18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
20 ARALIK 1991 KÜLTÜR-SANAT MUZIK Blues Festival başlıyor • Kültür Servisi — Efes Pilsen'in düzenlediği Blues Festival, Ankara'dan sonra Istanbul'da. Organizasyonunu Pozitifin düzenlediği festival, blues müziğinin çeşitli akımlarının temsilcilerinin katıhtnıyla bugün ve yarın Hilton Convention Center'da gerçekleştirilecek. Festivale katılan Bowling Green, John Cephas ve Harmonica Phil VViggins, Piedmont Blues olarak tanımlanan akustik bluesun en gözde temsilcileri. Festivalin diğer önemli konuklan, C.J. Chenier ve The Red Hot Louisiana Band. New Orleans civanndan gelen topluluk, ateşli bir dans müziği olan 'zydeco'yu seslendirecek. Festivalin ağır toplarından Big Time Sarah, gospel geleneğinin dokunaklı ama aynj zamanda güçlü sesini bluesa taşıyan bir sanatçı. Blues Festivali'nin yıldızı ise 1970'li yıllarda Muddy Waters'ın grubunda dikkatleri uzerine çeken, W.C. Handy ve Grammy ödülleri alan Luther Guitar Jonior Johnson. Dört saate yakm sürecek konserler, bugün saat 20.00'de, yann ise 14.00 ve 20.00'de. Kapılar konserden bir saat önce açılacak... (Fotoğraf: BIG TIME SARAH) Demirağ'ın kaseti serbest • ANKARA (AA>— Kültür Bakanlığı, Melike E>emirağ'ın, daha önce yasakladığı "Hariçten Gazel" adlı kasetinin satışuu serbest bırakıyor. Kültür Bakanlığı yetkililerinden alınan bilgiye göre kasette yer alan "Alışamadım" adlı parçayı "milli duygulan incitici" bularak daha önce yasaklama kararı alan Kültür Bakanlığı, kasetlerle ilgili tüm yasaklann kaldırılması doğrultusunda başlatılan uygulama kapsammda bu karanndan da vazgeçti. Kültür Bakanlığı yetkilileri, Demirağ'ın avukatı Halit Çelenk tarafmdan, yasaklama karanna karşı Ankara 9. tdare Mahkemesi'ne "yürütmenin durdurulması" istemi ile açılan davada, 13 aralıkta yapılan savunma dışında, yasaklama karannın kaldırılması karannın da iletileceğini belirttiler. Bakanlık yetkilileri, kasetin serbest bırakılması ile ilgili kararın yapımcıya da önümüzdeki günlerde tebliğ edileceğini söylediler. KONFERANS Yunus Emre'yi tanıtacaklar • ANKARA (AA)— Aziz Nesin, Demirtaş Ceyhun ve Tarık Buğra, Türkmenistan'da 'Yunus Emre'yi tanıtan konferanslar verecekler. Kültür Bakanlığı yetkililerinden alınan bilgiye göre 24-27 aralık tarihleri arasında Bakan Fikri Sağlar başkanlığında sanatçılar ve kültür adamlanndan oluşan bir heyet Türkmenistan'ı ziyaret edecek. Bağımsızlığı tanınan Türk cumhuriyetleri ile ilk kültür işbirliği anJaşması da Türkmenistan ile imzalanacak. Geziye araştırmacı ve tarihçi Mim Kemal öke, yönetmen Engin Ayça, sanatçılar Ekrem Bora, Nur Süer ve Gülsen Tlıncer ile Devlet Halk Dansları Topluluğu üyeleri katılacak. Alma Ata'da düzenlenecek L «tkiliklerde Ankara Devlet Tiyatrosu Sanatçısı Sönmez b.Atasoy 'Kendi Gökyüzümüz Altında' adlı ovunu sahneleyecek. Etkinlikler arasmda iki de fîlm gösterisi • yeralacak. Yönetmen Tlmç Başaran'ın son ödüllü filmi , 'Piyano Piyano Bacaksız 1 ile Yunus Emre belgeseli de etkinlikler çerçevesinde gösterilecek. Ayrıca Ankara Devlet Tiyatrosu sanatçıları Meral Üner ve Tomris Çetinel de Yunus Emre şiirlerınden oluşan özel bir müzikli gösteri sunacaklar. \rnavutkoy de ııç kaılı eskı bir ev, \enilenmis, Pembeve bcnanmış Töm tamdıklar yiue orada. Içkıie'r içki tadında yemekler yemek lezzelii.de Kapıyı blidik yüzler açıyor. Monu -bız beklerken- lyıce gelıs,tınlmiş Koznlar cilrelenaij, fasul- yeler helmelenmi;. Kerevizler mahçup. karıdesler kafesıe. ahtapotlar dınamık Serrisi servis edenler aşina. Tatlılar sahiden "tatlı", sıcaklar sımsıcak ' Gelincikler şerbetc dönüşmaş, mnhallebiler sakız kokuyor. O bıldıgımız eskı dosılar -turpotu, ebegumecı. semızoıu, Isbada, rezene ellerınızden operler Isırganlar ısırmıyor, ısırılıyor. Ama\ uıkoy'de eskı bir ev işte! Yenilenmiş, pembeye boyanmif. Girerken kart basıvorsunuz. çıkarken unutmavın' Giri; katında solda bar. i" basamak çıkın olağanustû bir ' muzık ' 18 basamak daha zabmet ederseoiz, sımsıcak bir "yemek ortamı"yla sarmalanir- sinıı. Sanırsınız kı Turk Muıfagı AT'ye gırmış' Altta üstte sagda solda lavanta çifekleri... Yufkalar sacda pıjrr.i} sebze koftelen miss Mor doimalar, pazı sarmaları, işkembeden atılmamı; yaboiler. Eskı bir ev yani, yenilenmis,, pembeye boyanmış Arnaratköy'de! Girmesi kola\ da çıkması pek zor Akşam içkisine diye dûşânmâştük, bir tek atacaktık sadece! Sabah aydınhğına doğru basabıldık (ikış kartımızı Anladık ki. Arnavutköydeki o yeollenmiş ve pembeye boyanmış üç katlı eski erde geceler pek ozundn... Pekı "sarhoş " muvduk ; Hafir, sadece pek "hoş'tuk. Geldıgımız yerı unutmayalım dııe kah\ava sorduk. burası nerest' Adreslni rerir misiniz lütfen? Dedı kı, Beıım sız sahiden pek h o 5' sunuz! SanıyorsunDZ ki sadece gnzel bir geceden çıktıoız! Aslında MZ Ece den çıktınız' E C E Ş İ M D İ A R N A V U T K Ö Y ' D E dedı ve adresı veıdı 16 5 9 6 0 0 Kamacı Sokak. 10 165 96 0 1 Cemol Reşi» Rey Toplanfıları YÜZYILIN SONUNA DOĞRU TÜRKİYE'DE REKLAMCILIK Atilla Aksoy, Haluk Mesci, Paul Mc Millan, Aydin Uğur Cemal Reşit Rey Konser Salonu Saat 17» SEYEMAMtLLÂ DORS CUMHURİYET/9 1974 YAPIMI— Yılmaz Giineyin yazıp yönettigi ve başrolünü üstlendiği "Arkadaş" filminde kalabalık bir oyuncu kadrosu bir araya gelmiştj. Fotografta g»- rölen Yılmaz Giiney ve Semra Özdamar'ın yanı sıra Kerim Afşar, Melike Demirağ, Azra Balkan, Ahu Tuğba ve Civan Canova filmin oyunculan arasındaydı. Yılmaz Güney'in'Arkadaş'filmiyıllarsonrayeniden siriemalarda 'Çirkin kral 9 kendini oynuyor"Çirkin Kral" derlerdi ona... Aslın- da güzeller güzeli bir adamdı. Güldü mü yüzünde iyilik ve dostluk ışılda- yan... Bitmez-tükenmez mahpusluk serihenlerinden birinden yenı çıkmış- tı. İçerde oluşturduğu öykülerden binnı hemen, sıcağı sıcağına filme çek- meye başladı. Istanbul'da ağustos ayıydı. Kumburgazın gözde "site"- lennden biri olan Kıyıkent'e karargâh kurmuştu. Ve ben sıeak mı sıcak bir gün yola vurup onu ziyarete gitmiş, bir "set röportajı" yapmıştım. Film bıttı. Kurgulandı. seslendir- mesi yapıldı (Şımdi ızlerken anlaşıh- yor ki oldukça acele >apılmış.) Yılmaz Giiney yeni projesi için Adana'va. Yu- murtalık'a gitti. Sinematek Dernegi, "Arkadaş"ın özel bir gösterısıni yapa- caktı. Sıraselviler'deki dernek merke- zınde... Tam o sırada o acı, o uğursuz haber geldı. Yılmaz. "Arkadaş" fil- minde iki kez gcçen "silahı ne zaman, kime karşı kullanacağını bileceksin" devişinı hıç anımsamamış ve elını ka- na bulamıştı. "Arkadaş"ı gözyaşlan- mı zor tutarak Sinematek'teki seyırcıye sunduğumu ve sonra filmi büyük bir beyecanla. duygu yoğunlu- ğuyla İ7İediğimizi anımsıyoruni. Tam 17 yıl olmuş.. Ve işte yine hu- zurunuzda 'Arkadaş'. Pekı ama ben 'Arkadaş'ın serüvenine öylesine tanık olmuş Atillâ Dorsay, bu filme duygu- sallığı mı aşıp yaklaşabilir. bu film üzerine 'nesnel' olabilir miyim? Ola- mam kuşkusuz. Ama bir deneyelim. Çünkü 'melâli anlamayan nesil' bizden bunubeklıyor... 'Arkadaş', daha o zamanlar da söy- lenmişti, içinde çelişkiler, anakro- nizmler, zıtlıklar taşıyor. Yılmaz'ın oynadığı "A'nın şapkası olan" Azern, o yıllann hızlı devrimcıliği içinde bile kuşkusuz kolay kabul edilebilir bir 'tip' değil. Kıyıkent'in çalışanlannı. emekçilennı çevresine toplayıp 'sınıf bilincP aşılayan birisi nasıl oluyor da "Yanındaki kadına 500 metreden ba- küsa patlavan" bıri olmayı savunu- yor? Bir zamanJar okul ve gönül arka- daşı olan Cemil'i içinde yaşadığı 'safi- lıksız burjuva çevresi'nden, özellıkle kadının konumuvla verilen 'yoz- satmayı amaçlıyor. Aynca da köylüle- rin karşı çıkışıarına, giderek sabote etmelerine karşın, o kurak bozkın su- lamış, canlandırmış, tanm cennetine dönüştürmüş olan Muhittin figürüyle Yılmaz genel olarak çalışmak, üret- mek ve bozkın dönüştürmek gerekle- rine işaret ediyor. İkinci ve daha önemli yanlış, bu filmdeki Azem fıgürünü ıdealleştir- mek, kusursuz saymak... Oysa bence Azem, elbette kı Yıimaz Güney'in ken- disi. Tüm çelişkileriyle, aranışıyla. bir yerlere tutunmak ısteğiyle... Yılmaz da kırsal kökenliydi ve o kökenden ge- Arkadaş Yönetim ve senaryo: Yılmaz Güney / Görüntü: Çetin Tunca / Müzile Atillâ Özdemiroğlu, Şanar Yurdatapan / Oyuncular: Yılmaz Güney, Kerim Afşar, Melike Demirağ, Azra Balkan, Civan Canova, Semra Özdamar, Ahu Tuğba / 1974 Güney Film yapımı (Ortaköy Kültür Merkezi). laşma'dan ahp götürdüğü ve örnek di- ye gösterdiği köy çevresi, kırsal kesim romantızmi ve 'köy edebiyatı' değil mi? Ülkenın kurtuluşu kırsal kesim değerlerine dönrnekte mi görûlüyor? Vs. vs. 'Arkadaş' kuşkusuz kr bu ve benzer çelişkiler ıçeriyor. Ancak iki şey var. llki. Yılmaz'ın gösterdiklerinin kimi zaman oldukça yanlış anlaşılması. Ör- neğin Azem'in. Cemil'i götürdüğü kırsal çevre, aslında (en azından bana göre) bir alternatıf olarak sunulmu- yor. Bu bölüm. öncehkle Cemil'e kökenlerıni ve sınıfsal onjinini anım- len feodal, tutucu bir ahlak anlayışı, bir tür 'at-avrat-silah' romantızmi vardı. Atı bılmem. ama 'avTat' ve si- lahtan hıç vazgeçmedı. 'Devrimci' oldu, Marksızmi okuyup öğrenmeye ve içtenlıkle benimsemeye çalıştı. Ama bu onun feodal kökenli davra- nışlannı hıçb ; r zaman tümüyle değiş- tiremedi. O zaman, Azem'in konumunu eleştirmek yerine, onu el- bette ki yanlışlanyla. öz çelişkileriyle Yılmaz'ın bir izdüşümü saymak daha doğru değil mi? Ve gende Yılmaz'ın sineması kalı- vor. Yesilçam'ın çizgisel anlatımını. öykü ve dramatik kalıplanru rahat fis- kelerle yıkan, gözleme ve belgesel ya- hnlıfeına yaklaşan an bir sinema... Gerçi yer yer aşın meJodramatik do- kunuşlarla bu anlık bozulmuyor de- ğil: Örneğin Sulukule'deki eğlencege- cesinın sabahında kadının o dayanıl- maz monologo veya tüm finalde Çe- mil'le ilişkili çözümlemeler gibi. Öte yandan Yılmaz'ın burjuvaziyi eleştir- mede sırf ahlaki ve kadının konumu- nu gündeme getirmesi de 'Arkadaş'ı bir açıdan 'tutucu' bir film, örneğin günümüz Refah Partisi'nin yadsıma- yacağı bir film yapıyor. Burda da bur- juvazi olgusunun bir film boyunca ser- gılenmesınde ye eleştirilmesindeki zorluklar nedeniyle Yılmaz'ın bir baş- ka klasik Yeşilçam tuzağına düştüğü ve olayı 'kadın >e ahlak' düzeyine kay- dırarak şematızme kaçtığı açık... Velhasıl günahlan ve sevaplanyla ama kuşkusuz sınemamızdaki önemli yeri ve biçım açısmdan modern ve ye- nileyici özellikleriyle ılginç bir Yılmaz Güney filmi var sinemalarda. Peki ama seyirci nerede? Niçin o kadar az bir seyirciyle birlikte izledik bu filmi? Neyse bugün aynı sinemada (Atlas) 'Thelma and Looise' başlıyor. Kapı- lar-pencereler kınlır, kuyruklar olu- şur nasıl olsa... "Amerikan feminizmi'- 'nin bu parlak gösterisi, Türki>e'nin yaşamış en büyük sınemacısının yıl- lardır yasak ve görülemez bir filmin- den çok daha fazla ilgi çekiyor anlaşı- lan. Ama bu, zinhar, bir 'kültür sorn- nu' değil elbette ki. Bir pazarlama, bir 'marketing' sorunudur. Madem ki öy- le diyorsunuz, öyle olsun!.. Resim ve heykel sempozyumu • Kültür Servisi - Bakü Sanat Merkezi ile Azerbaycan Dış Ekonomi Birliği'nin ortakhğıyla 1992 yılının nisan ayında uluslararası bir resim ve heykel sempozyumu gerçekleştirilecek. Plastik Sanatlar Derneği'ne gönderilen bilgiye göre Azersanat firması sempozyuma katılacaklann yiyecek ve kalacak yer masraflannı karşılayacak, aynca sanatçıya gerekli malzemeleri bularak katılan iki kişiye 1000 Sovyet Rublesi maaş yerecek. Ilgilenenlerın ocak ayı sonuna dek Plastik Sanatlar Derneği'ne (MSÜ Resim ve Heykel Müzesi, 80680, Beşiktaş-İsıanbul) başvurmalan gerekiyor. BUGÜN • Söylefi "Müjdat Gezen ile yüz yüze söyleşmek ister mısıniz?" İTÜ Kültür ve Sanat Birliği'nin düzenlediği etkınlik saat 15.00te İTÜ Kültür ve Sanat Bırliğı Oditoryumu'nda. Giriş serbest. bugün bilsak 20 ARALIK CLMA : 19.00 Gunlerin Gotürdugü: "Koalisyon Programmda Dcmokraıikleşme ve 1992YılınaBakış" Ertuğrul GÜNAY Mural BELGE 20.00 Bilsak Tiyatro Atolyesi: "Iştc Baş Iştc Gövdc Iştc Kanallar" Ya/an : Scvim BURAK Fotoğraf Çalışmalan M. Ziya ÜLKENCtLER yonciımindc Latince Çalışmalar SaJı-Pcrjcmbe 19.10-21.30 BİLSAK FINDIKLI Cafe-Bar-Restaurant Re7ervasyon: 152 38 68-15201 JO Cafe-Foyer-Bar(Giriş) 12.00-00.30 t - • African Cafe-Bar(5.Ka) Pd/ancsılcn öğrcncigunu Çarş.-Pcr^. Erkın KORAY bilsak, sırasclvılcr cad., soğancı sok. 7 phangır 143 28 79-99 TEKZIP adlannı verdiğimiz kişiler, Gösteri Dergisi'nin 1 Eylül 1991 tarihlisayı-. sındaki duyuruda, bizleri ırkçı, şoven, gerici diyenitelemişve ay- rımcılığın düşmancatohumlannı ekmekle suçlamışlardır. Oysa bunlar bizim ırkçı, şoven, gerici ve ayrımcı olmadığımızı çok iyi bilmektedirler. Sanat Çevresi Dergisi'nin 154.155. ve 156. (Ağus- tos, Eylül, Ekim) sayılarmda ortaya koyduğumuz sorunlar da konuyla ilgili kişinin aynmcılığını açık bir şekilde belirlemiştir. Kanıtlamak zorunda kalacaklan iddiaları sorumsuz bir bildi- riye dönüştürerek fîkir ve basın özgürlüğünü hiçe sayan, demok- rasi ve ulusal kimlik bilincinden yoksun bu sözde aydınlan kamuoyu önünde acıyarak kınıyoruz. SEZERTANSUĞ " HAMİT KINAYTÜRK Sanat Çevresi Dergisi Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni ME1TEMAHISKA ORHAHALKAYA BİLfiEALKOfl TÖÜNMTIUR YUMMER A i n i m Ş MEÜHCEVDETANOAY MÜSTHFAATA SEHDABATEŞER ZEYNEPAVCI ARZUBAŞARAN MURAT BELGE HANDANBâRÛTECENE ENİSBATUfl CANANBEYKAL RABİAÇAPA VECDİÇAM CENGİZÇEKİL J0ELLEDAN0N LATİFDEVİRCİ 0SMANDİNÇ DİLEKDURU FERİTEDfiü HAÜLERGÜN NUSRET NUROAN EREM GENCOERKAL AYŞEERKMEN BİkENTERKMEN SEYHAN ERAZÇEÜK MENGÛERTEL CANDEĞER HJRTUN FORUZAN HALUK GEOİK ARAGÜLER FMUKGÖNALnY GONfiÖRfiONER BİLGE60MMN NEDİM6ÛRSEL SEMİNKAPUUIOĞUİ SERHATKİRAZ HAYDARKARABEY SADIK KARAMUSTAFA 6ÛLSÛN KARAMUSTAFA ARİFKESKİNER SEVİMK1IUU FOREYAKORAL VASIFKORTÜM AYKUTKAKSAL D06ANKUBAN FİÜZKUTLAR ONATKUTLAR BERALMAORA TEOMANMAORA ÖMERMADRA HAKKI MBIRLIOâLÜ NEZİHEMERİÇ MURAT MOROVA FETHİNACİ AHMETOKTAY FÛSUNONUR TANORAL AHMETÖKTEM SAFAÖNAL M&J6ANÖZÇAY DEMtRÖZLÜ AÜÛZGENTÛRK IŞIL AZGENTÜRK FATMA TÛLİM ÖHÜRK AÜP0YRAZ06LU MURAT BECEVİK BAŞARSABUNCU CANOAN SABUNCU HASAN SAFKAN İSMAİLSARAY HALES0N1AŞ LOKMAKŞAHİM OENİZŞENGEL SAÜMŞENGİL LATİFETEKİN ERDOİAN TORATU SEYNUNTOPUZ METETUNÇAY TÜLAYTURA MEHMETUUISOY ALİYE UZUNAOfiAN GÛREL YOMTAM CANYÜCEL SUYÛCEL FEYZAZEYBEK HA$METZEYBEK 'KırmızıFtozartesi'beyazperdede Trajedinın fotoromanıKırmızı Pazartesi (Chronicle of a Death Foretold) / Yönetmen: Francesco Rosi / Senaryo: Rosi, Tonino Guerra / Görüntü: Pasqualino de Santis / Müzik: Piero Piccioni / Oyuncular: Rupert Everett, Ornelle Muti, Gian Maria Volente, Irene Papas, Anthony Delon, Lucia Bose / Bir İtalyan-Fransız ortak yapımı / 110 dakika (Beyoğlu) Filmin gösterildıği 1987 Cannes şenliğini anımsıyo- rum Liberarion gazetesi, filmin Fransızca adı olan "Chronique d'une Mort An- npncee" (Önceden Bilinen Bir Ölümiin Öykusii) adıyla oyna- yarak "Chronique d'une Merde Annoncee" (Önceden Bilinen Bir Pisliğin Öyküsii) başlığını atmış, ortalık birbi- rine girmişti. Sonra filmi Sinema GunlerTnde izledik. Anthony Deion Şimdi yeniden izlerken düşü- nüyorum: Acaba bu filme haksızlık mı edildi? Gerçek, çoğu zaman oldu- ğu gibi herhalde ortalarda bir yerde. Yani "Kırmızı Pazar- tesi", elbette bir "pislik" de- ğil. Ilginç yanlan olan ve başından sonuna ilgiyle izle- nen bir film. Ama bu, filmin başanlı olduğu ve bir Marqu- ez yapıtının ruhunu yansıttığı anlamına da gelmiyor. Temel sorun, Rosi'nın hiç- bir bıçimde "romantik" bir yönetmen olmamasından kaynaklanıyor. Marquez'in aslında kısacık, o ölçüde de vurucu yapıtını ünlü ve ye- rimli Tonino Guerra ile birlik- te senaryolaştınrken Rosi biraz da kaçınılmaz biçimde, olaylan yaymış, öyküyü "şj- şirmiş". Ve fantaştik yanlan olan sürprizli bir öyküyü, bir kırsal kesim trajedisi haline getirmiş. Bu yeni yapı içinde, olayla- nn içerdiği duygusallık ve romantızm boyutlan büyü- yor. Oysa sinemada genelfik- le belgesel kıvamda siyasal fılmlerin. polemik açan tar- tışmalı tez filmlerının yönet- meni olarak bilinen Rosi'nın altından kalkabıleceği şey de- ğil romantik bir film yap- mak... Bu açıdan ünlü ve alabildiğine uluslararası bir kadroya. Pasqualino de San- tis'in usta ışı görüntülerıne ve Piccioni'nin Laten duyarlılı- ğıyla örülmüş müziğine kar- şın film hemen hiçbir anında inandırıcı olamıyor, bir bü- tünlüğe kavuşamıyor. Ve böylece tüm güzelliğiyle Ornella Muti, iki ayn yakı- şıklılık doruğu oluşturan Rupert Everett ve Anthony Deion, bir "kompozisyon" çızmeye çalışan Gian Maria Volonte,*Kolombiya'nın ne- fıs doğa görüntüleri ve ben- zersiz kasaba dekoru, filmin içinde tek başlanna çok ilginç de olsalar, farklı filmlerden öğeler gibi duruyorlar, bir bütünoluşturamıyorlar.Vebu Marauez uyarlamasından ge- riye kalan. ne yazık ki bir fotoromana bakmış olmak- tan daha temel ve doyurucu bir izlenim olmuyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear