22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
16 ŞUBAT 1992 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Jandarma katillepi • AA (Erzincan) - Muş'un Malazgirt ilçesi cezaevini basarak iki jandarma erini şehit eden, 3'ünü de yaralayan militanlara, Erzincan DGM'de idam cezası verildi. Erzincan Devlet Oüvenlik Mahkemesi'nde yapılan duruşmada savcı, sanıklann suçlannın sabit olduğunu, kendilerinin de itiraf cttiklerini belirterek TCK'nın 125'inci maddesi gereğı Kasım Kahraman, Selahattin Tokmak, EbuTalip Eren ve Enver Keklik adlı sanıklann idam cezası ile cezalandınlmalannı istedi. Sanıklan son kez dinleyen mahkeme heyeti bu yönde karar verdi. Cmdonık vekil • ANKA (Ankara) - TBM M. Başkanı Hüsamettin Cindoruk, Cumhurbaşkanı Turgut Özal'a ikinci kez vekâletediyor. Tahran'da yapılacak Ekonomik tşbirliğı Teşkilatı (ECO) Toplantısı'na katılmak üzere bugün lran'a giden Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın dönüşüne kadar yerine Cindoruk vekâlet edecek. Gozaltma protesto • tstanbul Hıber Servisi - Devrimci Gençlik dergisinden dün yapılan yazıh açıklamada, bir süre önce polis tarafından^ gözaltına aJınan derginin yaa işleri müdürü Levent Yanlık'ın gözaltında tutulması protesto edilerek bir an önce serbest bırakılması istendi. Derginin sahibi Zeynep Ankan, dün basına yaptığı açıklamada "12 şubat günü evine gitmek üzereyken Terörle Mücadele Şubesi tarafmdan 'şüphe' üzerine alınıp 3 gündür gözaltında tutulan Levent Yanlık'ın hayatından şüphe ediyoruz. Sosyalist basını susturmaya yönelik bu tür uygulamalan şiddetle protesto ediyor, keyfı gözaltının sona erdirilip Yanlık'ın serbest bırakılmasını istiyonız" dedi. KarakoMaaskerfik • ANKA (Ankara) - ANAP Ankara Milletvekilı Yücel Seçkiner, öğretmenlerde olduğu gıbi polislerin de temel eğitimden sonra askerliklerini bulunduklan yerde yapmalan için yasa teklifî hazırladı. Seçkiner, yasa teklifınin gerekçesinde polislerin görev yaptıklan bölgeyi tanıdıklan bir dönemde askere alındıklannı ve karakollann işlerinde aksama olduğunu belirtti. Kadınhaklan • ANKA (Ankara) - Kadın, aile ve çocuk haklanndan sorumlu Devlet Bakanı Güler İleri, bakanlık bünyesinde kurulacak kadın haklan ile ilgili '. komitelenn, toplumun her kesimi ile 'iletişim kuracağını bildirdi. İleri, ANKA'ya yaptığı açıklamada, kadın *bakanlığının merkezde kalan bir bürokrasi kabuğu altında sıkışmasını , önlemek ve Türk kadınının çeşitli sorunlanna kendi katılımıyla çözüm bulmak amacıyla yeni sistemler getirdiklerini anlattı. ileri, merkeze ulaşan bilgilerle, çözüme yönelineceğini ve çözüm için oluşturulacak karara, zarara uğramış kadının bizzat katılacağını belirtti. Şenlikte gözaltı ; • tstanbnl Haber Servisi - tşten J çıkarılan Yurtiçi Kargo işçilerinin dün ı Altunizade'de düzenlediği şenliğe j çevik kuvvetin müdahale etmesi sonucu 25 kişinin gözaltına alındığı j öne sürüldü. Şenlik sırasında "tş, j ekmek, özgürlük", "tşçilerin onuru ı sermayeyi yenecek" biçiminde ! sloganlar atan Yurtiçi Kargo işçilerine destek amacıyla şenliğin yapıldığı yere gelen lstanbul öğrenci Demekleri Federasyonu (TÖDEF) üyesi ı öğrencilerden dağıldıkları sırada 25 ! kişinin gözaltına alındığı belirtildi.. Bürokratatamaten ı • ANKA (Ankara) - Cumhurbaşkanı ! Turgut Özal, İran ziyareti öncesinde j beklettiği atama ve kararlannın bir j kısmını dahaonayladı. Etibank, Botaş ; ve TDCI atamalan gerçekleşirken, çok | sayıda bürokrat da Başbakanlık I müşavirliklerinegetirildi. Resmi İ-Gazete'de yayımlanarak yûrürlüğe giren atama kararlanna göre Etibank Genel Müdürlüğü'ne Taşkın Akdeniz, Botaş Genel Müdürlüğü'ne Mete Göknel, Türkıye Demir ve Çelik İşletmeleri Genel Müdürlüğü'ne Atilla Sezgjn, Orman Genel Müdürlüğü'ne Vahıt Altınsoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanîığı Müsteşarlığı'na Kutlu Türker, Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü'ne tsmet Binark, Güvenlik İşleri Daire Başkanlığı'na Nihat Çınar atandı. Sevilenpoitikacı • UBA (Ankara) - Yapılan son kamuoyu araştırmasına göre Başbakan Süleyman Demirel'in en sevilen politikacı olduğu ortaya çıktı. Tempo dergisinin Strateji Araştırma ve Planlama Şirketi'ne yaptırdığı kamuoyu yoklamasında Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü, ikinci sırada yeraldı. Yüzde 25.2 ile en sevilen politikacı seçilen Başbakan Demirel'ı beğenenlerin yüzde 40.65'i kendi partisi DYP'den, yüzde 17.84'ü AN AP'hlardan, yüzde 14.22'si RP'lilerden, yüzde 10.86'sı SHP'lilerden, yüzde 3.56'sı da DSP'lilerden. T AHRAN - En iyi ufuk turu gökyüzünde uçaktayken atılı- yor. Cumhurbaşkanı Özal da öyle yaptı. Dün, Tahran'a uçarken gazetecilere, Bush'un kendisine yazdığı mektup- tan Demirel'in Çankaya'ya açtığı telefona, Barzani ile önü- müzdeki hafta Ankara'da yapılacak görüşmeye, Çekiç Güç'ün sü- resinin uzatılmasına dek çeşitli açıklamalar yaptı. Hem iç politikada hem dış politikada Türkiye'nin önümüzdeki günlerdeki gündeminin hammaddeleri olan açıklamalar şöyle: ABD Başkanı Bush'un kendisine Başbakan Demirel ile görüş- tüğü sıralarda mektup yazması, ABD'nin Özal'ı gözden çıkarma- dığıntn bir işareti. Özal, Bush'un kendisine "Turgut" diye başla- yan bir mektup yazdığını söylerken, bunun "dosttan dosta" bir ha- berleşmeden çok "devletten devlete bir iletişim" olduğunu ima etti. Bush'un mektubu, Dışişleri kanallarından şifre ile kendisine ulaşmış. Yine aynı şekilde şifreli telgrafla yanıtlanmış. Bush mek- tubu yalnızca Özal'ı gözden çıkarmadıklarını göstermek için yaz- mış izlenimini vermiyor. Ondan bazı pratik istişari hizmet bekli- yor olmalı. Sovyetler'den arta kalan nükleer silahların nasıl bir sis- tem içinde denetim altına alınacağı, Sovyet cumhuriyetlerinden nükleer alanda çalışan bilim adamlarının banşı tehdit edecek ül- kelere gitmelerini önleyecek tedbirler konuşuluyor... Demirel'in VVashington'dan açtığı telefona gelince... Özal'ın, De- mirel'in kendisine ABD'den telefon açtığını söylemesi uçaktaki- leri şaşırttı. Demirel'in bu telefonu kendisini de şaşırtmış mıydı? Özal, "Hayır" dedi, "Çünkü giderken arayacağını söylemişti, aradı. Bu nezaket çerçevesinde bir görüşme." Atlantik ötesinden Çankaya'ya açılan telefon, Demirel-Özal iliş- kilerinde yeni bir sıcaklığın işareti sayılabilir mi? Özal bu soruyu gülerek, "Yine iç politika konuşturmak istiyorsunuz. O konuları bırakın" diye yanıtladı. lAHRAN'DAN AHMET TAN Özal Alıştırıyor Daha sonra konu Davos'a geldi. Özal, Davos konusunun bir iç politika olmadığından olacak, "Süleyman Bey'i Davos'u düzen- leyenlere ben tavsiye ettım. Yararlı da oldu sanıyorum" dedi. Da- ha sonra yeniden Demirel'in ABD gezisine değindi. Beyaz Saray: da ve Camp David'de daha önce kendisinin Bush'la yaptığı gö- rüşmeleri ve telefon konuşmalarının tutanaklannı Demirel'e ver- diğini açıkladı. Anlaşılıyor ki Özal, Demirel'in dış politikadaki ba- şarısı için çaba harcıyor gibi... Nitekim bu izlenimi doğrulayan şu sözleri diyor: "Türkiye'nin dış politikasında bir değişiklik yok. Aynen devam ediyor." Bunun anlamı daha önce kendisinin eksenini oluşturduğu, Tür- kiye'nin uluslararası ilişkilerinde bir kesiklik yok. Özal, Demirel'e ekonomi politikasında, dış politikada olduğu ka- dar destekçi görünmüyor. Çok ustalıkla, üstü örtülü bir biçimde "iktisadi gidişat" konusunda kaygılarını ifade ediyor. Özal'a göre ekonomi yönetiminin 6 koşulu yerine getirilmeli. Bunları şöyle sıralıyor: 1- Belirsizlik giderilmelidir, 2- Güven ortamı oluşturulmalıdır, 3- Bütçe kontrol altında tutulmalıdır, 4- Kredi sistemi modernleştiril- melidir, 5- Merkez Bankası bağımsızlaştırılmaltdır, 6- Mevduat ar- tışı emisyonsuz sağlanmalıdır. Cumhurbaşkanı bu koşulların altını çizerken bir anlamda hü- kümetin eksiklerinin altını çizer gibi. İran gezisi nedeniyle mi, yok- sa, Avrupalıların çifte standardı iyice canını sıktığı için mi nedir, özal, Batılıların hem demokrasi savunucusu hem uluslararası iltş- kilerde çıkarcı ve iki yüzlü olabildiklerini ima ediyor. İlk kez Ceza- yir konusunda Batı'yı suçlayıcı bir dil kullanarak, "Demokrasi di- yoıiar daha sonra darbeyi destekliyorlar. Bu olacak iş değil" diyor. Özal yakın zamana kadar Sovyetler'deki Türki cumhuriyetlerin, Batı'nm Türk olarak görmediğini, Müslüman saydığını anımsata- rak, "Nedense gerçeği gördüler ve bu milletlerin Türk olduklarını kabul ettiler" diyor. özal, acaba Hıristiyan dünyası için Müslüman- lığa göre Türklüğün daha az tehlike olduğunu mu soylemek istiyor? Silahlanma yarışına karşı olmak gerektiğini, bu konudaki an- laşmalara zaten imza atılmış olduğunu anlatan özal, İran'ın si- lahlandığı yolundaki bilgilerin abartmalı olduğunu ifade ediyor. Bu arada bir başka önemli noktaya da dikkat çekiyor. Geçen yıl Sad- dam'dan kaçıp Türkiye sınırlarına yığılan 600 bin Kuzey Iraklıdan PKK'ya çok büyük ölçüde silah ve cephane sızdırıldığını anlatı- yor. Buna bağlı olarak Çekiç Güç konusuna sözü getiriyor. özal, Çekiç Güç'ü Türkiye'nin istediğini, bununla da çok yerinde dav- ranıldığını söylüyor. özal'a göre Çekiç Güç'ün süresi uzatılmalı. Çünkü "onun işlevini Türkiye'nin yapması hem zor, hem de sa- kınca doğurucu". Bu anlamda önümüzdeki aylarda hükümetle Çankaya arasında yeni bir pürüz ortaya çıkması beklenmeli. Gezinin ilk günü Cumhurbaşkanı özal, Türkiye'nin dış politika- sında karar sahibi olmasa da söz sahibi olmayı sürdüreceğini or- taya koyuyor. Buna da yavaş yavaş "alıştırıyor". "Kürt Sorunu İçin Banş İnisiyatifî" konulu toplantiya 100'ü aşkın aydın katıldı Aydınlar, Türk-Kürt di\ alogu istiyor tç Politika Servisi - Helsinki Yurttaşlar Meclisi Türkiye Bölümü'ne bağlı Milliyetler ve Milliyetçilik Komitesi'nin düzenlediği "Kürt Sorunu İçin Banş İnisiyatifi" konulu toplantıda söz alan 40'a ya- kın aydın, ağırlıklı iki endişenin altını çizdi: Baharla birlikte Gü- neydoğu'daki çatışmanın halkı da içine alarak zirveye tırmanma- sı ve buna bağlı olarak Türk-Kürt çatışmasının doğması. lstanbul Etap Pullmann Oteli'nde yapı- lan ve 100'ü aşkın politikacı, bilim adamı ve aydının katıldığı toplantının sabah otu- rumunda ilk olarak Taciser Belge, Helsinki Yurttaşlar Meclisi'nden uluslararası bir he- yetin tstanbul, Ankara ve Diyarbakır'da yaptığı incelemeleri aktardı. Güneydoğu'- da tam bir "Bahar Sendromu"nun hâkim olduğunu söyleyen Belge, bölgede bilgi ye- rine dedikodunun geçerli olduğunu, hal- kın tam bir tedirginlik içinde bahar ayla- rını beklediğini söyledi. Daha sonra söz alan Murat Belge, Kürt- lerin ne istediğinin kamuoyunda tam ola- rak bilinmediğini, birbirine zıt taleplerin kimi zaman birlikte telaffuz edilebildiğini söyledi. TBMM'de HEP kökenli milletve- küleri Leyla Zana, Hatip Dicle ve Mahmut Alınak'ın başına gelenlerin "aynlıkçılık" kavramına çok geniş bir tanım yüklenme- sinden kaynaklandığını belirten Belge, bundan Turkleri sorumlu tuttu. Doç. Dr. Bülent Tanör ise ulusal soru- nun Franco sonrası lspanyası'nda büyük ölçüde nasıl çözümlendiğini anlatarak Kürt sorunun çözümünün demokrasi ile taraf- lar arasında müzakereler yoluyla mümkün olduğunu dile getirdi. Prof. Dr. Zafer Üskül'ün devletin "üniter" vasfını muhafaza etmekle birlikte yeni bir anayasa ile Kürt sorununun çözü- lebileceği yolundaki görüşüne ise kendisin- den sonra konuşan Prof. Dr. Asaf Savaş Akat karşı çıktı. Akat, "üniter-ayrımcüık ikilemi" dışında ara çözümler aranması ge- rektiğini belirterek "etnik anlamda fede- ratif değil, ama federal" bir çözümün Türkiye için düşünülebileceğini söyledi. ömer Laçiner, konuşmasında, durumun "çok vahim" olduğunu ileri sürerek şöy- le dedi: "Belki bir-iki ay sonra demokra- tik bir çözüm tartışılamayacak bile. Eski- den kadrolar arasında süren çatışma, bun- dan böyle halklararası bir çatışmaya dö- nüşebilir." HEP Genel Başkanı Feridun Yazar, La- çiner'in görüşlerine katıldığını belirterek şöyle konuştu: "PKK'lılar Ay'dan gelme- mişlerdir. Kürt halkının içinden çıkmışlar- dır. Içlerinde önemli sayıda Türk kökenli insan da vardır. Bugün Başbakan bile 'PKK halkta taban buldu' diyor. Şimdi de PKK'mn imhasından söz ediliyor. Taban bulan bir hareketi, tabandan soyutlayarak yok etmenin imkânı yoktur. Baharda Kürt halkına yönelik bir soykınmın hazırlıkla- rının yapıldığını duyuyoruz. Acil sorun Türk-Kürt düşmanlığını ortadan kald^ır- mak ve devlet-PKK çatışmasından sıvil halkın zarar görmesini engellemektir. Bu- nun yolu da Türk-Kürt diyaloğudur." Yazar'ın ardmdan kürsüye cıkan ANAP tstanbul Milletvekilı Naci Ekşi, sözlerine, "Ben Türk veya Kürt olmayı reddediyo- rum, TC vatandaşı olmak bana yetiyor" diye başladı. Güneydoğu'da halkın Türk- çeyi iyi konusamadığını, bu nedenle dev- leti de iyi anlayamadığını öne sürdü. Toplantının öğleden sonraki oturumu- nun ilk iki konuşmacısı Enver Sezgin ve SHP Diyarbakır II Başkanı Dağıstan Top- rak, PKK'nın yöntemlerini savunmamakla birlikte bir gerçeklik olduğunun kabul edil- mesini istediler. Toprak, Türk solunun PKK'ya karşı ürkek davrandığını ileri sü- rerek şöyle devam etti: "Kürt toplumunun dinamikleri yok oluyor. PKK'yı bir eleş- tiri bombardımanına tutmalıyız." SHP lstanbul Milletvekili Ercan Kara- kaş ise 70 yıldır izlenen devlet politikası- nın herkesi etkilediğini söyleyerek aydın- ları "yapılması gerekenleri zamanında yapmamakla" suçladı. Avukat Atilla Coşkun'un devlet ile PKK arasında "ateşkes" sağlanması için tüm aydınlan girişimlerde bulunmaya davet et- mesinin ardından gazeteci Rafet Ballı, da- ha sonra birçok konuşmacının onaylaya- cağı bir öneriyi dile getirdi: Bir heyet oluş- turup tüm taraflarla görüşerek sorunu ba- rışçı çözüm yollarına çekmeye çalışmak. Nitekim Diyarbakır Bağımsız Milletve- kili Hatip Dicle, toplantının amacını "Ba- harda olabilecekleri sezip önlemler arama" olarak yorumladı. Devletin "Kürt halkı- mn özgürlük mücadelesine karşı şiddete tapüğını" öne süren Dicle, "Botan bölge- sinde insansızlaştırma politikası bütün vahşetiyle sürdürülüyor" dedi. RP lstanbul Milletvekili Hasan Mezar- a'nın "Türkiye, 70 yıldır Anıtkabir'den, mezardan yönetiüyor" sözleriyle canlanan toplantıda Abdurrahman Dilipak, Bahri Zengin, Altan Tan gibi tslama aydınlann konuşmaları ilgi uyandırdı. Bazı konuşmacılar, devletin PKK ile gö- rüşmesi gerektiğini belirtti. Hasip Kaplan, devletin bu görüşmeleri "zaten başka bi- çimlerde sürdürdüğünü" iddia edip oluş- turulacak bir komisyonun böyle görüşmeyi "kolaylıkla" gerçekleştirebileceğini söyledi. Kürt sorununun çözümU için her türlü şiddetin sona ennesi gerektiği, bunun yo- lunun da ülkenin hızla demokratikleşme- si olduğu yolunda büyük ölçüde uzlaşan konuşmacılar, yine Türk-Kürt çatışması ihtimali' konusunda aydınlara çok görev düştüğUnde genellikle anlaştılar. Romancı Orhan Pamuk ise birçok ko- nuşmacının yakındığı basının tavnnın üze- rinde durdu. Herhangi bir büyük gazete- nin atacağı tek bir manşetin bile bütün ça- baları heder edebileceğine dikkat çeken Pa- muk, özellikle baharda yaşanabilecek ge- lismeler konusunda medyanın tavnnın be- lirleyici olduğunu vurguladı. Belge de , konuşmacılann genel olarak Kürt sorununun çözümUnun askeri değil siyasi olduğunda birfeştiklerini, bir adım daha ileri atarak bu çözümün "sivil" ol- masına çalışıhnası gerektiğini dile getirdi. Bundan böyle daha "eğlenceli" eylemler- le sorunu gündemde tutmaya cahşacakla- nm belirten Belge, örnek olarak Nevruz'- un Istanbul'da geniş katıumh şenlikle kut- lanabilecegini, büyük konserler düzenlene- bileceğini, reklama yönelik ve sansasyonel girişimlerin de yararlı olabileceğmi söyle- di. Sağlık Bakanîığı bütçesinde öneri Turistlere AIDStesti yapılsınCUMHURİYET (Ankara) - TBMM Plan ve Bütçe Komis- yonu'nda Sağlık Bakanîığı bütçesi görüşülürken Türkiye^ ye gelen turistlere sınır kapıla- nnda AIDS testi yapılması önerildi. ŞHP Hatay Milletvekili Mehmet Dönen, AIDS'in tüm dünyanın sağlı- ğını tehdit ettiğini belirterek Sağlık Bakanlığı'nın AIDS ile ilgili ciddi ön- lem alması gerektiğini vurgnladı. Dö- nen, havaalanlannda ve diğer sımr kapılarında Türkiye'ye gelen turistlere AIDS testi yapılmasını da isteyerek gençlerin gönüllü olarak sağlık hizmet- lerine katılımlannm sağlanması gerek- tiğini söyledi. SHP Hatay Milletvekili Nıhat Mat- kap da temel hedefın ücretsiz sağlık hizmeti olması gerektiğini belirterek sağlık hizmeti veren kuruluşlar arasın- da işbirlıği ve koordinasyon sağlanma- sını istendi. DYP Bahkesir Milletvekili Hüseyin Balyalı ise nüfusun yüzde 95'inin sağ- lık hizmetlerinden yararlanamadığmı belirterek eski Bakanı suçladı. The British Council ¥• Pozitif Sunar REGGAE şiiR DANS tootoo* o*o«o*o 0O«*(OO ootttoo o*o*o«o tootoo* The British Council Türk Kadınım Güçlendirme ve Tanıtma Vakfı'nın yemeğine katılarak sahne alan komedyen Cem özer, prog- ram sonrası eski Başkan Semra Özal'ın elini öptü. (Fotoğraf: AA/HÜSEYİN TEK) Semra Özal: TKTGVye îlişkin soruşturma savlan yalan ÖÖ INTON KWESI JOHNSOff & THE DENNIS BOVELL DUB BAND İSTANBUL TAXIM Nightpark (Ayakta) 21 ŞUBAT CUMA SAAT 21:00 ANKARA Hacettepe Üniversitesi M Salonu 22 ŞUBAT C.TESİ SAAT 19:00 A Cumhuriyet TVESTEL 0 Orgutizasyon: POZtTtF 144 33 94 Bilet Satı? Yerten lstanbul Vakkorama Taksım ISI 28 88. Vakkorana Suadiye 360 90 90. Ekspres Music (Etıler) 163 86 II. PozitH 144 33 94. Ankarm Neovort; Musc & Audio (Tunılı Hilmi) 168 43 26. Taytan Elektronik (Atakute) 139 32 79. Dost "Muac Center" I2S 00 05. Papatyalara Cem Özer şovTURAN YELMAZ (Ankara) - Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın eşi sıkacaktım" sözleri salonu kahkahaya Semra Özal, kurucusu olduğu TKTGVye (Türk KadınınıTa- boğdu. Inönü'yü taksi şoförü, Mesut mtmave Güçlendirme Vakfı) yönelik soruşturma savlanmya- Yumaz'ı da maç spikeri olarak taklit lanladı. Semra özal, soruşturma savlannın ardmdan kendi- ^ ^ S S S ^ £ Z fe sım arayan Devlet Bakam Ekrem Ceyhun'un, vakfa yonelık dar hammm önunde teriememek mum- herhangi bir soruşturma olmadığını söylediğini aktardı. kün değU" dedi. özer, bir esprisi sıra- ANAP îstanbul ll Başkanlığı'na se- Bizimle alakah hiçbir şey yoktur" de- s ı n d a ta>Uand* "kibarhk" sözüne gü- çildikten sonra vakıf başkaniığından aynlan Semra Özal, bir süredir politi- kadan kopup, yeniden başına geçeceği söylenen TKTGV ile yeniden sıcak iliş- kiler kurmaya başladı. Semra özal'ın politikaya atılınca vakfın başkanlığmı devrettiği gelini Elvan Özal'ın, Hilton Oteli'nde, geliri sağlık ve eğitim alan- lannda kullanılmak üzere verdiği yeme- ğe katıhnası, "Vakfın başına yeniden dönüş için hazırhk yapıyor" yorumla- nna güç kattı. Basına mesaj Semra özal, vakfa yönelik savlar ko- nusundaki duyarhlığı ile de bu yönde- di. Gözalıcı renklerin egemen olduğu giysisi ile dikkatleri üzerinde toplayan Semra özal'ın bulunduğu "onur masa- sı"nda şu isimler yer aldı: ANAP lstanbul Milletvekili Melike Hasefe, Içişleri Bakanîığı MüsteşarhğYn- dan alınan Sabahattin Çakmakoğlu- nun eşi Nurten Çakmakoğlu, Elvan özal, ANAP Grup Başkanvekili Mus- tafa Kalemli'nin eşi Betül Kalemli, ANAP Genel Başkan Yardımcısı Halil Şıvgın'ın eşi Hale Şıvgın, Olağanüstü Hal Bölge Valiliği'ne atanan Unal Er- kan'ın eşi Yıldız Erkan, Ankara Valisi lünmesi üzerine de "Doğru, memlekette kibarhk gülünecek hale geldi" diye ko- nuştu. Salona besteci Melih Kibar ile gelen Cem özer, Papatyalann hücumuna uğ- radı. Papatyalarla birlikte fotoğraf çek- tiren özer, "Bu ilgiyi nasıl yorumluyor- sunuz" sorusunu, "Benim b.ktan bi- ri olmamdan herhalde. Bunlar gübre se- viyorlar abi" diye yamtladı. Melih Ki- bar da, "Senin babanın bahçıvan olma- sımn bir önemi var mı?" dedi. Papat- yalardan sonra salondaki bazı erkeklerin de fotoğraf çektirmek için yanına gelmeleri üzerine özer, Melih Kibar'a dönerek "Lunapark açalım . . . . . .. . , , , , , . . ^ Erdoğan Şahinoğlu'nun eşi Zerrin Şa- . . . , ,, . .. kı beklentüere haklüık kazandırdı. Dev- h in. isadamı HamHi PriJin ™; A * » abi, acayıp kazanınz" dedi. let Bakanı Ceyhun'a atfen basında yer alan, vakfın soruşturulduğu yönünde- ki savlara yanıt veren Semra özal, Ba- sın Danışmam Vehbi Dinçcan aracılı- ğıyla gazetecilere şu mesajı gönderdi: "Haberin gazetede yayunlandığı gün, Devlet Bakanı Sayın Ekrem Ceyhun ba- na telefon edip, kendisinin böyle bir şey söylemediğini iletti. Biz de bu haberi tekzip ediyoruz." Elvan özal da aynı konuda, "Vak- funız normal incelemelerden geçmiştir. Ş ğ ş Ş h i n j iş a d a mı Hamdi Eriş'in eşi Ayşe Cem Özer şov Kamuoyunda Papatyalar diye bilinen vakıf üyeleri, ünlü şovmen Cem özer'in E>emirel, İnönü ve Yılmaz taklitlerine kahkahalarla güldüler. Semra özal, özellikle Demirel ve tnönü taklitlerini izlerken daha çok güldü. Demirel'i terzi olarak taklit eden özer'in, Cumhurbaş- kanı özal ile el sıkışma konusunu anun- satarak, "Elini sıkmayıp neresini Ses sanatçısı Yüksel Uzel'in de şar- kılar söylediği yemekte davetliler, ekşi krem sos ile yapılmış logos parfe, mev- sim salata, hamura sarılı tavukgöğsü ile tatlı olarak da buz parfe yediler. Yemek sırasmda aynca özürlü sanat- çılar tarafından yapılmış resimler de sergilenerek satışa sunuldu. Semra özal, bir deniz kazasında ellerini kul- lanamaz hale gelen 16 yaşındaki Kevork Saatçiyan'ın iki tablosunu 4 milyon li- raya satın aldı. İLAN ÇATALCA 1. TAPULAMA HÂKtMLİĞt'NDEN ESAS NO: 1987/4 Çatalca ilçesi Binkiliç köy hudutlan dahilinde kabr, 4200 m 1 yü- zölçOmündeki 1319 nolu parselde davacılar Nermin Yüksel ve ortak- lannın vekili Av. Maksut Yaşar'ın mahkememize açmış bulunduğu kadastro tespitine itiraz davasının yapılan yargüaması sırasında 23.10.1991 gün, 1987/4 E-1991/775 sayüı karar Ue davanın kabulüne, davalüar Lütfıye Ateş, Scrver önal, Ayşe Ayrancıoğlu, Kâmil Ayde- de, Makbule Mestan, Erdoğan Mestan, Özen Mestan, MuzaffCT Mes- tan, Memnune Mestan, Kemal Mestan, Cemal Sain, Saniye Sain (Bektaş), Cemil Sain, Saliha Sain adlanna yapılan tespitin iptali ta- şınmazın Nermin Yüksel ve paydaşlan adına tapuya tesciline karar verilmiş, bu karar olağan usullerle davalılara tebliğ edüememiştir. Tüm aramalara rağmen de açık adreslerinin tespiti mümkün olmadığın- dan gazete yoluyla ilamna karar verilmistir. Lütfıye Ateş, Server önal, Ayşe Ayrancıoğlu, Kâmil Aydede, Mak- bule Mestan, Erdoğan Mestan, Özen Mestan, Muzaffer Mestan, Mem- nune Mestan, Kemal Mestan, Cemal Sain, Saniye Sain (Bektaş), Cemil Sain, Cemile Sain ve Saliha Sain ilan tarihinden itibaren 13 gün içe- risinde kanun yoluna başvurulmadığı takdirde kararın kesinleşmiş sa- yılacağı 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 29. ve müteakip maddeleri gereğince ilanen tebliğ olunur. Basın: 45619 İLAN KAYSERİ 5. ASLtYE HUKUK MAHKEMESİ Davacı Fatma Alkan tarafından davalı Ferzi Alkan aleyhine açılan boşanma davasuun mahkememizde yapılan açık yargılaması sırasın- da verilen ara kararı gereğince; Davalı Ferzi Alkan'ın tüm arastırmalara rağmen açık adresi tespit edilemediğinden adı geçenin 2.3.1992 günü saat 9.30'da mahkememizde hazır bulunması, aksi takdirde duruşmanın yokluğunda yapüacagı ila- nen tebliğ olunur. 22.1.1992 Basın: 45526 T.C. tSTANBUL İKİNCİ ASLİYE HUKUK HÂKtMLİĞİ Dosya No: 1991/515 Davacı: Ferzander Yıldınm Vekili: Av. Kadir Deveci Davalı: Gülsenem Yıldınm Dava: Boşanma Davacı Ferzander Yıldınm vekili Av. Kadir Deveci tara- fmdan davalı Gülsenem Yıl- dınm aleyhine ikâme olunan boşanma ve müşterek çocuk- lar, Neşe, Taner, Funda ve Nalan velayetlerinin davacı babaya verilmesini kapsayan davanın yargılaması sırasın- da davalı Gülsenem Yıldı- rım'ın adresi meçhul olduğundan dava dilekçesi ve duruşma gününün ilanen tebliğine karar verilmistir. Davanın duruşması 12.3.1992, saat 11.00'de olup işbu ilanın neşir tarihinden itibaren 15 gün içinde tebliğ yapılmış sayılacak olup, bu tarihten itibaren 10 gün için- de davaya cevap vermeniz, duruşmaya gelmediğiniz, kendinizi bir vekille temsil ettirmediğiniz takdirde yok- luğunuzda duruşmaya de- vam olunup karar verileceği ilanen tebliği olunur. Basın: 1594
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear