18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
-2 MAKT 1991 * * * * CUMHURÎYET/17 HIZLI TREN— Almanya'da yeni bir hızlı tren hizmete girdi. 'FederaJ Trenyollan' Genel Mii- dürii Heinz Duerr, tremn Avrupa'daki tttm ülkelere gideceğini açıklarken hızının saatte 250 kra. olduğunu da belirtti. (Fotoğraf: AFP) Sınav maratonu başlıyor ANKARA (ANKA) — Milli Eğitim Bakanlığı'nın merkezi olarak düzenlediği devlet para- sız yatıh ve bursluluk ara sınıf- lar, ortaokul sonu sınavları ile kamu kurum ve kuruluşlarına ait okullara giriş sınavlarına başvurular pazartesi günü baş- lıyor. Sınavlara başvurular 15 mar- ta kadar surecek. Devlet para- sız yatıh ve bursluluk ara sınıf- lar sınavı 4 mayısta, devlet pa- rasız yatıh ve bursluluk ortao- kul sonu sınavlan ise 5 mayıs günü yapılacak. Kamu kurum ve kuruluşlarına bağlı Milli Eğitim Bakanlığı denetiminde- ki ortaoğretim kurumlarına gi- riş sınavı ise 25 mayısta gerçek- leşecek. METAL tŞÇİLERİ— Almanya'nın dogu bölümiindeki metal işçileri ücretlerinin çok diişiik, fiyatların ise çok yüksek olduğunu açıklayarak bir gosteri yaptılar. Doğudaki meslektaşlarının gösterisine batıdakiler de destek verdi. (Fotoğraf: AFP) Tforgunluğu ışıkla yenmek NEW YORK (UBA) — Har- vard Üniversitesi araştırmacıla- rı, isabetli bir ışık tedavisinin iş- çilerin işini kolaylaştırdığını, alı- şılmadık iş ve uyku saatlerine adapte olmalannı sağladığını ortaya çıkardılar. Harvard Üniversitesi'nden Dr. Charles Czeisler ve arkadaşlan, bir mesai işini temsil edecek or- tam hazıriadıktan sonra birkaç denek işçiyi gece yansından sa- bah sekize kadar 7 bin - 12 bin lükslük (gün ışığı şiddeti) bir ay- dınlatma altında çalıştırdılar. Daha sonra sabah dokuzdan ikindi vakti saat beşe kadar tam karanlık bir odada işçilerin uyu- malarını sağladılar. HABERLERİN DEVAMI G. Saray'ın sorımu Fîlm gîbi operasyon (Baştarafı 16. Sayfada) Başka bir TV programında ; ise kaybettiği bir maçtan sonra • Beckenbauer'ın yorumunu izle- •dim. Alman teknik direktorün • yüzünden duşen bin parçaydı. 1 Sürekli olarak takımını kazan- mak için yeterli çabayı göster- memekle suçluyordu. Guçleri- nin eksik olduğunu ve daha çok çaJışmalarının gerektiğini soylu- yordu. — Biliyorsunuz futbo) takım- lanmızda psikolog yok. Bu ne- denle psikolog görevini teknik adamlar veya yöneticiler üstleni- yor. Bu yontem doğru mudur? — Futbol takımlarının, tek- nik adamların, hakemlerin ve hatta yönetcilerin bile spor psi- koloğuna gereksinimi vardır. Futbolda göre\' alan sporcuları hem ferdi hem de takım olarak ele almak gerekiyor. Takım psi- kolojisinde kişinin goruşü ile ta- kımın görüşü arasında fark var- dır. Takım psikolojisi gelişmiş- se ferdiyetten kurtulunur ve gru- bun başansı düşünülür. Bir fut- ,bolcu kendi bireysel psişik me- kanizmasının etkisi altında ka- lırsa o zaman takım başarısız olur. Her takımdaki futbolcu kendini grup psikolojisi ile öz- deşleştirmelidir. Bu da çok ko- lay değil ve uzman kişilerin işi- dir. örneğin Koseçki'nin duru- rnu. İnsan yeni bir ortama gir- diği zaman takımla özdeşleşme- si mümkün olmuyor. Koseçki şu anda grubu değil kendini oynu- •yör.' — Galatasaray, geçen yıl ba- z\ çevrelerce başansız olmakla suçlandı. Bu sezon Mustafa De- nizli yeniden görevlendirilerek toazı yüksek amaçlar saptandı. Avrupa kupabnnda yeniden ba- şarılı olmak ve Türkiye'de şam- pivon olmak gibi. Transferler de bu doğrultuda yapıldı. Şim- di gelinen yerde amaçlan uzak- laşma ve dolavısıyla vöneticile- rin haketnieri suçlaması var. Bu durumu psikolojik açıdan de- gerlendirir misiniz? — Yoneticilerin hakemleri suçlaması beklentilerin gerçek- Ieşmemesindendir. Şu anda Ga- latasaraylı yoneticilerin tutumu agresyona (saldırganlığa) dönuş- muştur. Bu tutum içerisine giren takımların yöneticileri başarısız- lığın gerçek nedenlerini bulma- da zorlanırlar. Nedenlerin bilin- memesi de hedef şaşırtıcılığına sebep olur. Örneğin yonetici için hedef şaşırtma kendisini hemen antrenör değiştirmede gösterir. Halbuki şurası ıstatistik olarak göstermiştir ki antrenör deği- şimleri sadece yoneticilerin içe- risinde bulunduğu suçluluk psı- kozunu hafifletmekten başka bir işe yaramaz. Antrenörlerde- ki belirtisi ise oyunculan suçla- maktır. Hatta bazen onların ce- zalandırılmasını isteyecek duru- ma bile gelebüirler. Hakemlerin suçlanması ile kendi takımları- nın başarısızlığını örtmek iste- meleri de bir gerçektir. Oyuncu- ların da taraftarlar ile karşı kar- şıya gelmemesi için taraftarların kendilerini yeteri kadar destek- lemediğinden yenüdikleri izleni- mı veren bir duygu içerisine de gırılebilir. — Galatasaray 'ın yeniden ba- şarılı olması için psikolojik ola- rak futbolculanna nasıl yakla- şılmalıdır? — Bu sorunun bir bölümünu >aıkanda yanıtladım. Ya demok- ratik veya otokratik yolla spor- cularla göruşülçbilir. Demokra- tik yontemde sporcularla konu- şulur ve onların da gorüşleri alı- nır. Otokratik yolla ise sporcu- lara yukarıdan emirler verilir ve bu emirlerin yerine getirilmesi istenir. Her ınsanın ve her gru- bun yapış şekilleri farklı oldu- ğuna göre bu yöntemlerden han- gisinin başanlı olacağı o grubun yapısına bağhdır. Onun için tek- nik adamlar ve yöneticiler grup- larının psişik yapılannı çok iyı bilmeli ve yöntemlerini ona go- re kullanmahdırlar. Kesin sonuç için ise Galatasaraylı futbolcu- ların kişisel ve grup haritalarını çıkartmak gerekiyor. Ancak ek- sik ler böyle görulür. Erol Tby ve Pir Sultan oyunculan gözaltında ANKARA (Cumhuriyet Bu- rosu) — Yazar Erol Toy ve Bir- lik Tiyatrosu sanatçıları Kızılca- hamam'da gözaltına alındı. Edinilen bilgiye gore olay şoyle gelişti: Birlik Tiyatrosu'nun Pir Sul- tan oyununa Bolu Valiliği'nin izin vermemesi uzerine, Kızılca- hamam'da bulunan Birlik Ti- yatrosu sanatçıları ve oyunun yazarı Erol Toy, Ankara'ya yu- rumek istedi. Bunun uzerine ovuncular ve Erol Toy, Kızılca- hamam Jandarma Karakol Ko- mutanı, oyunculan ve yazarı karakola aldı. Dün öğle uzeri karakola alınan sanatçıların du- rumunu soran IHD Ankara Şu- besi yetkililerine bir er, "Kara- kol komutanının yerinde olma- dığını, sanatçıların durumunun iyi olduğunu ve bahçede bekletildiklerini" söyledi. Toy'un dışında gözaJtmda tu- tulan sanatçıların adları şöyle: Zeki Göker, Gül Goker, Ali Özkok, Funda Ersin, Nazan Vılmaz, Necmi Aykan, Ertan Üçgözen, Ender Vigit, Hu*eyin Ulu, Orhan Gezen, Ahmei Özu- ğurlu. Nabi Esatgil, Ibrahim Gündoğan, Doğan Turan, Birol Vılmaz, Filiz Işık, Tuncer Tut, Nursel Çelebi. (Baştarafı t. Sayfada) tı. Istanbul Emniyet Muduru Mehmet Ağar, soygunun yasa dışı sol bir örgüt tarafından ya- pıldığını, sorgulamanın surdu- ğunu söyledi. Aksaray Vatan Caddesi bez- mi Âlem sokak 22 numarada bulunan ve özellikle kalp ame- liyatlarıv la tanınan Ozel Topka- pı Hastanesi'ne lOOmetre kala, 34 TBC 86 plakalı taksiye saat 09.50 sıralannda binen bir kişi, hastaneden taburcu olan bir ya- kınını alacağını söyledi. Yolda 4 kişi daha taksiye binerek su- rucüyü tekme tokat otomobil- den indirdiler. 1988 yıhnda Topkapı kavşa- ğında oldurülen Dr. Edip Kiırk- lü'nun eşinin yonettiği Özel Topkapı Hastanesi'ne gelen si- lahlı kişilerden 3'ü, girişteki mu- hasebe servisine yöneldi. Bura- da, Muhasebe Muduru İlyas Öztekin ile yardımcısı Sema Songiiltekjn'i kasayı açmaları için tehdit eden soyguncular, anahtarı istediler. Görevlilerin zaman kazanmak için kasa anahtarının hastanenin sahibi ve Başhekimi Dr. Sema Kürk- lü'de bulunduğunu soylemeleri uzerine, 2 soyguncu Sema Soy- gültekin'i dealarak muhasebe- nin karşısındaki Dr. kıirklu'- nün odasına girdi. Dr. Sema Kurklü'nün şakağına tabanca dayayan 2 soyguncu, kasanın anahtarını vermesini söyledi. Anahtarın kendisinde olmadığı- nı ifade eden Dr. Kürklu, mu- hasebe göreylilerine anahtarı vermelerinı behrtti. 2 soyguncu- nun muhasebe servisine gitme- sinden sonra uçüncü kişi Dr. Se- ma Kurklü'nün odasına girerek telefon kablolarını kesti. Kasadan, Özel Topkapı Has- tanesi personeline dün odenecek ucretleri olan yaklaşık 150 mil- yon lirayı alan soyguncular, gel- dikleri taksiyle olay yerinden hızla uzaklaştılar. taicsi, kısa süre sonra guvenlik gorevlilerin- ce hastaneye 400 metre uzaklık- ta, trafiğin yoğun olduğu Mil- let caddesinin paralelindeki Ak- koyunlu sokakta terk edimiş olarak bulundu. Arama, operasyon, çatışma Silahlı kişilerin soygunun ar- dından kaçmaya ealışmaları uzerine, olayı öğrenen polis, çevrede önlem almaya başladı. Bu arada özellikle siyasi soy- gunlara karşı, hazır halde bek- Ietilen Siyasi Şube'ye bağlı özel timler de kısa sürede bolgeye sevk edildi. Kavşak, yol ve ara sokakları kesen görevliler, olaydan yanm saat sonra Fatih Akdeniz cad- desi üzerinde kuşkulandıkları bir taksiyi durdurmak istediler. Ancak taksi dur ihtarına u\ma- yarak Ze>ıinburnu yonune doğ- ru hızla kaçmaya başladı. Bu- nun uzerine ekipler, taksiyi \z- lemeye başladı. Otomobil, Zey- tınburnu yolunda kıstırıhnca, sanıklar yaya olarak kaçmava çalıştı ve guvenlik guçleri bir su- re ızlerini kaybetti. Sıvasi Şubeozel timleıi, kuş- kulu sanıkların Kazhçeşme ve Topkapı çevresinde oldukları- nın belirlenmesinden sonra oto- matik silahlarla ve özel giysile- rıyle her yeri didik didik aradı- lar. Sanıklardan biri, Yedikuie Gaz Fabrikası yakınlannda fark edildi. Sanık, polısle girdiği ça- tışmada, avağından varalı hal- de yakalandı. Öteki 2 kişinin de fabrıka bahçesi içınde saklan- dıklarının belirlenmesiyle, tim- ler buyuk bir dikkatle bahcede operasyon duzenledi. Soyguncu oldukları belirtilen bu iki kişi de vakalanarak goz altına alındı. Topkapı'da kaçan 3 kişi Öte yandan poüs özellikle Fa- tih Akdeniz caddesi uzerınde gorulen ve dur ihtarına uyma- yarak kaçan ve Yedikule'de ya- kalanan 3 sanıkla uğraşırken Topkapı kavşağında da kuşku- lu bir otomobilin gorulduğu oğ- renildı. Kavşakta kaza yapan bir otomobilden inen 3 kişinin başka bir taksiye binerek hızla kaçtıkları belirtildi. Ancak bu üç kişinin soygun olayıyla ilgili olup olmadıkları henuz belirle- nemedi. Özel Topkapı Hastanesi'nde panik 1988 yıhnda oldurülen Dr. Edip Küfkiü'nün ~eşi" Sema Kürklu, sahfbi olduğu Özel Topkapı Hastanesi'ndeki soy- gunu şöyle anlattı: "Odamda giınliik işlerle ug- raşıyordum. Birden bağınş ve çıglıklar duydum. Bir hastanın yakını öldii sandım. Paldır kiıl- ADANA HIPODROMU'NDAN HKREI DACUOC.U; Partner kazanacak güçte1. AYAK: Uzun suredir id- manlarını muntazam surdüren Osmancık, ilk şansa sahiptir. Jyi bir tay izlenimi veren Ülgen- bey ve Umut 4'ü sert rakip ola- r,ak varsayıyoruz. Yarışın surp- rizini koşu gören tecrubeli As- (angünü gerçekleştirebüir. 2. AYAK: Adana'da çok iyi bir form yakalayan Baba 1, bu yanşı için ciddi hazırlıklar yap- p. Başarılı olacağına inanıyo- ruz. Yeni yeni duzelmekte olan Gülen 2 ve Sarıcan daha sonra düşunulebilir. Mesafe kısa gel- aıezse Tulga sürpriz yapabilir. ; 3. AYAK: Kahte Commodo- re bulduğu güzel formu ile ilk ^ansa sahiptir. Yine hafta içi id- manlarında göz dolduran Gin- İa ve Günseli sert rakip gorü- <)ümündeler. Ağır kilosuna rağ- men Semuş'u sürprizde oneri- Tİ2. i 4. AYAK: Bulduğu düzgün formunu muhafaza eden Part- ner'in ağır kilosuna rağmen ka- zanmasmı bekliyoruz. Mamilot ve Katarina'nın kuponlarda bu- lunmasında fayda vardır. 5. AYAK: Surprize müsait görunen C Grubu yanşında ilk şansı Yeniay'a veriyoruz. Üçu- müz, Gülseren ve Eser 6, daha sonra düşünülebilir. 6. AYAK: Kalite Mertkan, iş- siz koştuğu yarışını zor da olsa kazandı. Bu yarışıru da kazana- caktır. Zaman zaman başarılı koşan Ömerağa ve Nilufer sert rakipleri olup Okeytur'u surp- rızde oneririz. TAHMİNLER ~ 1. KOŞU: F: Karagümruklu (3), P: Akansel (1), S: Erdal (2). 2. KOŞU: F: Altay 4 (1), P: Aktolgalı (2), PP: Kamalı (5), S: Erdemir (4). 3. KOŞU: F: Babakemal (1), P: Pafa (3), PP: Tycoon 1 (4), S: Adalya (6). 4. KOŞU: F: Osmancık (6), P: Ülgenbey (8), PP: Umut 4 (7), S: Aslangunü (10): 5. KOŞU: F: Baba 1 (1), P: Gülen 2 (8), PP: Sarıcan (4), S: Tulga (2). 6. KOŞU: F: Commodore (8), P: Ginza (4), PP: Günseli (3), S: Semuş (1). 7. KOŞU: F: Partner (1), P: Mamilot (8), PP: Katarina (3), S: Tornado (4). 8. KOŞU: F: Yeniay (16), P: Uçümüz (1), PP: Gülseren 1 (9), PP: Zaferyıldızı (17), S: Eser 6 (8). 9. KOŞU: F: Mertkan (1), P: Ömerağa (2), PP: Nilüfer (4), S: Okeytur (8). OTORİTELERİN GORÜŞLERİ F. Dağhoğlu M. Tokmak ; N. Yılmaz K. Akyer 6-7-10 6-8-10 6-7-8 6 4-8-1 1-2-4 1 1-4-2 6-4-3 3-4-8 6-8-1-2 4-8-2-3 1-3 1 1 1 1-2-16 1-16 16 1-2-9 1-4-9 1-2-4-8 2-4-1-8 1-2-4 tur odama giren 2 soyguncu şa- kağıma tabancı dayadı. Bizi >e- re yatırdılar ve kasanın anahta- rını istediler. Bende yok, dedim. Yanlannda muhasebe servisin- den bir bayan arkadaş vardı. Zaman kazanmak için böyle yaptıklannı anladım ve kendisi- ne anahtarı vermesini soyledim. Odadan çıktıktan hemen sonra, bir kişi daba geldi, telefon kab- lolannı kesti. Bana da 'Kusura bakmayın bajan. kimseye bir şey olmayacak, korkmayın' de- di. Soyguncular erkek ve yıizle- rinde maske joktu." Soygun sı- rasında personelin şaşkınlık geçirdiği ve panik yaşandığı be- lirtildi. Istanbul Emniyet Muduru Mehmet Ağar, Özel Topkapı Hastanesi'ni soyan kişilerin yaklaşık 150 milyon lıra aldık- larını belirterek '"Yedikule'de yakalanan 3 kişinin soyguna ka- rıştıklarını belirledik. Soruştur- ma suruyor. Vasa dışı sol bir ör- güt iıyesi olduklannı sanıyonız" dedi. Ankara'da çatışma Bu arada .Ankara Etlik'te po- lisle catışmava giren silahlı iki kışıden bırı varalı olarak ele ge- çirildi, diğeri kaçtı. AA'nın ha- berine gore dun saat 12.30 sıralannda Etlik Yunus Emre Caddesi'nde görevli polis ekıbı durumlanndan şuphelendiklerı iki kişiyi durdurmak istedi. Po- lislere karşılık venlmesi uzerine çıkan çatışma sonucu isminin Sadık Yüdınm olduğu öğrenilen mılitan Öney Sokak'ta bir apartmana girerek Avhan De- mirkıran adlı çocuğu rehın aldı. Ancak peşıne duşen polisin ateş açması sonucu yaralı olarak ele geçirildiği bildirildi. Izmır'de uğradığı silahlı sal- dın sonucu başından aldığı bir kurşunla yaralanan NATO'da görevli Amerikan Hava Kuvvet- lerı personeli Yarbay Alvin Macke dün saat 01.30 sıraların- dat tedavi görduğü hastaneden alınarak Almanya'ya gotürul- du, Ceyhan'da soygun Bu arada Gaziantep-Tarsus otoyolunun yapımını ustlenen Tekfen-Impresit firmalarının Ceyhan yakınlarındaki bir dina- mit deposu, silahlı dort kişi ta- rafından dun gece soyuldu. Saat 20.00 sıralannda E-5 karayolu- na 1.5 kilometre uzaklıkta bu- lunan dinamit deposuna gelen silahlı kişilerin bekçileri etkisiz hale getirdikten sonra bir mik- tar dinamit alarak olay yerinden çahntı bir arabayla uzaklaştık- ları kavdedildı. Üazar Savunma Bakanı (Ba$tarafı I. Sayfada) feshedilmesinin ardından ANAP'a katılmıştı. 1987 seçim- lerinde Jvâyseri'den aday olan Yazar, seçim sonrası kurulan hü- kumette de\ let bakanlığı ve hu- kumet sozculuğu gorevine geti- rilmişti. Politika oncesinde Türkiye Odalar \e Borsalar Birliği Baş- kanlığı döneminde Turgut Özal'ın uyguladığı ekonomik politikalan ağır dılle suçlayan Yazar, 1983 yıhnda siyasi parti- Iernryeniden lcurulduğu dönem- de, uzun sure parti kurma konu- sunda on onay almak uzere dö- nemin Cumhurbaşkanı Kenan Evren'den randevu istemiş, "ye- şil ışık" gormeyince birlik baş- kanlığı görevini surdürmeyi ter- cih etmişti. DİYARBAKIR BELEDİYE BAŞKANLIĞI'NDAN DUYURU HALEPÇE KATLİAMI ANIT PRÖJE YARIŞMASI İnsanlık kimyasal silahların kendi varlığına yönelen en büyük tehlike olduğunu saptayarak, bu silahların kullanımını Türkiye 1 nin de taraf olduğu uluslararası antlaşmalarla yasaklamıştır. Buna rağmen 16-17 Mart 1988 tarihinde Kuzey Irak'ta Saddam yönetimi bu silahları kullanarak Halepçe'de çocuk, kadın, yaşlı, genç demeden binlerce sivil Kürt insanı katletmiştir. İnsani değerlerin ve insan yaşamının her koşulda ön planda tutularak korunmasının gereğine inanarak, bu vahşetin anısını simgelemek ve bu yolla, gelecek kuşaklara kimyasal silahların sonuçlarını hatırlatarak bu silahların yapımını ve kullanımını cay- dırmak amacıyla Uluslararası bir Anıt Proje Yarışması açılmış- tır. • Yarışmacıların en geç 2 Nisan 1991 tarihine kadar Diyarbakır Belediyesi Kültür Müdürlüğü'ne yazılı başvuruda bulunarak ya- rışmaya katılacaklarını belirtmeleri gerekmektedir. Yarışmacılar, katılma belgeleriyle birlikte yarışmaya ait şart- nameyi Belediye Kültür Müdürlüğü'nden temin edebilirler. Yarışmacılar projeleri şartname esaslarına uygun olarak ha- zırlayıp 14 Haziran 1991 tarihine kadar Diyarbakır Belediyesi Kül- tür Müdürlüğü'ne teslim edeceklerdir. Jüri bu tarihten sonra toplanarak yarışmayı kazanacak proje- yi belirleyecektir. Proje uygulaması, şartname esaslarına göre yapılacaktır. Proje yarışmasını kazanacak müellife 7.500.00(>— TL. ödül ve- rilecektir. Ancak söz konusu ödül uygulama projesinin beledi- yeye teslimini müteakip müellife ödenecektir. Kamuoyuna duyurulur. PROJE DEĞERLENDİRMESİNİ YAPACAK JÜRİ ÜYELERİ: Şevki VANLI (Yüksek Mimar) Jale ERZEN (Eleştirmen, Ressam; Doç. Dr. ODTÜ Mimarlık Fak.) Teoman ALPTURK (TMMOB Genel Başkanı) Şadan BEZEYİŞ (Ressam, Prof. Dr; İTÜ Güzel San. Bölüm Başkanı) Burhan ALKAR (Heykeltıraş) Nuri ABAÇ (Ressam, Mimar) Şerafettin ELÇİ (Eski Bayındırlık Bakanı) Turgut ATALAY (Diyarbakır Beledıye Başkanı) GOZLEM UGUR MUMCU (Başıarafı 1. Sayfada) gibı olası sorunlar için akla gelen örneklerden bıridir. Birınci Dünya Savaşı sonunda Alman İmparatorluğu'nun o zamanki 'müttefik devletler'\e imzaladığı Versay Antlaş- ması gereğince Almanya'nın sınırları yeniden çizilıyor: Impa- ratoriuk, sömürgeler üzerindeki haklarından vazgeçiyor, si- lah yapımını durduruyor. Alman ordusu 100 bin kişiye ındi- riliyor ve Imparatorluğun savaş tazminatı ödemesi de ka- rarlaştınlıyordu. Almanya bu savaş borçlarını ödeyemedi; ödeyemeyince Fransa veBelçıkaRuhrsanayı bölgesinı işgal ettiler. Alman ekonomısı de büyük bunahma sürüklendi. Büyük kargaşalar yaşandı. Işte bu gelişmeler, Almanya'da nasyonal-sosyalizmin do- ğumuna yol açtı. Sonrasını bıliyoruz. Bugün de Körfezı böyle bir tehlike bekliyor. ABD tarafından 'dikte edilecek' barış koşulları, Arap mil- lıyetçılığinı kamçılayarak gelecekte yeni Saddamlar ve 'Arap Hitlerlerı' doğurabilır. 1967 Arap-İsrail savaşını izleyen gün- lerde olduğu gibı terör olayları da yaşanabilir. Körfez bunalımı, bıtmedı. Asıl sorun bundan sonra! • • • Cumhurbaşkanı Özal, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü ve Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürü Büyükelçi Ka- ya Toperi aracılığı ile gazetemizdeki bir haberi yalanlıyor. Haber, Cumhurbaşkanı'nın bağlı bulunması gereken tarafsızlık' ilkesini çiğneyerek eşinin il başkanı seçilmesi için girdiği 'ev kulisleri' ile ılgilidir. Aynı haber, değişik biçimler- de başka gazetelerde de yayımlanmıştır. Gazeteciler, kapalı toplantılardan, bu toplantılara katılan mılletvekillerinden haber alırlar. Yerine ve koşullarına göre cumhurbaşkanları, başbakanlar, bakanlar ve büyükelçiler de gazetecilere 'kendilerini kaynak göstermeksizin' haber de verirler. Bu gibi kapalı toplantılarda bilgi veren kaynak da açık- ianmaz. Bu gibi işler, gazeteci ile haber kaynağı arasında oluşan güven duygusuna dayanır. Gazeteci, bu gibi toplan- tılarda kendisine haber veren kaynağı açıklarsa 'muhabir'- likten çıkar 'muhbir' olur. Gazeteciliğın bu temel kurallânnı Büyükelçi Toperi'nin bil- memesı düşünülemez. Gazeteciliğın abc'sinden habersiz bir Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürü de olamaz. Toperi,' 'emir kulu olduğunu, verilen emirieri yerine getir- diğıni', bu açıklamayı da bu yüzden yapmak zorunda kaldı- ğını söyleyebilir. Büyükelçi Toperi, bu nedenle 'e/ç/ye zeval olmayacağını' da ileri sürebilir. Bunlar da savunma değildir. Bu gibi durumlarda elçi, elçiliğini bilmezsete/ç/vezeval' de olur! Toperi, bir devlet memurudur. Devlet memuru olarak sı- yasetin lyice arabeskleşen ortamında siyasal polemikler- den özellikle kaçınması gerekir. Sayın Büyükelçi, 'cumhurbaşkanlığı sözcülüğü' ile 'Özal'ın gözcülüğünü' birbırine kanştırmaktadır. Sözcü, yalnızca Cumhurbaşkanı'nın açıklamalarını aktarır; gözcü ise bu açıklamalara kendi yorumlannı ekler. Toperi'nin şu açıklamasına bakın: — Cumhurbaşkanı, doğru olmayan haber ve yorumların mimarı olan bu gazetemizi vatandaşlarımıza şikâyet etmem konusunda beni görevlendirmişlerdir. Bu sözler, sorumsuz Cumhurbaşkanı'nın ağzından çıkan sözler değil sorumlu olması gereken bir devlet memurunun kalernınden sacılan karalamalardır. Bu dayanaksız suçlama ve karalamalar da 'Ahmefin televizyonu' aracılığı ile Türk kauoyuna duyurulmaktadır. Toperi kim oluyor da Cumhuriyet gazetesini 'yanlış ha- ber ve yorumların mimarı' diye suçlayıp yurttaşlara bizleri 'şikâyet' ediyor? Bu nasıl bir devlet' görevi ve nasıl sözcülüktür? Büyükelçi, bu gibi konulardaki mimarlık, mühendislik, kal- falık, çıraklık ve yamaklığı, Özal'ın her sözünde 'hikmet' bu- lan, fısıltılarla haber oluşturan, uzaktan kumanda ile gaze- tecilik yapan, diplomatların görevlerini üstlenip 'dış temas- larda bulunan' yeni 'mabeyn kâtiplerinde' aramalıdır! Askeri yardıma sınırlı (Baştarafı 1. Sayfada) muhripler genelkurmay başkan- lığınca 'demode' olduğu ve ba- kım için masraf gerektirdiği ge- rekçeleriyle kabul gormedi. Askeri kaynaklardan edinilen bilgiye gore ABD bu yıl içinde Turkiye'ye vermeyi planladığı si- lah sistemlerini içeren malzeme listesini geçen ay başında Genel- kurmay Başkanlığı'na iletti. Lis- tede 5 ayn madde halinde sıra- lanan silah ve teçhizat üzerinde yapılan inceleme sonucunda, bazı sistemler kabul gorürken, bir kısmı ise 'demode' olduğu, 'taşıma ve bakım' açısından masraf gerektirdiği gerekçeleriy- le kabul edılmedı. Edinilen bilgiye gore Turki- ye'ye onerilen ve Kongre onayı alınmış olan bazı sistemler şun- lar: S-2 denız karakol uçakları, C-130 B uçaklan, F-4 sinıulato- ru ve AN/GRC 171 (v) telsizle- ri. Turkiye'ye onerilen sistemler arasında AH-IS Cobra helikop- terleri de ver aldı. 9 Kasım 1990 tarihinde Kongre onayına 'sessizlik' >ontemı ile sunularak onay alınan Cobra helikopterle- rinin sayısı 5 olarak belirlendi. Ancak Türkiye, helikopter sayı- sının arttırılıııası yoli'nta ABD nezdinde girişimler yurutuyor. ABD gıınev kanal yardım ya- sası kapsanıında da bazı ^ısrem- leri Turkive've onerdi. Ouney kanat vardınıının naklı\e ucaKl.ı- rı ile savaş uçaklarını kapsama- sı dikkat çekti. ABD'nin öner- diği uçakların modeli ve adedi ise şöyle: C-130 B uçaklan (2 adet), AT 38 uçakları (30 adet), F-4E uçaklan (40 adet). ABD daha önceden de Turki- ye'ye F-4E uçakları vereceği yo- lunda taahhütle bulunmuş, an- cak bunu yerine getirmemisti. Askeri çevreler, ABD'nin Türki- ye'ye 'Körfez savaşında izlenen politika nedeniyle' vermediğine de işaret ederken, bunu da şu gerekçeye dayandırdılar: "ABD'nin önerdiği sistemler belirli maddeler altında sınıflan- dırılmış. Güney kanat yardım yasası, AKKUM'un imzalanma- sı sonrası, düşük fiyatla kirala- nabilecek malzeme gibi. O ne- denle yardımı Körfez savaşında izlenen politika gibi bir gerekçe- ye dayandırmak yanlış olur" ABD'nin AKKUM'un imza- lanmasından sonra Turkiye'ye verilecek malzemeler başlığı al- tında önerdiği sistemler ve ade- di ise şöyle: — M60 A3 tanklan (658 adet), — M60 AI tankları (164 adet), — M-113 zırhlı pcrsonel Uşı- yıcıları (300 adet), — M-110 8 inçlik bovvitzerler (48 adet). Askeri kaynaklar, M60 AI tankları ile M-113 zırhlı perso- nel taşıyıcılarının miktannda ar- tış sağlanabıleceğini de sözleri- ne eklediler. I
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear