler. lüks ve pahalı olan Daimler modelinın ilgi görmesinin pazann potansiyeli açısından dikkat çekici olduğunu vurguladı. Ortaklar Otomotiv yetkilileri orta klasmandaki Sove- reign modelinin 134 bin dolarlık fıyatına karşıhk, Türkiye'de daha çok satılan Daim- ler'in fıyaünm 149 bin dolara ulaştığını be- Üretim200bin adedi aştı İş-Ekonomi Servisi - Otomo- tiv sektöründe ilk yedi aybk üretim rakamlan yiiz güldürdü. Çekici, kamyon, kamyonet, otomobil, otobüs, minibüs, mi- dibüs ve traktörden oluşan sek- törün toplam üretimi, ilk yedi ayda geçen yıhn aynı dönemine göre yüzde 79 oranında artarak 200 bin 846 adete ulaştı. Geçen yıbn ilk yedi ayında otomotiv sanayiinin toplam araç üretimi 112 bin 500 adet olmuştu. CGTgüçyitirirken sendikasız ücretliler komite seçimlerinde oylann yüzde 31'ini aldı Fransa'da sendikaların başı iyice dertte MİŞEL PERLMAN %0 * I PARİS - Fransa'da sendika- cıbk alanında kaydedilen önemli bir olay, çeşitli işkolla- nnda çalışan ücretblerin, genel- de yeni bir yaklaşımı yeğledik- lerini ortaya koydu. Fransız Çabşma Bakanbğı'- nın yayımladığı bir açıklama, yönetimi komünist ağırlıklı "CGT" sendika konfederasyo- nunun birincibk durumunu yi- tirdiğini gösterirken hiçbir mes- leki kuruluşa bağb obnayan çe- şitli "koordinasyon"lann adeta başı çekmeye başladıklannı de gözler önüne serdi. Fransa'da, asgari 50 kişi ça- lıştınlan işyerlerinden başla- mak üzere, seçimle işbaşına ge- tirilmesi mecburi olan kuruluş komitelerinin, 1991'de ülke çapında düzenlenmiş seçimle- rinde, sendikasız ücretblerin, oylann yüzde 30.9'unu elde et- tiği kaydedildi. Bunun yanı sı- ra, sosyabstlere yakınbğıyla bi- bnen "CFDT" sendika konfe- derasyonu, dev kuruluşlarda olumlu sonuçlar kaydederken, aynı çaptaki işyerlerinde, "CGT'nin gerileyişiniı: sürdü- ğü gözleniyor. Komünist partiye yakın olan, "CGT" gibi bir sendika konfederasyonunun mesleki se- çimlerde özellikle işçi ve memur kollannda oyyıtirdiğine dikkat çekenler, bir süredir eski komü- nist blok ülkelerindeki gelişme- lerin elkileyici bir rol oynamış *tonmn Sendikal mücadelede köklü bir geleneğe sahip olan Fransız işçi hareketi son dönemde yeni yaklaşımlar araytşı içinde. olabileceğini öne sürdü. "CFTC", "CGC ", "FO " gi- bi klasik ve temsili nitelikteki sendika konfederasyonlannın da mevcut zor koşullara karşın, ya durumlannı koruduğu veya hafıf bir ilerleme kaydettiği gö- rülmekte. "CGT'nin uğradığı sarsıntı özellikle "koordinas- yonlar"a yaramış gözüküyor. Bınden fazla personel çalıştı- rankuruluşlardaki"yenibk"ler- den biri dc sosyalist eğiümli "CFDT"nin, oylann yüzde 26. 4'ünü sağlayarak, yüzde 25'lik bir skorla 2. sıraya düşmüş "CGT'vi geride bırakmış ol- ması. Ancak genelde. "CFDT"- nın oylann yüzde 20.5'i ile ilk kez başa geçerek. oylann yüzde 20.4'ünü elde eden "CGT'yi geçmesi, komünist partiye yakın sendika konfederasyonu- nun itirazıyla karşılandı. Zira, "CGT". 200 bin ücretli çabştı- ran Fransız devlet demiryollan- nın (SNCF) kuruluş komitesi seçiminin ertelendiğini, oysa, kendi oy potansiyelinin büyük bir bölümünü buradan sağladı- ğını vurguladı. Davranışlan hiçbir kurala dayanmayan, sendikasızlan bir araya getiren çeşitb "koor- dinasyon" sayısmın gıderek artması, ışverenleri olduğu ka- dar ücretlileri de kaygılandıran yeni bir etken olarak meydana çıkıyor. 1981de, mesleki seçim- lerde, oylann yüzde 22.2'sini toplayan söz konusu sendikası- zlar, şimdilerde bu oranı yüzde 30.9'a ulaştırmayı başardı. Aynı zamanda, özellikle 100 ila 200 kişi çalıştıran kuruluşlarda faal olduklan gözleniyor. "Koordinasyonlar", anımsa- nacağı gibi, geçen yıllarda, de- miryollannda başlamış ve has- tabakacılara, öğrencilcre, ve son olarak bir kısım çiftçilerle kamyonculara yayılmıştı. İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRANKETENCİ Hükümette Şaşkınlık Son zamanlarda kritik olaylar uzerinde, koalisyon hüküme- tinin bakanlarının çelişkili tavır ve uygulamalar içinde olmala- rına ilişkin örnekler giderek artıyor. Sadece DYP-SHP çelişki- si olarak da değil, aynı partinin bakan ya da yönetici, sorumlu kadrolarının ak ve kara kadar zıt tavırlarına tanık oluyoruz. En son çarpıcı olaylardan biri olan çöp grevine bu yazıda girmek ıstemiyoruz. O olayda standartlar, doğrular ve yanlış- lar çok fazla karıştı. Doğrular ve yanlışların iç içe girdiği çöp grevı olayındaki çelişkileri, pek çok yazıda ancaıt birazı ile sergileyebilmek olası. Dünkü birinci sayfamızda yer alan, memurların sendikal hakkı üzerindeki, içişleri Bakanı ile Ça- lışma Bakanı'nın görüş ayrılığı uzerinde durmak istiyoruz. Çalışma Bakanı Mehmet Moğultay, kamuoyuna seslene- bildiği her yerde memurlara sendikalaşma çağrîsında bulun- du. Yasal engel olmadığına işaret ederek "örgütlenin, tabe- lanızı biz asalım" dedi. Dahası, kamu calışanlarını, yeterince yaygın ve hızlı örgütlenememekle eleştirdi, bol bol da yeni sendika şubelerinin açılış törenlerine katıldı. Tabiı ki Sayın Moğultay'ın, kamu çalışanlarının sendikalaş- masının önünde yasal engel olmadığı yorumu haklı ve geçer- liydi. Anayasa'da 12 Eylül'ün yasa koyucularının iyi niyetle- rinden olmayıp, unutmuş olsa da bir yasak yoktu. özel yasak- lama getirmiş yasal düzenleme de söz konusu değildi. Üstelik Türkıye'nin imzalamış olduğu ve uygulaması zorunlu- luğu bulunan, iç hukukta da geçerli olma anlamına gelen uluslararası sözleşmeler, kamu çalışanlarının sendikalaş- ması hakkını koruyordu. Ancak p'ratikte işler öyle yürümüyor- du. ANAP iktidarlarında değil sadece, koalisyon hükümetinin iktidarında da sendika şubelerinin açılışına izin verilmemesi, kapanması, haklarında dava açılması, çalışmalarının engel- lenmesi olayları yaşanıyordu. ANAP iktidarında çıkarılmış ve faaliyeti engellemeyi hedefleyen bir genelge söz konusuydu. Koalisyon hükümetinin kurulması ile birlikte 12 Eylül'ün ya- sakçı hukukundan Türkiye'yi kurtarma iddiası ile gelen hükü- metin sözcüleri, her alanda olduğu gibi kamu çalışanlan için de umutlu gelecekten söz ediyorlardı. Başta Başbakan, ilgili bütün bakanlar her yerde, her fırsatta verdikleri demeçlerde, memurlara sendikal haklarını yasal düzenleme olarak da ge- tirecek yasal değişikliklerin müjdesini veriyorlardı. Başba- kan, ilgili tüm bakanlar, kurulmuş ve faaliyet gösteren kamu sendikalannın yöneticileri ile görüşüyor, diyalogdan, işbirli- ğinden örnekler veriyorlardı. Hükümetin özellikle ilk kuruluş aylarındaki balayı ilişkileri zaman içinde soğumayayüz tuttu. Bugün-yarın, eli kulağında izlenimi veren yasa değişikliklerinın kolay kolay çıkamayaca- ğı, uzun zaman alacağı önce gündeme getirilmeye başlandı. Derken ağırlıklı DYP kanadında kamu çalışanlarına toplu pa- zarlık ve grev haklarının verilmesinin düşünülmedıği bir iyice açığa çıkt. Ancak hiç değilse sendikal hakkın, örgütlenme bazında kısıtlanmasının söz konusu olmayacağı hâlâ vurgu- lanıyor. Vurgulanıyor da nedense bunu engelleyen ANAP döneminde çıkmış bir genelge şunca ay sonra hâlâ hükümet tarafından geriye alınmıyor. Tabii memurların sendikalaşma hakkı önünde yasak olmasa da, böyle bir genelge ortada dur- dukça yerel yönetimler, valilikler, polis ve bazen de yargı, yasakçı uygulamalann içine giriyor. Sayın Moğultay'dan, büyük sorunlar yaratan genelgenin hala kaldırılamamiş olmasınm nedenine ilişkin açıklama ge- terilmesini istediğimizde, "hükümetin böyle bir genelgeyi savunmasının söz konusu olmadığı, ancak pek çok iş arasın- <da kaldırılmasının ihmale uğradığı, en kısa zamanda da kal- kacağı" anlamına gelen açıklamasını Shovv TV'deki açıkotu- rumu izleyenler anımsayacaklardır. içişleri Bakanı ismet Sezgin'in önceki gün yaptığı açıklama ise çok farklı bir anlam taşıyor. Sezgin, bugünkü koşullarda söz konusu genelgenin kalkmayacağını söylüyor. Genelgeyi kaldırmayı düşünmediklerini söylemekle de kalmıyor, kamu çalışanlarının sendika kurmaları ve sendikal faalıyette bulun- malannın bugünkü yasal düzen içinde yasalara aykırı olduğu anlamına gelen bir görüş de ortaya atıyor. Sayın Sezgin'in son yorumu, hükümetin bugüne kadarki bütün politikasının da değiştiği gibi bir sonucu da getiriyor. Bugüne kadar hep, Başbakan ve Millı Eğitim Bakanı başta olmak üzere ilgili bü- tün bakanları kamu sendika yöneticileri ile televizyon haber- lerinde bir arada izlemiş, hükümetin, karnu sendikalarını yasal ve resmen tanıdığı yargımızı pekiştirmiştik. Şimdi durup dururken, Bakan Sezgin'in, genelgenin kalk- mayacağı ve kamu sendikalannın faaliyetlerinin yasalara aykırı olduğu anlamına gelen bu yorumu ne anlama geliyor? Ortada çok ciddi ve hükümet açısından vahim bir tablo var. Ve öyle Çalışma Bakanı ile içişleri Bakanı arasındaki bir görüş ayrılığı olarak açıklanabilecek kadar basit de değil. Hüküme- tin ciddiyeti konusunda düşündürecek, güvenilirliğini sarsa- cak, uluslararası saygınhğını zedeleyecek, önemli bir politika sapmasının ciddi işaretlerinden biri olabilir. Sayın içişleri Ba- kanı'nın, sözlerinin yanlış anlaşıldığına ilişkin bir açıklama yapmasını umuyor, Sayın Başbakan dan duruma açıklık geti- recek bir açıklama bekliyoruz. Ve de en önemlisi, söz konusu garabet genelgenin bir an önce ortadan kalkmasını, hükümet tarafından geri çekilmesini diliyoruz. İLAN İSTA^fBUL ÜNİVERSİTESİ BİLGİSAYAR BİLİMLERİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ SERTİFİKALI BİLGİSAYAR PROGRAMCILIĞI KURSLARI En az lise mezunlan için açılan tstanbul Ünıversıtesı Bılgısayar Bilimleri Uygulama ve Araştınna Merkezi'nin düzeniediği uzun devre (7) aylık ve kısa devre (3) aybk Bilgısayar Progranüama Kurslan ünıversıtemız öğre- tim üyelerince verileoektir. Uzun devre kurslanmız haftanın 4 gûnü 16.00-19.00 saatleri arasında, kısa devre hafta sonu kurslanmız cumartesı ve pazar gûnleri iki ayn grup halinde sabah 9.30-13.30 saatleri arasında düzenlenecektir. Açılacak Kurslar. 1. Uzun devre (7) ayhk Temel Basic - fleri Basic - Cobol- Dbase - lşletim Sistemleri ve Kütük Yönetim Teknikleri. Aynca kurslanmız proje çabşması ile son buiacaknr. 2. Üç ay sürelı hafta sonu kurslanmız a) Temel Basic - 1leri Basic b) Cobol c) Lotus -Dbase Bu kurslanmız üç ayn grup halinde yapılacakür. Uzun devre kurslanmız 12 Ekim 1992, kısa devre hafta sonu ise 10 Ekım 1992 cumartesi gûnü başlayacaktır. Uzun devre kurslanna katılanlar haftanın son günü Bilgisayar-tngiliz- ce kursu ile desteklenecekür. Kurslanmızı başan ile tamamlayanlara başan sertifıkası verikcektir. Kursun Kayıt Başlama Tarihi: 7/09yi992 Geniş bilgı için mcrkezimız sekreterliğine müracaat yapılabilir. Adres: I.Ü. Bilgısayar Bilimleri Uygulama ve Araştırma Merkezi Ümit Doğanay Cad. No: 6 K.at:l-2 Beyazıt tlkokulu Karşısı Tel: 527 58 15 - 522 42 00/816-822 Basn: 34736 SAMSUN 2. SULH HUKUK HAKİMLİĞİ'NDEN 1991/1031 Davacı Şerafettin Güven ve 6 arkadaşı vekili Av. Necati Bulutay ta- rafından davalılar Saime Bilgin ve arkadaşlan aleyhıne Samsun Kıhç- dede Mah. Pafta: 63, Ada 110, Parsel: 531'de kayıüı bulunan 200.59 m2 . arsanın satüarak ortaklığın gıdenlmesi için dava açümış olup, da- valılar Saıme Bilgin'in adresleri tespit edilip kendılenne tebligat yapı- lamadığmdan adı geçenlere dunışma gününün ilanen tebli^ine karar venlmiştir. Yukanda dava düekçesı özeüenen dosyanın duruşması 10.9.1992 günü saat 09.00'da olup işbu ilan gazetede yayımlandığuıdan itibaren 7 gün sonra Saime Bilgın'e tebliğ edilmiş sayılacağı üanen teblig olu-
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear