18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/12 PAZAR KONUĞU 8 EYLÜL 1991 DUISBURG YABANCRAR MBCÜS ÜYESİNÎYAZt ŞAHİN: Almaitya'daki Türlder 'döviz'Türkiye, Almanya ve dünyadaki hızlı gelişmeler gerek Türk gerekse Alman hükümetlerinin, sorunlarına ciddi olarak zaten hiçbir zaman eğilmedikleri Almanya'da yaşayan Türkleri tamamen unutturdu. Iki ülkenin hükümetlerinin gündemlerinde olmayan, siyasal partilerin seçim kampanyalarında dahi yer alamayan 1.5 milyonun üzerinde insan, bir de her anlamda olumsuzlaşan koşullarda kendilerine gelecek yaratma çabasında. tş-Sendika Servisi Şefimiz Şükran Ketenci, çelişkili sorunlar yumağında sıkışıp kalan, Almanya'da yerleşmeye çalışan Türklerin durumu, yeni arayışları üzerinde Duisburg Yabancılar Meclis üyesi Niyazi Şahin ile konuştu. SOYLEŞ1 ŞUKRAH KETEHCI PAZAR KONUĞU ISayın Niyazi Şahin hazır Türkiye'nin gündeminde seçimler varken, işçi göçünden 30 yıl sonra siyasal haklar tabiosuna bakarak söy- teşiye girelim isterseniz. 1.5 milyon insanın 30 yıllık bir süreç içinde ne anavatanlannda ne de yaşadıkları ülkede siyasal haklanm, seçme ve seçilme haklanm kullanamamalan çok ağır bir tablo değil mi? Evet çok çok ağır bir tablo. Almanya'da ya- şayanlann, daha doğrusu iş bulmak, yaşaya- bilmek için dünya ülkelerine dağüanlann, ana- vatanlannda Türkiye'de seçme ve seçilme hak- larını kullanabilmeleri için çok çaba gösteril- di. Ne yazık ki uzakta yaşadığımız için olma- lı, sesimizi duyuramadık. Hükümetleri, siyasi partileri somut kararlar almaya yöneltecek et- kili bir baskı gücü olamadık. Sadece sırur kapılarına sandık konulması cinsinden bazı işlevsız haklar elde ettik. Sınır kapılarına konan sandıklar asla yurtdışmda ya- şayanlann siyasi haklanru, hiç değilse seçilmeyi. unuttuk, seçme haklanru kullanmalan anlamı- na asla gelemedi. Bu seçimlerde de yurtdışında yaşayan insanların, sadece Almanya'da yaşayan 1.5 milyon vatandaşımızın, seçme ve seçilme haklanm kullanabilmeleri asla söz konusu değil. Bunun olabilmesi için yaşanan ülkede, yani Almanya'da seçim sandıklannın kullanılması gerekiyordu. Insanlann asla seçim zamanı işlerini bırakıp, Türkiye sınınna gelip oy kullanabilmeleri mad- di anlamda söz konusu olamazdı. Para kay- naklarını güçlendirmiş radikal dinci akımlar, destekledikleri siyasal partilere oy kazandırmak üzere, masraflarını üstlenerek sınır kapılarına nerede ise günübirlik otobüs turlan düzenle- diler. Sınır kapısı sandıkları bir başka işe ya- ramadı. Bu seçimlerde de yurtdışında yaşayan insan- ların, sadece Almanya'da yaşayan 1.5 milyon vatandaşımızın, seçme ve seçilme haklanm kul- lanabilmeleri asla söz konusu değil. Bunun ola- bilmesi için yaşanan ülkede, yani Almanya'da seçim sandıklannın kullanılması gerekiyordu. Bu hakkı, konsolosluklara seçim sandıklan ko- nulmasını yıllarca istedik. Başaramadık. • ! • • • Savın Niyazi Şahin yaşadığmız, aslın- da yerleşmeye karar verdiğıniz ülke olan Al- manya'da da gelişmeleryıllar içinde lehte ola- cağına aleyhte oluyor. Yabancılar meclis üye- lıği, seçme ve seçilme hakkı tamnmayan yaban- cılar için, yapay olarak yaratılmış, daha çok sembolik bir temsil. însanlarımız geri dönuşu de artık düşünemediğine gore, bundan sonra- sı nasıl gelişecek? Ne yazık ki Almanya'da siyasi iktidarlar, hat- ta bütün siyasal partiler ülkelerine çalışmak üzere gelen insanlann sorunlanna ciddi anlam- da eğilmediler. Nerede ıse sadece bir üretim aracı gibi gördüler. Çalışmaya gelen insanın as- lında sonuç olarak göç etmiş ve bu ülkeye yer- leşecek bir insan olacağıru görmek istemediler. Bu gerçeği biz de çok uzun yıllar göremedik. Yaşadığımız ülkede söz ve karar sahibi olma, siyasal haklannuzı kullanma istem ve bilinci- ni çok yavaş edindik. Almanya'da yaşayan yabancıların, özeüikle de en büyük grubu oluşturan, haklanm da en az kullanabilen Türklerin seçme ve seçilme haklarını savunan, üyesi olduğum Sosyal De- mokrat Parti (SPD) ve Yeşiller dahi, program- larında olduğu halde, bu alanda çok az ve cid- di çaba gösterdiler. 30 yılın arkasından baktı- ğımızda, yine de bu partilerin çabalan ile bazı eyaletlerde tanınan yerel secimlere katdma hak- kımn ancak verildiğini görüyoruz. Büiyorsunuz bu hak da iktidar partisinin gö- rüşü doğrultusunda, Anayasa Mahkemesi'nin kararı ile bütün umut ve gelişme kapılan ka- panarak geri alındı. Yabancılann seçme ve se- çilme haklanm kullanabilmelerine yönelik ya- kın bir gelecekte olumlu hiçbir gelişme söz ko- nusu değil. Yasal haklann olmaması yanında bir de ya- şamın akışından gelen olumsuzluklar var. Ye- rel secimlere katılma hakkının gelişmeye baş- ladığı yıllarda, umudun gelişmesi ile bağlantı- lı olarak bizlerde partili olma, siyasetle ilgilen- me eğilimi güçlenmişti. Aynı paralelde siyasi partilerin yabancılara ve yabancılann sorunla- nna ilgisi artmıştı. Karşıhkh etkileme, olumlu gelişmeler, gelecek için umut veriyordu. Mah- keme karan,ile seçme ve seçilme hakkı, siya- sete ağırlık koyabilme yollan tamamen kapa- nınca da henüz gelişme aşamasındaki ilgi ta- mamen söndü. Bu olumsuzluğun üstüne iki Almanya'nın birleşmesi, Doğu Bloku'ndaki hızlı gelişmeler Almanya'ya Sovyetler başta Doğu Bloku'ndan Alman asıllılann hızlı göçü, iş için kapılann zorlanması eklenince, iktidann, hatta muha- lefet partilerinin ve nerede ise sendikalann gün- deminde gerilere atılıp, nerede ise tamamen unutulduk. •^••Ifcm" yılla birlikte yürürlüğe girmış olan yeni Yabancılar Yasası, ortada bir tek se- çenek bırakmışgibi gözüküyor. Alman vatan- daşlığına geçişi kolaylaştıran, geçmeyecekler için koşulları zorlayan yasa nasıl bir gelişme getirecek? Yasa gerçekten de koşulları uygun olanlar için Alman vatandaşhğına geçişi kolaylaştırdı. Kâğıt üstünde düşündüğünüz zaman, Alman vatandaşhğına geçenlerin başta siyasi haklar, bütün haklanm elde edip kullanabileceklerini de kabul edebiliriz. Ancak gerçek bu değil. Al- manya'da yaşayan insarumızın, Alman vatan- daşının sahip olduğu hakları kullanabilmesi için Alman vatandaşhğına geçmesi yeterli de- ğildir. Pek çok hukuksal, daha çok siyasal ve sosyal önemli değişimler gerekir. Biz, Alman toplumu içinde ayn kültürilmüz, yaşam biçimimizle birlikte kabul edihnediği- miz, reddedildiğimiz sürece, yabancıyız. Al- man vatandaşhğına geçiş sadece pasaportu-nu- zu değiştirir. Hukuk ölçüsünde doğru. Alman vatandaşı oluruz, ancak biz yine de bir yabancı N İ Y A Z İ Ş A H İ N 1944 Sıvas doğumlu. İlk ve oğretmen okulu eğitimini Sıvas'ta yaptı. Ülkenin çeşitli yörelerinde ilkokul ö'ğretmeni olarak görev aldı. 1972 yılmdan bu yana Almanya'da yaşıyor. Alman Dili ve Edebiyatı ve Sosyal Bilimler fakültelerini bitirdi. Lise dengi bir okulda halen öğretmenlik görevini sürdürüyor. Aynca Düseldorf Universitesi'nde yabancılar sosyolojisi ile ilgili çeşitli seminerler yaptı. Federal Almanya Sosyal Demokrat Parti'den (SPD) Yabancılar Meclis uvesi. olarak kalırız. Alman yurttaşı olmakla yaşam koşullanmızda önemli bir gehşme olamayaca- ğını görüyoruz. Bu nedenle de başka yasal, hu- kuksal hiçbir açık kapı bırakılmadığı halde, Al- man vatandaşhğına geçişte önemli bir gelişme görülmüyor. • • • • £ > ! azmdan seçme ve seçilme hakları- nı kullanmada, iş bulmada Alman vatandaş- ları ile eşıt hukuksal konuma geliniyor. Bun- lar da mı bir farkhlık getirmez diyorsunuz? Kâğıt üstünde seçilme hakkı elde etmekle se- çilebilir misiniz? Alman toplumu sizi reddedi- yor, kimliğinizle kabul etmiyorsa seçilme hak- kınızı kullanabilmeniz söz konusu olabilir mi? Sadece oy vermekle yükümlü olabilirsiniz. To- tal bir asimilasyon olmadığı surece, pratikteki uygulama yabancılann Alman toplumunda ka- bul edilmesi anlamında eşleşmedikce, şekil ola- rak Alman vatandaşhğına geçiş ve bunla bağ- lantıh haklann doğması, haklann kullanılabil- mesi anlamına asla gelmez. aha önceki yıllarda hep Türkiye'ye dönme umudundan söz eden insanların, iş bul- ma, barınma, yaşamın her alanındaki sorun- ların büyüdüğü, yabancı duşmanlığının geliş- tiği bir ortamda kalma kararı vermeleri çeliş- kili bir gelişme değil mi? Aslında iş bulmak için bir yerden bir başka yere gitme olayının kendisi bir göçtür. Buna ge- çici gözu ile bakma gerçekçi olmamaktır. Ge- rek Türk, gerekse Alman hükümetlerinin ola- ya gerçekçi gözle bakmamaları, kendi işlerine geldiği gibi geçici çözümkr aramaları, daha doğrusu sorumluluklarını yerine getirmemek ve işçilerden yararlanmak için geçici statüye zorlamalan sağhklı karar vermeyi güçleştirdi. Türk hükümetleri için işçiler sadece bir dö- viz kaynağı idi. Türkiye'de yaratılmayan iş po- tansiyeline karşı da önemli bir soluk alma aracı oluyordu. Uzun yıllar Almanya'da çahşanlann birikimlerinin Türkiye'ye aktanlması yolunda politikalar geliştirildi. Ancak bu anlamda da devlet hiçbir yapıcı, yönlendirici rol oynama- dı. Doğal olarak işçinin birikimi döviz olarak Türkiye'ye geldi ama sağlıklı yatınma yönele- meyerek bir anlamda çarçur edildi. Batan şir- ketler, kayıplar bir yana en iyisi ile Türkiye'de yaşayan ailelerin geçimine, hiç de verimh' ol- mayan ev, arsa yatırımlarına gitti. Yıllar içinde, Türkiye'nin içinde olduğu siya- sal ve özellikle de ekonomik sorunlar, bir gün Türkiye'ye dönüş umutlarım yok etti. Hele de dönüş deneyimleri, Almanya'dan büyük biri- kimlerle Türkiye'ye dönme ve yerleşme hayal- lerini yok etti. Turkiye"ye dönüp yerleşme, ış bulma, yaşamanın daha da zor olduğu, daha kötü dunıma düşüleceği ortaya çıktı. Türkiye^ ye dönme hayallerinin yıkılması Ue birlikte bu kez birikimleri Almanya'da değerlendirme eği- limi arttı. Bu günlerde insanlar Almanya'da mülk edinme, ev, eşya alma çabasında. Ancak bu da hiç sağlıklı, hiç gerçekçi değil. ISayın Şahin, Almanya'da yaşayan he- men herkes artık Türkiye'ye dönmekten pek söz etmıyorken orada yaşabilmek için Al- man vatandaşhğına geçışten başka biryola ka- pı açılmamışken insanlar neden Alman vatan- daşhğına geçişte direniyor? Almanlar çifte vatandaşlığı kabul etmiyor. İnsanlar Türkiye'ye yaşayamayacaklannı bil- dikleri için dönmeme karan verdiler. Ancak Türkiye ile bağlanru da koparmak istemiyor- lar. Üstelik pek çok insanın Türkiye'de malı mülkü var. Her ne kadar Türkiye dolaylı yol- dan çifte vatandaşlığa kapı açacak gibi ise de insanların bu konuda kaygıları var. Türkiye1 ' deki vatandaşlık haklanru kaybetmek istemi- yorlar. Hâlâ bir askerlik sorunu çözülebilmiş değil. Bir de Almanlann Türkleri vatandaş olarak ka- bul etmemeleri korkusu var. Insanlar, Alman toplumu içinde yaşarken vatandaş olarak ka- bul edilmemekten korkuyorlar. Ancak geçmişini, kültürünü tamamen red- dedip Alman olmayı kabu] eden için bir güç- lük olmaz. Kimliğini, kültürünü koruyarak ya- şamak isteyenler için Alman vatandaşhğına ge- çiş ile hiçbir kolaylığın gelmeyeceği biliniyor. lşte bu nedenledir ki Almanya'da yerleşme- ye karar veren bizler için Almanya'yı çok kül- türlu bir toplum haline getirme çabası öne çı- kıyor. I s H m S a y m Şahin iki Almanya'nın birleşme- si çok kültürlü topluma geçiş çabalarına sekte vuran olumsuz bir gelişme değil mi? » Doğru. İki Almanya'nın birleşmesi bu alan- da verilen uğraşılara, atılan olumlu adımlara sekte vurdu. Büyük bir Alman ırkı özlemi, bas- tırılmış ırkçı duygulan geliştirdi. Yabancı düş- manlığı hortladı. Şu anda Almanya'da en ay- kırı kültürle yaşayan en büyük topluluk ola- rak da biz, bu yabancı duşmanlığının boy he- defi halindeyiz. Yabancı düşmanhğı, büyüyen tehlike nede- ni ile de, Almanlan çok kültürlü topluma yön- lendirmek için, bizim daha çok örgütlenmemiz, mücadele vermemiz gerekiyor. Mücadelede bi- ze en yakın yandaş olabilecek sendikalar ve SPD gibi siyasal partiler içinde Örgütlenip, et- kili olma yollannı bulmamız gerekiyor. Çün- kü her ne kadar sendikalar ve SPD'nin prog- ramlannda çok kültürlü toplum anlayışı, bize haklarımızı tanıma varsa da, Almanların bü- yük çoğunluğu soyut olarak kabul ettikleri bu kavramlar ve hakları özümsemiş, sahiplenmiş değiller. ^••^•İSûyjn Şahin yaşamda tek kültürlü top- lum baskısının, yabancı duşmanlığının çelişki- leri daha da boyutlandırdığını görüyoruz, Al- manlaşmaya karşı tepkiier, Almanya'da yaşa- yan insanlar arasında da bağnazhğa, bu anlam- da ırkçthğa, tarikatlara prim veren dinciliğe sa- nlmayı getirmiş, çelişki büyüyor değil mi? Bu ortamdan yararlanıp kendüerine çıkar sağlamak isteyen örgütlenmeler ne yaak ki hız- la gelişiyor. Şöven ve din duygulan istismar edi- lerek politik ve maddi çıkarlar sağlanıyor. Ya- şadığımız toplum dinsiz toplum safsatası ya- yüıyor. Vakıflar, cami dernekleri aracüığı Ue in- sanlann kimliklerini koruma, yok olmama duygulan sömürülüyor. lnsanlanmız birlikte yaşamaya karar verdikleri toplumla karşı kar- şıya getiriliyor. Bu çok tehlikeli bir gelişme. özellikle Türkiye'ye yönelik para ve poEtlk güçlenme, örgütlenme adına, Almanya'da ya- şananlar üzerinde çok büyük oyunlar oynanı- yor. Toplumun nereye götürülmek istendiğine bakmak lazım? Ne yazık ki sorumluluk sahip- leri olan her iki ülkenin gerek iktidar gerekse siyasal partileri bu gelişmelere karşı çok fazla seyirci durumdalar. ^KK^MAlmanya'da çalışıp, para kazanan, ya- şayanlar her taraftan sömürülen, kullamlan ko- numdalar. Tam bir kıskaç, çıkmaz içinde gö- rünüyorlar. Bu kaostan çıkış yollan aranmıyor mu? tki dünya arasında kalmış bu insanlara kar- şı her iki Ülkenin hükümetlerinin, siyasal par- tilerinin sorumluluklan var. Aksi halde sorun- ların çelişkinin büyümesi ile sadece arada ka- lan bu insanlar değil, iki ülke birden önemli zararlar görecekler. Taraflann artık işçilere sa- dece nasıl ve ne kadar yararlanabUecekleri gözü ile bakmaktan vazgeçmeleri gerekiyor. Ister geldikleri ülke, ister kaldıklan ülkenin sorum- luları çalışanlara sadece "nasıl daha çok yarar- lanabiliriz" diye bakmaktan vazgeçmedikçe, çaresiz kalan bu insanlar kendilerini kullanan, sömüren, ırkçı, tarikatçı çıkar güçleri elinde oyuncak olmaktan kunulamayacaklar. Türkiyeli aydınlar olarak öncelikle sendikal ve siyasal örgütlenmede sesimizi duyurmak, gücümüzü oluşturmak için çahşıyoruz. Elbet- te tek tek uğraşlar fazla bir işe yaramadığı için de örgütlenmeye, guçbirliğine öncelik veriyo- ruz. örneğin Yabancılar Yasası'na karşı, hepi- mizin ortak çıkarlarını ilgilendiren bu konuda çok başarıh bir güçbirliği yapıldığını söyleye- biliriz. İki dünya arasında kalmış bu insanlara karşı her iki ülkenin hükümetlerinin, siyasal partilerinin sorumlulukları var. Aksi halde sorunların çelişkinin büyümesi ile sadece arada kalan bu insanlar değil, iki ülke birden zarar görecek [Yani Almanya'da yaşayan Türkiyeli aydınlann bazı çabalan var ancak Türkiye'den destek görmüyor mu? Hem Türkiye'den hem de Almanya'dan ne yazık ki çok az destek görüyor. örneğin 30 yı- lı aşkın dışarıda çalışan insanlar için AT için- de serbest dolaşım hakkı, AT'nin bir parçası olarak kabul edilmemiz, bizim önümüzdeki so- runların, engellerin çok önemli bir bölümünü ortadan kaldırabilecek. Aslında Batı'mn buna direnmesi de zor. Ancak Türk hükümetleri ola-, ya Türkiye'nin AT'ye girmesi çerçevesinde bak- tıkiarı için bu anlamda bir girişimde bulunmak dahi istemiyorlar. Oysa ortak pazara geçişle birlikte bizim sadece serbest dolaşım hakkım değil, bütun siyasal, sosyal, hukuksal haklan- mızı çok önemli bölümü ile kazanma şansımız var. Bizim bu haklanmızı kazanmamız ve kul- lanabilmemiz Türkiye'nin AT'ye giriş çabala- nnda çok önemli bir gücü oluşturacak. Türkiye'de hükümetler ve siyasi partilerin ar- ük bugüne kadarki politikalanndan, daha doğ- rusu politikasızhklanndan vazgeçmeleri, bize yönelik sağkklı politikalar üretmeleri, sadece bizim değil, Türkiye'nin çıkarları açısından da çok önemli. Alman hükümetleri ve siyasal partileri açı- sından da benzer istemlerimiz ve gerçekler var. Öncelikle bizden vazgeçmeleri söz konusu de- ğil. Sadece çok önemli bir emek gücü değil, ay- nı zamanda en önemli tüketici gücü oluşturu- yoruz. duru " EN GÜZEL TATİL GÜNLERİ ' .^•*PESIN FIYATINAOTAKSITLE,, • PESİN Ö D E M E L E R D E ^ y f c İ N D İ R İ M . BLÛKS NEOPLANLAFLA ULAŞIM: (Gidlş-Dönûs) 150.000 PHUELJS FHA.SET* I CtUBALDA ABANT PALACE 160.000 -s;2r KLASSIS 459.000 •o.vvo^ ^ ı " WEEKEND" HAFTASONU GEZILERI *m Mâl JWT IP • AMTALTA IİDI aoooc S4CSOL 3M0OCI NOVOtL 330 OX1 GRANC Pf -.aouoıs -90109 - »0 300 • •xra KUŞUUa • A1AMT* CKUBCTE- " •«[ »»«-O'E. İK3 CLJB HGUABIUS ^r^ Mc 0 CL-9 JkjUlT^H i90; UAimuuın S, âuMJATüat S MAMTI T « «xooo •5)001 sooos 1O0O00 I BÖİGl SÖLCZt «TFMfff OKHADOI H U U saısurı **AJCO «010 "* CJIHliU uoooo aoooao uoooo &OOO0 KİME3 SİDC ANTALYA r VİP AIR "F1RST CLASS" UÇUŞLARI İLE I DURU FARKINI YAŞAYIN • • HAVAÜMANI* TtSlS * HAVAÜMANt TtANSflSUM DAHİL ANTALYA KADIKOY: Altıyol. Onurişhanı Kat:1-4 Tel:345 47 10 (6 Hat) • HARBJYE:131 90 00(11 hat)-14650 56 (6HM) •MKEKO Özlenen güzel Türkçemizin dostu, aylık TÜRK DİLİ dergisinin Eyiüi sayısı seçkin yazar ve şairlerin katkılarıyla çıktı. Dağıtım: Gameda TÜRK DİL KURUMU BAŞKANLIĞI PROFESYONEL KAMERA SATILIKTIR Yayın standardında kamera ve recorder. BETACAM 1. BTS LDK 90 kamera BCB 5 Betacam SP recorder-player 2. IKEGAMI ITC 735 kamera SONY BVU SP recorder-player Her iki donanım da akü, akü şarj aleti mikrofon ve aksesuarıyla çekime hazır set Tel. 180 83 75 (İş saatlerinde) Uzman kadrosu, çağdaş eğitim anlayışıyla AYHAN TEYZE ÇOCUK YUVAŞI 24 saat Hizmetinizde! SedeiSot No 17 Akotıor-Et)*( Tel 169 77% Gazeteciler kooperatifindeki hakkımı devrediyorum. 163 30 67 SATILIK 124 Sahıbinden satılık 1975 model Murat 124 Tel: 324 59 83 Native Speaker private instruction Call BRIAN 346 81 29 AMDEGIL Y4ŞAM Oktay Akbal 8.000 Ura (KDV içinde) Çağdaş Yaymlan Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-tsıanbul Ödemeli gönderilmez. CHP'NIN SAYGIDEĞER MİLLETVEKİLLERİ VE SENATÖRLERİ Ulusal Kurtuluş Savaşımızın noktalandığı, İzmirimizin kurtuluşunun 69. yıl kutlama törenlerinde ve 9 Eylül Barış Şenlikleri'nde sizlerle birlikte olmaktan tüm İzmifliler adına kıvanç duyacağım. Teşrifinizle Buca'da yıliardır insanların yüreklerinde hissettikleri bir eksikliği gidermek üzere yapımı tamamlanan 'Buca Atatürk Anıtı'nın açılışını birlikte gerçekleştireceğiz. Ayrıca, hayatımın en önemli dönemini oluşturan Cumhuriyet Halk Partisi milletvekili sıfatım'la, devletimizin temel ilkelerini oluşturan Cumhuriyet Halk Partisi'nin kuruluşu onuruna düzenlenen törende, sizlere ev sahipliği yapmaktan, Fuar Lozan Kapısı girişinde yaptırılan Lozan Anıtı'na, Cumhuriyet Halk Partisi çelengini sizlerle birlikte koymaktan onur duyacağım. En derin saygılarımla. YÜKSEL ÇAKMUR İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı LCV: 14 94 62 Oda tahsisi için eşinizle birlikte katılıp, katılmayacağınızın belirtilmesi. Kurtuluş Törenlen Programı 8.45 Belkahve'de Kurtuluş Törenlerinın başlaması 12.30 Yemek 14.30 Lozan Anıtı'na çelenk koyma. 16.00 Buca'da Mustafa Kemal Anıtı'nın açılış töreni 18.00 Karşıyaka Çarşısı'nın açılış töreni 21.00 Atatürk Stadı'nda halk konseri
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear