Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Sal
Cumhuriyetı:
Sahibi' Cumhunyci Matbaacılık ve Gazetecilik Turk Anonim Şirketı adına Beriıt Nadi Istanbul Haberlen Şenay Kalkaa, Dış Haberler: Ergen Balcı, tş-Ekonomi: Şukran Kettaci. Yurt Basan ve Yayan: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecılik T.A.Ş. Türlcocajı Cad.
Genel Yayın Yönetmem: Özge» Aear • Genel Yaym Koordınatöru: Hikmel Çcünkaya Haberlen: Mehmet Sıraç, Kültür: Cdal Üster, Makaleler: Sami Ksı^oırn, Spor AMalkadir 39/41 Cagaloglu 34334 tst. PK: 246 tstanbul. Tel: 512 05 05 (20 haı), Telex:
Yazı Işlen Müdurlerı Kusun Özbilgen (Sorıımlu). Celal Başlangıç (Haber) • Görsel YucdnuMi, Duzeltme: Abdullah Yazıa • Müessese Mudur V Erol Erkal • Koordinatör: 22246, Fax: (1) 526 60 72 • Burolar: Aakan: Z. Gökalp BW. tnkılap S. No:
Yöneımen: Ali Acar • Duzenleme: Mnstafa Safclamer • Ankata Tems.ik.si: Cucyt Afcntı Korulsan • Muhasebe: Bulrm Mtma • İdare: Hıueyin Garer • Işletme: Önder Çdik • 19/4, Tel: 433 11 41-47, Te)ex: 42344, Fax: (4) 433 05 65 • lznir H. Ziya Blv.
Area>iirak, Haber Müdürlerı. MustafaBalbay, l$ık Kansu, lzmirTemsılci V. SerdarKınk, Bilgi-Işlem- Nail Inal Bilgısayar Sıstem: Mariivel Çiler • Personel: Sevgi Bostanctoglu 1352 S. 2/3, Tel: 83 12 30, Telex: 52359, Fax: (Sl) 89 53 60 • Adaaa: lnönû
Adana Temsılcısı: Çeüo Yitcnotln • Reklaro: Reha Iptmaa • Dış Ilişkiler: Hnlya Akyol Cd. 119 S. No: 1 Kat 1, Tel: 19 37 52 (4 hat), Telex: 62155, Fax: (71) 19 25 78
TAKVİM I9TEMMUZ1992 tmsak: 3.48 Güneş 5 40 öğle: 13 15 İkındı 17.13 Akşam: 20.40 Yatsı: 22.23
"Ayriara
ftzgürlük
•BURSA(AA)-Turizm
BakanlığVnın Türkiye
geoelinde eğitilmiş 200-300
dolayındaki ayıyı Uludağ'da
koruma altına alacağı
bildirildı. Turİ2m Bakanlığı
Müsteşan Korel Göymen,
yaptığı açıklamada, tunznun
bir hedefmin deçevre ve canh
varlıklara saygı olduğunu, bu
amaçla ayılann koruma
alünaalınmasınm
planlandığını söyledi. Tûrk
turizminin birçok sorunlan
bulunurken ve ûlke insanlan
belirli bir stand altında
yaşarken Turizm
BakanhğTnın bu yönde bir
çalışmaya girmesinin yanlış
anlaşılabileceğine işaret eden
Göymen, şöyle devam etti:
"Turizmin bir hedefı de çevre
vecanlı varhklara saygıdır.
Bizde bu amaçla böyle bir
çahşmarun içerisine gırdık.
Onümüzdeki günlerde ılgili
merciler ile protokol
imzalayıp toplama
kampanyası açacağız. Belirli
bir tarihe kadar getirenkre de
tazminat ödeyeceğiz."
ErkeklepdeAIDS
korknsu
• ANKARA (AA) - Dışkapı
Deri ve Zührevı Hastalıklar
Hastanesi'nde kurulan
AIDS Merkezi'ne bir ayda
35 kişi başvurdu. Eliza
Testi'ne tabi tutulanlardan
33'ünün erkek olduğu dikkat
çckerkenyapılan
kontrollarda AIDS vakasına
rastlanmadığı öğrenildi.
Dışkapı Deri ve Zûhrevi
Hastaİıklar Hastanesi'nde
yaklaşık bir ay önce hizmete
açılan AIDS Merkezi'ne en
büyük ılgının erkeklerden
gelidiği bildirildi. Deri ve
Zûhrevi Hastalıklar
Hastanesi Başhekimi Dr.
SağlarKırçak.AlDS
laboratuvanrun fıılen üç
haftadan beri bizmet
verdiğini belirterek bu sûre
içerisinde Ankara'daki
genelevlerde çalışan
kadınlarda AIDS vakasına
rastlanmadığın belirterek
laboratuvara kendiliğinden
başvuranlann büyûk
çogunluğunun erkekler
olduğunu vurguladı.
Radyasyona
erken uyarı
•RİZE(AA)-Türkiye
Atom Enerjisi Kurumu
(TAEK) radyasyon
sızmtısma karşı erken uyan
ağı kapsammda Rize'nin
Pazar ilçesınde erken uyan
istasyonu kurdu. TAEK
Başkan Yardıması Erol
Banıtgil yaptığı açıklamada,
Çernobil Nükeleer
SantralFndeki kazadan
sonra bir plan dahilinde
radyasyon sızmtısma karşı
Türkiye genelinde erken
uyan sistemı ağı
kurulmasının planlandığını
belirterek "Bu önlemler
hemen alınacak" dedi.
Barutgil, halen ûlke
genelinede Histasyon
bulunduğunu ve bu sayının
yıl sonuna kadar 42'ye
çıkanlacağını söyledi.
"Kışbahçelepi"
kurulacak
•IZMtR(AA)-
Kentlerdekı çevre kirliliği,
insanlan terniz bir havayı
solumak için temiz yapay
ortamlar hazırlamaya
yöneltiyor. Bu amaçla,
özellikle ABD ye Avrupa
ûlkelerinde geliştirilen ve
entegre sera sistemi göz
önüne alınarak oluşturulan
"kış bahçeleri", Türkiye'de
de kurulmaya başladı. Ege
Üniversitesi Tıp Fakültesi
Psikiyatri Servisi içinde 115
metre karelik bir alana
kurulan "kış bahçesi", hasta
ve personeline hem yaz hem
de kış aylannda temiz bir
hava olanağı yaratacak.
Proje sorumlusu ve E.Ü.
Gûneş Enerjisi Enstitüsü
Müdür Yardıması Prof. Dr.
Ali Şemi Aksoy, havada
birim hacimde 0.03 oranında
karbondioksit bulunduğunu
belirterek ancak teneffüsle
verdiğimiz havada ise yüzde
4.38 oramnda karbondioksit
bulunduğunu söyledi.
'Alo dondurma'
S8PVİSİ
•KAHRAMANMARAŞ
(UBA) - Alo'lu servisler
giderek yaygınlaşırken
dordurmasıyla ünlü
Kahramanmaraş'ta "alo
dondurma" servisi başlaüldı.
Kahramanmaraşlı
dondurma ustası Mehmet
Kambur " Amaamız
dûnyaca ünlü
Kahramanmaraş'ın
dondurmasını Türkiye'nin
her bölgesine ulaştırmakür.
Bunun için harekete geçtik.
Gerekli tedbirleri aldlk ve
'alo dondurma' servısinı
başlatük"dedi.
Çağımızın efsane sanatçısı Baryshnikov, 23 temmuzda Istanbul Açıkhava'da
Yetenek, tel• Baryshnikov, klasik
ve modern baleden mo-
dern dansa kadar uza-
nan geniş yelpazede ra-
hatlıkla dans edebilen bir
dansçı. Her yerde seyirci-
yi büyülemeyi başanyor.
• Performansıyla eleş-
tirmenleri ağlatan sa-
natçı 1990 yılında "Whi-
te Oak Project" adında
bir topluluk kurdu ve sa-
nat hayatında yeni bir
dönem başlattı.
GEYVAN MCMILLEN
Hakkında medyada en çok
söz edilen ve 20 yıldır değişik ül-
kelerde binlerce izleyicinin hay-
ranhkla izlediği, bale dün-
yasmın tartışmasız en ünlü yıl-
dızı Mikhail Baryshnikov,
Istanbul Festivali'nin davetlisi
olarak Açıkhava Tiyatrosu'n-
da tek bir temsil venmek üzere
Istanbul'a geliyor.
20. yûzyılın başından beri
isımlerinden en çok söz edilen
erkek dansçılar Nijinsky, Nu-
reyev ve Baryshnikov, erkek
gücünü ve enerjisini dansta en
estetik biçimde sergileyen nadir
sanatçılar. Gösterdikleri üstün
perförmans ile balenin popüla-
ritesini arttınp, daha çok izlenır
hale gelmesine önemli ölçüde
katkıda bulunmuşlardır.
Mikhail Baryshnikov Riga-
Rusya doğumlu... Leningrad
Vagonava Okulu'nda ünlü
hoca Alexander Pushkin tara-
fından yetiştirilmiş. 1968'de
katıldığı Kirov Topluluğu'nda
baş danscıyken 1974 yılında
Rusya'dan Baü'ya iltica eden
genç dansçı Baryshnikov gaze-
tecikrle yaptığı bir söyleşide
Rusya'nın koregrafı konusun-
da Baü'ya oranla çok gerilerde
kaldığını, sürekli 19. yüzyıl
koregraflanrun (Peüpa ve tva-
nov gibi) balelerinin sahnelen-
diğini, Rusya'daki yaraüahğın
artık yeterli olmayıp, çağdaş
bale sanatına ayak uydura-
madığmı ve Batı'da dans etmek
istemesinin başhca nedeninin
bu olduğunu anlatmıştır.
Sanatçı, 1974'ten 1979'a ka-
dar dünyanm ileri gelen bütûn
dans topluluklanyla temsil ver-
miştir. Bu şekilde sanatının do-
ruğuna cıkıp bütün dûnyaya is-
mini duyurmuş, her yerde hay-
ranlıkla izlenip, ayakta al-
kışlanmış ve bir "süperstar" ol-
muştur. Sanat hayatının önemli
dönüm noktalanndan birini de,
20. yüzyıbn ikinci yansında
bale sanatında en önemli geliş-
ve yorumotesı
Narenciye bahçelerine
'gece infazları'
UFUKTEKtN
Yûzydın dansçısı, kurduğu tophıhıkla olay yaratıp dûnyaya yepyeni bir Baryshnikov imajı sunuyor.
ADANA - Adana'nın gûney mahaltelerinde bulunan na-
renciye bahçelerindeki ağaçlar, bir sûredir "faiü ve nedeni meç-
hül infazlar" yüzünden yok ediliyor. Arap kökenli yurttaşlann
bahçelerine yapılan 'infazlar' yüzünden bugüne kadar binlerce
ağacın kuruduğu ve ortaya çok ciddi ekonomik kayıpçıküğına
dikkat çekiliyor.
Mıdık, Dağlıoğlu ve Gûlbahçesi mahaUelerinde oturanlann
narenaye bahçelerinde yaklaşık 1.5 yıl önce başlayan 'ağaç
düşmanlığı'nın sonuçta "agaç kıyımı'na dönüştûğû görülüyor.
Sadece portakal, limon ve mandalina ağaçlanna yapılan
saldınlann tamamı iki biçimde gerçekteştiriliyor. Saldırganlar,
geceleri bahçelere dalarak en küçüğü 8, en gelişmişi 25 yaşında
olan ağaçlann kabuklannı, ana gövdeden ayınyorlar. Ozel bir
aktle kabuğu sıynlan ağaçlar ise doğal ortama dayanma gûcü-
nü yitirdiği için
kısa sürede meyve
bile veremeden
kuruyor. Saldın
bazen bizzat ağaç-
lann kesilmesi bi-
çimde ohıyor.
Dallan dahil
gövdesiyle birlikte
kesilen ağaçlar,
sahipferi tarafı-
ndan ancak
"odun' olarak kul-
lanılabıliyor.
Arap kökenli
yurttaşlann bah-
çelerinde bugüne
dek 3 bini aşkın
portakal, limon ve
mandalina
ağaanın kesilmesi
konusunda hiçbir
kanıt ele geçirile-
medi. Son olarak
bahçesindeki 400
kadar portakal
ağacının kabuğu
tutma-
ye düşmanlığı bu-
lunmadığını, failin kim olacağı konusunda yorum dahı yapa-
mayacağını söyledi. Kesilen ve çoğu kabuğu sıynlan ağaçlannı
gösterirken gözyaşlannı tutamayan Niyazı Aşçıeli, "EvLadımı
kesmişler gibı geldi. 13 yıldır ne emekler verdım. Kim yapar,
kim niye yapar? Düşmanım da yok, benden gıak alacak insan
da yoktur. Bunu yapan gavur bile olamaz, bunu emniyetçiler
de bulamıyor biz mi bulacağız" diye yakındı.
Son 1.5 yıl içinde Cemil Kınaa (400 ağaç), Avni öğdür (500
ağaç), Esat Senngöz (150 ağaç), Bilal Ercan (250 ağaç), Nedim
Aydogan (60 ağaç), Seher Hallaçoğlu (250 ağaç), Abdurrah-
man Geçgel (250 ağaç) tarafından Emniyet Müdürlüğü'ne ve
karakoUara yapılan başyurulann hıçbırinden sonuç çıkmadığı
bildirikÜ.
Ağaa kesilen ya da kabuğu soyularak zarar verilen yurttaş-
1
lar, faülerin bulunması konusunda emniyet yetkililennı addi
çaba göstermemekle eleştirdiler.
meyi yaratan büyük ve usta ko-
regraf George Balanchine'in
topluluğunda bir yıl dans etme-
sı oluşturmuştu (1979-1980).
Klasik ve modern baleden
modern dansa kadar uzanan
geniş bir yelpazede rahathkla
dans edebilen sanatçı, yine her
dalda her yerde seyirciyi bü-
yülemeyi başarmıştır. Batı'da
tartışmasız tûm eleştirmenlerin
birleştiği nokta, "Mişa"nın üs-
tün tekniği ve yorumudur. Bir
eleştirmen yazısında, sa-
natçının çevirdığı "Whıte
Nights" (Beyaz Geceler) fılmin-
de, Vladimir Vissotsky'nin mü-
ziği ile dans ettiği solodaki per-
formansı ile kendisini ağ-
latüğını yazmıştır.
Yıllar önce New York'ta,
Metropoütan sahnesinde
Twayla Tharp'un koregrafısini
yapügı "Push Comes the
Shovv" adı yapıttaki dansını ız-
lerken, yaratüğı yorum,
dansının teknik açıdan kusur-
suzluğu ve estetik güzelliği
karşısında tam anlamıyla bü-
yülenmiş olduğumu söyleye-
bilirim. Ertesi gece de "Don
Quixote" balesini görmeye git-
üğimde. bu defa sanatçının Ba-
silio'da genç, uçan ve sıradan
tspanyol gencıni nasıl yorum-
ladığı hâlâ belleğimde...
Sanat bir yaşam tarzıdır ve
sanatçı 24 saat sanatla yaşar.
Baryshnikov gibi sanatçılar
dûnyaya sanat için gelmişler-
dir. Picasso örneğinde olduğu
gibi... (II. Dünya Savaşı sıra-
sında yapügı bir tablo nedeniy-
le hapse girmesi istenen sanatçı-
ya faşıstler sormuşlar: "Resim
yapacak bütün malzemenızi eli-
nizden alırsak ne yaparsınız?"
Picasso'nun cevabı, "Duvarla-
ra tûkûrerek de olsa yine resim
yapanm" olmuş.) Hakiki sa-
natçı, sanatçı doğar. sanatını
icra ederek ölür.
Mikhail Baryshnikov da, ye-
tenek, teknik, yorum gibi temel
kavramlann üstüne çıkmış,
artık sanaün kendisi olmuştur.
Amerikan Bale Tiyatrosu'n-
da 1980-89 yıllan arasında
hem dans eden hem de toplu-
luğun sânat yönetmenligini ya-
İstanburun Moda burnunda 19. yüzyıl levanten mimarisinin son örneklerinden biri yıkılıyor
Güneş ve rüzgâr yüz elliyıldır alnında
REFİKDURBAŞ
Moda burnunda 'ıssız' bir sokağın sennliğin-
de kalmış bedeni. Yüz elli yılı aşkın ömrüyle
'kimsesiz bedeni. Demirini, tahtasını, kumunu
almışlar çevresinden, sırdaşı iki ıhlamur ağaa
kalmış. Kapısımn önünde bir de gûn ışığı Lnyle
bedeni...
Adresini soruyorum, yûzünü kiremitlerinin
solgunluğuna indirerek fisıklıyor.
Fazılpaşa Sokak, numara on dört."
Bir de şunlar yazıli dipnot olarak:
"Moda burnu, pafta: 39, ada: 78, parsel: 5".
tkinci kaün penceresinde François Maurice
Arnold, Chrstian Frederici'nin gölgesi. Kapının
önünde eşi Marie Chrstian Helene Frederici...
Ikisi de 1830'lardan sonra Moda'ya yerleşme-
ye başlayan îtalyan ailelerinden. O zamanlar
Ingiliz ve Fransizlar da varmış. Çoğu.gitmiş.
Fredericiler de... Belçika tebası olarak Isveç'te
yaşıyorlar şimdi.
Yeüniş yaşına gelmiş olabilir mi Frederici?
"Evet diyor pancurlann aralığından süzûlen
bir gölge.
Evet, bir zamanlar değil, Fredericılerin za-
manı Fazılpaşa Sokağı boydan boya böyle ev-
lerle kapb. Çoğu bahçeli. Kapı önlerinde, bahçe-
lerde erguvanlar, at kestaneleri, sakız ağaçlan.
Kokusunu Marmara'nın güneşinden, renginden
alan enyaı çeşit çiçekler... "Bir ben kaldım" di-
yor, "Kiremit çaümdan belli değil mi?"
Bahçesindeki palmiyeler kurumaya vüz tut-
muş. İnsan eli değmeyınce kurumayıp da ne ya-
pacâk? Pencerelerinin hemen önünde Moda De-
Nice güzeUikler 'beton aşkına' 'an'lannı, anı'larını südiler. (Fotoğraf: İBRAHİM GÜNEL)
niz Kulübü duruyor. Biraz ileride yine kendisi
gibı terk edilmeye bırakılrruş Moda iskelesi.
Onun da ötesınde Kalamış koyu.
|9. yüzyıl levanten mimarisinin en son örnek-
lerinden bin. Üstelik kuruluş tarihi 1819 olan bir
sigorta şirketi tarafından yangına karşı sigorta-
lanmış. Ama yalnız, 'yangın'a, yıkıma değil...
Yangın sigortası levhasında ise şöyle yazıyor:
"Compaigne Françoise du Phenix. Fondee en
1819." Yoksa şimdi terk edilmiş, ağaçlan kunı-
maklığı duruyor.
Kapısımn üstünde: Havagazı: 36 Elektrik:
101695 Su: 6557
Onlar da kendi tarihleri içinde öyle duruyor.
Ama hepsinin ûzerinde 'yıkım'ın kank ilme-
ği-
8.6.1992 tarihinde çevre sakinleri, Kadıköy
Belediye Başkanlığı Imar Müdürlüğü'ne bir dı-
lekçe vermişler. Bahçede kınk bir masa üzerin-
de dilekçeyi okuyor:
"Moda nın sivil miman örneklerinden olan
Fazılpaşa Sokak 14numaradakı 1800'lüyıllar-
dan kalma ev hakkında yıkılma karan
alınmışur. Bu karar doğrultusunda asırlık
ağaçlar da budanma görüntüsü altında haınce
yok edilmeye çalışılrruş ve bahçe tahrip edilerek
ınşaat malzemeleri yığılmışür. Evin kendisi de
tahrip edilmeye başlanmışür."
Gerisini okuyamıyor, gözleri doluyor. Ve
isımlenni sayıyor kendisinden yana çıkanlann.
Otuz kadar 'vefakâr' Modalı.
Nice güzelh'kler "demir' aşkına. 'beton' aşkı-
na 'an'lannı, 'anı'lannı sildiıer, silmek zorunda
bırakıldılar geçmişlerinden, geleceklerinden.
Istanbul, Moda olduğu için güzeldi biraz
da...
Moda, "Frederici" gıbilerinin evleri olduğu
maya yûz tutmuş bahçede "yıkım" için bekleyen
demirferin, kalaslann işi ne olabilir ki?
Sözün ucunu nereden yakalamalı?
Bir gece ansızın, bir de bakrnışsınız "Freden- ıçın güzeldi... Güzellikıer de 'yıkım'a uğruyor-
ci'lerin evinin yerinde yeller esiyor. İki yüzyıla muş demek ki... demek istemiyorurn.
yakın anlan, anılan bir demir ve beton yıgınına Ağaçlarsa, insana rağmen dıreniyor. İnsanın
dönüşüvermiş.
Onun güneşi yüz elli yıldır duruyor alnında
yıkımına, kıyımma sürgünleriyle başkaldınyor.
Herşeye rağmen, "Ben vanm, yaşıyorum, ya-
Rüzgârı da öyle Çatısında kiremiti, penceresin- şayacağım" der gibı. Bakalım, kurutacaklar mı
de pancuru, merdiveninde balkonun da par- "güneşın turunç V''"
1
"""
7
"
pan Baryshnikov, bu yıllarda
topluluğun repertuannda deği-
şiklikler yapıp, daha çağdaş ko-
regrafılerin çoğalmasını sağ-
lamış, star sistemini kaldınp, iyi
yetişmiş genç dansçılara daha
çok olanak tanımış, topluluğun
sanat düzeyini eskiye oranla
çok daha kaliteli bir hale getir-
mıştir. Amerikan Bale Tiyatro-
su'nda 9 yıldır sürdürdüğü
görevinden 1989 yıhnda yöne-
timle anlaşamayarak aynlan
sanatçı, 1990 yıbnda "White
Oak Project" adında 13 dansçı-
dan oluşan bir topluluk kurdu
ve sanat hayaünda yeni bir dö-
nem başlatü.
Ünlü modern dans usta-
lannın (Paul Taylor, Martha
Clarke, Jane Dudley, David
Gordon, Martha Graham, Lar
Lubovitch. Meredith Monk,
Mark Morris) koregrafılerin-
den oluşan repertuan ile Ame-
rika içinde ve dışında gösteriler
yapıp, kurduğu toplulukla olay
yaratmakta, dûnyaya yepyeni
bir Baryshnikov imajı sun-
maktadır. Dansçılanyla birlik-
te yine izleyicinin açık hay-
ranlığıru kazanmakta ve son
bir yıldır çıktığı turnelerde bü-
tün göstenlennin biletleri 10
gün öncesinden bitmektedir.
İstanbul Fesüvalı tarafından
20. yıl kutlamalan çerçevesin-
de, büyük çabalarla ülkemıze
davet edilen çağımızın bu en
ünlü ve efsanevi dansçısının
mutlaka izlenmesi gerektiğine
inanıyoruz. Bunun ötesinde,
sergileyecekleri yapıtlann da
Amerika'nın en önemli koreg-
raflannın imzasını taşıyacağı
düşünülürse, gerçek bir mo-
dern dans şöleni izleyeceğimız-
den kuşkum yok. Bütün sanat-
severleri 23 temmuzda Açıkha-
va Tiyatrosu'nda sergileyecek-
len gösteriyi izlemeye çağınr, az
sayıda kalmış biletlerden tü-
kenmeden almalannı öneririm.
Buyurun evrensel devre mülketstanbul Haber Servisi - Her Yaz "Bu
sene nereye gıtsem?" diye "kara kara"
düşünenlerden misiniz yoksa her yıl
aynı tatil yerine gjünek zorunda kalan
"yazhk"çılardan mı? Birincisi için her
yıl daha fazla para gerekiyor, ikincisi
için de "bir miktar" toplu para.Birinci-
sinin "heyecanını" istemiyor ve illa da
"bir dikili ağacım olsun" diyorsanız bi-
raz daha "uygun koşullarda" olan bir
"devre mülk" sahibi olabilirsiniz.
Şimdi "Biz geçinecek parayı zor bulu-
yoruz, bu tatil 'olanaklan' da nereden
çıktı?" demeyin. Herkese, her keseye
uygun bir tatil vardır mutlaka. Yeter ki
isteyin. Işte bu yazının konusu olan tatil
olanağı biraz iyi bir kese istiyor.
Bodrum-Güllük'te bir milyon 400 bin
metrekarelik bir arazi üzerine kurulma-
ya başlanan "Semiramis Club" hem "di-
kili ağaç" isteyenlere hem de her yıl bir
başka yere gitmek isteyenlere seslenmek
isüyor. Çünkü Semiramis Oub bir "dev-
re tatilesasına dayanan uluslaı arası tatil
• Türkiye'de devre
mülk sistemine üye olan-
lar uluslararası tatil deği-
şim organizasyonu olan
RCFya da üye oluyor-
lar. Ek paralar ödeyerek F
Avusturya'dan Malez- ^
ya'ya kadar 77 ülkenin j ^ ^ "
tatil merkezinden yarar- H t ^
lanıyorlar. HB*f^l
değışim sistemi". Bunun ne demek ol-
duğunu Semiramis'in Genel Müdür
Yardımcısı Murat İynboz şöyle açıklı-
yor: "Semıramis'e üye olanlar (yani
devre satın alanlar) uluslararası tatil de-
ğişim organizasyonu olan RCl'ya da
üye oluyorlar. BÖylece (tabii ek paralar
ödeyerek) Avusturya'dan Amerika'ya,
Danimarka'dan Dominik Cumhuriyet-
leri'ne, Malta'dan Malezya'ya kadar 77
ülkenin 2162'yi aşkın tatil merkezınden
de yararlanabiliyorlar."
Semiramis Club Türk-İsvıçre ortaklı-
ğıyla kunjluyor. Şirketin Türk ortağı
Ozakatlar. " Planîama-projelendirme"
gjbı ışler yapan Ozakatlar, 1989 yılında
turizmcilığe soyunmuşlar. Bu bir mil-
yon 400 bin metrekarelik araziyı de
Vakıfiar'dan 49 yılhğına kıralamışlar
Sözleşme gereği bu süreyi bir 49 yıl daha
uzatabilme haklan da var. Arazının
yıltık kirası ise 1 mılyar lıra civannda.
Bodrum'a 30 kilometre, Güllük'e bir-
kaç kilometre uzaklıkta \e içinde 47 bin
zeyün ağaa, dereler, gölcükler ve bir de
dalyan bulunan bu arazinın sadece yüz-
de 2'si tesislere aynlrruş durumda. 1996
sonunda tamamİanacak olan tesis 650
ünite ve 500 yataklı bir otelden oluşu-
yor.
Projenin tamamı için öngörülen ma-
liyet ise 200 milyon dolar. Şu anda 60
stüdyo ve villası satışa sunulmuş olan
Semiramis üyeleri arasına girmek için
başlangjç olarak 27 bin markı gözden
çıkarmak gerekiyor. Sonra yıllık bakım
ücretlen, eğer RCl'ya bağb başka ülke-
lerdekı tesislerden yararlanmak isterse-
niz de değişim ücretleri filan ödemeniz
gerekiyor.
Semiramis Club, tesislennin kalitesi,
özgünlüğünün yanı sıra "devre mülk"-
sisteminde de iddıalı. İynboz, devre
mülklerle ılgili sorunlann Türkıye"de
kullanılan >öntemin yanlışlığından
kaynaklandığını söylüyor.
HAYDAR DUMENDEN
YEPYENİ
AÇIKLAMALAR
900 900 240
Küçük penis, büyük penis
900 900 241
Kızlık zarı
900 900 242
İlk gece
900 900 243
Mutsuz kadmlara öneriler
900 900 244
Mutsuz erkeklere öneriler
900 900 245
Erken bosalma
900 900 246
Ma sturba syon/ Erkek
900 900 247
AAasturbasyon/Kız/Kadın
ALO
BiLGi
Turkıye nın to yennden servıslerımızm 1 dakıkası
5833 TL dıt Ortalama servıs suresı 3-4 dakıkadır
AloBılgıPK 16Tarabya/1sl
900 900 248
Kadınlarda değişik
cinsel organlar
900 900 249
Erkekte eşcinsellik