Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURtYET/8 DIŞ HABERLER 30 AĞUSTOS 1991
Baü ŞeriaVla
ıkı olıı
• KUDÜS (AA)— İsrail
işgali altındaki Arap
topraklarında devam eden
Filistin ayaklanmasında, iki
Filistinlinin daha
öldurüldüğü bildirildi. tsrail
ordu sözcüsu, Batı
Şeria'daki Tul Karim
sığınma kampında adı
açıklanmayan bir
Filistinli'nin askerler
tarafından öldünilduğünü
duyurdu. Filistin kaynaklan
ise aynı bölgedeki Refaa
kasabasında, Ahmed Carbo
adlı Filistinli'nin, Israil
yetkilileriyle işbirliği yaptığı
gerekçesiyle maskeli
ayaklanmacılar tarafından
öldurüldüğünü bildirdiler.
Böylece, 1987 aralık
ayından beri süren
ayaklanmada, Gazze şeridi
ve Batı Şeria'da Israilliler
tarafından öldürulen
direnişçilerin sayısının
822'ye ulaştığı bildirildi.
Lukanov
istifa etti
• SOFYA (AA) —
Bulgaristan'da en büyük
siyasi parti konumundaki
Sosyalist Parti (SP) Başkan
Yardımcısı eski
başbakanlardan Andrei
Lukanov, görevinden istifa
etti. Lukanov, istifa
nedenlerıni açıklamamakla
bırlikte Duma gazetesine
gönderdiği bir mektupta,
SP'nin (eski Komünist
Partisi) SSCB'deki darbe
girişimi sırasındaki
tutumunu eleştirdi.
Lukanov, SP'nin SSCB'deki
darbe girişimini
'tereddütsüz kınamamasuıı'
büyük bir hata olarak
tanımlayarak bu tutumla 13
ekimde yapılacak
seçimlerde SP'nin
rakiplerine "koz verildiğini"
belirtti.
KKTC'nin dev
bayragı
• LEFKOŞA (AA)—
Kıbrıs'ta, Beşparmak
dağlarının güney yamacında
315 bin metrekarelik çıplak
alan üzerine 4 yıl önce
yapılan KKTC bayrağı
yeniden boyandı. 700 metre
uzunluğunda ve 450 metre
enindeki bayrağın
boyanması için 72 ton
kireç, 5 ton beyaz çimento,
600 kilogram tutkal ve 544
ton su kullanıldı. özel bir
firma tarafından 52 milyon
TL'ye gerçekleştirilen
boyama işi, arazinin kayalık
olması neideniyle 15 işçi
tarafından 34 günde
tamamlanabildi.
Gtiney Kore'ye
F-16 satiş.ı
• ANKARA (AA)—
Türkiye, Mısır'dan sonra
Güney Kore'nin ihtiyacı
olan 120 adet F-16 savaş
uçağı için devreye girdi. AA
muhabirinin Savunma
Sanayii MUsteşarhğı (SSM)
yetkililerinden aldığı bilgiye
göre Güney Kore'nin
ihtiyacı olan uçaklann
Türkiye'den karşılanması
için iki ülke heyetleri
arasında göruşmeler
sürdürülüyor. Geçen
günlerde Türkiye'ye gelen
Güney Kore heyeti, Türk
yetkilileriyle bu konuda
tetnaslarda bulundular.
Biyolojik silah
kuşkusu
• WASHINGTON (AA)
— ABD'nin, Irak'ın
elindeki biyolojik silahlarla
ilgili açıklamalanrun doğru
olduğuna inanmadığı ve bu
konuda BM'nin
incelemelerine devam
etrnesini istediği bildirildi.
ABD 'Silahlann
Sımrlandırılması ve
Silahsızlanma Ajansı'
Başkan Yardımcısı Michael
Moodie, Irak'ın Körfez
savaşının hemen ardından
yaptığı açıklamalarda,
elinde biyolojik silah
bulunmadığını açıklaması,
daha sonra ise BM
heyetinin incelemelerine
başlamasından hemen önce
bu açıklamasını
değiştirmesinin güvensizliğe
yol açtığını belirtti.
İsrailli esirler
Lübnaıvcla
• TAHRAN (AA) —
Lübnan'da, Iran yanlısı
Hizbullah örgütü Genel
Sekreteri Şeyh Abbas
Musevi, I986'da
yakaladıkları iki Israilli
esirin ellerinde
bulunduğunu doğruladı.
İRNA Haber Ajansı,
örgütun yüksek
yetkililerinden oluşan bir
heyet ile Iran'da bulunan
Musevi'nin, 'Amerika
Israil'e elindeki Müslüman
esirleri serbest bırakması
için baskı yaptığı zaman,
esirler konusu hepimiz için
bitmiş olacak' dediğini
bildirdi. Ajansın haberine
göre Musevi, bunun yanı
sıra 'esirler sorununu
politik amaçlarla kullandığı
için' Amerika'yı suçladı.
Hırvatistan, topluluğun 'banş konferunsı' önerisini kabul etti, Sırbistan inceleyecek
ÂT barışı beklemedeSırbistan Devlet Başkanı Miloseviç, barış
görüşmelerinin sürdürülmesi için, Avrupa'nın
Yugoslavya'ya askeri müdahalede bulunma
düşüncesinden vazgeçmesini istedi. Vucovar
kentinde çatışmalar sürüyor. Hırvatistan
televizyonu "Özgürlük Savaşı" adı altında 24
saatlik özel yayına başladı.
ğini açıkladı.
Zagreb radyosu, federal ordu
Bakanlığı'ndan destek istediği-
ni duyurdu.
Dış Haberler Servisi — Yu-
goslavya'da Hırvatistan'ın Vu-
kovar kenti çevresinde çatışma-
lar sürerken Hırvatistan ile fe-
deral ordu, cumhuriyetin Dal-
maçya bölgesinde ateşkes karan
aldı. AT'nin barış konferansı
önerisini Hırvatistan olumlu
karşılarken Sırbistan inceleyece-
Vukovar ve çevresinde suren
çatışmalara flişkin çelişkili ha-
berler geliyor. Hırvatistan haber
ajansı HINA çarpışmalann yo-
ğun biçimde sürdüğünü bildirir-
ken Yugoslav resmi haber ajansı
Tanjug ve Belgrad televizyonu
çatışmalann durulduğunu öne
birlikleri ve Sırp gerülaların sal- sürdü. öte yandan Hırvatistan
dınlan sonucunda Vukovar televizyonu, program akışında
kentinin su ve elektrik kaynak- değişiklik yaparak bundan böy-
lanndan yoksun kaldığını, tele- le yalnızca cumhuriyette süren
fon bağlantüannın da kesintiye savaş ile ilgili yayın yapılacağV
uğradığını bildirerek Hırvat nı duyurdu. "Özgürluk Savaşı"
güçlerin Hırvatistan Savunma adı altında 24 saat süreyle yapı-
lacak yayında çatışma bölgele-
rinden görüntulere ve ilgili ha-
berlere yer vcrilecek.
Bu arada Hırvatistan'ın Ad-
riyatik kıyısında bulunan Dal-
maçya bölgesinde yerel Hırvat
yetkililerle federal ordu liderle-
ri arasında ateşkes karan alın-
dı. Hırvatistan haber ajansı HI-
NA'nın haberine göre Dalmaç-
ya bölgesinin orta ve kuzey yö-
relerinde bulunan köylerin yet-
kilileri yerel askeri komutanlar-
la dün bir araya gelerek bir ateş-
kes anlaşması ünzaladı. HINA,
Sırplann çoğunlukta bulunduğu
Knin kasabası yetkililerinin an-
Dogu Hırvatistan'iD Bobota koyiı yakınında elinde makineli tüfekle bir hendekten çıkan genç bir Sırp savascısı. (Folograf: REUTER)
laşmayı imzalamaya yanaşma-
dıklarını bildirdi.
AT'nin önerisine
tepkiler
Hırvatistan Devlet Bakanı
Franco Tudjman AT'nin banş
konferansı önerisini olumlu
karşılarken Sırbistan Devlet
Başkanı Slobodan Miloseviç
öneriyi inceleyeceklerıni belirt-
ti. Çarşamba gunu Fransa
Cumhurbaşkanı François Mit-
terrand ile yaptığı göruşmenin
ardından ateşkesten sonra Hır-
vatistan'da kesin banş sağlan-
ması için bir banş konferansı
toplanmasına yonelik AT öne-
risini kabul ettiğini açıklayan
Tudjman, diğer ülkeleri Hırva-
tistan'ın bağımsızlığını tanıma-
ya çağırarak Yugoslavya'da sü-
ren bunalımın tüm Avrupa için
büyük bir tehlike oluşturduğu-
nu belirtti. Sırplann eline geçen
Hırvat topraklarını geri almak
için savaşmaktan kaçınmaya-
caklannı söyleyen Tudjman,
AT'nin banş çabalannın sürme-
sini istedi. Mitterrand ile dün
görüjen Slobodan Miloseviç ise
barış konferansı onerisine so-
mut bir yarut vermekten kaçına-
rak önerinin geliştirilmesi gerek-
ığını belirtti. Buna karşın öne-
r-.yi inceleyeceklerini söyleyen
Vİiloseviç, banş görüşmelerinin
^urmesini, ancak Yugoslavya'-
> a askeri müdahalede bulunma
duşüncesi üzerinde durulmama-
sını istedi.
Miloseviç bugüne dek kalıcı
bir ateşkes sağlanamamasım
Hırvatlann saldırgan tutumuna
bağlayarak Sırp güçlerin Hırvat
köylerine saldırı düzenlemedik-
lerini, yalnızca kendi toprakla-
nnı koruma savaşı verdiklerini
de sözlerine ekledi.
Yugoslayya Federal Başkan-
lık Konseyi ise yeni ve etkin bir
ateşkes sağlanması için çabala-
rını sürdürüyor. Çarşamba gü-
nu bir araya gelen konsey üye-
leri ateşkes göruşmelerini yönet-
mek amacıyla bir komisyon
oluşturulacağını ve altı cumhu-
riyetin liderlerinin 4 eylülde ye-
ni görüşmelere başiayacağmı,
bu arada AT'nin önerisinin de
"riddi biçimde" ele alınacağını
bildirdi.
Bu arada Batılı diplomatik
gözlemciler banş önerisine iliş-
kin kaygılar dile getiriyor. Sır-
bistan'a ultimatom vermenin
hiçbir sonuç getirmeyeceğini be-
lirten gözlemciler caydıncı yap-
tınmlara gidilmeden Sırbistan'-
ın banş masasına oturtulamaya-
cağını vurguluyorlar. Kimi göz-
lemciler de böylesi çabalarla bir
yere vanlamayacağını söyleye-
rek AT'nin, çabalanna son ver-
mekten ya da askeri bir müda-
halede bulunmaktan başka se-
çeneği olmadığını belirtiyor.
Filistiriin başvurusu kabul edildiği takdirde katılması gerekli görülüyor
Suzîrvesîne Israil de gelebîlirOrtadoğu Su Konferansı'nın esas olarak
teknik nitelik taşıyacağını belirten Giray,
Suriye ve Irak'ı dolaylı bir biçimde uyardı.
Giray, söz konusu iki ülkeye de yeterince su
verildiğini ifade etti.
YASEMİN ÇONGAR
ANKARA — lsrail'in, henüz
davet edilmediği Ortadoğu Su
Konferansı'na katılmasına önu-
müzdeki günlerde "yeşil ışık"
yakılabilecek. Ankara'daki yet-
kililer, Ortadoğu barış sürecin-
de olumlu adım atıhrsa lsrail'-
in de konferansa çağrılabilece-
ğini belirtiyorlar. Filistin'in
konferansa katılma yönundeki
başvurusu ise halen Dışişleri Ba-
kanlığVnda inceleniyor. Filistin
ile lsrail'in su sorununun ortak
parametrelere dayanması nede-
niyle bir tarafın katılması halin-
de, diğerinin de konferansa gel-
mesinin "mantıken gerekli"
olacağı ifade ediliyor. öte yan-
dan Dışişleri Bakanı Safa Giray,
Ortadoğu Su Konferansı'nın
esas olarak "teknik" nitelik ta-
şıyacağını belirterek Suriye ve
Irak'ı dolaylı biçimde uyardı.
Türkiye'nin Fırat ve Dicle sula-
rının paylaşımı düşüncesini ka-
bul etmediğini vurgulayan Gi-
ray, söz konusu iki ülkeye ye-
terince su verildiğini ifade etti.
ABD'de yerleşik "Global Su
Zirveleri Girişimi" adlı oluşu-
mun beş ayn kıtada yer alan
makamiarla işbirliği halinde dü-
zenleyeceği toplantılann ikincisi
olan Ortadoğu Su Konferansı,
gerek bölgede gerekse Türkiye'-
de siyasi tartışma odağı haline
geldi. Konferansa lsrail'in davet
edilmemesi, Kudüs hükümeti ve
bazı ABD çevrelerinin tepkisine
yol açarken Ankara'nın bu ko-
nuda "üunlı" bir çizgiye kaydı-
ğı gözleniyor. Yetkililer, Orta-
doğu su sorununun sadece
Fırat-Dicle havzalannı değil,
daha "ivedi" bir kapsamda Ür-
dün nehri havzasını da ilgilen-
dirdiğini anımsatıyorlar. Bu çer-
çevede, Israil'in katılmamasının
"teknik açıdan konferansın ba-
şansını olumsuz etkileyeceği"
başkentte genel olarak kabul
görüyor. Dışişleri Bakanlığı
kaynaklan, Arap ülkeleriyle ls-
rail'in böyle bir uluslararası
platformda bir araya getirilme-
sinin güçlüklerine işaret ederek
"Ancak kesin biçimde tsrail ka-
tılma>acak diye kestirilip atıl-
madı. Ortadoğu banş surecinde
olumlu bir adım atılması halin-
de Israil çağnlacakbr" ifadesi-
ni kullanıyorlar.
Giray'dan uyan
Dışişleri Bakanı Giray, SHP
Içel Milletvekili İstemitaan Ta-
lay'ın 17 temmuz günü verdiği
yazıh soru önergesini yanıtlar-
ken, Ortadoğu Su Konferansı'-
na ilişkin aynntüı açıklamalar-
da bulundu.
Giray, Talay'ın "Konferans-
Hıristiyan lider, Fransız denizaltısı ile Lübnan'dan ayrıldı
General Aoıın sürgünDış Haberier Servisi — Lüb-
nan'daki Huistiyan güçlerin ko-
mutanı General Michel Aoun,
Devlet Başkanı FJias Hıravi'nin,
Hıristiyan lider ile iki yardımcı-
sının beş yıllığına surgün edil-
mesini içeren özel af kararını
onaylamasının ardından, Fran-
sız diplomatlann eşliğinde dün
sabah erken saatlerde yaklasık
on ay önce sığındığı Fransa Bü-
yükelçiliği'nden ayrılarak deniz
yoluyla Güney Kıbns'ın Larna-
ka kentine gitti. Aoun'un yar-
dımaları Issam Ebn Cemre ve
Edgar Maaluf ile birlikte, Lar-
naka'dan uçakla Paris'e götürü-
leceği bildirildi.
Lübnan hükümetine ve ülke-
deki Suriye askeri varlığına karşı
giriştikleri başansız ayaklanma-
nın ardından geçen yıl 13 ekim-
de Doğu Beyrut'taki Fransa Bü-
yükelçiliği'ne sığınan General
Aoun ile iki yarduncısı, dün sa-
bah erken saatlerde diplomatik
araçlardan oluşan bir konvoyla
sıkı güvenlik önlemleri altında
Dbayeh limanına götürüldüler.
Buradan motorla limanın iki mil
açığında kendilerini bekleyen
Fransa Deniz Kuvvetleri'ne ait
Lübnan ordusu ile Suriye
birliklerinin saldırıları
sonucunda mevzilerini
kaybederek geçen yıl Fransa
Büyükelçiliği'ne sığınan
Michel Aoun, 5 yıl ülkeye
dönmemesi ve siyasetle
uğraşmaması koşuluyla
affedildi. Aoun'un Paris'e
gideceği bildirildi.
bir denizaltıya geçen Aoun ve
yardımcılan, Güney Kıbns'ın
Larnaka kentine gittiler. Hıris-
tiyan lider ile yardımcılarının,
Fransa Hava Kuvvetleri'ne ait
özel bir uçakla Larnaka'dan alı-
narak Paris'e götürüleceği bildi-
rildi.
Aoun ve yardımcılannın ülke-
yi terk etmesinden birkaç saat
önce Lübnan Devlet Başkanı
Hıravi'nin Hıristiyan lider ile iki
subayının ülke çapında ilan edı-
len genel af kapsamına alınma-
sını sağlayan hukümet kararını
onayladığı bildirildi. Hüküme-
tin, Lübnan Parlamentosu'nun
hafta başında, 15 yıl süren iç sa-
vaş sırasında işlenen savaş suç-
lan için ilan ettiği genel af çer-
çevesinde önceki gün kabul et-
tiği karar, Aoun ile yardımcıla-
nnın 5 yıl boyunca Lübnan'a
dönmemeleri ve siyasetle uğraş-
mamalan koşuluyla affedilme-
sini içeriyor.
Devlet Başkanı Hıravi, özel af
kararını onaylamadan önce, ust
düzey Fransız yetkililerden olu-
şan bir heyetle gorüştu. Hıravi-
nin, Fransa Dışişleri Bakanlığı
Müsteşan Bernard Kesedyan,
Fransa Dışişleri Bakanlığı Orta-
doğu işleri sorumlusu Patric
Leclerc ve üst duzey güvenlik
görevlisi General Phüippe Ron-
dot'dan oluşan heyetle onceki
gece yaptığı görüşmede, Michel
Aoun ve yardımcılannın Fran-
sa'ya gotürülmesine ilişkin ay-
rıntılann ele alındığı bildirildi.
Lübnan ordusunun komuta-
nı iken, eski Devlet Başkanı
Emin Cemayel tarafından 1988
yılında başbakanlığa atanan
Michel Aoun, Elias Hıravi'nin
24 Kasım 1989'da devlet başka-
nı seçilmesi uzerine yönetime ve
ülkedeki Suriye askeri varlığına
karşı ayaklanmıştı. Aoun, Lüb-
nan ordusu ile Suriye birlikleri-
nin, iç savaşa son vermek ve ül-
kede denetimi sağlamak ama-
cıyla geçen yıl başlattıklan ha-
rekât sonucunda Beyrut'un ku-
zey ve kuzeydoğu kesimindeki
mevzilerini kaybederek Fransa
Büyükelçiliği'ne sığınmıştı. Ba-
tılı diplomatlar, Aoun'u sayıla-
rı 40 bin civannda olan Hıristi-
yan güçleri bölerek Suriye'nin
dayattığ^ çozüme direnemeyecek
hale getirmekten sorumlu tutu-
yorlar.
ta Fırat ve Dicle sulannın pay-
laşım konusunun gündeme ge-
lebflecegi dikkate alınmış mıdır?
Türkiye'nin bu koonda savuna-
cagı tez belirienmiş midir" so-
rusunu şöyle yanıtladı:
••konferansın ana amaa, Or-
tadoğu'da su kaynaklannın da-
ha iyi şekilde kullanımı husu-
sunda teknik vasıta ve usullerin
arastınlması, bilgi ve deneyim
degişimi yapdması ve bu alan-
larda muhtemel bir işbiıiiğinin
temellerinin atılmasıdır. Gün-
dem bu yönde bazırianmıştır.
konf eransuı gundeminde yer al-
mayan su konusuna ilişkin
muhtelif sorunlann ve Rkirierin
de dile getirilmesi mümkiindür.
Türkiye'nin tek bir havza teşkil
edcn Fırat ve Dicle nehirlerine
ilişkin politikas) bellidir. Bu po-
litika, Suriye ve Irak tarafından
da biUnmektedir. Bu çerçevede,
söz konusu nebirlerin salannın
akılcı, optimum ve adil bir şe-
kilde kuUanılması pohtikamınn
temel ilkeleridir. Sulann payla-
şımı taraf ımızdan kabul gören
bir fikir değildir."
Giray, 26 Ağustos 1991 tarih-
li yanıtında ayrıca Şam ve Bağ-
dat'ın Türkiye'nin elinde çok
fazla su tuttuğu yönundeki eleş-
tirilerini de dolaylı biçimde gün-
deme getirdi. Giray "FıraJ vı
Dicle nehirlerinden Suriye ve
Irak'a akan su miktan, bu ül-
keierin ihtiyaçlanm azami ölçü-
de karşdayacak seviyedeler" de-
di.
Ortadoğu Su Konferansı 3-9
kasım günleri arasında lstan-
bul'da yapılacak.
ONUK YAZAR
B A L K A N L A R - T U R K I Y E
Politikamız ne olmalı?..
HALUK OZDALGA
Balkanlar'da iki hayati gelişme yaşan-
maktadır. Bunlardan birincisi Balkan ül-
kelerindeki tek parti yönetimlerinin yıkı-
larak yerlerini çoğulcu demokratik re-
jimlere bırakmasıdır. Askeri bloklar ara-
sı çekişmenin ipoteğinden kurtulan ve
açık toplum yönünde hızlı değişmelerin
yaşandığı Balkanlar'da, hem daha sağ-
İıklı ve yeniden tanımlanabilecek ilişkiler
için hem de yeni sürtüşmeler (daha doğ-
rusu çözülmemiş eski sorunlann infilakı)
için uygun bir zemin vardır. İkincisi Yugoslavya krizidir. Şim-
di Türkiye'nin iyi düşünülmüş bir Balkan politikasına ihtiya-
cı vardır. Çünkü bu iki gelişmeyle beraber Turkiye'nin Bal-
kan ilişkilerinin olağanüstu onem taşıdığı bir döneme girmiş
bulunuyoruz.
Dönemin olağanüstu özelliğı şudur: 2000 yılında Batı Av-
rupa'yla ilişkilerimizi belirleyecek en önemli dış etken, muh-
temelen, önümuzdeki on yıl içinde Bulgaristan, Yunanistan,
Romanya, Arnavutluk, Sırbistan, Bosna-Hersek ve
Makedonya'yla ilişkilerimizin nasıl gelişeceğine bağlı olacak-
tır.
Türkiye'nin Balkan politikasıyla ilgili bazı önerilerde bu-
lunmadan önce, bugüne kadar yapılan sınırlı katkılarda gö-
rulen ciddi bir yanılgıya işaret etmek istiyorum. Bir öneriye
gore Türkiye Balkanlar'da Yunanistan'ı tecrit etmeye dönük
bir politika izlemeli, hatta bunu Balkan politikasının temeli
haline getirmelidir. Bu hedefe varmak için de Romanya, Ar-
navutluk ve özellikle Yugoslavya ile işbırliği yapmalıdır. Böy-
lece Yunanistan'ın isteklerimizi daha kolay kabul edebileceği,
o arada Yunanistan'daki Türk azınlığın haklannın daha iyi
guvence altına alınabileceği iddia edilmektedir.
Ilk anda parlak bir düşünce gibi görünen bu öneri, esasen
Balkan tarihinin gerçeklerine de günumuzün somut verileri-
ne de uymamaktadır. Turkiye'nin Balkanlar'da Yunanistan'ı
tecrit etmesi mumkun değildir; o yolu denemek mümkun ol-
sa bile arzu edilir bir şey değildir.
Tecrit önerisi günun somut koşullanna da uymamaktadır.
Yugoslavya'nın Yunanistan'la somnları vardır, ama o nedenle
Turkiye'yle işbirliği yaparak Yunanistan'ı tecrit politikasını
benimsemesini beklemek hiç gerçekçi değildir. Federal Yu-
goslavya Yunanistan'la sorunlarını diyalog yoluyla çözmek
istemektedir. Doğrusu da budur. Yugoslavya'nın parçalan-
ması veya bağunsız dış politika izleyebilecek birimlerden olu-
şan bir konfederal yapıya dönüşmesi durumunda sayılan art-
mış fakat gücü azalmış devietler ortaya çıkacaktır ki o devlet-
lerle işbirliği yaparak Yunanistan'ı tecrit etmek herhalde da-
ha da zor bir iş olacaktır. Üstelik bu devletlerin en guçlülerin-
den Slovenya'nın ve Hırvatistan'ın yuzlerini Batry"a çevireceği
ve Yunanistan'la iyi ilişkiler arayacağı kesin gibidır.
Romanya'nın kendisi şu sıralarda Amerika'nın
yarı-tecridiyle karşı karşıyadır ve ekonomisi perişandır. Şid-
detle Avrupa'nın siyasi ve ekonomik desteğini aramaktadır.
Boyle bir Romanya'nın, kendisinin sorunu olmadığı halde
AT üyesi Yunanistan'ı tecrit politikasına katılmasını bekle-
mek, hiç gerçekçi olmayan bir umuttur.
Türkiye'nin Yunanistan'a karşı bir tecrit politikası başlat-
ması mümkun olsa bile o yolu denememesi gerekir. Unutul-
mamalıdır ki Balkanlar'da ortak sının paylaşıp aralarında
sorunu olmayan iki komşu örneği yoktur. Böyle bir çevrede
Turkiye tecrit politikası izlerse, Yunanistan'ın da aynı şeyi
yapması hiç zor deği'dir. Esasen Yunanistan'ın böyle bir yol
izlememesinin nedeni, bunun mumkün olmayışıdır. Neticede
iki taraf da birbirini tecrit edemeyecektir, ama Balkanlar'da
bir Yunan-Turk kutuplaşması doğabilecektir. Bu kutuplaş-
m'adan iki taraf da
kazançh çıkamaya-
caktır. Hele gergin-
lik ortamı içinde Yu-
nanistan Türklerinin
yaşam koşullarının
iyileşmesi hiç bek-
lenmemelidir. Türk-
Yunan sorunlannın
çözümü, tecrit ve
gerginlikten değil, ne
kadar zor olursa ol-
sun müzakere ve yu-
muşamadan geç-
mektedir.
Turkiye için esas, kendi sımrlannm değişmezliği olmalı, o
doğrultuda guven doğurucu adımlar atılmalı ve atılan adım-
lar desteklenmelidir. Konvansiyonel silahlann Yunanistan-
Bulgaristan-Türkiye sımrlanndan uzaklaştırılmasını ongören
son Yunan girişimi de bu çerçevede müzakere edilmelidir.
Yukandaki yaklaşımın aynlmaz parçası, komşulanmızın da
aynı ilkeleri benimsemesi olduğu kadar, o ülkelerde yaşayan
Turk azınlıkların haklannın güvenceye alınmasıdır. Çünku
Balkan ulkelerinde yaşayan bır milyondan fazJa Türk vardır.
O insanların yuzyıllardır bulunduğu topraklarda banş içinde
ve temel haklan çiğnenmeden yaşamalarını sağlamak Turki-
ye'nin amacıdır. Bu tarihten kalan bir borçtur ve tamamen in-
sani nedenlere dayanır. Türkiye bunun ötesinde bır amaç güt-
memelidir. Karşı taraflarda haklı veya haksız nedenlere daya-
nan guvensizlik duyguları vardır. Her türlu makul girişim ya-
pılarak güvensizlikler en aza indirilmelidir. Bu güvensizlikle-
rin azaltılması en çok, Turk azmlıklann bulunduklan ülke-
lerde daha iyi koşullarda yaşamasına yardımcı olacaktır.
Turkiye'nin diğer Balkan ülkeleri arasındakı karmaşık top-
rak anlaşmazhklarına taraf olması için bir neden yoktur. Bu
konu yalnızca o bölgede yaşayan Türklerin haklarını ilgilen-
dirdiği ölçüde Türkiye'yi de ilgilendirmeli, dolaylı amaçlar
gudülmemeUdir. Gerginlikleri azaltma yönünden Türkiye'nin
muhtemel girişimleri, bunun istisnası olabilir.
Diğer taraftan Balkanlar'da kanayan bir azınlık sonınu
vardır. Bütun Avrupa'da azınlık nüfusların en zor koşullar
altında yaşadığı yer burasıdır. Örnekleri Bulgaristan'dır, Yu-
nanistan'dır, Türkiye'dir; Yugosla\'ya'nın Kosova bolgesi ve
değişen ölçülerde Romanya'dır. tnsan hakları kavramı ne ya-
zık ki Avrupa'nın bu köşesine zor nüfuz edebihnektedir.
Türkiye, yalnız Turk azınhklann değil, bölgede daha geniş
bir çerçevede insan haklannın iyileştirilmesi yönünde çaba
gostermeli, Balkan ulkelerinin kotü şöhretinin düzelmesine
katkıda bulunmalıdır. Bu konuda Balkanlar'da değişmesi ge-
reken çok şey vardır.
Türkiye'nin Balkan ilişkilerini geliştirmesinin temeli, eko-
nomik ilişkilerini geliştirmesidir. Turkiye'nin Balkan ülkele-
riyle iktisadi ilişkilerini geliştirmesi yalnız tarihin değil eko-
nominin temel kurallannın da gereğidir. Düşünün ki Sofya,
Atina ve Bükreş Türkiye'nin ekonomik merkezi Istanbul'a;
Adana'dan Kayseri'den ve Samsun'dan daha yakındır.
Istanbul-Belgrad arası, Istanbul-Gaziantep arasından daha
kısadır.
Balkanlar'daki ekonomik ilişkilerin nasıl geliştirilebilece-
ğinin en iyi örneği, yine Turkiye'nin yerinde bir girişimiyle
başlatılan Karadeniz İşbirliği Bölgesi (KİB) modelidir. Hedef
Balkanlar'da gümrüklerin kaldınldığı, insan ve sermaye ha-
reketlerinin serbest bırakıldığı bir bölge yaratmak olmalıdır.
Bu hedef ancak bir geçiş döneminden sonra gerçekleşebilir.
Ama geçiş döneminin olabildiğince lasa tutulması şarttır.
M. ürkiye'nin Balkan
ilişkilerini geliştirmesinin
temeli, ekonomik
ilişkilerini geliştirmesidir.
Türkiye'nin Balkanlar'da
Yunanistan'ı tecrit etmeye
dönük bir politika izlemesi
gerektiği yolundaki görüş
ise ciddi bir yanılgıdır.
CEMMÜZİKfAPIM
DARSOKAKLAR
GÜNİZİ
Bır ana, gokyuzn istedım senden
Xe vardı hepsım kapattm sanki
Ama bende bekleyecek sabtr kalrnadı
ıv dayanacakgüç iktidartnıza
C I K T I
Tüm plak ve kasetçilerde
CEM MÜZİK YAPIM IMC 5 Btok No:52t1 Unkapanı/IST Tel 5125438