18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
30 AĞUSTOS 1991 * * * * BtRMEKTUP Çöpderdi bitmiyor • Küçükçekmece Belediyesi'nde çalışan 1300 işçinin ücretlerinin ödenmemesi nedeniyle v 'şlattığı direniş bir ı ftadır sürmekte olup bu nedenle ilçemizin sokakları Halkalı çöplüğüne dönüşmüştür, bu durum ilçemiz halkının sağlığını tehdit etmektedir. Küçükçekmece Belediye BaşkanlığVnın bu durumdan dolayı vurdumduymaz tavnnı protesto ediyor bir an önce çözüm bulmasını istiyoruz. RAŞtTDEMtR DENİZ OTOBÜSÜ Seferlernormale döndü tSTANBUL (AA) — Deniz Otobüsleri Işletmesi'nde çalı- şan kaptan ve başmühendis- lerin, ücret azlığı gerekçesiy- le viziteye çıkarak rapor alma- ları nedeniyle yapılamayan deniz otobüsü seferleri nor- male döndü. KENTOAŞAM HURl YET/15 TELEFONLAR 32 kişinin viziteye çıka- rak rapor almaları nedeniyle, önceki gün deniz otobüsleri seferleri gerçekleştirilememiş- ti. USKUDAR Tasavvuf müzikli okul açılışı tstanbul Haber Senisi — Üs- küdar'da yaptınlan Özel Asfa İJ- kokulu ve Lisesi, 7 eylul cumar- tesi günü, Ahmet Özban ve Ta- savvuf Musikisi Korosu'nun konseri ile açılacak. Yönetim Kurulu başkanlığını Prof. Dr. Esat Coşan'ın yaptığı Asfa Eğitim Kurumları'nın, "egJtim hizmetleriue yeni bir bo- yut, yeni bir anlayış ve yeni bir kalite kazandırmayı amaçladığı" bildirildi. 1991-1992 öğretim yıb için okulun ana sınıfına, ilkokula ve ortaokul hazırhk sıruflanna öğ- renci alınacak. Okulun 91-92 öğ- retim yılı ücretleri şöyle: Ana sınıfı: 450.000r + KDV (aylık), ilkokul 1, 2, 3, 4, 5: 6.000.000r + KDV (yıllık), orta hazırük: 9.000.000r + KDV (yü- hk), öğle yemeği: 1.500.000r KDV (yıllık) Pansiyon Evci yatılı: 5.000.000- + KDV (yılhk), daimi yatılı: 6.5O0.OOOr + KDV (yılhk). İç çamaşırda Paris çizgisi tstanbul Haber Servisi — Monaco Prensi Albert'in de ortakları arasında bulunduğu Fransız Siltex iç giyim çamaşırları, Parisli hanımlardan sonra Türk Iradınlarının vücutlarıyla tanışacak. Semar İç Giyim tarafından Türkiye'ye ilk kez ithal edilen iç giyim çamaşırları koton, polyamidden üretiliyor. Ter kokulannın dışarı çıkmasını önleyen bir kumaşa sahip Siltex iç giyim çamaşırları manken Canan Mutluer'in sunduğu tanıtım toplantısında, "moda ve kalite" slogaruyla yola çıktıklarını belirten Semar yöneticileri Emrullah Maraşlıgii ile Mişel Yahni, Siltex ve daha önce ithal edilen Barbara marka iç çamaşırlarda fiyatların 300 bin ile 1 milyon lira arasında değiştiğini söylediler. (Fotograf: MUHARREM AYDIN) Çmarak iskelesi çöktü Iblcular denize döktildüKabataş-Çınarcık seferini yapan Fahri Korutürk gemisi Çınarcık iskelesine yanaştı. Halatların bağlanmasından sonra ağırlığı çekemeyen iskele çöktü. Denize düşen 29 yolcu şans eseri bölgede bulunan Sahil Güvenlik botundaki jandarmalar tarafından kurtarıldı. FARUK KIRTAY YALOVA — Çınarak iskele- si, şehir hatları işletmesine ait bir yolcu gemisinin yanaşması sırasında çöktü, denize düşen 29 yolcu bölgede bulunan Sahil Güvenlik botundaki jandarma- lar tarafından kurtarıldı. Kabataş iskelesinden 18.00' de kalkan ve Heybeliada bağlantı- lı olarak Çınarcık'a sefer yapan 700 yolcu kapasiteli Fahri Ko- nıtiirk gemisi, dün akşam 19.50 sıralannda Yalova'nın Çınarcık kasabası iskelesine yanaştı. Ge- minin halatlan iskeleye bağlan- dıktan sonra yolcular inmeye başladılar. Bir süre önce çatla- dığı ve tehlike oluşturmaya baş- ladığı kaydedilen 20 metre uzunluğundaki betonarme iske- le, geminin ağırlığını çekemeye- rek çöktü. Bu sırada iskelenin üzerinde bulunan 29 yolcu de- nize düştü. Kaza sırasında tesa- düfen bölgede bulunan Sahil GUvenlik botundaki askeri gö- revlüer, denizdeki yolculan top- layarak karaya çıkardılar. 900 kadar yolcuyu taşıdığı belirtilen gemideki diğer yolcular da ge- miden yine güvenlik botuyla ah- nıp karaya nakledildiler. Yetki- liler, 1 bayan yolcunun kaza sonrası ayakta tedavi gördüğü- nü kaydettiler. Çınarcık iskelesinin 1941 yı- lında inşa edildiği ve bugüne ka- dar geniş çaplı bir onanm çalış- ması yapılmadığı belirtildi. Çı- narcık'tan bir yetkili, iskelede çatlaklar meydana geldiğine iliş- kin bilgiler üzerine geçen hafta bir heyetin Çınarcık'a gittiğini ve "Seferin ertelenmesini gerek- tirecek ciddi bir hasar bulunma- dıgı" yolunda rapor verdiğini söyledi. Kaza uzerine Şehir Hat- lan'nın Çınarcık'a haftada üç gün yaptığı seferler de iptal edildi. • Pais Imdat: 055 •: 000 ı:056 • ZaMa MMiıttti: 527 57 00 • Meortıklar Mörtirtiji: 172 13 73 -74-75 ve 088 • ISKİanza: 068 • SAÛ.IK: Hıar Acll: 077 Sa«hk MMirW|i: 511 89 13 Cwrrtpaşa Tıp: 588 48 00 Ç * a lıp: 534 00 00 (100 hatj M a i M n Tıp: 340 01 00 Hartorpa» NMMNM: 345 46 80 Şt^JI Etfai: 131 22 09 Taktta I f t y v t a : 152 43 00 SSK %m*tf: 588 44 00 SSK OtaMftam: 121 77 77 SSK Gtateşr 358 67 60 • TMFtK: Traftk Şakt kM.: 176 24 14 (ist), 356 04 85-86 (Kadıköy) Mlge Traflk: 377 22 07 IE-5), 356 04 86 (Şeflınçı). 314 36 (BÇekmece) • THY: IçHattor 573 13 31. Dt* Hattar 574 73 00 (25 hat). Santral: 574 73 00 Rezamsytn: 574 82 00 (45hat) • DDY: SiriMCİ Otntşaa: 527 00 50 H.Paşa D M « M : 336 20 63 H.P**ı Smtral 348 80 20 • VAPUR: SaMr Hattan: 526 40 20. 144 42 33 Oenlz YolUn (AcMtt): 145 53 66. 144 25 02 149 18 96 OMİZ Otrtü»: 14S 15 58 • Mrmmouui: (Hava tafımmı öğrenme) 573 89 80 • ELEKTRİK AMZA: IstMM: 526 62 74 FaUk-TıMskato 526 62 74 ItyolİK 150 83 50 Kaiıkiy: 348 71 40 • TU: 069 HABERLERİN DEVAMI i dönüş yok SHPde yöntem sancısı (Baftarafı 1. Sayfada/ ÎBizi tanıyın" diyor. Landsber- gis'e sorduğumuz sorular ve ya- nıtları şöyle: — Mart 1990'da yapılan se- JcJmJeri, SAJUDIS Halk Cephesi £kazandı. Bunun hemen ardın- Jdan da bağımsızlıgımzı ilan et- Jtiniz. Moskova, geçen bu süre nçinde bagımsıziıktan geri adım ratmanızı isterken Batılı ulkelerin sizi tanıması da gerçekleşmedi. Şimdi tanınmava başladımz. Bu- nu neye baglıyorsunuz? LANDSBERGIS: Biz komu- nistlerden iktidan aldığımızda, bağımsızlık için kararlı bir tu- tum izleyeceğimizi söyledik ve öyle de yaptık. Geri adımı, hiç- bir zaman düşünmedik. Avrupa ve Iskandinav ülkeleri ile ABD- den, bağımsızlığımızın tanınma- sını istedik. Bu ülkelere temsil- cilerimiz gitti. Her seferinde eli boş döndük. Bize, bağımsızlık için acele ettiğimizi söyleyenier çıktı. Sovyet askerleri nedeniy- le, topraklarunızın üzerinde de- netim kuramayacağımız söylen- di. Biz bunlardan yılmadık. Za- ten bağımsızlığı, ileriye dönük b' - süreç olarak gördük. lyi ki c önemde bağımsızlık kararı ak uşız. Hem biz aynüyoruz, de- nemez. Çünkü Stalin, bağunsız- hğımızı gasp etmişti. Biz, hakkı- mızı geri almak için uğraşıyoruz. Baltık cumhuriyetlerinden son- ra bağımsızlık kararı alanlar, şu anda bu yolda geriler. Biz bu arada çeşitli anlaşmalarla eko- nomik işbirliği ımkânı da bul- duk. Kendi başımıza, Moskova- ya bağımlı kalmadan yaşayabi- leceğimizi gösterdik. Ancak tüm bu gelişmeler, bu- günlerde birbiri ardına gelen ta- mnmaları, o dönemde ortaya çı- karmadı. Şimdi neden tanınıyo- ruz? Bunun tek açıklaması var: Gorbaçov'a girişilen darbenin basansızlığa uğraması artık zor- la hiçbir yere varılamayacağını ortaya çıkardı. Bu darbe aynı za- manda kendi topraklanmız üze- rinde denetim kurabileceğimizi de gösterdi. Dünya da bunun farkında, bizim Moskova ile ar- tık bir arada yasamak istemedi- ğimiz de ortada. Direndik ve ka- zandık. Artık bağımsızız ve bundan geri donüş yok. Toprak- lanmız uzerindeki Sovyet asker- lerinin de bir an önce çekilece- ğini sanıyorum. — ABD'nin, bağımsızlık ila- nınız konusundaki cekimser tav- nnı nasıl yorumluyorsunnz? LANDSBERGIS: ABD'nin SSCB ile girdiği çeşitli bağlan- tılar var; bu nedenle cekimser davranıyor. Litvanya halkı ABD'ye kırgın. VVashington ar- tık tavnnı ortaya koymalı. Ar- tık çelişkili davranmanın gereği yok. ABD neden susuyor? Ba- ğımsızlığımızı tanıdıklannı bir an önce açıklamalıdıriar. Birçok ülke bizi tanıdığını duyurdu. Kı- sa süre içinde Vilnius'ta birçok Ulkenin temsilciliği açılacak. ABD kararını belirtsin; bu bek- Bîzi darbe kamçıladı (Baftara/ı 1. Sayfada) ve 1992 yılı içerisinde serbest se- çimler yapılmasına karar verdi. Eğer darbe yapılmasaydı, tam bağımsızlık kararını biraz daha geciktirebilirdik. Darbe, bize kamçı etkisi yaptı. Darbenin ba- şarıya ulaşamayacağı zaten ba- şından belliydi. Biz bunu çok i>i gördük, buna isterseniz fırsattan yararlanmak diyebilirsiniz. Şim- di art arda bağırnsızlığımız tanı- nıyor. Biz artık Moskova'nın bir parçası değiliz. — Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Boris Yeltsin'i Sovyeder Birligj'nin kurtanası olarak gö- ri or musanuz? SAVISAAR — Yeltsin, darbe sırasındaki çıkışıyla çok büyük bir puan topladı. Sanıyorum Moskova'da, Ukrayna'da ve özellikk Baltık cumhuriyetlerin- de Yeltsin bir kahraman olarak görülüyor. Darbenin hemen sonrasında 20 ağustos tarihinde Talin'de düzenlenen gösteride kitleler, "DUrtatöriüge hayır, de- mokrasiye evet" ve "Yeltsin bastır" şekünde bağırdılar. Yelt- sin adı Estonyahlar için çok bü- yük bir anlam taşıyor. Yeltsin, darbe öncesinde Litvanya'yı ba- ğımsız bir ülke olarak tanıdığı- nı açıklamıştı. Darbe sırasında ise Estonya'yı bağımsız bir ülke olarak tanıdı. Bu yaptıklarıaı unutmamız mümkün değil. Yelt- sin, gelişmeleri diğer Sovyet li- derlerine oranla çok daha iyi gö- rüyor. Komünizmin, sopanın hiçbir işe yaramayacağını anla- mış. Bu nedenle, Baltık cumhu- riyetlerini artık Sovyet sistemi içerisinde düşünmüyor. Bu du- rumun oluşmasında bağımsızh- ğımızı tanımamalarına karşın Batı'mn gösterdiği ilginin de et- kisi oldu. Ancak bu etki Gorba- çov üzerinde gerekli düşünceyi olu ırmamış gibi. Bu nedenîe buııûan sonra bizle ilgisi olma- masına karşın Yeltsin'i Sovyetler Birliği'nin alacağı yeni kimlikte devlet başkanı olarak göriiyo- rum. Kendisi istemese de halk onu lider olarak görmek isteye- cek ve o da olacak. — Türkiye, sizin için ne önem taşıyor? "AVISAAR — Çok açık bir nde söyleyeyim. Türkiye bü- •ir ülke, özellikle Sovyetler Birliği'nde son iki yıl içerisinde- ki gelişmelerden sonra önemi daha da arttı. Sovyetler Birliği 1 ne bağlı Türk kökenli cumhuri- yetlerde Türkiye'ye olan ilginin ve sevginin görülmemesi için kör olmak gerekiyor. Türkiye, son gelişmeleri çok iyi değerlendirip bölgenin en güçlü ülkelerinden biri olarak sivrilebüir. SSCB'nin ilerlediği yol aslında Türkiye'nin yararına. Bir düşünün, Türkçe konuşulan Sovyet cumhuriyetle- rinde Latin alfabesi kabul edil- miş. Bu geüşme Türkiye için çok büyük bir pazar oluşturur. Ve sanıyorum ki Türkiye'nin yöne- ticileri bunun farkındalar. Bizim için ise Türkiye bundan sonra Avrupa Topluluğu'na girmek için bir rakip olacak. Biz de Türkiye"de Avrupa ailesine da- hil olmak istiyoruz. Bu nedenJe Türkiye, gelecek açısından bizim için önem arz ediyor. Bence Türkiye'nin şu anda yapması ge- reken, Baltık cumhuriyetlerinin bağımsızlığını tanımasıdır. Türkiye bu konuda geç kal- mamalı. — Estonya olarak ekonomi- nizi Avrupa ile bütunJeşmek yo- lunda yeterince güçlü görüyor musunuz? SAVISAAR — Hayır, daha çok yol almamız gerekiyor. Eko- nomimizin Avrupa düzeyine çıkması bir süreç gerektiriyor. Ama şu anda önemli olan eko- nomik gelişme değil, bağımsız- liktır. Biz bu nedenJe birincil önemi bağımsızlığa veriyonız. Bundan sonra ekonomik geliş- memizi sağlayabiliriz. Bunun örneklerini de gösterdik. örne- ğin siz ülkenizi Moskova'dan te- lefonla aradığınızda saatlerce beklersiniz. Ancak Tallini'den 15 dakika içerisinde istediğiniz yer- le konuşabih'rsiniz. Bunu nasıl sağladık. Tabii ki özellikle Fin- landiya'nın bize gösterdiği ilgi ve destek nedeniyle. Iskandinav ül- keleri Baltık cumhuriyetlerine olan yakınhklarını her fırsatta gösterdiler. Estonya'nın yeniden yapılanmasında en büyük pay da bu ulkelerin olacaktır. Daha sonra da Avrupa gelecektir. Şu anda beklediğimiz, ABD'nin ba- ğımsızlığımızı bir an önce tanı- masıdır. ABD, bağımsızlığımızı tanıdığı zaman üzerimizden çok büyük yük kalkacak. leyiş burada bitsin. Bu arada sizin aracılığınızla Türkiye'ye bir mesaj göndermek istiyorum. Ankara bağımsızhğı- mızı tanısın. Nasıl olsa bu süreç başladı. Baltık cumhuriyetlerini bağımsızlığını tanıyan ulkelerin SSCB ile ilişkilerinin bozulabi- leceğini sanmıyorum. Bozulsay- dı, Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Boris Yeltsin'in Gorba- çov'la ilişkisi bozulurdu. — Yeltsin'in 29 temmuzda Litvanya ile ilgili bir anlaşma imzalayarak bağımsızlığınıza destek vermesini nasıl karşı- ladınız? LANDSBERGIS: Bay Yelt sin, gelişmeleri çok iyi değerlen- dirdi ve bağımsızlığımızın kaçı- nılmaz olduğunu gördü. Bizle imzaladığı anlasma bizi kamçı- ladı. Bu Litvanya'nın artık diğer Sovyet cumhuriyetlerinden ayrı olduğunu ortaya koydu. Litvanya'nın bağımsız bir cumhuriyet olarak diğer cumhu- riyetlerle ekonomik işbirliğini sürdürmesi kaçınılmaz. Zaten Baltık cumhuriyetleri olarak kendi aramızda daha önce bir iş- birliği anlaşması imzalamıştık. Bundan sonra diğer cumhuriyet- lerle ilişkilerimiz sürecek. Ancak biz, hiçbir biçimde yeni Sovyet sistemi içinde yer almayacağız. — Yeni Birlik Anlaşması'nın sizi de kapsayabilecegi yolunda bazı görüşler var. Konfederas- yon içinde bile olsa, SSCB için- de temsil edilmek istemez misi- nİ2? LANDSBERGIS: Kesinlikle hayır. Biz ilelebet bağımsız ka- lacağız. Bu nedenle, bağımsız bir ülke olarak egemen Sovyet cumhuriyetleriyle imzaladığınuz anlaşmalan sürdüreceğiz. Kim- se bizi belirli kurallar çerçevesin- de davranmaya zorlayamaz. Bu- na kesin olarak kararlıyız. Kon- federasyon adı altında bile olsa, Sovyet sistemi içinde olmayaca- ğız. Bazı çevrelerde ileriye sürü- len bu görüşler, aslında bizim tam bağımsızlıktan geri adım at- mamızı öngörüyor. Bu aldatma- cayı kabul etmeyeceğiz. Eğer de- mokrasiye inanılıyorsa, insanla- rın isteklerine, düşüncelerine saygı gösterilir. Litvanya, 51 yıl- dır sindiremediği Sovyet sistemi- ni istemiyor. — Özellikle ekonomi alanın- da ne yapmayı düşünüyorsu- nnz? Ydlardır ekonominiz Mos- kova'ya baglıydı. LANDSBERGIS: İlk aşama- da, ekonomimizi kendi ayakla- n üzerinde yürütebilmeyi istiyo- ruz. Bunu da yapacağız. Bağım- sızlık Uanından sonra bu konu- da İskandinav ülkelerinin yar- dımlannı gördük. Aynca yaban- cı yatınmcıları buraya gelmeye tesvik edeceğiz. Sovyetler Birli- ği ekonomisinin eskimiş tekno- lojisiyle iç içe olan Litvanya, tü- müyle yenilenecek. Bunun için de yabancı yatırımcılara büyük iş düsecek. Biz piyasa ekonomi- sini bütün kurallarıyla bu iilke- de yerleştirmek istiyoruz. Ülke- mizin nüfus dağıhmı gözönüne alındığında, bir Isviçre gibi ol- mamamız için hiçbir neden yok. Ekonomimizdeki yeniden yapı- lanma konusunda Avrupa ve is- kandinav ülkelerinin birçok tek- lifı var. Bunları değerlendiriyo- ruz. LANDSBERGIS — Ben 1.5 yılı aşkın çatışmamıza karşın, Gorbaçov'u takdir ediyorum. Kendi içinde bulunduğu durum nedeniyle haklı olduğu bazı noktalar vardı. Bir ülkeyi birlik içinde tutmak istiyordu. Biz de aynlmak istiyorduk. Gorbaçov çok uğraştı, ama bizi razı ede- medi. Aslında ayrılacağımızı çok iyi biliyordu bence. 'Beklevin' dedi, biz beklememe- yi yeğledik. Ve biz de kendi ça- pımızda haklıydık. Gorbaçov- un şu an işinin çok zor olduğu- nu biliyorum. SSCB'yi birkaç kayıpla da olsa bir arada tutma- sının artık olanaksız olduğunu düşünüyorum. Zafer(Baftarafı 1. Sayfada) Başkanı Orgeneral Doğan Gü- reş'e bir kutlama mesajı gönder- diler. Inönü, mesajmda, Atatürk ile birlikte Kurtuluş Savaşı'na ka- tılarak şehit olanları rahmetle, gazileri ise saygı ile andığını be- lirterek şöyle dedi: "Savas olasılıklanyla sık sık karşılaştığımız bu bölgede Türkiye Cumhuriyeti Silahlı Kuvvetleri'nin ülke savunma- sında 69 yıl önce gösterdiği iis- tün başannın, bugiin de banşın korunmasında en büyük güven- ce olduğunu göriiyoruz." Başbakan Mesut Yılmaz, 30 Ağustos Zafer Bayramı dolayı- sıyla yayımladığı mesajda, "Hürriyet ve bağımsızlıgı için ber tiirlii fedakâıiığı göze alan rnilletimiz, mazium milletkr için de bir ateş yakmıştır. Bu mutlu ve onuriu gün vesÜesiyle ulu ön- der Atatürk ve onun mücadele arkadaşlannın ölümsüz hatıra- lan önünde saygıyla egiliyor, şe- Utierimizi rahmet, gazüerimizi şükran ve minnetle anıyorum. Kahraman ordumuzu ve yüce milletimizj sevgi ve saygıyla selamlıyonız" dedi. DYP Genel Başkanı Demirel de Genelkurmay Başkanı Orge- neral Doğan Güreş'e gönderdi- ği mesajda şunlan kaydetti: "Kahraman Silahlı Kuvveüe- rimizin. vatanımıan bütünlügü, milletimizin bür ve bağımsızh- ğına saldıranlara verdiği büyük dersin eşsiz zaferinin yıldönü- münde, Silahlı Kuvvetlerimizin bütün mensuplanna şahsınızda tebriklerimi sunuyor, aziz sehit- lerimizi rahmet, gazüerimizi şükranla anıyorum". DSP Genel Başkanı Bulent Ecevit, bayram dolayısıyla ya- yımladığı mesajda, "Türk nlu- sunun özgüveni ve manevi gü- cü harekete geçirildiği zaman aşamayacağı hiçbir engel olma- dığı kanıtlanmıştır" dedi. (Baftara/ı 1. Sayfada) mı, önseçim mi yapılsın tartış- masını yetkili organ olan parti meclisine götürmek istedigi"ni savundu. Erdal Kalkan, Adnan Keskin, lsmail Cem gibi "Yeni Sol" içinde yer alan üyeler, önseçim gereği üzerinde dururken, oluş- turulan aday yönetmeliği aynen kabul edildi. MYK üyelerinden "YenUikçi Sol Kanat" içinde yer alan Ercan Karakaş da ön- seçim gereğine işaret ederken, "Yeni Sol"dan AH Dirtçer, kon- tenjan adaylıklarında yüzde 25 kadın kotası önerdi, öneri kabul edildi. "Yeni Sol"dan Cumhur Keskin'in "Daha önce konten- jandao seçilenler bir daba kon- tenjandan aday olmasınlar" yo- lundaki önerisi çoğunlukla red- dedildi. Bu arada MYK'nın, HEP'le yapılan görüşmelerin sonucuna bağlı olarak değişmek üzere, Bolu, Şırnak, Van, Di- yarbakır, Mardin ve Ağn ille- rinde merkez yoklamasından • yana bir eğilim taşıdığı bildiri- liyor. Istanbul gibi bazı büyük yerlerde merkez yoklaması ya- püması yolundaki görüşlerin ise MYK içinde yüksek sesle dile getirilmediği kaydediliyor. Parti meclisi toplantısından önce Yeni Sol Kanat Antalya Milletvekih' Deniz Baykal da başkanlığında bir toplantı yaparak durum de- ğerlendirmesinde bulundu. Öte yandan Genel Sekreter Yardımcısı Fikri Sağlar, kendi- sinin fstanbul'da merkez yokla- ması istediği yolundaki söylen- tiler üzerine, toplantıda Deniz- li Milletvekili Adnan Keskin ile tartıştı. Sağlar'ın parti meclisi toplantısında merkez yoklama- sı ile ilgili herhangi bir konuş- ma yapmadığı öğrenildi. Gaze- temiz baskıya girerken SHP PM toplantısı sürüyordu. SHP Ue HEP arasmda bir sü- re önce başlayan seçimlere yö- nelik "ittifak" görüşmeleri dün SHP Genel Sekreteri Hikmet Çetin ile HEP'in yöneticileri arasında sürdü. HEP'li adayla- nn SHP hstelerinden seçime gir- meleri Uzerine "iki parti ilke olarak anlaşırken" bunun nasıl gerçekleştirileceği formülleri üzerinde duruldu. Dün sabah başlayan görüş- melerde "ilkesel" olarak anla- şan iki parti hangi seçim bölge- lerinde, nasıl aday gösterileceği konusunda uzlaşma aradılar. Sağlanan bilgilere göre SHP, Güneydoğu ve Doğu bölgelerin- de güçlü olan HEP'in buralar- dan kendi listesi için aday çı- kartmasını isterken HEP'li yö- neticiler lstanbul, Ankara, Iz- mir gibi yerlerden de kontenjan talebinde bulundular. Görüşme- ler öğleden sonra da sürerken iki tarafın da bu konuda bazı sı- kıntılan olduğu öğrenildi. SHP Parti Meclisi'nde HEP ile ittifak konusu ele alınırken HEP'in Doğu ve Güneydoğu'- nun büyük bir bölümünde kon- tenjandan adaylık istediği ifade edildi. Bunun gerçekleşmesi ha- linde doğabUecek sonuçlar ve Türkiye genelindeki etkileri tar- tışıldı. Saat 15.00'te başlayıp 21.00'e kadar aralıksız süren toplantıda bu konu çeşitli bo- yutlanyla ele ahndı. 21.00-23.00 saatleri arasında verilen yemek molası sırasında Genel Sekreter Çetin, HEP'li komisyon üyele- riyle bir kez daha bir araya gel- di. PM toplantısına saat 23.00'ten itibaren Çetin'in getir- diği bilgiler etrafında yapılan değerlendirmelerle devam edil- di. Çetin, gazetecilerin konuya ilişkin sorusu üzerine, "Görüş- melerimiz sürüyor. Kesin bir şey yok. Ancak sonuçtan umutlu- yum. HEP'li arkadaşlarımız partilerinden istifa ederek SHP'ye katılacaklar. Artık bu- nun dönüşü yok. Merkez yok- lamasıyla aday gösterilecekler. Umutluyum, bize kararlannı bildirecekler" dedi. Çetin, işbir- liğinin sağlanması halinde yüz- de 10 olan merkez yoklaması oranının arttınlabileceğini ve buna göre de tüzük değişikliği- nin gündeme gelebileceğini de soru üzerine sözlerine ekledi. UZMAN YARDIMCISI ALINACAKTIR Atatürk Kultur, Di! ve Tarıh Yuksek Kurumu ve bağlı kuruluşları- nın 8., 9 derecelı L'zman Y'ardımcısı kadrolarına en az 4 yıllık yüksek- oğretım kurumlannın aşağıda belirtilen bolum mezunlarından. pa- rantez içinde gosterılen sayılarda, sınavla eleman alınacaktır Atatürk Araştırma Merkezi Ingiliz Dili ve Edebiyatı (1) Turk Dili ve Edebiyatı (I) Tarıh (1) Turk Dılı ve Edebiyatı (4) veva Basın Yayın Rus Dili ve Edebiyatı Bulgar Dılı ve Edebıyatı Coğrafva Tarıh Turk Dili ve Edebiyatı Muzik Turk Dıl Kurumu Turk Tanh Kurumu Ataıurk Kultur Merkezi TRT açık oturum için talimat bekliyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)— Basbakan Mesut Yılmaz'ın yeşil ışık yakması üzerine hderlerin katılacağı bir açıkoturum >-apmak uzere ha- rekete geçen TRT Haber Dai- resi, Genel Müdür Kerim Ay- dın Erdem'in talimatını bekli- yor. Konunun, pazartesi günü kesinlik kazanacağı bildirildi. Programın gerçekleşmesi du- rumunda ANAP h'deri Yılmaz, SHP Genel Başkanı Erdal Inö- nü ve DYP Genel Başkanı Sü- leyman Demirel ile TV ekra- nında karşı karşıya gelecek. Haber Dairesi Başkanı Yar- dımcısı Şahap Alp, liderlerin katılacağı bir açık oturum programı hazırlamaya istekli olduklannı, bunun için Genel Müdür Erdem'in talimatını beklediklerini söyledi. Konu- nun önümüzdeki pazartesi gü- nü açıkhğa kavuşacağını söy- leyen Alp, ekranda yalnızca TBMM'de grubu bulunan üç siyasi partinin h'derinin tartışıl- masının düşünüldüğünü kay- detti. Alp, parlamento dışında- ki parti liderlerinin açıkotu- rum programıyla ekrana çıka- nlamayacağını bildirdi. Lider- lerin tek bir açıkoturumda karşı karşıya gelmesini düşün- düklerini sözlerine ekledi. AR-^NACAK ŞARTLAR 1. Devlet Memurları Kanunu'nun 48. maddesinde belirtilen genel nıtelikleri taşımak, 2. Sınav tarihinde 30 yaşını doldurmamış olmak, 3. Turk Dıl Kurumu'na Turk Dili ve Edebiyatı dalında başvuracak ada\lar için Osmanlıca bilmek gerekmektedir. 4. Yabancı dil ve >uksek Iısans tercıh sebebidır SINAVLAR Yukarıda belirtilen oğrenim dallarıyla ilgili konulara ılave olarak "Kadrolu Lzmanlık Yonetmelıği"nde belırlenen konularda yapılacaktır Sınavlar vazılı ve sozlu olmak uzere iki aşamalıdır Yazılıda başarılı olanlar mulakata cagrılır. BAŞVURU Smava katılacaklar: sınavına girmek istedikleri bağlı kuruluşu belırtir dılekçelerıne aşağıdaki belgeleri de ekleyerek "Aıaturk Kultur. Dil ve Tarıh Yuksek Kurumu Atatürk Bulvarı 217 Kavaklıdere/ANKARA adresine şahsen veya posta ile başvuracaklardır. Nufus cuzdan aslı veya onaylı orneji. yuksekoğrenim dıploması aslı veva noterden onaylı orneği, ozgeçmışı, dort adet vesıkalık fotograf. Sınavı kazananlardan ayrıca, askerlik gorevini yaptığını ve>a sına\ tarihinde ertelenmiş olduğunu gösterır belge, saveıhktan alınacak iyi durum belgesi, tam teşekkullu bir hastaneden alınacak sağiık raporu istenir. Son başvuru 30 Eylul 1991 pazartesi saat I8 00'e kadardır. Postadaki gecikmeler dıkkate alınmayacaktır. Adaylara fotoğraflı "sınava ginş belgesi" gonderilecek, ginş belgesi olmaksızın sınava kaıılınamayacaktır Sınav tarıhi ve yeri, sınava ginş belgelerınde belırtılecektir Sonuçlar yuksek kurum ve bağlı kuruluşlarında asılı olarak duyurulacaktır. Yuksek Kurum L'zman Yardımcılığına alınac3k olanlar, bağiı kuruluşlar L'zman Yardımcılığını kazananlar arasından Yuksek Kurumca seçilecektir. GOZLEM UGUR MUMCU (Baftarafı 1. Sayfada) Bu koşullara bir de devlet baskısını ekleyin. Doğu ve Güneydoğu insanı, ağaların, çağdışı şıh ve şeyh- lerin baskısı altında yaşıyor. Birçok seçimde dınsel tarikat- lar, aşiretler ve aşiret reisleri egemen oldu, bugün de olacak! Ağa, şıh ve şeyh baskısı... Terör korkusu... Devlet baskısı... Bu koşullarda ve bu ortamda kullanılan oylar "serbestçe" kullanılmış sayılabilir mi? Doğu ve Güneydoğu'da adaylar nasıl propaganda yapa- caklar? Kürtçe konuştukları zaman ne olacak? Bugünkü Siyasal Partiler Yasası, "Türkiye/de azınlık vardır" diyen partinin temelli kapatılacağını öngörüyor. Terör ile Mü- cadele Yasası siyasal içerikli Kürtçe konuşmalara hapis ce- zaları getiriyor. Aday Kürtçe tonuşsa /akasına devlet yapışacak... Konuşmasa PKK terörüne hedef olacak! PKK, adayları yönlendirmek için açık ya da kapalı her yolu deneyecek. Böyle bir ortamda seçime "serbest seçim" denebilir mi? Sosyalist Birlik Partisi, bu kaygı ile yola çıkıyor ve şu öne- riyi getiriyor: — SBP Paris Şartı 1. ek belgesinde yer alan gözlemci is- teme hakkına dayanarak ilan edilmemiş bir savaş ortamının yaşanchğı, olağanüstü hal hükümlerinin uygulandığı Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde özgür, adil, serbest seçimlerya- pılamayacağı kaygısıyla gözlemci isteminde bulunacaktır. SBP, gözleminde haklıdır; hiç kuşku yok, Doğu ve Gü- neydoğu'da yapılacak seçimler "serbest seçim" sayılamaz. Ancak partinin önerdiği "gözlemci" ısteme önerisi de be- nimsenemez. Paris Şartı'nın Ek 1-777. maddesi şöyledir: — Yasalann ve kamu politikasının, siyasal kampanyala- rm, herhangi bir idari faaliyet, siddet ve yıldırma yoluyla aday- ların ve partilerin fikirlerini ve niteliklerini serbestçe beyan et- mekten alıkonamayacağını veya seçmenlerin bunlar hakkın- da bilgi edinmelerinin ve tartışma konusu yapmalannın ve- ya oylarını cezalandırma korkusu olmadan serbestçe kullan- malarının engellenemeyeceği adil ve özgür bir ortamda sür- dürülmesi yönünde çalışmalannı sağlayacaklar. Devlet bu ortamı sağlamazsa ne olacak? Gözlemci istenecek... Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Konferansı'na üye herhangi bir devletten ya da ilgili özel kurum ve örgütten gözlemci- ler gelip seçimlerin baskı altında yapılıp yapılmadığını in- celeyecekler. Paris Şartı'nın Ek 1/6. maddesinde bu anlaşmaya imza koyan devletlerin demokratik düzeni terör örgütlerine karşı koruma yükümlülükJerinden de söz edilir. PKK bir terör örgütü müdür?, Evet, bir terör örgütüdür. Bu terör örgütü, Paris Şartı'na imza koyan Almanya, Fran- sa, İngiltere, İsveç ve isviçre gibi devletlerin topraklarında da örgütlenmiyor mu? Evet, örgütleniyor. O zaman bu ülkeler Paris Şartı'nın bu maddesine aykırı davranıyorlar demektir. Peki bu ülkeleri kim denetleyecek? Bu ülkelere hangi dev- letlerden "gözlemci" gönderilecektir? PKK terörü çok yönlü ve karmaşık yapıda bir olavdır. PKK terörünün desteği de Batfdadır. Böylesine duyarlı ve karmaşık bir konuda kim kime "gözlemci" gönderecek? Kim kimi ne için denetleyecektir? Böyle bir çağrıda bulunan SBP, "bağımsız Türkiye"üen nasıl söz edebilecektir? Demokratik toplumlar, siyasal erginliklerini kanıtlayan top- lumlardır. Bu toplumlarda demokrasinin güvencesi halkın kendisidir. Bu erginliği kanıtlamayan toplumlarda bir değil, bin kez seçim yapsanız sonuç değişmez. Seçimlerde Batı'dan "gözlemci" çağırmak da sosyalist- lere yakışmaz! Fethiye 15eylülde4 NadirNadi Günü' düzenleniyorI r f l f t T^ /m M~M T A l A 14^* __ m_ • 1 •• " ^ İZMİR/MUGLA (Cumhuri- yet) — Muğla, Fethiye ve İzmir belediyeleri, gazetemiz sahibi ve başyazarı Nadir Nadi'nin anısı- m yaşatmaya yönelik çalışmala- nnı sürdürüyor. Fethiye Beledi- yesi, 15 eylülde "Nadir Nadi Günü" düzenliyor. tzmir Anakent Belediyesi, Be- lediye Meclisi'nce "Yılın AUtürkçüsü" seçilen Nadir Na- di'nin adının verildiği bulvara konulmak üzere bir büst yaptı- rıyor. Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim Fakültesi'ne yaptınlan büstün kısa sürede tamamlana- rak Nadir Nadi Bulvan'nda ay- rılan yere konulacağı belirtiliyor. Anakent Belediyesi Tarutım- TV Birimi, "Nadir Nadi Ara- mızda..." başhklı bir gazete ya- yımladı. 6 sayfa olarak hazırla- nan ve 5 bin tane bastırılan ga- zete, Uluslararası Izmir Fuan'n- da yurttaşlara dağıtıldı. Gazete- de, Nadir Nadi'nin fotoğrafları, yasamoyküsü ve onun ardından hakkında yayımlanan çeşitli ya- zılar yer aldı. Fethiye Belediyesi 15 eylülde "Nadir Nadi Günü" düzenleme- ye hazırlanıyor. Nadi'nin Fethiye-Kayaköylü olduğunu be- ürten Belediye Başkanı Özer Ol- gun, "En büyük hemşerimiz için ne yapsak azdır. Adına yap- tırdığımız parkı da 15 eylül gü- nü törenle acacagız" dedi. Ol- gun, "Nadir Nadi Günü"nde Sami Karaören, Oktay Akbal ile tlhan Selçuk'un da katılacakla- rı söyleşi düzenleneceğini söyle- di. Muğla'daki çevreciler, Nadir Nadi'nin adının doğum yeri olan Kayaköy'de bir taş sokağa verihnesini önerdiler. Bu arada Muğla Belediyesi'nin Abdi Ipek- çi Caddesi üzerinde düzenlenen parka Nadir Nadi'nin adını ve- receği ve bir büstünün parka ko- nulacağı öğrenildi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear