02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/10 DIŞ HABERLER 9 OCAK 1992 DEMİR ÖZLÜ 'Milli Mııtabakaf Anayasası STOCKHOLM — İsveç Parlamentosu 1971 yılında ül- kenin AT'ye başvurmamasına karar vermişti. 1991'deyse başvurma eğilimi ağır bastı, parlamento çoğunluğu baş- vurma kararı aldı. İsveç hükümeti 1 temmuzda AT'ye baş- vurdu. AT bu başvuruyu hemen kabul ederek isveç'e bir hazırlanma çizelgesi sundu. Her şey bu kadar çabuk, tar- tışmasız, demagojiden, saptırmadan uzak oldu. Eğer Türkiye AT'ye başvurmuşsa, gerçekten girmek is- tiyorsa va açık seçik bir cevap alamıyorsa, bunun Türki- ye'nin nüfusunun yüzde 98'inin Müslüman olduğundan kaynaklandığını söylemek saptırmadır, demagojidir, hal- kın din duygularını okşamak isteyen bir gericiliktir. Türki- ye ancak Iran türü bir şeriatçi rejimin kapısına gelirse bu gerekçe geçerlilik kazanabilir. Gerçekleri saptırmaya gerek yok. Türkiye AT'den açık seçik bir karşılık alamıyorsa ve bu konudaki isteğinde, ör- neğin 1970 yılına göre çok daha geriye düşmüşse, bunun iki açık seçik nedeni vardır. Bu nedenlerin başta geleni, insan haklarına dayalı tam bir Batı tipi siyasi demokrasi- yi hâlâ gerçekleştirememiş olmasıdır İkincisi de Türkiye1 deki nüfus artışına da bağlı oransız olarak artmış işsiz- liktir. Türkiye insanının çok önemli bir bölümünün göçme- ye yatkın oluşudur. Başta Almanya olmak üzere birçok Batı ülkesine birikmiş olan Türk göçüdür; Türkiye hükümetle- rinin bu göçmenlerin hiçbir sorumluluğunu ahnaya yanaş- mamasıdır. Bu yalın gerçekleri, Batı ülkelerinde kısa bir süre yaşayan her insan görebilir. Demokrasi, gerçekten hayatın her yanına yerleşmiş, gerçekten hayata geçmiş bir demokrasi.. sorun budur. Türkiye 1951'de Avrupa Konseyi Şartı'nı imzaladığından bu yana, üç askeri darbe 12 Eylül rejiminin demokratik olmayan yöntemlerie yazdırdığı 1982 Anayasası metni, daha taslakken Avrupa dillerine çevrilmiş ve tartışmaya açılmıştı. nemlerde de ne ger- demokrasiye kavuşa- bildi, ne de istikrarı konusunda bir güven uyandırabildi. Bu yıl- lar boyunca, başta ABD olmak üzere Ba- tı'nın ucuz asker' deposu ve ileri karakolu olmayı başarı sanmaya devam etti. Şimdi bu rol de bitmiş bulunuyor. Polis merkezlerinde, özel yerlerde işkence yapıldığı, in- sanların kaybolduğu, keyfi yasaktann sürdüğü, Avrupa 1 da oturan vatandaşlarının yurttaşlıktan atıldığı bilinen bir ülke AT'ye alınabilir mi? Etbette hayır. Böyle bir ülke yük- sek ekonomik standartlara ulaşmış olsa da. Kuşkusuz en önemli olan düşünsel, entelektüel özgür- lüklerden, gündelik hayatın akışında karşılaşılanlara ka- dar, her alanda demokrasinin pratiğe geçmiş olmasıdır, somut olarak yaşanmasıdır. Demokrasinin sosyal haya- tın yaşanan gerçeklıği, tek sözcükle sosyolojik bir gerçek haline gelmesidir. En önemli olan toplumun bünyesinin, yapısının antidemokratik şeyleri kaldıramaz duruma ulaş- masıdır. Ama bunun gercekleşmesinde yazılı metinlerin, yasaların, kuralların da bir ölçüde itici bir gücü olabilir. Her uygar ülke taraf olduğu uluslararası hukuksai söz- leşmeleri uygulamak zorundayken, Türkiye bunları göz- önünde tutmak zorunluluğunu duymamış, ara rejim de- nilen ve belki de normal rejimlerden daha uzun süren dc- nemlerde de hep ağır olarak ihlal edip durmuştur. İç hu- kukunu da antidemokratik kurallardan arındırmayı, daha yeni yeni kabule yanaşıyor. Kuşkusuz 12 Eylül, Türkiye'yi Avrupa'dan uzaklastıran faktörlerin son ve geniş kapsamlı, spektaküler en büyük uygulaması oldu. Bu rejimin demokratik olmayan yöntem- lerie yazdırdığı 1982 Anayasası metni, Avrupa Parlamen- tosu'na yakın hukukçularca "insan hakları rejiminin bir sofistikasyonu" (Türkçesini söylersek "bir safsatası") ola- rak nitelendirilmişti. Bu metin daha taslakken Avrupa dil- lerine çevrilmiş ve tartışmaya açılmıştı. Bir ulusal uzlaşma (milli mutabakat) anayasası yapma- nın tam zamanıdır. Hem de gecikmiş bir zamandır bu. 20 Ekim seçimlerinden önce SHP-DYP-RP bu kısa metni ha- zırlamış ve ilan etmiş olmalılardı. Yeni anayasa ile tam de- mokratik meclis hükümeti ve milli egemenlik ilkelerine dö- nülmeli, klasik parlamentarizm geleneği içinde de cum- hurbaşkanlığı seçimi yeniden yapılmalıdır. ORTAASYA Türkiyetoin nükleer beklentisi yokDışişleri Bakanlığı Sözcüsü Filiz Dinçmen, Türkiye'nin Orta Asya cumhuriyetleriyle ilişkilerini geliştirme arzusunun ardında "gizli amaçlar" aranmasının fevkaJade yanlış ve sakıncalı bir yaklaşım olacağını söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bü- vurgulamak istiyorum." rosu) - Son günlerde gerek Türkiye'nin nükleer silaeh- basın ve yayın organlanndan lann yayılmasınm önlenmesi gerekse diğer kanallardan ka- anlaşmasını 1969 yılında im- muoyuna yansıyan bazı ha- zalayıp 1980 yılında onayladı- berlere dün kararlı bir tepki ğmı da anımsatan Dinçmen, gösteren Ankara, Türkiye'nin "Türkiye, bunun ötesinde Orta Asya cumhuriyetleriyle Uluslararası Atom Enerjisi ilişkilerini geliştirmek arzusu- Ajansrnın nökleer garantiler nun ardında "gizli amaçların" sistemine 1982 yılında taraf ol- aranmasının "fevkalade yanlış muştur" dedi. ve sakıncalı bir yaklaşım ola- Dinçmen, daha sonra şöyle cağını"açıkladı. Bubağlamda konuştu: Türkiye'nin nükleer silah te- "Türkiye, uluslararası söz- mini ya da nükleer silah üreti- îeşmelerden ve uluslararası mi amacıyla Orta Asya cum- kuruluşlara üyeliğinden dogan huriyetlerinden hammadde yükümlûlüklerini de büyük bir veya teknoloji ithal etmesımn titizlikle uygulayan bir ülkedir. "kesinlikle söz konusu olmadı- Dolayısıyla Türkive'nin nükle- ğı" bıldınldı. e r âiah temini yâ da nükleer Dışışlen Bakanlığı sozcusu s j|,,h üretimi amacıyla Orta Büyükelçı Filiz Dinçmen dun Asya cumhuriyetkrinden ham- düzenledıği basın toplantısın- madde, teknoloji ithal etmesi, da, konuyla ılgilı bir soruyu bunları kuilanması kesinlikle yanıtlarken "Türkiye, etrafın- SÖZ konusu değUdir." dan bulunan tün> ülkelerle bir B u a r a d a Büyükelçi Dinç- barış *e dostluk kuşağı oluştur- m e n Gürcistan'dan goçün hiç- mak arzusundadır. Tüm ülke- b i r s o r u n u çöze meyeceğini be- lere yönelik politikamız esasea ıi r t e r ek, Türkiye sınmnda he- bu doğnıltudadır dedı. n ü z riili bir durumun ortaya Dinçmen daha sonra sozle- ç^madığım büdirdi. Dinçmen, rini şöyle sürdürdü: Gürcistan'da yaşanan kargaşa "Türkiye'nin bu cumhuriyet- v e çatışmalar nedeniyle Türki- lerle ilişkilerini geliştirmek po- y e - y e g ö c o ı<ju ğu yolundaki ha- litikasının ardında da bunun berlere ilişkin bir soruyu yanıt- dışında hiçbir neden arama- ıa r ke n , "Bu haberieri biz de mak gerekir. Biz bu ülkelerle duyuyoruz. Tabii ümidimiz ilişkilerimizi geüştirirken hiç- Gürcislan'daki durumun böy- bir zaman fırsatçı tutum içinde | e W r g ö ç olayını ortaya çıka- olmayacağız. Politikamızın racak boyuta ulaşmaması" yayılmacı olmadığını özellıkle Kıbns'ta çözümün toplumlararası görüşmelerle sağlanacağı Ledsky'ye iletildi ABD'ye İkili görüşme' mesajı Dışişleri Bakanı Çetin, ABD Kıbrıs Koordinatörü Ledsky'yi dün kabul etti. Çetin, Kıbrıs'ta çözüm için "Gerek Türkiye gerek Yunanistan ve ABD'nin katkıda bulunmalarının yararlı olacağına inandığını" belirtti. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Türkiye, Kıbns soru- nuna çözümün sadece Kıbnslı Türk ve Rumlardan gelebile- ceğini dün bir kezdaha vurgu- ladı. Ankara'nın bu yöndeki görüşünü açıklayan Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin "Bu ko- nuda elbette ki gerek Türkiye'- nin gerek Yunanistan'ın ABD'- nin ve başka da etki yapabile- cek ûlkelerin dolaylı katkı yapmalarının, buna ceSaret vermelerinin bunu özendirme- lerinin yararlı olacağına inanı- yonım. Ama gerçek kararı verecek olanların, sonunda o ada üzerinde yaşayacak olan iki toplumun olduğunu özellik- le belirtmek istiyorum" dedi. Onceki akşam Ankara'ya gelen ABD Dışişleri Bakanlığı Kıbns özel koordinatörü bü- yükelçi Nelson Ledsky Türk yetkilileriyle resmi temasları- na dün başladı. Ledsky'ye bu görüşmelerinde ABD'nin An- kara Büyükelçiliği Maslahat- guzari Marc Grossman ve ABD Ulusal Güvenlik Konse- yi Direktörü Jane Hall eşlik ettiler. Ilk önce Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin tarafından ka- bul edilen Ledsky görüşme öncesinde basına yaptığı kısa açıklamada beraberınde Kıb- ns sorununa ilişkin herhangi bir öneri getirmediğini söyle- di. Ledsky daha sonra şunlan söyledi: "Kıbrıs sorumında gelişme sağlanabilmesi için nası ilerle- yebileceğimizi sayın bakan ve meslektaşlarıyla konuşmak üzere gelmiş bulunuyorum. Amacumz BM gözetiminde ge- çen yıl yapılan müzakerelerin bırakıldıkları yerden 1992'de devam edip edemeyeceğini gör- mektir. Bu nedenle ziyaretimin özünde görüş aktarmak gibi bir niyetten çok sayın bakanın ve Yunanistan, Kıbrıs'ta çözüm için Türkiye'nin adım atması gerektiği inancında Atina, Ankara'yı bekliyorSTELYO BERBERAKİS ATİNA — Yunanistan 1992 yılı içinde Türk-Yunan ilişkileri ve Kıbns sorununun çözümü konulanmn Tür- kiye'nin atacağı adımlara gö- re gelişeceğine inanıyor. Bu çerçevede yeni Ankara hükü- metinin Kıbns konusundaki eski tavnnı değiştirmedikçe Türk-Yunan ilişkilerinde de hiçbir ilerleme sağlanamaya- cağı kanısı yaygın Atina'da. ABD Dışişleri Bakanlığı Kıbns Özel Koordinatörü Nelson Ledsky'nin Ankara- Atina-Lefkoşa üçgeninde ger- çekleştirdiği ziyaretlerinin ve- receği ürünlerin ise "uzun vadede" anlaşılacağına dikkat çekiliyor. Bu görüşün paylaşılmasına neden olarak ise Yunanistan Başbakanı Konstantin Mitso- takis ile Başbakan Süleyman Demirel'in ocak ayı sonunda Davos'ta yapması beklenilen görüşmesi ve Demirel'in şubat ayındaki ABD ziyareti göste- riliyor. Mitsotakis, yeni yıl mesajında, Türk- Yunan ilişkileri ile Kıbrıs sorununu birbirine doğrudan bağlı iki konu olarak niteledi. Kıbrıs sorununda sağlanacak olumlu gelişmenin Türk-Yunan ilişkilerini de etkileyeceğinden söz etti. Yunanistan başkentinde ol- duğu kadar Kıbns Rum kesi- minde de esen hava, "Kıbns sorununun çözümünün artık BM'den çok ABD'nin elinde bulunduğu" yolunda bulunu- yor. Mitsotakis yeni yıla girer- ken Yunan halkına ilettiği mesajında Kıbns sorunu ile Türk-Yunan ilişkilerini birbi- rine doğrudan bağlı iki ayn sorun olarak niteledi. Kıbns sorununda elde edilecek olumlu bir gelişmenin, Türk- Yunan ilişkilerini de aynı olumlu derecede etkileyece- ğinden söz etti. Bu nedenle Demirel ile Da- vos'ta yapması beklenilen gö- rüşmede "Kıbrıs sorununun ilk olarak görüşülmesi gereken bir konu olacağını" belirtmıştı Atına, Ankara'nın, Kıbns konusundaki siyasetini değiş- tirmesıni bekliyor. Yani Kıb- ns sorununun çözümü için bugüne dek kat edilen yolun "olnmlu" yanlannı "saklı" tu- tarak Kıbns sorununa nihai çözümü getirecek adımlann, Ankara tarafından atılmasını talep ediyor. Ancak bu konu- da fazla "ümitli" olmadığı da gözleniyor. Buna karşın Mit- sotakis'in Atina'nın bu yön- deki "beklentilerini" Davos'ta Demirel'e "resmen" iletmesi bekleniyor. Kıbns sorununun görüşül- mesi için 1991 yılının ortalan- na kadar Türkiye'nin getirdiği "dörtlü zirye" önerisini redde- den, ancak daha sonra kabul eden Atina, şimdı Türkiye'nin bu konuda değiştirdiği tavn- na da anlam vermekte zorluk çekiyor. Atina, Ankara'nın Kıbns sorununu "yokuşa sürmeye çalıştığına" inanıyor. SSCB'deki ve Balkan ülkele- nndeki son gelişmelerin Tür- kiye'ye "çıkar" sağladığı konusundaki doğan izlenim- ler ise Atina'nın, Ankara'run Kıbns ile ilgili beklentilerini doğal olarak "asgariye" indır- givor. yeni hükümerin görüşlerini al- mak yatıyor." Dışişleri Bakanı Çetin de yaptığı açıklamada yeni hü- kümet olarak Kıbns sorunu- na büyük önem atfettiklerini söyleyerek geçen hafta sonu KKTC'yi ziyaret ettiğini anımsatan Çetin bu ziyareti sı- rasında Kıbnslı Türk yetkili- ler ile Kıbns politikası konu- sunda KKTC ile Türkiye'nin görüşbirliğini bir kez daha saptama olanagını buldukla- nnı kaydetti. Çetin sözlerini şöyle sürdürdü: "Bilindiği gibi BM Genel Sekreteri, 649 sayılı güvenlik konseyi kararından başlaya- rak Kıbrısla ilgili temel çerçe- veyi çizmiştir. O çerçeveyi ilke olarak benimsediğimizi daha önce söyledim ve o konudaki girişimlere gerekli katkıyı yap- maya devam edeceğimizi ve Kıbrıs konusuna kalıcı adil bir çözüm bulunmasını arzu eftiği- mizi söyledim. Bu konuda yeni hükümet olarak her tiirlü kat- kıyı, her türlü desteği KKTC- nin yapacağı girişmelere ver- meye hazır olduğumuzu be- lirtmek istiyorum". Kıbns'la ilgili olarak iki bölgeli iki toplumlu ve siyasal eşitliği ön planda tutan bir çö- zümü "gerçekçilik" olarak ni- telendiren Çetin daha sonra şunlan söyledi: "Bu çözümde en son karar verecek olan, adada yaşayan iki toplumun kendileri olduğu- nu bir kez daha açıkça belirt- mek itiyorum. Ama bu konuda elbette ki gerek Türkiye'nin gerek Yunanistan'ın ABD'nin ve başka da etki yapabilecek ûlkelerin dolaylı katkı yapma- larının, buna cesaret vermeleri- nin, bunu özendirmelerinin yararlı olacağına inanıyonım. Ama gerçek kararı verecek olanların sonunda o ada üzerin- de yaşayacak olan iki toplu- mun olduğunu özellikle belirt- mek istiyorum' HIR\ ATKARDtNAL — Hırvatistan'ın Vinkovçi kenti federal ordu tarafından bombalanır- ken top ateşleri yakınlardaki Nustar köyUnü de vurdu. Harap edilen sadece yollar, evler ol- muyor. Kilise binalan da paylannı alıyor. Hırvat Kardinal Dr. Franjo Kuhariç, bombardı- man ertesinde yıkıntıya dönüşmüş kilisesinin önünde turluyor. (Fotograf: AP). DüNYAYA AÇILACAK KKTC görücüye çıkarölıyor Türkiye, KKTC'yi dünyaya açma çabalarına hız verdi. Böylece KKTC'nin uluslararası alanda güven duyması sağlanacak. Bu kapsamda KKTC ile oluşturulacak ortak heyet, İKÖ üyesi ülkeler nezdinde girişimlerde bulunacak. FATtH M. YILMAZ ANKARA - Türkiye, KKTC'yi dünyaya açacak. Bu amaçla, Ankara ile Leflco- şa arasında oluşturulacak or- tak heyetler, ilk aşamada İs- lam Konferansı Örgütü (İKÖ) üyesi ülkelere giderek temaslarda bulunacaklar. Böylece KKTC'nin uluslara- rası alanda güven duyması sağlanacak. Ankara, KKTC'nin eski SSCB'nin Türki cumhuriyet- leri tarafından tanınmasına yönelik olarak göstermeyi planladığı çabalan ise "şimdi- İik" kaydıyla askıya aldı. Dı- şişleri Bakanlığı çevreleri, Türki cumhuriyetlerden şu aşamada KKTC'nin tanın- masına yönelik olarak istekte bulunmanın sonuçsuz kalaca- ğını düşünüyorlar. Dışişleri çevrelerinden edin- digimiz bilgiye göre Kıbns sorununun çözümü ve Türk tarafının görüşlerinin tanıtımı yolunda "yeni taktikler" bu- lunması için Ankara ve Lef- koşa'da sürdürülen çalışma- lar hızlandınlıyor. Bu çalış- malann başında da KKTC'- nin uluslararası alanda duyduğu güvensizliğin gide- rilmesine yönelik olanlar geli- yor. Ankara, ilk aşamada İKÖ üyesi ülkeler nezdinde Kıbns sorununun daha iyi anlatıl- masına ve KKTC ile bu ülke- ler arasında ikili ilişkilenn kumlmasına yönelik olarak atağa hazırlanıyor. Dışişleri çevreleri, önümüzdeki günler- de Türkıye'de oluşturulacak heyetlerin Islam ülkelerine gi- derek bu konuda temaslarda bulunacağını ve bu heyetlere KKTC'den de yetkililerin alı- nacağını bildiriyorlar. İKÖ'- nün geçen ay yapılan zirvesin- de KKTC'nin örgüte tam üyeliği kabul edilmemekle bir- likte tüm kurallarda temsil edilmesini benimsemişti. Bu heyetlerin İslam ülkele- rinde yapacağı temaslarda ağırhklı konuyu KKTC'nin ekonomik, kültürel. politik alanlarda ilişkilerini yoğun- laştırması oluşturacak. KKTC böylece New York, VVashington, Ankara, Atina ve Lefkoşa ekseninde Kıbns sorununun çözümü yolunda atılan adımlardan kaynakla- nan dar çevreden çıkanlmış olacak. Bu arada Ankara, KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denk- taş'tan yıllardır kullanılan slo- ganlarda, kavramlarda deği- şikliğe gitmesini istedi. Anka- ra, özellikle "egemenlik" konusundaki ısrann başka bir biçimde sürdürülmesi gerekti- ğini düşünüyor. Bu nedenle özellikle Batı nezdinde yerini bulacak yeni mesajlar aranı- yor. Denktaş'ın da bu desteği olumlu karşıladığı bildirili- yor. hlamcı lider Hacani, brdunun ülke çapındayoğun bir hareketlilik içinde olduğunu'söyledi Cezayir'de müdahale korkusu Cezayir seçimlerinin ilk turundan zaferle çıkan FlS'ın lideri Hacani'nin açıklaması, İslamcılann yükselişinden rahatsız olan ordunun müdahalede bulunacağı yönündeki kuşkulan arttırdı. Hacani, tüm bölgelerde birlik ve tanklann mevzilendirildiğini söyledi. Dış Haberler Servisi — Cezayir'de ilk çok partili serbest genel seçimlerin 16 ocakta yapılacak ikinci turuna bir haf- ta kala tansiyon yükseliyor. Islami Se- lamet Cephesi'nin (FIS) 26 arahktaki ilk turda kazandığı büyük zaferden rahat- sız olan Cezayir Ordusu'nun müdahale edeceğine ilişkin söylenti ve beklentiler giderek güçleniyor. Nitekim FIS lideri Abdülkadir Hacani, dün bir açıklama yaparak, ordunun son 24 saattir ülke- nin birçok bolgesinde tank ve birlikler- le mevzilendiğini söyledi. FIS lideri Hacani, dün başkentte bir basın toplantısı düzenleyerek ordunun son 24 saat içinde yoğun bir hareketli- lilc içinde olduğuna dikkat çekti. Haca- ni, "Tüm bölgelerden ordu ve güvenlik güçlerinin dün (önceki) geceden beri mevzUendiklerine ilişkin haberler alıyo- ruz. Bu mevzienmenin neden y apıldığını bilmek istiyoruz. Eğer seçimlerin ikinci turu içinse, neden ilk turda milletvekili dagılımı belirlenmiş olan bölgelerde mevzileniyorlar?" biçiminde konuştu. Başkentteki diplomatik kaynaklar, geçen perşembeden itibaren kentin çev- resinde belirgin bir askeri hareketlilik gözlendiğini ve bazı birliklerle tanklann başkent dışında mevzilendiklerini belir- tiyorlar. Resmi kaynaklar, söz konusu askeri hareketliliğe ilişkin açıklama yap- maktan kaçınıyor. Ancak üst düzey bir askeri yetkilinin görüşlerine başvuran AP, ordunun seçim gününden itibaren aiarmda olduğunu bildirdi. Admın açık- lanmasını istemeyen askeri yetkili, son günlerde gözlenen hareketliliği doğrula- yarak bazı birliklerin kaydınldığını be- lirtti ve bunu "önemli" olarak niteledi. Cezayir Ordusu, daha once de benzer "mevzüenmelerde" bulunmuştu. Ordu, haziran ayında, yani seçimlerin ilan edi- len ilk tarihinden hemen önce, oy ver- me sırasında gerçekleşebilecek huzursuz- luklan engellemek amacıyla önemli kentlerde mevzilenmişti. Cezayir Devlet Başkanı Şadli Bincedid de FlS'ın seçi- me gitmeden bir îslam devleti kurmaya çalıştığmı öne sürerek tüm ülkede ola- ğanüstü hal ilan etmişti. Olağanüstü hal süresince meydana gelen olaylarda 55 Cezayirli hayatını yitirmiş bulunuyor. Son gelişmeler ordunun müdahale edeceği yönündeki kuşkulara güç kazan- dırdı. Daha önce, Mısır'da yayımlanan H Hayat gazetesinde yer alan bir haber- de, seçimde lslamcılar önünde yenilgi- ye uğrayan laik güçlerin, ülkede istikra- nn korunması için askeri bir müdaha- leye bel bağladıklan savunulmuştu. Ordunun rahatsızlığmı dikkate alan FIS liderleri de ilk tur sonuçlarının açık- lanmasının ardından radikal üsluplan- nı yumuşatarak orduyla aralannda her- hangi bir çatışma bulunmadığını açıkla- dılar. İslamcı liderler, orduya çağrı ya- parak "Halkm tercihine saygı gösterme- si gerektiğini" vurguladılar. Ancak or- du, bugüne dek Islamcılara olmulu bir mesaj vermedi. Ordunun şeriat düzenin- den yana olan FlS'ın iktidarına kayıt- sız kalmayacağı savunuluyor. FIS, seçimlerin ilk turunda 188 mil- letvekilliği kazanarak büyük bir zafer el- de etmiş bulunuyor. Mecliste salt çoğun- luk için 28 sandalyeye daha ihtiyacı olan FlS'ın liderleri, ikinci turda belirlenecek 199 milletvekilliğinin de büyük çoğun- luğunu kazanacaklannı iddia ediyorlar. Bu arada Sosyalist Güçler Cephesi li- deri Hüseyin Ait Ahmet, İslamalann se- çimde gösterdikleri büyük başanya rağ- men demokrasi savasımında kaybedilen hiçbir şey olmadığını söyledi. LibyaVlan ABDVe tehdit • CEZAYİR (AA) — Libya lideri Muammer Kaddafi'nin üst düzey danışmanlanndan Abdül Selam Callud, Pan Am uçağı ve Fransız UTA Havayollan'na baglı bir uçağın bombalanmasıyla ilgili suçlamalara karşı mücadele etmek zorunda bırakıhrsa, Libya'nın Arap ve Müslümanlan ABD'ye karşı silahlandırılacağını söyledi. Abdül Selam Callud, "Eğer direnmek zorunda bırakılırsak, Arap ve Müslüman topluluklan silahlandıracağız " dedi. Kadıjevic ktifa etti • BELGRAD (AA) — Yugoslavya Savunma Bakanı General Veljko Kadijevic'in istifa ettiği bildirildi. Kadıjevic, istifasına gerekçe olarak "sağlık durumunun ağırlaşmasını" gösterdi. öte yandan BM Güvenlik Konseyi, Yugoslavya'ya 50 askeri gözlemci gönderilemsini oy birliğiyle onayladı. AT ise helikopter faciasının ardından Yugoslavya'daki etkinliklerini, gözlemcilerin güvenlıği sağlanana dek askıya aldı. 4 Ege gerginlik b l r • LONDRA (AA) — Ingiltere'de yayımlanan haftahk "Janes' Defence Weekly" adh savunma dergisi, 1992'de dünyada çatışma ihtimali bulunan 74 gerginlik noktası arasında Ege Denizi'ni de gösterdi. Dergide "Flaş noktalar: Kargaşa, kaos ve çatışma" başlığıyla yer alan uzun inceleme yazısında, 1992'de Orta Asya cumhuriyetlerinde Türkiye ve Iran'ın nüfuzunun dikkatle izlenmesi gerektiği belirtilirken, Türkiye'nin guneydoğusu "terör-isyan noktası" olarak işaretlendi ve Irak'ın kuzeyi çatışma çıkma ihtimali yüksek nokta olarak belirlendi. Dergide yer alan haritalarda, Türkiye ile Yunanistan arasında hem Trakya bolgesinde, hem de Ege'de karşılıklı tehdit işaretleri yerleştirihnesi dikkat çekti. Karadeniz filosu • MOSKOVA (AA) — Rusya ile Ukrayna arasındaki Karadeniz donanmasınm kontrolüne ilişkin tartışma devam ederken BDT televizyonu, Karadeniz donanmasınm el değiştirmesinin uluslararası anlaşmaian ihlal edebileceği uyarısında bulundu. BDT liderlerinin geçen ay Minsk'te yaptıklan toplantıda BDT'ye ait olmasmı kararlaştırdıklan eski Sovyet televizyonunun birinci kanalındaki haber bülteni, donanma tarîışmasına geniş yer ayırdı. ANC 80 yaşında • BLOEMFONTEIN (AA) — Güney Afrika'daki ırkçı rejime karşı silahlı ve siyasi mücadelesi ile tanınan Afrika Ulusal Kongresi (ANC), 80. kuruluş yıldönümünü, "ırkçı olmayan bir demokrasi kurma" umutları içinde kutluyor. ANC lideri Nelson Mandela'nın da katıldığı, 30 milyon siyah çoğunluğun 5 milyon beyaz azınlığın baskısı altında olduğu Güney Afrika'daki ırkçılığa karşı mücadelenin simgesı haline gelen örgütün kuruluş kutlamalannda, son dönemde kaydedilen gelişmelerin ülkenin demokratik bir yola girdiğini gosterdiği ' vurgulandı. Kiirtlerden Saddaırfa ret • HAIİFAN (AA) — Kürtler, Irak hükümetinin 10 hafta önce ülkenin kuzeyinde uygulamaya koyduğu ablukayı kaldırmak için öne sürdüğü koşulları reddetmeyi kararlaştırdılar. Kürtler, Irak hükümetinin, Irak askeri ve güvenlik görevlilerinin Kürtlerin elinde bulunan bölgelere girmesine izin verilmesi durumunda ablukayı kaldırmayı önerdiğini bildirdiler. Kürdistan Sosyalist Partisi lideri Mahmud Osman, Halifan'da Kürdistan Cephesi ile yapılan görüşmeden sonraki açıklamasında, "Bu öneriyi reddediyoruz" dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear