18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
VMHURÎYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 25 ARALIK 1991 BELKI rtURAT BEUJE JVbduUatıBaştürk ile YandaKalanDostluğumuz Abdullah Bastûrk, bu son dönemde, ıkı bmlı yıilann DlSK'ının ne otması gerektığını enıne boyuna duşunuyor- du Bu projeye yönelık bır pratığı başlatmıştı Bırlıkte ça- lışma onerısıne bır nukteyle gırdığını hatırlıyorum "Be- nım yaştm altmısı gectı" demıştı, "Demek olsa olsa da- ha ellı yıl yasarım Bu ellı yılın yırmıstnı DISK'e vermeye kararlıyım Sen de bır on yılını verebılırsın " Başturk'un bu esprısı şımdı aklıma geldıkçe dıken gı- bı, kıymık gıbı batıyor ıcıme Türkıye'de sıyaset bır kısırn ınsanın yakasını bırakmaz Genellıkle olağandısı, tahammul edılmez bır durumla kar- şılaşmıssınızdır "Bu kadarı olmaz 1 " demek zorunda kal- mtşsıntzdır Bınlerce ınsan tşkenceden geçınlıyordur, mıl- yonlarca ınsanın kımlığı bastınlıyordur, koskoca bır sen- dıkal konfederasyon gulunç gerekçelerle kapatılıyordur vb "Bu kadarı olmaz 1 " demek durumunda kaldığınız olay o anda neyse, olmaması ıçın bır şeyler yapmaya gmşırsı- nız sız de Bunun ıçın, benzer konumlardan kalkan baş- ka ınsanlarla bır araya gelırsınız Çoğu zaman o ınsanlarla ıltşkınız, sızı yan yana olma- ya ıten sıyası konumla belırlenır ya da bırlıkte var eden yapıyla sınırlanır Yetmıslerden berı ben de Abdullah Baş- turk'le zaman zaman yan yana oldum ırılı ufaklı konular- da Sendıkal eğıtımı ptanlama gıbı ya da DlSK'ın afış ya- rışmas nı sonuçlandırma gıbı bazı konumlarda Seksen- lerde bırbtrımızı gor- " • bır paraietiık Türkiytfde pek çok şey, yenıden karşılasmaya bağlldtr. Abdllllah başladık orneğın so- d e foelHkle AbdUİlatlş ğ d e foelH nu HEP e varan sure- _ . - . - . . oınbaşında yadanı- BaŞIUrk OldUğll tÇHl, ÇOK hayet, y en. DISK . şey o n a bağlıydt. Böyle SSSTS5SS. 1 * * boşluğunu aramızdakı öncelıklı dOİdurmak ÇOk gÛÇtÜr. ülşkı somut ışle yakın- " dan ılgılıydı ve dolayısıyla polıtık bır ılışkıydı Ama bunun- la sınırlı değıldı Goruştuğumüz her seferden sonra, ken- dı hesabıma konuşayim, Abdullah Bey'le aramda formel polıtık ılıskının otesıne gecen sıcak bır dostluk duygusu- nun dennleştığını hıssettım Bunu şımdı daha da lazla hıs- sedıyorum Kısısel-duygusal duzeyde yarım kalan ışımız- den tazla, yanda kalan dostluğumuz acı verıyor Mert bır ınsandı ve ona guven duyardınız Şımdı 6lü- munden sonra, çeşıtlı yayınlarda mucadeleler ıçınde ge- çen hayatı hakkında bılgıler yayımlanıyor Bu kısa bılgıler bıle tutarlı çızgısı ustune yetennce fıkır verıyor Başturk- un kendıne guvenınde gecmışınden tedırgın olmamanın rahatlığı vardı rahattı kendısıyle çunkuherdurumdaola- bıleceğın en lyısını yaptığının bılıncındeydı Ama Başturk'un yuzü geçmışe dönuk değıldı Onun ya- şadığını yasayan, onun yaptıklarını yapan baska bırı, ko- taylıkla, gerı kalan yıllarını bu geçmışın rantıyla geçırme- yı dusunebılır, bununla yetınebılırdı Ama Basturk hep ge- leceğı tasarladı Yuklendığı mısyonu, değısen kosullarda nasıl gelıstırebılepeğıne yordu katasını Gerçekçılığı, ger- çeklığı daha olumlu, daha sağlam bır zemıne doğru yön- lendırme tutkusıfrıa engel dmsdı Çunkü bugün içto*gü- venılır görünen yapılarla yetmıyor, bugunden geleceğe gı- den dınamıklerle bırlıkte yol almak ıstıyordu Türkıye'de pek cok şey, ne yaztk kı belırlı kışılere bağlı- dır Abdullah Basturk de özellıkle Abdullah Basturk oldu- ğu ıçın, çok sey ona bağlıydı Boyle kışılerın boşluğunu doldurmak çok güçtur Ama DİSK de genış btlgı ve dene- yım bırıkımı olan bır yapıdır Başturk'un yokluğunda, DISK'ın cağın gereklerıne cevap veren, Başturk'un ıste- dığı gıbı emeğıyle çalışan kesımler ıçtn bır denız fenerı gıbı ufuklara ışık tutan bır kuruluş olması, umarım gene de mumkun olacaktır Ttirkıye ışçı svnıfvmn sendıkal önden, demokrası ve ınsan haklan savunucusu, DİSK Genel Başkaru ABDULLAH BAŞTÜRK'ü unutmayacağız Bafra'dan EĞtT-SEN ve EĞtTÎM-lŞ'H öğretmenler VEFAT Rema Doğuellı ve tnerhume Kevser DogueUı'nın oğlu, Jadwıga Mandrela'nın damadı, Bertan Veerrtjer'ın kardeşı, Ab, Yılmaz, Şule, Çelenk, Nesnn ve Muazzez'ın kardeş çocuklan ve a|abevı, Dıdem Demıralp ve Mehmet Enşen'm dayısı, Esra, Mehmet ve Ayşe'mn sevgılı babası, Teresa Doğuellı'nın sevgıh eşı; DT ERBİL DOGUELLİ 23 Aralık 1991 Pazartesı günü vefat etmıştır Cenazesı 26 Aıahk 1991 Perşembe günü Ankara Maîtepe Canuı'nden öğle namannı muteakıp Karşıyaka Mezarlığı'nda defnedılecektır TÜRK HAVA YOLLAR» A.O.'DAN — Ortaklığımız, Ankara Esenboğa Hava Lımanı'nda- kı personel lokantası kapalı zarfla teklıf alma usulu uy- gulanmak suretıyle yıktırılacaktır — Anılan yıkım ışıne ılışkın geçıcı temınat fırmalarca teklıf edılen bedelın %3'ü oranındadır — Kapalı zarfla verılecek teklıf mektupiarı en geç 06.011992 gunu saat 10.00'a kadar İstanbul, Ataturk Ha- valımanı THY AO Genel Y&netım Bınası B Blok Asma Kat adresınde mukım Alım Satım Kurulu Başkanlığı'nda bulundurulacaktır Anılan gun ve saatten sonra elden ve- nlen veya posla ıle gonderılen teklıf mektupiarı kabul edıl- meyecektır — Konuya ılışkın ıhale 06011992 günü saat 1000'da yukandakı adreste yapılacaktır — Tahmını bedelı aşan teklıfler değerlendırme dışı bı- rakılır — Şartnamede ıstenılen tum belgelenn aslı veya no- terden tasdıklı suretlerın ıbrazı gereklıdır — Şartnameler yukarıda belırtılen adresten Ankara 1 da ıse THY A O Ankara Ist Baş Müd'den temm edılır — Ortaklığımız 2886 sayılı Devlet Ihale Kanunu'nata- bı olmayıp, ıhale konusu ışı kısmen veya tamamen yap- tırıp yaptırmamakta serbesttır BüyülüBir Kelime Ve Bir Nobel Ödülü 1980'ler bırpıyasamodası donemıoluşturuyordu Bumodanınoluşturulması ve şurdurulmesınekatkıdabulunanlannen başındada ıktısatçılargehyordu İktısatçılar, burolu, varsaytmlannıngerçeğene kadaruygunolduğunu hıç sorgulamayarak oynadılar Doç. Dr. AYŞEBUĞRA Boğazıçı Vnıversıtesı Ekonomı Bqlwnu Buyulu kelime, pıyasa Nobel Ödulu de Ro- nald Coase'un Sonbaharda sahıplen bellı olan 1991 Nobel Ödullen, bırkaç gun önce Stockholm'de yapılan torenle sahıplenne ve- nldı İkusat odulunu alan Coase'un başansı bır buvubozma operas>onuyla ılgüı Coa- se pıyasanın, bırden bıre lambadan çıkıp ın- sanlann bütun dertlerme deva olan bır cın ıdeolojık saptantılardan kurtulmuş akıllı kışı- lenn yolunu aydınlatan guçlu ışık. var olmuş ve olacak toplum duzenlenmn en başanlısı açıl susam açıl" türunden, onu soyleyen ınsa- nın kendısıne kansına, oğullanyla kızma, dosüanna ve ınşallah memleketınebûyuk zen gınlıkler sağlayan bır tekerleme olmadığını, sadece ve sadece ınsan vapısı bır kurum &Wu- ğunu gosterdı Nobel Odulu nü, pıyasa sözu- nün çok moda bır şarkı gıbı dunvayı etkıleyıp geçtıgı 1980'lenn hemen ardmdan alması her halde oldukça onemh Bugün 81 yaşında olan Coase, çok az yaz- mış bın lktısatçı deyışıyle onun "kendı yaz- dıklannı değıl, başkalannın onun yazdıkları üzerıne yazdıklannı maksımıze eUığı" soyle- nıyor Sadece ıkı onemh makalesı var Bunlar- dan bın \e daha onemh olanı, 1937'de \ayım lanan "Fırmanın Doğas>" adh makale Ikıncısı ıse, 1960 da yavımlanan "Sosyal Maliyet So- runu"(l) İlk makalenın temelmı, Coase'un h- sans oğrencıhğı sırasında hazırladığı bır ode\ oluşturuyor tktisadın temelleri Gerçekten de, makaleyı okuduğunuz za- man, bunun boyundan buyuk bır ışe gmştığı- nın farkında olan, ama doğru yolda oîduğunu da bılen, dolayısıyla çok temkmh bır bıçımde, butün eleştınlen önceden tahmın edıp baştan karşılamaya çahşarak ılerleyen. çok genç bın tarafından yazılmış olduğunu görebüıyoTsu- nuz Aynca. bu makalenın ancak, çok genç bın taratından henuz meslegıne ozgu duşun- me ve algılama kahplanyla bıçımlenmemış, bu kahplann dışmda ı§ goremez hale gelme- rnış bırı larafından yazılabıleceğını de goru- vorsunuz Makale neden Fırmalar var°' sorusuçevresındekurulmuş Bu çocukça soru, ashnda ıkiısadın temellenne >onehk bır soru lktısat duşuncesı pıvasa davranışlan teme- lınde bıçımlenmıştır Pıyasa davranışlan, oz- gur ve eşıt bıreylenn, kışısel çıkarlannı maksı- mıze etmek ıçın gınştıklen, o anla sınırlı, hıçbır bağlayıcılığı olmayan değışım ıhşkılen- dır Ahşvenş o anla sınırhdır ve alanla vere- nm, bırbırlenne karşı malı ahp bedehnı odemek veya karşılığını ahp malı vermekten başka hıçbır yükümlüluklerı voktur Pıyasa ılışkısı bır değışım ılışkısıdır ama ıktısat, üreü- mı de bu ıhşkı çerçevesınde açıklar Yanı ser- mayedann ışçıye emeğınm karşılığını odeyıp onun hızmetmden >ararlandıgı duşünülür Iş- çı pazanndan bır gun ıçın toplanıp mşaatta çahştınlan, gunun sonunda da elıne ücretı ve- nlıp gondenlen ışçınm durumunda bu yakla- şım oldukça gerçeğe yakındır Girişimci-işçi üişkileri Ama bır fırma ıçınde gınşımcı-ışçı ıhşkılen, başka haklar ve yukumlulukler de ıçenr Bu çıyasa modelıntn ıçerdığı anhk sozleşmenm otesınde, uzun vadeh bır sozleşme ılışkısıdır Sozleşme suresı belırlı bır hızmetın venhp, be- lırlı bır ışın tamamlanmasıyla sınırlı değıldır Işveren ışçıve 'bu hafta ış yok, şımdı gu gele- cekhafta uğra demez Işe alma da, ışten çıkar- ma da, uzun vadeh bağlayıcılığı olan kararlar- dır Fınna pıyasanın aksıne, bağlayıcıhgı olan uzun vadeh kararlar temelınde ışleyen bır kurumdur Fırma, Coase"a göre, pıyasanın bır uzantısı değıl, pıyasa kurumuna alternatıf ola- rak ortaya çıkmış bır kurumdur Ve modern ekonomılerde, üretım faahyetlennın en önem- h bolumü, bu alternatıf kurum ıçınde yer alır Dolayısıvla ıktısatçılann, bu gerçeğı goz ardı etmekıen vazgeçmelen, bu alteraatıf kuru- mun neden ortayaçıktıgını \e nasıl çalıştığını, pıyasa modelınden farkh modeller gelıştırerek ıncelemelen gerekır Coase bır kurum olarak pıyasayı eleşüren, ekonommın ışleyışıne devletın mudahale et- mesı gerektığını savunan bır lktısatçı değıl İktısadın temelmantığmı, yanıekonommın ış- leyışının kışısel çıkar sağlama amaana yöne- lık davranışlarca behrledığı fiknnı reddeden bın de değıl Aksme "Sosyal MaUyetSorunu" adh makalesınde, geleneksel refah ıktısadma gore devlöt müdahalesmı gereküren bazı du- rumlan ele ahp. burada da ışlenn pıyasaya bırakılabüeceğını savunuyor Tartışma özetle şu çerçevede yer ahyor Geleneksel refah ıktı- sadına gore, bır kışmın ekonomık faahyetı, başka bır ınsanın zarar gormesıne veya çıkar sağlamasına yol açıyorsa, aynı zamanda da, bu zarar tazmm edılemıyor veya sağlanan çı- kann karşılığı talep edılemıyorsa, bu alanda devlet mudahalesı gerekır Piyasa ilişküeri Yanı mesela, mahalledekı butun komşular beş para venneden benım dünyanın parasını venp takürdığım televızyon antenmden ya- rarlanıyorlarsa, televızyon antenlennın alım satımı ve kullanımı, alanm verenın, almıp ve- nlemn ve alım satım bedehnın açıkça belırlı olduğu pıyasa ıhşkılen çerçevesınde gerçekle- şemez Arz talep dengesı fıyat mekanızması yoluyla sağlanamaz ve devlet mudahalesını ıçeren başka bır çözüm gerekır Coase, genel kabul goren bu goruşe karşı çı- kıyor ve kısaca, mülkıyet haklannm çerçevesı- nı daha ıyı çızer ve bu şekılde komşuların başkasmın antenmı kullanmalannı yasaklar- sanız başka tur müdahaleye gerek kalmaz, ış- ler pıyasaya bırakılabmr dıyor Ama burada da söz konusu olan, kendıhğınden lambadan çıkıvermış, her derde deva bır cın olan pıyasa değıl, msanlar tarafından, msan ıhüyaçlan duşünulerek oluşturulmuş bır kurum olan pı- yasa Ve doğal olarak, ınsan ıhtıyaçlannı kar- şılayamadığı yerde, yennı alternatıf kunımla- ra bırakması gereken bır kurum olan pıyasa Bu kurumun oluşmasında hukuk sıstemımn son derece onemh olduğunu vurgulayan Coa- se, bu şekılde, uzennde pek dunılmamış bır ıhşkının. hukukla ıktısat arasındakı ılıskının, gün ışığına çıkmasım sağhyor Buna, aynca, 1958'de çıkarmaya başladığı ünlü Hukuk ve tktisat Dergisi'yle de (Journal of Law and Eco- nomics) katkıda bulunuyor Bır dahının dergı çıkararak vaktını zıyan et- mesını anlamsızbulanlar çıkmışsa da, dergıyle uğraşması Coase'un çağımızın en çok referans venlen ıktısatçısı olmasını engellememış özellıkle 1970'lerden sonra, Hess ve Waiiam- son gıbı ıktısatçılann oncülüğunu yaptıklan yenı orgut anahzlen ve fırma teonlençerçeve- sınde Coase'dan ılham almayan bır tek çahş- ma yapılmamış (2) Bu çahşmalann ıktısat ıçınde gıderek guçlenmelen ve pıyasa ıhşkıle- nvle sınırlı geleneksel iktısadın dışında gehşen özgun bır kurumsal yaklaşım oluştunnaya başlamalan da, Coase'un Nobel almasıyla so- nuçlanmış Şaşırtıcı ve Sevindirici Gene de Coase'un Nobel Ödulu alması nor- mal karşılanacak bır şey değıl Aksme, olduk- ça şaşırtıcı ve şaşırtıcı olduğu olçude sevmdın- cı bır şey Yazının başında değmdığım gıbı, 1980'ler bır pıyasa modası donemı oluşturu- yordu Bu modanın oluşturulması ve sürdü- rülmesıne katkıda bulunanlann en başında da ıktısatçılar gehyordu tktısatçılar, bu rolü, varsayımlannın gerçeğe ne kadar uvgun oldu- ğunu hıç sorgulamayarak oynadılar Bu rolü. gerçekle bağlantılannı butünuyle kopanp, kendılennı, zaman zaman matematıkçılen bı- yık altından gülduren, matematıksel oyunlara \ererek oynadılar Halbukı Coase'un 1937'dc >azdığı makalenın ılk cumlesı şuydu "Iktısat geçmışte varsayımlannı açıkça ortaya koyma- dığı ıçınçok zarar gördü " 1988 detopluhalde yayımlanan makalelenne yazdığı onsözde de şöyledıyordu ' Bızvm çocukluğumuzda, keh- melerle ıfade edılemeyecek kadar budalaca bır şey soylemeye çalıştıgımız zaman, 'şarkısıru soyle" derlerdı Şımdı ıktısatçılar kelımelerle ıfade edılemeyecek kadar budalaca şeylen ma- tematıkle soyluyorlar' (3) Iktısatçılar. varsayımlann gerçekçıhğının hıç onemh olmadığı şarkısını matematıkle soyler, polıtıkacılar da lambadan pıyasa cmle- n çıkanrlarken, Coase Nobel aldı Coase'un Nobel alışı, son on yıl ıçmde çok güçlenmış olan ıdeolojik saplantılara karşı kazanılmış bır zafer olarak değerlendınlebıhr (1) Economıca, 1937 \e Journal of Law and Econo- raıcs 1960 (2) Bu >enı vaklaşımlarla ılgılı genel bır değerlendır- me ıçın bkz C Menard örgutler Neden Vardır'»' Toplum\e Bılım 46 47 (Yaz-Gûz 1989) (3) The Fırrn the La*. and ıhe Market. Lnıversıty ofChıcagoPress 1988 PARtS'TEN SELÇUK DEMtREL Park Oterîıı Oıılenenıeyeıı Kentin tarihı ve doğal değerlermın her geçen gun tukenmesine boylesine seyirci kalınması, İstanbul halkının yoneticilerine olan inancım yıürmesine neden oluyor. MEHMET BÖLÜK Mımar İstanbul Gumuşsuyu'ndakı Park Otel kathamı, mılyonlarca ınsanın gozlen onun- de ıkı yıldır devam edıyor Sıyası partıler, mımarlar odası, çevrecıler, mahalle sakın len, yazarlar, basın, buyukşehır beledıvesı gıbı kurumlar ve kışıler, paneller, basın top- lantıları, gosten >Tiruvuşlen, yazılar, de- meçler, araştırma komıs>onları ıle beton deve engel olmaya çalışıyorlar Uzmanlar, yönetıcıler, komısyonlar top- lantı üzenne toplantı vapı>or, bu yasal boş- luk bulup kathamı durdurmak ıstıyorlar Tum bu çırpınışlar sürerken dev beton kut- lesı buyuk bır hızla yükselmeye devam edıyor Yasal boşluk!.. Pekı bu beton canavar yasal mı kı dur demek ıçm vasal boşluk aranıyor 0 îstanbul Buyukşehır Beledıyesı Genel Sekreten Tuğ- rul Erkın basına yaptığı açıklamada "tn- şaatın yasalara uygun olarak yapıldığını, ancak yasal bır boşluğun bulunması duru- munda ınşaatın durdunılabılece|ını, ken- tın yarası olarak tanımlanan olayın peşmı bırakma>acaklannı, mutlaka bır çözum yo- lu bulacaklarıru" soyluyor Yetkıh ağızlarca yasadışı Park Otel kat- hamının yasal ılan edümesı, kentyönetımı- nın acızlı^ını ve teslımıyetçılığını göstenyor Kentin tanhı ve doğal değerlerımn her ge- çen gun tükenmesme böylesme seyırcı ka- lınması, İstanbul halkmın yonetıcılerıne olan inancım yıürmesine neden oluyor Park Otel inşaatı yasal değildir Beyoğlu, Gümuşsuyu Mahallesı, 731 ve 735 adalar üzenne ınşa edılen bu beton kut- lesı, çevrede bulunan eskı eserler ıle alan ılışkısı ve kentin süuetındekı önemlı yen ne- denıyle, eskı adı Eskı Eserler ve Anıtlar Yuksek Kurulu, şımdıkı adı Kultur ve Ta- biat Varlıklannı Koruma Kurulu'nu dırekt olarak ılgılendırmektedır 2863-3386 sayılı Kultur ve Tabıat Varhk- larını Koruma Yasası, yalnızca korunması gerekb kultur varlığı eskı eserlen değıl, bun- lann koruma alanları ıle ılgıh karar alma yetkısım de koruma kurullarına vermıştır Kısaca, İstanbul'un sılueüm olumsuz vönde etkıleven, çevresındekı eskı eser bı- naları ezen bu dev beton kutle koruma ku vullarından onav almak zorundadır Anıtlar Yuk*ek Kurulu konu ıle ılgıh ük karannı 11 2 1978'de aldı Bu kararda, eskı Park Otel'ın tanhı anısı olmasına rağmen korunması gerekh >apı olmadığından yıkı- labıleceğı behrtıhyordu Ancak kentm sılu- etı ve cevredekı eskı eserlerle alan ılışkısı ne- denıyle, İstanbul Beledıyesı'nden ımar du- rumu ıstenmeden Park Otel'ın yerme ya- pılacak bına hakkında karar venlemeyece- ğı de a>nı kararda yer alıyordu 1983 yıhnda Anıtlar Yuksek Kurulu, Park Otel ıle ılgıh olarak 23 7 1983, 10 9 1983 ve 14 10 1983'te peş pese uç ka rar aldı Bu kararlarda yapılacak bına ıle ılgıh avan projeler onaylanıyordu 14 10 1983'te ona>lanan projede eskı Park Otel restore edılerek aymen korunuyor, an- cak Park Otel'ın gabarısını aşmayan ılave ler yapıhyordu Bu son karara istanbul Be ledıye Mechsı de uymuş, 20 3 1984'te Anıt- lar Yuksek Kurulu'nun onayladığı avan projelerı, mevzı ımar planı olarak kabul et- mıştı ANAP'h ış bıtmcı Dalan yönetımı göreve geldıkten sonra tam uç kez parsel bazında plan tadılatlan ıle Park Otel bu hılkat ga nbesı hahnı aldı 731 ve 735 adalar arasın- dakı "Ağa Çırağı Sokağı" da satıhnak su- retıyle bırleştırıldı Eskı Park Otel'ın ven- ne 69 m yuksekhkte (32 kat) tıcaret mer- kezı yapılırken, 731 ada uzerıne de 86 m yuksekhkte (42 kat) turızm merken uygun goruldu İstanbul'un sıluetım gökdelenlerle katleden Bedrettın Dalan, son darbesını de "tadüen ona>" yetkısım kötüye kullanarak vurdu Mechs kararmı "Kotlar Gumuşsu- yu Caddesı'nden ahnacak" notu ıle tadıl ederek beton kutlenın azametını arttırdı Tum bu uygulamalar yapılırken Anıtlar Yuksek Kurulu yerme kurulan Kultur ve Tabıat Varlıklannı Koruma Kunıllan dev re dışı bırakıldı Anıtlar Yuksek Kurulu' nun onayladığı avan projelerı, bu projele re gore yapılmış ımar planlannı degıştınr- ken kurullara haber büe verümedı Yangın- dan mal kaçınrcasına Park Otel koruma kurullanndan kaçmldı Bu projelen koruma kurullannın onay- lamayacağına onlar da ınanıyorlardı kı kas- ten kurullan dışladılar Kültür ve Tabıat Varlıklannı Koruma Yasası'm ıhlal ettûer, yetkı gaspmda bulundular Beledı>eler veya Tunzm Bakanlığı, eskı eserler ve bunlann koruma alanları ıle ılgı- h uygulamalarda koruma kurullannın ona- yını almak zorundalar Tüm kamu kuru- luşlan (beledıyeler dahıl) koruma kurulla- n kararlanna uymak zorundadırlar 26 Mart 1989 seçımlen ıle sosyal demok- ratlar İstanbul'da yerel yönetımlerde ıktı dara geldüer Konu ıncelemeye alındı 26 Ekım V989'da İstanbul Buyukşehır Beledıyesı, 3 No'lu Kultur ve Tabıat Var- hklarını Koruma Kurulu'na başvurarak, yapılacak bmanın îstanbul süuetı ve cevre- dekı korunması gerekh eskı eserlerle alan ılışkısı açısından uygun olup olmadığını sor- du Bu kurul 10 4 1990'da projeyı, çevreyı ınceleyeceğme, "Her şey bıtmış, ruhsat ve- rümış, ınşaat başlamış, yapacak bır şey yok" anlamında bır karar aldı Yanı kurul görevını yapmadı Beledıye bu karara Yuk sek Kurul nezdınde ıtıraz edebüır, netıce alamazsa ıdan yargıya başvıırabıhrdı Her halde konu bıraz ıhmale ugradı Daha yapacak çok iş var Evet, her şey daha bıtmedı Kultur ve Ta bıat Varlıklannı Koruma Yuksek Kurulu gerekh mcelemeyı bır an önce yapmah ve kentı kurtaracak doğrultuda bır karar al- malıdır Bu mcelemeler yapılana kadar İs- tanbul Buyukşehır Beledıyesı uygulamayı durdurmalıdır Başbakan ve on bakandan oluşan Eko- nomık tşler Yuksek Koordınasyon Kurulu, 20 7 1983'te "Istanbul'da Park Otel'ın res- torasyonu ve tevsıi 3e 364 odab luks bir ote- lın yapılmasının uygun olduğuna" karar vermıştı Pekı şımdı eskı Park Otel'm yenne ne ya- pıhyor' 1 69 m yüksekhğınde 32 katlı tıca- ret merkezı Şımdı top Kultur Bakanlığı'nda, Baym- dırlık ve İskân Bakanlığı'nda, Turızm Ba- kanhğı'nda ve İstanbul Buyukşehır Beledı- yesı'nde R1ZA ZELYUT MevilikNedir,NeDeğildir?Dünya hem değışıyor^ hem de kuçuluyor Bu değışım ve küçulme surecek Ulkemız de bu olgudan payını alı- yor, alacak Yakın zamanlara değın Alevı sözu ağızlara alınamazken, şımdı devletın ılgılı katlarında konuşutabılı- yor Dıyanet Işlerı Başkanlığı, daha bır yıl öncesıne değın Alevılığı gormezlıkten gelırken, sımdı, bazı kışılen devre- ye sokarak Alevılerı kendı çatısı altına çekmeye çahşıyor Dıyanet Işlen Başkanlığı'nda Alevılerın de temsıl edıl- melen gerektığını, 1989 yılında kaleme aldığımız Alevılik S/Wırgesı'nde dıle getırmıştık O zamanlar, Alevılik ûze- rındekı sıkı baskı nedenıyle bu ıstek, ınsan haklan ve de- mokrası açısından ılerı bır nıtelık tasıyordu Zaten bızım ısteğımız, Dıyanet Işlen'ne kayıtsız koşulsuzteslım olmak, onlarla butunleşmek bıçımınde değıldı, bağımsız bır mü- durluk gıbı duşunuluyordu O zamanlar bu tsteğırtttz Dı- yanet tarafından memleketın hassas dengelennı bozacak zararlı bır çıkış olarak goruluyordu Şımdı ıse Dıyanet Iş- lerı bu ısteğımıze sahtp çıktı Fakat nasıl 9 Alevılerle bağlantı kurabılmek ıçın, "Alevı temsılcısı" dı- ye bazı kısılerı one çıkartarak ve başlarına da çok keskın bır Turk-lslam sentezcısı dın görevlısı Abdulkadır Sezgıri\ getırerek Bu kışı, yazdığı kıtapta, Alevılerı, Sûnnı ola- rak gostermeye çalışır, Hacı Bektaş Ve/f ye Sönnı der Bu kışıyle bırlıkte hareket eden ılahıyatçı Mehmet Yarnan da aynı görüştedır Bu kışılerın Alevılerı temsıl etmesı, Alevı- ler adına görus bıldırmesı, açık açık söylüyoruz kı Alevı- lerı son derece rahatsız etmektedır Geçmış dönemde Alevılerı adam yenne koymayan, ya- yınlarında Alevı duşmanlığı yapan Dıyanet Işlerı'nın bır- denbıre Alevı dostu mmm .«^»««..«».«««.^««.—«..._ kesılmesı, elbette, ça AleVİllğİII tarihİnİ ğın dayatması karşı- . . . , ^ ^ , , smda atıimış zoruniu Hiımeyenıef, ortaya nlçın bır adımdır Fakat, bu Çjktlğmi doğfU toplumsal adımı, Alevılere doğal «Prı»lrrı»l»rit» haklannı verme onla- gereRçeıene n Türkıyenm eşıt, açtklayamayanlar, Aleviliğl sunmiığe çe- olarak gofmeKtedıneı. kerek erıtme amacty- la atmıştır Afrıka'da puta taparları Hırıstıyan yapma gay- retıyle kendınden geçen mısyonerter gıbı, bu Dıyanet mıs- yonerlen, carçabuk harekete gecıp yenı hukumettn de gozune gırmek ıçın bırdenbıre demokrası savunucusu ol- muşlardır Ama Alevı halk, hem de yüzde yüzu, kapalı kamplar ardında oynanan bu oyunu bozacaktır Bugün, bılen bılmeyen, Alevılik hakkındaletva vermek- tedır Tarıh ve toplumbıhm gerçeklerınt dıkkate almadan yapılacak Alevılik değerlendırmesı ancak suyayazılan bır yazıdır Bızım, "Öz Kaynaklanna Göre Alevılik" adlı kıtabımız- da ortaya koyduğumuz gıbı, Alevılik bır muhaletet hare- ketıdır Ortacağ boyunca, Islam ulkelennın her yanında Alevılık, kolenın, ırgatın, göcebenın ve yoksul köyiünür bır sınıf ıdeolojtst olmuştur Bu ıdeolojı kendtne ozgu sa nat, edebıyat, styaset ve dmsel duşunüş bıçımıyle zamas ıçınde zengınlesmıs ve en mukemmel hahnı de Anadc lu'da yasamıştır Turk kulturunun bıcımlendırdığı Alevıl ğı, Anadolu'da bırçok Kurt boyu da benımsemış, bu akın Bektaşılık adı alrtnda Avrupa'nın ortalarına değın gırmışt Ortaçağ'da yoksul koylüluk ıdeolojisı ışlevını yuklenç Alevılik, gunumuzde yennı, daha genış, daha çağdaş, d ha kapsamlı dûşuncelere bırakmıstır Bugün Turkıye'r sorunlannı Alevılıkle açıklamak veya Alevı düşuncesı> çözmeye kalkışmak yetersızdır, yanlıstır Ama Alevılığın l gun yaşayan bır gerçek olduğu da gozardı edılemez t> vılık, tarıh ıçınde, bugunku sol düşüncenın ustlendığı revı ustlenmıştır Alevılığın tarıhını bılmeyenler, ortaya çın çıktıgını doğru toplumsal gerekçelerte açıklayama^ lar, Alevılığı yalnız dınsel bır olay olarak gormekted» Alevıhğı dınle sınırlamaya çalısanlar gerçekte Alevı ol yan, Alevılığı kendı cıkarları ıçın kullanmaya çalışan ler ya da kesımlerdır Türkıye Alevılen bu dargoruşl bencıl yaklaşımlara asla yuz vermemıştır, vermeyecı RIZA ZELYUT, araştırmacı, yazar İNGİÜZCEYİ 8 AYDA KONUŞUN Sizi Amwtka!ı 'dosttanmızla tanıştıralım 349 59 38 C*d. O/î
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear