Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 18 EKİM1992 PAZAR
PAZAR KONUKLARI
LeylaTavşanoğlu, tarihi eser kaçakçıhğı konusunu;birgüvenlik görevlisi ve tarihieserticaretiyapan birkişiile konu
Güngör: Tarihi eser
kaçakçılığının cezasıhafiffize 2863 sayüı Kûlıür ve Tabiat Var-
lıklarını Koruma Yasası kapsamma giren
suçları anlattr mısınız? Bir de bu suç kap-
samma girerek haklarında dava açılan
bazı kişiler diyorlar ki: Biz elimizdeki ta-
rihi parçayı müzeye gölürürken yolda
yakalansak hakkımızda cezai işlem yapı-
lır. Ama müzeden içeri girince bu suç ol-
maz. Bu konulara açıklık getirir misiniz?
GÜNGÖR - 2863 sayıü Kültür ve Ta-
biat Varlıklannı Koruma Yasası ile ilgilı
olarak yeni düzenlemelere, uygulama-
dan doğan biriakım aksaklık ve eksiklik
nedeniyle ihtiyaç olabilir. Fakat basit ve
örnek teşkil edecek olaylan gencle yay-
mamak lazım. Şöyle ki: 2863 sayıh yasa
kapsamına gıren kişi, tarihi eserin ticare-
tini yapan, bunlan ülke içensinde ülke
dışına çıkartmak ûzere teşekkül oluştur-
muş gruplara satan insandır. Bana, kö-
yûnden, tarlasından, çift sürerken veya
rastlantı sonucu tarihi eseri bulup da
müzeye götürürken yakalanıp hakkında
işlem yapılmış ya da ceza görmüş hiç
kimse gösteremezsiniz. Belki nadir ola-
rak bir veya iki kişi bu iddiada bulunabi-
lir, ama bunu genele yaymak mümkün
değil. Oysa, bu gjbi konularda genelde
kaçakçılann, veya bu işle uğraşan kişile-
rin iddiası şudur: Bunu ben müzeye gö-
türüyordum. Bu eserin çıküğı yerle müze
arasındaki yolu da iyi tahlil etmek lazım.
İnsanın genel psikolojisinde vardır. Böy-
le bir eser ya da değerli bir şey bulduğu
zaman yapacağı en doğru hareket, en
kestirme yoldan en yakın yere ulaşmak-
tır.
V aptığımız operasyonlarda ele
geçirilen tarihi eserlerin iki, üç,
beş yıl önce aynı kişiler
tarafından yine satın ahndığı ve
yurt dışına kaçınlmak üzere
örgütlendiğini tespit ettik. Bu
işle uğraşanlar 50-100'ü geçmez
ve bunlar sabıkalıdır. Bunlann
cezalan ne yazık ki son derece
hafıf. Bunlanfînanseeden
kişiler var. Bunlarcezanın
tamamen dışında tutuluyor.
Bakıyorsunuz Antalya'da, Alanya'da
bir tarihi eser bulunmuş kazıda ya da
SİT alamnda. Bu eseri Antalya Müze
Müdürlüğü'ne teslim etmek dururken
İstanbul'a getinyor. İstanbul'a gelirken
SALİH
GÜNGÖR
1954 Çankırı. Ilgaz doğunılu. 1977'de
Polis Akademisi nden mezun olduktan
sonra sırasıyla Ankara, Kütahya,
MadridBüvükelçiliği ve
Diyarbakır'dagörev vaptı. t'ç \ ı'ıdır
luılen Istanbul'da çalışıvor. 1992
mayı.s avmda Istanbul Mali Şube
Müdürlüğü ne atandı.
nen eserlerin taklit olduğunu tespit ettik.
Sahtecilikle uğraşan bu insanlar. eseri
elinize alıp enine boyuna incelemenize
izin vermiyorlar. Son derece loş ışıkta ve
onlann koşullanyla bu oyunu oynamak
zorunda kalıyorsunuz. O bakımdan uz-
manı da görse ciddi bir inceleme ohna-
dıktan sonra tarihi eser hakkında, ger-
çektir veya taklittir diye karar verilmesi
mümkün değil. Bu konuda fazla bir so-
run çıkmıyor. Şöyle: Eser. gerçekten ta-
rihi de olsa, taklit de olsa. sonuç olarak
şahıslar yakalandıklannda mutlaka ar-
keologlar tarafından. uzmanlar tarafın-
dan inceleniyor ve onlann verdikleri
rapora göre adli işlem başhyor. Eser ha-
kiki çıkarsa 2863 sayıh yasaya muhale-
fetten işlem yapılıyor. Aksi halde sahte-
cilikten, dolandıncıhktan dava açılıyor.
^MSorı biryıliçinde tarihieser kaçıranya
da sahtecilik yapan kaç şebeke elegeçirdi-
mesi için milyarlarca lira ödenmek sure-
tiyle avukatlar tutuluyor, uluslararası
düzeyde toplantılar düzenleniyor ve bin-
bir güçlükle bunlar geri abnmaya çalışıh-
yor. Bundan şunu söylemek istiyorum:
Biz elimizdeki değerlerin kıymetini bil-
miyoruz. Ancak başkasının eline geçtiği,
yani yurt dışına çıktığı zaman bir anda
değerleniyor. Bence burada yapılması
gereken en önemli husus, iyi niyetli olan
vatandaşı cüzi miktarlarla da olsa ödül-
lendirmek. Daha önceki birkaç görüş-
memizde bu konuyu ilgililere ulaştırdım.
Örneğin. tarlasından rastlantı sonucu ta-
rihi eser çıkartan ya da çiftini sürerken,
tarlasım çapalarken tarihi eser bulan va-
tandaş köyünden kalkıp bunu müzeye
götürdüğü zaman bir gününü alıyor. En
azından gcldiğı zaman, bu tarihi eserin
değeri ne olursa olsun. devlet birtakım
küçük ödemeler yapabilir. Bir milyon li-
ra gibi... Köylü vatandaşımız köyüne
döndüğü zaman götüreceği üç beş hedi-
yeyle çevresindekilere bu davranışını
izah etme imkanı bulabilır hem de onur-
lanmışolur.
Olayın çok daha basit bir boyutu var.
Bu eserleri bulan. çıkartan. müzeye tes-
lim eden vatandaşlara evinin baş köşesi-
ne asılacak şekilde bir onur diploması ya
da onur belgesı verilebilir.
Başka bir husus da şu: Bu gibi kültür
ve tabiat varlıklannı müzeye teslim ede-
rek koruyan vatandaşlara süresiz geçerli
olmak üzere müzeleri ve Kültür Bakan-
lığı'na bağlı yerleri ücretsiz gezmek üzere
kart verilebilir. Bu köylü vatandaşımız
eserlerin önemini daha iyi kavrasın. çev-
resini daha aydınlatıcı olsun diye. En
azından bu vatandaşlanmız büyük şe-
hirlere geldikleri zaman müzeleri gezer,
kendi verdikleri tarihi eserlerin ne şekilde
değerlendirildiğini, yerli ve yabancı ziya-
retçiler tarafından nasıl izlendiğini gözle-
riyle görür ve tatmin olur.
İşin en son boyutuna gelince... Vatan-
daşın teslim etmiş olduğu tarihi esenn
gerçek değeri tespit edildiği takdirde ara-
daki fark ödenir.
iz sadece salt sade vatandaştan
söz ettiniz. Bir de bu işin ticaretiniyapan-
lar var. Arz-talep dengesini gözeterek,
doğnı bir fiyat politikasıyla yapüacak
ödemeler acaba polisiye önlemlerden da-
ha etkili olur mu?
GÜNGÖR - Burada amaç kaynağı
kurutmaktır. Bence burada büyük kay-
nak bunlan rastlantı sonucu bulan köy-
İstanbul Mali Şube Müdûrii Güngör, tariasında tarihi eser bulan köylü ile profesyoncllerin iyi ayırt edilmesi gerektiğini söylüyor
de yolda yakalanıyor. İhbarla ya da şüp-
he üzerine. Ondan sonra şu iddiada bu-
lunuyor. Ben bunu müze müdürlüğüne
teslim edecektim.
Kardeşim Müze Müdürlüğü'ne teslim
edeceksin, iyi güzel de. Antalya'ya 60-70
km. uzaklıkta müze dunırken neden İs-
tanbul Müzesi'ne teslim etmeye kalkı-
yorsun? Orada söyledikleri şey şu: İstan-
bul Müzesi daha çok para verir veya
peşin ödeme yapar.
•U'o/u bir operasyon yapıyor ve birta-
kım tarihi eserler ele geçiriİdiği büdirili-
yor. Ömeğin Erzurum 'da bir süre önce bir
olay olmuştu. Orada birşebeke elegeçirU-
mişti. Bu şebekenin elinde A BD 'ye kaçırı-
lan Elmalı sikkelerinin kayıp olanlarının
bulunduğu duyurulmuş, ancak bu paralar
daha sonra sahte çıkmıştı. Bu tür operas-
yonlar düzenleyen polisler, bu sikkeleriya
da ele geçen tarihi eserleri değerlendirebi-
lecek uzmanhğa sahipler mi?
GÜNGÖR - Kültür ve Tabiat Varhk-
lanyla ilgili çalışan memurlanmızın çoğu
Müzeler Genel Müdürlüğü ve Emniyet
Genel Müdürlügü'nün ortaklaşa açtık-
lan kurslarda arkeologlar tarafından ta-
rihi eserler konusunda eğitiliyorlar. Bu
eğitim sırasmda belli bazı bilgiler edini-
yorlar. Örneğin hangisi tarihi eserdir,
hangisi antikadır. En azından bunun ay-
nmını yapıyorlar. Bu konudu şunlan
söyleyebilıriz:
Gündemde olan tarihi eserlerle veya
yansı kaçınlmış, yansı Türkiye'de bu-
lunduğu iddia edilen birtakım eserlerle
ilgili tarihi eserlerin sahtelerini yapan şe-
bekeler var. Bunlar bu haberleri alınca
hemen faaliyete geçiyor ve o eserlerin
taklidini üretiyorlar. Neden? Çünkü o
eserler o anda gündemde, bunlan yük-
sek değere satabilme amacıyla veya bu
konuda pazar bulma olanağının daha
geniş olması nedeniyle üretime geçiyor-
lar. Bunlar. tamamıyla taklit eserler.
Elmalı hazinesini söylediniz. Bir kısmı-
nın yurt dışına kaçınldığı, bir kısmının
Türkiye'de kaldığı söylenildiği zaman
tarihi eserlerle ilgilenen bütün koleksi-
yonculann dikkatini çekiyor. Dolayısıy-
la pazar oluşuyor. Bu pazann içinde tari-
hi eser sahtecisi şebekeler bu eserlerin
taklitlerini yapmak suretiyle kendilerine
piyasa aramaya başlıyorlar.
Geçenlerde başımıza, bir olay geldi.
Tarihi eser kaçakçılığıyla ilgili ciddi bil-
giler aldık. Şebekeyle pazarhğa gjrdik ve
operasyon sonucu şahıslan yakaladık.
Fakat bize tarihi eser diye verilmek iste-
GÜNGÖR - Son bir yıl içinde yaptığı-
mız dokuz operasyon var. Son dört ay
içinde sadece altı tane operasyon gerçek-
leştirdik. Ancak en son operasyonda ta-
rihi eserler İran'dan getirilmişti. Yurt
dışına götürülecekti. Yani Türkiye tran-
sit olarak kullarulıyordu. Bu transit ola-
yında da şebeke elemanlannı yakalayıp
kanuni işlem yapük. Bu tarihi eserlerle il-
gili birtakım sorunlardoğuyor. Şöyle ki:
Bunlara müzE tarafından tarihi eser ol-
duklanna dair ön rapor verildıkten son-
ra değer takdiri aşaması uzun bir zaman
alıyor, oldukça geç yapılıyor. Bir yıl, iki
yıl ya da daha uzun zaman sürüyor. Do-
layısıyla 2863 sayıh yasa ikramiye boyu-
tunu da getiriyor. Bu konuda eleman
bulmakta veya ihbarcı bulmakta son de-
rece zorlanıyoruz.
Biz elimizdeki değerlerin
kıymetini bilmiyoruz. Ancak
başkasının eline geçtiği, yani
yurt dışına çıktığı zaman bir
anda değerleniyor. Bence
burada yapılması gereken en
önemli husus, iyi niyetli olan
vatandaşı cüzi miktarlarla da
olsa ödüllendirmek.
]ok anlamlı bir noktaya değindiniz.
Bu polisiye önlemler mi sizce tarihi eser
kaçakçıhğını önlemeye yeterli o>ur, yoksa
yurt dışında milyarlar değerinde olan tari-
hi eserlerin müzeler tarafından gerçek
değerlerine yakın para verilerek zatm
alınmalan mı?
GÜNGÖR - Bizce bu olayın üç boyu-
tu var. Birinci boyutu bunu gerçekten
tarlasından rastlantı eseri çıkartan veya
kendisi amatörce yaptığı bir kazı sonucu
çıkartan köylü vatandaş tarafından mü-
zeye ulaştınlması ve yurt içinde değerlen-
dirilmesi. îkincisi, kaçakçılann eline
ulaşması ya da profesyonel arayıcılar ta-
rafından bulunarak bunlan yurt dışına
kaçıracak gruplann ellerine ulaşünlma-
sı, üçüncüsü de yurt dışı aşaması.
2863 sayıh yasayı incelediğimiz zaman
ikramiye ve ödüllendirmeyle ilgili hü-
kümler getirilmiş. Ama ne yazık ki bu
hükümler uygulanamıyor. Ödenek yok-
luğundan uygulanamadığı söyleniyor.
Uygulanamaması vatandaş ve ihbar
müessesesi üzerinde olumsuz bir etki ya-
raüyor. Ama bakıyoruz. aynı eserler
yurt dışına kaçınldığı zaman geri getiril-
lülerdir. Bu eserler köylü vatandaştan
profesyoneller ya da bunlan yurt dışına
ulaşüracak kişiler tarafından çok cüzi
ödemelerle alınıyor. Bunlar daha sonra
yurt dışına kacınlıyor. Biz birinci kayna-
ğı bu şekilde keseriz. Biraz önce de söyle-
diğün gibi... Bunun ikinci aşaması pro-
fesyoneller. Profesyoneller tarihi eser
arayan ve bunu örgütlü şekilde yurt dışı-
na gönderen kişiler. Devİetin bu konuyla
parasal olarak uğraşması ya da yurt dı-
şındakı rayiç fıyatını vermesi mümkün
değil. Çünkü devletin bütçesiyle Tür-
kiye'de bir yılda çıkartılan tarihi varlık-
lann değerlerini kıyasladığımız zaman
buna devletin bütçesinin vetme>eceğini
görüruz. İşte burada polisiye tedbirler
artı ağırlaştıncı cezai müeyyide ve bu işe
sabıkalı olanlann cezalannın agırlaştın-
larak devam edilmesi. Yani burada ben-
ce para politikası önemli değil. Düşü-
nün: Türkiye'de bulunmuş bir tarihi
eseri 50 tnilyona ya da 100 milyona sat-
mayıp dışanda 500 milyona satmak iste-
yen bir insana devletin bu parayı ödeme-
si mümkün değil. Buradaki 50 milyona
da razı olmaz. Çünkü bu işi meslek hali-
ne getirmiş insanlarda büyük bir para
hırsı vardır. Bakın. köylümüz için aynı
şeyi söylemiyorum. Onlarda para hırsı
değil. bir onur. devlete yardımcı olmak
ya da bu eserleri koruma amaç ve isteği
vardır. Bu insanlan küstürmememiz la-
zım. Ama ikinci grupta bulunan profes-
yonel kaçakçılan, arayıcılan parayla
tatmin etmemiz mümkün değil. Ancak
tarihi eserlerin bunlann eline geçmesini
engellemek, bunlan sıkı kontrolle takip
altında tutarak polisiye, ağır cezai müey-
yidesi olan önlemlerle engellemek müm-
kün. Bugün şunu söyleye>im: Yaptığı-
mız operasyonlarda ele geçirilen tarihi
eserlerin iki, üç. beş yıl önce aynı kişiler
larafından yine satın alındığı ve yurt dışı-
na kaçınlmak üzere örgütlendiğini tespit
ettik. Bu işle uğraşanlar 50-100'ü geçmez
ve bunlar sabıkalıdır. Bunlann cezalan
ne yazık ki son derece hafıf. Bunlan fi-
nanse eden kişiler var. Bunlar cezanın
tamamen dışında tutuluyor.
Genelde bizim yakaladıklanmız sabı-
kalılar ve burada taşıyıcı olarak kullanı-
lan insanlar. Diğerleri bunlan uluslara-
rası piyasada pazarlayan insanlar, çok
rahatlıkla kendilerini bu suçtan kurtanp
olayın dışında tutabiliyorlar. Sonuç ola-
rak bu profesyonel kişilerle ancak polisi-
ye önlemler ve ağır cezai yaptınmlarla
mücadele edilebilir.
GülenerKültür Bakanlığı
tarihe sahip çıkmıyorIBYürürlükte olan kültür ve tabiat varlık-
lannı koruyan 2863 sayıh yasa var. Bu
yasa tarihi eser kaçakçıhğını ve ticaretini
engellemeve yeterli mi sizce?
GÜLENER- Kültür varlıklannın
almması, satılması yasak. Bu yasa bir yıl-
lık ceza öngörüyor. Hatta görüp haber
vermemek de bu yasa kapsamına giri-
yor. Ancak şöyle bir şey var: İnsanlar
topraktan çıkardıklan bu kültür varlık-
lannı müzenin kapısına getirinceye ka-
dar bunlar yasak kapsamı içine giriyor.
Ama müzenin kapısından içeri girildiği
zaman hiç kimse o kişiye. bunu nereden
buldun. nereden aldın diye sormuyor.
Müzeden içeri sokunca yasak olmuyor
da yolda giderken yasak oluyor. O za-
man ceza gerektiriyor.
Benim bununla ilgili bir anım da var.
Elimde bir parça var, gelin alın, dedim.
Biz gelip alamayız sen geü'r. dediler. Ben
gelemem, yolda yakalanırsam ne ola-
cak? Bunun bir yıl yaptınmı var, ama
kapıdan içeri girildiği zaman cezai so-
rumluluğu yok. Götürdüğünüzde Kül-
tür Bakanlığı, aman ne iyi yaptın, diye
teşekkür edıp alıyor, fiyat biçiyor. Ama
nasıl fiyat biçiyor? Biçilen fiyat dünya
standartlannın çok çok alünda olmakla
birlikteorayamalıgetireninsanlannver-
meme gibi bir şanslan yok. Onlann eks-
perleri fiyat biçiyor. Aşağı yukan altı,
yedi ay gibi bir zaman sonra. gel paranı
al, diyorlar.
2863 sayıh yasa bence çok eski kalıyor.
Kültür Bakanlığı'nın hukukçularla bir-
likte bir araya gelerek bu yasada düzelt-
me yapmalan gerektiğini düşünüyorum.
Yağmacılığı önlemek için
önce Kültür Bakanlığı'nın kendi
bünyesindeki envanterlerini
yapması, nerede nesi olduğunu
bilmesi gerekir. Bir bahçeye 5.
yüzyıldan kalma bir parçayı
kaderine terk ediyorsa bu da
yağmaalıktır.
^Türkiye'de tarihi eser yağmacılığı da
var. Tarihieserkaçakçıhğı da var. Bunlar
nasıl oluyor, anlatır mısmız'
GÜLENER- Tarihi eser kaçakçılığıy-
la yağmacilığı birbirinden farklı olaylar.
Her ne kadar dışandan bakıldığında iki-
si de birbirinin içine girmiş gibi görünü-
yorsa da tarihi eser kaçakçıhğı başka bir
şey, yağmacılık başka bir şey. ekortomisi
ŞAMI
GÜLENER
195üyılmda Istanbul'da doğdu.
Hevecanısevdiği için ' 'Heyecanlı bir
ticaretiseçmektefaydagördüm"diyor
ve eskieser ticaretiyaptığmı anlatıyor.
20 vılsüreyle eskieser ticareti
yaptıktan sonra 2863 sayıh Kültür
İ'arlıklarını Koruma Yasası'nagöre
eskieser bulundurmaktan hapis
cezasma çarptırıldı.
lerinde niye oturuyorlar? O iskemleleri
terk etsinler. bu işi daha iyi biliyorum di-
yen birişine versinler. Ben ne yapılması
gerektiği konusunda yorum yapamam.
Ama kişisel kanınız nedir diye sorarsanız
o zaman yamt veririm. Gerçek olan bir
şey var: Dünyanın hiçbir tarafında. hiç-
bir şekilde bu tip olaylarda polisiye ön-
lemlerle bâşa çıkılamamıştır.
Bunun yeniden tartışmasını açmaya
gerek yok. Dünyanın her yerinde örnek-
leri vardır. Ülkemizde de var. Tarihi eser
kaçakçılığından çok uzak bir konu ol-
masma karşın sigara kaçakçılığından
örnek vermek istiyorum: Yakın zamana
kadar Türkiye'de sigara kaçakçıhğı var-
dı. Ama bugün oradaki fiyatla buradaki
fiyat arasında bir fark kalmayınca sorun
ortadan kalktı. Sigara illegal yollardan
geleceğine legal yollardan gelmeye başla-
dı. Demek ki hadiseye ekonomik olarak
bakmakta favda var: 2863 savıh vasamn
nn dışan çıkıp çıkmadığını, hala Tür-
kiye'de olup olmadığını kontrol edebili-
yor. Eğer siz ınsanlara bunu vermiyorsa-
nız, gizli kalmışsa. zaten gızli bir şey
kaçmış mı. saklanmış mı bunu nasıl
kontrol edebilir bakanhk? Kültür Ba-
kanlığı madem ki böyle bir şey söylüyor.
istatistiklere baksın. Bugün Türkiye ge-
nelinde yakalanan ve kendilerinin almış
olduğu. yani bakanhk olarak müzelerine
almış olduklan mallara ye yakalanan
bütün mallara baksınlar. Özellıkle yaka-
lanan mallara baksınlar. Rakam olarak
ne kadardır? Bir de ılgılıler ilgileniyorsa,
eğer gözlerinden kaçmamışsa yalnızca
İngiltere'de, ABD'de. Fransa'da vediğer
belli başh ülkelerde yapılan açık arttır-
malarda Türkiye'ye gıden ne kadar par-
çanın satıldığını görebilirler. İki kere onu
İcatlamaktadır. Bir de özel olarak satı-
lanlar var ki onlar bu rakamlann içinde
değildir.
Türkiyede Kültür Bakanlığı'nın üsf
düzey yetkilisınin ya da bu işi yapabile-
cek bir insanın. yurtdışına tarihi eserlerin
çıkmaması kendi meselemdir, ben bu-
nunla uğraşacağım deyip kararnameler
cıkarması lazım. kanunlan değiştirmesi
lazım ya da yürürlükteki kanunlan yeni-
den ele alması lazım. Ama bugüne kadar
görüyoruz ki hiçbir şekilde bir şey yapı-
lamıyor. Pas tutmuş, yosunlaşmış bu
kalıbın içinde dönülüyor. İş tam bir kı-
sırdöngü halini aldı. Çünkü o şemsiyenin
altında o kurumlar birleşip ortak bir
nokta bulamıyorlar. Oysa bu işin maest-
rosunun Kültür Bakanlığı olması gere-
kir.
Size soranm. Bugün İçişleri Bakanlığı
nasıl başanlı olabilir? Başanlı olması
mümkün değil. Mali Şube'den bir ope-
11
rasyona katılan polislerin önüne bir idol
koysak idolün ne olduğunu daha bilmez.
Bilmeyebilir de. Ama Kültür Bakanlığı
tarafından alınabilecek asgari önlemler
ahnmamıştır. İçişlen Bakanlığı ve Mali-
ye Bakanlığı'nı bu durumda suçlu bul-
mak mümkün değil. Maliye Bakanlığı"-
nın yalnız şu noktada sucu olabilir:
Böyle bir konuda vanlan bütçenin zayıf-
hğı...
Altvapı gayet kaygandır. Olay sadece
polisiye önlemlere bırakılmıştır. Polisiye
önlemlerle nasıl başanlı olunacak? Bu-
nun tartışmasını yapmaya bile gerek
yok. Bir polisin. bir parçanın tarihi eser
değeri olup olmadığını bilecek birikimi
var mı acaba? Bir baks sigarayı uzaktan
Sami GiUener, tarihi eser ticareti ile tarihi eser kaçakçılıgının ayırt edilmesioi istiyor. (Fotoğraf: HAYRETTlN SAûNAK)
zayıf, arzın düşük. talebin fazla olduğu
yerlerde kaçakçılık da türer. Başka bir
deyişle söylemek gerekırse. ekonomisin-
de bir bozukluk var ki tarihi eser alışveri-
şınde kaçakçılık ortaya çıkmıştır. Ama
tarihi eser ticareti yapan kişi. tarihi eser
kaçakçısı değildir.
Deyim yerindeyse bugünkü şartlarda
tarihi eser yağmacılığı yapılıyor. denili-
yor. Yine deyim yerindeyse tarihi eser
ticareti yapan kişiler, bunun kaçakçıhğı-
nı fıili olarak yapmazlar. Çünkü kaçak-
çılıkla tarihi eser yağmacılığı arasında
aynmlar var. Kaçakçı dar çerçeveli, dar
görüşlü. dar zihniyetli insandır. Ama ta-
rihi eser ticareti yapan insanın kültür,
birikim açısından daha farklı olduğu
herhalde gözle görünür bir biçimde be-
lirgindir.
WtTarihi eser kaçakçıhğı ve yağmacılığı-
nu Türkiye'den örnekler verebilir misiniz?
GÜLENER- Şimdiye kadar yapılan
yağmacılığın bir tekini bile belli bir kitle-
ye mal edemezsiniz. Eğer bundan kasıt
kültür varlıklannın harap olmasıysa şu-
nu söyleyebilirim. Bunun faturasını bu-
nun ticaretini yapan insanlara kesemez-
sıniz. Kültür Bakanlığı bu kültür varlık-
larının talan olmasından sorumlu birisi-
ni anyorsa kendisi de bunun içindedir.
Anadolu'yu dolaştığınız zaman bütün
bey likler döneminden kalma camilerimi-
zin. çeşmelerimizin ve diğer yapılann
hâlâ yıllardır reslore edilmediğini. içle-
rinde kuşlann yuva yaptığını görmemek
mümkün değildir. Bir şeyi alıp bir yerde
pazarlay ıp satmakla orada kaderine terk
etmek arasında bence bir fark yoktur.
Yağmacılığı önlemek istiyorsanız önce
Kültür Bakanlığı'nın kendi bünyesinde-
ki envantenni yapması. nerede nesi oldu-
ğunu bilmesi lazım. Bir bahçeye 5. yüz-
yıldan kalma bir parçayı kadenne terk
edip bırakıyorsa bu da yağmacılığın baş-
ka birörneğidir.
•Bciü bir kaçakçılık yapıldığı malum.
Elmalı Hazinesı ABD'deçıkıyor. Bunun
gibi saymakla bitmeyecek örnek var...
Bu kaçakçıhğı engellemekte polisiye ön-
lemler yeterli mi?
GÜLENER- Polisiye önlemlerle en-
gellenmesi mümkün değil. Nasıl engelle-
neceği gerçi benim konum değil. Bunun
nasıl engelleneceğini de ben söylersem o
masayı işgal eden insanlar, o makamda
nıye oturuyorlar? Onlann bunu daha iyi
biİmeleri gerekir. Yorumunu da biz ya-
parsak. ne yapılması gerektiğini de biz
sovlersek o zaman oradaki insanlar ver-
kapsamına girmeyen kültür varlıklan bir
Sothebys'nin ya da Christie'nin açık art-
tırmasında Ösmanlı tombak parçalar
100 milyon liraya satıür. ama burada ay-
nı parçalar 80-90 milyon liraya müşteri
bulursa oradaki müzayedede satılmadı-
ğını görüyoruz. Hatta alınıp memleketi-
mize gerisin geriye getirildiğini görüyo-
ruz. Ama siz hâlâ bu 2863 sayılı yasada
ısrar ederseniz bakanhk olarak ya da hu-
kuk adamlan olarak derseniz ki sizin
getirdiğiniz mala bizfiyatbiçeriz, biz alı-
nz. Ama bir parçaya bir milyon lira ve-
rirseniz, o parçanın parasını da insanlar
altı ayda alırlarsa ve o parça da Avrupa'-
da 100 milyon lira ediyorsa bu kaçakçıh-
ğı önlemenin ne matematiksel, ne de
mantıksal bir açıklaması vardır. Ama o
parça eğer Avrupa pazannda 100 mil-
yon lira ediyorsa, burada da 60-70 mil-
yon liraya müşteri buluyorsa ve ahcılar
x olisin, bir parçanın tarihi
değeri olup olmadığını bilecek
deneyimi var mı acaba? Bir baks
sigarayı uzaktan bakınca herkes
tanıyabilir. ama tarihi eser olayı
apayndır. Polisin tarihi
eseritanıması mümkün değilki
başanlı olsun.
bu parçalan koleksiyonlanna kayıt ede-
biliyorsa bu alanda kaçakçılık olması
bence mümkün değildir. Yani Türk insa-
nı aradaki yüzde 10 - yüzde 15'e varan
kar marjı için memleketinde bulunan bir
kültür varlığını yurt dışına çıkarabilecek
kadar hain olamaz. Bunu tahmin etmi-
yorum. Ama aradaki fark 100 misline
vanrsa bunu kaçırmamak mümkün de-
ğildir.
^İlgililer de diyorlar ki buyasayla yine de
biz bu işi şu anda denetim altında tutuyo-
ruz. Serbest bırakıldığı takdirdefurya iyi-
ce başlayacak ve kültür varlıkları dışarı
akacak...
GÜLENER - Ama şöyle bir şey var:
Gizli bir şeyin kontrolü daha zordur.
açık bir şeyin kontrolü daha kolaydır.
Biz demiyoruz ki açık arttırmalarda satı-
lan mallar yurt dışına çıkanlsın. Açık
arttırmada bir mal satıhyorsa ve koleksi-
yoncu bunu alıyorsa envanter defterinde
zaten gösteriyor. Ve Kültür Bakanlığı
her yıl. yılda bir gün bu insanlann elle-
rinde bulundurduklan kültür varlıkla-
nyla envanterleri karşılaştırarak bunla-
bakınca herkes tanıyabilir, ama tarihi
eser konusu bundan apayndır. Polisin
tarihi eseri tanıması mümkün değil ki ba-
şanlı olabilsin. Bugün 6-7 milyonluk İs-
tanbulda polis. silahıçekmedikten son-
ra kimın belinde silah olduğunu nereden
bilsin?
Bakanlığı kazı yerlerini nasıl
kontrol ediyor biliyor musumız?
GÜLENER- Bunu Kültür Bakan-
lığı'na sormalısınız. Ama ben kontrol
edildiğinden şüpheliyim. Çünkü siz Tür-
kiye genelinde ören yerlerini birer bek-
çıyle kontrol ettiriyorsanız bu bekçilerin
çıkaracaklan envanterin sağlığı da şüphe
götürür bence. Çünkü Kültür Bakanlığı
şu anda kendi elinde bulunan öz varhk-
lannın zaten envanterini yapmaktan
acizdir. Bir yetkiliye, Türkiye'in neresin-
de ne var diye sorarsanız açık bir cevap
vereceğini tahmin etmiyorum. Kendile-
rinin bir envanterleri, bir depolan yok
daha doğrusu. Depolarda temizlenme-
miş, yıllardır duran mallar var. Bu mal-
lardan bazılan kaybolsa kimbih'r 65 yıl
sonra anlaşılır belki de...
•5/r tarihi eser ticaretine nasıl merak
sardmız?
GÜLENER- Aşağı yukan 20 senedir
bu işin ticaretini yaptım. Bunun ticareti-
ni yaparken bu tarihi eserlere elimle dö-
kunmaktan zevk duyuyorum.
Ben Türkiye'de 2863 sayıh yasadan
yargılanan ve en uzun tutuİduluk süresi
geçiren insanlardan biriyim. Yasa der ki:
2863 sayıh yasaya muadil olan mallan
bulundurmanın cezası bir yıldır. Ben bu-
lundurmaktan ceza yedim. Bulundur-
mak Ağır Ceza Mahkemesi'nin işi değil-
dir. Asliye Ceza Mahkemesi'nin işidir.
Ben Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargı-
landım. Önce hakkımda kaçakçılığa te-
şebbüsten dava açıldı. Ama birinci celse-
den itibaren savcmın sürekli tahliye
isteğine rağmen heyet beni tahliye etme-
di. Ancak yedi ay gibi uzun bir tutuklu-
luk süresinden sonra tahliye etti. İlk ifa-
demde bile. evet bunu yaptım, tarihi eser
bulundurdum. çıktığımda fırsat bulur-
sam bir daha bulundurmaktan da çekin-
miyorum. dedim. Ben bu suçu işledim.
Mahkemeye karşı hiçbir oyalayıcı ifade
vermedim. Suçumu kabul ettim, cezası-
nın verilmesini istedim. Suçumun cezası
bir seneydi. Yürürlükte bulunan infaz
yasasına göre yedi ay hapis yattığım için
dört ay 10 gündür benim cezam.