Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
:UMHURÎYET/10
Howe, siyaseti
bırakıyor
• LONDRA (AA) —
Ingiltere eski Başbakan
Yardımcısı Geoffrey Howe,
siyaseti bırakmak niyeünde
oldugunu açıkladı. Howe,
biı dahaki seçimlere
katılmayı düşünmediğini de
söyledi. Ingütere eski
Başbakan Yardımcısı
Howe"un görevinden istifası
eski Başbakan Margaret
Thatcher'ın da düşüşünü
hızlandınmştı. Thatcher'm
1979 yümda başbakan
seçilmesiyle Maüye
Bakanlığı'na atanan
Geoffrey Hovve, 1983
yüında Dışişleri
Bakanlığı'na getirilmişti.
Howe, 1989 yılında da
başbakan yardımcıhğına
atanmıştı.
SBKFden
uzlaşma çagnaı
• MOSKOVA (AA) —
SBKP Merkez Komitesi,
Moskova'da dün başladığı
toplantısında kabul etüği
bir siyasi bildiriyle
SSCB'deki tüm birlik
cumhuriyetlerinin
hükümetlerine ve halklanna
ulusal uzlaşma çagrısında
bulundu. SBKP Politbürosu
ldeoloji Sorumlusu
Aleksandr Dzasohov'un
dün akşam düzenlediği bir
basın toplanüsıyla
açıklanan büdiride, ülkede
yasa düzeninin yeniden
sağlanması için, tüm birlik
cumhuriyetlerinin, SSCB
anayasasındaki yükünılülük
ve sorumluluklarau yerine
getinneleri gerektiği görüşü
vurgulandı. Bildiride,
merkezi hükümetle
cumhuriyet hükümetleri
arasmdaki yetki ve iktidar
çatışmasının yaramgı
uçurumun giderek
büyümesinden kaygı
duyulduğu belirtildi. Bu
anlaşmazlıklara son
verîlmcsi için SSCB Yüksek
Sovyeti'nin birlik
cunvhuriyetlerinin
parlamentolanyla ortak
toplantılar yapması dahil,
çeşitli uzlaşma formülleri
önerildi.
tngfltere'nin
harcamalan
• LONDRA (AA) —
tngiltere'nin Körfez
bölgesindeki askeri
operasyonlannın maliyeti
şimdiden 2 milyar doları
aşti. Ingiltere'ııin silahlı
kuvvetierden sorumlu
Devlet Bakanı Archie
Hamilton bugün yaptığı
açıklamada bu maliyetin
savaşta kaybedilen askeri
malzemeyi ve kullanılan
cephaneyi kapsamadığını
kaydetti. Hamüton,
kaybedilen askerî
malzemenin yerine
yenilerinin getirilip
getirilmeyeceği konusunda
nenüz bir karar
alınmadıgını da söyledi.
Kampuçyada
banşçabası
• BANGKOK (AP) —
Birleşmiş Milletler'in
Fransa'nın ve
Endonezya'nın tecıübeli
diplomatlarııun,
Kampuçya'run 12 yıl önce
işgali iie başlayan savaşı
sona erdirmek için
Vietnamh yetküilerle
görüşmelerde bulunacaklan
bildirildi. Vietnam'ın
başkenti Hanoi'ye giden
diplomatlar arasında
Birleşmiş Miüetler Genel
Sekreter Yardımcısı
Rifaiddin Atonet,
Endonezya Dışişleri Bakanı
Ali Alatas vt Fransız
Dışişleri Bakan Yardımcısı
Bdvvige Avi« de bulunuyor.
\bramowitz
gidiyor mu?
• VASHIMÎTON
(Cunhnriyety— ABD
Dışişleri Balanlığı
koriiorları, »on günlerde
Amtrika'nıi] Ankara'daki
büyûkelçisi Vlorton
Abnmowitrin bakanhk
içinde önenii bir göreve
getirileceği «lundaki
söykntilere iahne oluyor.
Bu îöylentikre göre
baVunlığın îsi numarası
Lavrence Eıgleburger
yaknda sa|ık nedenleriyle
görtvinden »yrılacak. Onun
yertıe müsttsar yardımcısı
Rofcert Kintnet atanacak.
Kinmet'ten boşalacak yere
de Abramovitz geürilecek.
DIŞ HABERLER 1 ŞUBAT 1991
SPD'ye göreKohl, meclise danışmadan Türkiye'ye asker göndererek anayasayı ihlaî etti
AhnanyaVla Türkiye tarbşması
DtLEK ZAPTÇIOĞLU
Sosyal Demokrat Parti, Türkiye'ye Hawk ve Roland füzeleri ile
600 asker yollanması konusunu anayasa mahkemesine
götürüyor. Alman anayasasma göre Alman ordusu sadece yurt
savunması için kullanılabiliyor.
sma da karşı olduklannı açıkladılar. SPD,
Cumhurbaşkanı öztü'ın
t4
yayılmacı amaçJar
güttâğünü" öne sürüyor ve "Alman askeri
Ozal'ın pUnUnaa akt edilmemeli" diyor.
Sosyal Demokratlar, Almanya Anayasası-
nın 115. maddesi (a) bendinden yola çıkıyor-
lar. Alman ordusunun sadece yurt savunması
için kuHanılabileceğmi belirten bu maddeye
göre savunmayla ilgili hayati önemdeki ka-
rarlar mecüste abnmah. Kohl hükümetinin
meclise danısmadan Türkiye'ye Çevik Kuv-
vet bağlamında asker yollaması, son olarak
BONN — Alman hükümeti, Türkiye'ye
NATO desteği konusunda kuşku bırakmaz-
ken Sosyal Demokratlar (SPD) konuyu Ana-
yasa Mahkemesi'ne götürüyor. Ana muha-
lefet partisi SPD, "Turkiye vslerini kuUın-
dınp Ink'ı kışkırttı. Irak'ın Torkiye'ye tai-
dıns NATO destegini zonınlo kılmaz" şek-
lindeki görüşünde ısrar ediyoT. Sosyal De-
mokratlar, Türkiye'ye "H«wk" ve "Rolud"
tipi uçaksavarlann ve 600 askerin yollanma-
uçaksavarlarla beraber 600 askeri daha Tür-
kiye'ye kaydınnası SPD'de tepki yarattı. Oysa
NATO Antlaşmasıjna uygun davranan Kohl
hükümetinin bu kararları meclise danışması
gerekmiyordu. Başbakan Kohl, NATO Ant-
laşması gereğince Türkiye'ye savunma ama-
ayla asker yollama yetkisine sahip. NATO
Antlaşması bağlamında alınan kararlar hu-
kuken anayasaya aykın düşmüyor.
Sosyal Demokrat Parti SPD Başkam
Hans-Jochen Vogd dünkü meclis oturumun-
da "InıkınTirkijVyesaldınsuunNATO'yu
seferber etmeyeceği" görüşünü tekrarladı.
Buna göre "NATO sadece bir üyesine, her-
hangi bir kışkırtma olmadan ucüncü bir ül-
keain saldırraası balinde devreye girer." Vo-
gel, Türkiye'nin uslerini ABD'ye açarak lrak'ı
"kışkırttıgını", saldınya ugrarsa, bunun "ken-
di bOecefiJ iş" oldugunu soyledL Cumhurbaş-
kanı özal'uı politikasının Türkiye'de de mu-
hakfeün tepkisiyle karşılaştığını beürten Sos-
yal Demokratlar, Almanya'nın NATO deste-
gini tamamen esirgemesinden yana. SPD, ka-
muoyunu bölerek muhalefetini sertleştirme-
yi amaçlıyor.
Almanya'daki bu tartışmalar büyük ölçü-
de, hükümetin "Çöl Fırtınaa'
1
harekâtı ve
NATO destegi konularında uzun süre sessiz
kalmasından kaynaklandı. Başbakan Kohl li-
derliğindeki muhafazakâr hükumet ancak
son birkaç gündür Almanya'nın resmi tavn-
nı neüeştirdi. Dünyada ekonomik açıdan "sö-
per gaç" haline gelen Almanya'nın çekimser
tutumu özellikle Batıh müttefıklerinde, bu
arada Türkiye'de de kuşkusuyla izleniyordu.
tngiltere'de yayımlanan "Sunday
Kızılhaç'a
yolhamcı'tstanbal Hmbcr Senriai — Körfez savaşı
nedeniyle Türkiye'ye sıgınan Irakh
mültecilere yardım amacıyla Alman
Kızühaçı'na ait 26 TIR'dan oluşan saghk
malzemesi önceki akşam Ipsala sınır
kapısından Türkiye'ye girdi. önceki geceyi
Tekirdağ'da geçiren konvoy, dün öğleden
sonra E-6 otoyoluyla Ankara'ya hareket etti.
Mahmutbey ve Fatih Köprüsü gjşclerine
ödenen parayı yüksek bulan ekip şefı
W.Hoffman, bu uygulamayı hayretle
karsıladıklannı belirtti. W.Hoffman, "Biz
geldiğimiz bunca ülkede sıcak ve sevecen
şekilde karşüandık. Hiçbir yere de para
vermedik. Ama ülkenizde iki kez t
durdurulduk ve şu ana kadar 1000 dolar gibi
bir para vermek zorunda kaldık. Konuyu
ilgili yerlere ileteceğim. Bu arada Kızılay'm
bizlerle ilgilenmemesi üzücüydü" dedi.
Konuyla ilgili olarak göruşlerine
başvurduğumuz Kızılay ilgilüeri ise "Biz
zaten yolumuzu açarak yeterince katkıda
bulunuyoruz. Böyle küçük aynntılarla
ugraşamayız" dediler.
Gönüllülerden oluşan teknik personelle
yatak, cadır ve sahra hastanesi getiren
konvoy, geceyi Gebze'de geçirdi. Bugün
Ankara'ya ulaşması beklenen Kızılhaç
konvoyunun, merkezi CenevTe'deki Kızılhaç
örgütü'nden gelecek talimat doğrultusunda
Güneydoğu'da belirlenecek bir yerde sahra
hastanesi kuracakları bildirildi. Sahra
hastanesinde görev yapacak sağlık personeli
ise daha sonra uçakla Türkiye'ye gelecek.
Sahra hastanesinin kurulacağı yer daha sonra
beürlenecek. (Fotograf: Suat Kozluklu)
DlŞBASIN/
Telegnıph" gazetesi geçenlerdeki başyaasm-
da şöyle sonıyordu: "Tam ihtiyKimız oldu-
fa anda Romınel nerede?
n
Almanlann İkinci
Dünya Savaşı'nda Kuzey Afrıka çöllerinde
Maresal Montgomery'yle çarpışan "Çöl
Tilkisi" General Rommel'in torunlan, Batı-
h müttefiklerirün gözünde "korkaklasmıştı."
Almanlann para kazanmaya gelince dünya
şampiyonu olduğu; lrak'ı zehirli gaz dahil en
modern silahlarla donattıgı; sıra çarpışma-
ya gelince geri durduğu seklindeki görüş tn-
giltere'de, Fransa'da, Amerika'da ön plana
çıktı.
Hazırhksız yakalandı
Siyasi gözlemcilerin görüşüne göre birle-
şerek dünya sahnesinde "saper güç" haline
gelen Almanya, Körfez savaşına hazırhksız
yakalandı. Alman kamuoyu İkinci Dünya Sa-
vaşı'mn ve 40 yılhk bölünmüşlüğün etkisiy-
le "savaş" sözcüğünden çok ürküyor. Kırk
yıldan beri ekonomik refahım gehştiren, fa-
kat dünya politikasmda büyük agulık sahi-
bi olmayan Almanya, birleşmesiyle beraber
yepyeni bir konuma oturdu. Batılı müttefik-
ler Almanya'nm ortak çıkarlan, yataız mali
destekle degil, askeri olarak da savunmasını
tbekliyorlar.
Kohl hükümeti, 2 ağustostan bu yana, ana-
sımn yurtdışına asker gönderrneye iân
Ivermedigini belirterek Körfez'deki yığınaga
Ikatılmadı. Mali destegini arttırarak bunu te-
llafı etmeye çahştı. Şimdi NATO bağlamında
iüstüne düşen görevi yerine getirip getinne-
yecegi dahi kamuoyunda ve mecliste ateşli
jtamşmalara yol açıyor. Aunan Anayasası,
Suudi Arabistan'a asker gönderilmesini ger-
çekten yasaklıyor. Anayasa degişikliğini sa-
vunan Kohl hükümetinin ise muhakfete karşı
oldugu sürece anayasayı değiştirme sansı yok.
SPD'nin muhalefeti sürdükçe Kohl mecliste
anayasa degişiknği için gereken ücte ikilik co-
gunluğu saglayamayacak.
Kesin olan bir şey varsa, o da Batıh müt-
tefıklerin Birleşik Almanya'nın siyasi tutumu-
v nu yakından izlediği.
Gencher memnun
Bu arada Federal Ahnan Dvşişleri Bakanı
Hans Dietrich Geoscher, Cumhurbaşkanı
Turgut Öıal'ın Türkiye'nin Korfez'de coğraf-
yanın değişmesüıi istemedıği yolundaki açık-
lamasının memnuniyet verici oldugunu söy-
ledi.
Genscher, Federal Meclis'in dünkü genel
kurulunda yaptıgı konuşmada, Cumhurbaş-
kam Tnrgut Özal'ın "Korfer'de co^rafyanın
de^işmesini istemiyoruz. Irak topraklannda
gözümüz yok" şekündeki demecinden büyük
memnuniyet duydujjjınu bildirdi. Genscher,
Özal'ın beyanatlan dışında Türkiye'deki tar-
uşmalann bu yönde gelişmesinin de memnu-
niyet veTİci oldugunu kaydetti.
Savaşın ardındaki plan: Istikrarh bir OrtadoğuLEE HAMtLTON
WASHINGTON — Senatör, Kongre orta-
doğu Alt Komitesi Başkanı, Korfez'de savaş
için yaptığımız bütün hazırlıklar gibi barış
için de bir plan yapmaya baslamalıyız. Sa-
vaştan sonra Korfez'de karşımıza çıkacak ol-
gular, ABD'ye Ortadoğu'nun yeniden şekil-
lenmesini sağlayacak olağanüstü fırsatlan ve-
recektir. Benim tahminim, ABD, bu çatışma-
dan bölgedeki büyük etküenmeler ve risklerle
birlikte çıkacaktır. Bölgedeki rolümüzü ta-
nımlayacak bu fırsata sahibiz.
Bu konuda ilk soru, Korfez'de savaşın ka-
zanümasına nelerin yeteceğidir. Başkan Bush,
bunlan, Irak'ın Kuveyt'ten koşulsuz çekilmesî
ve Birleşmiş Milletler'in 12 karanna uyukna-
sının sağlanması olarak açıklamıştır. Ancak
Bush'un son açıklamaları ile yürütülen askeri
operasyon, Irak'ın tesüm ohnası ve silahla-
nrun tahrip edilmesine doğru gidildiğini gös-
termektedir.
Bu öncelikler, savaş bittiğinde diplomatik
açıdan bircok zorluğu beraberinde getirecek-
tir. Savaş, ABD'nin bazı problemlerinin çö-
zülmesine yardım edebüir, ancak ayru zaman-
da daha kötü sorunlar yaratabiür.
Savaşın sonunda, önceliklerimizi görüşme-
ler yoluyla ortaya koymalıyu. Bunu, askeri
seçeneğe verdiğirniz öncelik gibi yapmak zo-
rundayız. Israil, 1981 yılmda Irak'ın nükleer
kapasitesini bombaladı, ancak Irak, yeniden
kurdu. Biz şimdi, bu kapasitenin yeniden yı-
kılmasını istiyoruz, ancak savaş sonrasmda
başanlı bir görüşme yolu bulamazsak bu tür
bir durumun yeniden ortaya çıkacağını söy-
leyebilirim.
Körfez için uzun dönemli bir savunma olu-
şumu nasıl sağlanabilir? Bunun için benim
görüşüme göre bazı şartlar gerekmektedir.
ABD, Körfez ülkeleri ile var olandan da-
ha farklı yeni oluşumlar arama yoluna gide-
bilir. Birleşik Devletler, Körfez ülkeleri ile ge-
niş çaplı anlaşmalar yaparak hava ve deniz
güçlerinin bölgedeki etkismi arttırabüir. Kör-
fez ülkeleri ile savaş sonrasmda askeri bağ-
lar kurulması zaten gundemdedir ve güçlü iş-
birliği surdürulmeüdir. ABD üe Körfez ülke-
leri arasında kara ve deniz tatbikatları duzen-
lenmesi konusunda da işbirliği sağlanmahdır.
Ancak ABD'nin Korfez'de fıziki anlamda
bir güce de ihtiyaa vardır. Bu güç, uçak ge-
milerinin Körfez'deki gücünün genişlemesi-
ni ve Bahreyn'deki destek gücünün arttırıl-
masını içermelidir. Ancak ABD kamuoyun-
nun ve Kongresi'nin Amerikan Kara Kuvvet-
leri'nin Körfez'de varhklannı sürdürmesi ko-
nusunda ne düşündüğüne ilişkin kaygılarım
var. Ben, Körfez'de büyük bir kara kuvveti-
nin gerekli olacağı inanandayım. Benim gö-
rüşüm, bu güç, Körfez İşbirliği Konseyi üye-
si ülkelerden, diğer Arap ülkelerinden veya
Birleşmiş Mületler'den sağlanabüir. ABD Ka-
ra Kuvvetleri de bu güçler arasında sayıca kü-
çük ancak etkili bir rol oynayabilmeli.
. Birleşmiş Mületler, Kuveyt'te savaş sonra-
smda bir banş gücü oluşturulmasına önder-
lik etmeli. Bu gücün büyük bir bölümü de
Irak'a karşı oluşturulan ittifakta yer alan
Arap ülkelerinden sağlanmah.
Körfez'de çatışma bitince, Orudoğu'daki
kitlesel yok edici silahlar konusunda ulusla-
rarası bir konferans düzenlenmesine gerek-
sinimimiz vardır. lran ve Israil'in de aralann-
da bulunduğu tüm taraf ülkeler bu konferan-
sa katılmahdır. Bölgedeki tüm silahlar ma-
saya getirilmelidir.
ABD için savaş, Arap-lsrail sorununun çö-
zümünde hızlandıncı bir etki yapacaktır. Sa-
vaşın bitiminde dikkatler yeniden Filistin so-
runu üzerinde odaklanacaktır. tsrail ile Fi-
listin arasında dogrudan görüşmeler yapüma-
sı sorunun çözümünde birinci adımdır. Di-
ğeri ise Israil ile Arap ülkeleri arasında gö-
rüşmelerin başlatılmasıdır. Bu yaklaşım, eks-
tra degildir, ben taraflann bu konuda ikna
edilecegi görüşündeyim.
Türkiye ise Körfez krizindeki rolünün Av-
rupa Topluluğu'na bağlanmasına yol açaca-
ğını planlamaktadır. Türkiye aynca önümüz-
deki aylar içerisinde ABD'nin daha fazla eko-
nomik, askeri ve politik destegini isteyecek-
tir.
lran'ın Irak'a karşı güçlendirümesi konu-
sunda da büyük bir kaygıya sahibim. Biz, Or-
tadoğu'da bir güç boşluğu yaratmamalıyız ve
bölgenin güç dengesine büyük bir zarar ver-
memeliyiz. ABD olarak yararun ivi'eştirüme-
sine yardımcı ohnalıyız. lran ve Irak için ye-
ni fıreatlar görülmektedir. ABD olarak savaş
sonrasmda Irak halkına yardımı engelleme-
meliyiz.
ABD, Suudi Arabistan ve Kuveyt gibi ül-
keleri teşvik ederek hatta hatta baskı yapa-
rak gelirin fakir Arap ülkelerine de yansıtü-
masım saglamalıdır. Arap dünyasında geli-
rin yeniden dağıtımı sağlanmadıkça istikrar
sağlanamaz.
Tüm bunlar gözönüne alındığmda ABD,
Ortadoğu'ya ilişkin çeşitli sorularla karşı kar-
şıyadır. Eğer ABD, dünyamn liderligi rolüne
soyunmazsa, bu rolü kim oynayacaktır?
internaÜonarHeraM Tribune (27 Ocak)
7'ye 10 oranının korunması talebi reddedüdi
Samaras, ABD'den
eli boş döndü
STELYO BERBERAKİS
ATtNA — Körfez savaşmm
başlamasından bu yana tüm Av-
rupa ülkelerinde duyulan tedir-
gjnligin yanı sıra, Yunanistan-
ın bir kaygısı daha var: Türki-
ye'nin bölgedeki stratejik ve si-
yasal öneminin artması. Yuna-
nistan Dışişleri Bakanı Andonis
Sunaras'ın Mısır ve Suriye baş-
kentlerine gerçekleştirdigi
"yüdmm" ziyaretlerinden son-
ra ABD'ye giderek Başkan Ge-
orge Bnsh, Dışişleri Bakanı Ja-
mes Baker ve Savunma Bakanı
Dfck Cheney ile yaptıgı görüş-
meler de bu endişelerinin ne
denli ciddi oldugunu gösteriyor.
Atina hükümetinin bir başka şi-
kâyeti de Kıbns sorunu ile ilgi-
li. Atina, BM Güvenlik Konse-
yi'nin Kuveyt için almış olduğu
kararlann avrusmı Kıbns için de
almış olmasına karşın, bunlann
bugüne kadar uygulanmadığını
öne sürerek bu doğrultuda çeşit-
li diplomatik faaliyetler göster-
meye başladı.
Dışişleri Bakanı Samaras, ön-
ceki gün Washington'da yaptıgı
resmi temaslan süresince Yuna-
nistan'ın Türkiye'ye yapılan si-
lah yardımlanndan endişe duy-
duğunu dile getirdi. Bu bağlam-
da ABD'nin Türkiye ve Yuna-
nistan'a ayırdığı 7/10 oranuıda-
ki yardun dengesinin konınma-
smı talep eden Samaras, bu ko-
nuda ABD'nin "olumsoz" ya-
mtlanyla karşüaşacagını biliyor-
du. Buna karşm Samaras'ın ge-
rek Bush gerekse Baker'a
"Tirkive'Bİn bölfedeki öneml-
•1 artnrdı|ını biliyor ve bu öne-
miae göre yardım edilmesi g«-
rekii^ne fauuyoruz. Ancak Yu-
nanigUD'iB da savunma sornn-
lan oMugm» uBntmanuuuzı ve
i isisteminıizi gückndir-
meaizi istiyoruz" dediğı ögrenil-
di. Samaras'ın 7-10 oranında ıs-
rar etmemesi, bir yandan ABD
vetkihlerini "memnun" kılar-
ken, diğer yandan Yunan muha-
lefet partüerinin "tepkiterine"
yol açü. Ancak Samaras'ın Yu-
nan savunma sistemi için istediği
"ek yardıml»rm
n
karşı da ABD'-
nin pek istekli olmadıgı bildiri-
liyor. Bush ve Baker'm, Yuna-
nistan'ın Körfez savaşı karşısın-
da takındığı tavnn ne denli "gu-
nır verici" oldugunu açıklama-
lannın dışında Samaras'ın pek
bir şey elde ettiği soylenemez.
ABD yetkililerinin Samaras'a
H
sanş sonnuuda aynı dengele-
rin sa|lan»ca|ına" yönelik gü-
venceler verdiği, ancak savaş sü-
resinde bu dengelerin korunma-
sının olanak dışı olduğuna dik-
kat çektikleri belirtiliyor. Bu
arada Samaras'ın ABD Savun-
ma Bakanlığı'na bir liste sundu-
ğu ve bu listede Yunanistan'ın
gereksinim duyduğu silahlann
yer aldığı ögTenildi. Listede yer
alan silah tipleri acıklanmadıy-
sa da Yunanistan'ın Patriot tipi
füzelere ve Apachi tipi helikop-
terlere ilgi duyduğu bildiriliyor.
ABD Savunma Bakanhğı, Sa-
maras'ın sunduğu bu "silah
listesini" kabul ettiği, ancak "in-
celendikten sonra
yanıüanacağmı" belirttiği öğre-
nildi.
ANKARA
Lrak'tan ılımh ıııesaj
AKILLIFÜZE' — "Tomahawk" Cnıise füzeleri, ABD'nin Irak'a
karşı kullandıgı ultra modern elektronik silahlar arasında en et-
kili olanlardan biri. Savaşın ilk günlerinde Irak hava savunma sis-
teminde buyük gedikler açılmasında Tomahawklar basrolü oy-
namışlardı. Hedeflerini bttyuk isabetle vnran fıizeler aynca ön-
lerine çıkan engebeleri de yollannı degiştirerek aşıyorlar. Bn nc-
denle Tomahawklann bir adı da "akülı fiizekr."
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — lrak'm Ankara Buyuk-
elçisi Rafi Dahham Micvel El
Tikriti'nin Başkent'teki ziyaret-
leri sürüyor. Cumhurbaşkanı
Turgut Özal'a güven mektubu-
nu 11 Ocak'ta sunan büyükel-
çinin bu ziyaretleri, "diploma-
tik nezaket geregi" diye açıkla-
nıyor. Ancak Büyükelci El Tik-
riti'nin hemen her ziyaretinde
"Türkiye'y- bir Irak saMıns oJ-
mayacağı, UişkUerin iyi dıizeyi-
nin korunması ve Türkiye'nin
savaşta tarafsız kalması
gerektiği" yönünde mesajlar
vermesi "dikkat çekici" bulu-
nuyor. Diplomatik gözlemciler
bu mesajlann Türkiye'yi "kara
harekfttından uzak tutma"
amaçlı olabilecegini ifade edi-
yorlar.
Irak Dışişleri Bakanı Tank
Aziz'in Türkiye'yi saldırganhk-
la suçlayan ve dolaylı tehditler
iceren mektubunun Dışişleri Ba-
kanı Kurtcebe Alptemocin tara-
fından "dengeli, ancak sert bir
tooda" yanıtlanması sonrasın-
da, Ankara-Bağdat ilişkilerinde
yeni bir gerginleşme gözlenmi-
yor.
Irak Büyûkelçisi El Tikri-
ti'nin bu hafta içinde yaptıgı te-
maslar ise tam tersine "gergin-
Kgi tırmandınnama çabası" ola-
rak değerlendiriliyor. TBMM
Başkanı Kaya Erdem'i dün ma-
kamında ziyaret ederek 1 saat
15 dakika görüşen büyükelci,
daha sonra gazetecilerin sorula-
rını yanıtlarken, "Btrim temen-
nimiz, Türkiye'nin bu zor gün-
lerde larafsız kalması ve bu U-
rafsizltgıa sürmesidir" dedi.
Türk ve Irak halklarınm kötü
bir şey olmasını istemediklerini
bildiren El Tikriti, "Düşmanlar
Türkiye ile bizim aramızda kö-
tü bir Şey yapmak istiyorlar.
Ama inşallah hiçbir şey çık-
mayacak" dedi. El Tikriti ayn-
ca Erdem'le görüşmesi sırasm-
da kendisine Irak Meclis Başka-
m'ndan selam Uettiğini de söy-
ledi.
Irak Büyûkelçisi'nin bu açık-
laması, Türkiye'nin İncirlik Üs-
sü'nü, lrak'ı bombalayan ABD
uçaklanna açmasına karşın ha-
len kendi silahlı kuvvetleriyle sa-
vaşm tarafı olmamasının Bağ-
dat'ta "memnuniyet" yarattığı
şeklinde yorumlandı. Dışişleri
Bakanhğı yetküüeri, Irak Büyük-
elçisi'nin "nezaket ziyareüeri"
sırasında Türkiye'nin kara sava-
şına girmemesi için dolaylı tel-
kinde bulunmuş olabilecegini
belirtiyorlar.
Büyükelci El Tikriti'nin önce-
ki gun Milli Savunma Bakanı
Hüsnü Doğan ile yaptıgı görüş-
mede ise herhangi bir istemin
gündeme gelmediği kaydedildi.
Milli Savunma kaynaklan, Irak
Büyükelçisi'nin "yeni bir öneri
ya da istek dile getirmedigini"
söylediler. öte yandan, Irak'ın
Türkiye'den olası bütün istem-
lerirü Dışişleri Bakanhğı kana-
hyla yapması gerektiği de vur-
gulandı.
TAHRAN RADYOSU
Tüm Müslümanlar
Irak'ayardım etsinDış Hıberler Servisi— Körfez
savaşında tarafsızhğım ilan eden
Iran'da Şii halk lrak'ı destekler-
ken, Kürtlerin ABD'yi destekle-
diği belirtiliyor. Bu arada Tah-
ran radyosunun da Batıya karşı
giderek daha sert bir tutuma gir-
diği gözleniyor.
Iğdır muhabirimiz Azer İJn-
sal'ın bildirdiğine göre Tahran
radyosu dun sabahki yayuunda,
tüm Müslümanlan, Irak halkı-
na ilaç ve gıda yardımı yapma-
ya çağırarak şöyle dedi:
"tnsan haklarının savunucu-
su oldugunu ileri süren ABD ve
Batıhlar savunmasız Irak halkı-
na bombalar yağdınyorlar. Da-
ha sonra kutsal topraklara sal-
dınp camileri tahrip ediyorlar.
Irak'ın içinden ulaşan haberler
göstennektedir ki Irak'ın Mtis-
lüman halkı susuz, elektriksiz,
gıda maddesiz ve ilaçsız son de-
rece kötü şartlar altındadır. Ba-
tılı saldırganlar ve onlann eleba-
şısı olan Amerikahlar okullan
bile bombardıman ediyorlar.
Hiçbir askeri önemi ohnayan
küçük yerleşim bölgelerini yer-
le bir ediyorlar. Irak askeri kuv-
vetlerinin dışındaki halkın kar
şı karşıya bulunduğu durum is<
daha dayanümaz bir haldedir