18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1 ARALIK 1991 HABERLER CUMHURİYET/5 Cumhurbaşkanı'nın imzaladığı kararnameler eski Başbakan Yılmaz tarafından Köşk'e iade edildi Ozal'akararnaıne engelik a n i ö z a l ' i n , YllmaZ d Ö n e m İ n d e İ m z a l a d l ğ l te*ye gönderilmedi. Yeni hüktt- tirilmesiyle baslayan surece tep- rarnamenjn Köşke geri gönderil- 30'a yakın kararnamenin Resmi Gazete'de f T S ^ f h ? f l T ı ( - 1 1 1 , , . T - I I - T % ı i lanan eskı hûkûmet bu düzen- yayımlanmaması sogukluk yarattı. Eskı Başbakan kmekrin Köşkc geri Yılmaz, onaylı kararnameleri işleme koymadı ve Köşk'e mesini geri gönderdi. Bunlar arasmda, Özal'ın adım taşıyan hastane kurulması da yer ahyor. HAKAN AYGÜN ANKARA — Cumhurbaşka- ni Ttaffrt özri ile ANAP Genel Baskanı Moat U B B Z arasında- ki *MtakMc" ürmanıyor. özal, onceki günkü tzmir gezisi sıra- nnda da imzaladığı kararname- leri Köşke geri gönderdiği için YUmaz'ı eleştirdi. özal'ın imza- aşkın kararnamenin teretT Resmi Gazete^ ye göndenlmesi gercktiğini be- Brterek "laafcf j i f ^ *•• ••- giderek boyut kaza- l b k h k ç*an» istal edcnH" dediği öğ- renikü. özal ile Yumaz arasında 20 Ekim seçimkrinden sonra çıkan g nıyor. Son olarak bakanhktan azkdilmesini «flgı^Hıgı Hftsai D o | u ' ı n "ANAP'U ikiaci mttmkğgT getirilmesmden ve eşi Scmraözal'ın ANAP tstanbul ll Başkanlığı ile ilgüi spekulas- yonlardan rahatsızlık duyan OzaPın, Yümaz'a in7gintık ne- denferinden birinin de "hnzala- ke geri gtaderitaned" olduğu ögrenildi. özal'ın önceki gûnkü tzmir gezisi sırasmda sohbet ettiği Ege Universitesi yöoetidlerine aktar- dığı "karanane sıkıntısı", önûnde uzun süredir bekleyen iffu aslan kanun hükmunde ka- ımrname vew "kı»"|ar Kuruhı ka- rannı 2 ekimde imzalamasıyla başladı. Bekleyen kararnamele- rin imzalandığı, Cumhurbaş- kanlığı Sözcüsü Büyükelçi Ka- ya Ibperi tarafından yapılan ya- züı bir açıklamayla kamuoyuna duyurukhı. Özal'ın im?aiariıgı kaıarname ve Bakanlar Kunıhı kararlann- dan sadece üçü ertesi gün Res- mi Gazete'de yayımlanarak yü- rürlüğe girdi. Bunlar, ANAP- ın "seçtaı öncesi tvantaj" sağ- lamak için çıkardığı, memurlar kararaamesi Ue taban fiyatlan- na ilişkin Bakanlar Kurulu ka- rarlanydı. Geriye kalan yaklaşık 30 ya- sal düzenleme ise Resmi Gaze- lııı ılılİMiııi^B rtnjn nlmrrn cajjj" gösterildi. Uzun sure kendi özel cabala- nyla çıkanlan bazı kanun hük- münde kararnamelerin Resmi Gazete*ye gönderilmesini bekle- yen özal, bu dUzenlemelerin Köşkc geri gönderilmesini "boç" karşılamadı. Edinilen bilgiye göre Özal, özeltikle bünyesinde adım taşı- yan bir hastane kurulacak olan lnönü Universitesi Ue birlikte beş üniversiteye "özeâ sUtu" ve- rilmesine ilişkin Bakanlar Kunı- hı karannm Resmi Gazete'de ya- yınlnmna«tnı istedi. Bu İSteğİnİ hukumete de ileten özal, olum- lu yarut alamadı. Yeni hokflmetin kuruhnasının ardından, ANAP içinde Husnü Dogan'm "üttad Mfaunhfta" ge- ki göstefen özal, yakın ceyresi ne Yıbnaz'a ilişkin tepkilerini de dile getinneye başladı. özal'ın son olarak önceki gûnkü Izmir gezisi sırasında "dxd «ürtii"ye geçirilmesi ger- çekleşmeyen Ege Universitesi yöneticilerine de Yıhnaz'ı eleş- tirdiği öğrenildi. İmzaladığı kanun hûkmünde karamame ve Bakanlar Kurulu kararlanmn Resmi Gazete'ye bekletihneden gönderilmesi ge- rektigine işaret eden özal'ın, "Kaail gereği bular Reami Gazete*ye tttnMİtydL Ancak »• Gcıekçe olarak «a yori Mkimet göreve bftslarfcnı ıjadatonraaaMçıka- utas oiacatı göste- riktt. Bm çok ymnl* C n k ı t - gider. ¥eai gcka kiktt- digmi doğVuladüar. Ancak gön- derilen yasal düzenlemekrin içe- rigı hakkında bilgi vennediler. Eski Milli Eğitim Bakanı Av- •i Akyol da konunım yeni hü- kûmet göreve başlamadan Ba- kanlar Kunılu'nda ele ahndığı- nı ve kararnamelerin Köşke ge- ri gönderilmesinin kararlastınl- dığını kaydetL trtualandığı hal- de geri gönderilen yasal düzen- lemeler içinde YÖK yasası deği- şikliği ile bazı üniversitelere özel statü verilmesine ilişkin Bakan- lar Kurulu karannın da bulun- duğunu bdirten Akyol, "fcai I- ~ Içfct ba Udafari MU- iptai ettirir" dediği öğ- renildi. Basbakanlık yetkilileri, özal^ ın imzaladığı "çok sajnda" ka- 4* dofra o»- •u" diye konuştu. özal'ın Köşke geri gönderilen kanun hûkmünde kararnameler için nasıl bir yol izleyeceği ise merakla bekkniyor. özal'ın bazı kararnameleri tekrar Başbakan- lığa gönderme olasılığı ise f olarak değerlendirihyor. BAŞBAKAN DEMİREL: Bizeinanın ve güvenin İstanbul Fatih ve Gaziantep'ten gelen heyetleri kabul eden Başbakan Demirel, kabulde yaptığı konuşmada "Bu ülkenin insanları mutluluğa hak kazanmıştır. Türkiye'de herkese iş ve aş bulunacaktır. Bize güvenmeye devam edin" diye konuştu. ANKARA (Cumhnriyet Bü- rosn) — Başbakan Süleyman Demirel, Türkiye'nin pek çok sıkmtısı bulunduğunu, ancak var olan ağır sorunlann altın- dan kalkacaklannı söyledi. De- mirel, "Bu dönem geleceğe ba- kan bir dönemdir. Türkiyeyi geçmiste değil, getecekte arayan bir dönemdir" dedi. tstanbul Fatih ilçesi ile Gazi- antep'ten gelen heyetleri kabul eden Başbakan Süleyman De- mirel, ûlkede 20 Ekim 1991 se- çimleri ile yeni bir dönemin açıldığım söyledi. Koaüsyon hukumetinin ülkenin büyük so- runlanm büerek, çözumlennde ^htaşarak kunılduğunu belirten Debıircl şunları söyledi: "Ancak aksamdan sabaha her şeyi çözmenin imkftnı yok- tnr. Bunnnla caresizlik geürmi- yorum. Sonınlara rağmen çö- züm vanlır ve bolaca|ız. Sonın- lar herkesi Ugilendiriyor. Hal- kı çok rahatsız eden meseleleri makal sörede önceökk çözece- giz. tnsanlam önce hürriyet, adalet, korknsuzlnk fauun. Ül- kenin bölünmez bütünlagnne sadakatie, hosgörüyle mesekte- re ymklasacağız. Türkiye'nin herkese yetecek kadar ekmeği var. Sorun bu ekmegi halkın önıine koy maktır. Biz Türkiyei nin Atatttrk'ün isaret ettigi ile- ri, çagdaş ülkeler hedefine var- masuu böyle anhyonız. Zorhık- lar aşılacaktır. Bu ülkenin bü- tün insanian muthıhıga hak ka- zaamıstır." PartiUlere hitaben yaptığı ko- nuşmada, Türkiye'de geleceğin teminatı olan gençleri de gü- venlik dolu parlak yannlarm beklediğini vurgulayan Demirel sözlerini söyle surdürdü. "Zorluklann aşdacagı gmzel gnnlere olaşüacaktır. Bn ülke- nin bürün insanbui mutluluğa hak kazannuşür. Bize inanma- ya ve güvenmeye devam edin, sonınlann arandan hep beraber kalkacagız. Türkiye'de herkese iş ve aş bulunacak. Bizim koa- üsyon şekliyle ortaya çıkan si- yasi hnkümetimiz bn çozünüe- ri bninurva iyi niyetli oiarak yo- la çıkmıştır." SHP^DE GENEL SEKRETERLIK SORUIVU Çetirfin durumu 2 günde neüeşecek A N K A R A oel sekreter adayı olduğu belir- (C«Mhwiyet Bn- Ma) — SHP'de HÜUMt ÇeÜn'in Dışişleri Bakanlı ğı'na atanmasıyla başlayan ge- nel sekreterlik sorunu askıdan iniyor. Çetin'in genel sekreter- Ukten istifa edip etmeyeceğinm bir-iki gün ifnisirKİr netksmesi bekleoiyor. Hikmet Çetin'in yanı sıra ge- nel sekreter yardımcüarı Meh- •tet Mofdtay, Abdilkadir Ates ve fHoi SafJar'ın bakan olmalan, genel sekreter yar- dımcılan Gttaeş Gtnder'in de SHP Genel Başkanı Erdal İ M - •i'nün başbakan yardımcıh- gınHn sİyaSİ rfgTiı^mgn^gB geti- rilmesi merkez yönetiminde boshık yaram. lnönü'nun Çetin'den bosala- cak yere genel sekreter yardım- cısı Cevdet Sehi'yi getirmeyi duşundttğü anlaşıhnca, aday sayısı üçe yükseldi. Aday sayı- sının arttığını ve parti meclisi- nin bugünkü tablosundan iste- diji kişiyi seçtirmenin zor ola- cağmı dûşûnen tnönü'nun, son gûnlerde, genel sekreter secimi- ni 25-26 ocaktaki kurultaya er- telemeyi düşundüğü belirtili- yor. Çetin ve bakan olan yar- dunolaruun partideki görevle- rinden istifa edip etmeyecekle- ri bir iki gün içerisinde topla- nacak merkez yürütme kuru- lunda belli olacak. Çetin bakanhğa aianmaMn. dan hemen sonra yaptığı açık- lamada, " U aktif görevta bir- *tm yirtttleBeyecetU" be- lirtmiş, genel sekreterlikten is- tifa edeceğini soylemişti. Yeni Sol ve Yenilikçiler de parti yönetimindeki sorunun kısa surede çözümlenmesi ge- rektiğini savunuyorlar. Genel sekreter ve yrrfımniannm par- ti yönetiminde zayıflamaya yo- laçtığmı savunan iki grup da kunıhaym beklenmeroesi ve bu gorevlere parti meclisinde se- çim yapılmaa görüsünü öne sttrflyorlar. Deniz Baykal yanlısı AM Dhmr'in kişîsel bir kararla ge- tilirken "YenOikçi"lerden Er- tajhnl Giaay ya da Ercan Ka- nduş'tan birinin aday ohnası bekleniyor. Ercan Karakaş, Cumhuri- yet'e, bu konudaki görüsünü yinelerken "GCMI «kreteriik •eçİHİ içia kmdUyn beklen- Igerekli "dedi. Cumhurbaşkani Özal, TBMM Başkanı Cindoruk'u ziyaretinde soğuk davrandı. Özal'la Cindoruk'un Meclis Başkanlığı makamına kadar uzun bir yolu beraber yürümelerine karşın hiç konuşmadıkları dikkat çekti. (Fotoğraf: AA) Özal'ın Cindoruk'u ziyaretinde iki taruftn korumalan bırbirine girdi Gönülsüz kutlamaCumhurbaşkani Özal, TBMM Başkanı Cindoruk'u kutlama ziyaretinde soğuk davrandı. Ziyaret sırasmda koruma yetkisi sorun yarattı ve her iki kurumun korumaları bırbirine girdi. ANKARA (Cumhurivet Bürosu) — Cumhurbaşkani Turgut özal, TBMM Baş- kanlığı'na seçilen Husamettin Cindoruk'u kutlama ziyaretinde soğuk davrandı. TBMM Başkanı Cindoruk, Çankaya Köş- kü'ndeki inşaatın tamamlanmasından son- ra özal'ın Meclis'teki çalışma odasmdan aynlacağını söyledi. Cumhurbaşkani Özal'- ın TBMM Başkanı Cindoruk'u ziyaretin- de, koruma yetkisi sorun yarattı ve her iki kurumun korumalan arasmda itişraeler ol- du. Cumhurbaşkani özal, TBMM Başkanı secilmesi uzerine önceki anlaşmazlıklan sürdürmeyerek Çankaya Köşkü'ne çıkan Husamettin Cindoruk'u kutlamak üzere TBMM'ye geldi. TBMM önündeki kavşak- ta dönüş yasağına uymayarak TBMM'ye gelen özal, askeri törenle karşılandı. özal'ı arabasından inerken kapıda karşılayan Cin- doruk, 'Hoşgeldiniz' dedi. özal ve Cindo- nık sadece tokalaştılar ve Meclis Başkan- lığı makamına değin uzun bir yolu yan ya- na yürümelerine rağmen birbirleriyle hiç konuşmadılar. özal'ın makam araa TBMM'ye girerken Meclis Başkanı'nın özel Kalem Müdiırü, basm mensuplanna karşı bahçede önlem al- mak için haarlıklarda bulunan cumhurbaş- kanlığı konımalanm, "Gazetecikre müda- hale etmeyin. Koruma düzenkmesini biz yapacağu" diye uyardı. özal'ın gelişiyle birlikte Cumhurbaşkanlığı Koruma Müdu- rü Musa Öztürk, özel Kalem Müdurü Şe- ner Özdemir'in itirazlannı dinlemeyerek yardımalanyla birlikte basın mensuplan- mn önüne geçerek düzeni sağlamaya çalış- tı.ltişmeler olurken TBMM Basm ve Halk- la tlişkiler Müdür Yardımcısı Arif Bigeç de"Her ziyarette bu konuda sıkıntı çıkıyor. Siz bu işi bize brakın. Gazetedleri itmeyin" diye olaya müdahale etti. Cumhurbaşkan- lığı korumalan bir süre duraklarken Musa özturk, Bigeç'Ln sözlerini dinlemedi. Hiç gülümsemeden birbirlerine soğuk ve resmi bir havada davranan özal ve Cindo- ruk, göruşmenin başlangıcında bir açıkla- mada bulunmadılar. özal, bir gazetecinin "Açıklama yapmayacak mısınız" sorusu- na, "Teşekkür ederim" karşüığım vennekle yetindi. özal da geldikten sonra sanki böyle bir konuşma olduğunu biliyormuşçasına, "Bu kottnlüar çok büyük, fazla yer hıtuyor. Biz geriye doğru yasfauımak zomnda kafayoruz. Ben daha küçük koltuklan sevTyorum" de- di. Cindoruk da koltuklan değiştireceğini belirtti. özal, Cindoruk'un makam odasına gi- rerken Cindoruk'un danışmara Murat Sök- menogJn'na takılmaktan da geri durmadı. Özal'ın cumhurbaşkani secilmesi üzerine milletvekilliğinden istifa eden Murat Sök- menoğlu da Özal'ı karşılayarak tokalaştı. Bunun uzerine özal, Sökmenoğlu'na, "Yi- ne istifa edecek misin" sorusunu yöneltti. Sökmenoğlu ise "Efendim, benim bu kez istifa edecegim bir yer yok ki" karşılığını verdi. AHMET TANER KIŞLALI Güneydoğu Sorunu mu? Kürt Sorunu mu?Damarlarında belki tek damla Türk kanı taşımayan bir ar- kadaşım var. Babasından önceki iki kuşak, Osmanlı sarayın- da önemlı görevler almış Arap paşalan. Babası, İstanbul'a gelip sarayda gösteri yapan Alman bale grubundan bir kıza âşık olmuş. Evlenmışler. Yıl 1964. Rumlar Kıbrıslı Türklerin ellerindeki son mevzi- leri de alma çabasında. Türk uçaklan Rum mevzilerini bom- balıyor. Arap baba, Alman anneden doğmuş, İstanbul'da bü- yümüş olan arkadaşım heyecan ve üzüntü içinde. Radyo ve gazetelerdekı konuyla ilgili haberlen en küçük ayrıntılarına kadar ızlıyor. Babası sonunda dayanamayıp soruyor: — Nıçm bu kadar heyecanlısın? Baban Arap, annen ise Alman, Türklerte Rumlar arasındaki bir olay seni niçin ilgt- lendırıyor? Arkadaşım bu sözler üzerine ırkiliyor. Kendi kendine o ana kadar hiç sormadığı bir sorunun yamtını aramaya başlıyor: — Evet, doğru.. Ama ne Araplarla ne de Almanlarla ilgili olaylar benı hiç etkilemiyor ki!.. O arkadaşım. Amerika'ya yerteşmış tantdığım genç bir Türk çıftınin orada doğup buyümüş ç'ocuklanndan hiç kuşkusuz kı çok deha fazla Türk. Duygularıyla, düşünceleriyle ve de davranışlarıyla. Güneydoğu Anadolu bölgesindeki Kürt kökenli yurttaşlar- dan daha fazlası İstanbul'da, Ankara'da, İzmir'de, Adana'da yaşıyor. Ama onlar devlet açısından bir sorun yaratmıyorlar. Toplumun dığer kesımlerıyle de aralannda bir sorun yok. Ter- sıne, benzer koşulları paylaşanlar arasında ortak noktalar gi- derek artıyor. Sorun Güneydoğu Anadolu'da. Yörenin yan feodal yapı- sından yaşam düzeyinın gerılığine kadar uzanan koşullann- da. Türk toplumunun sorunları, en ağır biçimde orada yaşa- nıyor. Başka bölgelerde "az gelişmış" de olsa bir demokrasi var. Oysa o bölgede o da yok. Güneydoğu dışında yaşayanlar, hangi kökenden oluriar- sa olsunlar nasıl aynı koşulları paylaşıyorlarsa Güneydoğu1 da yaşayanlar da, Türk, Kürt, Zaza, Süryani, Arap köken farkı olmaksızın benzer koşulları paylaşıyorlar. Ama aralarında önemlı bir fark var. Dığer bölgelerde yaşayan Kürt kökenliler Türkçe biliyoriar. Oysa Güneydoğu'da yaşayanlann hepsi için aynı şeyı soyleyemıyo- ruz. Türkıye toprakları- nın üzennde, ama san- kı Türk toplumunun dı- şında imiş gibı yaşa- yanlar çok. Bu, cumhuriyet hü- kümetlerinın belki de en önemlı başarısızlığı- dır.Yazımın başında sö- zünü ettığim arkada- şım, İstanbul'da değil de Şırnak'ta doğup bu- yüseydı, acaba bir Türk gibı duyup düşünebilir ve "Türk'üm" diyebılır mıydı? HEP kökenli mılletvekıllerı SHP'de önemlı gorevlere gelı- yorlar. Bırisı TBMM Başkanvekılı, birısi SHP Grup Başkan- vekilı oldu Bazıları da grup yonetım kurulunda yer aldılar Madrıd'de Fılıstınlıler ılımlı, olumlu, kurallara saygılı dav- ranışlarıyla puan toplarken TBMM'de yemın torenındekı olay, Güneydoğu sorununa demokratik çözum yaklaşımı içinde olanları güç duruma sokmaktan öte bir ışe yaramamıştı. Arna bir iki HEP kökenli Meclis kürsusünde yanlış davrandı diye, o grubun tümünu dışlar biçimde davranmak, bir yanlışı baş- ka bir yanlışla tedavi etmeye çalışmak olurdu. Sılah, banşçı-demokratik yollar tıkandıkça meşruluk kaza- nır. Demokratik temsilcilere güç vermek, silahlı temsilcileri umut olmaktan çıkarır. Devlet, silahlı mücadele verenlerı ezmeye çalışırken de- mokrasi mücadelesı verenlere destek olmalıdır Güneydoğu sorununun etnık nıtelıklı bir parti yerıne bir kitle partısı içinde savunulmasının çok daha doğru olduğunu unut- mamalıyız. Üstelık sadece ülkenin bütünluğü ve demokra- tik rejim açısından değil, aynı zamanda o bölge ınsanının ya- rarı açısından da . İsmail Beşikçi, SBF yıllarından, çalışkan, araştırıcı bir sı- nıf arkadaşım. Bazılarının sandığının tersıne, Kürt kökenli fa- lan da değil. Erzurum Üniversitesi'nde genç bir asistan iken Doğu Ana- dolu'nun toplumsal yapısı ve sorunlarına ilgı duydu. Araştır- dığı, bulduğu sonuçlan ve inandığt doğrulan yazdı. Şimdi bel- ki masum sayılabılecek olan düşüncelerinden dolayı ünıver- sıteden atıldı, yıllarca cezaevınde kaldı. Baskı onu katılaştır- dı Katılaştıkça -bana göre- gerçeklerden uzaklastı. Ama ona hayranlık duyan Kurt kökenli aydınlar da onunla birlikte katı- laştılar Bundan asıl zararlı çıkan, devlet ve toplum oldu. Oysa baskı yerıne hoşgöru ve demokratik tartışma, İsma- il Beşıkçi'yı ve benzerlerını, ırkçı yorumlarından arındırılmış bir "ulusal bütünlük" anlayışına kazandırabilırdı.. _ Bir yanda Arap-Alman karışımı Istanbul'lu "Türk" dostum. Öte yanda eskı arkadaşım Beşıkçı.. Bu iki ınsanın öyküsü, toplum olarak yaşadığımız dramı olduğu kadar, o dramdan çıkış yolunu da aydınlatmıyor mu? Sorun Güneydoğu Anadolu'da. Yörenin yan feodal yapısından yaşam düzeyinın geriliğine kadar uzanan koşullarında. Türk toplumunun sorunları, en ağır biçimde orada yaşanıyor. Başka g gellŞmiŞ de OİSa Dir demokrasi var. Oysa o bölgede o da yol- Şimdi Sömerbank mağazalarında, 31 Aralık 1991 tarihine kadar ı yapacağmız alışverişlerde hediyeler, sürprizler var. Halı hariç her reyonda, 150.000.- Liranın üzennde alışveriş eden herkes Sümerbank'ta birbirinden güzel hediyeler kazanıyor. Sümerbank'a hemen gelin, kendinizin, ailenizin, evinizin ihtiyaçlannı en iyi şekilde karşılayın.. Hediyelerinizi a 11 n .. . ^İ TÜRKİYE'NİN BİR NUMARALI AHE MAĞAZASI ş^ra^*-
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear