23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 18EKİM1992PAZAR 12 DIZIYAZI Tataristan'da Rusça bilmeyen Tatar yok gibi, Tatarca bilmeyen Tatara rastlamak ise çok olağan Tatarikazı, üstünden Rııs çıkar Oysa Sultangaliev'in tutuklanışının ana nedeni. lam da Milli İdare'nin yı- kılışından kısa süre sonra kendisinin. Bolşcvizm çerçevesinde olmakla bir- likte. özde. Kazanlılar ve de Rusya içindeki tüm Müslümanlar için "bur- juva" Milli İdarecilerin istediklerinin aynısını talepetmesi yatmaktadır. Do- layısıyla Kazanlılann gücünü kırmak gcrckmektedir. 1920 Tatar özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti. Kazanlılann toprak bü- tünlüğünü tek kelimeyle ihlal eder. Amaç, Kazanhlan zayıflatmakür. Kazan Hanlığı'nın nüfusundan olmuş olan Hıristiyan Türk Çuvaşlar. istek- lcri hilafına. Tatar Cumhuriyeti'nden ayn tutulurlar ve bir Çuvaş özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti kuru- lur. Tataristan Cumhuriyeti bünyesin- dc Fin kökenli Hıristiyan Mari ve Votiaklar için özerk bölgeler kurulur. 1917 yılma kadar İdil-Ural bölge- sinde hiçbir aynlık gaynhk gösterme- tan'ırı bugün nice petrol zengıni Arap ülkesinden daha zengin ve daha ma- mur olacağı hesaplanmıştır. Yetmişli yıllann petrol krizi sırasında SSCB- nin petrol ihracatından çok kazandığı ve ihraç edılen bu petrolün yarnnın Tatarisıan'la Başkurtistan'dan çıktığı düşünülürse durum apaçık. Tataristan. geçen nisan ay ında diğer özerk cumhuriyellerin Rusya'yla im- zalamış olduğu ve Sovyetler Birliğınin dağılışından sonra Rusya Federas- yonu'nun aldığı son şekli saptayan. örneğin bazı özerk bölgelerin özerk cumhuriyetlere dönüşmesini öngören anlaşmayı imzalamayi reddetmiştir. Buna karşılık. Rusya"yla Tatansıan arasındaki yeni ilişkileri dûzcnleyecek anlaşma paketini hazırlamak üzere halen iki tarafın yetkilileri görüşmele- re devam etmektedir. Tüm Rusya Federasyonu'nda olduğu gibi Tataris- tan'da da hali hazırda hiçbir şey sabit değildir. her şey değişmekte gelişmek- tedir. miş olan. ancak 1917 yıhnda üniter Oncelikli projeier devlct yanhsı Kazanlılara karşı federa- listlerin başını çekmiş olan Başkurtla- Talar Cumhuriyeti"ninkinin iki TATARLARI U N U T M A Y I N I Z GÖNÜL PULTAR ra mislinden fazla toprak ihsan edilir: Tatarlann 68 binkm2 'sinekarşılık 143 bın 600 km2 . Ancak bugün Başkurtis- lan'ın 4 milyonluk nüfusunun yüzde 25'i Başkurt ise bir diğer yüzde 25'i de Taıardır. yüzde 4O'ı da Rus. Bugün bu cumhuriyetlerin bırinden öbürüne gidcrseniz aradaki farkın tü- müyle yapay olduğunu görürsünüz. Aynlmalanna temel olan görünürdeki gcrekçe. "Batı Anadolu'da "yemiş" de- nir. İç Anadolu'da ise "incir". dolayı- Başkan Şaimiev. geçen haziran ayı içerisinde Kazan'da kendisiyle görüş- müş olan bu satırlann yazanna. Tata- ristan konusunda oncelikli projelerini üç noktada toplamıştır. Mintimier Şaimiev'i her şeyden önce yeni devleti kurma süreci meşgul et- mektedir. Şaimiev buna paralel olarak ve ikincı olarak Rusya ile yapılmakta olan müzakcreleri bir an önce başany- la sona erdirebilmeyi dilemektedir. Ancak başkanın en büyük kaygısının üçüncü olarak ele aldığı ekonomi ko- nusunda olduğu anlaşılmaktadır. Şai- Tataristan Cumhurbaşkanı Mintimier Şaimiev. eşne torunuyla birlikte. sıyla bunlar iki ayn ülkedir" demek m ı e v • »steŞinin dünya pazarlanna eibibirmantığadayanıyor. Yadabu- yumuşak ın.ş yapmak olduğunu be- lırtmıştır. Pazar ekonomısıne yavaşgün yırmibirinci yüzyılın cşiğinde in- sanlann Anadolu'da hâlâ "Ben Men- tcşeyim. sen Germiyan. o Dulgadir" dcmclerinc benziyor. Geçtiğimi» kış. Türkiye'de eğıtim görmcye gelmiş Tatar ve Başkurt öğ- renciler. kaldıklan Ankara Atatürk , . . . ... . . . Öğrcnci Yurdunda birbirierini tanı- maktaolduğunusoylemekgerekmek- yavaş. halk arasında fazla endişe ya- ratmaksızın ve yaşam standardmın birden düşmesine yol açmaksızın gir- meyi planlamaktadır. Doğrusu bu bakımdan Şaimiev'in. Yeltsin'den daha temkinli davran- yınca hayretler içinde "Meğer aramız- da hiçbir fark yokmuş" demişlerdir. Bağımsızlığın Tatarcası Rusya Federasyonu'na bağlı özerk cumhuriyetler. 1990ağustosundaege- menliklerini ilan ettiler. Rusça'daki tedir. mış ki? Işte kardeş kardeş geçinip gjdi- yoruz" diyen Ruslar \ar. Moskova'- nın. ekonomik bağımsızlık bahşetmış görünmesınc rağmen. hem Tataris- tan'ın zenginliğinden, örneğin petrol- den ve Çallı kentinde bulunan kam- yon fabrikası Kamas'tan vazgeçmek istemeyeceğine, hem de Sovyetler Bir- liğTnin dağılmasına tanık olduktan sonra Rusya Federasyonu'nun da parçalanmasmı görmeye razı olmaya- cağına işaret ediliyor. Aynca Tataris- tan özerk cumhuriyetine bağımsızlık vermenın Bağımsız Devletler Toplu- luğu'nun (BDT) zaten çok duyarlı olan "statüko"sunu zorlayacağı. den- geleri altüst ederek beklenmedik ya da istenmeyen sonuçlara yol açacağı vur- gulanıyor. Gerek Karabağ'da gerck Abhazva'da eörünürde kısa vadeli bir düğünün kalacakıı vanında son dcrecc insani Batı'nın düşûncesi Tatanstan konusundaki suskunlu- ğa rağmen Batt'nın.Taıarıstan'ın"ba- ğımsızlaşabilırlcrdcn" olduğunu bildi- ğinı sanıyorum. Amcnkalılann Münih"tcn BDT'yc yerel dillerde ya- yın yapan Azatlık Radyosıı'ndan bir ekibın geçen haziran ay ında Kazan'da arka arkaya toplanan iki uluslararası kongreye katılması. oturumlarda ka- yıt vc çeşitli kişılerlc röportaj yapmaM. Tataristan'danyenispikervemuhabir işe aiması. bu konuda belki ufak. ama anlamlı bir göstergcydi. (Tüm iddialı çıkışına rağmen Avrasya'dan hiçbir elemanyoktu.) \merika'nın veva ATnin "Türki- SoSovyetler Birliği döneminde Rusçayı iyi bilmek, üniversiteye girebilmek veya işe cdınmak için şcırt olmuş. Tabiibu yöntem Ruskıştınnamn birparçası olduğu kadar ekarte etmenin, ikinci smıflaştırmanın biryolu olarak da kullanılmış. suverenılet' sözcüğü ile ifade cdilen bu cgemenlik. bizim anladığımız an- lamda bağımsızlık değil. Nitekim "ba- ğımsızlık'ın Tatarcadaki karşılığı 'beysizlik'le suverenitet eşanlamlı de- ğil. Ordu sahibi olmak ya da diploma- si alanında etkinlik söz konusu değil. Bclki pesimist bir yorum olacak. ama sanki Moskova. "Beni önemsiz sorun- larınızla uğraştırmayın. yerel sorunla- nnızı kcndiniz halledin" demiş. Kendi iktisadiyatı bu kadar kötüye giderken dc başkalannın daha da kötü olabile- cck iktisadiyatıyla uğraşmaktan kur- lulmuş. sorumluluklannı azaltmış. Bu bağlamda Talaristan'da ege- menlik. uygulamada iktisadi bağım- sızlık ve de sınırlan tam çizilmemiş kültürcl bağımsızlık olarak belirmiş. Egcmenliğin ilanının bir parçası ola- rak resmi dilin bundan böyle hem Rusça hem Tatarca olacağına karar \crilmiş. Kültürel evrim Bu arada belirtmek gerekir ki yet- miş yıl boyunca Tatar Cumhuriyeti yoldaşı olarak yaşamış olmak, Kazan- hlan iyice Tatar yapmış. Kazan. Ka- zan Hanlığı'nın kuruluşundan bu yana yüzyıllardır vatan kavramını içermişkcn. artık sadecc bir kenıin adı olup çıkmış. Bugün. Türkiye'ye göç etmiş bazı Kazanlılann kimi amatör- ce. kimi çeşitli bilim dallannda konu- nun uzmanı olarak profesyonelce ya- zılmış kitaplannda. "Tatar" sözcüğü- nün kökenini ve de özetle Bulgarlarla Kıpçaklann kanşımı olarak tanımla- nacak Kazanlılann neden Tatar diye anılmaması gerektiğini izah eden bo- lümleri okuyunca. insanın içinde bir şeyler düğümleniyör. "Toplumsallaş- ma" denilen olgunun gücüne hayret ediyor. Kimi 'Tatann neden 'Bulgar' kavramına sığınmak istediği de ortaya çıkıyor. Haziran 1991 'de Komünist Parti Genel Sekreteri Mintimier Şaimiev. Cumhurbaşkanı seçilmiş. daha sonra da Rusva'yla imzalanan birprotokol- le Tataristan'ın iktisadi bağımsızlığı- nın esaslan saptanmıştır. Örneğin. önemli petrol yataklanna sahip olan Tataristan. bundan böyle topraklan üzerinde çıkan petrolün gelirinin yüz- de ellisinc sahip olacaktır. Bu rakam geçmişte yüzde on, yüzde iki. hatta yüzde birin altında olmuştur. Kimine göre pclrol rczervlcrinin bir kısmı bu- gün tükenmişıir. ancak bu gelişme gene de olumludur. Eğer petrol gclin yıllar yılı yüzde yüz Tatarislan'a vcnlmış olsaydı. Tataris- Kazan Milli Mûzesi'nde Sultangaliev sergisi. 1930'lu y ıllarda halk düşmanı ilan edilerek faili mechul bir cinayete kurban giden Mirsait Sultangaliev, bugün ulusal kahraman sayılıyor ve anısına sergi >e toplantı düzenleniyor. Temkınlilik. ihtiyat, sanınm Şaimi- ev rejimini en iyi tanımlayacak söz- cüklerdir. Başkan veekibi bu yönleriy- le Tatar halkı tarafından çok tutul- maktadır. ""Çok dikkatli ve akıllı davranıyorlar. Yavaş ama emin adım atıyorlar. Olaylan hızlandınp Ruslan ürkütmemek gerek. Yoksa üzerimize saldınverirler" deniyor. Nitekim baş- kanın verdiği "devleti kurma süreci" yanıtı da işte bu ihtiyatın bir ifadesi. Isteyen istediği gibi yorumlayabilir. Bağımsızlıktan söz edilmediği için de Ruslan tehdit edici hiçbir yanı yok. Gelecek için üç yıllık. beş yıllık. on yıllık planlar vapılmış. Halen sadece Rusça okutulan okullara Tatarca da eklenecek. devlet dairelerinde Tatarca da zorunlu resmi dil kılınacak. Tatar- ca ögrenen Rus personele yüzde 30 zam yapılacak. Anımsanacağı üzere geçen mart ayında Tataristan'da referandum ya- pılmış ve yüzde 60 gibi yüksek bir ra- kamla Tatarlann bağımsızlık istediği ortaya çıkmıştır. Peki. bağımsızlık gcr- çekten Tataristan için olanaklı mıdır? Bizleri asıl ilgilendiren konu budur. Ve de bu sorunun devamı olarak bizler. Türkiye olarak ne yapabiliriz? Kimi yetkilı. "hiçbir şey" demekte- dir. "Tataristan'ın bağımsızlığıy la ilgi- lenmek Kaliforniya'yı "tanımak" ka- dar absürd ve de abesle iştigaldir." Ancak kimi gözlemciye göre eğer bu görüş geçerli olsaydı tüm Batılı devlet adamlan aylak otururdu. Ne Major Çekiç Gücü önerebilirdı. ne de Kohl Hırvat ve Slovenleri tanıyabilir. Bush ise işsizlikten sıkıntıdan patlardı. Batı- vari uygarlık göstergesi gibi görünen. ama kıran kırana yaşanan bu devirde. Batı'nın çoktan terk etmiş olduğu bu "Ne kokar ne bulaşır" tutum gerçekte alaturka edilgenlikten başka bir şey değildir. Bu tür vurdumduymazlığı. adamsendeciliği bir kenara bırakmak gerekir. Gözlemcilere göre bu tutu- mun yanlış olduğu. sor.una kadar sür- dürülemeyişinden de anlaşılmaktadır. Türkiye hcp iş işten gcçtikten sonra kan gövdeyi götürmeye başlayınca il- gilenmeye başlıyor. Bir şeyler yapabilmek için de her şeyden önce Taıanstan'daki durumu iyi bilmek gerekmektedır. Tataristan'ın bağımsızlığı konusun- da bir kutupla. "Talarisian Rusya Federasvonu'ndan neden aynlacak- çözüm bulunmayışı bu konuda Mos- kova'nın olduğu Kadar Batı'nın da tam bir polilika saptamış olmadığına bir işaret olarak yorumlanıyor. Ülkemizde yaşayan Kazan kökenli- ler. bu tür Ruslara örnek olarak. ge- çcnlcrdc dcmcç vcrcrck Tatarlann baskı altında olmadığını belırtcn Sa- yın Büvükelçi Albcrt Çcrnişev'i gös- lcrmcktcdir. Başkcntlc yaşayan bir Kazanlı. "Evet. bilındiği kadar hiçbir Tatar fizikman [•••esjnakincs! altında değil. Ancak anılan türdc "kardeş kar- deş geçinmck' uluslann her lürlü özlc- mini giderebiliyorsa Ruslar. Napol- yon'dan neden kaçtılar? Sonuçta Napolyon'un. başarılı olsaydı. Rusla- ra reva göreceği Fransız-Rus ilişkisi hcrhalde Ruslann. Talarlara reva gör- ler" arasında her zaman cn uygar. cn küllürlü uluslardan biri olmuş olan Müslüman Tatarları. engcl olabildik- len sürecc. bağımsız görmemey i yeğlc- yeceklen. en son Bosna ve Karabağ örneğinden de anlaşılıyor. Ancak Ta- taristan'ı istedikleri zaman kullana- caklan bir "koz" olarak tutuyorolma- lan tümiiyle yanlış bir faraziye olma- yabilır Nitekim. günün birinde Rusya'nın canını sıkmak ya da örne- ğin Yeltsin'den kurtulmak isterlersc. birden. bizlenn bile aklına gelmeyen bir retonği kullanarak Tataristan için bağımsızlık havarısi kesilmelcri. çok uzak da olsa tümüyle gözardı edilme- mesi gereken bir olasılıkur. Moskova'dakı Ruslardan sonra Tataristan'ın bağımsızlığı konusunda Ka/an'ın simgesi Süv üm Bike minaresi. 1552'de Kazan Hanlığı'nı istila eden Korkunç h an'a karşı kahramanca direnen ka/anlılarınJean d'Arc'ı kadın hükümdar Süyüm (Seıim)Bike'nin anısına dikilen minare bugün dimdik a\ akta duruvor. kendini söz sahibi gören. Tataristan'- daki yüzde 48 Tatar nüfusa karşılık, yüzde 43 olan Rus nüfusudur. Onlann durumu daha kanşık. Geçen ocak ayında Yeltsin fiyatlan serbest bıra- kırken Şaimiev'in fiyatlan belırli dü- zeylerde dondurmuş olması onlan "Tataristanlı" yapmış. Kimi referan- dumda bağımsızlıklan yana oy ver- miş. Ama onlar 1920'den bu yana tanıdıklan Tataristan'da tok ve mutlu yaşayacaklannı düşünmüşler. Tatar- İann her geçen gün biraz daha fazla. en azından kültürel egemenliklerini ciddiye alacaklannı. "kaba saba" Ta- tarcalannı aleni olarak konuşmaya cesaret edeceklerinı. tümüyle yok ol- muş olduğu düşünülen Tatarlık kimli- ğini yenıden kazanmağa başlayacak- lannı akledememişler. Bugün tedir- ginlik içindeler ve provokasyona en hazır etnik grup görünüyorlar. Başarının ölçüsü Şunu belirtmek gerekiyor ki Sovyet- ler Birliği'nde başan, her geçen yıl do- zu daha da artan şekilde. Ruslaşma- dan geçmiş. Ondokuzuncu yüzyıla kadar "Dar'ül-İslam" kalıplan içinde. hiç Rusça öğrenmeden yaşayan Tatar- lar. bu kalıplan kıran Mercani ve ar- dından. Batılı yöntemleri edinmek için Rusça öğrenen. Tatarcayı yanh dil haline getiren Nasıri'den sonra özel- likle yirminci yüzyılın başında. Batılı- laşmanın bir parçası olarak Rusça öğrcnmcve başlamışlar. Sovyetler Bir- liği döneminde Rusçayı iyi bilmek, üniversiıcye girebilmek veya işe alın- mak için şart olmuş. Tabii bu yöntem Ruslaştırmanın birparçası olduğu ka- dar ekarte etmenin, ikinci sınıflaştır- manın bir yolu olarak da kullanılmış. Yetmişli yıİlarda Batılı kaynaklarTür- kilcrin iki-dillı olduklannı belirtiyor- lardı. "Perestroyka." Türkileri olduğu gibi Taiarlan da nercdeysc tek dilli olarak yakalamış. sadece Rusça bili- yor olarak. Bugün Tataristan'da Rus- ça hiç bilmeyen Tatar hemen hemen yokkcn Talarca bilmeyen sayısız Ta- tar var. Tatarca bilenler de bunu sade- ce evde günlük yaşamda kullanıyor- lar. Bılımscl dil Rusça. Resmi dil de yetmiş yıldır Rusça olduğu için Tatar- İar her türlü soyutlamayla formel ko- nuşma ve yazışmayı ancak Rusça yapabiliyorlar. Rusça ortaçağın La- tincesi olmuş. Tatarca ise "vülger" bir .usya Federasyonu'nda 147 milyon Rus nüfusu içinde 20 milyon asimile Tatar olduğu sanılıyor. "Rusu kazı.altından Tatar çıkar'' sözleriboşuna değildir. Başta Turgenyev olmak üzere, Ruslaşmış ünlii Tatarlann adları savmaklabitmez. "vernaküler" dil düzeyine inmiş. Ruslaşma aynca sadece soyadlara değil ilk adlara da bulaşmış. Buna Sovyet rejiminde gerek dinsel ibadetin gerek ulus kavramının söz konusu ol- mayışı eklenince Tatarlann bir kısmı- nın Ruslaşmış olması hiç de yadırgan- mayacak bir gercek. Yoksa Rusya Federasyonu'nda 147 milyon Rus nüfusu içinde en aşağı 20 milyon asimile Tatar olduğu sanılıyor. "Rus'u kazı altından Tatar çıkar" ya da "Her Rusta biraz Tatar kanı vardır" sözleri boşuna değildir. Başta Turgen- yev, Ruslaşmış ünlü Tatarlann adlan saymakla bitmez. Dolayısıyla Tataristan'daki Ruslar şimdiye kadar Tatarlann kendileriyle Ruslukla kaynaşmış olduklannı düşü- nebilmişler. Zatcn Ruslaşmamış olan- lar. ya ekarte edildikleri için. ya da kendilerine güneş altında bir yer edin- mek için Ruslaşmamış olduklannı giz- lemiş olduklan için "sarnıç"ta nasıl bir Tatarlık varmış bilinmemiş. Denilebi- lir ki yetmiş yıldır Tatarlığın ya da Kazanlılığın ba\ rağını taşıyanlar. İdil- Ural'dan Almanya'ya. Finlandiya'ya. Mançurya'ya, Japonya'ya, Türkiye'- ye göç eimiş Kazanlılar olmuştur. Bugünkü kırpılmış haliyle bile Bal- lık cumhuriyetlerin her birinden daha büyük olan Talaristan'ın bağımsızlık konusunda önündeki en büyük engcl ise hiçbir bağımsız ülkeyle sının bu- lunmayan bir "anklav" durumunda oluşudur. Başkırt cumhuriyeti dc ba- ğımsızlığını istesc ve Tataristan'la bir- leşse. o zaman Kazakistan'la aralann- da çok az bir "Rus" toprağı kalır. Kimine göre bu durumda Kazakis- tan'la "hemhuduı" olabilme ham ha- yal, üzerinde durulmayacak kadar "ümitsiz vaka"; kimine göre ise 1920*- dc kötü niyetle kotanlmış ve bir an önce düzeltilmesi gereken yapay bir durum söz konusu. 1920'deki amaç. Kazan Hanlığı'nın tarihteki uluslara- rası ilişkilerini. geçmişteki devletleş- mişliğini unutturmak. yadsımak ol- muştur. Sovyetler Birliği kurulana kadar hiç dev letleşmemiş Kırgızistan belli başlı Sovyet Sosyalist Cumhuri- yeti yapılmışken Tataristan'a sadece özcrklik verilişi ve "anklav"a indirge- nişi gözler önüne sermektcdir. Rüzgar bağımsızlıklan yana estiği takdirde, her şey çorap söküğü gibi gidebilir. Aydınlannın zatcn çoğunlukla Tatar olduğu Başkurtistan'ı bağımsızlığa yöneTtmek de. Ruslan "kışkışlamak" da o dcnli olanaksız değildir. StRECEK ANKARA NOTLABI MUSTAFA EKMEKCI Aziz Nesin'e Haksclık... Aziz Nesin, Tahsin Saraç için şöyle derdi: - Tahsin Saraç'ın dışı sert, içi yumuşaktr! Bentm için de şöyle demiş: - Ekmekçi'nin de dışı yumuşak, içi serttir! Şeftah gibi filan mı ne? Aziz Nesin, Tahsin'e "atkestane- si gibi" derdı; belki cevizyadafındık, daha uygun... Basınımızda haftalardır Aziz Nesin, günün konusu. Onun Hürriyet'ten Nuriye Akman'la konuşmasını okuyor- dum, Izmit'ten Oralp Basım telefon erti: - Aziz Nesin'i okudun mu? - Şimdi okuyorum. Oralp Basım, kahkahadan kmlıyordu, çok hoşlanmıştı. - Aziz Bey'e bir telgraf çekeceğim diyordu, yıllarca do- muz eti üstüne tek sözcük söyletemedik, şimdi söyledi! Yazıyı okur okumaz, Aziz Bey'in başına gelecekleri sez- dim. Basın elbirliğiyle Aziz Nesin'e çullanacaktı. öyle de oldu, bir ikisi dışında. İlk konuşma, şöyle başlıyordu: "- Geçenlerde enayi' dediğiniz Türk halkına artık güve- ninizin kalmadığını söylediniz. Neden? - Zaten yoktu ki güvenim! Türk halkı yorumları hep yanlış yapılmıştır. En büyüğünü bilerek Mustafa Kemal yapmış, 'Türk halkı zekidir, çalışkandır' demiştir. Bunlar o zaman önemliydi. Türk halkı ezikti, bitikti. Moral vermek istemiş- tir. Yoksa o da Türklerin tembel olduğunu, zeki olmadığını biliyordu. - Popülist bir yazarsınız. Sözleriniz bir bozgun yaşadığı- nızı düşundürüyor. - Bu demek değil ki halkı sevmiyorum, bütün Türkiye ap- taldır. Ama Türk halkı zeki değildir. Zeki olmanın koşulları vardır. örneğin bu halk iyi besleniyör mu? Yalân! Domui yiyor mu? Yalan! - Zeki olmak için domuz yemek şart mı? - Et yemek şart. Ama domuz yerse akıllılık eder. Çocuk- luğumda dinsel şeylerden etkilenmişim, ben yiyemiyo- rum. Zekânın kuşaktan kuşağa geçmesi için tarih bilinci olması, eğitümesi gerekir. Bu millet eğitiliyor mu? Yalan! - Size Bu halk enayi' dedirten gerçek şey ne? - Şirketlerde yüzde 51 hisseyi elinde tutan egemendir. Toplumumuzun da yüzde 6O'ı enayidir. Onun için toplum enayi diyorum..." Buncağız değil, daha var. Ama, asıl domuz eti yemeyen- leri, Aziz Nesin'in üstüne saldırtan bu tümceleri oldu sanı- yorum. Oralp Basım gibi ben de yıllardır Aziz Nesin'e söyler- dim: - Aziz Bey, domuz eti üstüne bir de siz yazın! „ -Sen yaz! Ben karşı değilim, onaylıyorum. Ama, ben ye- mem! - Yemeyin canım, yazın! Bizi yalnız bırakmayın! Gülüşürdük. Tahsin Saraç'ın evinde her zaman domuz salamları, Izmit'ten gelmiş domuz pirzolaları bulunurdu. Tahsin, konuklarını ağırlamayı severdi. Sonra, o grubun çoğu dağıldı, kimileri birbirine düşman bile oldu! Çetin Altan bir kez yazmışü, "domuz eti" üstüne; açıp kutladım. Bir daha yazmadı: - Neden kestiniz diye sordum. - Çok küfrediyorlar yav karşılığını verdi. Gericiler yükleniyorlardı özellikle; yok efendim, domuz, eşini kıskanmazmış, domuz eti yiyenler de eşlerini kıskan- maz olurlarmış. Domuz eti yiyen milyarlarca insan ne olu- . yor peki? Saçma sapan şeyler. Zekâ ürünleri! Domuz, her pisliği yermiş: pisliginin üzerine oturmayan tek hayvanın domuz olduğunu nereden bilecekler? Hayvanların içinde sn zekılerinden biri domuzdur; bunu Torbalı'dayabando- muzu avcılarından, Belediye Başkanı Ertan Ünver'den, sayrı bir Cumhuriyet okuru "Deccal Ahmet "ten dinlemiş- tim. Avcılar, rüzgârlı havalarda domuz avına çıkmazlar pek; çünkü domuz, kilometrelerce uzaktan avcının, yani insanın kokusunu alır; çok küçük bir çıtırtıda, yolunu değiş- tirir gider. Karşıtları, domuz eti üstüne her çeşit yalanı söylerler. Avrupa'da domuz etinin ucuzluğunu bile savla- rını güçlendirmek için ileri sürer dururlar. Türkiye'de do- muz eti, satarken ucuz, alıp yerken pahalı. Oralp Basım'ın çektiklerinden biliyorum; belli yerler aldığı için "Nasıl olsa, bizden başkasına satamaz" diye, salam-sosis yapanlar ucuza alırlar. Bir de lüks oteller, lokantalar. Ama, buralar- da bir domuz pirzolası isteseniz, dana pirzolasının üç mis- line yiyebilirsiniz! Amerika'da da, domuz pirzolasını zerv ciler değil, zenginler yer. Vedat Türkali öyle derdi: - Domuz çiftlikleri olup da domuz eti satılsa, merak etme, sana bana kalmaz; onu yine başkaları yer! Tutucu bir Çanakkale Valisi, Biga'daki domuz çiftliğini yok etti; "Benim vali olduğum yerde domuz beslenmez! Bunları yaşatmam" diye tutturdu. Adı, Erdinç miydi neydi? Çiftliği kuran genç Yusuf Tavukçu, beyin kanaması geçirdi, yatalak oldu. Vali Erdinç Büyükakalın, en büyük kötülüğü ettiğini nereden bilecek? Tok, açın halinden ne anlar? Aziz Nesin'e saldırılar kaleme gelir gibi değil; sövgüle- rin hesabı yok! Aziz Nesin'i, bir doğru dürüst savunan Re- fik Erduran çıktı. 10 Ekim 1992 günlü "Meydan"da "Kanıt" başlıklı fıkrası şöyleydi Refik Erduran'ın: "Aziz Nesin bütün Türklerin aptal olduğunu değil, çoğu- nun zaman zaman aptallıklar yaptığını söyledi. Şimdi aralarında bir avukat da bulunan bir grup vatan- daş, mizah ustamızı Türklüğe hakaretten' davaedipceza-' landırılmasını istiyorlar. Onun tezi de böylece doğrulanmış oluyor." BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Mora çalan kır- mızı. 2/ Boğa gûreşi yapılan alan. 3/ Uzunçalar da deni- len 33 devirli plakla- n belirtmekte kulla- nüan kısaltma... Ha- tıra... İki tarla ara- sındaki sınır. 4/ Or- ta Asya göçebeleri- nin ahşap direkler üstünü hayvan deri- si ya da el dokuma- larıyla kaplayarak kurdukları çadır benzeri barınak... Doğu ve Güneydoğu konar-göçerlerin Jul 1 2 3 Anadolu'da çadırlarından oluşan yayla yerleşmesi.. 5/ Baston... Teniste topu rakibin arkasına düşür- meyi amaçlayan vuruş. 6/ Park ve bahçelerdeki oturulacak sıra... Otlak. 7/ Bir hayvan... Yapısuıa girdiği söz- cüğe "kendi kendine" anlamı katan yabancı önek... Bir renk. 8/ Acele, tez. 9/ Erol Toy'un, Vehbi Koç>u ko- nu alan tanınmış romanı. YUKARIDAN AŞAĞIYA 1/ Korkunç bir masal yaratığı. 2/ Silah, arh gibi savaş aracı.. 3/ Bir nota... Nâzım Hikmet'in soyadı... Bazen üzerine un bile serilir. 4/ Geür... Bir burç adı. 5/ Ku$un yavrusuna taşıdığı yem... Deriden sızan sıvı. 6/ Ekin biçildikten sonra toprakta kalan kök- lü sap... Toplum yaşamına giren gecici yenilik. 7/ Radyum ele- mentinin simgesi... Ispanyollann sevinç ünlemi... Köpek. 8/ Ge- mide yelkenlerin açılması. 9/ Maviye çalar kırmızımsı renkte, ince kabuklu ve sert dokulu bir yerli erik çeşidi. SATILIK G.O.Paşa Bağlarbaşı'nda 2 katlı dükkan 400 metre Tefc5810938
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear