25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
buınııunı ıcı SAYFA KÜLTÜR 11 Fantezffilmler Içtn festhral • KöttürServfei- Almanya'nın Münih, Berlin ve Frankfurt kentlerinde gerçekleştirilecek Fantezi Filmler Festıvah'ude çeşitli filmler gösterime sunulacak. Gösterilerde açılışı" Alien 3"(Yaratık 3)yapacak. Galası yapılacak diğer film ise, Nicolas Roeg'in "Cold Heaven"ı(Soğuk Cennet). Bir diğen ıse sürpriz olarak tutuluyor. Videoda tercib Yılmaz Güney • Stockbobn(Cunıhuriyet> Popülertatildergisi "Vagabond" turizm ve eğlence zamanında video tercihlerini ele aldığı son sayısında Johann Tell imzasıyla yayınlanan yaada, "Okurlannuz sıcak yaz günlennde ızleme>e değer filmler ararlarsa; Yllmaz Güney diye bir sanaiçıyı öneririz"denildi. 5.sayıdaflaş ülke ve kapak reklamı Portekiz seçilmiş olmasına karşın, Akdenız'in doğu yakasından da övgülerle söz edildikten sonra sanatta ve kültürde de yelenekü insanlann varlığına kanıt olarak, Güney'in Yol filmindeamatör oyunnculann büyüleyici başanlan gösteriliyor. Tell, Güney'in Yol filminde özellikle insanlann yüzleriyle etkilendiğinı belırttikten sonra, Yılmaz Güney'in sanatı ve yaşamını özetlıyor. Tunzm sektöründe de en popüleryayıolan"Vagabon- d", bu sıcaklarda Yılmaz Güney'den başka izlemeye değer olarak Çekoslovak yönetmen Jıri Menzel'ı. Macar Istvan Szabo'yu, yedek aranılırsa Amerikalı Todd Hayness'j öneriyor. Aziz Nesin Yalova Festivali'nde •\ALO\ \(Cunüıurivet)- Yalova Beledı>esi'nın düzenlediğj kültür sanat şenlikleri dün başladı. 24 temmuza kadar devam edecek şenlik kapsamında resim, fotoğraf, el sanatlan, karikatürsegilen iieaçıldı. Şenlik kapsamında bugün ÇınarlıPark'tasaat 21.30'da A7iz Nesin ile söyleşiyapıiacak. Lale Mansur, Atıf Yılmaz'ın ve Ersin Pertan'mfilmlerindeoynayacak ' Yol aynını'nda bîr balerin• İkİ buçuk Vll Önce ba- r ~ ^ — -«w*l bir role ceken unsurlann nehbuçuk yıl leyi bırakan Lale Man- sur, Atıf Yılmaz'ın 'Düş Gezginleri'nde bir fahi- şeyi, Ersin Pertan'ın 'Yol Aynmı' adlı filminde ise bir salon kadınını can- landıracak. Peki Lale Mansur baleye geri dönecek mi? Belki. Arna bunca zamandan sonra yeniden dans etmek için değil! FATMA ORAN Gümüşsuyu'nda, dekorasyo- nu sade ve kişilikli bir daire. Küçük balkonunda şarap kırmızısı petunyalarla yeşil yaprakü bitkilerin aydınbğı. Denizin mavısi. Gemıler. KJZ Kulesı. Salonu kucaklayan pi- yano. Tablolar. Lale Mansur'la sakinleştirici bir atmosferde iki buçuk yıl önce bıraktığı bale- den, şimdikı tutkusu sinema- dan ve diğerlerinden konuşuyo- ruz... Ihlamur kumralı saçlan var Lale'nin. Bakuğınızda, gûzelli- ğınin size doğru sızdığını hisse- diyorsunuz. Konuşurken, ilik- lerine kadar güneşb bir kahka- ha fınldağı dönüyor yüzünde... Lale Mansur, on dört yaşı- ndan beri sahnede. Belediye Konservatuyan. Devlet Kon- servatuvan. Öğleye kadar okul, öğleden sonra konservatuvar, akşam üstü operada provalar. Dışandan'lise bitirme sınavlan. Levent Lisesi. Derken, konser- vatuvardan on sekiz yaşında mezun olduktan sonraki ilk başrolü: Cannen. Yıl: 1974. Temsillerin Şan Sıneması'nda verildigj yıllar. Olusum, Manda- rin, Hûrrem SuHan, Tristan Izolde, GiseDe, Don Kişot, Mavi Tuna, Şehrazat, Kuğu Gölü ve en son 88-89 sezonunda oyun- laştınlan Yaşar Kemalin Bebek adb öyküsüne gelınceye kadar hep başroller. Bale. Teknolojının kuşattığı dûnyamızda hiçbir araç kullan- madan, insanın öz benliğinin,' bedeninin olanaklannın farkı- na vardığı eşsiz, incebkli bir uğ- raş. Ama, işte.. iki buçuk yıl önce bu çok sevdiği uğraşı bıraktığını söylüyor Lale Man- sur. Neden mi? "Baleyi bırak- Lale Mansur, daha önce de Yavuz Özkan'ın l mut V arına kaJdı'sında, Atıf Yümaz'ın 'BekJe Dedim Gölgeve'sinde ve Yaşar Kemal belgeselinde roller alnuştı. (ÎBRAHÎM GÜNEL) ma yaşım geldi" hikâyesi değil, katiyen. Kurum içirde dönem dönem yaşanan 'Bizans Oyun- lan'na gelemiyor artık, o ka- dar... Lale Mansur'a ilk sinema oyunculuğu önerisi dört yıl önce, sinemayı ciddi ciddi dü- şünmediği yıllarda Yavuz öz- kan'dan geliyor. Filmin adı, Umut Yanna Kaldı. Oradaki 'balerin'i oynuyor Lale, küçük bir rol. Ama fılm ne yazıkki sa- dece Ankara'da gosteriliyor. Şu, salonsuzluk sorunıı. Sonra Atıf Yıbnaz. Bekle Dediın Göl- geye'de bir rol veriyor Lale'ye; o da küçük bir rol, ama olsun. Bu arada sinema oyunculuğu için çalışmalar, araştırmalar yapıyor. Geçen aylarda. BBC'nin ger- çekleştirdiği "Yaşar Kemal' bel- geselinde 'Yıianı Öldürseler'in •Esme'sini canlandıran Lale Mansur, seslı çekım açısından bile olsa böyle bir çalışmanın ıçinde yer almaktan son derece memnun. Baleyi, Yaşar Ke- mal'in Bebek adlı eserindeki ro- lüyle noktalamıştı ya, sinemaya da 'Yaşar Kemal' belgeseliyle başlıyor. Bale hayaünı Yaşar Kemal'le bitirip, sinema hayatı- na Yaşar Kemal'le başlamak! Ağustos ortasında Atıf Yılmaz'ın yöneteceği Düş Gez- gJnlerFnde bir 'fahişe'yi. ekim ayında da Ersin Pertan'ın yöne- teceği Yol Aynmı'nda bir 'salon kadınfnı oynamak için hazırlı- klar yapan Lale'ye, kendisini DavidMurray'den 'Istanbur Kültûr Servisi-1991 yılında Caz Oscan olarak anılan Jazzpar ödülünü kazanan siyah saksa- foncu David Murray, David Murray Bigband ıle yaptığı albüm çalışmasmda kendi bestesı olan" Istanbul" adb parçaya da yer verdi David Murray, 1990 yılının aralık ayında Ka- hil El'Zabar ile birlikte Pozitif Vibrations Çağ- daş Müzik Etkinbkleri'nın dördüncü konuğu olarak İstanbul'a gelmişti. İstanbul'da gecirdiği 4 günden sonra Murray, mmareler, ezan sesler, kiliseler ve candan insanlardan çok etkilenerek. İstanbul'a adadığı bir beste yaptı. Bu bestenin de yer aldığı bir albüm gerçekleş- tiren 37 yaşındaki sanatçının kayıt albüm ve CD'si mart ayında DIW / Colombia şirketi adıyla piyasaya çıktı. bir role çeken unsurlann neler olduğunu soruyorum. Onun aradığı 'derin'ik'. Ne kadar de- rinlik var, nasıl bir değişim ya- şanıyor ve o karakterin ya- şadığı ikiJemi hissedebiliyor muyum? Bu sorulan sorduğu- nu soruyor kendine. "Sinema çok büyük bir zevk" diyor Lale Mansur ve sürdürüyor konuş- masını: "Niye herkes oyuncu olnıuyor, ona şaşınyonun. O kadar zevkli bir ış ki..." "Baleden daha mı zevkli? " diyorum. "Bilmiyorum" diyor, "aslında çok farklı tabü." -Balede dış aksiyon söz ko- nusu; estetik bir sonsuzluğa ulaşmak, amaç. Sinemada da iç aksiyon var. Bu dengeyi nasıl kuruyorsunuz? "Ama" diyor, "balede de dramaü'k ağırbğı olan rollerde iç aksiyon söz konusu. Dans ederken o anki duygu neyse, bütün yapılan hareketlero duy- guyu yansıtmak için; yani, sa- dece bir araç onlar." Oyunculuk üzerine konuşur- ken, "İnsanın kişılığinin içinde birçok değişik kişilikler var" di- yor Lale Mansur. "Önemli olan kendi içinden bunlan 'av'laya- bilmek..." -Bale, sinema oyunculuğuna bir avantaj sağlıyor mu? "Sağlıyor. En azından dene- yim olarak. Vücut üzerinde dü- şünmenin ve onun hâkimiyetindeolmanıngetirdiği bir avantaj var. Benı asıl ilgilen- diren, o role hazırlanmak. Çe- kim anı ve sonuç." "Sinemada kendi kendinizle yanşıyorsunuz, kendi kapasite- nizle" diyen Lale Mansur sine- ma, opera ve baleden başka re- sim ve edebıyatla da yakından ilgili. Egon SchieJe, Hermann Hesse, Thomas Man, Çalvino, V'irgiııia VV'oolf, Cabrera, Badı- mann, Eco, Orhan Pamıık, La- tife TekJn, Enis Batur ve Yaşar KemaJ sevdiği ressam ve yazar- lardan bazılan. Tabü dahâ" bır- çok görünüm onu sanyor. Her türlü müziği seviyor sonra; ba- leden caza, diskoda dans et- mekten göbek atmaya kadar... Bafeye geri dönecek mi? Ola- bilir, ama bunca zamandan sonra yeniden dans etmek için değil. Başka görevler üstlenebi- lir belki. Şu anda sinemayı sevi- yor. Yakında da şan derslenne başlayacak... Kültür Bakanı Fikri Sağlar: Vatandaşlık kükürünü yeri^lirmeye ^ı alışı\oııız Kültûr Servisi - Kültür Bakanı Fıkri Sağlar, demokratikleşme doğrultusunda özgürlüklerin önündeki her türlü engeh' kaldı- rrna çabasmda olduklannı vurgulayarak sansür ve denetleme gibi çağdışı kavramlann kaldınlacağını söyledi. Sağlar, bunun için kamuoyunun çifte standart uygulamaktan vazgeçip kısır politik çekişmelerin yörüngesinden sıyniması gerektiğıni belirt- ti. Bakan Sağlar, yeni sinema yasasının Meclis'ten geçinlmesi- nin de kamuoyuna bağlı olduğunu savundu. Dün gazetemizi ziyaret eden Kültür Bakanı Fikri Sağlar ve TBMM sanat danışmanı Prof. Metin Sözen, yazanmız llhan Selçuk, genel yayın koordinatörümüz Hikmet Çetinkaya, yaz- ıişleri müdürümüz Celal Başlangıç ve sinema yazanmız Atilla Dorsay ile görüştü. Kültür Bakanlığı olarak vatandaşlık kükürünü yerleştir- meye, kültüre bakışı değiştirmeye, çevre bilincini geliştirmeye, yaygınlaştırmaya ve doğaî, kültürel mirasımızı korumaya yöne- lik çalışmalar yaptıklannı anlatan Bakan Sağlar, bakanlığının yaklaşık 7 aylık icraatını şöyle değerlendirdi: "Laiklik ve demokrası konusunda Kültür Bakanlığı'na çok iş düştüğüne inanıyorum ve bunun için elimizden geleni yapıyo- ruz. Demokraük özgürlük doğrultusunda önemli adımlar ata- rak önce yasak kitaplan kaklırdık. Okuma alışkanlığını geliştir- mek için toplam 79 kütüphane açük. ABD ile yaptıgımız temas- lar çerçevesinde eski eser kaçakçşhğını önleme konusunda önemli adımlar atük. Pamukkale'yi kurtarma çabşmasını Ka- padokya ve Hasankeyf izleyecek. " 20 kültür merkezininin- şaunın sürdürüldüğüne değinen Bakan Sağlar, Van ve Sam- sun'a kültür merkezlerinden sonra devlet opera ve balesi kur- mayı tasarladıklanru, ancak kadrolann Planlama'dan verilme- diginiifadeetti. Sinema ve Tebf Haklan Genel Müdürlüğü'ne Bekir Gürbüz Mutlu'nun, Genel Müdür Yardımcıbğı'na da Mümtaz İdil'in geürildiğini açıklayan Fikri Sağlar, sinema yardım ve destekle- me fonu konusundaki spekülasyonlan önlemek amacıyla, yeni düzenlemede dağıtımın sinema sektöründe bulunan örgûtler ta- rafından yapılması konusunda da şunlan söyledi: " Sanatçılann, kültür adamlannın toplumun ılerlemesi doğ- rultusunda önder, şimendıfer rolünü üstlenmelenne açıkbk, destek ve özendirmeyi göstermeniz gerekiyor. Bugüne kadar bakanbk ve devlet hep yönlendıncı rolünü oynamaya çabşmış. Bizim poütikamız açık, destekliyoruz ve özendiriyoruz. Bunu yaparken herkes bir şey söylüyor. Bu demokrasinin gereğidir, bunlar içinde en doğrusunu bulma çabasmı göstermeliyiz." Bakan Sağlar, Devlet Tiyatrolan konusunda da sanatsal özerkbk, özgürlük ve idari özerkbk olmadığı sürece o tiyatro- nun devleün üzennde bir yük olarak kalacağjnı savunarak, böy- le bir yönetimi kabul etmeyen Genel Müdür Bozkurt Kuruç'la çabşmasının mümkün olamayacağıru belirtti. Kuruç'un görev- den affını istemesi için kampanya açan devlet tiyatrosu sanatçj- lannın da kuruma daha yeni yeni sahip çıkmaya başladıklanna dikkati çekü. Türk Dili Konuşan Ülkeler Kültür Bakanlan Daimi Konse- yi'ni kurduklannı anımsatan Sağlar, Karadeniz Ekonomik Işbirliğı'ne üye ülkelerin kültür bakanlanyla ışbirbği sağlayarak daimi bir oluşum içinde olduklannı da belınti. 20. ULUSLARARASI İ S T A N B U L F E S T I V A L I ReyKardeşler'inünlürevûsündeSafiyeAylada oynayacak SONRA AYA IRINI Büvük Salon AÇIKHAVA TTV'ATROSU C. REŞIT REY KONSER SALONU CHRIS DE BURGH STEPHEN KOVACEV1CH jnı> Resıulı CHRIS DE BURGH ARS NOVA DÖRTLÜSÜ SUZANNA MHJDONIAN Arp Resıulı BILKENT L'luslararası Gençllk ' Orkestrası Gıırer A\ kal Suna Kan Ada Alpsan (18 30) WHITEOAK DANCE PROJECT Mıkhaıl Bary;>hniko\ MOSKOVA VİRTÜOZLARI Madınur Spivakov WYNTON MARSAUS MOSKOVA VIRTUOZLARI M.ıJımır Spı\akov • İlkkezl942'desahne- lenen 'Alabanda'da baş- rolleri Safiye Ayla ve Muammer Karaca pay- laşmıştı. • Revüyü, önümüzdeki mevsim Ankara Devlet Operasfnda Yıldınm Yanılmaz yeniden sah- neliyor. • Safiye Ayla, yine Kra- liçe Mimoza rolünde 'Güneş' şarkısını söyle- yerek perdeyi açacak. Kültür Servisi-Ankara Devlet Opera ve Balesi, Ekrem Reşit Rey'ın yazdığı ve Cemal Reşit Rey'in bestelediğj "Alabanda" adlı operet-revüsünü 50 yıl son- ra tekrar sahneye koyuyor. 1942 >ılında ilk kez sahnelenen ünlü operette başrolü üstlenen- Safıye Ayla, bu kez konuk sa- natçı olarak rol alacak. Prova- lanna 15 eylülde başlanacak olan "Alabanda" operetini Yıldınm Yanılmaz yönetecek. "Alabanda" opereti 1942 yılında gazino programlannda bir yenilik olarak düşünülmüş. zamanın stan Safiye Ayla'run rol almayı kabul etmesiyle bir- likte gerçekleştirilmiş. Aynı yıhn yaz sezonunda Tepebaşı Aile Gazinosu'nda sahnelen- miş. Yaz sezonunu tamamıyla dolu ve başanyla kapatan "Ala- banda" opereti, genel istek üze- nne günümüzde Dünya-Fitaş sinemalannın olduğu yerde bulunan İstanbul gazınosunda kış sezonunu kapatmış. Prof. Ekrem Reşit Rey ve Prof. Cemal Reşit Rey kardeş- lerin eseri olan "Alabanda", çok yüklü bir masraf gerektırdı- ğinden 1942 yılından sonra bir daha sahneye konulamamış. Müzikleri özellikle, "Yaşasın Hayat" adlı şarkısı uzun süre belleklerden silinmemiş. 1942 yılında 400 bin nüfuslu İstan- bul'da. Şehır Tı>atrolan"nın haftada bir oyun değıştırdiği dönemlerde. 250 gece perde açrnış. îkıncı Dünya Savaşı sürdü- ğü, savaşın sıkıntılannın ya- şandığı, ülkenin ekonomik çı- kmazda olduğu bir ortamda, Safiye Ayla, yine '.Alabanda'da ydlardır koruduğu Kraliçe Mi- moza kostümüvle sahneye çıkacak. bu fantezi operet-revüyü sahne- lemek için gazino sahnesi tercih edilmış. Rumen ve Polonyalı dansçılarla, 18 tablolu zengin ve çok değişik bir revü gerçek- leştirilmiş. "Alabanda" opereti- nin o dönemde ızleyenlere "ulu- sal bırlık ve bılınç aşılaması" bakımından önemli olduğu ve ılgı çektıği belirtıln or. Gösteride Kraliçe Mimoza rolündeki Safiye Ayla'nın yanı sıra Muammer Karaca, Halıde Pişkın, Tevhid Bilge ve Zeki Al- pan gibı sanatçılar çeşitli rolleri üstlenmişler. Diyalektiği çok fazla olan operette Muammer Karaca Dursun Reıs, Tevhid Bilge Samuel rolleriyle büyük ilgi toplamışlar. "Alabanda" operetinin 50 yıl sonra yeniden sahnelenmesi için Ankara Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Rengim Gökmen ve Başrejisör Murat Göksu, notalan ye metinleri uzun süren çahşmalar sonucu eldeettiler. Ön çalışmalan sürdürülen "Alabanda" operetinde, ilk sahnelenmesinde seslendirilen Selahattın Kaynak'ın yedi bes- tesi bu kez yer almayacak an- cak Cemal Reşit Rey'in sekiz bestesi yeniden yorumlanacak. Bu kez "Alabanda" opere- tinde. Safiye Ayla \ine Kraliçe Mimoza olarak "Güneş" şarkısını söyleyerek perdeyi açacak. Ünlü sanatçı, yıllardır koruduğu Kraliçe Mimoza kostümüyle sahnede "güneşi doğuracak". "Alabanda"nın konusu ise kısaca şöyle: Bir kraliçenin hü- kümdar olduğu bilinmeyen, sis- lerle çevrili ıssız bir adaya, bir Türk gemisinin sisten yolunu kaybederek yanaşması üzerine başlar. Kraliçe, gemi kaptanına aşık olur. Gemisini onanp adadan avnlan kaptanı aramak için peşinden Türkiye'ye gelir. Tüm Anadolu'yu bölge bölge do- laşıp kaptanı arar. Sonunda İstanbul'da bulur. Kraliçe, bi- linmeyen bir ıssız adaya kraliçe olmaktansa, evlenip Türk va- tandaşı olarak eyinin kralıçesi olmaya kararverir. Türk Beşleri diye tanınan bestecilerden olan Cemal Reşit Rey, çokseslı Türk sanat müzi- ğinin yaratılması için yoğun ça- bagösterdi. Fransa'daki öğrenimi sıra- sında benimsediği izlenimci an- layıştan hiçbir zaman uzaklaş- madı. İlk dönem yapıtlannda halk ezgilerinden yararlanarak, Türk halk müziğini Batı müziği formlan içinde ele aldı. Cemal Reşit Rey'in 19301ar- da özellikle Istanbul'da büyük ılgi gören operetlerinin metinle- rini de ağabeyi Ekrem Reşit Rey yazdı. Cemal Reşit. 1940'- larda ağabevinin librettolan üzerine bestelediği operetlerle çoksesb müziğin dinlcyici kitle- sini genişletmeyı amaçladı. Ünlü bestecınin en sevilen ope- retleri arasında Lüküs Hayat, Deü Dolu. Hava-Cıva ve Ala- banda yer alıyor. Ankara Devlet Opera ve Ba- lesi'nin 1992-93 sezonunda sah- neleyeceği, Yıldınm Yanı- lmaz'ın yöneteceği "Alabanda" operetinde, konuk sanatçı Safi- ye Ayla'nın yanı sıra. Gül Seç- kin. Sedat Sangül, Murat To- per, Semih Bayraktar, Murat Akar, Ayhan Ahıskal, Jak Fer- man,' Ayşe Hoinic, Ayşegül Basa. Zühtü Gürsal ve 16 bale, 16 halk dansçısı rol alacak. Or- kestra şefliğini Kemal Çağlar'm üstleneceğJ operette, dekorlan İsmail Dede, kostümleri Mine Eldek gerçekleştirecek. Kore- ografiyi de Tufan Kaytmaz yapacak.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear