16 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
9 MAFT 1991 HABERLER CUMHURİYET/5 Erken seçim şart • ANKARA (UBA) — Eski TBMM başkanı ve ANAP Trabzon Milletvekili Necmettin Karaduman, Türkiye'nin her zamankinden daha çok erken seçime ihtiyacı olduğunu belirterek bu yıl sonbaharda erken seçime gidilmesini istedi. Karaduman, Cumhurbaşkanı Turgut özal'ın ANAP'ın iç işlerine karışmasının ANAP'a verdiği zarann açıkça görüldüğünü söyledi. Karaduman, Türkiye'nin içinde bulunduğu sorunlardan kurtulabilmesi için erken seçimin şart olduğunu bildirdi. Karaduman, "Ben uzun zamandan beri erken seçime gidilmesi gerektiğini söylüyorum. Bu görüşümü değiştirmiş değilim. Üstelik erken seçimin bugiln her zamankinden daha gerekli olduğuna inanıyorum. Ülkemizin siyasi şartlan erken seçimi zorunlu hale getirmiştir " dedi. Aksuiçin gensoru • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — SHP, Doğu ve Güneydoğu'da terör olaylarının artması ile son zamanlarda başgösteren olaylar için lçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu hakkında gensoru önergesi verdi. SHP Grup Başkanvekili Hasan Fehmi Güneş, "Gensorunun ANAP'ın içişleri ile alakâsı yok. Güneydoğu'da olaylar tırmanıyor" diye konuştu. Dün Başkanbğa verilen ve 10 gün içinde Genei Kurul'a gelecek olan önerge görüşmelerinin 1 , Bakan Aksu'nun tedavi için ABD'de bulunması hedeıtiyle "gıyabında gerçekleşebileceği" belirtiliyor. İranhörgüt • ANKARA (AA) — Ankara Emniyet Müdürlüğu Siyasi Şube'den yapılan açıklamaya göre Şah Rıza Pehlevi'yi devirmek için Humeynirilerle işbirliği yapan, ancak daha sonra göriiş ayrıhğı yüzünden Iran'dan kaçarak merkezi Paris olmak üzere Türkiye'de örgütlenen, "Iran Halkının Fedai Gerillalan" örgütü üyesi 10 kişi polisin yaptığı istihbarat çalışmalan sonucu yakalandı. Seyranbağlan'ndaki örgüt evini basan polis, bir adet 7.65 mnı. çapmda silah, 25 mermi, çok sayıda örgütsel doküman, sahte ehliyet ve pasaportlar, örgüte gönderilen raporlar, sol içerikli yayınlar ele geçirdi. Aramalarda, McDonalds'ın bulunduğu binanın krokisi ile Izmir ve Ankara'daki bazı kuyumcu dükkânlarmın planları da bulundu. Örgütün bu işyerlerinde soygun yapmayı ta&arladığı beliriendi. ANAP kongreleri • ANKARA (AA) — ANAP, bu hafta sonu, 15 ilde daha kongre yapıyor. ANAP Teşkilat Başkanlığı'ndan edinilen bilgiye göre bugün Burdur, yann da Afyon, Ağrı, Balıkesir, Bilecik, Bursa, Çankın, Kars, Kastamonu, Kırşehir, Konya Kahramanmaraş, Niğde, Sakarya ve Tekirdağ kongreleri yapılacak. ANAP, bu kongrelerle birlikte 41 ilde kongresini tamamlamış olacak. Daha önce Konya il kongresine katılacağı bildirilen Başbakan Yıldınm Akbulut'un, aynı gün Iran Islam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı 1. Yardımcısı Hasan Habibi'nin Ankara ziyareti nedeniyle bu gezisini iptal ettiği öğrenildi. İnsana deger • BALIKESİR (AA) — Milli Eğitim Bakanı Avni Akyol, demokrasinin birinci kıstasının insana verilen değer ve saygıdan geçtiğini belirterek "Bazılan dini, eğitimi ve ülkeyi tekelinde tutmak istiyor" dedi. Ecevit, SHP'nin birleşme çağrılanna olumlu yanıt vermiyor Bir araya gelemeyizDSP lideri Bülent Ecevit, SHP'yle birleşme ya da sol partilerin seçimlere birlikte girmelerine ilişkin önerileri reddettiğini yinelerken KKTC örneğini verdi. Ecevit, "Kuzey SÖVİedİ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, SHP ile birleşmelerinin "olanaksızlığını" bir kez daha Kıbns'ta seçime birlikte vurguiadı. Ecevit, KKTC Top- iren partilerin oylarının ^^Muslafa A^nc,'?^' birbirine eklenmediğini, tersine azaldığını ECEVtT— Siyasette iki arüild her zaman dört etmez. (Fotograf: Banş Bil) bulünde yaptığı konuşmada, "Aralannda önemli farklar bu- lunan partilerin bir araya gele- rek seçime girdiklerinde oyları artnuyor, aksine düşüyor. Kıb- ns örneği bunu göstermiştir" dedi. Akuıcı'yı parti genel merke- zinde kabul eden Ecevit, KKTC'deki siyasi gelişmelerden Türkiye'deki partilerin de ders alması gerektiğini söyledi. Ecevit, şöyle dedi: "Matematikte iki artı iki her zaman dort eder ama siyasette iki artı iki her zaman dört et- mez. Bazen 5, 6 edebilir, bazen iki edebilir, üç edebilir. Kuzey Kıbns'ta görüldü kl aralannda önemli farklar bulunan veya seçmenler gözünde önem taşı- yan farklar bulunan partiler bir araya gelip işbirliği yaparak se- çime girdiklerinde oylan birbi- rine eklenmiyor, aksine oyları' düşüyor. Kıbns'ta bu denendi, daha önce Türkiye'de HP- SODEP birieşmesi olayında da denendi. HP ve SODEP birleş- ti, ikisinin bir arada aldıklan oy, HP'nin tek başına aldığı oylann ancak üçte ikisi düzeyinde kal- dı. Türkiye ve KKTC'deki dene- yimler ortada dururken şimdi aynı reçetenin gündeme getiril- mesi bence son derecede yanlış- tır." "SHP'nin sırtında bir günah" Ecevit, Türkiye'deki seçim sis- teminin adaletsiz olduğunu kay- dederek, SHP'nin bu konuda iz- lediği tutumu eleştirdi. Ecevit, "SHP 'Bu seçim kanunuyla se- çimlere girilmez' telkinini yap- madı, yapamadı. Çiinkii kendi sırtında bir günah vardı. Biz Türkiye'deki siyasal durumu çıkmaza sokan adaletsiz seçim sistemini Türkiye'de eğer bütün muhalefet partilerinin dayanış- masıyla boykot edebilseydik bu seçim sistemi yürürlüğe konula- mazdı. SHP sırf DSP'yi Meclis dışında bırakabilmek uğnına, bu adaletsiz seçim sistemi için ANAP iktidanyla işbirliği yap- tı. Son günlerde bazı SHP yö- neticileri, özellikle ben yurtdı- şında iken, DSP ile SHP birleş- sin diye yeni bir kampanya aç- tılar. Aynca bütün sol partilerin birlikte seçime girmeleri yolun- da onerilerde de bulunuldu. Oy- sa Kıbns örneği ortada" dedi. 'Ötekipartilerlefarklar'raporuna göre SHP, sol muhalefetiyürütemiyor DYPde 6 sola kayma' korkusuGenel Idare Kurulu üyelerinden Köksal Toptan, Tunç Bilget ve Necmettin Cevheri tarafından hazırlanan "DYP ile diğer partiler arasındaki farklar" raporunun ANAP'la ilgili bölümü örgüte dağıtılarak propaganda çalışmalannda kullanılması sağlanacak. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — DYP genel >J merkezinin, "SHP'nin yete- rince etkin bir sol muhalefet yürütemediği, bu dunımda DYP'nfh kendi taba- nını rahatsız edecek ölçüde sol bir söyleme kaymak zorunda kaldığı" göruşünü taşıdığı öğre- niidi. DYP'nin diğer partilerle farklannı belirlemek amacıyla başlattığı ve ilk bölümünü ta- mamladığı çalışmada DYP'nin devleti "devlet baba" olarak gör- düğü, ANAP'ın ise "devletin emrinde millet" felsefesini be- nimsediği savunuldu. Genel Idare Kurulu üyelerin- den Köksal Toptan, Tunç Bilget ve Necmettin Cevheri tarafın- dan hazırlanan "DYP ile Diğer Partiler Arasındaki Farklar" ra- porunun ANAP'la ilgili bölümü örgüte dağıtılacak ve propagan- da çalışmalannda bu farklann işlenmesi istenecek. DYP'nin SHP ile ilgili farklannın belir- lenmesinin ise ANAP'tan daha zor olduğu, aynca ileride bir ko- alisyon olasıhğı düşünülerek bu konudaki çalışmaların ertelen- mesi görüşünün ağır bastığı öğ- renildi. Edinilen bilgilere göre GİK üyeleri arasında SHP ile il- gili şu görüşler ağırlık kazandı: • SHP, sosyal demokrat bir parti olmasına karşın yeterince sol bir muhalefet yürütemiyor, bu anlamda politika Uretemiyor. • Bu durumda DYP, SHP'nin bıraktığı muhalefet boşluğunu durdurabilmek için fazlasıyla sol bir muhalefet üslubuna kayıyor. • DYP tabanı, partinin yüriıt- tüğü bu muhalefet stralejisinden rahatsız oluyor. • Ancak yine de şu aşamada SHP'yi ağır biçimde eleştirmek- ten, bir erken seçim olasılığını düşunerek kaçınmak gerekir. Aynca anayasa değişikliği, Ver- gi Yasası gibi konularda SHP ile işbirliği gündeme gelebilir. Savcılık, Izgü'nün öykülerindeki 'özng'yisordu 'Devletin resmî ayısı' kim? Yazar Muzaffer Izgü'nün 'Bir Namussuz Aranıyor' adlı gülmece kitabında yer alan 'Devletin Resmi Ayısı' ve 'Robinson'un Anıian' öykülerine soruşturma açıldı. Bilgi Yayınevi sahibi Ahmet Tevfik Küflü'nün Ankara Savcıhğı'nda ifadesine başvuruldu. Öykülerdeki 'özneleri' Küflü, 'hayvanat bahçesinden kaçan bir ayının aranması' ile 'Robinson'un politikaya olan merakının hicvedilmesi' diye açıkladı. ERBtL TUŞALP ANKARA - " Sıradan bir ayı değildi ki o ayı... Bu ayımn bir özelliği var, resmi ayı.: Evet devletin resmi ayısı... Şimdi 'Hiç res- mi ayı olur mu?' diyeceksiniz. Niçin olma- sın? Bir devletin hayvanat bahçesindeki ayı- lar resmi değil midir? Oradaki bütün ayı- lann sicil numaralan vardır, kayıtları, hat- ta adlan bile vardırî' Yazar Muzaffer Izgü'nün "Devletin Res- mi Ayısı" öyküsü böyle başhyor. "Çok sıkıhyorum yahu. Ne yapsam, ne etsem? Yoksa cumhurbaşkanı mı olsam? Olayım gitsin anasmı satayım. Bu koyun- lara soracak halim yok ya 'Bakın ben cum- hurbaşkanı olmak istiyorum, ne diyorsu- nuz?' Koyunlara böyle şey sorulur mu? Ma- dem cumhurbaşkanı olmaya karar verdim, ben de olurum. Toplanın lan hey koyunlar. Duyduk duy- madık demeyin, bundan sonra ben sizin cumhurbaşkanınızun, anladınız mı? Kabul edenler, etmeyenler. A aa bu kabul edenler etmeyenler nereden çıktı? Sallayın lan ka- famzı, meleyin, me me deyin!' tzgün'ün "Robinson'un Anıian" adlı öy- küsü ise böyle noktalanıyor. Yazar Muzaffer İzgü'nün "Bir Namussuz Aranıyor" adh gülmece kitabında yer alan "Devletin Resmi Ayısı" öyküsü için Anka- ra Cumhuriyet Savcüığı soruşturma açtı. İlk basımı haziran 1990, ikinci basımı eylül 1990 tarihlerinde yapılan kitapta yer alan "Robinson'un Anıian" adlı öykünün de so- ruşturma konusu yapıldığı öğrenildi. Bilgi Yayınevi sahibi Ahmet Tevfik Küflü'nün Ankara Basın Savcıhğı'nda konuya ilişkin ifadesine başvuruldu. Küflü'ye, kitapta yer alan "Devletin Res- mi Ayıa" ve "Robinson'un Anıian" öykü- lerindeki "öznelerin kimler olduğu" sorul- duğu öğrenildi. Kuflü ise sorgusunda, anı- ian öykülerde "hayvanat bahçesinden ka- çan bir ayının aranması" ile "ıssız bir ada- da yaşamım sürdüren Robinson'un politi- Ikaya olan merakımn" hicvedildiğini söyle- di. Ve öykülerin bir hakaret amacı taşıma- dığını belirtti. Yazar Muzaffer İzgü, Devletin Resmi Ayı- sı öyküsünde, bir hayvanat bahçesinden ka- çan ayımn serüvenini anlatıyor. Devletin Resmi Ayısı'nın peşine düşen görevlilerin arama çabalarını aktaran yazar, Ankara Cumhuriyet SavcılığYmn başlattığı soruştur- madan haberi olduğunu, ancak şimdiye ka- dar kendisinin ifadesine başvurulmadığını söyledi. Cumhuriyet muhabirinin sorusunu yanıtlayan İzgü şöyle dedi: "Bazı kimseler bazı imgderden aluryor- lar. Bizim büyüklerimize saygımız çoktur, kimseye ayı raayı demeyiz. Birtakım ayıla- nn güncellik kazandığı, birtakım insanla- nn ayılıkla övündüğü günümüzde, ayı de- menin de bir suç oluşturacağını saoınıyo- rum. Hayvanat bahçesinden kaçan bir ayı- nın geniş bir semt olan Çankaya'da görül- mesinden neden aumyoriar, anlamıyorum?" Soruşturma açılan öykülerin yer aldığı "Bir Namussuz Aranıyor" adh yapıtı, tz- gü'nün gülmece kitaplanndan 23'üncüsünü oluşturuyor. Konsolosluklara seçim sandığı Yurtdışında yaşayan Türkleri "sadece siyasi partilere" oy vermeleriyle sınırlandıran yeni düzenlemede Türklerin yoğun olarak yaşadıkları kentlerdeki konsolosluklanrı seçim için görevlendirilecekleri bildiriliyor. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Baskın seçim için yapı- lan hazırlıklar çerçevesinde; yurtdışında yaşayan Türk vatan- daşlarının milletvekili seçimle- rinde oy kullanma esaslannı de- ğiştiren bir yasa önerisi, TBMM Başkanhğı'na verildi. ANAP'lı Mustafa Cumhur Ersümer ve dört arkadaşının hazırladığı Se- çim Yasası değişikliğine ilişkin öneride "Yurtdışında 6 aydan fazla ikamet edenlerin, seçim ta- rihinden 15 gün onceden başla- yarak verecekleri oylann Tiirki- ye genelinde kullanılan toplam gecerli oy sayısına ilave edüerek, her partinin iilke genelinde aldı- gı geçerli oy miktarının bulunması" esası getiriliyor. 298 sayıh Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütukleri Hakkındaki Yasanın bazı mad- delerinde değişiklik ongören öneride, Ankara İl Seçim Kuru- lu'na bağh "Yurtdış! Merkez tl- çe Seçim Kurulu" oluşturulma- sı öngorülüyor. Yurtdışında oy kullanan yurttaîlan "sadece si- yasi partilere" oy vermeleri ile sı- nırlandıran yeni düzenlemede, Türklerin yoğun olarak yaşadı- ğı kentlerdeki konsolosluklanrı seçim için görevlendirilecekleri bildiriliyor. Yeni düzenlemeye göre "konsolosluk sandıklannda" oy kullanacak vatandaşlar için seçmen listesi sandık başında düzenlenecek. Seçmen, konsolosluk sandığına pasaportunu ibraz edecek ve kimliği çizelgeye yazılacak. Oy kullanan vatandaşların pasa- portlanna "Oy kullanmıştır" damgası vurulacak. Konsolos- luk Sandık Kurulu, çıkan oy zarflarının sayısını bir tutanak- la saptayacak ve kapalıoy zarf- lan açılmaksızın konsolosluk muhüru ile kapatılmış oy torba- lan Yurtdışı MerSez İlçe Seçim Kurulu'na teslim edilecek. Öneri aynca konsolosluklarda seçim propagandası yapılmasını ya- saklıyor. Nasıl etkileyecek? Yeni düzenlemeye göre Yurt- dışı Merkez İlçe Seçim Kurulu- ndan gelen sonuçlar Yüksek Se- çim Kurulu'nca birleştirilecek. Kullanılan toplam geçerli oy sa- yısına ilave edüerek her partinin ülke genelinde aldığı geçerli oy miktarı bulunacak. Konuya iliş- kin düzenleme ile seçim sonuç- lan şöyle etkilenecek: "Her seçim çevresinde geçer- li toplam oyu, Yurtdışı Merkez İlçe Seçim Kurulu'ndan gelen toplam oyun, diğer seçim kurul- lanndan gelen oylara bölünme- siyle elde edilen oranda arttırı- lır. O seçim çevresinde kullanı- lan toplam oyiarla bu şekilde hesaplanan toplam oy arasında- ki fark partilere; yurt dışından gelen toplam oydaki hisseleri oranında taksim edilir ve elde edilen rakamlar o seçim çevre- sinde aldıklan geçerli oylara ila- ve edilir. Boylece, esas seçim çev- resinde kullanılan gecerli toplam oy miktarı ve partilerin aldıkla- n toplam geçerli oy miktarı bu- lunur." Yasa değişikliği gerekçesinde, yurtdışında bulunan vatandaşla- nmızın oy kullanma hakkı bu- lunduğu, ancak yurtdışında ya- şayan ve çoğunluğu seçmen ni- teliğinde olan vatandaşların bü- yük çoğunluğunun bu haktan yararlanamadıkları vurgu- lanıyor. DYP'li üç GİK üyesinin hazır- ladığı ve son GİK toplantısında benimsenen "ANAP'la Farkla- nmız Nelerdir?" başlıklı rapor- da ise şu sözlere yer verildi: — DYP'nin devlet anlayışın- da "milletin emrinde devlet" kavramı yer ahr. DYP, devleti devlet baba olarak görür. ANAP ise "devletin emrinde millet felsefesini" benimsemiştir. — DYP millet iradesi üstün- lüğüne saygılı, demokrat ve çağ- daş bir partidir. ANAP ise de- mokrat olmayan, Meclis çoğun- luğuna ve adaletsiz bir Seçim Yasası'na dayanarak iktidarını sürdüren bir partidir. — DYP, AP'nin devamı, mil- liyetçi muhafazakâr bir partidir. ANAP ise dört eğilimi birleştir- diğini iddia eden tezatlar içinde bir partidir ve bir menfaat bir- liğidir. — DYP, enflasyonu toplum için bir numarah canavar sayar. ANAP ise enflasyonla mücadele etmemeyi bir politika yapmıştır. — DYP, hukuk devletini, ANAP ise kanun devletini savu- nur. — DYP, adil ve müşfik bir devlet nizamını, ANAP ise par- tizan bir devlet nizamım savu- nur. — DYP için cumhuriyet ve eserleri 1923'te başlar. ANAP için ise hâkimiyetin başlangıcı 1983'tür. — DYP, hakkı herkes için sa- vunurken ANAP tekelcidir, sa- dece kendisi için hak arar. — DYP, topyekûn kalkınma düşüncesinden yanadır. ANAP ise savurgan ve program fıkrin- den uzak bir kalkınma politikası yürütür. İnönü'den gençlere: Çeldşmelere kanşmayın ANKARA (AA) — SHP Ge- nel Başkanı Erdal Inönü, Ana- yasa ve Siyasi Partiler Yasası'nın gençlere siyasette etkinlik fırsa- tı vermediğini belirterek "Bu bö- yük eksiklik, demokrasinin yer- leşmesinde ve gelişmesinde ken- disini gösteriyor" dedi. Inönu, genel merkez geçici Gençlik Komisyonu üyelerini kabulünde yaptığı konuşmada, gençlerin Ulkenin her kesimde- ki etkisinin, ağırhğının arttığını, ancak Anayasa ve Siyasi Parti- ler Yasası'nın gençlere siyasette etkinlik fırsatı vermediğini söy- ledi. Inönü, bu eksikliğin de- mokrasinin yerleşmesinde ve ge- lişmesinde kendini gösterdiği bildirerek, "Böyle yasaklar, bas- kılar, sağlıklı bir gelişmeyi en- gellediği gibi, olurasuzluklara da yol açıyor. Gençleri daha çok şiddet hareketlerine yöneltiyor. Bunu önlemek için bu anayasal değişikliği bir an evvd gercekleş- tirmek temel çare" diye konuş- tu. Gençliğe inanan, gençliğin gayretiyle gelişmek isteyen bir parti olduklannı belirten Inönü, SHP'li gençlere, sosyal demok- rat ideolojiyi kavga ederek de- ğil, fikir yoluyla tartışmalannı ve savunmalarını salık verdi. Inönü şöyle konuştu: "Parti içindeki çeşitli kişisel çekişmelere kanşmayın. Sizin için önemli olan bir kişi, bir grup değildir. Önemli olan, par- tinin ideolojisi, o fikirlerin Türkiye'de getişmesi ve sizin on- lara inanarak katkı yapmanız- dır." CÜNEYT ARCAYÜREK YAZIYDR Al Liberali, Vur Muhafazakâra ANKARA — TV'nin geç saatlerdeki son haberterinde fazla dikkati çekmedi. Başbakan söylemişti, belki bu yüzden TRT zorunlu görevden sayarak duyuruyordu. Haber, siyasal olay- lardakı girdi çıktıların inceliklerine meraklı olanlar dışında, örneğin sade insanın ilgisinı çekmeyecekti. TV'nin önemsemeden duyurduğu haber, son günlerde özellikle Semra krizinin üzerine giden basında hem yer ala- bilir hem de kimilerince yorumlanabilirdi. Üzerinde yorum yapmak bir yana, basın dün haberden hiç söz etmedi. Oysa haber, hem son olayiarı çarprtıyor hem de tepemiz- deki kişinin karakterindeki gerçek yanlan somut örneklemey- le bir kez daha, olanca oörkemiyle sergiliyordu. önceki gün Akbulut, TD ile uzun uzadıya görüşmüş, Sem- ra krizine bulduğu "çözümü" anlatmış, ancak gecikmiş sa- atlerde Meclıs'te basına ufak tefek açıklamalar yapmıştı. Çö- züm formülünü söylemiyordu. İlçelerle "mutabık kaldığını" öne sürüyor, Çankaya'dakilerın -TO ile SÖ'müzün; Akbulut'un çabalarıyla buluşlarına olumlu gözle bakıp bakma dıklarını duyuracak bilgi vermıyordu. Soru: "TÖ'ye, çozüm formülünüzü anlattınız mı?" Yanıt: (Hafifçe gülerek) "Cumhurbaşkanı bu işlere (Söylemek is- tediği, parti, kongre işlerine) pek müdahil olmaz". Yani, son kongre örneği parti işlerine "TÖ karışmaz" demeye geti- riyordu. l ğ t f nbul ' da yansıyınca biz evcek £>U, y muhafazakâr ve nın buyruğu doğruttu- y S j Akbulut'un yapacağ, işlerine, kongre se- Orfak llSte çımlerine burnunu formÜIÜnÜn H0 fi(*nlisokmuyormuş! Daha 'Vrmuiunun ne OÖ/7// on gün gecmemişti oaşarı Kazanacağı üzerinden. TV'ye çı- (jQn - . : - K n ı / | y Kp/// kıp karısını uzun uza- u u n y u n OOyU ueill dıyaöven.SÖyekar- Oİmadl. AkbUİUt'UD şı çıkanları ihanetle r açarfiti Knnk'im suçlayıp bakanlıktan Cesareil I\OŞK UD azleden, ötekilerini kaDISInda aynı biçimde tehdity ç eden, kongre gününe dek sağa sola bir yığın tehdıtler sa- vurup korkular yağdıran bildiğimiz, izlediğimiz TÖ değildi de portresini Akbulut'un çizdiği TÖ'ydü. Komedi türünden siyasal oyuna gülmemek elde değildi. Kendinden ve karısından başka dünya tanımayan TÖ'nün son olaydaki "tereddüdü" başka yönden kaynaklanıyordu. "Sö'nün geri çekilme ihtimali var mı?" diye soran Ozkök'ü dün, "Dur, bir bakalım" diye yanıtlıyor. Kafasında "bazı te- reddütlerin varlığını araştıran" soruyu da, "Bu konuda konuşmam" diye karşılıyordu. Oysa aynı kaynağa, üç gün önce, geçen salı "Ben bu işin bu kadar büyük krize gideceğini tahmin etmiyordum" de- mişti. ANAP'ı kurduğundan beri ilk kez "parti üzerindeki de- netiminin azaldtğını artık anladığını" irdeleyen tanı doğruydu! İstanbul'da başkan SÖ, yardımcısı muhafazakâr ve yöne- timde Akbulut'un yapacağı ortak liste formülünün ne denli başarı kazanacağı dün gün boyu belli olmadı. Akbulut'un cesareti Köşk'ün kapısında bitiyordu; ama SÖ, Akbulut'la pa- zariık anlamına gelecek bir konuşma yapmayı -sonradan çe- şitli kaynaklarca doğrulandı- ısrarla reddediyordu. Başkan olacak, listeyi Akbulut'a bırakacak! SÖ'nün gönlünde boy- lesi demokrasiye ya da uzlaşmaya yer yoktu. Uzun saatler süreceği söylenen MKYK toplantısı dûn bas- larken ANAP kulisi arapsâçına dönmüştü. Son dakika_, asıl kaynakları değişmeyen yeni yeni eğilimler çıkıyordu. Orne- ğin SÖ bağlantılı Mesut Yılmaz, bir lider adayına liste yapa- cak yetki vermenin sakıncalarına işaret ederek "çözümü" benimsemıyordu. SÖ'ye yatkın "akıllı muhafazakârlar" ise sil baştan diyor, kongrenin iptalini istiyordu. Sözün kısası; ANAP'ta ai liberali, vur muhafazakâra, mu- hafazakârı da milliyetçiye... P A R T İ L E B D E N DİSK etkinlik göstersin ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)— SHP, Devrimci Işçi Sendikalan Konfederasyonu'nun (DİSK) etkinliğine olanak sağlanması için yasa önerisi verdi. Ankara Milletvekili ömer Çiftçi tarafından hazırlanan yasa önerisi hakkında bilgi veren Grup Başkanvekili Hasan Fehmi Güneş, önerinin yasalaşması için diğer partilerden destek beklediklerini söyledi. Bu arada Izmir Milletvekili Turan Beyazıt'm Emekli Sandığı Yasası'nda değişiklik yapan, çarşı ve mahalle bekçilerinin polisler gibi yıpranma zammından yararlanmasına olanak tanıyan önerisi de başbakanlığa verildi. Olağanûstû hal kalksın • ANKARA (ANKA) — SBP Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde uygulanmakta olan olağanüstü halin kaldınlmasuıı istedi. SBP Genel Başkan Yardımcısı Şerif Felekoğlu yaptığı yazıh açıklamada 10 yıldır sürmekte olan sıkıyönetim ve olağanüstü hal uygulamalanmn bölge halkına "normal ve olağan" yaşamı unutturduğunu söyledi. Yetkililerin her gün "kökimü kaadık" dedikleri olaylann inandıncıhğım yitirdiğini belirten Felekoğlu, "Ülkemizde olağanüstü hal uygulamasıyla iki anayasa uygulayanlar bu uygulamalanmn ülkenin doğusu-baüsı arasında zaman içinde oluşturacağı ekonomik - siyasal, sosyal farkhhklan ve yaratacağı sorunlann ağırlığı altında ezilir ve hesabmı veremezler" dedi. TEŞEKKUR Eşim NtLGÜN AŞABAY'm tedavisinde yardımlannı esirgemeyen değerli insan Çapa K.B.B. uzmanı Sn. Doç. Dr. KEMAL DEĞER'e teşekkürlerimi borç bilirim. SEFA AŞABAY KONYA MAARİF KOLEJÜLERE KONYA ANADOLU LİSESİ ÖNEMLİ DUYURU 1955-1990 yıllarmda okulumuzda eğitim görmüş tüm arkadaşlarımızın (mezun olmaları şart değil), Derneğimizce yayınlanacak "KİM KİMDİR" albümüne katılabilmeleri ve etkinliklerden haberdar olabilmeleri için aşağıdaki adreslere yazmaları veya telefonlardan bilgi almaları rica olunur. KONYA MAARİF KOLEJLİLER DERNEĞİ Merkez: Mıtfıalpaşa Cad 11/3 Yenışehır, Ankara Tel.133 61 62 Istanbul İrtlbat Bürosu: BARAJANS A.Ş.:Gümuşsuyu, Hacı Izzet Paşa Sokak 24/2 80040 Taksim, istanbul Tel 151 13 47-151 13 51
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear