18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
24 AĞUSTOS 1991 HABERLER CUMHURtYET/3 Nadir Nadi'nin ardından... Nadir Nadi bir sanatçıydı Zaman zaman garip bir ikilemı yasanm. Kitaplarını okuduğum insanlarla karşılaştığımda, metın'ın cansızlığıyla, onlann etten kemikten varlığı kafamda birleşmeye başlar. Gun gelır uyuşur, gun gelir kavga çıkar. Nadir Nadi benim için birinci ture giren yazarlardandı. Kişıliği ile yazdıklan, biıbiri ustüne otururdu. Gazete yazarkğının birinci kuralı, çok kişı tarafından anlaşılmaktır. tşın gızi burada duğumleniyor. Niteliği duşurmeden, söyleyeceğmi alt duzeye indirmeden, bu anlaşılmayı sağlamak. Nadir Nadi'nin gazete yazılannı bu özelliğinden ötüru sevdim. Ya muzik yazıları? O, muzik eleştirmenliğinden, alçakgönüllulukle kaçıp bir muzik tutkunu tavrını korumayı ısterdı. Uzun cumlelerin, okuyanı duğum çözmeye iten zorluğu yerine, kısa cumleleri yeğlerdi. tlk satırda rıtmını yakaladığınız anda -kı yakalayamadıysanız kabahat sizindir- yazıyı sonuna kadar okurdunuz. Anladığını, bildığini yazmanın neüiğını taşırdı. Şöyle mi, böyle mi kuşkusu, satır aralanna bıle sızamazdı. Anılan, denemeleri; gazete yazılarının duruluğuna bir de çağnşımlann eklenmesiyle zenginleşirdi. 'Sokakta Gürülrtı Var'ın yeniden basımı uzerine, onu radyoda konuşması ıçın çok zor ikna etmiştim. 'Sokaku Günıltu Var\ o zaman da söylemiştim, bana bir deneme ustasının kalem tadını vermiştı. Çok önemli olaylann tanığı, Nadir Nadi'nin anıları 'Perde Aralıgından' tefnka edilmeye başladığında, anı yazarken içten davranmamn gereğini bir kez daha anlamıştım. Böburlenmiyordu, kendini övmuyordu. Yazının girişinde söz ettim. Nadir Nadi'yı tanıyanlar; onun bilir bilmezliğini (tecahul-u ârifane) çok geç anladıklannı kendilerıne itiraf etmişlerdır. Çok iyi bildiği bir konuda, sayıklamalarıruzı dinleme inceliğim gösterır, sonunda karnenize bir not duşer. Dinlemez gibi görunduğü nıce konuda, nice yıllar sonra nasıl berrak yorumlar yaptığına tanıklık edince o zaman şaşırma sırası size gelirdi. Anılannda, 'Dostom Mozart'ta, 'Ben Atatürkçü DegHim'de bizim yazı dunyamızın çok gereksinim duyduğu, eşsiz incelikte bir mizahı vardır. Olaylann gerçekliğinden, yaşanmışlığından gelen mizahın boyutunu, onu yalnız okuyanlar değil, okuyup tanıyanlar çok daha iyi fark ederler bence. Anı edebiyatı, bence türlenn en zorudur. Doğruyu yazamazsınız, anılann ne inandıncılığı kalır, ne de okuma gücü. Yaşamı ciddiye almak için onunla alay edebüme gücunü kendınızde bulmanız gerekir, Nadir Nadi buluyordu. Aslında onda kavramlar kesin çizgilerle birbirinden aynlmıştı. Yazılarında hep onu saptadım. Ara GiUer'ın çektiği fotoğrafları gördurn. Fotoğraflar; yaşamı inançların ışığında algılayan, ama onu çocuksu gözden değerlendiren bir sanatçı kimliğini yansıtıyordu. Onun için de sahte fikirlere, sahte ciddiyetlere güler geçerdi. Sahi ben neden Nadir Bey"i bu kadar çok severdim? Çunku o bir sanatçıydı. Duyarlığından öfkesine, sevinçlerinden reddedişlerine kadar. DOGAN HI2LAN Gülegüle Nadir ağabey Her fanının gıdeceğı ebediyete sizi acılar içinde uğurlarken tatlı arular gözümun önunden sınema şeridi gibi gelip geçti. Tam 41 yıl olmuş ama daha dun gibi. | Biz ve siz hep övünürdük. Fethıye'nin ilk parlamenteri diye. Gerçekten siz Fethiye'nin çok partili sisteme geçtikten sonrakı ilk temsilcisiydinız. 1950 seçiminden önce Fethiyeliler sizi Göçek'e kadar uzanan araba konvoyu ile karşılamışlardı. O zamanm adayları merhum Zeyyat Mandalincı, merhum Samet Ağaoğlu ve merhum Cemal Hünal konuşmuşlar ve Fethiyeli olarak son jnuşmacı siz kürsüye çıkmıştınız. Heyecan ve coşku içinde kursuden inerken "Orruvar Fethiyeliler" demiştiniz. Siz Fethiye'yı unuunadınız. Her fu-satta Fethiye'den söz ederdiniz. Son zamanlarda rahatsızlığıruz anmıştı. Bir ziyaretimde ısrarla "Beııi Fethiye'ye goturünuz" demiştiniz. Ben de "Siz isterseniz kendi kullandığım arabayla gider geliriz" cevabını vermiştım. Sözumde duramadım, kabahatliyim biliyorum. Sonbaharda bu arzunuzu gerçekleştirebilme çarelen ararken aa haber geldi. Kader böyleymiş demek. Bir gerçek daha var Nadir Ağabey. Tabutunuza el sürmeİc için kimler geldi biliyor musunuz? Ne kadar da seveniniz varmış. Babanız, anneniz ve kardeşlerinizin yanına teslim ederken, ancak bize "güle güle" demek düşuyor. Nur içinde yat. ALİ ABAL1 I Cumhuriye! Nadir Nadi fotografideki yaşında. Her şey tarib içinde donup kalmış. Duyulan yalnızca kemanımn sesi... Kemanı duyuyor musunuz? REFİK DURBAŞ Kış güneşi arka bahçedeki palmiye dallarından rengini nice nizgârların kararttığı tahtaların yüzüne vurmuş, oradan da kemaıun tellerine. "Keman SokağT'nda keman çalıyor Nadir Nadi. Belki "Dostu Mozart"tan bir parça çalıyor, ama sözlerini Nâznn Hikmet'in yazdığı bir şiir de neden olmasın? "Kırmızı san yeşil balonlarda çocuk çıglıklanyla guneş/gokyüzu mavi ışıklanyla/kim derdi ki hikâyem böyle biter." Anı Güler'in bu fotografisinde kırmızı, san, yeşil balonlar çıkmamış, çığlıkları da duyulmuyor çocuklarm. Gökyüzünün mavi ışıkları kaldınm taşlan uzerine düşmüş oysa. Ve güneş Nadir Nadi'nin ağaran saçlarımn beyazında. "Keman Sokagı" Istanbul'un hangi köşesinde adresi bilinmez bir sokak olarak yaşamım surdürmektedir? Fotoğrafın ön yüzünde kendi adından başka bir bilgi edinmek ne mümkun? İstanbul içre yeri yurdu belli olmasa da tarihi okunabilir "Keman SokagT'nm. Yuzleri aşınmış kaldınm taşlannın tarihi, duvarlann yanaklarında açmış papatyalann tarihi, camlanna toz toprağın yuva kurduğu pencerelerin tarihi... Ya fotografînin arka ytizü?.. Arnavutköy, 15 Şubat 1982. Nadir Nadi 75 yaşında olmalı. Ölümun elinin parmaklarının ucuna değmesine daha yıllar var. Sağındaki kız çocuğu belki henüz gelinÜk çağına gehnıştir, ama kapı aralıgından bakan, çoluk çocuğa kanşmıştır bile. Çocuklar niye hep fotografilerde güler yüzle çıkarlar? Yaşı yedi, ister yetmiş yedi olsun, işte beş çocuk. Yanaklarından dudaklanmn kıvrımına değen o unutulmaz güluşüyle Nadir Nadi'nin o çocuklardan ne farkı var? Ama aynı zamanda kış güneşinin gölgesi düşmüş yuzüyle bir tarihin de simgesi değil mi? Melih Cevdet'in şiiriyle söylersek "Bulayun kendi ısıgımı" der gibi... Ahmet Muhip'çe "Bütün bunlar aşkın guzelligiyledir" der gibi... Bebçet Necatigfi"ce "Ne kalıyor geriye, yüzyıllardan" der gibi... 12 Eylül olalı kaç yıl olmuş? Dünya ve Türkiye'nin hali nicedir? Insan keman çalarak da baskıya, zulme, karanlığa niye direniş bayrağı olmasın? Kemanın yayını tutan parmaklar biraz sonra bir kalemin sıcaklığıyla niye aydınhğın kapılanm aralamasın? Arnavutköy, 15 Şubat 1982. Nadir Nadi "Keman SokagV'nda keman çalıyor. Yıllar geçmiş çocuklar hıç büyümemiş, papatyalar hiç solmamış, palmiye yeşilinden hiçbir şey kaybetmemiş... Nadir Nadi şimdi bile fotografide görunduğü yaşında. Guneş de o tarihteki yaşında, ayakuçlan görunen gökyuzü de, sureti kararmış evler ve aydınlığa demir atmış kaldınm taşlan da... Fotoğraf öylece kahyor kendi tarihinde. Bir keman sesi, yalnızca bir keman sesi duyuluyor... Siz de o sesi duymuyor musunuz? >i ka> bottîk kaps>«rıBEçyazanrmzyann toprağa«riByoc Nadir >adi\ 83yasmdıdûntsunbuTdagûdennı yaşama &Z«0RlQ6E ÇAÖDAÇllfiA S A D A N A N Odayla bütünleşen kişilik Bazı mekânlar vardır. tçindeki nesnelerle; masalarla koltuklarla, vazolarla, avizelerle karakten özdeşleşmiştir. Öteki kimi yerlerde ise nesnelerin belirleyici özelliği yoktur. Mekân, içinde yaşayanın kimliğiyle butunleşmiştir. Nadir Bey'in Cumhuriyet'teki odasmda bu hamurlaşmayı, bu kişilik kucaklaşmasını çok derinden duyumsardınız. Nesnelerin renklerı ve geometrileri belli ki belırli bir beğeniyle seçilmiş, zamanında ve sonraki yenilemelerde. Ama sadelik önde gelerek. Kır saçlı, yakışıklı, zarif bır yaşh adam dolaşıyor aralannda. Tümüyle güngörmüş, ferahlatıa bir mekânsal bütünleşme. Koltuğunuzda rahatsınız ve yaşh adam akıllı, kararh, coşkulu şeyler söyluyor. Esprilerle suslenmış tertemiz bir dille. Nadir Bey'in odasmda kötu bır renk uyumuna herhalde hiçbir zaman rastlanmamıştır. Ahmakça bir laf hiç edilmemiştir. Kötü bir espri hiç yapılmamıştır. Hiçbir çirkinlik ortalıkta dolaşamamıştır. Ve en önemlisi coşku hiç eksik olmamıştır. Bana hep böyle gelirdi. Herhalde de hep öyleydi. Ben Cumhuriyet camiasının ve Nadir Bey'in yakın çevresinde surekli bulunmadım aslında. Ancak yirmi yıla yakındır kıvançla, onurla taşıdığım "Cumhuriyet'in zaman zaman yazan olma" eükeüm, beni kimi dönemlerde binaya epey sıkça getırip göturmuştür. 1975'ten bu yana da o tılsımlı odaya girip çıkmalanm olmuştur. En sonuncusu beş yıl önceye rastlamak üzere. öte yandan adam vardır, iyi eğitilmıştır. Dunya bilir. Tatlı anlatır. Belleği zindedir. Eskileri eksiksiz hatırlar. A C E H C E F R A M C E P R E S S Büyük kayıp Saym Nadir Nadi'nin ölumünu büyuk bir teessüTİe öğrenmış bulunmaktayım. Onun ölümuyle, Turk basını ve uluslararası gazetecılık camıası en önemli şahsiyetlerinden birini kaybettı. Butun arkadaşlarım ve kendi adıma Cumhuriyet'e ve ailesine başsağlığı dilerim. CLAUDE MOISY AFP Genel Müdurii. Olayların ön, arka, yan bağlantılarını iyi kurar; yorumunu sağlam yapar. Kendisini dinlemek buyuk bir keyif operasyonudur. Sayılan gittikçe azalan sevünli vak'anüvislerden biridir bu kişi. Ancak tükenmek uzere olan bir adam türu daha vardır. Bu adam sadece yorum, sentez ve tatlı anlatımın müellifi değildir. Olayı yaratır. Tarihi biçimlendirir. Bu adam bazen başkaldındır. Bazen tarih dersidir. Kimi zaman toplumsal bir direnmedir. Vatan hainlerine ikazdır. Kuvayıyecı Yunus Bey'in oğlu Nadir Bey'dir işte bu adam. Bir güzel keman çalmayacak. Bir tılsımlı oda boş kalacak. Ve "dur" diyebüen son gur seslerden biri duyulmayacak artık. Çok çok buyuk bir kayıptır bu. Butun yurtseverlerin başı sağolsun. ERHAN KARAESMEN Samatyada 'Nadir Nadi Parkı' açıldıHaber Merkezi — Gazetemizin sahibı ve Başyazanmız Nadk Nadi'nin ölumu dolayısıyla eşi Berin Nadi ile gazetemizin yö- neticilerine başsağlığı mesajlan gelmeye devam ediyor. Bu ara- da Fatih Belediyesı'nin, Başyazanmızın adını verdigi "Nadir Nadi Parkı" dun duzenlenen törenle açıldı. Fatih Belediye Başkanı Dr. Yusuf Gunaydın, belediye baş- kan yardımcüarı, muhtarlar ve çevre halkının katıldıgı açüış- ta bir konuşma yaparak, "Fatih halkı, Nadir Nadi'ye kucak açmaktan, onun adını ve varlıgını sonsuza kadar yaşatmak- tan onur duymaktadır" dedi. tstanbul Haber Servisi'nin haberine göre Samatya, Koca- mustafapaşa Mahallesi, Kennedy Caddesi üzerindekı yeşil alanda, yenı çevre duzenlemesiyle oluştunılan parka "Fatih Beiediyesi Nadir Nadi Parkı" tabelası çakıldı. Fatih Belediye Başkanı Dr. Yusuf Gunaydın burada yaptığı konuşmada şun- ları söyledi: "Türk basın tarihi, ulusai kurtuluş mucadelesini yazarken Nadi soyadını da Cumhuri>etimizin kuruluşunda yer alan Yu- nus Nadi'yle birlikte >e onun 83 yaşında aramızdan ayrılan oglu Nadir Nadi'yle biriikte anacaktır. Llnsallıgımm, vaU- nımızı, bayragınuzı ve varoluşumuzu dunden bngünJere, can- ianyla, kanlanyia taşıyanlar gibi genc Cumburiyet'in, sonsuza kadar yaşaülması konusunda, atalanmızın bıraktıgı mirası, kakmiyte, onuriu yaşamıyla, Atatnrk'e ve Atatürkcnlüge olan sonsuz baglılığıyla, Turk gençliğine, babasuun kurdugn, an- cak kendisinin bugunlere %e yannlara taşıdığı Cumhuriyet ga- zetesiyle birlikte, eşsiz insan Nadir Nadi, burada adını bay- rak yaptıgı, yaşamım adadtgı Turk gençligi tarafından anıia- caktır. " "Nadir Nadi ParkTnın açüışında TRT ekıbı tarafından Dr. Yusuf Gunay- dın ile yapılan röponaj ve alı- nan park gö- rüntülerinın T V l ' d e k i "Gun Başlı- yor" adh prog- ramda yayım- lanacağı bildi- rildi. Mesajlar Devlet Ba- kanlan Musta- fa Taşar, Eyup Cenap Giılpı- nar, Federal Almanya Cumhuriyeti Başkonsolosu Dr. Miıller Chorus, Basın Sözcüsü Gab- rielaGoeUİJ,2 Ordu Komuta- nı Orgeneral Kemal Yavuz, Amerikan Ba- suı ve Kültur Merkezi Mu- dürü Harriet L. FJam gön- derdiklen me- sajlarla başsağ- lığı dileğınde bulundular. Başkonsolos Dr. Müller Chorus, mesa- jında, "Ölü- müyle yalnız Türk basuu ör- nek bir şahsi- yetini kaybet- medi, aynı za- manda Türk nlusu da de- mokrasiye gö- nüMen inanmış olan en buyuk savonuculann- dan birini ve başından beri Türk Cumhu- riyeti'nin ve Atatürkçü cumhuriyet düşnncesinin sarsılmaz sü- tnnlarmdan bi- risini de ka>- betmiş oldu. Kendisi de ba- bası gibi Cum- hnriyet gazete- sinin bir simge- si olacaktır. En Nadir Nadi 1980 Fotograflar: ARA GÜLER derin taziyeüerimin kabulünü rica ederim" dedi. KKTC'deki Toplumcu Kurtuluş Partisi Genel Başkanı Mus- tafa Alona, Diyarbakır Milletvekili Fuat Atalay, Ankara Mil- letvekili Eşref Erdem, Zonguldak Milletvekili Veysel Atasoy, SHP MYK üyesi Korel Göymen, DPT Müsteşan Ali Tigrel, Eskişehir Valisi Bahaeddin Güney de gazetemıze başsağüğı di- leklerini ileten birer mesaj gönderdiler. Nadir Nadi'nin eşi Berin Nadi ile gazetemizin yöneticileri- ne başsağlığı mesajı gönderen kamu kurum ve kuruluşlanmn, çeşitli meslek örgutlerinin, çeşitli kuruluşlann ve sendikala- nn yöneticileri ile ışadamlan ve öğretim uyeleri şunlar: İstanbul Universitesi Rektöru Cem'i Demkoglu, Basın Yayın Yükse- kokulu Müdürü Tayfun Akgttner, Tekel Genel Mudurii Mus- tafa Guçlu, USAŞ Yurutme Komitesi Başkanı Tom Hertel, Gençlik ve Spor Genel Müduru Tevfik Sarpkaya. İstanbul Defterdan Zekeriya Temizel, Izmır ll Mudurü Bahri Vreska- la, Genel Sağlık-lş Sendıkası Genel Başkam Butent Dgaz, Eğit- Sen Genel Başkanı tsmet Aktaş, Turk Eğitim Vakfı Genel Mu- duru Doğan Kasaroglu, Turkiye Şoförler ve Otomobılciler Fe- derasyonu Genel Başkanı Derviş Günday, Esnaf ve Sanatkâr- lar Odalan Birlıği Başkanvekili Temel Çorub, Genel Sekre- ter Irfan Bozkort, Türk Mühendis ve Mimar Odalan Birliğı Makıne Muhendisleri Odası Yönetim Kurulu, lzmir Fuan Ge- nel Mudurü Selami Gürgüç, İstanbul Sağlık Müdürü Temel Dagoğlu, İstanbul Eczacı Odası Başkanı Mehmet Domaç. Eskişehir-Bikcik Tabipler Odası Başkanı Necdet Özsal, tstan- bul Umumi Pazarcılar Odası Başkam Ceyhan Akkaş, Mühen- disler Odası Denizli Temsilcüiği, Garanti Bankası Genel Mü- dürü Alun Öngör, Vakko Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Cem Hakko, Izmır Buyukşehır Beiediyesi Basın Halk- la llişkiler Daıre Başkanı Atilla Sertel, Sheraton Voyager Halk- la llişkiler Mudurü Ümit Tunçag, SHP'nin Zonguldak mer- kez, Aliağa ve Karamürsel ilçe örgütleri, Sapanca Belediye Başkanı Osman Nnri Erdogan, İnsan Haklan Derneği Onur Kurulu Üyesı Alpaslan Berktay, Emekli Buyukelçi Mahmnt Dikerdem, Gazi Universitesi tktisadi ve Idari Bilimler Fakul- tesi öğretim uyelerinden Prof. Dr. Mustafa Altmtaş, İTÜ Ma- den Fakültesi öğretim üyesi Ergun Adıoglu, l.U. Eczaahk Fa- kultesi öğretim uyesi Prof. Dr. Ayhan Ulnbelen, Prof. Dr. Hakkı Keskin, Nukleer Savaşın önlenmesi İçin Hekimler Der- neği Genel Yönetraeni Attila Aşut da gazetemize birer mesaj göndererek başsağlığı dileğinde bulundular.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear