18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/10 PAZAR YAZILARI 7NİSAN1991 Turkıi'dan Festivaller ve müzeler kenti1812 yıhna kadar Finlandiya'ya başkentlik yapan bu kent, bir açık hava müzesi görünümünde. 800 yıllık Turku Şatosu ile 690 yıllık katedralin yanı sıra, ünlü kompozitör Sibelius'un anısma yaptırılan Sibelius Müzesi de ayrı bir renk katıyor kente. OSMAN NURİ MERCAN TURKU — Iki buçuk saatlik Helsinki - Turku tren yolculu- ğundan sonra vardık bu eski başkente. 1812 yıhna kadar Fin- landiya'ya başkentlik yapan bu kent, tsveç - Rus savaşından sonra yerini Helsinki'ye bırak- mış. O zamanki Rus imparato- ru Birinci Alexander, yine o za- manki Rusya'nın başkenti Pe- tersburg'a (şimdiki Leningrad) yakın olsun diye başkenti Hel- sinki'ye taşımış. Bu, Turku ken- tini o kadar çok uzmüş olmalı ki 15 yıl »onra kentin simgesi olan 2500 adet tahta ev Iskan- dınavya tarihindeki en büyük yangında yok olup gitmiş. Turku, 150.000 civanndaki nüfusuna karşın iki universite ve çok sayıda öbiir yükseköğrenim kurumlarının bulunduğu bir öğ- renci kenti. Üniversitelerden biri tamamen lsveç dili ile eğitim ya- pıyor. Finlandiya'da % 7 ora- nında İsveç dilini konuşan halk olmasına karşın Fince ve İsveç- ce iki resmi dil olarak kullanıl- makta, sokak adları ve tum res- Budapeşte'den lCazı- Kazan'lı yaşam MEHMET MESTCİ Macarlar bir sabah uyandılar, şehrin çeşitli yerlerinde "kazı- kazan" satan gençlerin etrafın- da toplandılar. Ne boyle bir şey duymuş ne de görmuşlerdi. Gençlerin çığırtkan sesleriyle gittikçe buyüyen çemberde Bond çantalı, hafiye şapkalı isa- damlanndan yaşlı kadınlara, öğrencilerden tezgâhtar kızlara dek çeşitli yasta ve iş grubunda insanlar yeni tanıştıklan gri renkli kazı-kazan kartlanna me- rakla baktılar. Birçoğu heyecan- lıydı. Nasıl oynayacağını soran- lara "kazıyacaksınız" cevabı veren çığırtkan satıcıların başla- rını kaşımaya vakitleri olmadı. Evet, şiddetle esen dzgürluk ruzgârlan ve dışa açılma birçok yenilik yanında talih oyunlan- nın en "masumu" kazı-kazana da şans tanıdı. Boyle bir yenili- ği beklemeyen Macarlar hem kartların ucuz olması hem de eninde sonunda para vaat etme- si nedeniyle kazı kazana ilk za- manlar anormal bir ilgi ve sev- gi gosterdiler. Macar parasıyla 20 forint (yaklaşık 700 TL) eden kartların buradaki ismi "Ame- rikan Talih Oyunu". Üzerlerın- de Cadillac marka bir araba ve Amerikan bayraklı Sam Amca şapkası bulunan kartların vaat ettıği oduller bizdeki gibi kuçük rakamlardan milyonlara çıkı- yor. Zengin olmaktan çok yeni- İiği tatma amacı besleyen Ma- carlar kazı kazan satıcılanna ka- zandırdıkları göz ardı edileme- yecek paralar yüzunden "satış elemanlarının" bir anda çoğal- masma sebep oldular. Daha çok müşterı çekmek için "Sam Amca" şapkalarıyla istasyon- larda, meydanlarda boy göste- ren satıcıların oniuklerinden içe- ri duşen her demir yirmilik bun- ların keyfine keyif kattı. Çok geçmeden Macarlar du- ruldu. Kazı kazana ilgi bitti. Sağda solda alanlar yok değil ama nercdc o ilk günlerin patır- tısı. kartların üzerini hızla kazı- yan heyecanlı ellerin göruntusu. Şimdi şehrin çeşitli yerlerine asılmış posterlerde patlamış şampanyanın Amerikan bayraklı mantarı bulutlara yükselirken gosterilen ılginın "çok büyük" olduğu büyük harflerle belir- tiliyor. Kazı-kazanla aynı gunlerde çıkan diğer bir meşhur oyun alt geçıtleri ve metro girişlerini yi- ne heyecana boğdu: "Bul karayı al para>ı". Oyun üstu başı pa- saklı çok genç çocuklann yone- timi \e üç kâğıdı altında birçok insanaepey paralar kaybettirdı. mi yazışmalar iki dilde yapıl- makta. Televizyonda yabancı dilde fümlerin alt yazısı bile iki dilde yazılmaktadır. Hatta Aland adasında resmi dil yalnız- ca Isveçce. Turku'da da Isveç- ce konuşma oranı Helsinki'ye gore daha yuksek. Bu da her- halde Turku'nun lsveç dönemi sırasında Finlandiya'ya baş- kentlik yapmasından kaynak- lanıyor. 1827 yangınından kurtulan Luostarinmaki meydanı sanki açık hava müzesi görünümün- de. Ayrıca 800 yıllık Turku Şa- tosu ile 1300 yılında yapılan ka- tedral yabancılara en çok uğrak yeri olmuş. Turku, kentin ufak- hğına karşın büyuk muzelerin bulunduğu ve festivallerin yapıl- dığı bir yer. Ünlü Fin kompo- zitörü Sibelius anısına yaptırılan Sibelius müzesi ayrı bir renk ka- tıyor bu kente. Bazı Avrupa kentlerinde ol- duğu gibi Turku da deniz kıyı- smda gelişmiş ve ortasından akan Aura nehrı ayrı bir güzel- lik vermiş bu kente. Kentin do- ğu tarafında 13'üncu yuzyılda Alman tuccarlarından kalma yapılar göze çarpmakta. Finlan- diya'da ilk matbaa 1642 yılında Fince, lsveçce ve Latınte basım yapmak üzere Turku'da ku- rulmuş. Şimdiki Cumhurbaşkanı Ma- uno Henrik Koivisto Turku do- ğumlu ve seçildikten sonra ilk resmi ziyaretini Turku'ya yap- mıştır. Turku'dan her zaman en az üç bakan kabinede yer al- mıştır. Turku'nun en buyük kilise- sinde bir çocuğun Hıristiyanlı- ğı seçme törenini izliyoruz. Ço- cuk 15 yaşına gelince Hıristiyan olup olmayacağına kendisi ka- rar veriyor. Turku'yu kalbime gömup a>- rılırken lapa lapa kar yağışor- du. Uluslararası lokantaların bol olduğu caddeden tren ıstas- yonuna giderken "Madımak" turkusunün muziği kulaklanma gelmeye başladı. Müzığe iyice yaklaştığımda karşımda "Ana- dolu Kebap Evi" duruyordu. Turk sahibi tarafından bir Fin- liye satılan bu lokanta Turkulu- lara hâlâ turkü dinletiyordu. New York'tan Kennedylerin seks skandalıYıllardır çeşit çeşit skandal yaratan ve her defasında işin içinden sıyrılıveren Kennedylerin adı, son olarak bir ırza geçme olayına karıştı. KENNEDY AfLESf — Kraliyel geleneği olmayan Amerikanın kraliyel ailesine özentisi Ue yarattığı ailc. Stuttgartftan Sen yaşamahsın SalomonSalomon Perel, Polanyalı bir Yahudi idi. Nazi zulmünden ailesi ile birlikte kaçtı. Annesi, "sen yaşamahsın" diyordu. Nazilere yakalandı, Yahudi olduğunu reddetti, bir Alman gibi yaşadı. AHMET ARPAD STLTTGART — Hıtler or- duları 1939 yılında Polonya'ya gırdiğinde Peineli avakkabı us- tası Yahudi Kzriel Perel tum ai- lesıni yanına alıp. Lodz kentine kaçmıştı. Burada guven içinde yaşayacağını ummuştu. Ancak evdeki hesap çarşıya uymamış, Nazıler Lodz'a da girmişti. "Sen yaşamalısın!" demiştı an- ne Rebecca 14 yaşındaki en ku- çük oğlu Salomon'a. Sally ba- vulunu almış, Doğu'ya doğru yola koyulmuştu. Hitler ordu- İarı 1941 yılında oraya da gele- ne kadar bir Rus "Kimsesiz Ço- cuklar Yurdu"nda yaşamıştı. Naziler çocukları ırklanna go- re ayırırken siyah saçlı, kahve- rengi gozlu Sally, Alman asıllı ve adının Jupp olduğuna inan- dırmıştı onları! Şu gunlerde Stuttgart'ta gezi- len "1940-1944 »ılları arasında Lodz toplama kampı" adlı ser- gıde küçuk Sally'nın vaşamın- dan söz eden kitabı da gormek mumkun Genç. yaşlı \e hasta Yahudilerin zorla çalıştırıldığı bu kampta 4 yıl ıçınde lanı 200.000 insan yaşamını yitirmış- u... Once çocuklarla yaşlılar, sonra da hastalar oldürulmüştu. Savaş ılerledikçe 80 bıne yakın Yahudi en zor olanaklar altın- da ağır islere koşturulnıuştu. Açlık \e hastalık, ozellikle ve- rem, on binlertn yaşamına son vermişti. 1944'te Nasyonal Sos.- yalistler kampta geri kalan 50 bin kadar Yahudi'yi deAuschw ıtz gaz fmnlanna yollamıştı. Sözün kısası 4 yıl içinde 200.000 insan- dan 870'i olmekten kunula- bilmışti! Kuçük Sally'nin şansı yaver gıtnıışti. Birlik komutanı onu 1942 yılında Braunschweig'de- ki Hitler gençliği yurduna gon- dermış ve Yahudi Salomon bu- rada tam bir Nazi gibi yetiştiril- ınıştı. Anası Rebecca'nın "Sen j a*.amalısın!" sözunu hiç aklın- dan çıkarmayan çocuk, hayat- ta kalabilmek için her isteneni yapmış, her öğretilenı kavramış- tı. Yeri gelmiş ötekilerle birlik- te "Kahrolsun Yahudiler!" di- ye haykırmıştı. Kuçuk Sally'e dus gibi gelen, o yıllarda yaşa- dığı en dehşetli olay, Lodz ken- tinde anne ve babasının kaldığı Yahudi mahallesinden tramvay- la geçmesiydı. Sırtında Hitler gençliği unıforması vardı. Ogü- ne değin Yahudilerin tümünün Madagaskar adasına süruldüğu- ne ınanmışiı hep. Birden, uzak- ta annesine benzeyen yaşlı bir kadını gormüş: "Anne!" diye haşkırmak istemişti. Fakat son anda kendini tutmuştu. Salomon Perel zamanla kişi- liğini ve kimliğini yitirdi. Yahu- di olduğunu, ana-babasına ve ırkına olan bağlılığını unutmak zorunda kaldı. Kitabın bir ye- rinde: "Yahudi olmak zor" dı- yor. "Fakat Yahudi olmamak daha da zor". Yıllar sonra tek- rar bulduğu ağabeyi ! zak: "Ba- şından geçenler senin gizin kalmalı" demişti. "Çünku an- latacaklanna hiç kimse inanma- yacakür." Bilinçaltına iyice yer- leşen \e kişiliğini taşıdığı Nazi genci Jupp, ona yıllar boyu çe- lişkilerle dolu bir yaşam sür- dürtmuştu. Kaleme aldığı anıla- rı ıse Salomon Perel için bir kur- tuluş olmuştur. Bu anıları geçen yıl Polonyalı kadın rejısör Ag- nieszka Holland filme çekti. Yi- ne bir başka Polonvalı, Andrej Koscyk da şu sıralar Sally'nin yaşamını televizyona uygu- İamakta. Stuttgart'taki sergi, insanla- rın birbirini daha iyi anlaması için atılmış adımlardan. Geçmişi anımsamak, geçmişten oğren- mek demek. Barış için. Islamabad'dan Pazar ekonomisi ve kimlik sorunuBütün aydınlann kafasını kurcalayan 'kimlik' sorununu, serbest pazar ekonomisi kısa yoldan çözeceğe benziyor. Sokaklarda Amerikan ve Japon mallarının boy boy afişleri; diğer yanda ise 'Pakabesk' değerler. DENİZ GEMİCİ İSLAMABAD — Tac Ma- hal'i yaptırtan Şah Cihan'ın oğ- lu Evrengzeb, babasını savaşta yener ve Şah Cihan'ı Agra Ka- lesi'ne hapseder. Öldurmeye eli varmaz. Başka bir intikam dü- şünur. tnce damak zevkini bii- diği babasına, tek bir besin seç- mesini ve omrunun sonuna dek yalnızca bu besinle hazırlanan yemekleri yiyeceğüıi biidirir. Şah Cihan bu gaddarlığı ahçısı- na anlatınca, adam hiç istifini bozmaz: "Efendim, lütfedip mercimegi seçin" der. "Bu id- diasız bilki kuvvet doludur ve ben onu ö\le değişik şekillerde pişirebilirim ki a>nı yemeği as- la iki kez yemezsiniz." Bugün Pakistan'da içki ya- sak; at yarışları yasak; gece ku- lupleri, genelevler kapalı. So- nuç? Devletin geliri ozel ceplerde. Gazetelerde Başbakan Nawaz Şerif i, orduyu yerin dibine ba- tıran yazılar... Basın özgürluğü- nün koruması altında. Körfez savaşı politikasını, Keşmir olay- (arını protesto eden nümayişçi gruplar... Polisin koruması al- tında. Cehalet dizboyu; ama bir tezgâhtar, Turkiye'nin Incirlik'i kullandırtmasının hesabını vora- bıliyor. Anayasa, "devlelin dini tslam" diyor; ama toplumda Hindu kast sistemı ahşkanlıkları egemen. Evdeki Musluman uşak yeri supurmüyor, çunku o işi paryalar (dokunulmazlar) ya- par. Yeri supurmeye başka bir uşak geliyor. Paryalıktan kur- tulmak için Hıristiyan olmuş. Nafile! Belki çocukları kurtu. lur... Eğer okutabılirse. Bunca çelişkı arasında, her aydının kafasını kurcalayan "kimlik" sorunu. Çok sayıda uygarlığı (Iran, Grek, Hint, Türk, Moğol, İngiliz) barındır- mış bir ulkede hangi birleştirıci öğelerı vurgulamalı? Kimileri, Atatürk'e hayranhklarına kar- şın, kıyafet, dil ve \azı devrim- lerini "genç kuşağı gecmişinden koparttı" diyerek eleştıriyor Zengin klasik muzik gelene- ğini canlı tutma çabaları da \ar. Sitar dinletileri daha incelmış beğeniye hitap ediyor. Mevsi- me, ha\a durumuna, gunun sa- atine göre çahnan 50-400 kadar "raga" (kabaca, beste) var. Ef- sanelerle bağlantılı. Işıklan son- duren, yağmur yağdıran ragalar varmış. Ama bir raga hiç çalın- mıyor: Çalanın bedeni tutu- şurmuş! "Ka*\ali" ıse bir tasa\\uf nıu>iki'-i luıu. Bugun >a>gın olarak ınaulanan bir çeşit "se- ma". Her perşembe akşamı, bir evliyanın turbesınde, ozel evler- de veya umuma açık mekânlar- da mutlaka Kavvaü var. Tele- vizyondan da verıliyor. Me\lit gibi. Bir "üslad"ın önderliğin- de ve muzik eşliğinde, koro ha- lınde söylenen şiirler. Amaç, ki- şinin kendini Kavvali'nin ruhsal masajına aşarak mistık aşkını korüklemesi ve bir \ecd haline girip Tanrı'yla / sonsuzla bir- leşmesi. Kavvali, "Hamd"la (Tanrı'ya ovgu) başlıyor; "Na- al"la (Hz. Muhammed'e o\gü) suruyor ve bir Sufî ermişın onu- runa "Menkıbe'"yle son bulu- yor. Her kesimden dinleyici -iş- çisi, aydını, dinsizi, dindarı- ay- nı coşkuyla katılıyor gösteriye: El çırpıyor, sallanıyor, sarsıu- yor, " \ a h vah!" (çok guzel) di- ye haykırıyor, icracıların önüne banknotlar atıyor. Şabid Seccad bugun Pakis- tan'ın en unlu yontucusu. Kore Olimpıyatları sırasında Park'a koymak için bir yapıtını istiyor- lar. Ama Arkeoloji Dairesı "pul" çağrışımından oturu, tı- guratıf heykel göndermesini en- gelliyor. Iş gazetelere duşuyor, sonunda gidiyor heykel. Şahid, Pakistan sanat çevrelerinde tar- tışılan "kökenlerimize donuş" akımına karşı: "Coğrafyada be- lirtilenin dışında, Pakistan sana- tı diye bir şey joklur. Umutla- rın. o/lemlerin, korkulann ulu- sal sınırlan olamaz. Sorun, ole- de olanı, gizli olanı yakalamak. Pakistan bağlamında değil, >a- şam bağlamında". ^ agunumıı/ sanatının ozgunlıık arayışı, Ba- ŞAHİD SECCAD — Bugünkü Pakistan'ın en unlü yontucusu. tı sanat pazarı ile bağlantılar? "Bu beni pek ilgilendirmbor. Benim için yontma eylemi. ya- pılın kendisinden daha onem- II". Ama sanatçıdan çok, zena- atçınin yaklaşımı olmuyor mu bu? "Kafası kanşık bir sanatçı olmaktansa, duru kafalı bir kunduracı olmayı yeglerim." Pakistan I947'de kuruldu; 45. vılını kutlayacak yakında. Türkiye Cumhuriyeti'nin o ya- şıyla benzerliği var mı? Evet. Kendini adamış yonetici tipi, idealist aydın sahneden çıkıyor. Yeni dekor: Amerikan ve Japon urünlerınin boy afişleri. Serbest pazar ekonomisi, galiba "kimlik" sorununu kestirme- den çozecek. "Pakabesk" de- ğerler şimdiden ufku sarmış du- rumda. ŞEBNEM ATİYAS \EW YORK — ABD'de bu yılın gözde konusu ırza geçme. Kadınlar Günu'nden kısa bir sü- re önce New York'ta elektrik di- reklerinin üzerinde pembe bir tabela belirdi. "Çöp atmayınız", "Kopeğinizin pisligini lemizleyi- niz" şeklındeki uyarı tabelaları- na benzeyen pembe tabelanın üzerinde bir adam, yoldan geçen kadma, çılgına dönmüş bir şe- kilde saldırmaya çabalayan bir başka adamı zaptetmeye çalışır- ken görünüyordu. Tabelada "Iç- güdüierinizi dizginley iniz" yazı- lıydı. Bir sure sonra belediye, ta- belaların dıreklere asılı olduğu semt sakinlerinin "Gelen giden turiste rezil oluyomz" şeklındeki şikâyetleri nedeniyle tabelaları toplayıp kaldırdı. Tabelalar kalktı, ama her uç kadından bi- rinin her on dakikada bir ırzı- na geçildiği yolundaki istatistik- ler ırza geçme gündemini değiş- tirmedi. Geçen haftanın ırza geçme konusundaki piyangosu, krali- yet geleneği olmayan Amerika1 nın, kraliyet ailesine özentisi ile yarattığı Kennedy ailesine rast- ladı. 30 yaşlarında bir hanım bulunduğu zengin, şık gece ku- lübunden Kennedylerce alınarak Kennedy şatosuna götürüldüğü- nu ve orada iğfal edildtğini or- taya atınca bütun tabloidler dunya meselelerini bir kenara bırakıp Kennedy skandalına sa- rıldı. New York Post gazetesinde seri halınde dört gun birinci say- fadan devam eden skandal şoy- le anlatıldı: "Ve onlar eğlenme- ye çıktılar. Gece Ted Kennedy- nin gecesi, adalet timsali sena- tör oglu Patrick, kuzeni \Villi- am ile Au Bar'da bir bekâr ge- cesi yaşayacak. Au Bar, kentin en ateşli, en şık ve lüks gece ku- lübü, seks, para ve iktidar bu kulüpte yaşıyor. Zengin ve yaş- lılar. zengin ve çok zenginler et- rafta oynaşıyor. Mermer barın ed koşesinde iki genç hanım. Belli ki bu kalabaltğın bir par- çası değiller. biraz dışarıda ka- lıyorlar. İkisi de çekici, şık ve seksi. ama bu barı dolduran ka- labalık kadar modayı jakından takip eder bir halleri yok.. Et- raflarındaki sosyete fınldağını seyrederken birden bire Ted Kennedy "nin geldiği fısılıısı ya- yılıyor salona. Hanımlardan kahverengi saçlan omuzlanna döküleni heyecanla titriyor, 'Onunla tanışmak istiyorum' de- digini duyuyor etraftaki görgu tanıklan. Birazdan üç Ken- nedy'} e barda kendileriyle tanış- mak isteyen hanımlar olduğu duyuruluyor. Ted Kennedy de- neyimli ve kibar bir jestle ha- nımiarı yanına çagırıyor. Önce ulangaç birkaç sozcıik ve gu- lumseme ile başlayan dostluk, bir sure sonra dans pistinde beşli ekip halinde dansa donüşuyor." Hikâyenin geri kalan bolu- munde Kennedylerle kadınların Palm Beach'deki Kennedy şato- suna gittikleri, partiye orada de- varn ettikleri, saat dört civarın- da kahverengi saçları omuzlan- na dokulen hanımın hangisi ol- duğu bilinmeyen bir Kennedy tarafından ırzına geçildiği, po- lısın olayı kapatmaya çalıştığı, ancak hastane ve doktor rapo- runun iddiayı doğruladığı anla- tılıyor. İsmi sakh tutulan kurban, ga- zetelerin 50.000 dolarlık görüş- me onerilerini reddedıyor. Ertesi gün Post'un manşeti, "Benim için para değil, adalet önemli... Kennedy şatosunda iğfal edildi- gini söyleyen kadın kapıyı gaze- tecilerin suratına kapadı. Bir gö- ruşme için onerilen 50.000 do- ları reddetti, paranın değil ada- letin önemli olduğunu soyledi." Senator Ted Kennedy, basına yaptığı açıklamada bu kahveren- gi saçlı güzeli hiç görmediğini söylüyor. Oğlu Patrick Kennedy ise babası ile biraz çdışen bir açıklama yaparak bu hanımın kendi misafiri olmadığını öne suruyor. Bu durumda suç kuzen William Kennedy Smith'in üze- rine kalıyor, ama VVilliam'a ulaşmak mümkün olmuyor. Gazeteler VVilliam'a ulaşama- dılar, ama kurbanı ismi hariçen ince detavlarına kadar tanımla- dılar. Yaklaşık 1.69boyunda,30 yaşlarında, bir kuçük kız çocu- ğu olan 169.000 dolarlık pembe bir bermuda evinde oturan, ba- bası bölgesel sigorta şirketi sa- hibi bir zengin olduğunu orta- ya çıkardılar. George Bush'un annesi ve aktör Burt Reynolds'a komşu olan kurbanın bir adet toz mavi Mercedes'i, bir adet si- yah ustu açık spor arabası oldu- ğu haberlerde yer aldı. Tesadufen Kennedylerin kur- banları hep kadınlar. 1969 hazi- ranında Ted Kennedy'nin kul- landığı arabada bulunan sanşın Mary Jakopechne arabanın bir koprüyu geçerken burnu üstü uçup sulara gömülmesi sırasın- da boğutarak öldü. Aynı kaza- dan Kennedy bir şey olmadan kurtuldu. Daha sonra olay ye- rinden Mary'yi çıkaran dalgıç- lar, Ted Kennedy'nin kadını kur- tarabilecekken kurtarmadığını iddia ettiler. Ancak Kennedy bu olaydan bir ceza almadan kur- tulmayı başardı. Palm Beach'te Kennedy aile- sının başına gelen bir başka olay, Robert Kennedy'nin oğlu Dsvid Kennedy'nin aşın uyuştu- rucudan 1984'teki ölümüydu. 1983'te David'in kardeşi Bobby Jr aynı şekilde aşın uyuşturucu- dan koma halinde havaalanı tu- valetinde bulundu. Londm'dan Komünisüer kabuk değiştiriyor EDİP EMİL ÖYMEN ~ LONDRA — ingiliz Komü- nist Partisi de modaya uydu, adım attı. "Demokratik Sol Parti" oldu. Sadece adım değil, ruhunu da değiştirdi. 70 yıllık partiyi eski Marksist-Leninist ıdeolojiye bağlayan tüm cumle ve fikirler tüzüğunden atıldı. Geçmişle tüm bağlar koptu. öy- le bir temizlik ki yapılan, parti kasvetli genel merkez binasını bıle terk etti, daha modern ay- dınlık bir adrese taşındı. Eski genel merkezde parti başkanının odasındaki Marks, Engels, Le- nin ve Stalin büstleri de yeni bi- naya gitti mi? Büstler nerede duruyor, hatta "dunıyor mu" belli defil. Yeni binada kırmızı tek renk, yangın söndürme alet- lerinde, duvarlar gri-mavi. Mo- dern bir ofis. Işçi Partisi mer- kezi bile bu kadar sükûnet ver- miyor insana. Ad değiştirme "kutlaması" kokteylinde şarap şişelerınin üzerinde "reform" etiketi vardı. Adlanndan "komünisi" soz- cuğunu çıkartmaya en son cesa- ret edenler, İngiliz' komunistle- ri oldu. Doğu Avrupa'dan, Ital- ya'dan, Ispanya'dan, Kanada ve Avustralya'dan sonra baktı- lar ki modaya uymazlarsa, so- na kalan 6.300 uyeyi de kaybe- decekler, gayrete gelip bağırla- rına taş bastılar. Paninin bayan genel sekreteri Nina Temple, kokteyldeaçıkça "Bolşevizmin anlamsız ve gereksiz ayak bag- lanndan, kapanlanndan kurtul- madıkça partinin gelecegi ola- maz. Parti kapitaUzmi kabul et- meli, denetlemeli ve bu sistem içinde çalışmalı" diyordu. Nina Temple, lspanya'da 1950'lerde Komunist Parti'rün başmda fır- tına gibi esen "La Passionara". dan sonra Batı'da ilk kadın ko- munist genel sekreter olmuştu. Maden mühendisi, iki çocuk anasıydı. Evlilik dışı yaşıyordu. Lider seçilince muhafazakârlı- ğın şampiyonu "Daily Teleg- raph" gazetesi "33 yaşında çag- daş bir kadın ideolojik bir me- zarlığa bekçi oldu" diye yazdı. İngiliz Komunist Partisi, ar- tık Demokratik Sol. "Yani?" dendiği zaman sabırla "Artık Stalinci değiliz, Yeşillerden ya- nayız, ortanın solundayız, ço- gulcuyuz. feministiz, sosyai vic- danımız var, kelle vergisine kar- şıyız" diyorlar. 1945-51 done- minde Avam Kamarası'na ilk ve son olarak iki milletvekili soka- bilen partinin seçim şansı yok. HAYı ANGELES'A!Şimdi bir L.A. Gear alın. Bir adım atın... Los Angeles'dasınız! 31 Mayıs'a kadar L.A. Gear alanlardan 10 talihliyi, bir hafta L.A. Gear'in anayurdunda ağırlıyoruz: Rüyalar kenti Los Angeles'da! Hollyvvood... Disneyland... Beverly Hills... Bir hafta büyülü bir dünyada muhteşem bir tatil! L.A. Gear'inizi hemen bugünlerde alın, çekilişe katılın! Unutmayın! Los Angeles sadece bir adım. Tabii L.A. Gear adımıyla! Bu moâazolann kapısı Los Angelvs'a açıtıyor. -- L.A. G»ar'W!I ADANA Ender A.S • Gsan A.Ş • Cet-^tcjya • Gıv.mscın A 5 A M M Z A M Kabctaş Eşoi-^cm Sen AFVON Goten Ar^o ANKARA Porcjrojü Spor • lendl Spor • DdkJıc Spct • Necor Spof • Buhk J ,M. • ^ete Scor ANTAltA Mo-Se BAHKEShl A^çtıy Spcf • Vbilar Spof Bambrma'« T« Aka3gT BOlU/Oüıc \ j Küodj-3 UiRSA Ftot.n. Kovol G«n4ik Bonso-ılor Spof ÇAMAKKAU Kae SporOCNİZÜ Pom.^e Spcr EDİINE Gab«, Spof E$Kİ>SHİ« '.teraton Spot HATAY Bılgı Spc< tSTANBUUAlaUy Sei3Y Spor • A,txjn ICoco • Pnntemps B^ûi Majjzoalık Bolurf*r Ccmet Soo- • Çetınkava • rnaet A Ş •*filrto»Spo>if3n»ldeo Sccr B«yotl«ı Sc -•e' Cen • Cetıttoyj A j, CaMtbotlmt 5e mda Spy Çaryhopı Zebo Botı. hvMy CjDr Vtaaccaa * Alaar 5pcy Foiitı ttoyrı Spc • • Scnçıypr Spg Fıımtafc;» üombw >pc Oâıtap* Fme Spo" Ko*k*y C"w Spof • Reior Spo" Sw» Spo> • Aceka • H.ru«Gv'inlto™fcSy fodonKjr-dmcHjVal Ad<wsSpor KSfvfcyalı K-j X- • Lınrıl Spon SM«Modo Ccnio Spar Nlşoataşı C.-v= Ge-<.. Onnaaky S»K«S Ce^Kı SmM&y C-<s: Spcr S M M I Er Spor • Turar Sppf • Ender Spor Svadiy* Ce->« Spor • St...- yc ÜskiMar Al j ~pc< • Yj._; Spoı İZMİR/Alıanıalı Maralor Spc' Bomovo lıbos 3>,m Karpyoka Also SDO- • M tndo Spor IUıı>.ıullı %OK~ Spc< ı 2000 5 w n IZMİT t . ı i fnr^.'a KAYSBd Posabohce Kıyote' KHtkLAREÜ Goien Spor KONYA O,^ Spcı MERSİN Poıo-Spor • rVfol TK . Endef A S MUftLA/Bedtvm B.rol Socy RİZE Cery,<babo SAMSUN Gaten Emel TEK1MM6 Asi Spoı • Üfmt Spor Çorfu Falcor Spo. ÜJAIC De-va Spor ZONCUIOAK <oksa Spo- r 8 O » 99' ' TCrldya t»k yvthiti mûm*ttli Kefs Spcr Malzemelen S^n ve Tıc A S Vdüccnağı Cad. 74/3 Nısantası-IST Te): 132 96 3! - 130 84 60 fbks- 130 76 72
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear