18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 1 ARALIK 1991 UZAKYAKIN OKAY GÖNENSİN Kapağı Atanlar... Geçen yıl "kapağı atabilenler" 200 bin genç.. "Kapağı atamayanlar" ise 676 bin... Bu 676 bin gencin birkaç yüz bi- ni bu yıl yine "kapağı atmayı" deneyecek, bu amaçla da özel dershanelere, özel öğretmenlere ana-babalannı sıkıntıya sok- mak pahasına büyük paralar ödenecek. Üniversitenin durumu yine gündemde.. Ne zaman olma- mıştı kt? Böylesine çarpık bır eğitim tablosunun düzelmeye yonelmesı bir yana sürekli bozulduğu ülkemizde üniversite yine daha yıllarca gündemden zor iner. Kapağı atamayan kitle her yıl daha da kalabalıklaşarak baş- ka toplumsal sorunların kaynağı olmaya devam edecek. Ama ülkeyi yönetenlerin öğretim üyesiyle, öğrencisiyle neredey- se düşman gibi gördükleri üniversitelerden diploma almayı başaranlar küçük bir azınlık dışında daha az sorunla yaşa- mayacak, yaşamıyor. Üniversite dünyanın her yanında yeni düşüncelerin çıkış noktasıdır, toplumsal çalkantıların ilk açığa vurulduğu kurum- dur. Oradaki insanlardan okumaları, öğrenmelerı, ızleme- leri istenir. Bizde ise ülkeyi yönetenler üniversitedeki insanların nedü- şünmesini ister, ne de • Ortadoğu Banş Konferansı ve Türidye Değişen dünya dengeleri Türkiye için de anlamlar taşımalı, Türkiye yeni koşullan ulusal çıkarlan doğrultusunda değerlendirebilmelidir. Bu çerçevede Türkiye, İsrail ve Filistin'le ilişkilerini hiç zaman yitirmeden ve eşzamanh olarak büyükelçilik dûzeyine çıkarmalıdır. Dr. ŞULE KUT Marmara Ü. Uluslararası İlişkiler Bölümü SCrVS = Öğrenci düjm*nd,r:O de tam bir cezalandır- ZBITian yuklersin SlninS ma mantığıyia işiemiş harçları, bunaltıcı vize ve görevini gerçekten smavlanni, dİSİDİİD rencisiyle öğretim üye- £{ siyie kışia düzeni ıçine üniversiteyi hiçbir altyapı sokuimak istenmıştır önlemi almadan kurar, Öğrenci duşmandır: ^ r e n c / y / doldumr, SOMa O zaman yuklersın sır- _ 7 ._/._ AJL—.*;_ .~.w~. vize sınavlarını, disiplin duşmandır: Sakalını cezaiannı... Smıf geç- kestirerek önce bir güzel meyi zoriaştmrsın... 29 aşağılarsın, rahat huzur bırakmazsın, dolayısıyla kaçınrsın.. üniversiteyi hiçbir altya pı önlemi almadan ku- rar, öğrenciyi doldurur, sonra atıverirsin... Öğretim üyesi duşmandır: Sakalını kestirerek önce bir gü- zel aşağılarsın, rahat huzur bırakmazsın, dolayısıyla kaçınr- sın.. Bu kez 29 üniversiteyi dolduracak öğretim elemanı bula- mıyorsun: Kolayı var yönetmelikleri değiştırir, bol kepçe dok- tora, doçentlik dağıtır yeterlı sayıya ulaşırsın. Öğrenci düşman ya, okul dışı yaşammı da cehennam et- men gerekir. Kışla mantığını yurtlarda daha da katı uygula- tırsın. Kılık kıyafet yönetmelıkleriyle bunaltırsın. Birtürban sc- runu çıkar, çözmek bir yana daha da kızıştırırsın, her şey bir- birine karışır. Kitaplıklara yeterli sayıda bilimsel yayın gelmiyormuş: Ya- nrt hazır, para yok! Bütçenın ancak yüzde 3.2'sinin yüksek öğrenım kurumlarına ayrıldığı bir ulkede kitap almak içın hiç para olur mu? Bugün kimsenin tartışmadığı bır durum var: YÖK düzeni Türkiye'de üniversite eğitıminı şıddetle geriletmiştir. En kısa zamanda bu düzenden kurtulmak şarttır. Yeni hükümet de bu konuda açık bir tutum almtştir. Şimdi görev bütün üniversiteye düşmektedir. Çok hızlı tar- tışma platformları oluşturulmalı, üniversite bütün toplumu "çağdaş üniversite" fikrine sahip çıkmaya zorlamalıdır. Yal- nız öğretim üyeleri değil, bütün öğrenciler, üniversiteye "ka- pağı atmak"tan öteye bir şeyler düşünen tüm öğrenciler "çağ- daş üniversite" ıçın seslerini yükseltmeJıdırler YÖK'ün yaptığı tahribat az-buz değildir. Bütün toplum bu- nun bedelini ödemiştir, ödeyecektir. Buna karşı hızlı bir "çağ- daş üniversite seferberliğı" oluşursa zararın bir noktasından dönebiliriz. 30 Ekim 1991 günü Madrid'de toplanan ve birinci aşaması 2 Kasım 1991'de tamamlanan Ortadoğu Banş Konferansı, Filistin sorunu ve bu soruna doğrudan taraf olmuş Arap ülkele- riyle İsrail arasındaki ilişkiler açısından tartışıl- maz bir öneme sahiptir. Bu da konferansın sonucu ne olursa olsun. Filistinlilerin Arap ül- keleriyle Israil'in, Birleşmiş Milletler kararlan çerçevesinde banş görüşmeleri için ilk kez ayru masaya oturmuş olmalanndan kaynaklan- maktadır. Konferans, Filistin sorunu ve Arap-İsrail ça- tışmalannın çözümü yönünde atılmış önemli bir adım olmanın ötesinde soğuk savaş sonrası kurulmakta olan yeni dünya düzeninin niteliği- ni göstermesı bakımından da aynca önemlidir Türkiye açısmdan ise bu konferans. bu iki yö- nüne ek olarak bölge ülkeleriyle ilişkilerimiz bakımından özel anlam taşımaktadır. Ama konferansın Türkiye içın önemi, kimilerince düşünüldüğü gibi Türkiye'nin Ortadoğu'da bölgesel güç olarak ortaya çıkmasına olanak tanıyacak bir fırsat oluşundan değil (ki öyle ol- madığı açıkça bellidir ve olması da gerekme- mektedır). konferansın Türkiye'ye, Türkiye'- nin bölge ülkeleriyle, özellikle de Filistin ve İsrail'le ilişkilerini. Filistin davası konusunda izleyegeldiği tutumu değiştirmeksizın, ulusal çı- karlan doğrultusunda yeniden değerlendirebil- mesine ve diplomatik olarak da geliştirebilme- sine olanak tanıyacak bir ortam sunmasından kaynaklanmaktadır. tkili görüşmeler Kpnterarisın israil ıle Suriye, Mısır, Lübnan ve Ürdün-Filistin ortak heyetinin katıldığı bi- rinci aşaması 2 Kasım 1991 günü Mısır'da tarnamlanmıştır. Sıra, ABD tarafından 4 aralık günü Washington'da başlaması önerilen İsrail ile Arap ülkeleri arasındaki ikili görüşmelere gelmiştir. Bunu da muhtemelen daha genış ka- tılımlı ve bölgesel sorunlann tartışılacağı üçüncü ve son aşama izleyecektir. Konferansın birinci ve ikinci aşamalannın evsahipliğini İs- panya ve ABD'ye "kaptıran" Türkiye, şimdi de üçüncü aşama toplantılanna evsahipliği yap- ma önerisinde bulunmuştur. Burada hemen, evsahipliği konusunu toplantılara katılma ko- nusundan ayn ele almak gereğini vurgulamak istiyorum. Öncellıkle belirtmek gerekir ki Tür kiye, Filistin sorununda taraf ya da Israil'in komşusu değildir. Dolayısıyla Filistin sorunu- nun ve Arap-lsrail anlaşmazlıklannın ele alın- dığı birinci ve ikinci aşama toplantılannda Türkiye"nin yeri olmadığı gibi "neden masaya oturamadık' diye hayıflanmanın da gereği yoktur. Öte yandan, ömeğin bir Ortadoğu sulan ko nusunun Türkiye açısından önemi göz önüru alındığında, gündemi, sınır aşan sular da dahil olmak üzere bölgesel sorunlar olan üçüncü aşa- ma toplantılannda Türkiye'nin yer almaması ise kuşkusuz ganpsenmelıdır. Böyle bır durum- da konferanstan çıkabilecek kararlann uygula- nabilirliğı mümkün olur. Dolayısıyla Türkıye'- yi doğrudan ilgilendiren konularda Türkiye'yi içermeyen ya da dışlayan bir bölgesel konferan- sın başan şansı olmadığı açıktır. Bu nedenle de 1960'lann ortalanndan bu yana izlediği îslam ve Arap ülkeleriyle yakınlaşması politikasının, bu yakınlaşma arzusunun ilk gerekçesi olan Kıbns sorununda bile beklenen yaran sağla- madığı bir gerçektir. Türkiye'nin, özellikle su ve terör gibi güncel bölgesel konularda da kom- şu Arap ülkeleriyle ciddi sonınlan bulunduğu yadsınamaz. Ortadoğu Banş Konferansı'nın Türkiye'yi doğrudan ilgilendinneyen aşamalan da işte bu çerçevede önem kazanmaktadır. Ortadoğu Ba- nş Konferansı Türkiye'ye, 1960'lann ortasın- dan itibaısn sırtında taşıdığı bir kamburdan kurtulma olanağı sunmaktadır. Bu kambur, Arap ülkelerini güçlendirmeme kaygısıdır. Uluslararası ilişkilerde böylesi bir kaygı, ancak ulusal çıkarlara hizmet ettiği sürece anlamlı olabilir. Uluslar arasında yakınlaşmayı ve bağlantıyı din ve ırk temelinde kurmanın çağdaş bir yak- laşım olmamasının ötesinde, zaten monolitik bir Arap dünyası da mevcut değildir: farklı Arap ülkeleriyle ve bu arada Israıl'le ilişkileri birbirinden bagımsız değerlendirmesinin za- maru gelmiştir. Bu noktada, Türkiye ile tüm Arap ülkeleri arasında en olumlu ilişkilerin laik ve demokratik Filistin devleti ile kurulmasını beklediğimi de hemen eklemeliyim. FİDstin 1947'de Filistin'in Birleşmiş Milletler'de tak- simine karşı çıkmış olan Türkiye'nin, bu tarih- ten itibaren Filistin konusunda Birleşmiş Milletler kararlannın uygulanmasını savuna- gelmiş bir ülke olarak Filistin sorunu ve Arap- lsrail anlaşmazlıklannı Birleşmiş Milletler ka- rarlan çerçevesinde tartışmak üzere toplanan Ortadoğu Banş Konferansı'nı son derece olumlu bir gelişme olarak değerlendirmesi do- ğaldır. Ama konferansın Türkiye açısından en öte yandan Türkiye'nin üçüncü aşama top- önemli yönü, Israü'in, onunla doğrudan çatış- . i ı - ! • - • • . 1 - 1 • • _ • ı - ı _ A . . — 1 1 ! _ • _ • _ r ~ " i " _ ^ : _ - i ' i ! _ ı i:i ; Türkiye'nin üçüncü aşama toplantılannda yer almaması düşünülemez. Konferansın çeşitli aşamalanna ev sahipliği konusuna gelince: Türkiye'nin kuşkusuz her ülke kadar herhangi bir uluslararası toplantıya evsahipliği yapma önerisinde bulunmaya hakkı vardır. Aynca Arap ve Yahudilerin yüzyıllarca bir arada yaşadığı bir ülke olarak başından beri evsahipliği yapma arzusunu ifade etmiş olması da kuşkusuz anlamlı bir jesttir. Ama bunu ka- bul ettirememiş olmasmın Türkiye açısından kırgınhk yaratması ya da komplekse yol açma- sı ruç gerekmez. Bu, birinci ve ikinci aşamalar için olduğu kadar üçüncü aşama için de geçerli- dir. Ama kasım 1991'de Istanbul'da toplanma- sı öngörülmüş olan Su Zirvesi'ni biraz da Ortadoğu Banş Konferansı nedeniyle ertelemiş olmasmdan ötürü Türkiye'nin üçüncü aşama toplantılanna evsahipliğinde daha da ısrarlı ol- ması doğaldır. Ama sonuç itibanyla Türkiye'- nin ulusal çıkarlan açısından önemli olanın evsahipliği değil, bu çıkarlann korunması ol- duğu unutulmamahdır. Uçnncti aşama lantılannın evsahipligini yapabilmesı için bile özellikle Arap başkentlerinde yoğun diploma- tik çaba gerektiği açıktır. Evsahipliği konusu- nun asıl üzerinde durulması gereken yanı da işte budur. Türkiye'nin Arap Ortadoğusu ile ilişkileri genel kanının aksine farklı Arap ülke- lerinin farklı politikalar izledikleri Körfez Savaşı sırasında izlenen (ve her nasılsa "aktif dış politika" olarak adlandınlan) politika ne- deniyle bozulmuş değildir. Türkiye. Arap ülkeleriyle ilişkilerini başından beri bir türlü tatminkâr bir temele oturtamadığı gibi özellikle mış Arap ülkelerinin ve Filistinlilerin kendileri- nin ayru masaya oturmayı kabul etmiş olmalandır. Türkiye'nin şu sıralarda Orta- doğu'ya ilişkin olarak illa bir "masa" meselesi olacaksa, o da Türk dış politikasına yapacağı olumlu katkılan nedeniyle işte bu masa olmah- dır: Ortadoğu Banş Konferansı Türkiye'ye, Filistin ve İsrail ile zaten iyi olan ilişkilerini dip- lomatik olarak da geliştirebilmesi için tarihsel bir olanak sunmaktadır. 1948'de kurulan İsrail devletini 1949'da tanı- yan ilk Müslüman ülke olan Türkiye, 1988'de PARİSTEN SELÇUK DEMİREL kurulan Filistin devletini de ilk tanıyan 5. ülke ve ilk "Batı bloku" ülkesi olmuştur. Ama Filis- tin devleti ile ilişkiler hâlâ yan-diplomatik statüdedir. Bunun nedeni de Filistin devletinin toprak- sızlığı değil, tsrail ile diplomatik ilişkilerin düşuk düzeyde tutulmasıdır. 1956 Arap-îsrail Savaşı sırasında Tel Aviv'deki elçisini geri çağı- ran ve diplomatik temsil düzeyini maslahatgü- zarlığa indiren Türkiye, Israil'in 1980'de, 1967'den beri işgal altında tuttuğu Doğu Ku- düs'ü ilhakına ve birleşik Kudüs'ü bölünmez ve ebedi başkenti ilanına tepki olarak hem Ku- düs'teki başkonsolosluğunu kapatmış hem de yeni bir diplomatik degredasyona giderek Tel Aviv maslahatgüzarlığına bundan böyle ikinci kâtip gönderilmesine karar vermiştir. Türkiye-lsrail üişkileri Günün koşullan içinde anlaşılabilir olmakla birlikte, bu tepkılerin, hem siyasal hem de kon- solosluğun kapatılmasında söz konusu olduğu gibi pratik açıdan her iki ülkede de gereksiz sı- kıntı yarattığı kabul edilmelidir. Özellikh 1980'lerin ikinci yansında her alanda daha da gelişen Türkiye-lsrail ilişkilerinin diplomatik boyutunda hâlâ resmen bir yükseltme gerçek- leşmemişse de 1986'da Türkiye. Tel Aviv'deki maslahatgüzarlığına ikinci kâtip değil, daha kı- demli bir diplomatı bir elçi genel müdürü atamıştır. Türkiye'nin Filistin ve İsrail'le diplomatik ilişkilerini büyükelçilik dûzeyine çıkartmasının önündeki büyük birengelin, zorlu, ama umutlu bir sürecin başlangıcı sayılması gereken Orta- doğu Banş Konferansı ile birlikte ortadan kalktığını söylemek mümkündür. Zaten İsrail'- le savaşmış Arap ülkesi Mısır'ın bile 1977'den bu yana İsrail'le doğrudan ilişkisi mevcuttur. Aynca Mısır'ın. 1979'da İsrai] ile banş antlaş- ması imzaladığı için üyeliğinin askıya alındığı Arap Birliği'ne 1989'da yeniden kabul edıldiğı. SSCB'nin, 24 yıl aradan sonra İsrail'le \eniden diplomatik ilişki kurduğu. Madrid konferansı- nın davetiyelerinde Bush ile Gorbaçov'un imzalannın birlikte yer alchğı, Mısır, Sunye, Lübnan, Ürdün bir yana, Filistinlilenn kendi- lerinin bile konferansta İsraillilerle yüz yüze görüştükleri unutulmamaİKİır. Aynca, Tür- kiye-lsrail ilişkilerinin niteliği ve bu iki ülkenin bölgedeki konumlannın, diplomatik ilişki dü- zeyınin yükseltilmesi için uzun zamandır yeterli neden oluşturduğu da yadsınamaz. öte yan- dan, böyle bir ginşimin, Filistin'le olan ilişkile- rin tam diplomatik statüye kavuşturulmasının yolunu açacağı da açıktır. özetle, Birleşmiş Milletler kararlan çerçeve- sinde görüşmeler için masayı oturulan Madrid sonrasında ve global ve bölgesel koşullar çerçe- vesinde Türkiye'nın İsrail'le diplomatik ilişki- lerinde bir yükseltmeye gitmesi yadırganma- malıdır. Ama kanımca Türkiye, bunu da ancak Filistin'le olan ilişkilerini de eşzamanh olarak büyükelçilik dûzeyine çıkarirak yapmak zo- rundadır. Bu. Türkiye'nin Filistin konusunda izlediği politikasınm tutarlılığı için olduğu ka- dar, dünyanın desteğıni habeden Filistin hal- kıyla dayamşmasının da gereğidir. İsrail'le diplomatik ilişkilerini yeniden değerlendirme sürecinde Türkiye'yi düşündüreceİc olan konu ise, İslam ve Arap ülkelerinin tepkisi değil, İs- rail'in işgal altındaki topıaklarda yaşayan Filistinliîere yönelik baskıcı politikalan olmalı- dır. Türkiye'nin ulusal çıkarlan, Paris Şartı'nın dernokrasi, insan haklan ve hukukun üstünlü- tü ilkelerini dış politikasınm da vazgeçilmez keleri olarak savunmayı gerektirmektedir. Ama Madrid'e giden yolu açan uluslararası or- tamın, Washington yolunun üzerindeki engel- kri de kaldırabılecek güçle olduğu kabul edilirse, bu yeni dönemde, (Başbakan Şamir'e rağmen) îsrail'in de iç ve dış politikasında önemli değişiklikler beklenmelidir. İLAN StVASU ASLtYE HUKUK HAKİMLİĞt'NDEN Esas No: 1990/179 Karar No: 1991/214 Davacı Ujak ili, Sivaslı ilçesi Selçiklcr köyünden Hüseyin kı- n 1970 doğiımlu Hanun Bulut vekiü Av. Bekir Sıtkı Gün tara- fından davalı aynı yer nüfusuna kayıtU Ali oğlu 1966 doğumlu Mehmet Bulut aleyhine açüan şiddetli geçimsizUk sebebiytebo- şanma davasında mahkememiz- den verilen 14.11.1991 tarih 1990/179 esas 1991/214 karar sa- yüı ilanı ile MJC.nun 134 ncü maddesi gereğince şiddetli ge- çimsizlik sebebiyle bo$anmala- nna karar verilmiş olup adresi belli olmayan davalı Mehmet Bulut'un adına ilanen tebligat yapıhnasına karar verilmiş oldu- (und&n davalının ilan tarihinden itabarcn 15 gün içinde karara karşı temyiz haklannı kullanıp kuUanmayacağı, bu süre içinde hakkını kullanmadığj takdirde kesinleşeceğı hususu ilanen teb- liğ olunur. Basın: 50552 GÖLBAŞI (ANKARA) ASLtYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN İLAN Esas No: 1991/726 Davacı Haa Mahmut Dinç ve- ldli Av. Roswitha (Dinç) Dino aleyhine açjlan boşanmanın tenfizi davasmın yapılan dunışma hazır- Ugıaca; Da>alı Roswitha Dina (Dinç)'üı kendöinin Türkiye'de mükim ol- duğu ve adresinin bilinmedigin- den, cebliğ yerine kaim olmak Ozere ilanına karar verilmiş olup, Bo^nma tenfizi davasuun du- ruşmasının 10.12.1991 günü saat 11.00'e atüı olduğu, davalının kendiıinin duruşma günü Gölba- şı Aslye Hukuk Mahkemesi du- nışnu salonunda hazır bulunması, kendianin hazır bulunmadığı tak- dirde (endisini biı vekü ile savun- masııı ve tam delilleri ile azu* bulunınası, ken- UÇ HARFLI!.. Nesilden nesile aktaracağınız, çağ- daş teknolojinin ürünü, güçlü, daya- nıklı ve konforlu bir toplu taşımacılık değerimizin adı?.. disinh ve vekilinin hazır bulunma- dığı Ukdirde duruşma yapılacağı ve ka-ann dahi yokluğunda yapı- lacağ ilan olunur. 18.11.1991 Basın: 44479 Belediye otobüsünün adı SG 220 Körüklü otobüs MAN KAMYON VE OTOBÜS SANAYİ A.Ş. Genel Mudurtuk ve İstanbul Fabrikası: Topkapı. (1) 567 07 10 (4 Hat), Sanş D\fek Hat 577 05 90 Faks. 567 68 40 Ankara Kamyon ve Çekıci Fabrikası: Esenboğa (4) 338 02 20 (6 Hat), Faks 398 04 90 Bolge Bayileri: Adana . Gunş h'acat - Ithalat ve Pazartama A Ş (71) 14 64 39 i 14 71 86. Faks t7 98 50 Ankara : Ankaman OtomotiM San ve T c Ltd \i) 341 41 51 Faks 341 40 53 Servis istasyonu: IsKitler Cad. No 22 [4) 342 43 11. 342 18 90 Konya : Koyunctı Akaryakıt ve Olomotıv Tıc ve San A.Ş (33). 13 2 1 1 8 15 67 47, Faks 13 06 55 ILAN İfcMİR 4. İCRA TETKİK MERCİİ HÂKİMLİCİ'NDEN Dosya No: 1991/1040 Diekçi: Marmara Pazarlama A.Ş.-I332 Sokak No: 19 Izmir Ykarıda ismi \e adresi yazılı bulunan dilekçinin alacaklılan ile 'ordato akdetmek uzerehâkımliğimize29.11.1991 tarihinde mu- etmiş olduğu ilan olunur. İLAN İZMİR 1. İCRA TETKİK MERCİİ HÂKİMLİĞİ'NDEN Dosya No: 1991/1044 Dilekçi: Izmir Tekstil Pazarlarna ve Sanayii Limited Şt. 1330 Sk. No: 1 Tatari Işhanı Kat 7-8 lzmir Yukanda ismi ve iştıgal ettiği şveadresleri yazılı bulunan dilekçi, lzmir Tekstil Pazarlama ve Sana,ı Lmt. Şti. vekili alacaklılan ile kon- krrdato akdetmek uzere hâkimiığımize 29.11.1991 tarihinde müra- caat etmiştir. İlan olunur. Singer in yeni teknolojik harikası, ayna panelli fınn (SF 2700), mutfağımıın rengini, sizin zevkinid yansıtryor... Dikiş makinesinin yaratıcısı Singer 140 yıldır çağdaş, yenilıkçı ve genç kalabilmıştir Bugün Sınger sadece dikış makinesınde değil, buzdoiabından çamaşır makinesine. fınndan pres iıtüye, televizyondan müzik setine, elektrik süpürgesinden ısitıcıya kadar bırçok ürüncje, değişmez kaiite anlayışını simgeleyen dev bir markadır. Singer daıma yeniliklere oncülük eder Teknoloji Singer1 i takip eder... Sıngerın yeni, ayna panelli Deluxe Fınn'ı. Singerkalitesi ve yenilıginın gostergesi olan ustün ürunlerden sadece biridir İşte Deluxe Fınnınöıelliklerinden baıılan • Tamamen aynalı ön panel, paslanmaz çelik gövde • Hem elektnk, hem gazla çalışabilen fınn • Fınn kısmı gazemniyetli • Çakmak ve saat • Ayarlanabilirayaklar • Piliç çevirme tertibatı • Doğal gaz, bütan gaz veya hava gazına ayarlanabilme Singer fırınları 265.000 TL den başlaydn taksitlerle! Size uygun alternatifleri bayinizle görüşünüz... Yıllık Yer.ılık SINCER TeknolojiSingeritakipeder
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear