18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/10 DIŞ HABERLER 16 ŞUBAT 1991 lunan hüktinıeti Koskotas'ı istedi • ATtNA (AA) — Yunanistan hükümeti, gelecek ay yüce divanda başlayacak Koskotas davasıyla ilgili olarak ABD'den kaçak bankerin tanıklık yapması için izin istedi. Adalet Bakanhğı'ndan yapılan - açıklamaya göre hükümet ABD'ye kaçak bankerin yargılanmasının sözkonusu olmadığını belirterek can güvenliği için teminat verdi. Açıklamada, Koskotas'ın tanık olarak dinlendikten sonra ABD'ye geri gönderileceği ve Atina'da kaldığı sürece kendisi için Amerikan yasalannın geçerli olacağı kaydedildi. Mart ayında başlayacak davada, eski Başbakan Andreas Papandreu'nun yanı sıra üç eski PASOK'lu bakan yargılanacak. Ârnavutluk'ta gösteriler • BELGRAD (AFP) — Yugoslav Tansug haber ajansının Amavut gazetecilere dayanarak verdiği habere göre Arnavutluk'ta öğrenci gösterileri Tiran'dan öteki kentlere yayüıyor. Kuzeydeki Işkodra kentinden sonra Elbesan, Durres ve Korça kentlerinde öğrencilerin, Tiran'daki Enver Hoca Üniversitesi öğrencilerinin başlattıklan protesto gösterilerine katıldıklan bildirildi. Enver Hoca Üniversitesi öğrencileri hükümetin çekümesi, yaşam koşullannın düzeltilmesi ve üniversitenin adının değiştirilmesi gibi taleplerle 10 günden beri derslere girmeyerek protesto gösterileri dUzenliyorlardı. Inan, Paris'te • PARİS (Cumhuriyet) — Körfez savaşı sonrasındaki sUrekli barışı sağlamak üzere öneriler içeren "Türk planı"nı, sıcağı sıcağına AT'ye anlatmakla görevli olarak Avrupa'yı dolaşan Devlet Bakanı Kâmran Inan, Londra'dan sonra Paris'e geldi. Cumhurbaşkanı Özal'ın "özel" elçisi olarak temaslarda bulunan Inan, cuma sabahı 7.30 haberlerinde, Fransız resmi TV kanah "Antenne 2"de Türkiye'nin Körfez sorunlarıyla ilgili devlet bakanı olarak tanıtıldı ve "Türk banş planını" anlattı. Savaş sonrası, zengin Ortadoğu ülkeleri ile başta Almanya ve Japonya olmak üzere Batılı endüstrileşmiş ülkelerin (Türkiye'nin de) katılacağı bir Ortadoğu kalkındırma fonu öngören Türk planı, Fransa'da olumlu yankı buluyor. Çünkü Mitterrand'ın öngörüleri de farklı değil. Kâmran Inan, TV'de kendisine yöneltilen sorulara karşı, Türkiye'nin karadan ikinci bir cephe açmayacağını ve suyu silah olarak kullanmayacağını kesin bir dille beürtti. AKKA için görüşmeler • WASHINGTON (AA) — ABD Dışişleri Bakanlığı, Avrupa Konvansiyonel Kuvvetler Antlaşması (AKKA) çerçeyesinde kıtadaki askeri indirimi konusunda ortaya çıkan sorunlann giderilebilmesi için Moskova Ue yeni görüşmeler yapılmasının kararlaştınldığını açıkladı. Konuya ilişkin olarak dün bir açıklama yapan Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Margaret Tutwiller, ABD ve müttefiklerinin bu karar üzerinde görüşbirliğinde olduklarını kaydetti. Baker, AGİK süreci çerçevesinde Paris'te imzalanan AKKA'nın, sonmlar çözümlenmediği sürece yönetim tarafından Kongre'ye gönderilmeyeceğini acıklamıştı. Washington, AKKA'daki sorunun çözümlenememesinin, stratejik silahların indirimi (START) sürecini de olumsuz etkileyeceğini kaydetmişti. Moskova ise sorunun çözümü için olumlu yaklaştıklannı bildirmişti. ABD'de savaşsoruusında bölgede ortc^çıkmasıbeldenmyenigelişmda^ ilişkin ilk ruporyayımlandı Türkiye'ye Ortadoğırda rolAralannda eski Dışişleri Bakanı Alexander Haig, Senato ve Temsilciler Meclisi, Silahlı Kuvvetler Komisyonu başkanları Sam Nunn ve Les Aspin'in de bulunduğu bir grup uzman tarafından yazılan raporda, Türkiye'nin, NATO'nun Ortadoğu'ya çekilmesinde anahtar rol oynadığı vurgulanıyor. UFUKGÜLDEMtR WASHINGTON — ABD'nin önde gelen stratejistlerinden oluşan bir calışma grubu, "Savaş Ertesi Ortadogu" konusundaki ilk Amerikan raporunu yayunladı. Raporda, "NATO'nun Ortadogu'ya çekilmesinin anahtan" olan Türkiye'nin, Körfez krizinde şu ana kadar oynadığı rolü bundan sonra da sürdürmesi halinde bölgenin, 'kalıcı istikrar dengesine' önemli katkıda bulunabileceği vurgulanıyor. •• "Dengeyi Veniden Kurmak' başlığını taşı- yan ve resmi bir niteliği olmayan rapor, Was- hington Enstitüsü çatısı altında toplanan bir grup stratejist tarafından hazırlandı. Çalış- ma gmbunda yer alan isimler arasında, Tem- silcüer Meclisi Silahlı Kuvvetler Komitesi Baş- kanı Les Aspin, Prof. Eliot Cohen, 'Tarihin Sonu' kitabının yazan Fukuyama, Eski Dı- şişleri Bakanı Atauuıder Haig, Reagan'ın Or- tadoğu Danışmanı Geoffrey Kemp, ABD'nin Eski BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Jeane Kirkpatrick, Stratejist Edward Luttwak, Re- agan'ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Robcrt McFaıiane, Eski Başkan Yardımcısı Walter Mondale, ABD'nin Ortadoğu otoritelerinden Büyükelçi Richard Murphy. Senato Silahlı Kuvvetler Komitesi Başkanı Sam Nunıı, 'ls- tanbul Entrikalan' kitabının yazan Barry Ru- binde bulunuyor. Raporda soğuk savasın sona ermesi ve Kör- fez krizinin, ABD'nin bölgedeki çıkarlanm yeniden tanımlamasım zorunlu kıldığı vur- gulandıktan sonra savaş sonrası için 'önem sırasma göre' olmadığı kaydedilen 6 madde sayılıyor: 1) Makul fiyatlarda petrol. 2) Isra- il'in yaşaması ve güvenliğine olan taahhüt. 3)Dostane Arap ülkeleri ve Türkiye'nin gü- venliğine olan taakhüt. 4) Bölgesel sorunla- nn çözümü ve istikrar. 5) Amerikan vatan- daslannın güvenliği. 6) DenizJerin özgürce kullanımı. Daha sonra bu maddelerin tek tek incelen- mesine geçiliyor. Bölge güvenliği ile ilgili so- runlar tartışıhrken 1970 ve SO'lerde lran ile Irak arasındaki askeri dengenin iki ülkeyi de saldırganhktan caydırdığı, bu yüzden kriz sonrasında da, lran ve Irak arasında 'daha düşük düzeyde' bir askeri dengenin oluştu- rulmasının ABD'nin bir numarah hedefi ol- ması gerektiği belirtiliyor. Aksi halde lran ve Suriye'nin çok ön plana çıkacağı, bunun için önlem abnması gerektiği vurgulanıyor. Ra- porda savaştan sonra da Mısır'ın Körfez'de asker bulundurmaya devam etmesinin yerin- de olacağı belirtiliyor ve "Araplar tarafından finanse edilebilecek Mısır askeri, Körfez'in bölgesel koruyucusu olabüir" deniliyor. Oluş- turulacak yeni güvenlik rejiminin NATO ve- ya CENTO turü bir modele dayanmasının 'pratik' olmayacağı belirtildikten sonra Körfez Işbirliği Konseyi (KİK) çevresinde oluşacak 'Arap ve Arap olmayan askeri des- teğe dayalı', 'yeni ve yaraücf bir rejim öneri- liyor. Raporun bu bölümünde Türkiye de ele alı- nıyor. 'Körfez ittifalunda' oynadığı rolün Türkiye'nin bölgedeki önemini bir kez daha ortaya çıkardığı belirtildikten sonra ABD'nin Türkiye'yi dış tehditlere karşı korumaya de- vam etmesinde önemli çıkarlan olduğu kay- dediliyor. Türkiye'nin hem resmen Amerikan müttefiği hem NATO üyesi hem de Mısır dı- şında lsrail ile diplomatik ilişkisi olan tek îs- İam ülkesi olduğu vurgulandıktan sonra ay- rıca bölge ile önemli ticari bağlan olduğu ve "Irak, Suriye ve Crdün'e akan suyn kontrol ettigi" ifade ediliyor. Son krizin de ortaya çı- kardığı gibi NATO'nun Ortadoğu'ya çekilme- sinde Türkiye'nin 'anahtar ülke' olduğu bil- dirildikten sonra "Türkiye, içerde tarüşmalı da oba, Ortadogu'da yeni bir rolle ortaya çık- ü. Bu rolü sürdürmesi halinde bölgenin ka- lıcı istikrar dengesiae önemli katkıda bulu- nabilir. Türkiye Avrupa ve Amerika'nın da- ha fazla destefini hak ediyor" deniliyor. Körfez krizinin, aynca ABD'nin 'azak me- safelere dönük' askeri yeteneğinin önemini ortaya çıkardığı, bu bakımdan banş zama- nında da bölgede askeri güç bulundurmaya devam etmesinin, bölge ülkelerinde depola- ma olanaklan yaratılmasımn, us kullandınl- ması anlaşmalarının yapılmasının ve yerel as- keri guçlerle ışbirliği yapılmasının önemine dikkat çekiliyor. Raporda aynca, Arap tsra- il çatışması gibi bölgesel sorunlann çözümü- nün, bundan sonraki krizleri önleyebilecek önemli bir unsur olduğu not ediliyor. Bu bö- lümde Kürt konusuna yer verilmemesi dik- kat çekiyor. Raporun sonuç bölümünde de beş öneri sı- ralanıyor: llkinde Amerika'nın bundan böyle bölge liderlerinin kafasını kanştıracak biçim- de sinyaller vermemesi, hangi adımlann 'lor- mızı kart' görecegüu acıklıkla ortaya koyması isteniyor. ikinci maddede ABD'nin bölgedeki çıkarlannı, sadece yerel güvenlik rejimlerine emanet etmemesi, bölge ile tek yanh siyasi ve askeri ilişkisini sürdünnesi gerektiği belirti- liyor. Üçüncü maddede ABD'nin ne Irak'ın ne de bir başka ülkenin bölgesel hegemon- yasma tahammül etmeyeceğinin net bir sekil- de ortaya konması isteniyor. Dördüncü mad- dede ise krizden zayıf bir halde çıkacak Irak'a karşı 'rövanşa' izin verilmemesinin önemine dikkat çekiliyor. Son maddede ise ABD'nin • bölgede sivrilebilecek askeri güçler karşısın- da bu tehdidi caydıracak sekilde askeri har- camalannı organize etmesi isteniyor. Kuveyt Başbakanı Şeyh SaadEl Sabah, benzetmeyi reddetti: Kuveyt'le Kıbrıs aynı değîl SEMtH tDtZ TAİF / CtDDE — Dışişleri Bakanı Kurtcebe Alptemoçin, üç ülkeyi kapsayan Ortadoğu gezesinin son durağı olan Suu- di Arabistan'a dun geldi. Alpte- moçin, kendisini Kahire'den ge- tiren özel uçağı ile önce Taife in- di. Alptemoçin burada Kuveyt Emiri Şeyh Caber El Sabah ile Veliaht Prens ve Başbakan Şeyh Saad El Sabah tarafından kabul edildi. Körfez krizindeki son geliş- melerin ve Kuveyt'in Türkiye'ye savaş sonrasmda yapacağı yar- dımlann ele ahndığı bu görüş- melerde Irak'ın dünkü "Kn- veyt'ten önkoşullu geri çekilme" önerisi de değerlendirildi. Bu konuda daha sonra gazetecilerin sorulannı yanıtlayan Kuveyt Ve- liaht Prensi ve Başbakanı Şeyh Saad, Bağdat'ın bu önerisinin "krizin çözttmö için yeni bir sey getirmedigini söyledi". Alptemoçin, Taif Havaalanı'n da Kuveyt Bayındırlık Bakanı Casim El Musa tarafından kar- şılandı. Kuveytli yetkiüler, Dışiş- leri Bakanı Şeyh Cabir El Ah- med El Sabah'ın Kahire'de bu- lunması nedeniyle karşılamaya katılmadığını bildirdiler. Kuveyt Emiri Şeyh Cabir, Alptemoçin'i, sürgündeki Ku- veyt yönetiminin merkezi olan Taifdeki "El Hada Sheraton"da kabul etti. Kabul'de Kuveyt Ve- liaht Prensi ve Başbakanı Şeyh Saad da hazır bulundu. Bir sa- at kadar süren göruşmeden son- ra Alptemoçin'i bu kez Başba- Tank katilleri' sıkıntı içindeDış Haberter Servisi — Körfez savaşımn ilk günlerinde Anti- tank uçaklan A-10'lar (tank katilleri) ABD'li yetkililerin en fazla umut bağladıklan silahlardan biri idi. Irak tanklanmn imha edilmesinde, bu alçaktan uçan ve çok etkili füzelerle donatıbnış uçaklar başrolü oynayacaktı. Ancak Intenutional HeraM Tribnne gazetesi, bu umutlann gerçekleşmediğini bildiriyor. Gazetenin Suudi Arabistan muhabiri, cephedeki izlenimlerini şöyle anlatıyor: "A-10 pilotu Albay Dave Sawyer, savasın ilk günü, bedefterini raMathkla bombalarken 'bu is çok kolay' diye düşünüyordu. Ancak birkac gün sonra işin o kadar kolay olmadıgmı gördü." Herald Tribune'ün muhabuine göre ertesi gün gökte toplanan bulutlar tam bir bafta dagümadı. Hedefleri bulmak çok zonta. Boluüar dafüınca da Amerikalı pilotlar nedefleıtn yok oldn|nno gördüler. Iraklılar fırsattan yanuianarak, tttm nrhlı araclannı saklamışlardı. Albay Dave Sawyer şöyle diyor: "Olacak \ş değO. Adamlar bir hafta içinde koca orduyu kuma gömduler." A-10 pilotlan günlerini çölde maket tanklarla, hakikileri birbirinden ayırmak Scud rampaları ve konvoy aramakla geçiriyorlar. A-10 A ThUDdertloH (lank katUJen) Amerika Birteşik Körfez'de konuşl mııiıjı. lMMaç*k|K Na: Devletteri. andtrdı 120 adet A-10 saldtrt jet uçağinı 16.2 metre 17.5 metre 700km/s 1000 km Yedi rtamiuki zırh deten 30 mm'H( top, dakikada 4200 attş yapabiyor Kaynak: International Herak) Tribtme 6 Maverick fûzesi, 2 km menzilli, yerden açılan ateşe karşı titanyum zırhı ile kaplı Ortadoğu*da oluştuntlacak yeni düzende yerini almaya hazırlanıyor Almanya atağa kalktı DİLEK ZAPTÇIOĞLU BERLİN — Almanya, Orta- doğu'da savaş sonrası kurula- cak yeni düzende söz sahibi ol- mak uzere harekete geçti. Sa- vaştan sonraki görüşmelerde Almanya üç noktaya çok önem veriyor: Bunlar Israil devletine yaşam hakkı tanınması ve tsra- İl'in her türlü askeri tehditten anndınlması; Irak dahil olmak uzere bölgede hiçbir sınır deği- şikliğine gidilmeden eski statü- koya dönüş ve nihayet Filistin sorununa kesin bir çözum. Nitekim Savunma Bakanı Gernard StoJtenberg Türkiye zi- yareti sırasında Cumhurbaşka- nı Turgut özal'a şu mesajı ver- di: Almanya savaştan etkilenen bir ülke olarak Türkiye'ye aske- ri ve ekonomik yardımını esir- gemeyecek; saldınya uğradıgı takdirde NATO Anlaşması uya- nnca destek görevini yerine ge- tirecektir. Ama Almanya, Türkiye'nin savaştan sonra Or- tadofu'da sınıriannı değiştirme- ye yönelik hiçbir gjrişimine des-. tek vermeyecektir. Türkiye ya- yılmacı emeller güdüyorsa, Al- manya buna karşı gelecektir." Resmen doğrulanmayan fa- kat Dışişleri çevrelerinde işitilen bu temel pozisyon, Alman Sa- vunma Bakanı'na Türkiye'de refakat eden ARD Televizyonu -muhabiri tarafından da Alman kamuoyuna iletildi. Haberde Savunma Bakanı Stoltenberg'- in söz konusu, mesajı çarşam- KANLA PROTESTO — Ürdünlü genç kız Amman'daki Amerikan elçiliğinin kapısına kanlurmı- zıya boyalı elini basarak sivillerin öldurülUşünü prolesto etti. (Fotograf: AFP) ba günü Ankara'da Cumhur- başkanı Özal'a bizzat ilettiği bil- dirildi. Almanya'nın Ortadoğu'da savaş sonrası düzene ilişkin ilk ciddi temasları bizzat Dışişleri Bakanı Hans-Dietrich Genscher yaptı. Genscher önce Kahire, sonra Şam ve Ortadoğu gezisi- nin son durağı olarak önceki gün Amman'da görüşmelerde bulundu. Mısır, Suriye ve Ür- dün'de devlet başkanlanyla, en üst düzeyde temaslarda bulunan Genscher, bu ülkelere Ahnan- ya'nm ekonomik yardımını gö- türmenin yanı sıra geleceğe iliş- kin planları da göruştü. Bunlann başında "Israil'in her türlü tehditten anndınlması" geliyor. Suriye Devlet Başkanı Hafız Esad Genscher'e, "Suriye'nin savaş- tan sonra İsrail'in yaşam hak- kını kabul edeceği" yolunda bir açıklama yaptı. Suriye'nin lsra- il'i resmen taruma önerisi gerek Genscher tarafından, gerekse tsrail'in başkenti Kudüs'te memnunlukla karşılandL Hafız Esad Genscher'e "Sovyetler Birliği'nin banş girişimlerine sempatiyle baktıklannı" da söy- ledi. Buna göre Suriye, Irak'ın Kuveyt'ten çekileceğine dair söz vermesini ateşkes için yeterli gö- rüyor. Genscher yörede verdiği de- meçlerde "Ortadoğu'da savaş sonrası düzenin ne olacağının şimdiden tartışılması gereği" üzerinde durdu. Dışişleri Baka- nı, Körfez'de bunalım patlak verdikten sonra da sürekli bir "Ortadoğu Banş Konferansı" önermiş; lsrail - Filistin sorun- ları çözülmeden Ortadoğu'ya banş gelmeyeceğini savunmuş- tu.Alman hükümet çevrelerin- den edindiğimiz bilgiler, Al- manya'nın Ortadoğu'da eski statükoyu yeniden tesis etmek- ten yana olduğuna işaret ediyor. Ortadoğu'daki hemen hemen bıitün sınırlann yapay olduğu, küçük bir sımr değişikliğinin bütün haritayı bozmaya yetece- ği görüşü hâkim. Bu nedenle harıta değişikh'ğinin her koşul- da onlenmesi isteniyor. kan Şeyh Saad yine Sheraton Oteli'nde kabul etti. Şeyh Saad, Körfez krizinde takındığı tutum nedeniyle tak- dirle karşıladıklarını belirttiği Türkiye'nin "haktan yana" tavır koyduğunu da söyledi. Kuveyt halkının da aynı duyguya sahip olduğunu ekleyen Şeyh Saad, Körfez krizi sonrasında Kuveyt olarak Türkiye Ue her alanda ilişkilerini geliştirmek istedikle- rini kaydetti. Şeyh Saad bu ko- nuda "Bizün için sınır yok. Türkiyeli kardeşlerimiz isıedik- leri işbirliği alanını secebüiıier" ifadesini kullandı. Kuveyt'in, Türkiye'nin kriz nedeniyle uğradıgı zararlara kat- kısının ne olacağına ilişkin bir soruyu da yanıtlayan Şeyh Saad, "Aynntrya giremeyecegim, ama bu hüküjnetimizin dikkatle üze- rinde durdugu bir konudur" de- dı. Savaş sonrasında bölge için önerilen güvenlik sisteminde Türkiye'ye ne gibi bir rol düşe- ceğinin sorulması üzerine de Şeyh Saad, Körfez bölgesinin çokönemli bir bölge olduğunu belirtti. Bu nedenle ileriye dö- nük planlar yapılarak bölge ül- kelerinin görüşlerinin alınması gerektiğini söyledi. Şeyh Saad'- ın bu çerçevede Tnrkiye'den söz etmemesi dikkat çekti. Şeyh Saad ile Dışişleri Baka- nı Alptemoçin arasındaki resmi görüşmeler daha sonra basına kapah olarak yapıldı. Yetkililer, Dışişleri Bakanı Alptemoçin'in buna ek olarak Kıbns konusunu gündeme getir- diğini bildirdiler. Aİptemoçin- in, son dönemde Kıbrıs ile Ku- veyt'in işgali arasında yapılan benzetmelere dikkat çekmesi üzerine Şeyh Saad'ın iki konu arasında hiçbir benzerlik bulun- madığını söylediğini kaydettiler. Edinilen bilgiye göre Şeyh Sa- ad, tek bir halkı olan Kuveyt'in işgal edilerek ortadan kaldınl- maya çahşıldığını, oysa Kıbns- ta iki halk bulunduğunu söyle- di. Türkiye'nin ise 1974'te sade- ce Türklere ait bölgeleri güven- ce altına aldığını, adayı işgal edip kimliğini ortadan kaldır- mayı amaçlamadığım sözlerine ekledi. Dışişleri Bakanı Alptemoçin, TaiFteki temaslanndan sonra uçakla Cidde'ye geçti. DlŞBASİNDAN es= laRepubbüca t=ö Temiz savaş sona erdi Sivil sığınaktaki katliam sayesinde Saddam Hüseyin ilk muharebeyi kazandı. Saddam bu muharebeyi Scud'larla, Mig'lerle değil, bir kalkan olarak kullandığı gücünün kurbanlanna dönüşen savunmasız halkı sayesinde kazandı. Savaş ilk ayını doldururken geriye dönüşu olmayan biçimde değişmiş oldu. Gözlerimizin önunde sergilenen bu trajedi, ilk kez "temiz savaş" mitosunu yıktı, ittifakı bulandirdı ve olayları yeniden düşunme fırsatı yarattı. Amerikan bombardımanının surduğu saatlerde Moskova ve BM'de diplomasi makinesi harekete geciyordu. Gördüğümuz o feci imajlar, diplomasi makinesini Körfez'de bir siyasi çozüme itmek için gereken enerjiyi sağlayacak belki de. Henüz Saddam'ın "zafer" etkisini ölçecek sondajlar yok ortada. Ama elle tutulur bir rahatsızlığın hissedildiği aşikâr. Unutmamak gerekir ki Dresden'de de "kurtancılann" bombardımanı altında tek bir gecede 32.000 Alman ölmuştü. Tokyo'da, büyük bir yangın yaratan tek bir bombardımanda 100.000 Japon yaşamını yitirmişti. Bu bombardıman Hiroşima ve Nagazaki'ye atılan atom bombasından da çok yaşam almıştı. Iraktaki kurbanların sayısı - Irak otoritelerinin verdiği rakamlara göre bile - 70.000 sortiden sonra 6000'i geçmiyor. Bu, yeni silahların teknik mükemmelliğini kamtlıyor. Ama televizyonda canlı yayında görülen bir ölünun etkisi gazetelerin yazdığı 10.000'lerce ölüye eşit ağırlık taşıyor. Sivil sığınak katliamı üzerindeki gerçeği belki de savasın sonuna dek bilemeyeceğiz. (15 Ocak). LeMonde'dan SüddeuîscHeZeiîung Sovyetler'in son atağı "Sovyet diplomasisinin son atağı Arap dünyasında olumlu yankılar uyandırdı. örneğin Saddam'a karşı koalisyonda yer alan Suriye, Irak'ın Kuveyt'ten çekileceğine söz vermesi halinde ateşkese gidilmesi yolundaki Sovyet planmı destekkmektedir. Irak şehirlerinin bombalanması devam ettikçe ve BM kararlanyla Washington'un asıl hedefi arasındaki fark giderek daha bariz biçimde ortaya çıkükça Araplar, Moskova'nın sinyallerine daha bir kulak kabartacaktır". (15 Şnbat) "Biz gençler hayatafarklı bakıyoruz. Haftalık dergilerdeki siyaset de, magazin de, sanat da ortayaşldar için. Espriler bile öyle" ynen öyle! Sinirlenmeyin. Sizin derdinizi çok iyi anlıyoruz. Tempo'ya yeniden biçim verirken gençlerin de isteklerini ve düşüncelerini göz önüne aldık. Artık hem yaşamın dinamizmini yansıtan çeşitli ilgi alanlanna yer vermeye hem de her konuyu modası geçmiş biçimlerin dışında ele almaya çok önem veriyoruz. Bu hafta," İstanbul'da Cafe'leri Rock basti" konulu foto- röportajımıza bakarsanız,Tempo'nun farkını anlarsınız. TEMPO YENİLENDİ! Bu hafta dünyanm genışletin
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear