25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 24MAYIS1992PAZAR 8 PAZAR YAZILARI îç savaş 350 yıl sonratekrarlamyorBu yıl. İngiliz iç savaşının başlamasının 350. yıldönümü. Iç savaşın en yoğun yaşandığı yöre- lerde şimdi, o günlerin kılıklanna bürünen "me- raklılar", tarla ve otlaklannı "savaş oyunlanna" açanlann hoşgörüsüne sığınarak iç savaşı yeni- den "sahneliyorlar." Savaş oyunu sahnelemeyi hobi olarak sürdüren çok kişi var. Çok da der- nek. Türkiye'deki "temsili düşman kuvvetleri" ya da "muzafFer Türk ordusu" görüntülerine hiç benzemeyen bu sahnelemeler, tamamen tari- hi gerçeklere uyan kıhklar ve yerlerde kıh kırk yararcasına aynnüh senaryolara göre yapılıyor. L()NDRA EDİPEMİL ÖYMEN lamentoyu kurtarmaya gjrişmiş, sadece 20 bin kişi ile krahn ordusuna kafa tutmuştu. Crom- ., w , . _ . . . vvell'in askerleri kumar oynamaz, içki içmez. Gayetciddi biriş. İşin tuhafı, hamasi edebiyat ile dini bütün köylülerdi. Onun için de halk, onla- ilgisi de yok. Tarihı ile iç içe yaşayan İngjüzler, nn geldiğini görünce korkmuyor ve kralın ordu- "unutma ve unutturma" ilkesine sadık. Tarih, sundan yüz çeviriyordu. Denklem, "parlamen- İngilizler için sıkıcı ders kitaplannda sıkışıp kal- toya karşı kral" şeklindeydi. Bugünkü liberal ve mış birezberkâbusu değil. Tamaksine. hâlâya- hoşgörülü İngiliz demokrasisinin vardığı aşa- şavan vevaşanan bırgerçek. Bugünler, iç savaş oyunlannın ilk günleri he- nüz. ekim ayjna kadar da sürecek Dintemelci sofu Otiver CromweH, mutlak krala karşı par- mada, bu kanlı iç savaşta sönen ocaklann, ölen yığınlann, kökü kaanan sülalelerin imzası var. Kralın ülkeyi Tann buyruğu ile mi yönettiği. yoksa halkın, temsikileri aracıhğı ile egemenliği- • Bu günler iç savaş oyunlarının ilk günleri henüz. ekim ayına kadar da sürecek. Dintemelci sofu Oliver Cromvvell, mutlak krala karşı parlamentoyu kurtarmaya girişmiş, sadece 20 bin kişi ile kralın ordusuna kafa tutmuştu. Cromwell'in askerleri kumar oynamaz, içki içmez, dini bütün köylülerdi.. nin mi üstün olduğu 1640'larda henüz yarutlan- mış değildi. Kral 1. Charles, kellesini parlamen- tonun üstünlüğüne verirken bu sorunun yarutı da verilmiş oluyordu böylece. Kralı idam ettirip ardından da işlerin bir türlü yürümediği parlamentoya da şöyle bir bakıp, •'Bu bina gereksizdir efendiler, haydi hepıniz ev- lerinize" diyen diktatör Oliver Cromvvell'in hey- keli, bugün parlamentonun önünde durur. Demokratik bir devrim yaptığmı zanneden. parlamentoyu kurtarmak hevesi ile krallığı orta- dan kaldırarak cumhuriyet ilan etmeyı tasarla- yan Cromvvell, sonuçta iklidara oligarşiyi getir- diğını esefle gördii. Halk. cumhuriyet değil, krallık istiyor, ama mutlakıyet istemiyordu. Mutlakiyetten kaçarken Cromvvell'in disiplinli dintemelciliğine yakalandı. Meyhaneler, tiyat- rolar, genelevler kapatıldı, at yanşlan. horozdö- vüşleri, dans yasaklandı, neşe kalmadı. Pazar günleri herkes kiliseye gidecekti. Kolcular gö- revlendirilmişti sırf bunu sağlamak için. Cumar- tesi günleri iş göriilmeyecek. zahire saülamaya- cak, seyahate çıkılmayacak. yük taşınmaya- cakü. Dintemelcilik. İncil'i bile değil, Tevrat'ı esas alıyordu. Sara nöbetleri geçiren, içine ka- palı, ters ve nadan, sofu toprak ağası Cromvvell. sıtmadan öldüğünde 59 yaşındaydı. İdam edilen Charles'ın oğlu, "İkınci" sıfatıyla kral oluverdi. Cromvvell'in cesedi mezanndan çıkanldı. Kafası kesildi ve parlamento önünde kazığa geçirildi. Ama sonra heykelı dikıldi. Ne de olsa tarihi bir kişilikti ve İngjltere'nin ilk ve son askeri diktatö- rüydü. Cöte d'Azur'de her ev bir 'şato' Franaz Rivierasi ile Türki- ye'nin Akdeniz sahilleri arası- nda kelimenin tam anlamıyla "doşlar kadar fark" var. Alpler lavanta ve gelincik tarlalan- ndan, Provence'den geçerek de- nize iniyor. Akdeniz'in o tarif- siz mavililiği bu kıyılara 'Cote de'Azur" adıru vermiş. Kaya- lıklar insanoğlunun baş edeme- yeceği bir sertlikte değil, hafıf eğimli dökülüyor Akdeniz'e Coto q'Azur" da bu yüzden üç "kornis" yani anayol birbirine gidiyor. Ve kornislerden her bi- ri sayısız eve ulaşımı sağlıyor. Ashnda onlara "ev" deyip geçmek neredeyse ayıp. Fransız Rivierasi'ndeki evler birer şato, en azından lüks villa. En üst kornistan başınız dönmeden aşağı baktığınızda en aşağıda Akdeniz'i onun yukansında ise mavi lekeler halinde yüzme ha- vuzlannı görüyorsunuz. Nice. Cote D'Azur'da çok güzel bir şehir. Dört-beş katlı, balkonlan dökme demirden dantel gibi işlenmiş geniş bul- varlanndan palmiyelerin hafif- çe danstettiği çok aşine, çok bir şehir Nice. Yuinan denizcileri- nin MÖ 350 yıhnda geldiği bu- raya demir attığı adına Yu- nan Zafer Tannçası Nike'in adıru verdiği sanıbyor. Uzun yüzyülar boyunca Nice hep farklı koptlann. prenslerineline geçmiş. İtalyanlann olmuş (bu yüzden ttalyanlar ve Almanlar da Nice'e Nizza diyor) Nice halkı 1860'taki Torino anlaş- masında referanduma giderek Nice'nin Fransa'ya katılmasına karar vermişler. Nice limanında Korsika'ya tarifeli sefer yapan beyaz feri- botlar yolcu bekliyor. Korsi- ka'daki bağımsızlık hareketinin turistik yerlere eylemler düzen- lemesi Korsiİca adasının balıkçılığın yanı sıra en önemli gelir kaynağı olan turizmi bal- talıyor. Amaç da bu zaten. Nice'nin ünlü şatosuna antik bir asansörle çıkıp eski kentin dar sokaklannda gezinirken Beyoğlu'nu haürlamamak elde DtLEK ZAPTÇIOĞLU değil. Yeni kenün en büyük simgesi ise, "Promenadcs des Anglais" bir "Kordon Boyu" İn- giliz asistokratlar 19. yüzyılın başlannda kendilerine Nice'ı sayfiye yeri seçtikten sonra bu geniş caddeyi inşa ettirmiş De- niz kıyısında 4 kilometre bo- yunca uzanan "İngiliz Cad- desi'nde pek çok Nice kartpos- talını süsleyen ünlü Negresco Oteli var. Bu şirin Akdeniz kentinin adına leke düşüren bir gelişme- nin işaretini sokaklan donatan afişlerde görüyoruz. Fransa'da ırkçı slaganlarla oy toplaan aşı- n asğ Jean-Marie Le Pen ve partisi Ulusal Cephe halka ses- leniyor: "Yabancılar dışarı!" Nice ayru zamanda son seçim- lerde ırkçı Le Pen'e yüzde otuz- lara varan oralarda oy verek bütün Fransa'yı dehşete düşür- müş bir kent. Osa tunzm Nice'nin en bü- yük gelir kaynağı. Yabancı düş- manlığı turizmle bağdaşır mı? Ama Nice halkı "yabanalar dı- şan" derken zaten buraya Amerika'dan İngiltere'den Al- manya'dan akan turistleri kas- tetmiyor. Sokaklarda renga- renk entarileriyle değersiz incik boncuk satarak geçinmeye çalı- şan Kuzey Afrikahlan açıkcası "zencileri"kastediyor.Bir apartman dairesinin a kirasının bile 10 milyona verdiği Cote d'- Azur'de yoksul siyahlar man- zarayn bozuyor. Yoksulluktan küçük suçlar işliyor ve hepsi hırsız damgasını yiyiveriyorlar. Le pen'e oy verenler daha çok alt kesimlerin düşük gelirli insanlan. az aylannda Fransız Rivierasi turistlere boğulunca ve Paris'ten Lyon'dan zenginler yazlık evlerine taşınınca fıyatlar katmerleniyor. Ünlü haydut Rohamis oynadı ve kaybetti • Yunanistan'ın en popüler mahkûmu Rohamis 1971 yıhndan beri çeşitli cezaevlerinde yatıyor. Bu süre içinde beş kez fırar etmeyi başaran ünlü hay- dut en son geçen hafta Girit Cezaevi'nden kaç- mıştı.Rohamis bu kez beş günde yakayı ele verdi. PROMENADE DES ANGLAİS - Nice'in dünyaca ünlü Promenade des Anglais Bulvarı'nda, Akdeniz'e bakan lüks oteller, mil- y arderierin gözdesi. Üstsüz bayanlann denize girdiği plajlar ise yaz aylannda kente renkli bir görünüm kazandırıyor. Geçen hafta Girit Adası'nın Halikarnassos Cezaevi'nden fırar etmeyi başaran Yunanis- tan'ın en popüler mahpusu Vangelis Rohamis 5 gün içinde yakayı ele verdı. Girit adasmı baştan aşağı tarayan 270 kadar üniformah ve ünifonnasız polisin yoğun ugraşılanndan sonra yol ortasında yakalanan Rohamis ve arkadaşı, gayet sakın bir şe- kilde, "Oynadık ve kaybetük" demekle yetindiler. Rohamis 1971 yıhndan bu yana Yunanistan'ın çeşitli ce- zaevlerinde yaüyor. Bu süre içinde beş kez fırar etmeyi ba- şaran Rohamis, her defasında ya bir soygun ya da bir kavga sıra^ında vakalanıvordu. Avnı zamanda fanalik bir Bertold Brecht hayranı olan Roha- mis'in bir de 16 yaşında kızço- cuğu var. Kızının Girit ada- sırida tecavüze uğradığını ha- ber alan Rohamis'in namusu- nu temizlemek için belki de gardiyanlann yardımıyla ce- zaevinden kaçüğı öne sürülü- yor. Rohamis'in bu firar gün- lerinde kızını ziyaret ettiği ve tecavüz faillerini kendi yum- ruk yöntemiyle ceza- landırdığına inanılıyor. Ama Rohamis'e göre durumlar böyle değil. Siciline işlenen cinayet ve iğfal suçlannı yıllarca reddettı- ği halde bir türlü aradığı hakkını bulamadığından ve temyiz mahkemesinin sürekli ertelendiğindenşikâyetediyor- dn. Mahpusanedeki arkadaşıy- la birlikte gerçekleştirdiği bu büyük firannın kamuoyunun ilgisini çekmesini amaç- ladığını söyleyen Rohamis, "Girit adasında bol bol do- AlİVA STELYO BERBERAKtS Eski Osmanlıe\leriııe konuk oldııkUsta keramikçi Sema Geyran'ın yo- ğurup can verdigi, eski Osmanlı evlerine konuk olduk. Bizi alıp. Arif Paşa Ya- lısı'na götürdü. Orada birer kahve içtik Geyran'la. Sonra bu yalıdan alıp, Saf- ranbolu evlerinde konuk etti. Nostaljik duygularla sedire oturup, birlikte çay iç- tik. Artık iyice tükenmeye yüz tutan, Osmanlı mimarisinin ihtişamı, Geyran'ı büyülemiş. Onun el emeği yaratüğı ke- J ' R I H • Osmanh Sultanı Hamit döneminden reh eşi Marian oturuyor. kalmış Arif Paşa Yahsf na, Yeniköy sı- _ Sf"2 Ge y,ra .n ,2 ^ y l d a n b e n Z u n h , *. , i IJ i /- M nn Başkonso os ugu nda memur o arak ADFM rtlannda konuk olduk Geyran la Pa- ça,J m n ^ s ı r a k e r a m ı ^ ç T M Şayı andık bırbkte uzun, uzun. 1983 m p ^kii v e r i y o r y n l û y o r u m c u Gey . »AULAivı yıhn da tamamen restore edilen yaüya, r a n > Türkiye dahil 16 kez sergi acmış. 1989yıbndanberiiskânizniverilmiş. Sergide, bir de Geyran'ın Safranbolu — ^ — ^ — — ^ ^ evlerine konuk olduk. Safranbolu evleri ıhtişamını >ansıtmış usta keramikçi. yalı. eski temeli üzerine, yalının eski ha- iskemlesizdi. Sedire oturuyorlardı o yö- Osmanh Sultanı Hamit döneminden İini tanıyanlann yardımıyla, gerçeğe uy- rede. Sedire serilen yasük ve örtüler, gü- ramik yalılar, insanın içini ferahlaüyor. kalmış Arif Paşa Yalısf na. Yeniköy gun bir biçimde restore edilmiş. Yabda nün modasına göre renk değiştiriyordu. Geçmişe uzanıp, bir oohh çekiyorsunuz sırtlannda konuk olduk Geyran'la. Pa- şimdiki haliyle Sdamlık' bölümü var. Evlere külhanlı ocak yapıhyordu içinizden. Osmanlı'dan kalma bu yalı- şayı andık birlikte uzun, uzun. 1983 Haremlik bölümünün ise, bugünkü ısınmak için. Bu eylerden ayakta dura- lann iç mimarisini özenle işlemiş Gey- yılında tamamen restore edilen yabya, Esat Bey Yahsı diye anılan komşu bir bilenlerin en eskisi, 15. yy'a kadar ran Onun bir dizi keramiği, Zürih'teki 1989 yılından beri iskân izni verilmiş. yalıda olduğu söyleniyor. Yalı Zarif uzanıyor. Tahtadan yapılmış ocaklann KellerGaleri'de29.4.92ile 13.5.1992 ta- Geyran'ın nostaljik İstanbul evlerinden Mustafa Paşa'nın eline 1848'de geçmiş. bazılan. çini ile kaph. Safranbolu evle- rihleri arasında ilgiyle izlendi. Aynı ga- oluşan sergisini gezerken, geçmişin deb- Daha sonra ise, II. Mahmut'un çok sev- rinden uzaklaşıp bu kez de, Kanlıca'- leride verilen kokteylde, Geyran bizi Et- debeli yaşamına tanık olduk. diği Kahvecibaşı Kani Bey'den saün daki Şefık Bey'in konağına konuk ol- hem Paşa Yahsfnda ağırladı bir süre. Anadolu Hisan'ndaki Zarif Mustafa alınnuş. Yalıda halen, Zarif Mustafa duk. Yalı 1895 yıhnda teşrifatçı Ferid Sonra kalkıp. birlikte Mustafa Paşa Ya- Paşa yalısı bizi ahp, 1792'leresürükledi. Paşa'nın torunu merhum Selahaddin Bey'in oğlu Şefık Bey tarafından restore lısı'na konuk edildik. Yalılann tüm Son günlere kadaT yıkık durumda olan Bey'in Lozan'da unışıpevlendiği, Isviç- edilerek, bugünkü halini almış. laştık. Yüzlerce kişi ile karşı- laştık. Kimseye dokunmadık, eşkıyalık da yapmadık. TehJi- keli katil olsak böyle mi ya- pardık?" diyor.. Tarih olarak 1 haziran günü saptanan temyiz mahkemesi- nin bu kez de ertelenmemesi amacıyla cezaevinden kaçtığı- nı söyleyen Rohamis, "Eğer yakalanmasaydım, 1 haziran günü temyiz mahkemesine ge- lıp yargılanacaktım" derken cinayet ve iğfal suçlannın ken- disine ait olmadığını ve ma- sum olduğunu, yakalandıktan hemen sonra TV kameralan karşısında da söyledi. Bu arada Rohamis ve arka- daşını yol ortasında yakala- yan polis kuvvetlerinin komi- seri, Rohamis yanında olduğu halde gazetecilerin sorulannı yanıtlarken, "Elimizdeki bilgj- leri doğru değerlendirdik ve bu gördüğünüz iki azıh hay- dutu yakalama başansını gös- terdik" dedi. Ama komiserin bu sözlerinden çok alınan Ro- hamis, "Rica ederim komiser bey. ben azıh bir haydut mu- yum? Lütfen konuşmanıza dikkat pdin" şeklinde müda- hale etti.. Rohamis'i uzun yıllar tanıdıŞ izlenimini uyandıran komiserin ise "Ku- sura bakma Vangel. ağzımdan kaçtı" demesi ilgiyle karşılan- dı. Ömürboyu ve toplam 48 yıl hapis cezalanndan hüküm gi\miş Rohamis. yakalandık- tan sonra > argılandığı suçüstü mahkcmcsinde de fırar için 8; arkadaşının firanna yardımcı olduğu için de 18 ay daha hapis cezası yedı. Roha- misvearkadaşınınfıranna"ya- takhk" edeh taksi şöförii de 18 ay hapsemahkûmoldu. Roha- mis, şimdi I hazıranda başla- yacak temyiz mahkemesi için Pire'deki Koridallos Cezaevi'- nc getirildı. Rohamis'in fıra- rından sonra avukatı, "Me- rak edilecek bir şey olmadığı- nı NC mü\ekkilinin 1 haziran günü mahkemeve geleceğini" sÖNİemişti. Rohamis'i yıllar yılı kovala- yan bir polis yetkilisi de "O is- temezse yakalayamayız" şek- linde konuşmuştu. Rohamis, gerçekten de hem avukaünın hem de adının açıklanmasını istemeyen bu polis yetkilisinin yüzünü ak çıkardı. Profesyoneller anlattı: Portföyünüzdeki kağıfları nasıl seçmeiisiniz? • U z m a n l a r d a n yatı- - ^ rımcılara öğütler: - ^ Bir portföy oluştu- — rulurken hangi ko- şullar gözönünde bulundurulur, neler he- saplanır, z a m a n l a m a nasıl saptanır? • Salahsun Hekimoğiunun payını alan Efe Ozal borsacılıkta atağa geçti Marjına! Menkul Değerler, Çarşı'nın müşterilerini kapmaya çalışıyor • Sermaye pıyasasında sözleşmeler döne- mı. Yeni teblığlerle kamunun fıyatların oltışumu ıçın müdahalesi bitıyor. • Malı yapısı, yatırımları ve sermaye artırım dönemiyle halka yeni açılan Turcas Petrolcülük • İMKB Başkanı Yaman Törüner- "Yenı yasayla borsa daha özgür olacak. Borsa rayına oturacak, spekülasyon azalacak" • Toplu Konut idaresi Baş- kanı Yiğit Gülöksüz her keseye uygun bıçımde hazırlanan konut projelerıni açıkladı • Arslan Başer Kafaoğlu: "Bir türlü olmuyor" • Brısa, Çımsa, Çukurova Elektrık Denızlı Cam, Deva Holdıng, Doğusan, Döktaş, Ege Bıra, Ege Endüstrı hısse senetlerının teknık analizleri • Kav, Sönmez Fılament. Tofaş Oto, Emek Si- gorta, Tüpraş, Türkiye Sınaı Kalkmma Bankası, Pınar Su. Erde- mır, Ercıyas Bıracılık ve Kepez Elektrık şırketlerınden haberler , p M mv\ A F T A L I K Y A T I R I M D E R G I S I TREND İLLEGAL ORGUT ELEMANLARI NEDEN OLDURÜYOR NASIL ÖLÜYOR? INTIHAR Mİ, INFAZ Mİ? • DEV-SOL'CU SABAHAT KARATAŞ 'GÜLE GULE ÖLÜME GIDIYORUZ" • EMNIYET MUDÜRÜ MENZIR "ONLAR İNTIHARTIMI ESAS INFAZ KENDİ İÇLERINDE" • VALI KOZAKÇIOGLU "TATS1Z OLAYLARI AZALTMAK İÇİN POLISI EĞİTİYORUZ" • AVRUPADAKİ 68'LİLER ANLAÜI: ARTIK DONMEYECEĞİZ •SORUŞTURMA KÜRT SORUNU NASIL ÇÛZÜLECEK'' ŞOVENIZM Mİ BARIŞ Mİ' • KUZEY IRAKTA SECIMER YAPILDI '36 PARALEL DEVLETI'NE DOORU t YEREL SEÇIMLERE PARA AKIYOR REKOR REFAH PARTİSİ NDE • ERMENILER ATESLE OYNUYOR t AZERBAYCAN'DA GÛÇ K1MDE • MÜT- HIŞ BİR ALAMANCİ MACERASı SAHTE PASAPORTU\ BERLINDE 15 YIL • BİR INTIHARIN AROSNDAN FOTOGRAFLARIYLA ÜNLÜ DANSÛZ SEHER ŞENIZ • LOCKERBIE'DE SUÇLANAN LIBYALILAR NE DİYOR7 • BEYNIN 3IRLARI ÇÖZÜLUYOR BUNAMAK KADER DEĞİL • ALİ TALIP OZDEMIR ÇEVRE KIRLETICILERINE SAVAŞ AÇTI tEYVAH MADARA OLDUK' VANOELA ATATURK BARIŞ ODÜLUNÜ REDDEHI • MEŞUM BARBIE SHARONE STONE • VE YERLIEVITA UÇ YILLIK ARADAN SONRA YINE SAHNEDE • haftalık kent rehberı stnema, tıyatro, televızyon, vıdeo radyo. müzık sergi, gezı ve etkınlıkler, ıkıncı dergınızde: ncfl€l'ed€ HABERCILIKTE SON NOKTA Bedava eroin için Isviçre'yebuyurun Evet. yanlış duymadınız: be- dava eroin dedik. Siz iflah ol- maz junky'ler. beyaz şekerin doyumsuz müptelalan. yaralan morarmış irinh damarlanndaki son uyuşturucu damlacıklannı sonsuz bir iştahla yalayan mo- dern çağın lanetlileri. duydunuz mu haberi? Hemen titrek ba- caklannızla Helvet Konfede- rasyonu'nun ülkenizdeki tem- silciliklerine gidin ve vizeniz yoksa alın, varsa tazeleün. yağ- ma sofrasına değil, eroin, mor- fın ve metadon sofrasırun kıyıağına ilişin. Bir dakika, sa- dece bu yazıyı okuduktan son- ra olur mu? Bir zamanlar belki de dünya- nın tek açık uyuşturucu cenneti -veya cehennemi- Zürih'te mer- kez gannın hemen yanındaki Platzspitz Parkı'ndaydı. Bankalar ve kirli paranın Ba- bil'i diye bilinen Zürih, salt bu ünündcn bıkmış olacak ki onun yanına uyuşturucu parkının ef- sanesini de eklemişti. Bu yumu- şak ve sert, her türlü uyuşturu- cu bağjmhsının kurtanlmış böl- gesi haline gelen kara ünlü park geçenlerde, bizdeki 'balyoz' operasyonlannı hatırlatır bir polisiye uygulamayla ka- patılmış ve parkın 24 saat mesai yapan müptelalan dört bir yan- daki sakin sokaklara tüymüş- lerdi. Görünüşte "Temizlik ve düzen İsviçre"dir imajı kurtul- muş, herkesin gözü önünde kol, bacak. kalça ve tüm organla- nndaki damarlan iğneleyen: böylelikle de Isviçre düzenine ağır darbeler indiren güruh te- pelenmişti. Ne var ki evdeki he- sap "park'a uymadı. Buradan kovalanan iğneci lanetliler takı- mı Zürih'in dört bir yanını mes- ken tutarak. sokaklarda, okul aviulannda. umumi tuvalet ve yeraltı çarşılannda icrayı sanat eylemeye devam edince küçük ÜNAL DOĞAN kıyamet koptu. Bir yanda baa mahalle sakinleri sokaklan iş- gal ederek "Burada uyuşturucu satıcılanna yer yok" gösterisi yaparken. çocuklan beyaz ze- hir bağımlısı olan bazı anneler ise eviatlanna kriminal gözle bakılmaması ve sağlık görevü- leri denetiminde uyuşturucu sağlanması için gösteri yapü. Işte tam da bu sahne oy- nanırken İsviçre'nin 7 kişihk hükümeti olan Federal Kon- sey'in bedava eroin dağıümı karan bomba gibi düştü. Bir ta- rafta ise bu kadar da olur mu? Tannm ne günlere kaldık di- yenler, "İntihar etmek isteyene silah verilir mi" eleştirisini ya- parken, baalan da "Birİcaç gram fazla zerk etsinler de kur- tulalım bu pislikten" tarzında haince, güya görüş ileri sürdü- ler. Hükümet ise eleştirileri karşılarken özellikle, "önce uyuşturucu tabusunu yıkmak", "bilimsel bir deney yapmak" savlannı öne sürerek, herkese bedava eroin diye bir yak- laşımın ohnadığını, gönüllü olarak başvuran 250 kişiye doktor kontrolünde 1996yüına dek sürecek bir sağlık deneyi için uyuşturucu araşurma pro- jcsınin karan alındığını açık- ladı. Bazı 'malum ve meş'un' çevreler ise uyuşturucu pa- zannın. askersel-sanayi komp- leksinden sonra büyük para ve kâr sağlayan ikinci pazar oldu- ğunu söyleyerek, bu dev pa- ralann ve mali gücün yavaş ya- vaş yasallaşmasını sağlayacak.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear