22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 16ŞUBAT1992PAZAR 6 PAZAR KONUĞU Uğur Yücel ile kabare oyunculuğu ve siyaset üzerine En zor olanı Süleyman Bey'i oynamakBir aydır kabare şovlanyla başkentli izleyicilerin karşısına çıkan Uğur Yücel, Özal ile Demirel tipleraelerini karşılaştırdığında "Şüphesiz Demirel en zor olanıdır" diyor. Başbakan Süleyman Demirel'in konuşmalan sırasında usta bir oyuncu performansı gösterdiğini belirten Uğur Yücel ile Ankara temsilcimiz Ahmet Tan konuştu. SÖYLEŞİAHMET TAN Uğur Yücel-Sezen Aksu ikilisi birlikte gerçek- leştirdikleri kabare şovlarmı yaklaşık bir aydır baş- kcntte sürdürüyorlar. tkilinin şovlannda siyasi içe- rikli esprilcr ağırhklı yer tutuyor. Başbakan De- mirel tiplemesiyle izleyicileri oldukça güldüren Uğur Yücel, Türkiye'de ilginç bir örnegini sergi- lediğj kabare ve siyaset üzerine sorulanmızı ya- mtladı: ^ ^ ^ H Istanbul seyirdsi ile A nkara seyircisini kı- yaslursak hangi şehirde oynamak daha keyifli? Benim üslubumda bir şovmen için Ankara 'da oynamak daha keyifli. Ben siyasi şov yapıyorum ve Ankara seyirdsi haberler konusunda dehşet du- yarlı. Haberler başladığı zaman her şeyin büyük bir sessizlik içinde kaldığını gördüm. Geçenlerde saunadan çıktık, biri arkamızdan seslendi, 'Ha- berler başlayacak' diye. Durduk, arkadaşımla bir- likte haberleri dinledik. Yani dehşet bir duyarü- lık var. Sokaklarda her yerde siyaset konuşulu- yor. Orada burada, lobide, sokakta kulak kabart- tığınız zaman siyasetin konuşulduğunu duyuyor- sunuz. Dolayısıyla seyirci siyasi espriler konusun- da çok duyarlı davranıyor. Benim yorumum da siyasi esprilerden oluşuyor. Seyirci kalitesi, Istan- bullulara karşı ayıp olacak ama, artık Istanbullu da bulunmaz oldu, tstanbul'dan daha kaliteli. Çünkü Istanbul gibi kozmopolit değil. Burada her şey kemikleşmiş gibi. Seyircinin reaksiyonlannın yeri kemik gibi katı ve belli. Hatta alkışın ölçüsü bile aynı. Aynı yerlerde aynı tepkileri alabiürsi- niz. ^KK^MGörsel sanatlann gerçekleştirilebilmesi için salon Önemli bir unsur. Türkiye'de salonla- nn durumu nedir? Türkiye'de ne yaak ki düzgün bir salon yok. Biz Bostancı Gösteri Merkezi'nde gösteriye baş- Burada mesleği bir küçük poşetin içine koymuşlar, bir kenara atmışlar. Oysa koskoca bir dünya bu meslek. Ben bu diinyayi fark ettim ve önce bir şeye inandım. Seyirciyi adam yerine koymak gerekli. Sahneye çıkıp sınlsıklam aşağıya inmek; 2 bin 500 kişiyi evlerine giderken güldürmenin, eğlendirmeııin mutluluğunu tatmak. ladığunızda kapasitenin sadece 2 bin 500 kişi ol- duğunu gördük. Istanbul iç içe gecmiş üç büyük şehir. Diğer yerlerde de gösteri yapmak istediği- mizde salon olmadığı için bir yere gidemiyorduk. Bin kişilik salon bile bulmak güç. Ancak spor sa- lonlanndan bozma yerler var. O da çok sefıl yer- ler. Seyirci için üzülüyorum. Konsantre olduğum zaman salonu filan unutuyorum ama, orada plas- tik sandalyeler üzerinde oturan seyircileri bir bas- ket salonunun içerisinde üşür görüyorum. Üste- lik bu salonlarda akustik de son derece kötü. Dün- ya standartlannda eksi 15 olabilecek düzeyde yer- ler. Spor salonlannda çalışmak istemiyoruz. Ken- dim bir salon açmak istiyorum. Yani inanılmaz bir maliyet. Ben böyle salonlarda nasü devam ede- ceğim? Türkiye'de kaç tane Sezen Aksu var, kaç tane Mujde Ar var, kaç tane Ajda Pekkan var? Uğur Yücel'in şovu bhti, sonra ne olacak? Sonra bu salonun parasını kim ödeyecek? Dehşetengiz bir malzeme olması gerekli. Esasında ben bir sa- lon açmak istiyorum ve bunu çok ciddi düşünü- yorum. Ama ne kadar netice alınm, onu bilemi- yorum. Tek başıma gireceğim, her şeye rağmen tek başıma gireceğim. Belediyeler ile yavaş yavaş temaslara giriyorum. ^^^^M Seyirci bakımından Ankara'yı idealola- rak nitelediniz. Peki, salon bakımından Ankara'yı nasü buluyorsunuz? Salon sorunu Ankara için de gecerli. Yine yer bulamadığunız için burada, spor salonunda çalı- şıyoruz. tzmir'de Açıkhava Tiyatrosu'nda oyna- mıştık, herkes birbirini görüyordu. Burada adam karda kışta geliyor. Parasını ödüyor, kapıdan iceri giriyor, birden bire basket sahasımn yanında bir yerde kendini buluyor. Bir sandalyeye oturuyor. Sahnede beni bir nokta olarak görüyor. Yanın- dakine 'Bu kim' diyor. 'Işte, Uğur Yucel çıktı' di- yorlar. Sanınm tarif ediyorlar. Şimdi Demirel'i taklit ediyor falan diye konuşuluyor. Seyircinin bu koşullarda anlanıası için arkaya açıklamah bir şeyler yapmalı. Taktikler vereceksiniz. Işte şimdi Demirel'i yapıyor gibi. 'Dikkat ediniz bakuuz şim- di Demireri yapıyor' gibi... W^^^^Devletin bu tür çalışmalann altyapıları- nı hazırlaması gerektiğini düsünüyor musunuz? Ashnda devletten hiçbir şey beklemiyorum. Şimdiye kadar arkadaşlar devletten beklemişler. Devlet hiçbir şey yapmamış, onlar beklemeye de- vam etmişler. Ben tek bir sey bekliyorum. Şimdi kendim para harcayarak salon yapacağım. fstan- bul Belediyesi ya da Turizm Bakanlığı, Beyoğlu civarım bütün eski özellikleriyle koruyacak pro- jeler hazırlıyorlar. Gazinoları boşaltıp müze ben- zeri şeyler kurmak için. Ben buralarda restore ya- pabileceğim bir salon yeri, boş bir yer istiyorum. Hibe filan değil. Parasıyla, kirasıyİa. Bu konuda ısrar edeceğim. ^^KKKKŞovunuzu nasıl tammlıyorsunuz? Ben ashnda tarifleri sevmiyorum. Yaptığım şey ashnda kabare özellikleri taşıyor. Haldun Taner'in öğretisini taşıyorum. Yaptığım şeyde benim için önemli bir özellik var. Diğerlerini ne kadar ilgi- lendiriyor, bikmiyorum. Ama bence insanlann so- ğuk havaya rağmen şovu beğenmesinin ardında şu yatıyor; ben ashnda 50 dakika içerisinde tak- litler yapıyorum, ama bu taklitler bu 50 dakika- nın çok küçük bir bölümünü oluşturuyor. Ben tak- litler yapmıyorum, izlenimlerimi aktanyorum. Ya- ni ben ashnda iyi bir taklitçi değilim, iyi bir göz- lemciyim. Taklitçiler var ki papağan gibi aynı ak- sanı, tonu verebilir. Ama bunun içinde yorum yoktur. Benim yaptığım şeyde biraz izlenim var. Seyrediyorum arkamı dönüyorum, kafamda o ka- rakterden ne kalıyorsa onu aktarmaya çalışıyo- rum. O kafamdaki resmin içinden komik yanlan PAZAR KONUĞU UĞUR YÜCEL I957'de tstanbul Kuzguncuk'ta doğdu. Kuzguncuk Marko Paşa tlkokulu, Beylerbeyı Ortaokulu ve Kadıköy Ticaret Lisesi'nde okudu. tstanbul Belediye Konservatuvan Tıyatro Bölümü'ne kayıt yaptırdı. Konservatuvar öncesinde Kadıköy Memduh Tuncalı Tiyatrosu'nda oyunculuk, gece kulüplerinde şovmenlik yaptı. Tiyatro çahşmalarını bir siire Kadıköy Halkevi'nde surdurdukten sonra konservatuvara girdi ve Melih Cevdet Anday ile Yıldız Kenter'den ders aldı. Konservatuvan bitirdikten sonra bir sure Kenter Tiyatrosu 'nda çalıştı. Daha sonra Necati Bilgiç ile Kabare Şov adlı bir grup kurdu. Devekuşu Kabare'den ayrılanlar ile Tef Kabare Tiyatrosu'nda çalısmaya basladı. Daha sonra Şan Tiyatrosu 'na geçti. Birkaç müzikaide rol aldı. Ertem Eğilmez ile tanıştıktan sonra sinemada oyunculuğu sürdürdü ve altı fümde oynadı. Daha sonrc Müjde Ar ile kabarelere çıkan Yücel, çalışmalarını yaklaşık ıki yıldır Sezen Aksu ile surdüruyor. ünyads şovmenlik nasıl bir iş? Şovmenlik çok onurlu bir meslek. Üstelik çok ciddiye alınması gereken bir şey. Dunyadaki em- sallerime baktığun zaman bu işle ilgilenen çok unlü isimler var. Bob Hope, Steve Martin. Bunlann hepsi komedyen, şovmen. Bunlar benim için ko- ca koca ilahlar. Mesleğe biraz da oralardan bak- mak gerekli. Burada mesleği bir küçük poşetin içi- ne koymuşlar, bir kenara atmışlar. Oysa kosko- ca bir dünya bu meslek. Ben bu dünyayı fark et- tim ve önce bir şeye inandım. Seyirciyi adam ye- rine koymak gerekli. Sahneye çıkıp sınlsıklam aşa- ğıya inmek; 2 bin 500 kişiyi evlerine giderken gül- dürmenin, eğlendirmenin mutluluğunu tatmak. Bunu başka hiçbir yerde bulamaz o insanlar. Bir- den bire tuhaf, sinirle oturan insanlann sinirleri- ni gevşetiyorsun. Gûlmeye başhyorlar, sonra bir- den gözü dolmaya başlıyor. Yani o zaman başka keyifler ortaya çıkmaya başhyor, beni heyecan- landınyor bu keyif, gülmeye başhyorlar, ben de kendimi önemsemeye başhyorum. Bu adam evi- ne gittiği zaman, burdan giderken rahatlayacak, oradaki sorunlannı unutarak belki de yaruı sabaha bugünden arta kalan binakım hazlarla başlaya- cak. Bu beni heyecanlandınyor. Çok güzel bir şey bu. Nereden bakarsanız bir tür rehabilitasyon, bir tür tedavi. eki, sizce hangi ülke bu konuda iyi? Amerika çok çok iyi. Ama Paris'te de kabare- ler muhteşem. Işte orada Haldun Taner'in bize ak- tarmaya çalıştığı kabare var. Viyana'da çok ilginç kabareler var. Fakat Amerika'da daha yaygm bi- çimde one man show'lar var. Kabarelere rastla- yamadım, Amerika'da, Londra'da var ama, on- lar kabare demiyorlar. Şimdi bu bana derinlikler getirdi. Gittiğimde onların kasetlerini ahyorum. İlginç bulduklarımı Turkçeye çevirttiriyorum. Ge- çiyorum ekranın karşısına, adamın ne dediğini üç şeyden sonra anlamaya çalışıyorum. Böyle araş- tırmalar yapıyorum. Tipleri derinlemesine inceli- yorum. Daha plastik bir vücuda sahip olmak, mü- zikal yanımı daha geüştirmek için çahşmalar içe- risindeyim. •••MSa/ıın/n Türkiye'de olup bitenleriyakın- dan izliyorsunuz. Siyaseti nasıl izliyorsunuz? Ga- zeteleri mi okuyorsunuz? Halk arasmdaki değer- lendirmeleri mi izliyorsunuz? Gazeteleri yakından takip etmem gerekiyor. Uğur Yücel (solda), Ankara temsilcimiz Ahmet Tan ile birlikte. çıkarmaya çalışıyorum. tşin özünde bu yatıyor. Yani öyle adım adım taklitler dizisi ya da alelade sıralanmış ve ortalama bir kitleyi hedefleyen esp- ri duzeyi değil. Beyinsel işlevleri biraz daha faz- la, kafasını gıdıklayan şeylerden hoşlanan insan- lann benim esprilerimi sevdikjerini samyorum. IŞovmenliğinizi geliştirmek için ne tür ça- lışmalar yapıyorsunuz? Yaptığım iş bana çok büyük paralar sağladı. Şimdi her fırsatta dışanya gidiyorum. tngilizcem o kadar iyi değil. Paris'te filan şovlar izledim. An- layacak kadar iyi yabancı dilim yok ama, onlar- dan kendime bir şeyler çıkardun. New York ve Los Angeles'ta gitmedigim kulüp kalmadı. tkincisi ben seyirciye çok kulak veririm. Yani bir yerde otumrken diğer masada ne konuşuluyor di- ye kulak kabartınm. Seyircinin algılayamadığı şey- lerin istediğiniz kadar altını çizin, anlatamıyorsu- nuz. örneğin vergi af fı konusu var. Bilindiği gibi konu çok az sayıdaki insanı ilgilendiriyor. Işçi se- yircim, bu verginin karşısında ise bununla ilgiliy- se o zaman espri değeri oluyor. , ovlannızda özal ve Demirel tiplemele- rineyer veriyorsunuz. Bunlardan hangisi üslup ba- kımından daha güç? Şüphesiz Demirel en zor olanıdır. Oysa Demi- rel bütün komedyenlere en uygun gelmiştir. Çün- kü Demirel'in beş dakikaük konuşması içinde çok fazla inişler ve çıkışlar var, renkler var. Birden gü- ler, birden suratı asüır, başıru çevirir. Birden çok ciddi olup, espri yapabilir. Ses tonu çok ölçülüy- ken birden bağınr hale gelebilir. Yani beş dakika içerisinde Sükyman Bey çok değişiklikler göste- rir. Ben bu yanını çok usta bir oyuncunun per- formansıyla eşdeğerde tutuyorum. Aşağı yukan aynı şeyleri yapıyor. Güldürüyor, sinirlendiriyor, hoşnutluk yaratıyor, espri yaratıyor. Bu anlam- da Süleyman Bey'in muhteşem bir avantajı var di- yelim. Turgut Ozal'da değişim bu kadar değil. Da- ha değişmez bir Türkçe ile konuşuyor. Çok fazla inişler, çıkışlar yok, renkler yok. Daha ağır ve ço- ğunlukla aynı tempo ile konuşuyor. Halk özal'- m esprisini yeni farketmeye başladı. ^••^B Nasıl? On sene sonra mı? Evet, 10 sene sonra. Bakm, özal'ın taküdini ya- pan çok az. Bir karakterin gulunecek, espri çıkar- tılacak yanlan varsa gazeteler, oyuncular üstüne giderler. Dikkat edersek özal'ın fazla üstüne gi- dilmiyor. ^ ^ • ^ Her seyirci grubu her gece ayrı bir labo- ratuvar gibi geliyor mu? Istanbul'da değişiyor. Bir espriyi sunuyorsunuz. tutmuyorsa, biraz daha işleyip ertesi gun yeniden sunabiliyorsunuz. SonuçU her gün ayn bir labo- ratuvar gibi oluyor. Deneme yamlmayla esprile- rin tutup tutmadığım belirliyoruz. Seyircinin re- aksiyon yerleri değişmez. Bizim seyirciye veya onun göstereceği reaksiyona hazırlayacağunız ak- siyonda bir değişiklik oluyor. Seyirci çok kahka- ha atar, işte o zaman benim aksiyonum da deği- şiyor. Hareket daha guçleniyor. Birden bire bir katman daha artıyor. O katmanlan yakaladığumz zaman benim de katmanlarım farklılaşıyor. Ağ- zım sulanmaya başhyor. Beynim 'VUTTT' olmaya başhyor. Iki tane daha espri koyuyorum işin içi- ne, o espri tuttuysa hemen sabiüeştiriyorum. Bir gece sonra yine kullanıyorum. Bazen seyircinin üs- tune biner gidersiniz. Bazen de seyircinin sizi sm- layıp göturmesi gerekir. Bazen de öyle oluyor ki Giderek olgunlaşan, kendi kişiliğinde sahnede olan birisiyim. Daha önce şovmen kişiliği taşıyordum. Yani yapmacık, üstiime giydirilmiş bir şey gibi. O, Uğur degildi. Uğur'un sahneye çıkabilmesi için bir perspektifin olması gerekirdi... Eski Uğur ile. şimdiki Uğur arasında çok fk^j var. ne yaparsanız yapın, havada perendeler atm, se- yirci boş bakıyor. Aman Allahım, bir yerleri ka- zımak, devirmek istiyorum. Bazen onlara sorunun kimde olduğunu soranm. ^K^K^Kendinize bakışımz nasıl, kendinizi na- sıl değerlendiriyorsunuz? Giderek olgunlaşan, kendi kişüigimle sahnede olan birisiyim. Daha önce şovmen kişiliği taşıyor- dum. Yani yapmacık, üstüme giydirilmiş bir şey gibi. O Uğur değildi. Uğur'un sahneye çıkabilmesi için bir perspektifin olması gerekirdi. Çok oku- ması, çok gözlem yapması gerekir, araşürma yap- ması gerekir. Eski Uğur ile şimdiki Uğur arasın- da çok fark var. Yine de Uğur hiçbir şeyi tamam- layamadı. Hâlâ çok fazla çahşması, okuması ge- rekiyor. Ama giderek bir olgunluğa doğru kendi kişiliğine doğru giden bir Uğur görüyorum. öte yandan önemli bir şey var. Bu da yeni yeni orta- ya çıkan, bende olgunlaşan, ama artık benim hiç- bir zaman karşı çıkmayacağun bir durum olacak. O da seyirciyi adam yerine koymak. Bizim gibi şov işini yapanlar hep işin ucundan tutmuşlar. Çün- kü konu hep paraymış. Bunlar assolistlerin ardın- dan sahneye çıkıp aralan dolduran adamlar. Geç- mişte Taksim'de olduğu gibi. Bunlann fazla ma- haret göstermelerine gerek yokmuş galiba. İşte iki tane belden aşağı laf, kafalan yormayacak bir iki şarkı, hat yap para kap gibi. Yıllarca böyle geçi- nilmiş. Ben de işe ük zamanlar böyle baktım. Kon- servatuvar mezunu bir tiyatrocu, birazcık akade- mik hava taşıyan birisi olarak yaptığım işe basit bir iş gibi bakıyordum. tçki içen insanlan eğlen- dirmek, ama ne yapayım evin taksidi var, buzdo- labının taksidi var gibi bir şey. iSöyleşi için teşekkürler. İLAN BOĞAZLIYAN KADASTRO MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİ'NDEN 1989/172. Esas 1990/19. Karar Davacı Çiçekdağından Bekir Çiçek, davalı Boğazlıyan il- çesi Başhoroz köyünden Fazlı Altun aleyhine açtığı tesbitin iptali ve tescil davasında dava konusu Uzunlu kasabası hu- dutlannda kain, 1374 tapulama parsel nolu 19.150 m2 mikta- nndaki taşınmazın davalı Fazlı Altun adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş ve davalı Fazlı Altun'un adresi meçhul olup ilanen tebliği gerektiğinden yukanda esas ve karar nu- marası yazılı hüküm, davalı Fazlı Altun'a tebliğ yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 24.01.992 Basın: 45452 DUYURU ERZURUM 2. SULH CEZA YARGIÇLIĞI'NDAN EsasNo: 1991/770 Karar No: 1991/1119 Sanık: Alaattin Akbaba, Mehraet oğlu 1966 doğumlu Erzurum ömer- tcpe köyü nüfusuna kayıtlı, Mirzamehmet Mahallesı Esatpaşa Yoku- şuNo. 13'temukım. Suç: 3167 sayılı yasanın 13/1. maddesine muh Suçtarihi: 15.10.1991 Karar tarihı 28.11 1991 Atılı suçtan sanığın eylemıne uyan 3167 sayılı yasanın 13/1, TCY: 119/5. maddesı gereğınce 270.000.- TL ağır para cezası ile cezalandınl- masına karar venlmış, tüm aramalara rağmen sanığa tebliğ edıleme- mıştır. 7201 sayılı Teblıgat Yasaşı'nın 29. maddesı gereğince karann gazete yoluyla sanığa ilanen tebliği ilan tanhınden ıtıbaren 15 gün sonra ka- rann tebliğ edilmiş sayılacağı, ilan gidennın samktan alınacağı tebliğ olunur. Basın 19030 ELEKTRİK ABONELERİNİN SAYAÇ OKUMA tŞLERİ ŞARTNAMELERİNE GÖRE İHALE SURETİYLE YAPTIRILACAKTIR 1—Çağlayan tsletme Bakım Müdürlügü bünyesinde abone endeks tes- piti ve fatura dağılımı işi kapalı teklif usulü ile yaptuılacaktır. 2—Ihaleye katılabilmek için iştirak belgesi aranacaktır. Iştirak bel- gesi almak isteyenler en son 25/2/1992 günü saat 16.00'ya kadar aşa- ğıdaki adıese Ugili belgelerle yazılı olarak muracaat etmelidir. 3—Ihaleye katümak için şartname almak mecburidir. ŞARTNAMELER TEK. İSTANBUL ELEKTRİK DAĞITIM MÜESSESESl Meşrutiyet Cad. Asmalımescit Sok. No: 63 Kat: 2 Oda No: 202 Tel: 152 34 00 / 214-278 Tepebaşı-Beyoğlu/lstanbul adresinden 100.000.— TL (KDV hariç) bedel mukabilinde alınabi- lir. 4—Teklifler en geç 4.3.1992 günü saat 10.00'a kadar aynı adreste 1 kat 110 No'lu odadaki muhaberat servisine verümelidir. 5—Kurumumuz 2886 sayıh Devlet thale Kanunu'na tabi olmayıp iha- leyi yapmamakta veya dilediğine kısmen veya tamamen vermekte ser- besttir. TEK İSTANBUL ELEKTRİK DAGlTIM Basn: 19976 MÜESSESESl KİRALIK DAİRE Bağdat Cad. Bostancı'da 75 m 2 giriş kat 384 38 09 05878 No'lu san basın kartımı kaybettim. Hükumsıizdur. MEC/T DEMİR NCR kimliğimi, ehliyetimi ve kredi kartımı kaybettim, geçersizdir. AZİZ KARAMANLIOĞLU I S T A N B U L B E L f J Ş E H İ R T İ Y A T R O L A R I KULTUR GUNLERI-5 KONFERANS "GÖRÜNTÜLERLE ESKİ İSTANBUL" JAKDELEON 17 Şubat'92 P.tesi günü saat:18.O0'de HARBİYECEP TİYATROSU'NDA GİRİŞ ÜCRETSİZDİR TEŞEKKUR Karamanlı Göncüler'in aile büyüğü, babamız, amcamız, dedemiz, Ü GÖHÜSNÜ GÖNCÜ'nün vefatmda, telefonla, telgrafla, faks mesajıyla taziyette bulunan, bizzat gelerek acırmzı paylaşan ve cenazesine katılarak bizleri yalnız bırakmayan tüm dost, arkadaş, akraba ve yakınlarımıza minnet ve şükranlanmızı sunarız. GÖNCÜ AİLESİ O EmKYAJ-lZME Yf OUOUt|IT1 U W - MÜCADELE HAKLIYIZ KAZANACA6IZ DÜN CENNET VAAT EDEN İKTİDAR BUGÜN "SUSUN EZERİM" DİYOR ÇIĞVE DOGAL AFETLER HALKIN KAPERİ DEGİLDİR DEVREK ASLİYE HUKUK HAKİMLtĞİ'NDEN Dosya No: 1991/123 Davacı Adil Baydoğan tarafından davalı Melahat Baydogan aley- hine mahkememize açılan şiddetli geçimsizük nedeni ile boşanma da- vasının yapüan açık duruşması sırasında davaünın adresi tespit edüemediğinden dava dilekçesi tebliğ edilememiş olup davalı Mala- hat Baydoğan'ın mahkememızde yapüacak olan 25/2/1992 tarihin- deki duruşmada hazır bulunması veya kendisini bir vekille temsil ettirmesi, aksi taktirde yargılamanın yokluğunda yapılacağı ve ka- rar verileceği hususu dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ yerine kaim olmak üzere ilanen duyunılur.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear