18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1 ŞUBAT 1991 MÜZİK KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/7 Menuhin 75 yaşında • LONDRA (AP) — Ünlü keman virtüozu Yehudi Menuhin önümüzdeki nisan ayı ortalarında yetmiş beşinci doğumgunünu kutlayacak. Menuhin'in yetmiş beşinci doğum yılı dolayısıyla Londra'da bazı kutlama konserleri de düzenlenecek. Sir Yehudi Menuhin aynı zamanda Londra Uluslararası Yaylıçalgılar Dörtlüleri Yarışması'nın sanat yönetmenliğini üstlendi. Menuhin'in yetmiş beşinci doğumgunünden birkaç gün önce, 10-15 nisan günleri arasında düzenlenecek yanşmaya sekiz ülkeden 24 dörtlü katılacak. Menuhin, önceki gün yanşmaya katılması beklenen Sterling Yayhçalgılar Dörtlüsü'nün üç müzisyeniyle Londra'da bir araya geldi. YARIŞMA ~ ~ Cemal Nadir'in anısına • BURSA (Cumhuriyet Biirosu) — Bursa Kültür Sanat ve Tlırizm Vakfı, Bursalı ünlü karikatürist Cemal Nadir Güler'in anısına uluslararası bir karikatür yanşması düzenleyecek, Cemal Nadir'in dünyada ve Türkiye'de yeniden tanıtılmasımn, gençlere duyunılmasının amaçlandığı yarışmanın katılma koşullan ile jüri üyelerini belirleme çalışmalannın sürdUğü bildirildL Kültür Sanat ve Turizm Vakfı Genel Sekreteri ömer Ersöz, önümüzdeki günlerde tüm hazırlıklann tamamlanarak karikatür sanatçılarına duyuruda bulunacaklannı söyledi. ömer Ersöz, Uluslararası Bursa Festivali çerçevesinde bu yıl ilk kez düzenleyecekleri karikatür yanşmasımn bundan sonra her yıl yapılacağını kaydederek bunu geleneksel hale getireceklerini belirtti. Hazırlıklan süren şartnameye göre yarışmaya katılacakların yapıtlannı en geç 15 mayıs gününe dek kendilerine ulaştırmalarını isteyeceklerini anlatan Ersöz, uluslararası festivaJin ikinci günü olan 13 haziranda da ilk üçe girenlere ödüllerinin verileceğini bildirdi. Biriııci ^ütopva' bulunamadı • Kültür Servisi— Milliyet Sanat dergisinin düzenlediği Abdi Ipdcçi Ütopya Yanşması sonuçlandı. Her yıl Abdi Ipekçi'rün anısına düzenlenen geleneksel sanat yarişmalarının on birincisi 'Ütopya'ya aynlmıştı. 56 yapıtın katıldığı yarışmanın Enis Batur, Orhan Duru, ömer Fanık ve Halûk Şahin'den oluşan seçiciler kurulu, yanşmaya gönderilen yapıtlar arasında birincilik, ikincilik ve üçüncülük ödüllerine değer çalışma bulunmadığına karar vererek ödül tutannın 8 yapıta mansiyon olarak paylaştınlmasım uygun gördü. Seçiciler kurulunun değerîendirmesi sonucunda, mansiyona değer görülen yapıtlar ve yazarları şöyle (soyadına göre alfabetik): "Saklı Gezegen" (Zeynep Ankara), "Ikibindoksandokuz" (Kemal Mükremin Barut), "Ekrandaki Ütopya" (Şafak Ahmet Deniz), "X.X.XXXX" (Işık Tabar Gençer), "Ça ira" (Kutlu Tünca Hacıoğlu), "Düşistan" (Ateşhan Örs), "Ütopya" (Doğu Perinçek), "Yüriiyorum, O Halde Gidemem" (llhan Uçku). BALE Türk Adımlı Bale' tartışması • ANKARA (AA) — "Türk Adımlı Bale" çahşmasının kaldınlmasını isteyen Bale Müdürü ve Başkoreograf Altan Tekin ile Başöğretmen Gülay Sargın, idari görevlerinden alındılar. Devlet Opera ve Balesi Genel Müdür Yardımcısı Mete Ünal başkanlığındaki Disiplin Kurulu, iki sanatçının savunmalannı inceledikten sonra görevlerinden alınmasını kararlaştırdı. Mete Ünal, yönetici sanatçılar hakkında ilgili yasanın 44. maddenin işletildiğini kaydederek, "Sanatçılar, genel müdürluk hakkında beyanatta bulunamaz. Bu suç, yasamızın 44. maddesine giriyor. O maddeden yola çıkılarak görüşüldü" dedi. SERSİ 'Mozart' sergisi açılıyor • Kültür Servisi — 1991 Mozart yılı nedeniyle Istanbul'daki Avusturya Kültür Ofisi'nin programında yer alan etkinliklerden "Mozart" sergisi, yann başhyor. Sergi lstanbul Devlet Operası'nda, Atatürk Kültür Merkezi salonlannda açılacak. Bunu Ankara ve tzmir devlet operalanndaki sergiler izleyecek. 153 resimden oluşan sergi, VVolfgang Amadeus Mozart'ın doğumundan ölümüne kadar uzanan bir kesit içersinde bu Avusturyalı bestecinin yaşamı, eserleri ve çağı konusunda belgesel nitelikte bilgi vermeyi amaçlıyor. Sergide yer alan fotoğraflarda, yaşamımn çeşitli dönemlerinde Mozart, yakmlan ve dostlan, kendi el yazısıyla kaleme aldığı besteleri, yayımlanmış besteleri, Mozart'ın döneminde yaşayan çeşitli sanatçılar, Mozart'ın gitmiş olduğu kentlerin o zamanki görünümleri, Mozart operalannın ilk temsiUerinde yer alan sanatçılar görülüyor. PLASTİK SANATLAR Plastik sanatlar paneli • Kültür Servisi — Çanakkale Seramik Sanat Galerisi'nin düzenlediği, resim, heykel, seramik ve çok boyutlu uygulamalann düşünsel yapısının konu edildiği panel dün yapılan genel değerlendirme konuşmalanyla sona erdi. Beril Anılanmert, Beral Madra ve Saim Bugay'ın konuşmacı olarak katüdıkları toplantıda Beril Anılanmert, "Seramik malzemenin endüstri ve sanat boyutları olması nedeniyle, panelde sanat ve endüstri alanında iiyelerin birlikte göruş bildirmeleri, konuyu değişik boyutlara götürecek ana tema üzerinde yoğunlaşılmasını engellemiştir" dedi. Beral Madra, resim sanatı üzerine, konuşmacıların belgelere ve verilere dayanarak, Türkiye*deki resim ve üç boyutlu yapıtlann düşünsel yapısının ana hatlannı özetlediklerini aktardı. Heykeltıraş Saim Bugay ise otunımun heykel, resim ve seramik gibi ayrımlar yapılmadan "Sanatta Düşünsel Yapı" olarak gerçekleştirilmesinin daha iyi olacağına dikkat çekti. Düşünsel yapının tüm sanatlarda ortak olduğunu aktaran Bugay, heykel sanatı üzerine, konuşmacıların sinirli hava içinde uzayan oturumda öz olarak düşünsel yapıyı tartışmadıklarını belirtti. SINEMA/AIILLÂ DORSAY Antalya şenliği için hazırlanan yeniyönetmelik üstüne Antalya neyle oynuyor?Yeni yönetmelikte yanşmaya katılacak filmlerin 'daha önce gösterime çıkmamış' olmasını şart koşan Antalya Festivali yöneticileri böylelikle lstanbul Festivali kapsamında yapılan Eczacıbaşı Ulusal Film Yarışması ile Ankara Festivali kapsamında yapılan ulusal film yarışmalarını hedef almakta, onlan açık biçimde sabote etmeye çalışmaktadır. Türk sineması zor günler ge- çiriyor, dogru. Bu konuda ilgi- li (veya kimi zaman ilgisiz) her- kes bir seyler >anp çiziyor. Ama kimi zaman da hem de sinema- nın içinden olan kişiler ve ku- rumlardan öyle davranıslar or- taya çıkıyor ki, şasar kalırsınız. Buna son örnek, Antalya şen- liği için hazırlanan veni yonet- meligin kimi maddeleridir. Bu şenliğin ciddi bir yonetmelige kavuşmasını yıllar yılı düşün- dük, istedik, beiirttik. Neden sonra bu yapılmaya çalışılıjor. Bu arada festivalin daha önce gösterime çıkmamış, "bâkir" filmlere açık olması gerektiğini düşünduğumüz bir dönem de oldu. Tıpkı diğer önemli festi- vallerde olduğu gibi... Türk si- nemasının yılda nerdeyse 200 fılm ürettiği yıllardı bunlar!.. Ve Antalya, filmlerin daha ön- ce gösterime çıkmamış, hiçbir yerde oynatılmamış olmasını is- temek hakkına ve gücune sahip- ti. Bu yapılmadı. Şimdiyse sinemamızm üreti- minin son derece düştüğü, ko- şullann ağırlaştığı bir dönemde, bu yönde bir koşul getiriliyor. Yönetmeliğin 3. maddesi aynen ANTALYA NEREYE? — Yıllar yılı bir kasaba şenligi görunümunden kurtulamayan Antalya Film Festivali'nde gecen yıl olduğu gibi önceki yıl da Tank Akan en iyi erkek oyuncu odülüne değer buhınmuşru. Akan, ödülünü Antalya Belediye Başkanı Hasan Subaşı'nın elinden almıştı. şöyle diyor: "Antalya Altın Portakal Film Festivali, bir ön- ceki festivalin biıim tarihinden sonra çekimi yapılarak eser iş- leme belgesi almış ve yıl içerisin- de yurt içinde hiçbir şenlik, fes- tival ve yanşmalara katılmamış 35 mm'lik tüm Türk filmlerine açıktır." Türkçe yanlışlarını bağışla- yın, bize ait değil. Elbette ki "hiçbir" diye başlayan bölü- mün sonundaki sozcuğün tekil olması, yani "hiçbir şenlik, fes- tival ve yanşmaya katılmamış" denmesi gerekir. Ama Turkiye'- de artık Türkçe konuşan-yazan mı kaldı deyip, bunu geçelim!.. Asıl önemli olan, maddenin ruhudur. Gerçekten de bu tnad- de, masum görünümü altında, Ulkemizde son yıllarda yapılan 2 ciddi sinema organizasyonu- nu, yani lstanbul Uluslararası Festivali kapsamında yapılan Eczacıbaşı Ulusal Film Yanş- ması ile Ankara Festivali kap- samında yapılan ulusal film ya- rışmalarını hedef almakta ve onlan açık biçimde sabote etme- ye, engellemeye çalışmaktadır. Bu açıktır. Konan yuksek ödtt- lün de katkısıyla, film sahiple- rinin yalnızca Antalya'ya katıl- ması ve fılmlerini diğer şenlik- lerden çekmesi zorunlu hale ge- tirilmektedir. Diğer bir deyişle, tstanbul veya Ankara şenlikle- rine katılan fılmler sanki ceza- landırılmaktadır. Oysa İstanbul ve de Ankara şenliklerinin kendilerine özgü bir mantıkları, organizasyonlan ve sinemamıza önemli katkılan olmuştur, olacaktır. İstanbul Festivali, ulaştığı dev ve ulusla- rarası bir organizâsyon boyut- ları içinde, Istanbul'da topla- mayı başardığı 100'ü aşkın ya- bancıya, sinemamızm bir yıl içindeki ömeklerini toplu biçim- de sunmakta, filmler üzerinde anında ilgi toplamayı ve kimi- lerini anında kimi uluslararası şenliklere davet ettirmeyi başar- maktadır. .Ankara şenliği ise da- ha yeni, genç bir çabadır. Ama o bile ulusal yanşmaya ulusla- rarası sinema adamlannı çağıra- rak ve özellikle genç sinemayı özendirici bir nitelik kazanma- ya çahşarak, sinemamıza olduk- ça yararlı bir perspektif açma- ya doğru gitmektedir. Oysa An- talya'mn son karan, savaşia bir- likte Ankara festivalinin iptali için kuşkusuz bir diğer neden oluşturmuştur. lstanbul festivali ise, en kötü olasılıkta başlangıç- taki asıl amacına, yani kaliteli yabancı sinema orneklerini bi- zim seyircimıze sunma misyo- nuna geri dönecek, yerlı film ya- rışmasını, çok zorlanırsa iptal edecektir. Peki, bu sonuç da si- nemamıza yarar mı getirecektir acaba? Bu 2 yarışmanın da ortadan kalktığını düşünelim. Antalya festivali bunların yerini alabile- cek midir? Yıllar yılı bir kasaba şenliği görunümunden kurtula- mayan ve kurtulması için de kendi adıma yakın gelecekte hiçbir umut görmediğim Antal- ya, hangi altyapısı, hangi bilgi ve pratik birikimi, hangi dona- nımıyla bu işe sıvanacaktır? Acaba onca yabancı konuk ge- tirebilecek, hadi getirtildiği var- sayılsm, o hamam gibi kültur si- nemasına veya belediyenin kuş yuvası misali saloncuğuna mı sı- ğıp yerli film izlenecektir? Ya- bancılann Türk fılmi izleyece- ğim diye mazoşist tutumlara gi- receği mi sanılıyor? Sahi aklımı- za gelmişken, Antalya belediye- si ödullere yüz milyonlar ayır- mayı düşunürken, gelecek fes- tival için yeni bir mekân, yeni bir salon oluşturmak, hiç ol- mazsa şimdilik, o köhnemiş kültür sinemasını biraz onar- mak işine de herhalde çoktan başlamıştır. Değil mi? Gerçek şu ki Antalya şimdi- ye dek ulaşabildiği düzey için- de sinemamıza elbette belli bir yarar getirmiştir, getirmeye de devam edebilir. Ama Antalya'- nın yerel yöneticileri, şimdiye dek (kim olurlarsa ve hangi par- tiden olurlarsa olsunlar) sorun- lara hep bir politikacı gibi bak- mışlar, Türk sinemasının sorun- larını ciddi biçimde asla düş'ün- memişlerdir. Oysa İstanbul fes- tivali, olaya hep sinemamızm öz yararları açısından bakmış ve bu alanda özellikle dışa dönük bir tanıtımı ön plana almış, us- telik de başarmıştır. Antalya'- nın bu düzeye ulaşabilmesi için daha kırk fırın ekmek yemesi gerekir. Antalya'alara bu akıl- ları kirnler verdi, bilemiyoruz. Ama sinemamızm şu zor döne- minde, tanıtım, işbirliği, eski kamplaşmalann unutulması gi- bi sloganlan dillerine pelesenk edenler, eğer bu akıllan da ve- renlerle aynı kişilerse, yuf ol- sun!.. Alan Pakula'nınfılmi "hukukfılmleri"nin kendine özgü çekiciliğini taşıyor 'Şüphe altında'bir savcıŞiipke Allında (Presumed Innocent) / Yönetmen: Alan J. Pakula / Senaryo: Frank Pierson / Görüntü: Gordon VVillis / Müzik: John WiUiams / Oyuncular: Harrison Ford, Brian Dennehy, Raul Julia, Greta Scacchi / Bonnie Bedelia / Bir Warner Bros filmi (Fitaş, Nova-Baran, Yddız, Kristal, Izmir Çınar, Ankara Batı, Balıkesir Şan, Adana Metro, Antalya Ulusoy vs.) 'Hukuk filmleri'nin kendine özgü bir çekiciliği vardır. özel- likle Hollywood'dan geldiğin- de... Çünkü Amerikan sinema- sı, hukuk ve adalet sorunlarına da kitleler için çekici şablonlar- la yaklaşmayı hep bilmiştir: 'İyi' ve 'kötü' arasındaki çekişme, bireysel inadın ve direnişin son- sal zaferi, 'doğru'nun ve 'suç- lu'nun bir soruşturma veya yar- gılama boyunca meydana çıkı- şıyla bir gerilim fılmınin şema-' sı arasında ustaca kurulan ko- şutluk... Oysa diyelim ki bir Fransız sineması benzer sorun- lara yaklaştığında, Andre' Ca- yatte gibi gerçek bir hukukçu si- nemacının çabalan, aşın bir di- daktiklik ve şematizmle sonuç- lanmaktan kurtulamamıştır... 'Şüphe Altnda', bu açıdan ti- pik Hollywood usulu 'hokuk 'MASUM SUÇLU' — Harrison Ford'un basrolünü oynadıgı "Şüpne Alanda" filmi, "masum suçhı" temasına dayanan, ancak genelde pek inandırmayan bir fîlm. Yine de hukuk sonınları ve Ameri- kan yargı sisteminin özellikleri, yeleri kadar surukleyici bir malzeme olustunıyor denebilir. filmi'nin (buna yargılama fılmi de diyebilirsiniz) tüm öğelerini taşıyor. Bir savcı, öldürülen bir kadının davasıyla ilgilenmekle görevlendirilir. Ama ondan son- rası neler de neler içermez: Ka- dın da bir savcı yardımcısıdır... Kahramanımızla aynı büroda çalışmaktadır... Onun metresi, giderek kurtulamadığı tutkusu olmuştur... Üstüne üstluk, baş- ta başsavcı, yatağından geçme- dik kimse de kalmamıştır. Bu tuzlu-biberli öykü, elbette ki gerçek ve inandıncı bir öyküye hiç benzememektedir. Ne var ki Hollywood, bu filmi de yeterin- ce allayıp pullamayı becermiş ve insanlara gerçek, otantik bir hu- kuksal olayı, yaşanmış bir da- vayı izlemenin yanılgısını be- nimsetmeyi başarmış görunü- yor. Evet, Harrison Ford'un sert çizgilerini taşıyan savcı Rusty Sabitch, sıvandığı davada gitgi- de köşeye sıkışır. Çünkü kadın- la ilişkisi meydana çıkmış, öldü- rulduğü gece evindeki bardak- ta kendisinin parmak izleri bu- lunmuştur. Bu suçlamadan sıy- nlmak ve suçsuzluğunu kanıtla- mak, ancak adaletin ve huku- kun kendine özgu incelikleri sa- yesinde mumkün olabilecektir. 'Şüphe Altında', görüldüğü gibi 'masum suçlu' temasına da- yanan ve bu temaya dayanan birçok filmi (başta Hitchcock'- un unlü 'Lekeli Adam-The VVrong Man'i) anımsatan bir fîlm. Dayandığı çok satan ro- manın fantezi, şişirilmiş yanla- nm bir film boyutlannda daha da büyüten ve genelde pek inan- dırmayan bir film. Ancak hu- kuk sorunlan ve Amerikan yar- gı sisteminin özellikleri, yine de film boyunca yeteri kadar sü- rükleyici bir malzeme oluştura- biliyor denebilir. Yüzündeki ha- şarı çocuk ifadesini silemese de Harrison Ford, kumaşı olan bir oyuncu olduğunu kanıtlıyor. "Orümcek Kadının Öpücüğü' filminin devrimcisi Raul Julia, avukat rolünde oldukca şaşırtı- cı. Filmin bizce asıl kozu ise kı- sa rolüne karşın Greta Scacchi oluyor. Lutfen bize biraz daha Greta Scacchi ve Scacchi'li film!.. Zaten Scacchi'nin, fîlm- de savcının kansmı oynayan Bonnie Betfelia'yla birlikte var- lığı, fılme damgasını vuruyor ve 'hukuk arenası'ndaki bu 'erkek- ler savaşımı'nı, sonuçta bir 'ka- dın filmi' yapıyor... Taklit cam eşyalar • Kültür Servisi — Dünyanın en ünlü cam ustalanndan Emile GalK günümüzde başansının kurbanı olmuş sanatçılardan biri. Çünkü Galle'in 1900 tarihli ve imzasını teşıyan vazo ve lambaları dünya genelinde en sık kopya edilen objeier içinde başı çekiyor. Romanya'da üretilen taklit ediimiş sahte Gaile imzalı ürünler piyasayı sardı. Konunun uzmanı olan kişiler bile gerçek ve sahteleri birbirinden ayırmakta zorlanıyor. Kopyalar içinde mükemmel örnekler de var. Paris ve Nancy'deki dükkanlarda sahte lambalar peynir- ekmek gibi satıhyor. "Galli tekniği"nin özellikle Romanya'da kurumlaştığı, 14 fabrika genelinde 25.000 memur-işçinin objelerin ihracı için görev aldıklan belirtiliyor. Horhor'da "Ninja Kaplumbağaları" bilimkurgusal bir masal Kötttlere karşı dört kaplumbağa • Kültür Servisi — Pertev Boyar'ın, portre, natürmort ve peyzajlardan oluşan 50 eseri Horhor Sanat Galerisi'nde sergileniyor. 1897'de doğan Selim Pertev Boyar Askerı Rüştiye ve Kuleli Lisesi'nde okuduktan sonar 194O'lı yıllarda albay rütbesi ile emekliliğine kadar sürdürdüğü subayüğın yani sıra sanat çalışmalannı da geliştirdi. 1948 yıhnda basılan "Türk Ressamlan" kitabı ile de tanınan S. Pertev Boyar'ın Horhor Sanat Galerisi'ndeki sergisi 24 şubata dek sürecek. Erdinç ve Akçıl BaküVle • Kültür Servisi — Orkestra şefi Erol Erdinç ve kemancı Saim Akçıl 5 şubat tarihinde Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de bir konser verecekler. Bakü Devlet Filarmoni Orkestrası'yla birlikte gerçekleştirilecek konserde Nevit Kodalh'nın "Telli Turna" adlı yaptı,ı Mozart'ın "5 no.lu Keman Konçertosu" ve Rahmaninofun "2. Senfonisi" seslendirilecek. Erdınç'in şef, Akçıl'ın solist olarak yer alacağı bu konserin ardından sanatçılar bir de TV programı gerçekleştirecekler. AKMldefilm gösterileri • İSTANBUL (AA) — Atatürk Kültür Merkezi'nde, şubat aymda gösterilecek filmler belli oldu. Programa göre 6-24 şubat tarihleri arasında, yönetmenliğini Jean-Jaques Annaud'un yaptığı "Ayı" filmi gösterilecek. 27-28 şubat ve 1-2-3 mart tarihleri arasında ise Frank Oz'un yönetmenliğini yaptığı, başlıca rollerini Steve Martin ile Michael Caine'in paylaştığı "Kirli, Çürük ve Adi'" adlı fılm izlenebilecek. Fihn gösterimleri, pazartesi ve salı günleri dışında, saat 14.30 ve 18.00'de yapılacak. BüGÜN • Kısa film IFSAK'ın 12. Ulusal Kısa Film Yanşması'na katılan filmlerden gösterime alınanlar, saat 19.00'dan itibaren İFSAK'ta (Kumbaracıbaşı Yokuşu, Kumbaracı Han, Tünel) izlenebilecek. bugün bilsakNinja Kaplaotbagaları (Teenage Mutant Ninja Turtles) / Yönetmen: Steve Barron / Senaryo: Todd W. Langen, Bobby Herbeck / Görüntü: John Fenner / Oyuncular: Judith Hoag, Elias Koteas, James Saito, Jay Patterson, Michael Turney / Bir Golden Harvest filmi (Atlas, Gazi, Yumurcak, vs.) 'Hollytvood'un son harikası' işte karşınızda!.. Uzakdoğu felsefesi ve de dövüşüyle yetişmiş, dör- dü bir orduya bedeL 'kötülere karşı' ortahğı bir- birine katan dört kaplumbağa!.. Evet, bu yeni harika fdmin öyküsü böyle... Radyoaktif bir maddeyle temas ettikleri için "büyüyen" ve insan boyutlanna ulaşan bir fa- reyle dört kaplumbağa, tipik ve karamsar bir bi- limkurgu filminin karabasana dönuşmüş New York dekorunda, Uzakdoğulu bir silahşörün yö- netiminde örgütlenen ve kente dehşet saçan "ayak çetesP'ne karşı savaşıma girişiyorlar. "Ninja Kaplumbağalan", artık ömrünü dol- durmusa benzeyen Hong Kong fılmlerinin, büim- kurgusal bir masal ve de "Mappet Show"un ya- ratıcısı artık yaşamayan Jim Henson'ın "knklalan" ile kanşımından oluşan garip bir fihn... Filmin ardında, Uzakdoğu (Hong Kong) fılmlerini yıllardır dünyaya pazarlayan Golden Harvest şirketiyle birlikte bu filmlerin ünlü ya- pımcılarından, Uzakdoğu'da adeta bir impara- torluğun sahibi olan- Chow kardeşlerden Ray- mond Chow"un da adını bulmak ilginç... "Ninja Kaplumbağalan", Kevin Eastman ve Peter Laird'in resimli roman kahramanlarından ve Jim Henson'ın bunlara dayanarak yaptığı kuk- lalardan yola çıkmış. Ama kaplumbağalar, ger- çek insanlar tarafından canlandırılıyor. Hong Kong kökenli karate filmlerine özgü tüm şiddeti bir "çocuk filmi"nin çerçevesine taşıyor film... Uzakdoğu felsefelerinin, Budizm öğretisinin an- lamsız kmntılar halinde yer aldığı öykü, günü- müz sinemacüarının çocuklaralayık gördukleri "masallar" konusunda ilginç bir örnek oluştu- ruyor. Kuşkusuz oldukça "gırgır" yanlan olan, tam bir seyirlik oluşturan bu surukleyici film, öte yandan artık "çocuk dünyası"nda, Andersen veya Grimm Kardeşler masallannın da Disney tarzı canlandırmanın da aşılmış, daha doğrusu değiş- miş olduğunu gösteriyor. Artık alabildiğine ge- mi azıya almış bir fantezi, hep sıradışını arayan bir fantastik duygusu ve kaçınılmaz bir şiddet '|çocuk filmleri" denen kurdelalann da baş özel- likleri arasındadır. "Zararlı" değilse de pek "yararlı" da sayılamayacak bir ideoioji içeriyor bu fılm ve benzerleri. Ama böylesine bir tanıtı- ma sunulan ve ABD'de yaptığı "iş" neredeyse tek ölçüt olarak anılan bu tür yapımlara karşı ciddi bir karşı çıkışta bulunmak da kolay gözükmü- yor... 1 ŞUBAT CUMA : 19.00 GünîerinGötürdüğâ: "Naklcn Sava^ Yayını" Aydın UĞUR, Kürşat BAŞAR Erkan OYAL 19.30BUsakTıyatroAtölycsi: "Işte Baş İşte GövdelŞte Kanaılar"Yazan:Scvim BURAK Görsel Sanat Atölyejeri Mchmct GÜLERYÜZ yönctiminde(Pcr. - Cum.) Cafe-Foyer-Bar(Ciriş) 1100-00.30 Rock Cafe-Bar(S.Kaı) 12.00-18.00 HcavyMcial 18.00-24.00 Rock MuraiPazar-Sonay HOLLYWOOD'UN SON HARİKASI — Radyoaktif bir mad- deyle temas ettikleri için bü>ü>en ve insan boyutlanna ulaşan bir fareyle dort kaplumbağa, Uzakdoğulu bir silahşörün yönetimin- de orgutlenen ve kenle dehşet saçan "ayak çetesi"ne karşı savaşı- ma girişiyorlar. Oldukça 'gırgır' yanlanyla tam bir seyirlik. bilsak, sıraselvilcr cad., soğancı sok. 7 cihangir 143 28 79-99
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear